Gönderen Konu: 22 TEMMUZ 2007 SEÇİM ANALİZİ (SEBEP -GEREKÇE-SONUÇ)  (Okunma sayısı 16725 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Savaşankurt

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 23
    • İntikam Yemini
daha önce de düşüncelerimi başka bir başlık altında kısmen belirttim. ekonomiyi yani parayı ve medyayı ele geçiremeyenler bir devletin nüfusuna hükmedemezler. artık ayılalım: bu dinci takımı 1950'lerden başlayarak sıkı çalıştılar ve insanlarımızla birebir, ev ev dolaşarak kontak kurdular ve zaten muhafakar yapıda olan insanları belli noktalardan yakalayarak kendilerine çektiler. cami cemaatlerinden ve özellikle de gurbetçilerden topladıkları inanılmaz boyutlardaki paralarla sermayelerini güçlendirdiler. üstüne bir de israil ve abd yapımı bop gelince kaymaklı ekmek kadayıfı oldu. bu destekle sadece geçen yıl mevcut tv kanallarından 12'ini, mevcut gazetelerin de %80'ini yanlarına çektiler. bu arada abd tarafından destekli fetullah'ın açtırdığı yeni tv, gazete, dergi ve radyoları saymıyorum bile. dört koldan yürütülen bu dezenformasyona söyleyin kim dayanabilir?

bir de acı gerçek var ki değerli kandaşlar, bu ülkede yaşayanların Türkçülük milliyetçilik falan umurlarında değil, bu net biçimde ortaya çıktı. hele hele doğu ve güneydoğu, pkk uzantısı soysuzlara ve ar.p k.rt partisine oy yağdırdı.
artık acı gerçekler ortadadır. kendi öz yurdumuzda ırkına azınlık muamelesi yapan ve günlük kaygılar dışında hiiiç de ötesi kaygılar taşımayan bir coğrafyanın insanlarıyla koyun koyuna yaşıyoruz.

şimdi şımaracakları ve kendi ayaklarına kurşun sıkacakları gelişmeleri beklemekten başka bir şansımız yok.
bu arada bize düşen, Türkçülerin sıkça yan yana gelmesi, Türkçülük çok da umurlarında olmayan bu kalabalıklar içinde sabırla taraftar toplaması; önümüzdeki on yılda yavaş yavaş kozasını sabırla örmesidir. İlteriş'in bu konuda mühim bir lokomotif olacağını ve önümüzdeki Türkçüler Turancılar kurultayının yeni bir dönüm noktası konumunda olduğunu düşünüyorum.

Tüm Türkçü Turancılara saygılarımla.
Türk'e tuzak kuran kendi mezarına toprak taşır.

http://intikamyemini.blogcu.com

Çevrimdışı İgdirhan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 325
Büyük katılımların olduğu Cumhuriyet Mitingleri ilk başlarda bütün yurt genelinde takdirle karşılanırken ,öte yandan bu mitinglerin oluşturduğu kamuoyu rüzgarının çok şiddetli bir şekilde aleyhine döndüğünü gören tayyip ,soluğu tarikat ve cemaat liderlerinin yanında alarak ,yılların birikimi olan mücadelenin tam da son aşamasına gelmişken birden bire böyle bir duvara toslayarak ,sukutu hayale uğradıklarını ,belirterek bire bir markajlara dayalı kamuoyu çalışmalarıyla ,kendilerinin siyasi ve ideolojik sonunu getirecek bu gidişin önünün alınmasını talep etti.

Alıntı

En etkili propoğanda biçimi ;birebir yapılandır. Bazıları buna fısıltı gazetesi diyor.

9.Cumhurbaşkanı Kenan EVREN



Gerçekten de bu fısıltı gazetesi görevini başarılı bir şekilde yerine getirmekle kalmayıp ,senaryolar akıl sınırlarını zorlayacak şekilde geliştirlip ,mesele din davasına döküldü.

Propoğandaların ekseninde laikliğin dinsizlik olduğu tezi yatmaktaydı ve bu tezi doğrular delilleri de vardı.
Özellikle eskinin marksistleri ,yenilerde ulusalcılık söylemine başvuran kişilerin ağzından laiklik=dinsizlik ve İslam düşmanlığı olarak tarif ediliyor ya da dinleyiciler öyle algılıyordu.
Cumhuriyet mitinğlerinde bir çok eski marksistin baş rol görünümleri ,nazım hikmetof şiirlerinin milli heyecan şevkiyle sunumu ,mitingi organize edenlerin bir bölümünün CHP den milletvekili adayı olması tayyip cephesince başlatılan karşı propoğandanın doğrulayıcı delilleri olarak görüldü.

Cumhuriyet mitinginin gündemi ,talepleri ve katılımcıları belliydi .Ama karşı cenahın kimler olduğu ,gündem ve talepleri aleni değildi.
İşte bu görünmeyen milyonlar kişisel etkileşim yoluyla birbirlerine yaptıkları telkinlerle kollektif bir bilinç oluşturup ,bu bilincin tercihini oy olarak akp ye akıtmayı başarabildiler.

Elbetteki karşı cenahın bu gerekçelerini besleyen başka gerekçeleri de vardı.

Bunlar ana başlıklarla ;ekonomik istikrar ,terör ,etnik ayrışma ,cumhur başkanlığı seçimindeki mağdur (!) edilmişlik ,olası MHP-CHP koalisyonunun etnik bölücülüğü hızlandıracağı ,milliyetçiliğin ırkçılığa-kafatasçılığa doğru gidişi.vs...

TTK.




Çevrimdışı İgdirhan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 325
Pentegon Stratejik Araştırmalar Merkezinin ;
Alıntı

Cumhuriyet Mitinğleri ,TSK'nın emekli generalleri kullanarak yaptırdığı eylemler olup ,temel amacı ;terörü bahane ederek "halkı ,kürtlere karşı terörize etmektir"


şeklinde anlaşılacak bildirgesi..

abd her ne kadar tezkere sebebiyle akp ye kızgın olsa da ,geleceğe yönelik hesapları için var olan en uygun yapı ve seçenek de yine akp idi.

Gelişmeleri dikkatle takip eden abd ;Cumhuriyet mitinğlerinin oluşturacağı sonucu  akp ye ve dolayısıyla kendisine zararlı görüp ,hemen işe koyuldu.

Özellikle finans ve basın-yayın alanında etkili olduğu bağlantıları devreye koyarak gündemi değiştirmeyi başardı.
Çok ilginçtir ki ;Cumhuriyet tarihinde zenginler topluluğunun ve medyanın tamamına yakınının desteğini alan başka bir siyasi iktidar mevcut değildir.

Basın ve patronlar ;kulaklarına üflenen sesin gereğini yerine getirmek üzere ,yapılması icap eden ,her şeyi yaptı.

Sabıkalı dolandırıcı M.Ali Brand'ın dörtten az olan şehitleri gazete ve tv lerde haber yapmayın telkinleri de bu cümledendi.

Tam bir yağdanlık görünümündeki basın ve para dünyası bilinçsiz vatandaşı yönlendirmeyi başarabildi.

Seçim rüşveti olarak dağıtılan kira yardımları ,kömür ve gıda kumanyalarının kaynağı ,bizzat patronlar kulubüydü ve bu para babaları gayet iyi biliyorlardı ki yaptıkları şey :"kaz gelecek yerden ,tavuğun esirgenmemesiydi"

Şimdi basın ve patronlar ;kılıçlarını sallladıkları gavurun ,ekmeğini yiyecekleri günü ,ağızları salyalı olarak bekliyorlar....

Tabii her şey ,onlara göre ,yolunda giderse!!!!!!!!!!

TTK.

Çevrimdışı ÇEPNİ_TÜRKÜ

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 153
Bu durumu değerlendiriken işin görünen kısmı kadar görünmeyen ve bir süreç olarak ilerleyen ayrıntılarına da dikkat etmeliyiz diye düşünüyorum. Neydi bu ayrıntılar; şimdi uzun sürelerden beri milli eğitimin başında Türkçü ve milliyetçi düşünceye sahip olmayan bakanlar var. Bunlar eğitim sistemini kendi düşünce eksenlerinde ( milliyetçi olmayan) şekillendirip o doğrultuda nesiller yetişmesine neden oluyorlar. Diyebilirsiniz daha kaç yaşında olduki bunlar hemen oy verecekler de bu sonuca bir etkisi olacak diye. Ama dediğim gibi bu çok uzun zamanlardan beri süregelen bir süreç. Sonuca etkisi olabilecek bir çok nedenden bir tanesi olabilir diye düşünüyorum. Mesela bu bedava kitap dağıtma işi ilk bakışta iyilik gibi gözükebilir ama bu hükümetin bakanının hangi düşünce ekseninde kitaplar vereceğini size  bırakıyorum.
Şimdi herkes bir geriye gitsin okul yıllarını bir hatırlasın... ilk okuldan itibaren içinize işleyecek bir Türkçü söylem, milliyetçi düşünce ile ne kadar karşılaştınız? (Bu düşünceye sahip olmayan öğretmenler de ayrı bir etken oluyor)  Kimileri hiç diyecektir... Bu yoğurulma böyle ilerlerken bir şekilde bu düşünce ve fikriyatla karşılaşmadıkça ve içinize işlemedikçe uyanmanız mümkün olmuyor. Ve malesef bunun sonucu olarak bugünkü durumu oluşturacak bir birey olarak toplumdaki yerinizi alıyorsunuz.
'Biz doğrudan doğruya Milliyetperveriz ve Türk Milliyetçisiyiz.'
'Hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır!'

                                                                          ATATÜRK

berke tigin

  • Ziyaretçi
           Bazen düşünüyorum....Acaba biz boşuna mı kürek çekiyoruz?Irkımızın yüce ülküsünü kim için yaşatmaya yaymaya çalışıyoruz?Birkaç kilo pirince,bir iki aylık erzak için milli hasletlerinden taviz verebilecek ,başörtüsünü din zanneden hayatında namaz hocasından başka kitap okumamış milletimiz içinmi?Hatayı nerede yapıyoruz?
            Bu seçimlerde alınan şaşırtıcı sonuçları yazılı basın şimdiden birilerinin sırtına yıkma çalışmalarına başladı bile...kimi Baykal'a,kimi Ağar'a kimi Bahçeli'ye,kimide Mucmuya...Ama aslında farkedemedikleri bir gerçek var:Erkan Mumcu ve Ağar bence kasıtlı ve planlı olarak merkez sağ diye tabir edilen Anap ve Dp yi tasfiye etmek için ortaya koyulan planın ilk bölümü idi.Artık merkez sağ da yok merkez sol da.Merkez konumuna gelmiş,yazılı ve görsel çalışmaları,bitmek tükenmek bilmez maddi güçleri ile insanların başını döndürmeyi başarmış bir merkez parti var artık.Seçim sonuçlarından bu güne onlarca kişi ile sohpet ettim.Aralarında fındık fiyatlarından dolayı sokaklara dökülenler,hayat pahalılığından şikayet edip ağlayanlar var.Ama oylarını AKP'ye vermişler.Özellikle karadenizliler bu iktidar döneminde başlamadığı halde.bu iktidar döneminde bitilrien Karadeniz otoylu diyorda başka birşey demiyor...Bilindiği üzre AKP,özellikle baş örtüsü ve türban olayını,halka karşı bir propaganda malzemesi olarak kullanmış ve bundada büyük başarı sağlamıştı.Kapı komşuma soruyorum:
  -Hüsmen amca oyunu kime verdin ?
diye ,cevabı:
  -Oğlum benim hanım başörtüsü takıyor.Abdullah Gül'ün hanımı da takıyor.Ben gerici yobaz değilim ama ben cumhurbaşkanı adayı olsam,benide bu yüzden aday yapmazlardı.Bak Türkiye geneline hangimizin annesinin,ninesinin başında başörtüsü yok .
     Şimdi gelde çıldırma! CHP,izlediği yanlış politika ve Türkiye'de laikliğin öcü gibi algılanması için ne gerekiyorsa yapmıştır.
       MHP ye gelince,aday gösterdiği Alevi kökenli adaylar beklenen şekilde oy artışına sebep olmamıştır.Mhp de planlar ters gitmiş,toplanması beklenen alevi oyları,kendi kalesi olarak tabir edilen Yozgat ve Kayseri'de Akp için çok kaliteli bir malzeme olmuştur.Bu saatten sonrada kimse Akp'nin kolay kolay gideceğini beklemesin.Düşük kredi ile yeni evler ,arabalar,işyerleri ,yazlıklar sahibi olmak bu milletin fazlaca hoşuna gitmiştir.Artık bankalara kredi borcu olmayan yok gibi.Herkes Toki'nin ucuz ev kampanyasından yararlanmak için can atıyor.Bu ve bu gibi ekonomik kozlar malesef ülkemizde ideolojik kadroların elini kolunu bağlamaktadır.

Çevrimdışı İgdirhan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 325

           Bazen düşünüyorum....Acaba biz boşuna mı kürek çekiyoruz?Irkımızın yüce ülküsünü kim için yaşatmaya yaymaya çalışıyoruz?

Aralarında fındık fiyatlarından dolayı sokaklara dökülenler,hayat pahalılığından şikayet edip ağlayanlar var. Ama oylarını AKP'ye vermişler.




Meşhur Stalin’in Tavuğu hikayesi ;bu davranış biçimine ,en iyi cevap niteliğinde.

Hikayeyi tekrardan yazmıyorum..

Dileyenler ;

http://www.hunturk.net/forum/index.php/topic,2222.msg13514.html#msg13514

köprüsünden ,anılan öyküyü ,okuyabilirler.
……….
……………..

Düşünün ki çöl ortasında susuz bir insan.
Bir yudum su için her şeyi yapabilmektedir.

Çöldeki bu insanın ;bir bardak su karşılığında ,her şeyini alabilirsiniz.

İşte Türkiye’de halk çöl ortasındaki insan ,akp de elinde su bulunduran gaddar ,fırsatçı ve düzenbaz konumundadır.

İşin gerçek yüzü  ;salt olarak ,bundan ibaret değildir.
……….
………………

Bir bardak su karşılığında her şeyi alınan insanın ,kendisine su veren kişiye karşı bağımlılığı ,hiç bitmeyecektir.
Çünkü susuzluğunu gidermek  için verilen su ,bizzat susuzluğunun kaynağıdır.
Verilen su ,deniz suyudur ve içerisindeki tuz ,tekrardan susamanın ,yegane sebebidir.

Her susayışınızda başka bir şey vererek aldığınız bu su sizi ;su verene karşı ilelebet ,bağımlı ve köle yapmaktadır.
Bu kısır döngü içerisinde ;susuzluk su ,tekrar susuzluk ,tekrar su ........... , .......... olarak devam edip gidecektir.
Anlaşılacağı gibi suyun bardağı düzenbazın elindedir ve halk da bu düzenbaza muhtaçtır.

Ta ki…
Halkın ;halklıktan (sürü) kurtulup ,millet olmak bilincine ulaşmasına kadar ,bu böyle ,devam edecektir.
Bu bir kader değildir.
Bu yapılan tercihlerin doğal sonucudur.
Yani "ne ekersen onu biçersin" demektir
…………
…………………

Sorun ve bu sorunu çözümü ;
Millet olmakla ,halk (sürü) kalmak arasındaki farktan ibarettir.

Oysaki bu Millet ;Başbuğ Atatürk eliyle daha bu yüzyılın ilk çeyreğinde ,padişahın kulları (halk-sürü) olmaktan ,Milletin birer bireyi olmak onuruna erişmişti.

Elindekinin kıymetini bilemeyenler ,deniz suyuyla susuzluklarını gidermeye uğraşacak ve bundan da birileri ,kendi hesabına uygun çıkarlar elde edeceklerdir.
Maalesef bu ;doğanın işleyişinin gereğidir de ,aynı zamanda…
Suçu ;sadece hırsıza ,yüklememek gerektiğine inanıyorum...

TTK.

alper_bozkurd

  • Ziyaretçi
Irkdaşlarım; tek bir şey hatırlatmak istiyorum. Aslında bu konu hakkında fikirlerim ve çözüm önerilerim çok açıktır. Ancak yeri değildir. Sadece Hitlerin propaganda bakanı olan Goebbels’ in söyledikleri bence bu konuya biraz açıklık getiriyor. Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkar”...  ’Propagandada beyinlere her gün bir santimetre çivi çakacaksın, 40 günde 40 santimetre girecek; girdiğini kimse anlamayacak’.

Çevrimdışı İgdirhan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 325
Şimdi araştırılıp ,ortaya konulması gereken en önemli noktaya değinmek gerekiyor.
Toplumun davranış ve tercih şekillerinin vardığı ürkütücü sonuç neden kaynaklanıyor ?


Mankurtluk Nedir ? ,Mankurtlaşmak Ne Demektir ?

Dilimizde “mankafa” sözcüğü argo da olsa yaygın biçimde kullanılmakla beraber, “mankurt” sözcüğünün aynı yaygınlıkta olmadığını biliriz.
Mankurt sözcüğünü Cengiz Aytmatov gündemimize yeniden soktu.
Mankurtlaşmak, ulusal kimlikten uzaklaşma, topluma ve kültüre yabancılaşma, zihnin yeniden inşası yoluyla bilinçsizleşme, egemen güçlere ve süper devletlere yaranmayı içeren sosyo - kültürel bir kavramdır.

Zihni yeniden kurgulanarak mankurtlaştırılan kişi, düşmanını “efendi” kabul ederek kendi halkına ve değerlerine karşı savaşan bir köledir.

Okumuşlar kolay mankurtlaştırılabilirken halk aynı kolaylıkla ve kısa zamanda mankurtlaştırılamaz.
Kültür kodları halkı kendi değerleriyle ayakta tutarken, aydın ya da yöneticiler gerek arayış içinde olmaları, yeni değerlere kontrolsüz biçimde açık olmaları ve bireysel çıkarlarını toplumsal çıkarların önünde tutmaları onları mankurtlaştırma sürecine sokar ya da bu süreci hızlandırır.
 
Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” adlı yapıtında anlattığı bir efsane vardır:
Mankurt Efsanesi.
Juan-Juan adlı barbar bir toplum, tutsak ettiği kişileri nitelikli (!) köleler haline getirmek için onların belleklerini silermiş.
Bunu şöyle yaparlarmış:
Önce tutsağın başını kazır, saçlarını tek tek kökünden çıkarırlarmış.
Bu arada bir deveyi keser derisinin en kalın yeri olan boynundaki deriyi tutsağın kanlar içindeki kazınmış başına sımsıkı sararlarmış.
Kuruyup büzülen deri kafayı mengene gibi sıkıp, dayanılmaz acılar verirmiş.
Bir yandan da kazınan saçlar büyüyüp dışarı çıkamayınca başına batarmış. Tutsak başını yerlere vurmasın diye bir kütüğe bağlanır, yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye elleri ayakları bağlı olarak ıssız bir yerde dört beş gün aç susuz bırakılırmış.
Beşinci günün sonunda tutsakların çoğu ölürmüş. Kalanlar ise belleklerini yitirirmiş.

Tutsak zamanla kendine gelir yiyip içerek gücünü toparlarmış.
Ama o artık bir insan değil, ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan “mankurt” olurmuş.
Bir mankurt kim olduğunu, hangi soydan geldiğini, anasını, babasını ve çocukluğunu bilmezmiş.
İnsan olduğunun bile farkında değilmiş.
Bilinci, benliği olmadığı için, efendisine büyük avantaj sağlarmış.
Ağzı var, dili yok, itaatli bir hayvandan farksız, kaçmayı dahi düşünmeyen, hiçbir tehlike arz etmeyen bir köle.
Onun için önemli olan tek şey efendisinin emirlerini yerine getirmekmiş.
 
İşte, toplumumuzda olup bitenleri bu bağlamda değerlendirmek gerekir.
Bugün Türk toplumu mankurtlaştırılıyor. Ulusal kimliği, kişiliği, onuru dejenere ediliyor, aşağılanıyor.
Geçmişimiz ve kim olduğumuz bize unutturuluyor.
Azar azar, alıştıra alıştıra, şiddeti zamana yayıp yüngülleştirerek mankurtlaştırılıyoruz. Uygarlıkların kurucusu olmuş bu milletin insanları mankurtlaştırılıyor!
Topluma “geçmişi unut, kim olduğunu unut, geleceği düşünme, anı yaşa” düşüncesi genel geçer yapılarak mankurtlaştırılıyor.
Başta artık bizim olmaktan çıkmış ulusal (?) kitle iletişim araçları olmak üzere her türlü araç bu amaçla kullanılıyor.
Bir daha kendimizi toparlayamayacak biçimde zihnimiz yeniden inşa ediliyor!
Böylece ulusal refleksimiz ve direncimiz kırılıyor. Görünüşe bakıldığında epey yol aldıkları anlaşılıyor. (Alıntıdır)

...............
.........................
Seçim sonuçları  bunun ;en diri ve çarpıcı ,örneğini teşkil etmektedir.
Mankurtlaştırmanın yöntem ve araçlarını ayrıca ekleyeceğim.

TTK



Çevrimdışı İgdirhan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 325

Haşlanmış Kurbağa

Bilinen öyküdür;.
İçi su dolu bir tencereye bir kurbağa atar ve ocağı yakarsanız.
Kurbağa yavaş yavaş ısındığından dolayı haşlanacağını düşünemez.
Sıcaklık rahatsız edici boyuta ulaşınca, o kadar gevşemiş ve mayışmıştır ki, tencereden çıkacak gücü kendinde bulamaz ve ölür.
Oysa kaynayan bir tencereye bir kurbağayı atarsanız tüm gücünü toplar, oradan sıçrar ve hemen kurtulur.
Kurbağanın çıkamayışı hayatına yönelen tehdidi algılayan iç düzeneğin, kurbağanın çevresindeki ani değişikliklere göre programlanmış olmasındandır.
Alıştıra alıştıra olan değişme değildir.
Bu öykü, insanlara azar azar zehir bile içirilebileceğini anlatmaktadır...
Şu sıralar Türk toplumuna içirildiği gibi!

TTK.


Çevrimdışı İgdirhan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 325

Pandoranın kutusu açıldıkça pis kokular yayılmaya başladı.

İşte CHP lideri Deniz Baykal'ın yaptıkları :

Basında yer alan haberlere göre ,ki bunu CHP kurmayları da doğrulamakta ,yasaklı tayyip erdoğan'ın yasağının kaldırılması ve siyasete dönüp ,başbakan olmasının önünü açan anayasa değişliğine destek veren Deniz Baykal ;her ne kadar bu yaptığını demokrasi (!) anlayışının gereği olarak açıklasa da ,durumun öyle olmadığı ortaya çıkmıştır.

Deniz Baykal ,tayyip erdoğan'a bu desteği verirken ,tayyip'ten de kendisinin cumhurbaşkanı yapılması sözünü almıştır.

Yani anlaşılacağı üzere Baykal kendisinin cumhurbaşkanı olması uğruna ,tayyip ve o'nun temsil ettiği şer cephesini Türklüğün başına musallat etmiştir.

Bu düpedüz siyasi opurtinizmdir.
Bu ;Türk Milletine ,Türk Devletine ,Başbuğ Atatürk'e ve Cumhuriyetle kazanılmış Türk Aydınlanmasına yapılmış ,ihanettir.
Baykal'ın italyan siyasetçisi makyewel'den farkı var mıdır ?

Şayet tayyip sözünde durup Deniz Baykal'ı cumhurbaşkanı seçseydi ,bunların hiç biri ortaya çıkmayacaktı.

Kapalı kapılar arkasında ki can-ciğer kuzu sarmaları ,işte böyle oluyormuş meğer..

"Siyasette muhabbet ,hepsi yalan palavra" diyen Uluğ Bilge Atsız Ata na kadar doğru söylemiş...

Türk Milleti bunları unutmayacak ve hesabını tez günde soracaktır..

TTK.