Avrupa Birliği (AB) bir Amerikan projesidir!
Projesiydi demek daha doğru olacaktır.
Sovyet yayılmacılığın Doğu Avrupa ülkelerini bir bir demir perdeye dâhil ettiği dönemlerde Avrupa’nın geri kalanının Sovyetlerce yutulmasının önünü almak için ABD'nin teşvikiyle İngiltere, Fransa ve Almanya'nın oluşturduğu çekirdek etrafında önce Avrupa Ekonomik Topluluğu adıyla başlatılan yapılanma ilerleyen zamanlarda yeni bir form alıp Avrupa Birliği haline getirilerek yeni bir boyut kazanmış ve ABD'nin amaçlarıyla uzaktan, yakından alakasız ve hatta ABD nin karşısında yıkılan SSCB den sonra yer alan en büyük güç haline gelerek tanım yerindeyse AB, ABD nin kendi eliyle sivrilttiği ancak bir süre sonra kendisine batan bir kazık haline gelmiştir.
Bu gün itibariyle,-1989 dan beri- ABD nin karşısında SSCB gibi din karşıtı yayılmacı bir ideoloji devleti kalmadığından ABD için AB nin var olma amacı da ortadan kalkmıştır. Lakin gel gör ki sosyolojinin en acı gerçeği olan; sivriltilen kazığın önce sivriltene battığı, keskinleştirilen bıçağın da önce bileyenin elini kestiği hükmü bir kez daha tahakkuk ederek ABD nin planları tersyüz olmuş, kendi eliyle kendisinin karşısına en büyük ekonomik, siyasi ve din-mezhep eksenli bir birliktelik kurmuştur.
Gelinen nokta itibariyle ABD, AB içerisinden kendisine, birliğin çıkarlarına aykırı, yeni işbirlikçiler edinmeye çalışarak birliği etkisizleştirme ve hatta dağıtmanın yollarını aramaktadır.
ABD bu amacı doğrultusunda, ister gibi gözükerek, Türkiye’nin AB ye girmesini asla istememektedir.
Türkiye AB’nin birliğe giriş için istediği ipe, sapa gelmez şartlarını yerine getirebilir mi, ya da o şartları yerine getirinceye kadar AB diye bir birlik kalır mı bilemem ama bilinen bir gerçek var ki Türkiye AB ye girse de, ABD’nin dayatmasıyla giremeyip ABD nin çizdiği yörüngede hareket ederse de toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını koruyamayacaktır.
Türkiye’nin yegâne kurtuluşu; 1945 de ABD’nin dayatmasıyla İnönü eliyle terk ettiği milli politikalarına geri dönüp, bunlara sıkı sıkı sarılarak, kendi önderliğinde önce Azerbaycan ve Kıbrıs’ı kapsayan bölgesel Türk Birliğini, hemen akabinde de İran işgali altındaki Güney Azerbaycan’ın bağımsızlığını ve Kuzey Azerbaycan’la bileşmesini sağlayarak Türk-Turan coğrafyasına ulaşacak karasal koridoru oluşturup, diğer Türk Devletleriyle birlik kurmanın öncülüğünü yaparak dünyanın en büyük coğrafi, ekonomik, siyasi ve askeri birliğini oluşturmaktır.
İşte bizim yıllardır gece düşlerimizi, gündüz hayallerimiz süsleyen Türk Birliği budur.
Başbuğ Atatürk'de bu hayalin gerçekleşeceği inancıyla uçmağa varmıştı.
Türk Birliği; bütün Türk çocuklarının omuzlarında taşıdıkları, Başbuğ Atatürk’ün emrettiği bir vasiyet ve vicdani yükümlülük ve aynı zamanda da tarihin, zamanın ve geleceğin zorunlu kıldığı yaşamsal bir zarurettir.
TTK.