Kandaşlarım;
Yeri geldiği için Amerika’nın askeri gücünü masaya yatırmanın yararlı olacağına inanıyorum.
ABD yılda yaklaşık 420 milyar dolarlık bütçeyle, dünyanın en pahalı ordusudur. Ordu bünyesinde yedek askerlerin de aktive olmasıyla yaklaşık 1 milyon 500 bin personel bulunmaktadır. ABD dünyaya deniz kuvvetleri sayesinde yayılmıştır.
ABD’nin elinde toplam 13 tane uçak gemisi bulunmaktadır. Bunlar yaklaşık 85 savaş uçağını barındıran, ana uçak gemileridir ki, bu sınıf gemiler yalnızca ABD’de bulunmaktadır. Söz konusu uçak gemileri, havadan, denizden veya deniz altından gelebilecek tehlikelere karşı savunmasızdır. Bu yüzden her bir uçak gemisi, yaklaşık 20 – 22 tane firkateynle çevrilir. Böylece bir filotilla oluşturulur. Filotillada ayrıca az sayıda yakıt ve cephane tedarik eden silahsız destek gemileri de bulunur. Filotillanın komutanı tümamiral veya koramiral seviyesindedir. Filotilla’nın tek amacı merkezde bulunan uçak gemisini savunmaktır.
Böyle bir filotillanın tek başına Arnavutluk gibi, Somali gibi, ya da ne bileyim; Panama gibi küçük bir ülkeye diz çöktürmesi mümkündür.
Şimdi buraya kadar baktığınızda Amerika yenilmezmiş gibi görünüyor. Ancak kazın ayağı öyle değil kandaşlarım…
Devam edelim;
Böyle bir filotillanın Türkiye gibi bir ülke karşısında şansı hemen hemen sıfırdır. Türk donanmasında 22 parça firkateyn, bir o kadar hücumbot bulunur. Firkateynler açık denizlerde savaşma kabiliyetine sahiptir. Ayrıca donanmamızda 14 tane denizaltı bulunmaktadır ki, çoğunluğunu Preveze ve Gür sınıfı denizaltıların oluşturduğu bu güç, füze saldırısında bulunma kabiliyeti bulunun muazzam bir stratejik güçtür. Hava Kuvvetlerinde 460 civarında savaş uçağı bulunmaktadır. Bu uçakların çoğu ABD hava Kuvvetlerinin de bel kemiğini oluşturan F-16’lardır. Ayrıca yüzlerce geliştirilmiş F–4 ve az sayıda F–5 bulunmaktadır. Türk pilotları mükemmel eğitimlidir, silahları korkunçtur.
Şimdi dönelim uçak gemisinin 85 uçağına; bu uçaklar arasında Türkçe kısaltması HEİK olan AWAKS uçakları bulunur, VİP uçağı ve muhtemelen 1 – 2 hafif nakliye uçağı bulunur. Yaklaşık 14 tane F–14 savaş uçağı, donanmaya yönelik acil saldırılar için yedekte tutulmak zorundadır. Eski bir saldırı uçağından bozulmuş 20’ye yakın A-4 savaş uçağı bulunur. Bunlar silahları sökülmüş uçaklardır ve tanker uçak olarak, ya da elektronik karıştırma uçağı olarak kullanılır. 85 parça hava aracının içerisinde mutlaka 1 -2 helikopter de bulunmak zorundadır. Yani geriye yaklaşık 35 F–18 tipi saldırı uçağı kalacaktır.
ABD Çok Güçlü Değil
Yani Amerika’nın Türkiye karşısında en az 5 – 6 uçak gemisi filotillasını ayırması gerekir ki bu imkânsızdır. Çünkü ABD’nin 13 uçak gemisinin en az 7’si Büyük Okyanus’ta ve Atlas Okyanusu’nda anavatan savunmasında çakılı durumdadır. 2 – 3 gemi Hindistan Okyanusu’nda çakılı durumdadır. 1 gemi Akdeniz’dedir. Yani ABD Akdeniz’deki filotillası ve en fazla 2 gemiyi daha aktive edebilir Türkiye’ye karşı ki bu yetersizdir.
Evet ABD’nin silahlı gücü yüksektir. Ama bu güç, dünyaya yayılmıştır ve Romalılar’ın ve bizim de başımıza gelen “Dünyaya çok fazla yayılma, gücünün ötesinde büyüme” sendromuyla karşı karşıyadır. ABD’nin olası bir Türk savaşında en büyük kozu, Irak olacaktır. Ancak Irak’taki ABD askerleri ancak ülkede tutunabilmektedir. Nitekim geçenlerde ABD kongresi’nden 20 bin ek asker gönderilmesi için talepte bulunuldu. ABD’nin Türkiye’yle savaşabilmesi için ek güce ihtiyacı vardır ve Güney Doğu Anadolu’nun dağlarında savaşmak zordur. Yaptığım hesaplara göre yaklaşık 400 bin ek asker iş görebilir. Ancak ABD’nin askerleri dünyaya dağıldığı için Irak’taki 350 bin askeri 750 bine çıkartmak imkânsızdır. Bu yüzden ABD’nin ikinci dünya savaşında yaptığı gibi yeni bir askere alma faaliyetine girmesi gerekir ki, (toplumsal muhalefeti saymıyorum) bu iş 1, 2 seneden önce gerçekleşemez.
Ayrıca ABD’nin söz konusu bir savaşı yürütebileceği lojistik merkezleri de bulunmamaktadır. ABD’nin Türkiye’ye karşı Kıbrıs’ı kullanması imkânsızdır. Adadaki İngiliz üstlerini Türkiye’nin işgal etmesi, bir iki saat sürer. Geriye Irak kalır. Ancak Doğu Akdeniz’de Türk denizaltıları cirit atacağı için Irak’a Hindistan Okyanusu üzerinden destek verilmelidir ki, bu hiç de akıl karı değildir. Çünkü ABD’den kalkan bir geminin Basra körfezine gelmesi yaklaşık 1 ay sürecek, körfezden Musul – Kerkük dolaylarına intikal edecek nakliye konvoyları, yolda Türk jetlerinin merhametine terk edilecektir. Ayrıca yol boyunca Irak’lı direnişçiler, ABD askerlerini çiçeklerle karşılamayacaktır. İtalyanlar Türkiye’yle savaşa ABD saflarında katılırsa, belki Sicilya adası tehlike yaratır. Ama bu da çok kolay değildir.
Sonuç olarak, Eğer ki Türkiye kuzey ırak’a askeri müdahalede bulunursa, ABD bir bardak soğuk su içmekten başka bir seçeneğe sahip olmayacaktır.
Tabii böyle bir müdahalede bulunmak için siyasi irade gerekir ki, bu iradenin yüzde kaçının ABD’nin kuklası durumundaki Recep Tayyib Erdoğan’ın yüreğinde bulunduğu, ayrı bir tartışma konusudur…