Sayın Pamukoğlu’nun hatası siyasetten anlamamaksa bu bir hata değil, bir erdemdir. Sayın Pamukoğlu’nun hatası dernekçilikle particiliği bir parça birbirine karıştırması, iç ve dış ihanet odaklarınca dayatılan günümüz koşullarında askeri yetkinliğin ve öngörülerin sivil yaşamda fazla işe yaramayacağını kestirememesidir. İnsan, yaşamını sürdürebileceği bir iş girişimi başarısız olunca nasıl bir köşeye kıvrılıp açlıktan ölmeyi beklemez ve ekmeğini kazanacak girişimlerini defalarca yinelerse; Türk’ün asli ve kurucu unsur olduğu bu topraklardaki yaşam hakkına göz dikmiş olanlarla savaşmak, bir denemede başarısız olmakla terk edilecek bir konu değildir. Sanırım Osman Beğ’de bu yolu seçmeyecek; siyasi alandan çekilmekle birlikte, misak-ı milli ile belirlenen sınırlarımızın korunması ve ulusumuzun esenliği için çalışmaktan vaz geçmeyecektir.
Yeterli düzeyde aydınlatılmadığı için, aslında üstü örtülü bir tehdit olan istikrar sözcüğüyle kandırılarak merhum Akif’in şiirindeki ‘’ot peşinde koşan eşekler’’ gibi davranmaya itilen, yüce milletimizin önemli bir bölümünün aymazlığı Osman Beğ ve benzeri kişi ya da kurumların suçu olmamalıdır. Umarım ki, Sayın Pamukoğlu 11 Kasım 1938’den başlayarak her türlü kimlik altında bu ulusun geleceğiyle oynayan bazılarından farklı davranacaktır. Çünkü ümit en son terk edilen şeydir. Esenlikler. TTK