İFŞAYA ÇAĞRIYA CEVAP
Biz, burada imzası bulunan ve "Ne Mutlu Türküm Diyene" diyen Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden yürüyen ve yazılarında "Türkiyeli" diyerek Türk olmadıklarını belirtmeye çalışan, bu ülkenin gerçek sahiplerini Türk olmaktan uzaklaştırmaya çalışan sözde "vicdan sahipleri" ne yaptıklarının vatana ihanet olduğunu, Türkiye ve Türkler üzerinde oynanan pis oyunun tutmayacağını belirtmek istiyoruz.
23 Ocak’ta kendi deyişleri ile "Hrant Dink’in cansız bedeninin arkasında yürüyen kalabalığın" içerisinde Kurtuluş Savaşından teşhis ettiğimiz ve halen var olduğunu bildiğimiz hain bir işbirlikçi gurup ile tarihin derinliklerinden beri var olduğu bilinen "acıma ve ölünün ardından yapılanları unutma" duygusunun etkisinde Türkler olduğunu biliyoruz. Kendilerine "Türkiyeli" diyerek amaçlarını laf cambazlıklarının ardına gizlemeye çalışan gözbağcıların-usbağcıların bazı internet sitelerinde "ifşaya çağrı" adı altında düzgün Türk insanını kullanmak için yeniden harekete geçtiklerini yine üzülerek ama ne yaptıklarını bilerek izliyoruz. Bahsettikleri "saygılı sessizliğin" de Türklerin susması, Türk düşmanlarının konuşması olduğunu da biliyoruz. Bahsettikleri "ortak iradenin" de Kurtuluş savaşını geçirmiş ve yenilmemiş bu milletin önüne konan "Sevr Antlaşması" ihanetinin, yeniden canlandırılmaya çalışılan ama asla başarılamayacak sonsuz denemelerinden biri olduğunu da biliyoruz.
Yıllarca Araplaştırılmaya çalışılan, sonra Ulu Önderimiz, Başbuğumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün ardında silkinip kendine gelen ve yeniden "Ne Mutlu Türküm Diyene" diyerek Türk olmanın gururunu yeniden yaşamaya çalışan bizlere saldırı uzun zamandır sürmekte. Her tip saldırıya göğsünü germeye alışmış Türkler, Başbuğumuz Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte tekrar ırkından gurur duymaya başlamış ve başını yukarı kaldırmıştır. Bu gurur dolu övünmeyi tekrar ırkını reddetme ve ırkından utanma noktasına getirmeye çalışanların son saldırıları "ırkçılık" çığırtkanlığı ve saldırganlığıdır. 40 asırdır varolan ırkımızı reddetmeye çağıran bu çabalar bizi kelime oyunlarının ardında kafatasçı durumuna getirmeye çalışmaktadırlar. Milliyetçi olmayı utanılacak bir olgu olarak sunmaya çalışmaktadırlar. Çığırtkanlığını yaptıkları cinayeti de kirli ayak oyunları ile yine Türk Milliyetçisinin üzerine yıkma çabalarına devam etmektedirler. Bu tezgâhı da gördüğümüzü ve ne olduğunu bilerek izlediğimizi bir kez daha belirtiyoruz. Bahsettikleri sivil iradenin hangi irade olduğunu bildiğimizi ve her zaman bunu püskürtecek, "Muhtaç olduğumuz kudretin, damarlarımızdaki asil kanda var olduğunu" da belirtiyoruz.
Biz Türkler asaletimiz gereği ölünün ardından siyaset yapmaktan hoşlanmayız. Ancak Hrant Dink’in neler yapmaya çalıştığını, Anadolu’daki Asil kanın yerine hangi kendince asil kanla değiştirmeye çalıştığını unutmadık. Unutmayacağız da. Yüzyılların tecrübesi bize artık unutmaktan vazgeçme alışkanlığını kazandırdı. Kendinizi kan, ırk, ölüm ve nefret üzerinden kişisel ve siyasi çıkar sağlayan çevrelere karşı daha önce yeterince ses çıkaramamış olmaktan ötürü suçlu hissettiğiniz için kutluyoruz. Ayrıca işbirlikçi olmaktan ve bu vatanı sinsice arkadan hançerlemeye çalışmaktan da suçlamalısınız kendinizi. Vicdanlar sizi yargılamıştır. Kandırdığınız insanlar bile artık kendilerine biz ne yapıyoruz diye bir kez daha sormaktadırlar.
"Hrant Dink’in ailesi, Agos Gazetesi çalışanları ve Türkiye Ermenileri başta olmak üzere, Türkiye’de ayrımcılığa maruz kalan tüm kesimlerle dayanışma içinde olmayı her zamankinden daha çok istediğimiz için" cümlesi için daha da çok utanmalısınız kendinizden. Çünkü bu kocaman bir yalandır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman ayırımcılık yapmamış ama sizin her zaman yüksek çıkan sesleriniz, asıl ayırımcılığın Türklere karşı yapıldığını hep unutturmuş, gizlemiştir.
İftiranızda yazdığınız şekilde Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman intikam ve yıkım üzerine kurulu bir ülke değildir. Eğer öyle olsaydı tarih boyunca defalarca ihanet ettiğiniz bu ülkede ne oy hakkınız olurdu, ne ticaret yapabilirdiniz ne de yaşayabilirdiniz. Bırakın bunları, her zayıflık emaresi gördüğünüzde ihanet ettiğiniz bu ülkenin yönetiminde her zaman varoldunuz. Bugün de yine zayıflık emareleri gördüğünüzü düşünüyoruz. Ama yanılıyorsunuz. Zayıf değiliz. Birlikteyiz. Başbuğumuzun emanetlerine her zamankinden daha fazla sahip çıktığımızı bilmenizi istiyoruz. Milliyetçiliğin milletini sevmek, milletine sahip çıkmak cümleleri yerine, katillikle beraber anmaya çalıştığınızı da görüyoruz ve ne yaptığınızı bildiğimizi bir kez daha sizin deyişinizle "ifşa" ediyoruz.
"Hrant Dink’in inandığı ve anlatmaya çalıştığı gibi, 1915'ten itibaren yaşananların ve Ermenilerin bugün hala maruz kaldıkları ayrımcılıkların sorgulanabilmesine olanak tanıyacak toplumsal koşulların oluşturulması gerektiğine inandığımız için;" ifadenizin de başlı başına bir ihanet, kandırmaca ve işbirlikçiliğinizin delili olduğunu da görüyoruz ayrıca. Binlerce katledilmiş, ırzına geçilmiş, bebeklerinin kafası ile top oynanmış Türk insanının varlığına rağmen hedef saptırmanız, yalanlarla gerçekleri değiştirme çabanız fayda etmeyecektir. Tarih yalanlarla yazılamaz. Mızraklar da çuvallara sığmaz. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın yağ ile suyun birbirine karışmayacağını ve eninde sonunda birbirinden ayrıldığını, gerçeklerin gün yüzüne çıkacağını göreceksiniz.
Son söz olarak farklı etnik ve dini kimliklere sahip olmanın, Türkiye’de yaşamaya engel olmadığını, ama bunları vurgulayarak yapılan ayırımcılığın, defalarca belirtmiş olduğunuz ırkçıların siz olduğunu gösterdiğini ve bu ülkenin ihanetleri affetmeyeceğini "ifşa ediyoruz." Gölün maya tutmasını bekleyecek kadar sabırlı olduğunuzu görüyoruz. Ama yine de maya tutacağını bekleyecek kadar saf olmanıza inanamıyoruz. Buradayız. Burada olmaya devam edeceğiz. Ne "sevr" mayanız tutacak bu göle, ne de çıkaracağınız benzer ihanet mayaları. "İFŞA EDİYORUZ"
Binlerce kez silseniz de bu imzayı sitelerinizden, bu maya tutmuştur. Unutmayınız.
"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" Mustafa Kemal ATATÜRK
www.hepimizturkuz.biz