GENEL KONULAR OTAĞI > GÜNCEL

SOYSUZ ARAPLARIN TÜRK DÜŞMANLIĞI

(1/10) > >>

[Hun Türk]:
Son gelişen politikara göre yazmak için bu başlığı açtım. Eski çok başlığımız var. Yeni politikara göre devam ederiz. Özellikle Üçoklu Börü Kam ağabeğimizden derin bilgiler bekliyoruz.
 
ÖNEMLİ!
TÜRK-ARAP SAVAŞLARI-TÜRKLER NASIL MÜSLÜMAN OLDU?

ÖNCELİKLE KONU DOĞRUDAN Türklerin baş düşmanı Yahudilerdir! BU KONU İLE İLGİLİDİR.  

Yahudiler şöyle böyle derken içi boş cümleler kurmuyoruz. Yeni ziyaretçiler eski konuları da dikkatli okurlarsa, şuan ki gelişmelerin en temeli Yahudiler olduklarını görecekler.


--- Alıntı yapılan: Çağrı Bey - 20 Mart 2011 ---ARAP İHANETİ ve İSRAİL'İN KURULUŞU

Bir atasözümüzde "Dedesi koruk yemiş, torununun dişi kamaşmış" denilmektedir.

Yahudi zalim!
Yahudi gaddar!
Yahudi kıyıcı!
Yahudi kan içici!
Yahudi insanlık düşmanı!
vs. vs..

Ya Filistinli?
Filistinliler çok mu düzgün insanlar?
Çok mu iyi Müslümanlar?

İslam literatüründe "Zalim Seyfullahdır" (Allah'ın terbiye edici kılıcı) diye bir tabir vardır.
Burada seyfullah Yahudiler, terbiye edilenler de Filistinlilerdir.

Peki, Filistinliler neden Yahudilerin zulmüyle terbiye ediliyorlar?
Bir de buna bakmak lazım.

Filistin sorununu iyice anlayabilmek için tarihte kısa bir yolculuk yapmamız gerekir.

Bilindiği gibi Yahudilerin "arz-ı mevdud" (vaat edilmiş topraklar) adı verilen Siyon dağı merkezli Büyük İsrail İmparatorluğu kurma ve Yahudiler dışındaki bütün milletleri bu imparatorluğun hizmetkârı ve kölesi yapma idealleri vardır.
Bu Yahudi idealinin kaynağı Zebur ve Tevrat'tır.
Yahudiler bu amaçlarından asla vazgeçmemişler, dünyanın dört bir tarafında, yüzyıllarca süren vatansız ve sürgün dönemlerinde de, bu ideallerini unutmayarak, bir gün mutlaka bu ideali gerçekleştirecekleri inancıyla, hep o güne hazırlık yapmışlardır.

Ve nihayet, 1946 yılında, İsrail devletini kurarak bu rüyalarını gerçekleştirmişlerdir.

İsrail devletinin kuruluş çalışmaları ta ki 19. yüzyılın son çeyreğinde fiilen başlatılmıştır.
19. yüzyılda Filistin Osmanlı sınırları dâhilindedir.

--- Alıntı sonu ---
https://www.hunturk.net/forum/turk-oglu-turk-kizi-bunlari-unutma-unutturma-dostunu-ve-dusmanini-iyi-belle-3866-s10.html


Malasef bunların kafaları tam çalışmadığı için hep cepçi [Bknz. Prison Break (T-Bag cebini tut.)] olmuşlardır.

Bunlar emirlik/diktatör/kral artık adına ne dersek diyelim bu soysuzların bitmek tükenmek bilmeyen Türk düşmanlıkları devam ettirme gayreti içindeler. Arapseverler bazen bunların soylarının da Yahudi olduklarını iddia etselerde siz sevgili ziyaretçiler bunların soyları bildiğimiz Arap, kırma fazlası değil normal.




Önce Filistin diyelim, fazla yazmamıza gerek yok. 70'li yıllarda aşırı sol örgütleri eğiten kampları, olanakları sağlayan devlet.

--- Alıntı yapılan: Üçoklu Börü Kam - 11 Şubat 2018 ---

FKÖ DE ORADA!

HDP’nin kurultayına yurt dışından da birçok siyasi örgüt ve dernek davet edildi.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), sembol isimlerinden Leyla Halid’i kongreye göndererek HDP’ye sıcak bir mesaj vermesi dikkat çekti.

Peşmerge başı Mesut Barzani ise kongreye mektup göndererek, başarı dileklerini sundu.
Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ


--- Alıntı sonu ---

Bu listede tek bir üke dahi gösteremeyiz ülkemizin lehine çıkacak bir kararda destek olsunlar. Hatta o kadar şerefsiz ülkeler ki bunlar en son Arap Birliği adı altındaki "atlı karınca" birliği; bizim Suriye'de ki Kürtlerin kafalarını kırmak için giridiğimizde kınama kararı almışlardı.
Bu ülkelerden özellikle coğrafi olarak bize yakın olup mali yönden güçlü olanların, paranın verdiği şımarıkla her alehte kararda bizeim karşımızda yer alırlar.

Üçoklu Börü Kam:
Arapların Türk milletine ve devletine ihaneti ve sırtından hançerlemesi sadece Şam, Yemen ve Hicaz cephelerinden ibaret değildir.
Erzurum cephesinden bir ihanet vesikası....

Osman ÖZSOY'un  Saltanattan Cumhuriyete Kurtuluş Savaşı adlı kitabında
1916 yılının şubat ayında tarihi Erzurum Kalesi düşmanın sürpriz bir saldırısıyla düştüğünde, bu durumun Osmanlı ordusundaki Arap subaylarının Çarlık Rusya'sının komutanlarına verdiği bilgiler sayesinde gerçekleştiğini, Rus Komutanların rapor ve hatıralarından anlaşıldığı bilgilerini aktarmaktadır.

Yani ihanet soysuz arabın kanında var!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Üçoklu Börü Kam:
Arapların Türk milletine ve devletine ihaneti ve sırtından hançerlemesi sadece Şam, Yemen ve Hicaz cephelerinden ibaret değildir.
Çanakkale cephesinden bir ihanet vesikası...

Çanakkale Savaşında Araplar Ateş Altındaki Silah Arkadaşlarını Bırakıp Kaçtı

Ziya Kitapçı'nın İslam Tarihi ve Türkler adlı kitabının 4. bölüm 623. sahifesinin 75, 76 ve 77 nolu dipnotlarında yer alan bilgiler:

“… 57. Alay 180 yükseltili tepeyi, 27. Alay da Kırmızı Sırt’ın büyük bölümünü geri aldı. Ama sol kanattan haber gelmiyordu. Buraya yollanan 77. Arap Alayının, 27. Alayın soldaki taburuyla birlikte düşmanı denize doğru sıkıştırıyor olması gerekmekteydi. Anzakların denize süpürülmesini bu baskı sağlayacaktı. M. Kemal cepheyi siper siper denetleyip askerinin ateş altındaki durumunu inceleyerek, gün doğarken Kocedere’ye gelecek, çok üzücü, çok şaşırtıcı bir olayla karşılaşacaktı. Çanakkale’de bir daha yaşanmayacak bir olayla…

Gün ağarıyordu… Telefon bağlanmadan, 77. Alayın 1. Tabur Komutanı Binbaşı Hacı Mehmet Emin Bey geldi. Gözleri ağlamış gibi kıpkırmızıydı.

-“Efendim” dedi, “… Utanç içindeyim. Ne yazık ki, alayımız çil yavrusu gibi dağılarak savaş alanından kaçmıştır…”

– “Ne diyorsunuz?”

-“… Alay komutanını bulamadım. Sizin buraya geldiğinizi duyunca bilgi sunmak için koşup geldim.”

Mustafa Kemal:
- Gece sol yandan neden bilgi gelmediği, Anzakların niçin denize sürülemediği anlaşıldı. Savaş alanından kaçmak, bağışlanabilir suç değildi. Hacı Mehmet Emin Bey’e, “Alayı Kocadere’nin batısında toplayınız…” dedi, “…Yine kaçan olursa vurunuz!”

Arap askerlerinin bazı halleri, tavırları, alışkanlıkları, tümende bulunan Türk askerlerini şaşırta gelmişti… Ama en çok da bu adamların çoğunun silah arkadaşlarını ateş altında bırakıp kaçmalarına şaştılar.
Türk askerleri arapların bambaşka bir milletin ve çok farklı bir toprağın çocukları olduklarını yaşaya yaşaya her gün biraz daha iyi ve derinden anlamaktaydılar.

Yani ihanet soysuz arabın kanında var!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Üçoklu Börü Kam:
Sanma fıtrat değişir, kan aynı kandır dedirten bir arap ihaneti daha!

Gazi Başbuğumuz Atatürk'ten:

Yıldırım Ordular Grubunun, 3 Eylül 1918'de 150.000 asker kaçağı bulunuyordu. Bunların tamamına yakını Arap askerlerden meydana gelmişti. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1918'de diğer cephelerden firar edenlerle birlikte toplam kaçak asker mevcudu 300.000'e ulaşmıştı. Yıldırım Ordular Grubunu, İngilizlerin takip harekâtından daha fazla Arapların baskın ve sabotaj faaliyetleri taciz ediyordu. Çünkü Araplar, hem ordu içinden hem de ordu dışından yıkıcı ve bölücü faaliyetlerini sürdürüyorlardı. Yıldırım Ordular Grubunda bulunan Arap askerler, İngiliz Propagandasının da etkisiyle toplu olarak firar ediyorlar, düşman tarafına geçiyorlar veya Arap İsyanına katılarak bize karşı savaşıyorlardı.

Kaynak: Şükrü Tezer , Atatürk'ün Hatıra Defteri, 3.b. TTK Yayınları, 1995, s.134 Kls.3921, Dos.H-52, Fh,1-38;1-39

Yani ihanet soysuz arabın kanında var!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

[Hun Türk]:
Birleşik Arap Çöl bedevileri topluluğu da abisi gibi Sudiler'in izinden gidip, Yunanistan denilen melez ırk topluluğuna yardımlarını, beraber askerî tatbikatları unutmamak gerek.

 Not olarak bırakalım.

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git