ALLAH RAHMET EYLESİN

TÜRK IRKI SAĞOLSUN

Yarım asır öncesinde var olan ATSIZ, yarım asır sonra da var ve var olacak. Tarih onu en güzel yere not etti, mirası ve davası olan Türklük, bize yadigar...

Yakın tarihten ilginç ve ibretlik bir kesit.

Amerika Irak'ı işgal ederken Irak ordusu hiç ortada görünmedi.

Irak ordusunun savaş uçakları hiç kalkmadı.

Tek bir tankı sokağa çıkmadı.

Amerika, pikniğe gider gibi, elini kolunu sallaya sallaya, Irak'a girdi ve ele geçirdi.

Tüm dünya buna şaşırdı.

Peki, neden Amerika bir direnişle karşılaşmadı?

Saddam Hüseyin direnmeden Irak'ı Amerika'ya teslim mi etmişti?

İşgalden sonra, ne Amerika, ne de CIA, bu durum hakkında, tek açıklama yapmadı.

Yıllarca bu konu ve soru insanların zihinlerini meşgul etti.

Bu sorunun cevabını bilmek için 1950'de ABD tarafından, CIA desteği ile, Irak'ta büyütülen Keşnizani Tarikatını bilmeniz gerekir.

CIA desteği ile Irak'ta büyütülen bu tarikat Avrupa, Amerika ve Orta Asya'ya kadar yayıldı.

Saddam darbe devrim ile Irak'ı ele geçirdiğinde Saddam'a tamamen itaat ettiler.

Saddam da onlara bir şey yapmadı.

Fakat Keşnizani Tarikatı ordu, bürokrasi, emniyet, istihbarata kadar her yere adamlarını sokup ülkeyi içeriden ele geçirdi.

Genelkurmay Başkanından istihbarat başkanına, İç işleri Bakanından, Emniyet amirlerine kadar çoğu kişi Keşnizani Tarikatına bağlıydı.

Tamamen CIA ve MOSSAD kontrolüne girmişlerdi.

Üstelik Saddam'ın eşi ve akrabaları da Keşnizani Tarikatına bağlanmıştı.

Ve Irak Amerika tarafından artık işgal edilebilirdi.

Kimse direnmeyecekti.

Ve Saddam her şeyi anladığında, vakit çok geç olmuştu..

Emperyalist ülkeler her zaman cemaat ve tarikatları kullanmışlardır.

Çünki o cemaat ve tarikatları kuran yine kendileridir.

İstiklal Savaşımızın en büyük üç ismi, bu hususta, bakın neler söylemiş!

Tekke ve zaviyeleri kapattım, en çok İngilizler feryad etti.

Gâzi Başbuğ ATATÜRK

Cemaat ve tarikatlar; haçlıların Anadolu’da kurdukları ileri karakollarıdır.

Mareşal Fevzi ÇAKMAK

Öyle puslu ki hava, şeytan bile Müslüman mintanı giyiyor.

Kâzım Karabekir

Türk Milletinin ve İslam Ümmetinin siyasal İslamcılık denen melanetin gerçek yüzünü görmesi, bu gerçekle yüzleşip, hesaplaşmasını yaparak kendisine çeki düzen vermesi hayati öneme sahip bir zorunluluktur.

TÜRK MİLLETİ SİYASAL İSLAM DENEN, O İSLAM'I DA KEMİRİP, KİRLETEN ZİHNİYETİ ve BU ZİHNİYETİN HAYSİYETSİZ TEMSİLCİLERİNİN, GERÇEK YÜZLERİNİ GÖRMEDİĞİ MÜDDETÇE YAŞADIĞI OLUMSUZLUKLARDAN, BIRAKIN KURTULMAYI, DAHA DA BETER OLACAKTIR.

TÜRK MİLLETİNİN BEKÂ SORUNU VARDIR!

TÜRK MİLLETİNİN MİLLİ KİMLİĞİNİN YOK OLMASI SORUNU VARDIR!

TÜRK MİLLETİNİN HÜRRİYETİNİ YİTİRME SORUNU VARDIR!

TÜRK MİLLETİNİN TOPRAK KAYBETME SORUNU VARDIR!

Türk Milletinin başına bu sorunları açan en büyük belâ:

SİYASAL İSLAMCILIKTIR!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Çağrıbey andam;
Konu, uzun uzadıya gidecek bir konu olduğu için sadece şunu belirtmek isterim ki; bu gibi naylon profesörlerimiz maalesef ki peygamberleri devre dışı bırakma gayretleri ile hareket ediyorlar. Her şey Kur'an'da varsa Hz. Muhammed'e ne gerek kalıyor o vakit? Elimizde bir kitap var evet ama kılavuzu da olmayınca o kitabı çözemezsiniz. Kur'an'da namaz, hac, zekat, oruç var ama uygulamasını Peygamberimiz'den öğreniyoruz.
Bu profesörlerin belirttiği şey, özetle; Kur'an'da varsa tamam, geçmiyorsa yok demektir anlayışı.
     

Başlığa bir kaç malzeme ekleyecektim. Devletin nasıl yönetildiğine dair bir uygulama örneği. Alıştığımız şeyler yani.

Jane Mariot isimli bir İngiliz büyükelçi, İngiliz Avam Kamarası’na İslâm Dünyasında Eğitim başlıklı bir rapor sunmuş.

Raporda çok ilginç ve insanı düşündüren ve dehşete düşüren bilgiler mevcut.

Büyükelçi, İslâm ülkelerindeki eğitim yönelimlerini, istatistik olarak, vermiş.

Bu istatistik bilgilere göre, en zeki öğrenciler, tıp ve mühendislik fakültelerine gidiyorlar.

İkinci derece zekâ seviyesine sahip olan öğrenciler işletme ve iş idaresi fakültelerini tercih ediyorlar.
Bu ikinci derece zekâ seviyesine sahip olan öğrenciler, fakülteyi bitiriyorlar ve birinci derecedeki doktor ve mühendislerin yöneticisi oluyorlar…

Bundan sonrası daha da vahim bir durum arz ediyor!..

Üçüncü derecede zekâ seviyesine sahip olanlar siyasete yöneliyorlar ve birinci ve ikinci derecedeki mezunlara hükmediyorlar!..

Daha daha vahim olanı nedir biliyor musunuz?!..
Sıkı durun!..
Dördüncü derece zekâ seviyesine sahip olanlar, yani eğitimde başarısız olanlar, ordu ve emniyete yöneliyorlar ve kendilerinden üstün zeka seviyesine, yetenek ve bilgiye sahip olanları, siyaset ve ekonomiye hükmederek, iktidardan düşürüyor, mahkum ediyor, hatta idam ediyor, öldürüyorlar!..

Bitmedi!..
Bunların hepsinden daha vahimi, dehşet verici olanı, âdeta hepsinin üstüne cila çeken ise, asla hiçbir okula gitmeyenler, DİN ADAMI oluyorlar ve herkesin kendilerine itaat etmelerini sağlıyorlar!...

Durum bundan ibaret.

Sanırım, bu gerçekleri gördükten sonra, olayları, daha doğru anlayabilecek, kavrayabileceğiz.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!