TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI > TÜRK KÜLTÜR ve MEDENİYETİ

TÜRKLERDE ZAMAN KAVRAMI ve 12 HAYVANLI TÜRK TAKVİMİ

<< < (2/5) > >>

İgdirhan:

--- Alıntı yapılan: TiginNoyan - 16 Ağustos 2007 ---
Bu konu hakkında ayrıntılı inceleme yapmadım ancak anlamış olduğum kadarıyla bu takvim Türk değil Çin hattâ Hint kökenlidir. Nitekim Hànshū 漢書 gibi Çin kaynaklarında da Hunlar'ın takvim kullanmadıkları yazılıdır.


--- Alıntı sonu ---

Sayın TiginNoyan,
Hem inceleme yapmadım diyorsunuz, hem de Türkün öz be öz kültür ve medeniyet değerlerini Çin ve Hint kaynaklı yapıyorsunuz.
Bu bir çelişki değil mi ?
Çin kaynaklarına bakarsanız, Büyük Türk Irkını, dünyanın en cahil ve geri toplumu sanırsınız.

Şunu asla ve asla unutmayınız!


TÜRK'Ü TANRI YARATMIŞ!!!

TARİHİ DE BÜYÜK TÜRK IRKI YAZMIŞTIR!!!

TARİH ve MEDENİYET TÜRKLERLE BAŞLAR!!!

TTK

İgdirhan:
TÜRKLERİN KULLANDIĞI DİĞER TAKVİMLER

Celali Takvimi

Hicri kameri yılın mali işlerde karışıklığa meydan vermesi yüzünden Büyük Selçuklular’da Sultan Melikşah zamanında (1072-1092) takvimde bir inkılap yapılmıştır. Güneş yılını esas alan bu yeni takvimin adına Celaleddin Melikşah’ın ismine izafeten “Takvimi Celali” denilmiştir .
 
Celaleddin’in çağırdığı bilim adamları hem 30’ar günlük 12 ayı eski adları ile hem de yıla 5 gün ekleme usulünü aynen korumuşlar, fakat bu günleri 12. ayın sonuna eklemişler, diğer taraftan her 4 yıllık bir devreye bir 6. ara gün katılmıştır. Bu takvim o dönemde kullanılan takvimler arasında en az hataya sahip hale getirilmiştir.
 
Bu bilim adamları senenin ilk gününü, yani yeni takvim başı olarak, hicri 471 yılı Ramazanı’nın 10. gününü, güneşin Hamel burcuna girdiği 15 Mart 1079 gününü kabul etmişlerdi. Şair Sadi (Ölm. 1263)’nin Gülistan’ında Celali yılının ikinci ayını yılın en güzel ayı olarak belirtmesi, bu takvim sisteminin 13. yüzyılda da kullanıldığını göstermektedir.
 
Hicri Takvim

Hicri takvim, Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göçünün esas başlangıç olarak alındığı ay yılını esas alan bir takvimdir. Bundan dolayı, takvimde 622 yılı 16 Temmuzu takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Hicri ay yılı yılda güneş yılından 11 gün farklı olduğundan mali işlerde hesaplara çok etki etmiştir. Bu nedenle hicri ay yılını esas alan takvimden başka yine Hicreti başlangıç kabul eden ve güneş yılını esas alan bir takvim de kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlı Devleti’nde de diğer islam devletlerinde olduğu gibi Hicret’in başlangıç olarak kabul edildiği ve ay yılını esas alan Hicri takvim kullanılmıştır
 
Mali (Rumi) Takvimi

Hicri, ay yılını esas alan takvimde güneş yılını esas alan takvimden farklı olarak kaymalar ve yılbaşının aynı zamana denk gelmemesi mali işlerde aksaklıklar oluşturuyordu. İşte bu sıkıntıların ortadan kaldırılması için Osmanlı Devleti’nde yeni bir takvim sistemi geliştirilmiştir. Bu takvime Mali (Rumi) takvim denilmiştir.
 
Adı geçen takvim Osmanlı Devleti’nde yaygın olarak kullanılmış, ancak aksaklıklardan dolayı çeşitli zamanlarda mali işlerde düzeltmeler yapılmasını zorunlu kılmıştır.
 
Miladi (Gregoryen) Takvimi

Romalılar’da M.Ö. 46 yılında imparator Julius Caesar zamanında güneş yılını esas alan bir takvim kabul edilmiştir. Bu takvimde bir yıl 365,25 gün olduğundan dört yılda bir yıl 366 gün kabul edilmiştir (Dilgan, 1957 : 6). Ancak 1582 yılında Papa XIII. Gregoirus tarafından Julien takvimi üzerinde yeni düzenlemelere gidilmiştir (Pakalın, 1983 : III, 388). Daha sonraları 1 Ocak yılbaşı olarak kabul edilmiş, yıllarda Hz. İsa’nın doğumu “0” sayılarak; önceki dönemler Milattan önce, sonraki dönemler için ise, Milattan sonra tabiri kullanılmıştır. Bundan dolayı bu takvim “Miladi Takvim” adıyla da belirtilmiştir.
 
Osmanlı Devleti’nde son dönemde devlet resmi işlerinde bu takvim kullanılmaya başlanmışsa da, bu durum tam bir geçişin olduğunu göstermemektedir (Türker, 1940 : 45). Nihayet Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması, inkılapların yapılması ile birlikte Miladi takvim ve Uluslar arası saatin kullanımı kabul edilmiştir. 1 Ocak 1926 tarihinden başlamak üzere “Miladi Takvim” kullanılmaya başlamıştır. Gün 24 saat kabul edilip, gece yarısının günün başlangıcı kabul edilmesiyle saat uygulamasında da yeni düzenlemeye gidilmiştir. 
 
Sonuç olarak, Türkler’de zamanla ilgili kavramlar bulundukları coğrafi çevre ve kültür dairesi içerisinde ortaya çıkmış ve gelişmiştir. GökTürkler döneminde zamanla ilgili kavramların fazlalığı kavramların oluşma ve gelişme sürecinin çoktan tamamlanmış olduğunu göstermektedir.
 
Türkler’in çok geniş coğrafyalarda çok uzun zaman diliminde kullanılmış olduğu takvim “On iki Hayvanlı Takvim”dir. Türk kültür çevrelerinde yaygın olarak kullanımından dolayı, “On iki Hayvanlı Türk Takvimi” denilmesi de gayet isabetlidir.

GökTürkler döneminde kullanıldığı kesin bilinen bu takvimin daha önceki dönemlerde de kullanılmış olduğunu kabul edebiliriz. Zira yıl, ay ve günle, sistemleştirilmiş bir şekilde çıkan bu takvimin bir tekamül evresi geçirdiğini düşünmemiz gerekir. Asya Hunlar’ında varlığı ileri sürülen bu takvimin çeşitli Saka topluluklarında da kullanılmış olduğu gün geçtikçe açıklığa kavuşmaktadır.  Runik (oyma) yazıyı kullanan bütün Türk topluluklarının bu on iki hayvanlı takvimi kullandıklarını söyleyebiliriz. Hatta çeşitli Türk topluluklarında halk arasında  günümüzde de kullanılıyor olması, bu yaygınlık ve sürekliliği göstermek açısından önemlidir. Diğer takvimler ise, adı geçen takvim kadar geniş kültür coğrafyalarında ve uzun zaman diliminde kullanılmamıştır.

(Prof. Dr. İlhami DURMUŞ)

KAYNAKÇA
 
Arat, R.R.; “Türkler’de Tarih Zaptı”, Makaleler, I, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını,  Ankara, 1987, 156-164.
Arat, R.R.; “Türkler’de Zaman ve Vakit Tesbiti”, Makaleler, I, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını, Ankara, 1987, 165-179.
De  Groot, J.J.M.; Die Hunnen der vor Christlichen Zeit, I, Walter de Gruyter Berlin-Leipzig, 1921.
Dilgan, H.; Takvimler ve Tarihi Tekabülleri, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Yayını, İstanbul, 1957.
Durmuş, İ.; İskitler (Sakalar), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını, Ankara, 1993.
Durmuş, İ.; “Bozkır Kültür Çerçevesinde Runik (Oyma) Yazının Doğuşu ve Gelişimi”, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 1 (1997), 87-100.
Durmuş, İ.; “Bilge Kağan Dönemine Ait Yeni Arkeolojik Buluntular”, Türklük Araştırmaları Dergisi, 11, (2002), 223-232.
Eberhard, W.; Çin’in Şimal Komşuları, (Çev. N. Uluğtuğ), Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1996.
Ergin, M.; Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayını, İstanbul, 1991.
Gabain, A.V.; Eski Türkçe’nin Grameri, (Çev. M. Akalın), Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara, 2000.
İsmail Hakkı; Marifetname, (Çev. T. Ulusoy), İstanbul.
Kaşgarlı Mahmud; Divanü Lûgat-it Türk, I-IV, (Çev. B. Atalay), Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara, 1992.
Köstüklü, N.; “Sosyal Alanda Yapılan İnkılaplar”, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, II, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara, 2002, 249-267.
Marsadolov, L.S.; “Milattan Önce IX-VII. Yüzyıllarda Sayan-Altay Göçebeleri”, Türkler, I,  Yeni Türkiye Yayını, Ankara, 2002, 526-532.
Nur, R.; “Türk Takvimi”, Türk Yurdu, IV/19, (1926), 2-17.
Orkun, H.N.; Eski Türk Yazıtları, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara, 1987.
Pakalın, M.Z.; Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, III, M.E.B. Devlet Kitapları, İstanbul, 1983.
Suter, H.; “Celâlî, Celâli Takvim”, İslam Ansiklopedisi, III, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1988, 59-60.
Şerafeddin; “Türk Takvimiyle Takvimi Bazı İbadet ve Adetler”, Milli Tetebbular Mecmuası, II/5, (1331), 337-341.
Tekin, T.; Tuna Bulgarları ve Dilleri, Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara, 1987.
Temelkuran, T.; “Türklerin Kullandıkları Takvim Çeşitleri”; Türkler, III, Yeni Asya Yayını, Ankara, 2002, 434-440.
Thomsen, V.; Çözülmüş Orhun Yazıtları, (Çev. V. Köken), Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara, 1993.
Turan, O.; On iki Hayvanlı Türk Takvimi, A.Ü.D.T.C.F. Yayını, Ankara, 1954.
Türker, Ş.; Takvim ve Tarihi, Sumer Basımevi, Kayseri, 1940.


TÜRK'Ü TANRI YARATMIŞ!!!

TARİHİ DE BÜYÜK TÜRK IRKI YAZMIŞTIR!!!

TARİH ve MEDENİYET TÜRKLERLE BAŞLAR!!!

TTK


TiginNoyan:
Masao Mori'nin Türk Takvimi hakkında yazmış olduğu çalışmayı henüz okumadığım için ayrıntılara giremiyorum. O çalışmayı okuduktan sonra sizinle tartışabilirim.

TÜRK-KAN:

--- Alıntı yapılan: igdirhan - 16 Ağustos 2007 --- Sayın TiginNoyan,
Hem inceleme yapmadım diyorsunuz, hem de Türkün öz be öz kültür ve medeniyet değrlerini Çin ve Hint kaynaklı yapıyorsunuz.
Bu bir çelişki değilmi ?
Çin kaynaklarına bakarsanız, Büyük Türk Irkını, dünyanın en cahil ve geri toplumu sanırsınız.

Şunu asla ve asla unutmayınız!

 
TÜRK'Ü TANRI YARATMIŞ!!!

TARİHİ DE BÜYÜK TÜRK IRKI YAZMIŞTIR!!!

TARİH ve MEDENİYET TÜRKLERLE BAŞLAR!!!

TTK

--- Alıntı sonu ---


Değerli Iğdırhan Ağabey,

 Maalesef İslam Öncesi Türk tarihi hususunda Çin kaynaklarını baz almak mecburiyetindeyiz. Çünkü Türklerle ilgili yazılı ilk kaynaklar onlarındır. Ancak dediğiniz gibi Çin kaynaklarının objektifliği tartışılır.

 Yalnız 12 Hayvanlı Takvimin Çinliler tarafından ilk kez kullanıldığı tarihi gerçektir. Türklerde buradan görüp kullanamya başlamışlardır.

 Esenlikler
 
 TTK

TÜRK-KAN:

--- Alıntı yapılan: TiginNoyan - 16 Ağustos 2007 ---Bu konu hakkında ayrıntılı inceleme yapmadım ancak anlamış olduğum kadarıyla bu takvim Türk değil Çin hattâ Hint kökenlidir. Nitekim Hànshū 漢書 gibi Çin kaynaklarında da Hunlar'ın takvim kullanmadıkları yazılıdır.
--- Alıntı sonu ---

 Herkes Çince yazıları ve kaynakları okuyamaz. Bu onların eksikliği manasına gelmez. Neticede Türkiye'de Çince bilen insan sayısı bellidir.


--- Alıntı yapılan: TiginNoyan - 16 Ağustos 2007 ---Masao Mori'nin Türk Takvimi hakkında yazmış olduğu çalışmayı henüz okumadığım için ayrıntılara giremiyorum. O çalışmayı okuduktan sonra sizinle tartışabilirim.
--- Alıntı sonu ---

 Keşke okuduktan sonra iletiyi atsaydınız.

 Bir dahaki sefere biraz daha özenli olursanız, iyi olur Anda !

 Esenlikler

 TTK

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git