TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI > TÜRK - TURAN DÜNYASI

BAHTİYAR VAHAPZADE

<< < (4/5) > >>

Çağrıbey:
O, ve insanındaki inanç boşluğu, devrinin zorunlu bir sonucudur. Komünist sistemin tanımladığı, belirlediği din, ona ve insanına bir süre bu belirleme ile yansır. İlk şiirlerinde sıklıkla kullandığı Allah lafzı, genellikle bir ünlem veya bir deyim parçasıdır. Ya da:

“Ben öz azatlığıma Tanrı dedim
                                                         hagg dedim
Bir hükme bir fermana men başımı eğmedim”32

Şeklinde ifade ettiği vatan, azatlıg, sevgili… gibi bir değer bildiren üst kavramları, Tanrı kavramına eş kullandığı görülür. Ancak son dönem şiirlerinde din ve Allah kavramlarını inanç çizgisinde kullandığı da görülmektedir.33 Fakat kendisinin de ifade ettiği gibi “islâmî duyguları bilgiden değil, ruhundan kanından süzülen şeylerdir.”34 Şiirlerinin yanı sıra milleti temsil eden biri olarak da çabalar, uyarır, yönlendirir. Milletti içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için çareler arar. Bölünen Türklüğü, kardeşliği birleştirmeye çalışır. Bu hallere düşmenin sebebi olarak gösterdiği “benlik gütmeyi” Ben ben demeyi bırakarak ‘biz’e ulaşmayı telkin eder.

Menimizi bizleşdirek
Elbeyaha savaşdadır
Bir bedende ağıl, ürek!
Dedim bu zidd güdbeleri
Birleşdiren bir el gerek
Vuruşdurdug biz “men”leri,
Calag etdig heyre seri
Bu barışmaz düşmenleri
Biz ne geder özleşdirek?
Gâh ona dön gâh buna dön!
Bes deyimli özsüzlüyün?
Bu belâdan hilas içün
Özümüzü özleşdirek
Pusur bizi şer megamda
“Men” “men” dedik her megamda
Heç olmasa dar megamda
“Menimizi” bizleşdirek35

Bu şiiri bireyden aşıp, bütün milleti kuşatmaktadır.Tv. ve gazeteleri aracılığı ile de halka ulaşan şair, bir anlamda şiirlerinin özeti sayılan vatandaşlık kavramını sürekli diri tutarak, insanı, milleti bu düşünce etrafında inşa etmeye çalışır.

32 Vahapzâde, Ahı Dünya Fırlanır, Yazıcı, Bakü 1987, s. 14
33 Vahapzâde, Seçilmiş Eserler, cilt 2, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1974,  s. 13,  Şenbe
Gecesine Giden Yol, s. 224, Nagıl-Heyat s. 59 102, 105, 200, 215-216, 220  Aylı Geceler,
Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1958, s. 115
34 Hüsniye Zal Mayadağlı, age. s. 312
35 B. Vahapzâde, Vetendaş, Gençlik, Bakü 1994, s.155

Çağrıbey:
KAYNAKÇA :

Garayev, Ş. Salmanov,”Poeziyanın Kamilliyi”,Yazıcı, Bakü 1985

Mayadağlı, Hüsniye Zal, Bahtiyar Vahapzâde Hayatı ve Eserleri, Türkiye Diyanet Vakfı Yay. Ankara 1998

Fr. Paulhan, Ahlâkın Ahlâksızlığı, (çev. M. Naci Ecer), İstanbul 1946

Vahapzade Bahtiyar, Açılan Seherlere Selam, Yazıcı, Bakü 1979
_______________,Ahı Dünya Fırlanır, Yazıcı, Bakü 1987
_______________,Aylı Geceler, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1958
_______________,Bir Ürekte Dört Fesil, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1966

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 30 Erzurum 2006 123
________________,Derin Gatlara Işıg, Yazıcı, Bakü 1986
________________,E’tiraf Şeb-i Hicran, Azerbaycan Uşag ve Gençler Edeb. Neşriyatı, Bakü 1991
________________,İkinci Ses, (Aktaran Yavuz Bülent Bakiler), Kültür Bak. Yay.Ankara 1991
________________,İnsan ve Zaman, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1964
________________,Nagıl-Heyat, Yazıcı, Bakü 1991
________________, Özümle Söhbet, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1985
________________, Piyesler, Bakü 1980
________________, Sadelikte Böyüklük, Yazıcı, bakü 1978
________________, Seçilmiş Eserler, C.II, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1974
________________, Şenbe Gecesine Giden Yol, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1991

Çağrıbey:
Türk Milli Kültürüne yaptığı katkılar ve meydana getirdiği "BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN" adlı bu değerli çalışmasından ötürü Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Sayın  Dr. Nesrin FEYZİOĞLU Hanımefendiye teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz.
Sağolsun, varolsun!

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey

Üçoklu Börü Kam:
“Eğilmeyen başları eğen gizli kuvvet” diye tanımladığı korkuyu Azerbaycan Türklüğünün en ölümcül hastalığı olarak gören Bahtiyar Vahapzade korkakları:

“Cıva gibi soğuk görünce inen, sıcak görünce yükselenler, namusunu, gayretini bir tek ılık bakış kazanmak için satanlar, sonra bu alışverişin gölgesinde rahat rahat yatanlar, düz matlabı eğrisi ile yorumlayanlar, öz adını inkâr edip unvana kara yazanlar, görünüşüyle gülüş, eliyle zehir eken, şeker sözlü bin bir yüzlü habisler, kara niyetiyle sözlerinin ak rengine bezek vuranlar, süsleyenler, iblisler, eğilerek yükselen alçaklar, yaltaklar, rüşveti benine akide edinenler, öz ana dilini özge dil sayanlar, özüne üvey özgeye yamak olanlardır.”

Diye tarif etmektedir.

Milletin korkusundan çok korkan ve bu korkuyu onulmaz bir illet olarak gören Vahapzade:

Men gorhuram, sen gorhursan
O da gorhur bu da gorhur.
Biz gorhuruz
Teze fikir beynimizde gelen kimi
Tez gorhurug.
Başkasından gorhduğumuz bes deyilmiş
Özümüzden biz gorhurug!
Gorhu gorhu!
Bir gurd olub yeyir bizi içimizden,
Ne gözleyir veten bizden?
İrade yoh
Kişilik yoh.
Biz gorhurug,
Biz susurug

Dizeleriyle hürriyet ve bağımsızlığın önündeki en büyük engelin korku olduğunu dile getirmektedir.

Vatanı en büyük din olarak kabul eden Vahapzade,

“Ben öz azatlığıma Tanrı dedim
                                 hagg dedim
Bir hükme bir fermana men başımı eğmedim”

Dizelerinde yaptığı benzetmeyle azatlığı en yüce ülkü olarak görmekte ve göstermektedir.

Türk edebiyatının, tartışmasız en büyük soluklarından birisi olan Bahtiyar Vahapzade dizeleriyle Azerbaycan Türklüğünün milli ruh ve bilincini daima diri tutmuş, azatlık ateşini körükleyen bir soluk olmuştur.

Hür ve bağımsız Azerbaycan Türklüğünün en büyük ruh ve mana mimarı ünvanına hakkıyla layık olan ve 13 Şubat 2009 günü uçmağa uğurladığımız Türklüğün bu korkusuz, gür ve bilge sesini rahmet, minnet ve şükranla yad ederiz.
Ruhu şad, durağı Tanrıdağları ve Türk Uçmağı olsun...

Bu vesileyle Türklüğün korkusuz, gür ve özgür sesi Bahtiyar VAHAPZADE'yi ilmi ve akademik bir çalışmayla bizlerin istifadesine sunan Türkoloğ, Sayın Dr. Nesrin FEYZİOĞLU Hanımefendiye de en kalbi şükranlarımızı sunarız.
Tanrı kalemine güç, yüreğine kut versin!

TTK

Almıla:

--- Alıntı yapılan: Üçoklu Börü Kam - 20 Ocak 2012 ---Bahtiyar Vahapzade korkakları:

“Cıva gibi soğuk görünce inen, sıcak görünce yükselenler, namusunu, gayretini bir tek ılık bakış kazanmak için satanlar, sonra bu alışverişin gölgesinde rahat rahat yatanlar, düz matlabı eğrisi ile yorumlayanlar, öz adını inkâr edip unvana kara yazanlar, görünüşüyle gülüş, eliyle zehir eken, şeker sözlü bin bir yüzlü habisler, kara niyetiyle sözlerinin ak rengine bezek vuranlar, süsleyenler, iblisler, eğilerek yükselen alçaklar, yaltaklar, rüşveti benine akide edinenler, öz ana dilini özge dil sayanlar, özüne üvey özgeye yamak olanlardır.”

Diye tarif etmektedir.


--- Alıntı sonu ---

Ulu Bilge Bahtiyar Vahapzade'nin bu tespitleri günümüz Türkiye manzarasının tarifi değil mi?
Şu sözlerin vurgusuna ve anlamlarının tokat gibi çarpışına bakın!

Öz adını inkâr edip, unvana kara yazanlar...
Şeker sözlü, binbir yüzlü habisler...
Kara niyetlerine ak bezekler vuranlar...
Eğilerek yükselen alçaklar...

Ne kadar tanıdık insan tarifleri değil mi?
Cennet mekân Bahtiyar Vahapzade, "eğilerek yükselen alçaklar" diyerek  2000 li yılların Türkiye’sinin insanlarını tarif etmiş sanki?
Ruh şad olsun.
TTKvY

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git