GENEL KONULAR OTAĞI > GÜNCEL

Siyasal İslamcılığın Beslendiği Kaynaklar!

<< < (13/16) > >>

Kurtkaya:

--- Alıntı yapılan: Bozkurt42 - 14 Kasım 2016 ---
Fettullahçıların boşalttıkları kadrolara şimdi diğer cemaatler talip. Ve işin kötüsü göz yumuluyor. Sol dönemde de göz yumuldu, şimdi de.


--- Alıntı sonu ---

Şu anda, bırakın bilinenleri, daha önce toplum içerisinde varlık gösterememiş veya bölgesel kalmış adı sanı bilinmeyen mahalle ve hatta sokak cemaat ve tarikatları bile fetullahçılardan boşalan yerleri kapıp, devlet yapısı içerisinde, hayal bile edemedikleri konumlar elde ediyorlar. Bu kapışmada aslan payını Adıyaman Tarikati (Menzil) ve İskenderpaşa Cemaati almakta.
Tecavüzcü müslüm ve uyuşturucu taciri kalkancı bile en muteber şahsiyetler oldular.. Yeterki laik cumhuriyet değerlerine ve Atatürk'e usturupluca hakaret et ve akp sine payanda olduğunu göster, her kapı açılmakta, her devlet imkanı sunulmakta..
Ortak payda Türklüğe, Türk devletine, laik cumhuriyete ve özellikle de Atatürk'e düşman olmaktır.
AKP si bir akrepten kurtuldu belki ama onun yerine yeni akreplerle aynı çuvala girmeye devam ediyor.
Hayatın kanunu bu: Körle yatan, şaşı kalkacak...
Gerçi mevcut iktidarın yapısı, zihniyet ve mayası zaten buna uygun olduğundan akrepler kendisini sokmadığı müddetçe milleti sokmuş, milli ve manevi mukaddesatı hırpalamış umurlarında bile değil...
Bu olumsuz tabloyu görenlerin sayısı çok az ve seslerini duyuramıyorlar. Toplumun kahır ekseriyeti akıl tutulması yaşıyor.
Gerçi başa gelenler, layık olunandan başkası değildir. Demek ki toplum buna layıkmış...
Zaman en iyi hakemdir. Bakıp göreceğiz. Olup biteni ibretle izlemekteyiz.
Tanrı Yüce Türk'ünü Korusun!

Üçoklu Börü Kam:
Adolf HİTLER ve Propaganda Prensipleri

Dr. Paul Joseph Goebbels, felsefe eğitimi almış bir kişidir. 1933 ve 1945 yılları arasında Hitler döneminde “Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı” olarak görev yapmıştır. Bazılarına göre Hitler’in sağ kolu olarak çalışmış ve öylece ünlenmiştir. Tanıtım ve propaganda işlerini yürütürken, dönemin medya unsurlarını kontrol etmesi ile ünlüdür.

Hatta şu sözü sanki bir vecize gibi siyasi tanıtım tarihine yazılmıştır; “Basın, iktidarın kullandığı dev bir klavyedir!”

Goebbels’in Propaganda prensiplerine bir göz atalım;

- Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.

- Bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur.

- Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.

- Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.

- Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.

- Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.

- Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin.

- Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın.

- Asla kabahat ve suç üstlenmeyin.

- Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.

- Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.

- Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.

- Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun.

Prestij ve karizma sahibi lider, propaganda işini çok kolaylaştırır. İlk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır. Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak çok kolaydır.”

Ülkedeki bütün gazete, dergi ve basın yayın organlarını elinin altına aldı. Öyle ki 2. Dünya savaşında Ruslar Berlin kapılarına dayandığında Alman halkı hala savaşı kazanmak üzere olduklarını sanıyordu.

Ve yenilirken dahi mitinglerinde milyonlarca insan toplanarak ona biat ettiklerini gösteriyordu.

Önceden Alman halkının ”Tanrının Elçisi, Büyük Lider, Büyük Başkan, Büyük Kurtarıcı” gibi sloganlarla yere göğe sığdıramadığı ADOLF HİTLER’in intiharından bir ay sonra tüm gerçekler gün yüzüne çıkmaya başladı.

O aslında sadece çevresindeki silahlı koruma ordusuna güvenen, söylediği her şeyin yalan olduğu, korkak basit bir ruh hastasından başka bir şey değildi.

Alman halkı bunu çok geç anladı, herkes ona tapıyordu ama gün geldi hiç kimse “Ben oyumu ona verdim” diyemedi.

Ne kadar manidar degil mi ?

Yaşadığımız süreç tarihin tekerrüründen ibarettir!

Şu an ülkemizde de büyük bir ustalıkla uygulanan ne kadar bilindik şeyler değil mi?

TÜRK MİLLETİ SİYASAL İSLAM DENEN, O İSLAM'I DA KEMİRİP, KİRLETEN ZİHNİYETİ ve BU ZİHNİYETİN HAYSİYETSİZ TEMSİLCİLERİNİN, GERÇEK YÜZLERİNİ GÖRMEDİĞİ MÜDDETÇE YAŞADIĞI OLUMSUZLUKLARDAN, BIRAKIN KURTULMAYI, DAHA DA BETER OLACAKTIR.

TÜK MİLLETİNİN BEKÂ SORUNU VARDIR!

TÜRK MİLLETİNİN MİLLİ KİMLİĞİNİN YOK OLMASI SORUNU VARDIR!

TÜRK MİLLETİNİN HÜRRİYETİNİ YİTİRME SORUNU VARDIR!

TÜRK MİLLETİNİN TOPRAK KAYBETME SORUNU VARDIR!

Türk Milletinin başına bu sorunları açan en büyük belâ:

SİYASAL İSLAMCILIKTIR!

TTK.

Üçoklu Börü Kam:
Dindarlık; her türlü şekilcilikten arınmış deruni psikolojik bir düşünüş, anlayış ve yaşam biçimidir.

Bizim Yunusumuz ne güzel söylemiş:

Dervişlik olaydı taç ile hırka;
Biz dahi alırdık otuza kırka!

Sarıktan, sakala; cübbeden, şalvara kılık kıyafetleriyle abartılı görünümleri ve ağdalı sözleriyle topluma dindar insan profili çizen kahır ekseriyeti kanı ve vicdanı kirli, koyunlarında haç taşıyan; başta pontus artıkları olmak üzere, Türk Milletinden öç almak ortak paydasında buluşan gayr-ı Türk unsurlardır.

Abartılı dindar profili çizen ve çizmekle de kalmayıp dini otorite makamından toplumu yönlendiren Karadeniz kökenli bir çok kişinin köken olarak pontus artığı olması bir tesadüf olmasa gerek.

Ayrıca her mahalle başında yer tutmuş şeyh, mürşit, hoca vs. sıfatlı kişilerin tamamına yakınının da başta kürtler olmak üzere gayr-ı Türk etnik unsurlar olduğu da dikkatimizden kaçmamaktadır.

Şu anda Türk Milletine musallat edilmiş en büyük belâ; Siyasal İslamcılık denen, bizzat İslam'ı da kemiren, soysuzluktur.

Etnik ayrımcı terörü de, toplumu kutuplaştıran klikleri de, ekonomiyi iflasa sürükleyen politikaları da, Türk Milletini ve devletini milletler aleminde itibarsızlaştıran uygulamaları da, muazzez dinimiz İslamiyetin; terörün, cahilliğin, sapkınlığın, sübyancılığın, gericiliğin, beleşciliğin, caniliğin ve terörün kaynağı gibi görünmesinin de tek sorumlu ve faili; o siyasal İslamcı zihniyet ve onun namussuz temsilcileridir.

Siyasal İslamcı uygulamalar nedeniyle Türk Milletinin yarınları tehdit ve tehlike altındadır.

Milletimize; Ulu Atamız Bilge Kağan'ın sözleriyle sesleniyoruz:

"Ey Türk;
Titre ve kendine dön!.."

TTK.

gamze oymac:
Balkanlardaki Türk mirasları ve nasıl kullanıldıkları hakkında bir araştırma yapmayı düşünüyorum. Çoğu Osmanlı'dan kalmış özellikle Yunanistan'da evler, konaklar mevcut bizim mirasımız olan ama bu konuda sahip olduğum bilgiler biraz kısıtlı bu bilgileri nereden sağlıklı ve doğru şekilde edinebilirim bilgisi olan varsa benimle iletişime geçebilirmi? Örneğin bu tarz evler [/URL] illa ev olmasınada gerek yok Osmanlı mirasından kalmış gayrimenkul tarzı yerler hakkında araştırmam.

Çağrıbey:
Otağımızın izleyici ve konuklarına yine otağımızın başka bir sayfasında yer alan ve bu konuyla yakından ilgili olan:

FETHULLAH GÜLEN DGM DOSYASI FETÖ

Adlı konuyu takip etmelerini öneririz.

Ne Mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla...
Çağrıbey.
 

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git