Çakma Türkçüler...Yalnızkurt kandaşımın eline, emeğine ve yüreğine sağlık.
Türk'ün en büyük düşmanı kendisidir. Türkleri bölmek isteyen Türk soylu mankurtlar iş başında. Bunlardan (Çakma Türkçüler) günümüzde bir hayli mevcut, özellikle sanal acunun her yerinde bu köpekleri görebilirsiniz. Şimdi size kısaca bunların nasıl Türkçülüğe su kattığını ve Türkçüleri nasıl böldüğünü anlatacağım.
İslamcı / Dinci Türkçüler: Bunlar Türkçülüğü din ile sulandırarak ve dini sömürerek amaçlarına uğraşmaya çalışırlar. Son zamanlarda farkındaysınız Şeriatçı Türkçüler türedi ortalıkta. Bunlar genelde müslüman olmayan Türkleri zoraki olarak benimserler. Türklerin Şeriat ile yönetilmesini ve ülkede sadece müslüman olan Türklerin olmasını isterler. Bunların hristiyan olanlarıda mevcuttur. Bunlar ise misyonerlik yaparlar ve tek amaçları Türkleri hristiyan yapmaktır. (Not: Dindar ile dinci kavramlarını karıştırmayalım)
Dinsiz Türkçüler: Bunlarda dinsizliği kendilerine siper yaparak Türkçülük yaparlar. Bunların Türkçülükle alakası yoktur. Gece gündüz Amerikan-İsrail askerlerine dua ederler, sırf müslüman öldürüyorlar diye. Her hangi bir dine inananlarıda "Yobaz" ilan ederler.
Mezhepçi Türkçüler: Bu şerefsizlerde kendilerini ilk başta her türlü mezhebe karşıyız diye tanıtılar, fakat sonra bir bakarsınız bunlar ya Alevicilik ya da Sunnicilik yaparlar. Alevicilik yapanlar her önüne gelen "Yezit" der. Sunnicilik yapanlar ise başka mezhebe inananları kafir ilan eder. Bunlarında Türkçülükle alaksı yoktur. Türk başbuğlarını bile kendi mezhebine göre değerlendirir ve Türkçüler arasına fitne sokarlar.
Solcu Türkçüler: Bunlarında Türkçülükle alaksı yoktur. Bunlar Deniz Gezmişleri, CHe'leri kahraman ilan eder. Başbuğ Atatürk'ü de solcu diye tanıtırlar. Nihal ATSIZ Ata'yı da hiç sevmezler. Türk ırkçılığına karşıdırlar. Fakat Kürtlere karşı ırkçılık yaparlar.
Partizan Türkçüler: Bu gerizekalıların amacı ise Partizanlıktır. Bunlar, şu partiye oy vermeyen Türkçü değildir, diye ortalıkta dolaşırlar ve insanların kafalarını bulandırırlar. Bunların genelde CHP'li ve MHP'li olmak üzere 2 çeşidir vardır.
Atsız Ata'yı kendilerine maske yaparak Türkçülüğü sulandıranlar: Bunların tek amacı sabah, akşam Türk imparatorluğu Osmanlı'ya küfür etmektir. Başka bir şey bilmezler. Sürekli din karşıtlığı yapanlarıda mevcuttur. Bunların yüzünden millet ATSIZ Ata'yı din düşmanı bir yobaz zannetmektedirler.
Osmanlıcı Türkçüler: Bunlarda içlerindeki Osmanlıcılığı atamayan Türkçülerdir. Türk tarihini Osmanlı'dan ibaret sanırlar. Osmanlı ile savaşan bütün Türkleri (Örneğin Timur) hain ilan ederler.
Yahudi sempatizanı Türkçüler: Bu nasıl bir mankurtluktur tam olarak anlamış değilim. Fakat bunlar Yahudiliği tamamiyle benimsemiş olanladır. Neden benimsemiş diyorum, çünkü bu gerizekalılar Yahudileri Türk zannetmektedir. Hatta Hazar Türkleri sırf musevi inancına sahip diye bu salaklar tarafında Hazarlar Yahudi ilan edilir. Bunlara göre İsrial en büyük müttefikimiz olmalı ve sabah akşam Araplarla savaşmalıyız.
Ulusalcı Türkçüler: Bunlar ise sabahtan akşama kadar ABD karşıtlığı yaparlar. Başka bir şey bilmezler. Bunlara göre Türkleri katleden Rusya ve Çin düşman değildir. İçlerinde Doğu Perinçek'i bile Atatürkçü ilan eden beyinsizler vardır.
Boycu Türkçüler: Bunlar ise boyculuk yaparak Türkçülüğü sulandırlarlar. Bunların Oğuz Boyculuğu ve Kıpçak Boyculuğu gibi 2 çeşidir vardır. Kıpçak Boyculuğu yapanlar bütün Oğuzları devşirme ilan ederler. Oğuzculuk yapanlar ise Kıpçaklar için Çinlilerle karıştı derler. Bunlarda böyle hasta fikirlidir işte.
Kandaşlar; Türkçülük sadece Türkçülüktür. Şu Türkçülük ya da bu Türkçülük diye bir şey yoktur. Gerçek Türkçüler; İnançlarını içinde yaşar, partizan olmaz, Türk Irkının üstünlüğünü kabul eder, olaylara Türkçü bir bakış açısıyla yaklaşır, Türkler arasına boy, din ve mezhep ayrımı sokmazlar. Son Başbuğun Atatürk olduğunu kabul ederler ve Nihal ATSIZ'ı yol gösterici olarak benimserler. Gerçek Türkçüler bilgidir ve cahil değildir. Gerçek Türkçüler Türkçülüğü bildiği gibi diğer düşman fikirleride bilirler. Bu tür hasta fikirlere bulaşmamak için Atsız Ata'nın tüm kitaplarını okuyun. Tehlikeler nereden gelirse gelsin, ne kadar büyük olursa olsun, tek çare ve tek ilacı "Türk ülküsüdür".
Ne Mutlu Türk Doğana..
Dinsiz Türkçüler: Bunlarda dinsizliği kendilerine siper yaparak Türkçülük yaparlar. Bunların Türkçülükle alakası yoktur. Gece gündüz Amerikan-İsrail askerlerine dua ederler, sırf müslüman öldürüyorlar diye. Her hangi bir dine inananlarıda "Yobaz" ilan ederler.
Dinsiz Türkçüler: Bunlarda dinsizliği kendilerine siper yaparak Türkçülük yaparlar. Bunların Türkçülükle alakası yoktur. Gece gündüz Amerikan-İsrail askerlerine dua ederler, sırf müslüman öldürüyorlar diye. Her hangi bir dine inananlarıda "Yobaz" ilan ederler.
Bu tabir ağır bir saçmalıktır. Tüm İbrahimi dinleri reddeden Atsız Ata'ya kulak verelim. Atsız Ata diyor ki:
"Yobazlık milletlerarası hastalıktır. Kızılı olduğu gibi yeşili de olur. Fikirlere ve içtihadlara saygı duymak ve onlarla tartışmak seviyesinde olmadıkları için daima yırtınırlar, küfür ve iftira ederler, ilim ve mantık alanı içinde konuşmaktan aciz oldukları için karşımıza daima ayet ve hadisle çıkarlar. Soy soy insanların bir tek Adem’le Havva’dan türediklerine, Adem’in 1050 yıl yaşadığına, Havva’nın her yıl biri erkek biri kız olmak üzere ikiz evlat doğurduğuna ve bu kardeşleri birbiriyle evlendirdiklerine inanırlar. Bir Sümer masalından çıkan tufan ve Nuh’un gemisi onlarca tarihi bir hakikattır. Hangi teknik üniversiteden mezun olduğu belli olmayan Nuh’un yaptığı o pazarcı kayığına her cins hayvandan birer çiftin girip sığması ve 40 tufan gününde birbirini yemeden uslu uslu oturması da gerçektir vesaire… (Yobazlık Bir Fikir Müstehasesidir - ÖTÜKEN, 1970, Sayı: 11 ) "
Hiç kimsenin dini inancına karışma ya da küçümseme amacıyla yazmadığımı belirttikten sonra(ki Atsız Ata'nın da amacının bu olmadığı biliyoruz, zira satırlar ona aittir), dinsiz bir Türkçü olarak Yalnizkurt arkadaş sayesinde çakma bir Türkçü olduğumu da öğrendimi ifade edeyim. Meğer Atsız Ata da benim gibi bir lâdini olarak çakma Türkçü imiş. Yalnız bundan ziyade beni asıl şaşırtan ve ürküten şey alt alta yazılan destek mesajlarıdır.
Bir dine mensup olmak ya da olmamak, Tanrı'nın varlığına iman etmek ya da etmemek kişinin şahsını ilgilendiren bir durum olup asla ve kat'a Türkçülük fikriyatına aykırı bir durum değildir. Kendimi bir bilinemezci(agnostik) olarak tanımladıktan sonra gönül rahatlığıyla belirtebilirim ki, benim Türkçü fikriyatıma set çekebilecek herhangi birini tanımıyorum. Beş vakit namazını kılan bir Türkçü yoldaşım ile kolkola girebilmek benim için bir onurdur, lakin dinsizliği Türkçülük karşıtlığı olarak lanse etmek aymazlıktan da öte bir şaşırmışlık ve sapmışlık halidir.
Bir Türkçü olarak benim kendime edindiğim ilk düstûr cahillikle savaştır. Okumadan ilim sahibi olunmaz, zira kimse de cahilliği vahiy ile yenmemiştir. Başbuğ'un da dediği gibi:
- Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.
Kitap okumak aynaya bakmaktır. Aynaya bakmadan neye benzediğini bilemez kişi ve aynaya bakıp neye benzediğini çözemeyen de ne konuşacağını, lafının nereye gideceğini hesap edemez. Müslümanları öldürüyor diye Amerikan ya da İsrail askerine dua eden kişi kelimenin tek anlamıyla aptaldır ama onun aptallığı beni ırgalamaz. Tıpkı dinsizlere çakma Türkçü diyerek Başbuğ'u ve Atsız Ata'yı bir anda Türkçülük fikriyatından aforoz edenlerin sözlerinin sadece kendini bağladığı ve kendi aptallığı olduğu gibi. Yobazlık nasıl bir fikir müstehasesiyse, cahillik de geri kalmışlığın müstehasesidir.
Belki yukarıda bahsedilen dinsizlik başka bir şey anlatıyor olabilir fakat arkadaşın kendisin de belirttiği gibi Türkçü bilge olmalıdır ve sözünün nereye gittiğini bilmelidir. Tahammülsüzlük bir kaybetme biçimidir ve Türkçü'yü Türkçülük'ten afaroz etmek mağlubiyetin anahtarıdır. Hiç kimseyi kendimizle aynı düşünce düzlemine sokmak gibi bir çabamız olamayacağı gibi, bunu başarabilmek de imkansızdır. Yanlışlar dile getirilerek düzeltilebilir, tartışma konusu ve hatta araştırma konusu bile olabilir fakat tektipleştirme tutkusu bir komünist hastalığıdır. Kuzey Kore'ye bakılarak ne anlatmak istediğim açıkca anlaşılabilir.
Yukarıda yazdıklarım sadece kendisini samimi olarak Türkçü adledenler için geçerlidir. Solcu-dinci-dinsiz-mezhepçi olup Türkçülük fikriyatındanmış gibi görünerek Türkçülüğe zarar verenlerin, samimi duygu ve düşüncelerini dile getirenleri sindirmesine izin vermek ya da bu üç kağıtçılar yüzünden Türk evlatlarına doğruyu göstermekten vazgeçip onları aforoz etmeye çalışmak aymazlıktır, aptallıktır, geri kalmışlığın müstehasesidir.
Bu da böylece uzun zaman sonra gecenin bir köründe bana tekrar yazı yazdıran bir şeydir.
Esen olsun.
Dinsiz Türkçüler: Bunlarda dinsizliği kendilerine siper yaparak Türkçülük yaparlar. Bunların Türkçülükle alakası yoktur. Gece gündüz Amerikan-İsrail askerlerine dua ederler, sırf müslüman öldürüyorlar diye. Her hangi bir dine inananlarıda "Yobaz" ilan ederler.
Bu tabir ağır bir saçmalıktır. Tüm İbrahimi dinleri reddeden Atsız Ata'ya kulak verelim. Atsız Ata diyor ki:
"Yobazlık milletlerarası hastalıktır. Kızılı olduğu gibi yeşili de olur. Fikirlere ve içtihadlara saygı duymak ve onlarla tartışmak seviyesinde olmadıkları için daima yırtınırlar, küfür ve iftira ederler, ilim ve mantık alanı içinde konuşmaktan aciz oldukları için karşımıza daima ayet ve hadisle çıkarlar. Soy soy insanların bir tek Adem’le Havva’dan türediklerine, Adem’in 1050 yıl yaşadığına, Havva’nın her yıl biri erkek biri kız olmak üzere ikiz evlat doğurduğuna ve bu kardeşleri birbiriyle evlendirdiklerine inanırlar. Bir Sümer masalından çıkan tufan ve Nuh’un gemisi onlarca tarihi bir hakikattır. Hangi teknik üniversiteden mezun olduğu belli olmayan Nuh’un yaptığı o pazarcı kayığına her cins hayvandan birer çiftin girip sığması ve 40 tufan gününde birbirini yemeden uslu uslu oturması da gerçektir vesaire… (Yobazlık Bir Fikir Müstehasesidir - ÖTÜKEN, 1970, Sayı: 11 ) "
Hiç kimsenin dini inancına karışma ya da küçümseme amacıyla yazmadığımı belirttikten sonra(ki Atsız Ata'nın da amacının bu olmadığı biliyoruz, zira satırlar ona aittir), dinsiz bir Türkçü olarak Yalnizkurt arkadaş sayesinde çakma bir Türkçü olduğumu da öğrendimi ifade edeyim. Meğer Atsız Ata da benim gibi bir lâdini olarak çakma Türkçü imiş. Yalnız bundan ziyade beni asıl şaşırtan ve ürküten şey alt alta yazılan destek mesajlarıdır.
Bir dine mensup olmak ya da olmamak, Tanrı'nın varlığına iman etmek ya da etmemek kişinin şahsını ilgilendiren bir durum olup asla ve kat'a Türkçülük fikriyatına aykırı bir durum değildir. Kendimi bir bilinemezci(agnostik) olarak tanımladıktan sonra gönül rahatlığıyla belirtebilirim ki, benim Türkçü fikriyatıma set çekebilecek herhangi birini tanımıyorum. Beş vakit namazını kılan bir Türkçü yoldaşım ile kolkola girebilmek benim için bir onurdur, lakin dinsizliği Türkçülük karşıtlığı olarak lanse etmek aymazlıktan da öte bir şaşırmışlık ve sapmışlık halidir.
Bir Türkçü olarak benim kendime edindiğim ilk düstûr cahillikle savaştır. Okumadan ilim sahibi olunmaz, zira kimse de cahilliği vahiy ile yenmemiştir. Başbuğ'un da dediği gibi:
- Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.
Kitap okumak aynaya bakmaktır. Aynaya bakmadan neye benzediğini bilemez kişi ve aynaya bakıp neye benzediğini çözemeyen de ne konuşacağını, lafının nereye gideceğini hesap edemez. Müslümanları öldürüyor diye Amerikan ya da İsrail askerine dua eden kişi kelimenin tek anlamıyla aptaldır ama onun aptallığı beni ırgalamaz. Tıpkı dinsizlere çakma Türkçü diyerek Başbuğ'u ve Atsız Ata'yı bir anda Türkçülük fikriyatından aforoz edenlerin sözlerinin sadece kendini bağladığı ve kendi aptallığı olduğu gibi. Yobazlık nasıl bir fikir müstehasesiyse, cahillik de geri kalmışlığın müstehasesidir.
Belki yukarıda bahsedilen dinsizlik başka bir şey anlatıyor olabilir fakat arkadaşın kendisin de belirttiği gibi Türkçü bilge olmalıdır ve sözünün nereye gittiğini bilmelidir. Tahammülsüzlük bir kaybetme biçimidir ve Türkçü'yü Türkçülük'ten afaroz etmek mağlubiyetin anahtarıdır. Hiç kimseyi kendimizle aynı düşünce düzlemine sokmak gibi bir çabamız olamayacağı gibi, bunu başarabilmek de imkansızdır. Yanlışlar dile getirilerek düzeltilebilir, tartışma konusu ve hatta araştırma konusu bile olabilir fakat tektipleştirme tutkusu bir komünist hastalığıdır. Kuzey Kore'ye bakılarak ne anlatmak istediğim açıkca anlaşılabilir.
Yukarıda yazdıklarım sadece kendisini samimi olarak Türkçü adledenler için geçerlidir. Solcu-dinci-dinsiz-mezhepçi olup Türkçülük fikriyatındanmış gibi görünerek Türkçülüğe zarar verenlerin, samimi duygu ve düşüncelerini dile getirenleri sindirmesine izin vermek ya da bu üç kağıtçılar yüzünden Türk evlatlarına doğruyu göstermekten vazgeçip onları aforoz etmeye çalışmak aymazlıktır, aptallıktır, geri kalmışlığın müstehasesidir.
Bu da böylece uzun zaman sonra gecenin bir köründe bana tekrar yazı yazdıran bir şeydir.
Esen olsun.
Esenlikler Anda,
Yazdıklarının çoğuna katılmakla beraber bazı eklemeler yapmak gerekliliği duyuyorum.
Yukarı da arkadaşımızın bahsettiği dinsiz Türkçüler kelimesini ben kendileri bir dine inanmayan ama Türk Milletinin inandığı bir dine küfredenlere karşı kullandığını şeklinde yazdığını düşünüyorum.
Bunların dışında Türklük ve Türkçülük bir kan meselesidir. Din ayrımı ve herhangi bir inanç sistemi ile bölünemez.
Bu sloganların her biri ayrı ayrıdır ama tek kişiye aittir. Ben bu sloganlar içinde Türkçülüğü göremedim. Mensubu olduğu millete ve milletinin inançlarına küfür etmek Türkçülük olamaz.
Birbirimizle didişmek yerine hatalarımızın ne olduğunu görüp bu hataları yok etme gayretine girsek sanırım kazanan Türkçülük olacaktır.
Tamam kardeşim, en iyi Türkçü sizsiniz. En muazzam bilgeler de sizlersiniz, sürç-i lisan eyledik affola.
Tam 1 gün boyunca İsmail anda bir şey yazana kadar bir şey yazmaya cesaret edemeyenler hemen üzerimize çullanarak linç etme çabası içerisine girişmişler. Eğer ki ben Türkçü ortamdan uzaklaşıp kendimi kitaplara, sadece kişisel hayat meşkalesine verdiysem sizin gibiler yüzündendir. Benim yazdığım mesajdan adam bir çıkarım yapıyor ve sayfalarca küfür eden birisinin mesajını bana örnek gösteriyor. Türkçe özürlü müsünüz ya da Türkçe öğrenmeden Türkçü mü oluyorsunuz? Yazdığım yazıda açıkca "samimiyet" ile "Türkçülük fikriyatındanmış gibi davranmak" kavramlarını üzerine basarak ayırıyorum.
Hay bana lanet gelsin, hay ben öleyim. Adam kaybetmek, birilerini asıp kesmek, oturduğunuz yerden kürt öldürüp fars asmak, bir dernekte toplanıp yıllarca(benim bildiğim 9 yıldır) aynı şeyleri virgülüne satırına dokunmadan konuşmak Türkçülük'tür. Benim ile harfiyen aynı düşünmeyen düşmanımdır, Türkçü'yüm diyorsa da öyledir(sizin düsturunuzdur).
Atsız Ata uçmağa vardığından bugüne kadar doğru düzgün bir vizyon sergileyememiş, adam akıllı bir makale bile yayınlayamamış olmayı kafaya takmazsınız da kürdün niye bu kadar çirkin ve medeniyetsiz olduğunu düşünürsünüz. Şu ahval ve şerait içerisinde dahi gündeme dair bir fikir, farklı bir şey söyleyememeyi dert edinmezsiniz de, ettiğimiz iki kelam size batar. Batsın, kavga ettiğimin kalbini delmeyen hançerin nazarımda bir değeri yoktur. Atsız Ata'nın kalemi ne kadar sivri ise, benim dilim de o kadar sivri olmadıkça dert anlatabilmek namümkün olduğundan size böyle hitap etmek zorunluluğumdur ve bundan ziyade yıllardır içerimde birikmiş bir uktedir.
Türkçülüğü tekelleştirip kendi tekelini engizisyonlaştıran putperestler Türkçülüğün ilerleyemeyişinin, ve hatta Türk Ocakları'nın fetoşculara kaptırılmasının yegane ve başlıca sebebidirler. En ufak bir farklılığa tahammülü olmayan, kendi burnunun dikine gitmekten başka kabiliyet sahibi de olamayan kişilerin tekeline şu saatten itibaren kişisel bir savaş ilan ediyorum. Türkçülük hiçbirinizin tekelinde değildir; benim hür irademle yaptığım seçimlerim ve fikirlerim sizin öz değer yargınızla yargılayabilmeye tenezzül edemeyeceğiniz yükseklikte ve olgunluktadır.
Erce Anıl Başıbüyük tarafından başlatılan tektip Türkçü propagandası ne yazıkki bugün daha da bir şiddetle savunularak devam ettirilmektedir. Oysa, Türkçülük fikriyatı ne Kızıl Ordu korosu gibi teksesli, ne Kuzey Kore gibi tekdüze, ne de Nazi Almanyası gibi diktatöryadır. Tektipleştirmeye çalışarak söndürmeye çalıştığınız ışıklar aydınlığa olan öfkenizden başka bir şey değildir. Türkçülük saf(ari) bir fikriyattır fakat kafalarda yaşayan "En iyi Türkçü biziz ve benim" fikri, Türk milletine yapılmış ve yapılabilecek en büyük hainliktir. Türkçülük özeleştiri yapabilme kabiliyetini yitirmiş tektipçiler tarafından baltalanmakta ve bu baltalar Türkçü refleksleri budamaktadır.
Burada bir çok kişi beni şahsen tanır. Bugüne kadar ne kimsenin dinine laf etmişimdir ne kimsenin Türkçülüğü'ne dil uzatmışımdır. 7. sınıfa giderken Atsız Ata okumaya başlamış, 26 yaşında olmasına rağmen 9 senedir bu camianın içerisinde bulunan bir Türkçü'yü küstürmek sizin beyin kıvrımlarınızın başarabildiği ve başarabileceği en nazik iştir. Bu bir sitemse sitemdir, başkaldırmaysa başkaldırmadır. Küs olma sebebi burada yazılanlar değil, yıllardır dile getirmeye çalıştığım fakat dikkate alınmayan yukarıdaki sorunlardır.
Bundan böyle ömrüm boyunca hiçbir Türkçü teşkilat içerisinde yer almadan kendi kavgamı kendim vereceğim. Hata analizi yerine farklı olanı yok etme, yanlış da olsa tabulaşanı putlaştırarak fosile çevirme ve özeleştiriden köşe bucak kaçınma Türkçü teşkilat ve forumlarda bir hastalık haline dönüşmüştür. Ben doktor değilim, reçete yazamam lakin kendime uygulayabileceğim reçete yalnızlık reçetesidir.
Rast gele.
"Türkler Kuzay Irak'ta porno film izleyip sigara içerken, bizler at oynatıyorduk bulunduğumuz yerde."
Tamam kardeşim, en iyi Türkçü sizsiniz. En muazzam bilgeler de sizlersiniz, sürç-i lisan eyledik affola.
Tam 1 gün boyunca İsmail anda bir şey yazana kadar bir şey yazmaya cesaret edemeyenler hemen üzerimize çullanarak linç etme çabası içerisine girişmişler. Eğer ki ben Türkçü ortamdan uzaklaşıp kendimi kitaplara, sadece kişisel hayat meşkalesine verdiysem sizin gibiler yüzündendir. Benim yazdığım mesajdan adam bir çıkarım yapıyor ve sayfalarca küfür eden birisinin mesajını bana örnek gösteriyor. Türkçe özürlü müsünüz ya da Türkçe öğrenmeden Türkçü mü oluyorsunuz? Yazdığım yazıda açıkca "samimiyet" ile "Türkçülük fikriyatındanmış gibi davranmak" kavramlarını üzerine basarak ayırıyorum.
Hay bana lanet gelsin, hay ben öleyim. Adam kaybetmek, birilerini asıp kesmek, oturduğunuz yerden kürt öldürüp fars asmak, bir dernekte toplanıp yıllarca(benim bildiğim 9 yıldır) aynı şeyleri virgülüne satırına dokunmadan konuşmak Türkçülük'tür. Benim ile harfiyen aynı düşünmeyen düşmanımdır, Türkçü'yüm diyorsa da öyledir(sizin düsturunuzdur).
Atsız Ata uçmağa vardığından bugüne kadar doğru düzgün bir vizyon sergileyememiş, adam akıllı bir makale bile yayınlayamamış olmayı kafaya takmazsınız da kürdün niye bu kadar çirkin ve medeniyetsiz olduğunu düşünürsünüz. Şu ahval ve şerait içerisinde dahi gündeme dair bir fikir, farklı bir şey söyleyememeyi dert edinmezsiniz de, ettiğimiz iki kelam size batar. Batsın, kavga ettiğimin kalbini delmeyen hançerin nazarımda bir değeri yoktur. Atsız Ata'nın kalemi ne kadar sivri ise, benim dilim de o kadar sivri olmadıkça dert anlatabilmek namümkün olduğundan size böyle hitap etmek zorunluluğumdur ve bundan ziyade yıllardır içerimde birikmiş bir uktedir.
Türkçülüğü tekelleştirip kendi tekelini engizisyonlaştıran putperestler Türkçülüğün ilerleyemeyişinin, ve hatta Türk Ocakları'nın fetoşculara kaptırılmasının yegane ve başlıca sebebidirler. En ufak bir farklılığa tahammülü olmayan, kendi burnunun dikine gitmekten başka kabiliyet sahibi de olamayan kişilerin tekeline şu saatten itibaren kişisel bir savaş ilan ediyorum. Türkçülük hiçbirinizin tekelinde değildir; benim hür irademle yaptığım seçimlerim ve fikirlerim sizin öz değer yargınızla yargılayabilmeye tenezzül edemeyeceğiniz yükseklikte ve olgunluktadır.
Erce Anıl Başıbüyük tarafından başlatılan tektip Türkçü propagandası ne yazıkki bugün daha da bir şiddetle savunularak devam ettirilmektedir. Oysa, Türkçülük fikriyatı ne Kızıl Ordu korosu gibi teksesli, ne Kuzey Kore gibi tekdüze, ne de Nazi Almanyası gibi diktatöryadır. Tektipleştirmeye çalışarak söndürmeye çalıştığınız ışıklar aydınlığa olan öfkenizden başka bir şey değildir. Türkçülük saf(ari) bir fikriyattır fakat kafalarda yaşayan "En iyi Türkçü biziz ve benim" fikri, Türk milletine yapılmış ve yapılabilecek en büyük hainliktir. Türkçülük özeleştiri yapabilme kabiliyetini yitirmiş tektipçiler tarafından baltalanmakta ve bu baltalar Türkçü refleksleri budamaktadır.
Burada bir çok kişi beni şahsen tanır. Bugüne kadar ne kimsenin dinine laf etmişimdir ne kimsenin Türkçülüğü'ne dil uzatmışımdır. 7. sınıfa giderken Atsız Ata okumaya başlamış, 26 yaşında olmasına rağmen 9 senedir bu camianın içerisinde bulunan bir Türkçü'yü küstürmek sizin beyin kıvrımlarınızın başarabildiği ve başarabileceği en nazik iştir. Bu bir sitemse sitemdir, başkaldırmaysa başkaldırmadır. Küs olma sebebi burada yazılanlar değil, yıllardır dile getirmeye çalıştığım fakat dikkate alınmayan yukarıdaki sorunlardır.
Bundan böyle ömrüm boyunca hiçbir Türkçü teşkilat içerisinde yer almadan kendi kavgamı kendim vereceğim. Hata analizi yerine farklı olanı yok etme, yanlış da olsa tabulaşanı putlaştırarak fosile çevirme ve özeleştiriden köşe bucak kaçınma Türkçü teşkilat ve forumlarda bir hastalık haline dönüşmüştür. Ben doktor değilim, reçete yazamam lakin kendime uygulayabileceğim reçete yalnızlık reçetesidir.
Rast gele.
İçinde yaşanılan toplumun değerleriyle örtüşmeyen bir fikir sistemi kime hitap edecek ve bu fikrin sahiplerinin kimlik ve kişiliklerinden sadır olan hal ve tavırlar kimden kabul görecektir?Hastalığın teşhisi ile Andamızın
Burada yazıp çizmenin artık bir manası olmadığını düşünerek, en kısa zamanda sanal ortamın samimiyetsizliğini ortadan kaldırıp birebir görüşmek, meramımı anlatmak ve hasbihal edebilmek için derneğe geleceğimi arz ederim.tedavinin yönteminin uygulanışını hayata geçirme kararını tüm samimiyetim ile kutluyorum.
Türk doğmak büyük şans!
Türk kalmaksa bir erdemdir!
Tanrı Türk olmanın hazzını bütün Türklere tattırsın!
Burada yazıp çizmenin artık bir manası olmadığını düşünerek, en kısa zamanda sanal ortamın samimiyetsizliğini ortadan kaldırıp birebir görüşmek, meramımı anlatmak ve hasbihal edebilmek için derneğe geleceğimi arz ederim.Değerli Atçeken beyi kardeşim;Bilge Börü kam ın da belirttiği gibi,edebi makaleler düzerek,Aslında faydası olmayan gereksiz atışmalara girerek birbirimize ve Türk Ülküsüne kazandırabileceğimiz hiçbirşey yoktur.Uzun lafın kısası;bizleri birarada tutan,din ,mezhep,yada ruhani düşünce yapısı değil,Türkçülüğümüzdür.Ne diyoruz her kutlu duada?Her şey Türk İçin;Türk e göre,Türk tarafından.Dolayısıyla Dini konularda yaralayıcı değil,yapıcı,yıpratıcı değil onarıcı tavır göstermek yararımızadır.İtiraf etmeliyimki;bende konuyu en başından okurken,bazı detayları atlamışım ve anlam karmaşası olmuş.Emin olunuz,siz ve diğer arkadaşlar içinde mümkün olabilir bu durum.Yazılanlardan sizinde istemeden alınganlık gösterdiğiniz ortadayken kırgınlığa gerek olmadığı kanaatindeyim.Bu meseleleri yüz yüze tartışıyor olsaydık;emin olunuz yüz mimikleri ve samimiyetin etkisiyle bu polemiğe ve tartışmaya girmez,birbirimizi kızdırarak gülerdik.Malesef forumda yazışmayla karşılıklı sohpet ve tartışmalar çok ciddi farklılıklar gösterebiliyor.Eminim ki, bir gün tanışma fırsatı bulduğumuzda,aslında birbirimizden hiçbir farkımız olmadığını sizde anlayacaksınız.Esenkalın.TTK!
Bu saptamaların üzerinde çokça düşünülmesi gerektiğine inanıyorum.
İçtenlik ve özveri…
Yukarıda yazılan, çizilenlerin hepsini anlamsız kılan tek gerçek bence budur.
“Taşın altına konulmayan el” hangi davanın zafer bayrağını taşıyacak ve bu bayrağı Tanrıdağlarının tepesine dikecektir?
Sözü daha fazla uzatmadan, Türkçülere, Türk Milletini hakkıyla tanımalarını öğütlüyorum.
Ve….
1919 da Türkçü Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ardına düşen Türk Milleti daha sonraki zamanlarda Türkçülük iddiasında bulunanların peşinden neden gitmemektedir?
Bunun üzerinde düşünülürse bir şeylere ulaşılabileceği kanısındayım.
TTK.
Türkçülükte yola ve sıraya saygı esastır. Büyüklere karşı saygılı olmaksa Türk Töresinin değişmez düsturudur.
Bundan böyle ömrüm boyunca hiçbir Türkçü teşkilat içerisinde yer almadan kendi kavgamı kendim vereceğim.
Çakma Türkçüler...
Türk'ün en büyük düşmanı kendisidir. Türkleri bölmek isteyen Türk soylu mankurtlar iş başında. Bunlardan (Çakma Türkçüler) günümüzde bir hayli mevcut, özellikle sanal acunun her yerinde bu köpekleri görebilirsiniz. Şimdi size kısaca bunların nasıl Türkçülüğe su kattığını ve Türkçüleri nasıl böldüğünü anlatacağım.
İslamcı / Dinci Türkçüler: Bunlar Türkçülüğü din ile sulandırarak ve dini sömürerek amaçlarına uğraşmaya çalışırlar. Son zamanlarda farkındaysınız Şeriatçı Türkçüler türedi ortalıkta. Bunlar genelde müslüman olmayan Türkleri zoraki olarak benimserler. Türklerin Şeriat ile yönetilmesini ve ülkede sadece müslüman olan Türklerin olmasını isterler. Bunların hristiyan olanlarıda mevcuttur. Bunlar ise misyonerlik yaparlar ve tek amaçları Türkleri hristiyan yapmaktır. (Not: Dindar ile dinci kavramlarını karıştırmayalım)
Dinsiz Türkçüler: Bunlarda dinsizliği kendilerine siper yaparak Türkçülük yaparlar. Bunların Türkçülükle alakası yoktur. Gece gündüz Amerikan-İsrail askerlerine dua ederler, sırf müslüman öldürüyorlar diye. Her hangi bir dine inananlarıda "Yobaz" ilan ederler.
Mezhepçi Türkçüler: Bu şerefsizlerde kendilerini ilk başta her türlü mezhebe karşıyız diye tanıtılar, fakat sonra bir bakarsınız bunlar ya Alevicilik ya da Sunnicilik yaparlar. Alevicilik yapanlar her önüne gelen "Yezit" der. Sunnicilik yapanlar ise başka mezhebe inananları kafir ilan eder. Bunlarında Türkçülükle alaksı yoktur. Türk başbuğlarını bile kendi mezhebine göre değerlendirir ve Türkçüler arasına fitne sokarlar.
Solcu Türkçüler: Bunlarında Türkçülükle alaksı yoktur. Bunlar Deniz Gezmişleri, CHe'leri kahraman ilan eder. Başbuğ Atatürk'ü de solcu diye tanıtırlar. Nihal ATSIZ Ata'yı da hiç sevmezler. Türk ırkçılığına karşıdırlar. Fakat Kürtlere karşı ırkçılık yaparlar.
Partizan Türkçüler: Bu gerizekalıların amacı ise Partizanlıktır. Bunlar, şu partiye oy vermeyen Türkçü değildir, diye ortalıkta dolaşırlar ve insanların kafalarını bulandırırlar. Bunların genelde CHP'li ve MHP'li olmak üzere 2 çeşidir vardır.
Atsız Ata'yı kendilerine maske yaparak Türkçülüğü sulandıranlar: Bunların tek amacı sabah, akşam Türk imparatorluğu Osmanlı'ya küfür etmektir. Başka bir şey bilmezler. Sürekli din karşıtlığı yapanlarıda mevcuttur. Bunların yüzünden millet ATSIZ Ata'yı din düşmanı bir yobaz zannetmektedirler.
Osmanlıcı Türkçüler: Bunlarda içlerindeki Osmanlıcılığı atamayan Türkçülerdir. Türk tarihini Osmanlı'dan ibaret sanırlar. Osmanlı ile savaşan bütün Türkleri (Örneğin Timur) hain ilan ederler.
Yahudi sempatizanı Türkçüler: Bu nasıl bir mankurtluktur tam olarak anlamış değilim. Fakat bunlar Yahudiliği tamamiyle benimsemiş olanladır. Neden benimsemiş diyorum, çünkü bu gerizekalılar Yahudileri Türk zannetmektedir. Hatta Hazar Türkleri sırf musevi inancına sahip diye bu salaklar tarafında Hazarlar Yahudi ilan edilir. Bunlara göre İsrial en büyük müttefikimiz olmalı ve sabah akşam Araplarla savaşmalıyız.
Ulusalcı Türkçüler: Bunlar ise sabahtan akşama kadar ABD karşıtlığı yaparlar. Başka bir şey bilmezler. Bunlara göre Türkleri katleden Rusya ve Çin düşman değildir. İçlerinde Doğu Perinçek'i bile Atatürkçü ilan eden beyinsizler vardır.
Boycu Türkçüler: Bunlar ise boyculuk yaparak Türkçülüğü sulandırlarlar. Bunların Oğuz Boyculuğu ve Kıpçak Boyculuğu gibi 2 çeşidir vardır. Kıpçak Boyculuğu yapanlar bütün Oğuzları devşirme ilan ederler. Oğuzculuk yapanlar ise Kıpçaklar için Çinlilerle karıştı derler. Bunlarda böyle hasta fikirlidir işte.
Kandaşlar; Türkçülük sadece Türkçülüktür. Şu Türkçülük ya da bu Türkçülük diye bir şey yoktur. Gerçek Türkçüler; İnançlarını içinde yaşar, partizan olmaz, Türk Irkının üstünlüğünü kabul eder, olaylara Türkçü bir bakış açısıyla yaklaşır, Türkler arasına boy, din ve mezhep ayrımı sokmazlar. Son Başbuğun Atatürk olduğunu kabul ederler ve Nihal ATSIZ'ı yol gösterici olarak benimserler. Gerçek Türkçüler bilgidir ve cahil değildir. Gerçek Türkçüler Türkçülüğü bildiği gibi diğer düşman fikirleride bilirler. Bu tür hasta fikirlere bulaşmamak için Atsız Ata'nın tüm kitaplarını okuyun. Tehlikeler nereden gelirse gelsin, ne kadar büyük olursa olsun, tek çare ve tek ilacı "Türk ülküsüdür".
Ne Mutlu Türk Doğana..
Sonradan uydurulmuş Kemalizm ya da Atatürkçülük ile sözüm ona Başbuğ Atatürk'ün izindeyiz demeçleriyle, kendilerini tamamen "İslam" düşmanı gören, genetiği farklı şekilde değiştirilmiş organizmalar, maalesef kendi içimizde yaşamaya devam ediyorlar.
Çakma Türkçü bile diyemiyorum, bu organizmaların tek amacı dinsizliğin rüzgarını estirmeye devem etmek.
ATATÜRKÇÜLÜK MESELESİ-I
Evet… Bu günkü Atatürkçülük gürültüsü sadece bir edebiyattır., hem de, Mustafa Kemal ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir edebiyat…
Atatürk’ü gerçekten seven; sevmese de, sahip bulunduğu meziyetler dolayısı ile kendisini takdir eden,; yahut, Türk’ün son kalesinin kurtarıcısı o büyük ordunun başkumandanı bulunduğu için, evet sadece bunun için O’na karşı içinde bir saygı taşıyan bir Türk, bu manasıyla, asla Atatürkçü olamaz.
Çünkü Atatürkçülük, sadece , Gazi Mustafa Kemal ile ilgisiz bir fikir değil, aynı zamanda onu, bir takım sinsi ve maksatlı düşünce ve fikirler için bir paravan olarak kullanmaktadır da…
Evet, Atatürkçülük, Gazi Mustafa Kemal’in heybetli varlığını siper yaparak, o siperin arkasından kendi adi çıkarlarını, siyasi ihtiraslarını veya Türklük aleyhindeki melun fikirlerini kolayca, rahatça ve hatta şirretçe söylemenin, yazmanın adından başka bir şey değildir. Öyle olmasaydı, hürriyetçisinden diktacısına, sosyalistinden kapitalistine, solcusundan komünistine, renksizinden Türklük düşmanına kadar o yıllardan beri o kadar kişi Atatürkçülük taslayıp durabilirler miydi?
İşte Atatürkçülük edebiyatında tek gerçek budur.
ATATÜRKÇÜLÜK EDEBİYATI-II
Gerçekten “Atatürkçülük” diye bir fikir olabilir mi?
Elbette olabilir. Gazi Mustafa Kemal’in; üzerlerinde ısrarla durduğu, devlet ve millet hayatında tatbik etmek istediği belli başlı fikirler, prensipler, sistemler ciddi bir şekilde tespit edilip bir araya getirilirse, böyle bir fikirler ve sistemler topluluğuna “Atatürkçülük” adı verilebilir. Bir fikri kangren haline gelen bugünkü “Atatürkçülük” edebiyatına kesin olarak son vermek ve Gazi Mustafa Kemal’i çıkarcı siyasilerin, şarlatanların ve Türk düşmanlarının elinden kurtarmak için tek yol da, işte budur.
.
Sonradan uydurulmuş Kemalizm ya da Atatürkçülük ile sözüm ona Başbuğ Atatürk'ün izindeyiz demeçleriyle, kendilerini tamamen "İslam" düşmanı gören, genetiği farklı şekilde değiştirilmiş organizmalar, maalesef kendi içimizde yaşamaya devam ediyorlar.
Çakma Türkçü bile diyemiyorum, bu organizmaların tek amacı dinsizliğin rüzgarını estirmeye devem etmek.
En temiz, en gerçek söz bile kirli bir ağızdan çıkarsa kabul görmez.
Sadece söze değil sözün çıktığı ağıza da bakılır.
Kişiyi kirleten ağzından girenler değil, ağzından çıkanlardır.
Meryem oğlu İsa. Matta-Bap 15/11