Gönderen Konu: İHANETÇİLERİN TORUNLARINI TANIMAYA DEVAM  (Okunma sayısı 3012 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Afsar Beyi

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 146
BOZKURTLAR!!!
Nasıl işgal altında olduğumuzu size tek tek aktarmaya çalışıyoruz. İçinizde "Artin Kemal" diye bilinen hain ve düşman işbirlikçisi Ali Kemal denilen gazeteciyi tanımayan olduğunu sanmıyorum. Kurtuluş Şavaşımız sırasında halk arasında “Artin Kemal” (ermeniden daha ermenici tutumu ona bu ünvanı kazandırmıştır!) adıyla tanınan Ali Kemal, milli mücadele aleyhine ve işgal güçlerini destekleyen yazılarıyla tanınmış, ihanetin ve mandacılığın sembolü haline gelmiş bir gazeteci müsveddesi, düşman köpeğidir.

“Peyam-ı Sabah” adıyla çıkardığı şer gazetesinde, 25.Nisan.1920 tarihinde Atatürk için “İdam, idam, idam. Mustafa Kemal cezasını bulacak” , Kurtuluş Savaşını yapan Türk Milleti için “Bu mahluklar kadar başları ezilecek yılanlar tasavvur edilemez. Düşmanlar onlardan bin kerre iyidir” diye yazmıştır.

Mandacıların ve ihanet çetelerinin başını çeken bu mahluk, Damat Ferit hükümetince Milli Eğitim ve İçişleri bakanlığına atanmıştır.

Damat Ferit Hükümetinin düşmesinden sonra ise tutuklanmış, savunmasında “Ben Türk Milletinde bu kadar büyük yaşama gayreti ve mücadele ruhu olduğunu bilmiyordum. Bu bilgisizliğimden dolayı da mazur görülmeliyim çünkü hayatımın büyük bölümü yurt dışında geçmiştir.” demiştir. Sorgudan çıkarken halk tarafından tanınmış ve linç edilerek öldürülmüştür. Hatta onu savunmaya çalışan güvenlik görevlileri bile ciddi olarak yaralanmıştır. Bu linç haberi duyulduktan sonra ne kadar mütareke işbirlikçisi gazeteci varsa, limanda bekleyen yabancı gemilere sığınmış ve ülkeyi terk etmiştir.

Bu kısa açıklamadan sonra gelelim bu hainin torunlarına;

Bu hainin ingiliz eşinden olma oğlu Zeki Kuneralp, bu olaydan 20 yıl sonra Türkiye Cumhuriyetinin Dış İşleri Bakanlığına o zamanki Cumhurbaşkanımız k..t İsmetin onayıyla girmiş ve Bern, Londra ve Madrid Büyükelçiliği görevine kadar tırmanmıştır. Tarihin ne garip cilvesidir ki,Madrid Büyükelçiği görevinde iken, karısı da ermeniler tarafından öldürülmüştür.

Onun oğlu yani torun Selim Kuneralp ise önce İsveç Büyükelçisi olmuş ancak Stockholmdeki bir gazetede Türkiye aleyhinde yazılar yazdığı için Seul büyükelçiliğine kaydırılmıştır. Ayrıca sıkı bir AB ci olan Ali Kemalin torunu Selim Kuneralpin, Karen Fogla yaptığı yazışmalar deşifre edilmişti.

Daha sonra AKP hükümeti kendisini Dışişleri Bakanlığına müsteşar olarak atamak istemiş ancak Cumhurbaşkanı Sezer tarafından bu isim reddedilmiş ve bu kişi daima Köşkten uzak tutulmuştur. Bu kişi halen Seul büyükelçimizdir.

Bu ihanet zincirinin nerelere uzadığını gösteren kocaman esarete giden zincirimizin küçük halkalarından biriini sizlerle paylaşmaya çalıştım. Ancak daha da acıtıcı bir olayı belirtmeden geçemeyeceğim sizlere. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti denen örgütümüzün bir internet sitesi vardır. Bu sitede ise kendi şehitlerinin listesi vardır. Bu listede ise Değerli Şehidimiz HASAN TAHSİNİN iki sıra altında "Artin Kemal" yer almaktadır.

http://www.tgc.org.tr/oldurulengazeteciler.html

Olmaz olmaz demeyin. İhanet var ise herşey mümkündür. Uyanmazsak bize daha ne hainleri şehit ve kahraman olarak yedirecekler, ne hainleri devletin inanılmaz noktalarına yerleştireceklerdir.


sü:kä tılıkang bugukgu tuktang (savaşa çıkın, Buguk'u tutun!)

Çevrimdışı gurturk

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 330
Ynt: İHANETÇİLERİN TORUNLARINI TANIMAYA DEVAM
« Yanıtla #1 : 11 Eylül 2007 »
Teşekkürler anda,anasına bak kızını al derler ya , bunlar da böyle .

Çevrimdışı kızıltamu

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 210
Ynt: İHANETÇİLERİN TORUNLARINI TANIMAYA DEVAM
« Yanıtla #2 : 11 Eylül 2007 »
Katran kaynama ile olurmu şeker cinsini .........cinisine çeker.
İhaneti tizimlesek bunların bu gün bulunduğu mevkiyi görsek vede uyansak eminim çok bürokrat siyasetçi ya ülkeyi terkedecek yada ipe gidecektir.Ama bizim ülkemiz ne garip ülkedirki meclisimizde bir kürt geberen pkk leşlerine evlatlarımız diyor bir belediye başkanı bulunduğu şehrin kale olduğunu ve savaşa hazır olduğunu söylüyor aslen arnavutum ama gürcistanlıyım eşimde araptır Türk değildir diyen zat-ı muhteremleri kafamıza oturtuyoruz ve göğsünü gere gere camiye gitti karısının başıda kapalı diye onu seviyoruz vay vay vay Atalarımın  yattı yerde kemikleri sızlıyor.
Ya Susturacağız Ya kan kusturacağız

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2182
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Ynt: İHANETÇİLERİN TORUNLARINI TANIMAYA DEVAM
« Yanıtla #3 : 11 Eylül 2007 »
 Listede dikkat çeken diğer isimlerde şunlar: musa anter(kürtçü terörist), hrant dink(Türk düşmanı ermeni terörist)

ayrıca pkk'nın faili meçhul cinayetler diyerek Türk Devleti'ni suçladığı, Ab'ye şikayet ettiği teröristler ve terör yardakçılarıda cabası...

 
23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2239
Ynt: İHANETÇİLERİN TORUNLARINI TANIMAYA DEVAM
« Yanıtla #4 : 12 Eylül 2007 »

Bu hainin ingiliz eşinden olma oğlu Zeki Kuneralp, bu olaydan 20 yıl sonra Türkiye Cumhuriyetinin Dış İşleri Bakanlığına o zamanki Cumhurbaşkanımız k..t İsmetin onayıyla girmiş ve Bern, Londra ve Madrid Büyükelçiliği görevine kadar tırmanmıştır.


Şanlı Başbuğ Atatürk, Türk Milletine ve devletine düşman olan kim varsa, onların topunu düşman bilmiş ve günün şartları dahilinde, gerekenleri yapmıştır.

Türk Milletinin talihinin tersine dönmesi, kürt ismetle birlikte başlamıştır.

Bilindiği üzere kürt ismet; Başbuğ Atatürk'ü kıskanan ve O büyük şahsiyete, kanının hükmü gereği, sinsice düşmanlık besleyip, fırsatını kollayan, aşağılık mahlukatın birisidir.
Şanlı Başbuğun cenazesi daha kaldırılmamışken ilk iş olarak, Başbuğun Çankaya'da ki heykelini indirtmesi, kürt ismetin kimlik ve aşağılık kişiliğinin göstergesi olmaya yetmektedir.

Böylesine hain ruhlu birsinden de ancak, Atatürk'ün Türk Milleti ve devleti yararına yaptığı işleri bozmak, sinsice Atatürk'ten intikam almak yakışır.
Bu tutum ve davranış, kürt ismetin kanının hükmüdür ve bu hükmü Başbuğun uçmağa vardığı günden, kendisinin kızıl tamuyu boyladığı zamana kadar, sistematik olarak yürütmüştür.
kürttür,ismettir; her ne yaptıysa, Türklüğün aleyhine olduğunu, bilmek gerekir....


Daha sonra AKP hükümeti kendisini Dışişleri Bakanlığına müsteşar olarak atamak istemiş ancak Cumhurbaşkanı Sezer tarafından bu isim reddedilmiş ve bu kişi daima Köşkten uzak tutulmuştur. Bu kişi halen Seul büyükelçimizdir.


İşte bu bölüm gerçekten ilginç ve bir o kadar da acıklı bir çekişmenin tablosudur.
Bir yanda itiyle, kürdüyle, lazıyla, gürcüsüyle, çerkeziyle Türklüğe karşı etnik döküntüler dayanışmasını kurmuş şer cephesinin Atatürk, Türklük ve Türk aydınlanmasından intikam alma çalışmaları; öte yanda çağdaş bir Türk devlet adamının, sağır ve kör olmuş; mankurtlaşıp sürüleşmiş bir topluma rağmen, Büyük Türk Milletinin varlığı ve geleceği için çırpınması...

Tarihin not düştüğü kayıtlar, ne yazık ki böyle...


Ancak daha da acıtıcı bir olayı belirtmeden geçemeyeceğim sizlere. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti denen örgütümüzün bir internet sitesi vardır. Bu sitede ise kendi şehitlerinin listesi vardır. Bu listede ise Değerli Şehidimiz HASAN TAHSİNİN iki sıra altında "Artin Kemal" yer almaktadır.


Böylesine yozlaşmış, it izinin, Bozkurt izine karışmış duruma geldiği bir ülkede, bu ve benzeri şeyleri görmek, gayet normal hale geldi.
Maalesef yadırganan şeyler bu yapılanlar değil, bunu yapanlara karşı çıkmak ve itiraz etmek olmuştur.
Nazım denen Stalin'in kulu ve köpeği bir kişinin(!) neredeyse en büyük vatan şairi(!) yapılmak istendiği; Türklüğün ateşle imtihan olduğu günlerde, Türk milletini sırtından hançerleyen, isyan ve karışıklıklarla Türklüğün harici düşmanlarıyla işbirliği yapan, soysuzların soysuz nesli, bu gün Türk Irkını yöneten üst kadro içerisinde yer almakta ve Türklüğe karşı Kurtuluş Mücadelesi sırasında alamadıkları öcün alınabilmesi için, yarım kalmış ihanetlerini tamamlamakla meşgul olmaktadırlar.
Böylesine elim ve vahim bir çerçevenin içerisinde yer alan resimleri, yadırgamıyorum.
Ne yazık ki hainlerin, gafillerin, etnik döküntülerin ve sığıntıların kahraman, baş tacı ve yönetici; gerçek kahramanların, ev sahiplerinin; öz yurtlarında garip, öz vatanlarında parya, olduğu günleri yaşamaktayız.

Bizsiz ayakta durmaya, yetmezdi güçleri,
Hep bizimle güçlenerek, yettiler bize....


O güç ve cesareti onlara veren biziz. Bizim gafil ve tarihten ibret almaz tutumumuz sonucu, bir avuç etnik döküntü bu gün; demokratikleşme, insan hakları ve sivilleşme adıyla anayasayı değiştirmeye, Atatürk’ün izlerini silmeye; ülkenin öz sahibi Türk milletini, yönetim erkinden tamamen uzaklaştırıp, bir daha ayağa kalkamaması için ruh ve manasını yok etmeye çalışıyorlar.
Acı ama gerçek ki, bir çok kale fethedilmiş olup; tez zamanda, damarlarımızdaki asil kanın kudretiyle dirilmez, titreyip kendimize dönmezsek, kalan kaleler de düşmek üzeredir.

Tanrım! sabır verme, izin ver!!!

TTK.
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!