Gönderen Konu: GÜNEY AZERBAYCAN İSTİKLAL PARTİSİ (GAİP) YÖNETİCİLERİ TÜRKİYE'DEYDİ!  (Okunma sayısı 7863 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Güney Azerbaycan'ın bağımsızlığı için mücadele eden Güney Azerbaycan İstiklal Partisi (GAİP) yöneticileri geçtiğimiz hafta bir dizi görüşmeler yapmak üzere Türkiye'deydiler.
Halen İran'ın baskıcı yönetimi altında yaşayan Güney Azerbaycan'ın bağımsızlığı ve mevcut Azerbaycan Devletiyle bütünleşerek Bütov (Birleşik) Azerbaycan'ın gerçekleşmesi için uğraş veren Güney Azerbaycan İstiklal Partisi (GAİP) yöneticileri geçtiğimiz hafta bir dizi görüşmeler yapmak üzere Türkiye'deydiler.

Türkiye'de bulundukları zaman zarfında İstanbul ve Ankara'da çeşitli kişi ve kuruluşlarla bir dizi görüşmeler yapan Güney Azerbaycan İstiklal Partisi (GAİP) yöneticileri Gökbörü Türkçüler Teşkilatını da ziyaret ettiler.









17 Temmuz 2011 Pazar günü Ankara Kızılay Meydanında yapılan ve Anıtkabir'e kadar yürünüp Başbuğ Atatürk'ün ziyaret edilmesiyle tamamlanan "Şehitleri Anma ve Milli Bütünlük" mitingine de katılan Güney Azerbaycan İstiklal Partisi (GAİP) yöneticileri 18 Temmuz 2011 tarihinde Türkiye'den ayrıldılar.


Güney Azerbaycan'da yaşayan otuz beş milyon Türk; Humeyni'nin 1979 yılında yaptığı İslam Devrimiyle birlikte yeni gelen totaliter yöneticilerle korkunç baskı, takibat ve cezalandırmaya maruz kaldılar.
Fars Şii İslam diktatörlüğünce asimile edilmek istenen Güney Azerbaycanlı soydaşlarımız milli bağımsızlık mücadelesi uğrunda akıl almaz ceza ve eziyete muhatap olup yüzlerce soydaşımız düzmece suçlarla(!) idam edilip, binlercesi de zindanlara atılarak susturulmak istenmektedir.

Fars diktatörlüğünün baskı ve asimile politikalarına karşı Türklük bilinciyle karşı duran Güney Azerbaycanlı soydaşlarımızın on binlercesi, Fars faşizminin zulmünden kaçarak, başta Türkiye olmak üzere, Kanada, Avustralya ve Avrupa ülkelerine iltica etmek zorunda kalmışlardır.

Can güvenliği nedeniyle iltica ettikleri ülkelerde yeni baştan hayata başlamak zorunda kalan bu unutulmuş Azerbaycan Türk'ü kardeşlerimiz Fars diktatörlüğünün cellâtlarınca katledilen; kardeş, anne, baba, evlat ve yakınlarının acılarını yüreklerine gömerek Güney Azerbaycan'ın bağımsızlığı davasını uluslararası çapta yürütmek için, onca yokluk ve imkânsızlığa rağmen, gereken her türlü çabayı göstermektedirler.
Bu amaçla bulundukları bütün ülkelerde örgütlenerek ciddi bir lobi oluşturmuşlardır. Bütün bu örgütlerin üst çatısı olarak kurulan Güney Azerbaycan İstiklal Partisi (GAİP) ise Güney Azerbaycan'ın bağımsızlığı davasının uluslararası siyasi kanadını oluşturmaktadır.

Halen Kanada'da yaşayan Güney Azerbaycan İstiklal Partisi (GAİP) Genel Başkanı Saleh ILDIRIM (Salih YILDIRIM) ve parti yöneticisi Dr. Oğuz TÜRK Beğlerin anlattıklarından anlamaktayız ki biz Türkiye Türkleri Güney Azerbaycan Türklüğüne karşı oldukça duyarsız ve bihaber yaşamaktayız.

Güney Azerbaycanlı kandaşlarımız: "Türklüklerini unutmaları ve milli davalarından vazgeçmeleri" için; Fars faşistlerce; koyun gibi boğazlanmakta, kimlikleri yok edilmeye çalışılmakta, Fars etnodini karakter almaya başlayan Şiilik kullanılarak asimile edilmek istenilmektedir.

Fars faşizminin 1979 dan bu yana, artan bir şiddetle yürüttüğü zulümler sonucunda; binlerce Türk idam edilmiş, on binlerce Türk zindanlara atılmış ve on binlerce soydaşımız da can emniyeti nedeniyle yurt dışına kaçmak zorunda kalmıştır.

Yakınlarının tamamına yakınını Fars diktatörlüğüne kurban veren Güney Azerbaycan İstiklal Partisi (GAİP) yöneticilerinden dinlediklerimiz bizi tarifsiz acılara boğarken aynı zamanda da Türklüğün bu bahtı kara evlatları olan Güney Azerbaycanlı soydaşlarımıza karşı üzerimize düşenleri gereğince yerine getirmemiş olmanın utancını ve kahrını yaşatmıştır.

İran faşizminin Güney Azerbaycan Türklüğüne karşı yürüttüğü zulüm ve asimilasyon politikalarına rağmen hala bu eli kanlı Fars katillere din kardeşi olarak bakanlara ancak lanet etmek gerekir.

Tarihi gerçekler, bütün acımasızlığıyla, bir kez daha göstermiştir ki: Türk'ün kardeşi, sadece ve sadece, Türk'tür!

Türk'ün başına ne bela geldiyse tamamı, kan kardeşliği dışında ihdas edilmiş olan, sahte ve suni kardeşlikten(!) gelmiştir.

TÜRK'ÜN TÜRK'TEN BAŞKA KARDEŞİ ve DOSTU YOKTUR, OLAMAZ!

Bu; Dünya üzerinde yaşayan bütün Türkler için geçerli bir gerçekliktir.

Türkiye Türklüğünün öncelikli davalarından bir tanesi de: GÜNEY AZERBAYCAN TÜRKLÜĞÜDÜR!

Türklüğün bu öksüz ve yetim evlatlarının Bozkurtça duruşlarına ve Türkçe haykırışlarına bütün dünya kulaklarını tıkasa, gözlerini kapatsa da bizler, Gökbörü Türkçüler Teşkilatı olarak, sahip çıkmayı ve sahip çıkılması için uğraş vermeyi, kanımızın üzerimize yüklediği, kutlu bir görev ve ibadet olarak göreceğiz.

Yaşasın Güney Azerbaycan Türklüğünün bağımsızlık ve bütünlük davası!
Yaşasın Güney Azerbaycan'ın Bozkurt yiğitleri!
Yaşasın Türklüğün Birlik Davası!


Nerede bir Türk yaşıyorsa yüreğimiz orada atacaktır!
Nerede bir Bozkurt, nerede bir Kür'şad isyanı varsa orada olacağız!
Türklük için yaşamayı en kutlu ibadet ve görev bileceğiz!!!


BAĞIMSIZ GÜNEY AZERBAYCAN BAYRAĞINI, TEBRİZ'DE, GÖNDERE ÇEKMEDEN ÖLMEYECEĞİZ!!!

GÜNEY AZERBAYCAN'IN YİĞİT BOZKURTLARINA SELAM OLSUN!!!

Ne Mutlu Türk'üm Diyene!

Kök Tenğri Türk'ü Korusun!
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Atsız Gök-Börü

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 236
  • Tek Dağ Başı Mezar Oluncaya Kadar !
   Salih Yıldırım Başkan'ıma ve Oğuz Türk ağabey'ime Türklüğün Güney Azerbaycan kavgası için yaptıklarından dolayı teşekkür ediyorum. İkisi çok düzgün ve davasına şeksiz süphesiz inanmış Bozkurtlardı. Tanrı , Türklüğün bu mukaddes kavgasında , Anadolu'lu Bozkurtlara , GÜney Azerbaycan'da ki ırkdaşlarıyla özgür Türk ülkesi olarak Tebriz'de kucaklaşmayıda nasip etsin.

      BAKÜ , TEBRİZ , ANKARA
      BİZ HARA , FARS HARA ...
GAYRI RAHATTA BULDUM CANIMA "İLK HARAMI "!

Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
AZERBAYCAN ADI

III.Dara döneminde Küçük Midya Satrapı (Eyalet komutanı) olan Atropat Büyük iskender'in son akınında onun tarafına geçerek 331 yılında Govgamel Savaşından sonra bölgede hakimiyet sağlamıştır. Makedonyalı iskender'in ölümü üzerine de Atropat 328 yılında kendi adıyla bilinen Atropaten Devleti'ni kurdu. Atropaten'in egemenliğini kabul ettirmesinin ardından bölgenin o döneme kadar Manna Midya Alban v.s. isimlerle ifade olunan adı bir takım farklı telafuzlarla da olsa Azerbaycan olarak tanımlanmaya başlar. Azerbaycan adı bölgede M.Ö. 4.yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanır. Bununla ilgili iki görüş savunula gelmektedir. Bunlardan biri Atropat'ın kurduğu devletin isminin Atropaten olduğu bu ismin farslarda Aderbadagan Araplarda Aderbaycan v.b. şekillerde telafuz edildiğidir. Diğeri ise Azer ile Baycan sözlerinin OdAteş ve Yurt karşılığı olduğu bununlada Odlaryurdu anlamında Azerbaycan sözcüğünün kullanıldığıdır. (Bu görüş Azerbaycan topraklarının çeşitli bölgelerinde eski dönemlerden beri kendliğinden yanan doğalgazdan kaynaklanıyor olabilir. Baku yakınlarındaki Od Dağı yanan doğalgazı ile bu görüşe örnek oluşturmaktadır. Ayrıca Urmiye taraflarında da kendiliğinden yanmakta olan doğalgaz kaynakları bulunmaktadır).