Gönderen Konu: UFAKLIK  (Okunma sayısı 2750 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ALPTUĞ

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 15
UFAKLIK
« : 22 Ekim 2007 »
“Bu şehirde son gecemi”i
Radyodan sen istemiştin.
Ne çabuk büyüdün
Daha dün gibi sırtımda gezdiğin günler

Caddelerde yürüyen gençleri
Uzaktan sana benzetiyorum.
Caddeler şimdi sensiz.
Caddeler neşesiz.

Bu bayram babam hiç gülmedi.
Çocuk gibi boynunu büktü.
Senden bahsetti durdu.
Keşke gelebilseydin ufaklık.
Keşke “abi” diyebilseydin.
Bu bayram ben de hiç gülmedim.

Elinde silahınla yeşil elbisenle çektirdiğin
Mağrur resmine baktık durmadan
Durmadan ah çekti anam…

Operasyondaymışsın
Lanet olsun! Lanet olsun!
Kara suratlı, kara yürekli adamlar varmış dağlarda

Güzelim Tokat’ı da karartmak istiyorlar.
Ama onlara inat.
Gecenin on ikisinde
Gazi Osman Paşa bulvarında
Elimizde çekirdeklerle geziyoruz.
Tıpkı eskisi gibi
Tıpkı senin gibi.
Geceyi sevgi dolu yüreğimizle aydınlatıyoruz.
Yarasalar kahrolsun diye.

Bu gece televizyonda adını duydum ufaklık!!!
Ufaklık nasıl!
Nasıl!
Nasıl kıydılar sana?
Yüreğinde sevgi vardı senin.
Gözlerinde gelecek vardı.
Hani düğününde halay çekecektim ufaklık.

Ali Paşa Camiinden tekbirler yükseliyor.
Omuzlar üstünde bir aslan gidiyor!
Gönülden kan gidiyor!
Canımdan can gidiyor!

Hiçbir acı yürekte böyle kor olmamıştı.
Hiçbir şiiri yazmak böyle zor olmamıştı.
"Ülkü denen nazlı gelin erde şan ister büyük devlet kurmak için büyük kan ister." Hüseyin Nihal ATSIZ