TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI > TÜRK - TURAN DÜNYASI

ALTAY KARTALI OSMAN BATUR.

(1/5) > >>

Kök-Börü:
BAYBARS OSMAN BATUR


Türk Dünyası’nda öyle kelimeler vardır ki sayfalar ve ciltler hacmi ile anlatılacak kavramları çağrıştırır. Sürgün denilince Kırım Türkleri ve Kafkas Halkları akla gelir. Katliam ve soykırım kelimeleri Kerkük Türkleri’ni akla getirir. İşkence kelimesi ise Çinlileri ve Çin zulmü altında inleyen Doğu Türkistanlıları...

Osman Batur, Çin işkencelerine başkaldıran efsânevî bir kahramandır. Başarılı oldu. Kısa da olsa, bir dönem için milletini Çin işkencelerinden kurtardı. Bu başarısı sebebiyle de işkence uygulanarak şehid edildi.

HAYATI


Asıl adı Osman İslâmoğlu idi. Batur, O’na milletinin verdiği bir unvan, bir sıfattır. Kahraman ve cesur anlamındadır. O, bu unvan ve sıfatla özdeşleşmiş, böylece anılmaya hak kazanmıştır.

Altay vilâyetindeki Köktogay bölgesinin Öndirqara mevkiinde doğdu. Orta halli bir çiftçi ailesinin oğluydu. Dedesi din adamı idi. Osman Beğ, 40 yaşına kadar doğduğu bölgede tarımla uğraşarak geçimini sağladı. 1940 yılında Çin zulmü dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Camilere tecavüz eden, Kur’an-ı yakan Çinlileri protesto eden Türkler, ‘isyancı’ oldukları bahanesiyle tutuklandı. Resmî makamlar, Türk’lerin ellerindeki silâhları toplamaya başladılar. Babası ve ailesinden bâzı kişiler, silâhlarını Çin askerlerine teslim ettiler. Osman Beğ,

- Bu gün silâhımızı alanlar, yarın canımızı da alırlar. Ben silâhımı Çinlilere vermem. İstiyorlarsa ve güçleri yetiyorsa, gelip alsınlar !”

Dedi ve tek başına dağa çıktı. Savaştan başka kurtuluş yolu olmadığına inanıyordu. Başlattığı mücadele aynı gün destek gördü. Arkasından ilk gidenler arkadaşı Süleyman ve büyük oğlu Şerdiman oldu. Silâhını Çinlilere teslim eden babası İslâm Bey, oğlu için hayır duâlarını ve başarı dileklerini dile getirdi. Oğlunu koruması için Tanri’ya duâ etti. Annesi Ayça Hanım:

“- Ben oğlumu bu günler için doğurdum. Çinliler asırlardır koyun boğazlar gibi biz Türk’leri öldürüyorlar. Bizim canımız, bizden önce ölenlerin canından daha kıymetli değildir. Bizden sonrakilerin yaşaması için oğlum, ben diğer çocuklarım ölmeye hazırız !” Diyordu.

Kısa zaman içerisinde, etrafında gözü pek insanlardan bir direnis ordusu oluştu. Zelebay Telci, Nurgocay Batur, Kâseyin Batır, Canım Han Hacı, Süleyman Batır, Musa Mergen Aktepe, Sulibay, Ökürbay , Nogaybay, Ahid Hacı, Halil Teyci, Karakul Zalin... bu yigidlerden birkaçıdır. O artık, soydaşlarının Osman Batur’u idi.

Osman Batur ve silâh arkadaşlarının mücâdelesi, 1941 yılı Ekiminden 1943 yılı Temmuzuna kadar gerilla savaşı şeklinde devam etti. 22 Temmuz 1943’te Altaylar, Çinlilerden tamamen temizlenmişti. Altay Türkleri artık bağımsızdı. Mücâdelesini sürdürdü. Altay Geçici Halk Cumhuriyeti Başkanlığına seçildi. 1944 – 1945 yıllarında, Tanrı Dağları’nın kuzeyindeki Doğu Türkistan Kazak Türkleri’nin yaşadığı bölgeleri de Çin İstilâsından kurtardı. 1945 yılının Ekim ayından 1947 yılının Şubatına kadar üç vilâyetten oluşan Doğu Türkistan Hükümeti’nin askerî ve mülkî âmiri olarak Vâli sıfatıyla görev yaptı. O’nu, Şubat 1947’den Eylül 1949’a kadar Doğu Türkistan Cumhuriyeti koalisyon hükümetinin aslî üyesi olarak görüyoruz. Aynı zamanda, Altay Vâliliği görevini de devam ettiriyordu. Bütün bu görevleri sırasında Çinliler ile silâhlı mücâdeleden bir an bile geri kalmadı.

Çinliler, yönetimleri altında bulunan Türk’lerle meskûn bölgelerin birer birer elden çıkmakta olduğunu anlayınca, büyük bir ordu oluşturdular. Osman Batur ve beraberindeki yigidler, sayıca kendilerinden 10 kat fazla ve modern silâhlarla donanmış düzenli orduya karşı savaşa devam ettiler. Osman Batur, bu savaş sırasında, 1950 Kasımında, cephânesi bittiği için Kamambal Dağı’nda, Çinlilere esir düştü. Ellerinden ve ayaklarından zincirlerle bağlanarak zindana atıldı. Her gün kesintisiz işkence görüyor, kendisine yardımcı olan Türk’leri ele vermesi için sıkıştırılıyordu. Çinliler, işe yarayacak bilgi alamayacaklarını anlayınca Osman Batur’u göstermelik bir mahkemeye sevk ettiler. Mahkeme, önceden verilmiş kararı, 19 Nisan 1951 tarihinde açıkladı: “Devrim düşmanlığı suçundan idam...” Karar, 29 Nisan 1951 tarihinde Urumçi’de kurşunlanmak suretiyle uygulandı. Osman Batur’un son sözleri, bağımsızlık için mücadele edenlerin yolunu aydınlatacak bir meş’ale idi:

“- Ben can verebilirim. Milletim, dünya durdukça mücâdeleye devam edecektir.”

Bozoklu Bozkurt:
Selam olsun sana ey Osman Batur!
Kavgan kutsal yoldaşların erdirler!

Gökbayrağın boynu bükük ey yatır!
Türkistan'ın şimdi yetim ildirler!

Türk'üz diye bizi çekip vuranlar!
Elimizi kolumuzu kıranlar!

Fare yüzlü alçak Çinli hıyanlar!
Sağırdırlar dilsizdirler kördürler!

Kalemler yazamaz kutlu kavganı!
Kıramaz boralar iman dalganı!

Öksüz Türkistan'ın altın Argun'u!
Yangındır yürekler sana kordurlar!

Nerdedir mabedin yüzün süreyim!
Süreyim de dileğime ereyim!

Diyordun ki ''Ben kasırga, borayım''!
Türkistan'ın bağrı yaslı yeldirler!

Uyan Altayların puslu yiğiti!
Tanrıdağları'nın şanlı şehiti!

Yakılmazmış yiğitlerin ağıtı!
Destanın var senin sana dildirler!

Vuruldu otuzbeş milyon yiğit can!
Çin zulmü altında ağlar Türkistan!

Neredesin Osman Batur gel uyan!
Onca mazlum sese sensin tek iman!

Kurt doğmuşsun yine Bozkurt ölmüşsün!
Kahpe Çin'e Bozkurt gibi dalmışsın!

Bir sehpada mertebeni almışsın!
Baturların şimdi kanlı eldirler!

Tanrıdağı'ndasın şimdi ordasın!
Dilimdeki gönlümdeki yerdesin!

Bayrağınla gönüldesin serdesin!
Torunların düşmeyecek serdirler!

Bu ne iman bu ne ruhtur tükenmez!
Gözünü budaktan daldan sakınmaz!

Gökbayrak'ı elde tutar sarsılmaz!
Kavgaların bayrak bayrak seldirler!

Ey öksüz ey yetim davanın eri!
Ölür mü hatıran kalır hep diri!

Tanrı yaratırken şu yağız yeri!
Kürşadlar merhaba Batur dediler!

Andımız var kin duruşlu gözleri!
Fare..yılan..cümle hain yüzleri!

Ezeceğiz yurdundaki pisleri!
Yiğtlerinde bayrağında birdirler!

Demiştin ki;''Ben ölürüm, bu yolda
Dalgalanır Gökbayrağım bir elde''!

Hatırandır duran kanlı bir gülde!
Biz sonsuzuz kahpe Çinli yeldirler!

Sözümüz söz alacağız öcünü!
Göstereceğiz o Çin'e Türk gücünü!

Gani senden aldı vatan borcunu!
Binler Gani sana hayran del'dirler!














Deli:
     Gani Anda ..

        Gönlüne sağlık, harika bir iş çıkartmışsın.Osman Batur'un ruhu şad , mekanı Tanrı  Dağı olsun..

gokturkhan:
Bozoklu Bozkurt anda ,yazdığın bu öğretiyi TÜRKİSTANLI  bir ırkdaşımıza  okuttum,onun gözyaşları ömrüne ömür katsın.

TÜRK-KAN:


Büyük Türk Yiğidi Osman Batur...


MEKANI TANRIDAĞI OLSUN !!!

TTK

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git