Gönderen Konu: GAVUR EKMEĞİ YİYİP; TÜRKLÜĞE KARŞI, GAVUR KILINCI SALLAYANLAR!..  (Okunma sayısı 111028 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor

5 - AB’DEN PARA ALAN BELEDİYELER ve PROJELER (DEVAM)

İzmit Büyükşehir Belediyesi

— Belediye Başkanı: İbrahim Karaosmanoğlu (2004- )

Projenin Adı: Sanayi Atıklarının Toplanması ve Arıtılmasını Sağlayan İşletmelerin İyileştirilmesi.

— Tarih: 01.01.1999

— Proje Sürecinde Belediye Başkanı: Sefa Sirmen (1989–2002)

AB’den Aldığı Para: 11 milyon 300 bin Avro
Gelişmeler

Proje hakkında ayrıntılı bilgi rica ettiğim e-posta iletisini 20 Kasım 2005 tarihinde, Başkan İbrahim Karaosmanoğlu’na yolladım.

Uzun bir süre geçip, cevap gelmeyince aynı ricamı 11 Aralık 2005 tarihli e-posta iletimle yeniledim.

Yine Başkan’dan cevap gelmeyince, aynı ricamı 8 Ocak 2006 tarihli e-posta iletimle yeniledim.

Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, 9 Ocak 2006 tarihinde e-posta ile şu yanıtı gönderdi:

“Sizin istediğiniz bilgileri buradan size gönderemiyorum. Bayramdan sonra danışmanımız Erkan AYAN beyle bir zahmet irtibat kurarsınız.”

Danışman Erkan Ayan’a telefonla ancak 19 Ocak 2006 günü ulaşabildim. Daha sorularımı tamamlamadan, Erkan Ayan, “Biz 11,3 milyon Avro’luk bir proje yapmadık! Böyle bir şey yok!” deyip kestirip attı. Kendisine, böyle bir proje yapıldığını ve 11,3 milyon Avro hibe alınmış olduğunu gösterir belgeyi gönderebileceğimi söyledim. Göndereceğim belgeye bakacağını, inceleyeceğini ve görüşünü bildireceğini söyledi. Aynı gün belgeyi kendisine belgegeçer ile yolladım.

Aradan iki ay geçip, Danışman Erkan Ayan’dan bir haber gelmeyince, kendisini 28 Mart 2006 günü telefonla aradım. Bu kez Danışman Erkan Ayan şunları söyledi:

“Evet, böyle bir proje yapılmış. 1995 yılında başlamış, 2001 yılında bitmiş. Proje, Sefa Sirmen döneminde yapılmış. Ama şimdi elimizde, o dönemde yapılmış olan bu projeyle ilgili hiçbir bilgi yok!”
AB’den 11 milyon 300 bin Avro hibe, Sefa Sirmen’in Belediye Başkanlığı döneminde verilmiştir.
Belediye Başkanlığı döneminden sonra CHP’den milletvekili olan Sefa Sirmen hakkında; zimmet, görevi kötüye kullanma, görevde yetkiyi kötüye kullanma, ihale mevzuatına aykırı davranma, ihaleye fesat karıştırma iddialarıyla 21 suç dosyası hazırlanmıştır. Sefa Sirmen, hakkında en fazla dokunulmazlık fezlekesi bulunan milletvekili unvanını kazanmıştır.

TBMM Karma Komisyonu’nda, dokunulmazlık dosyalarının görüşülmesi ertelenince, Sefa Sirmen hakkındaki iddiaların görüşülmesi de askıya alınmış oldu.

28.04.2005 tarihinde İzmit Belediyesi’nde, ‘AB Fon ve Hibelerin Kullanımı’ konulu bir seminer verilmiştir. Bu seminerde konuşan, İzmit Büyükşehir Belediye Başkan Vekili İlyas Şeker, şunları söylemiştir:

“AB fonlarının kullanımı konusunda Türk halkı eksik bilgilere sahiptir. Bu eksiklik ve uzak yaklaşım nedeniyle, 2 milyar doları bulan fon miktarının ancak yüzde ellisinden faydalanılabilmektedir.”


Türk halkının AB konusunda çok eksik bilgiye sahip olduğu bir gerçekti. Türk halkı AB konusunda birçok yalan bilgiyle de bombardıman edilmişti. Belediye Başkan Vekili İlyas Şeker, sözde halkımızın AB konusundaki bilgi eksikliğine işaret ederken, bir yandan da kafaları karıştıracak bir ifade kullanmakta ve ‘2 milyar doları bulan fonun ancak yüzde 50’sinde faydalanılmaktadır’ derken, acaba bazı çevrelerin bilinçli olarak saptırdığı gibi, bu fonlarda Türkiye’nin de katkısı olduğunu mu söylemek istiyordu? İşte buna açıklık getirmek için Belediye Başkan Vekili İlyas Şeker’i telefonla aradım. 29 Mart 2006 günü, aramızda şöyle bir konuşma geçti:

- İlyas Bey, AB’den alınan hibelerin içinde, Türkiye’nin de katkısı olduğunu mu ima ediyorsunuz?

- “Benim bildiğim, Türkiye’nin de AB bütçesine katkı yaptığıdır. Bu hep böyle biliniyor!”

- Peki, ben size Türkiye’nin AB bütçesine tek bir kuruş dahi katkı yapmadığını, belgelere dayalı olarak söylersem, ne dersiniz?

- “Çok detayını bilmiyorum!”

- Hala AB’den hibe alıyor musunuz, yaptığınız projeler var mı?

- “Evet, sivil toplum örgütleriyle birlikte yaptığımız projeler var, hibe alıyoruz’”

- Sizce, AB bize neden karşılıksız para veriyor?

- “Dünya artık küçüldü. AB, üye olacak ülkelerin ekonomilerini geliştirmek istiyor.”

- Ama AB’nin milyonlarca işsizi, fakiri var. Bakın, bugün Fransa’da gençlik ayakta ve işçiler genel grevde. Fransa’da üniversite mezunu olmayan gençlerin yüzde 40’ı işsiz! Kendileri bu durumdayken nasıl oluyor da bize milyonlarca Avro hibe edebiliyorlar! Kaldı ki, bizleri pek sevdiklerini de söyleyemeyiz! Bir yandan dinimize Peygamberimize hakaretler ediyorlar, bir yandan da bize milyonlarca Avro hibe veriyorlar! Sizce, bunun altında, arkasında bir şey yok mu?

- “Ben öyle bakmıyorum! Küreselleşen çağımızda dünya küçüldü! Hem biz, aldığımız hibeler karşılığında bir şey vereceğimizi taahhüt etmiyoruz ki!”

- AB, hibe verdiği yerlere, on iki yıldızlı bayrağını da dikiyor. Sizin belediye binasına da bayrağını dikti mi?

- “Bizden önceki dönemde, Belediye binasının önüne bir bayrak dikmişler!”

- Sanırım binanın içine de on iki yıldızlı bayraklarını dikmişler, değil mi?

- “Evet… Bizden önceki dönemde, binanın içine de bayraklarını asmışlar.”

Hatırlatmaya gerek olduğunu hiç sanmıyoruz: Bayrak, bir egemenliğin göstergesidir. Bir devlet, egemenliğini ele geçirdiği yerlere bayrağını diker!

AB, verdiği hibeler karşılığında hiçbir şey istemiyor diyenlere, bundan daha kesin ve keskin yanıt olabilir mi: Evet, hibeler karşılığında hiçbir şey istemiyorlar, egemenliğimizden başka!


Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor


Kaynak:Yılmaz Dikbaş

[1] “AB’ye giden yol”, Hürriyet, 17 Aralık 1999

[2] Yılmaz Dikbaş, “Türk Çocuklarının Eğitim ve Öğrenimi Avrupa Birliği’ne teslim Edildi”, Akdeniz Manşet, 18–21 Ekim 2005

[3] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nin Evsizleri”, Zümrüt Rize, 24.08.2005; Akdeniz Körfez, 23–25.08.2005; Müdafaa-i Hukuk Dergisi, sayı 85, Eylül 2005

[4] Mustafa Canbey, “Bu hibenin amacı ne?”, Milli Gazete, 27.11.2005

[5] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nde Engelliler”, Akdeniz Gerçek, 25–26.08.2005; Yeni Adana, 24.08.2005; Zümrüt Rize, 27.08.2005; Müdafaa-i Hukuk, sayı 86, Ekim 2005

http://64.233.169.104/search?q=cache:E4IDRXSY8yMJ:jitem.wordpress.com/2007/06/14/abden-para-alan-belediyeler-ve-proj
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor

5 - AB’DEN PARA ALAN BELEDİYELER ve PROJELER (DEVAM)

Adana Büyükşehir Belediyesi
Belediye Başkanı: Aytaç Durak

Projenin Adı: Kentin Atık Su Problemlerinin Çözümüne Katkıda Bulunmak.

— Açıklama: Bu proje kapsamında, 1 adet Seyhan İlçesi’ne, 1 adet Yüregir İlçesi’ne olmak üzere 2 adet Atıksu Arıtma Tesisi kurulması öngörülmüştür. Gerek projenin hazırlanması aşamasında, gerekse uygulanması sürecinde, yerli uzmanların yanı sıra yabancı uzmanlar da görev almıştır. Atıksu arıtma tesislerinin kurulmasından sonra, Akdeniz’in kirlenmesi de engellenmiş olacaktır.

— Tarih: 01.01.1999

AB’den Aldığı Para: 10 milyon 800 bin Avro

Yorum

Her büyükşehir belediyesinin olduğu gibi, Adana Büyükşehir Belediyesi’nin de İnternette bir ‘Web Sitesi’ bulunmaktadır. Tanıtım amacıyla hazırlanmış bu sitede, AB’den alınmış olan para, ‘hibe kredi’ olarak tanımlanmış ve miktarı yazılmamıştır. Verilen paranın hem hibe hem de kredi olması, elbette mümkün değildir. Hibe, bağış anlamına gelmektedir. Kredinin ise borç olduğunu herkes bilmektedir. Acaba Adana Büyükşehir Belediyesi, AB’den hibe aldığından biraz sıkıldığı için mi, hibenin aynı zamanda kredi olduğunu yazarak çelişkiye düşmüştür, bilemiyoruz. Ama ister hibe ister kredi olsun, AB’den almış olduğu paranın miktarını yazmamış olması, o dillerden hiç düşmeyen ‘şeffaflık’ ilkesi ile bağdaşır mı?

Adana Büyükşehir Web sitesinde, AB’de alınan hibe karşılığı yapılan projenin uygulanmasında, ‘yerli ve yabancı uzmanların katılımından’ söz edilmekte, ancak bu konuda da ayrıntıya girilmemektedir. Örneğin, kaç yerli, kaç yabancı uzman çalışmıştır? Bu uzmanlar ne kadar ücret alıp ne kadar süre çalışmışlardır?

İşte bu tür soruları yanıtlaması ricasıyla, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’a; 11.12.2005, 19.12.2005 ve 8.01.2006 tarihlerinde üç kez elektronik posta iletisi gönderdim. Bay Aytaç Durak, bunların hiçbirisini yanıtlamadı!

Öyle anlaşılıyor ki, AB’nin babalığından çok mutlu olan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı, aldığı hibeyle ilgili kimseye bilgi verme gereği duymamaktadır.


Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor


Kaynak:Yılmaz Dikbaş

[1] “AB’ye giden yol”, Hürriyet, 17 Aralık 1999

[2] Yılmaz Dikbaş, “Türk Çocuklarının Eğitim ve Öğrenimi Avrupa Birliği’ne teslim Edildi”, Akdeniz Manşet, 18–21 Ekim 2005

[3] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nin Evsizleri”, Zümrüt Rize, 24.08.2005; Akdeniz Körfez, 23–25.08.2005; Müdafaa-i Hukuk Dergisi, sayı 85, Eylül 2005

[4] Mustafa Canbey, “Bu hibenin amacı ne?”, Milli Gazete, 27.11.2005

[5] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nde Engelliler”, Akdeniz Gerçek, 25–26.08.2005; Yeni Adana, 24.08.2005; Zümrüt Rize, 27.08.2005; Müdafaa-i Hukuk, sayı 86, Ekim 2005

http://64.233.169.104/search?q=cache:E4IDRXSY8yMJ:jitem.wordpress.com/2007/06/14/abden-para-alan-belediyeler-ve-proj
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor
5 - AB’DEN PARA ALAN BELEDİYELER ve PROJELER (DEVAM)

Tarsus Belediyesi

— Belediye Başkanı: Burhanettin Kocamaz (1994- )

Projenin Adı: Tarsus Atık Su İşleme Tesisinin Kurulması.

– Açıklama: Bu projeyle, ana kanalizasyon sisteminin şehrin tümünü kapsayacak şekilde genişletileceği hedeflenmiştir. Bunun yanı sıra, 57 km. lik yeni boru ve toplama kanalizasyonu, 6 km. lik fırtına su tankı ile ilgili sel önleme mekanizmaları ile günlük kapasitesi 65.100 metre küp olan bir atık su arıtma tesisi kurulması öngörülmüştür.

– Tarih: 01.01.1999–01.03.2002

— AB’den Aldığı Para: 9 milyon 550 bin Avro
- Projenin Uygulama Süreci: Projede yabancı firmalar ve yabancı danışman/uzmanlar da çalışmıştır. Projenin, Mart 2003’de bitirilmiş olduğu duyurulmuştur. 16.03.2002 tarihinde, dönemin Başbakan Yardımcısı Dr. Devlet Bahçeli, Tarsus Atık Su Arıtma Tesisleri’nin açılışını yapmak üzere Tarsus’a gitmiş, bir konuşma yapmıştır.


Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor


Kaynak:Yılmaz Dikbaş

[1] “AB’ye giden yol”, Hürriyet, 17 Aralık 1999

[2] Yılmaz Dikbaş, “Türk Çocuklarının Eğitim ve Öğrenimi Avrupa Birliği’ne teslim Edildi”, Akdeniz Manşet, 18–21 Ekim 2005

[3] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nin Evsizleri”, Zümrüt Rize, 24.08.2005; Akdeniz Körfez, 23–25.08.2005; Müdafaa-i Hukuk Dergisi, sayı 85, Eylül 2005

[4] Mustafa Canbey, “Bu hibenin amacı ne?”, Milli Gazete, 27.11.2005

[5] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nde Engelliler”, Akdeniz Gerçek, 25–26.08.2005; Yeni Adana, 24.08.2005; Zümrüt Rize, 27.08.2005; Müdafaa-i Hukuk, sayı 86, Ekim 2005

http://64.233.169.104/search?q=cache:E4IDRXSY8yMJ:jitem.wordpress.com/2007/06/14/abden-para-alan-belediyeler-ve-proj
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor

5 - AB’DEN PARA ALAN BELEDİYELER ve PROJELER (DEVAM)

İstanbul Fatih Belediyesi

Belediye Başkanı: Mustafa Demir

Projenin Adı: Projenin Genel Amacı, Balat ve Fener Semtlerinde Oturanların Yaşam Koşullarını İyileştirmektir. Bu Amaçla, Bu Semtlerdeki Konutlar ve Altyapı Hizmetleri Geliştirilecektir.

— Tarih: 01.01.2003–01.10.2006

— AB’den Aldığı Para: 7 milyon Avro

— Projenin Uygulama Süreci:

* 3.850.000 Avro, toplam 200 evin onarım ve bakımı için ayrılmıştır.

* Balat ve Fener Semtlerinde eğitim ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi için 1 milyon Avro ayrılmıştır

eğitim kampanyaları için 100.000 Avro ayrılmıştır.

* Balat Çarşısı’ndaki dükkânların onarım ve bakımı için 150.000 Avro ayrılmıştır. Projenin uygulanmasında, Fatih Belediyesi’ne danışmanlık hizmeti vermek üzere FOMENT Ciutat Vella SA adlı İspanyol firma ile anlaşma yapılmıştır. Bu İspanyol şirketin liderliğinde bir şirketler birliği kurulmuştur. IMC Danışmanlık Şirketi (İngiltere), GRET (Fransa) ve Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (Türkiye), bu şirketler birliğinin içinde yer almışlardır.

Yorum

Fatih Belediyesi’nin İnternetteki sitesinde, ‘Neden Fener-Balat Bölgesi Seçilmiştir’ sorusu şöyle yanıtlanmaktadır:

Bu bölgenin seçilmesi ve uygulaması başlatılan ilk proje olmasının birkaç nedeni vardır. Birbirini dik kesen geometrik yolları, çok yüksek olmayan birbirleriyle uyumlu sıra halindeki cepheleri ve mimari özellikleriyle fiziksel anlamda homojen korunmuş yegâne semtlerdir.”
Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde 3 milyon evsiz insan Avrupa kentlerinin sokaklarında sefil bir hayat yaşarken, birbirini dik kesen geometrik yollara sahip olduğu için AB’nin İstanbul Fatih Belediyesi’ne 7 milyon hibe ettiğine inanmamız isteniliyor!

Fatih Belediyesi’nin İnternetteki sitesinde, ‘Projenin Hedefi’ de şöyle açıklanmaktadır:

“Zengin kültür mirasının yanı sıra yoksulluğu da bünyesinde barındıran Fener-Balat Bölgesi, 1950’lerden bu yana yaşanan göç olgusundan nasibini almış bir bölgedir. Ve projenin hedefi sadece evlerin tarihi dokusunun korunarak restore edilmesi değil, aynı zamanda mevcut nüfusun toplumsal profilinin geliştirilerek yaşam koşullarının iyileştirilmesidir.”

Yani bizlere söylenen şudur: AB öylesine derin insancıl duygularla doludur ki, İstanbul’a geldiğinde Fener-Balat semtlerini geziyor, burada bir dizi neredeyse yıkılacak duruma gelmiş bakımsız evler görüyor, içi cız ediyor, üstüne üstlük bu evlerde oturanların yoksul olduklarını görünce acıdan ciğerleri parçalanıyor ve Fatih Belediyesi’ne dönüp, al şu 7 milyon Avro’yu, evleri onar ve bakımını yap, içinde yaşayan zavallı insanların da yaşam koşullarını iyileştir, diyor!

Peki, böylesine derin insancıl duygularla dolu olan AB, niçin önce şu sefalet tablosuna bakmıyor?

15 milyon Avrupalı, ya çok kötü koşullara sahip ya da çok kalabalık konutlarda yaşamaktadır.

2,4 milyon Avrupalı, insanların yaşamasına elverişli olmayan sığınaklarda yaşamaktadır.

Her yıl ortalama 400,000 Avrupalı, yaşadıkları konutlardan resmen çıkarılıp sokağa atılmaktadır.

2,7 milyon Avrupalı, ya yakın akrabalarının ve tanıdıklarının evlerinde geçici olarak kalmakta, ya da evsizlere barınma olanağı sağlayan sığınma evlerinde kısa süreli olarak yaşayabilmektedirler.[3]

Milyonlarca kendi insanı yokluk, yoksulluk ve sefalet içerisinde yaşarken, AB’nin Fatih Belediyesi’ne sırf insancıl duygular nedeniyle 7 milyon Avro hibe etmiş olmasına inanabilir misiniz?

Fatih Belediyesi’ne bağlı Fener ve Balat semtlerinde, geçmişte, Yahudiler, Rumlar ve Ermeniler yaşamıştı. AB’den verilen 7 milyon Avro hibe ile onarılması istenilen evler, işte geçmişte Yahudilerin, Rumların ve Ermenilerin yaşamış olduğu evlerdir. Nedense, Fatih Belediyesi’nin İnternetteki sitesinde bu gerçekten hiç söz edilmemektedir! Başka yayınlarda bu gerçekten söz edilirken de nedense, Rumlar ve Ermeniler öne çıkarılmakta, Yahudilerden hiç söz edilmemektedir. Oysa tarihi bir gerçektir, İstanbul’un Fener, Balat, Hasköy ve Kuzguncuk semtleri geçmişte Yahudilerin çoğunlukta bulunduğu semtlerdi.

Geçmişte gayri-Müslimlerin yaşamış olduğu Fener-Balat semtlerindeki evlerin onarımı için AB’nin 7 milyon Avro hibe etmesini içine sindiremeyen köşe yazarı Mustafa Canbey, haklı olarak şu yorumu yapıyordu:[4]

“Topraklarımızda yer alan Hıristiyan kültürüne dair ne varsa yeniden gün yüzüne çıkarılıyor ve restorasyonu yapılarak, canlandırılıyor. İslam kültürüne ait eserleri ise hatırlayan yok.”

Fener Rum Ortodoks Kilisesi de AB’nin onarım ve bakımı için 7 milyon Avro hibe ettiği Fener-Balat semtlerinin sınırları içinde bulunmaktadır. Bu kilisenin Başpapazı ‘ekümenik’ olmak, yani dünyadaki tüm Ortodoks Hıristiyanları yönetmek istemektedir. İşte bu gerçekleri de hatırlatan araştırmacı-yazar Aytunç Altındal, AB’nin hibesini şöyle değerlendirmektedir:

“AB, benzeri projelerle kültürel varlıklara sahip çıkmak adı altında kredi veriyor ve sonra da sahipleniyor. Fener’de yapılan çalışma da bu niyetin ürünüdür. Buraları Patrikhanenin geleceği için hazırlıyorlar. AB, Patrik’in ekümenik olması için çalışıyor. Turizm ve kültür adına yapılanlar da gelecekteki hesapların altyapısıdır.”

İnsanlar, tapusuna sahip oldukları, içinde kendi oturacakları konutları büyük paralar harcayarak onarırlar.

Dünyada hiç kimse, kendisine ait olmayan ve içinde yabancıların oturacağı evleri, çuvallarla para harcayarak onarmaz!

Eğer AB, Fatih Belediyesi’ne milyonlarca Avro hibe ederek Fener-Balat semtlerindeki evlerin onarım ve bakımını yaptırıyorsa, yakın bir gelecekte buralara kendi insanlarını, yani Hıristiyan Avrupalıları yerleştirmeyi planlıyor, demektir.

Vatan topraklarının yabancılara satılmasına tepki göstermek bir yana, bunu büyük bir marifetmiş gibi Türk halkına sunanlar, İstanbul’un Fener-Balat semtlerinin de Yunanistan ve Kıbrıs Rumlarına satılmasına elbette hiç ses çıkarmayacaklardır.


Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor


Kaynak:Yılmaz Dikbaş

[1] “AB’ye giden yol”, Hürriyet, 17 Aralık 1999

[2] Yılmaz Dikbaş, “Türk Çocuklarının Eğitim ve Öğrenimi Avrupa Birliği’ne teslim Edildi”, Akdeniz Manşet, 18–21 Ekim 2005

[3] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nin Evsizleri”, Zümrüt Rize, 24.08.2005; Akdeniz Körfez, 23–25.08.2005; Müdafaa-i Hukuk Dergisi, sayı 85, Eylül 2005

[4] Mustafa Canbey, “Bu hibenin amacı ne?”, Milli Gazete, 27.11.2005

[5] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nde Engelliler”, Akdeniz Gerçek, 25–26.08.2005; Yeni Adana, 24.08.2005; Zümrüt Rize, 27.08.2005; Müdafaa-i Hukuk, sayı 86, Ekim 2005

http://64.233.169.104/search?q=cache:E4IDRXSY8yMJ:jitem.wordpress.com/2007/06/14/abden-para-alan-belediyeler-ve-proj
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor

5 - AB’DEN PARA ALAN BELEDİYELER ve PROJELER (DEVAM)

Manisa Kula Belediyesi

Belediye Başkanı: Halil Gülcü, Elektrik Mühendisi

1. Projenin Adı: Tarihi Kula Evlerinin Restorasyonunda Çalışacak Nitelikli İş Gücünün Yetiştirilmesi.

– Proje Ekibi: Halil Gülcü (Kula Belediye Başkanı, Proje Yürütücüsü), Aytaç Savaş Ova (Proje Koordinatörü), Atıl delibalta (Koordinatör Yardımcısı), Ömer Faruk Sarı (Bilgisayar Programcısı), Ayfer Çolak (Muhasebeci), Hasan Yiğen (Sekreter).

— Uygulama: Bu proje kapsamında toplam 45 kişiye eğitim verilmiş ve eğitim sonunda bu kişiler onarım ve bakım işlerinde görevlendirilmeye başlanmıştır. Eğitim sırasında, kursa katılanlara günde 6,25 Avro cep harçlığı verilmiştir. Eğitim sürecinde, AB temsilcisi olarak bir Belçikalı denetçi gözlem ve denetimde bulunmak üzere gelmiştir

— Tarih: Projeye, Mart 2005’de başlanmış ve Mart 2006’da tamamlanmıştır.

— AB’den Aldığı Para: 104.318,75 Avro

2. Projenin Adı: Tekstil Sektörünün İhtiyaç Duyduğu Nitelikli Ara Eleman Yetiştirme ve Geliştirme Sürekli Eğitim.

— Uygulama: Bu eğitime katılanlara, günde 5 Avro cep harçlığı verilmiştir.

— Tarih: Haziran 2005’de başlamış ve Mart 2006’da tamamlanmıştır.

— AB’den Aldığı Para: 119.092,68 Avro

Yorum

Avrupa Birliği’nin, Manisa’daki Kula evlerinin onarım ve bakımı için yaklaşık 105 bin Avro hibe etmesinin nedeni olarak, bu evlerin ahşap ve oymalı mimarisiyle dikkati çekmiş olduğu söylenmekteyse de, asıl gerekçe bu evlerde 18. ve 19. yüzyıllarda Rumların yaşamış olmasıdır.

Onurlu bir geçmişe, şanlı bir tarihe sahip olan Kulalılar, tapusu kendilerine ait evlerin onarım ve bakımı için, Avrupa Birliği’ne el açan insanlar durumuna düşürülmüşlerdir! İşte, Kulalıların yakın geçmişinden onurlu tablolar:

Yunanlılar 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgale başladıklarında, Kulalılar hemen ‘Reddi İlhak’ ve ‘İstihlası Vatan’ Cemiyetlerini kurmuşlar, kendi aralarında topladıkları parayla ilgili yerlere ve yabancı konsolosluklara protesto telgrafları çekmişlerdir.

Kurtuluş Savaşı sırasında Kula’nın zengin aileleri, tenekeler dolusu sarı liraları Kuvayı Milliye güçlerine vermişlerdir.

Kurtuluş Savaşı zaferle sona erdikten sonra, Ankara’dan İzmir’e geçerken Alaşehir tren istasyonunda Kulalı Hamdullah Efendi (Hamdullah Çil)’ye, Gazi Mustafa Kemal Atatürk şöyle demiştir: “Ben Kulalıları çok severim. Kula gençlerinin geçmiş tarihimizde ve Milli Mücadelemizdeki kahramanlık ve fedakârlıklarını biliyorum.”

Tenekeler dolusu altınlarını vatanın kurtuluşu için seve seve vermiş olan Kulalıların çocuklarını, torunlarını, yüz bin Avro için AB’ye el açtıranlar, acaba hiç utanmıyorlar mı?

Atatürk’ün övdüğü Türk gençlerini, AB’nin günde 5–6 Avro cep harçlığına muhtaç durumuna düşürenler, acaba hiç sıkılmıyorlar mı?

Kula Belediyesi’nin İnternetteki sitesinde şunlar yazılıdır:

“Kulanın insanları hem terbiyeli, hem insaniyetli, hem verici ve bonkördür. Aç ölürler, biz açız demezler. Hissiyatlarını söylemezler. Kadını kuru ekmek yer, bal baklava yedik der, sırrını dışarıya vermez.”

Böylesine onurlu bir halkı, bir avuç Avro için Avrupa Birliği’ne el açtıranlar, bu halkın onurlu geçmişine, şanlı tarihine hiç utanmadan, hiç sıkılmadan ihanet edenlerdir!


Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor


Kaynak:Yılmaz Dikbaş

[1] “AB’ye giden yol”, Hürriyet, 17 Aralık 1999

[2] Yılmaz Dikbaş, “Türk Çocuklarının Eğitim ve Öğrenimi Avrupa Birliği’ne teslim Edildi”, Akdeniz Manşet, 18–21 Ekim 2005

[3] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nin Evsizleri”, Zümrüt Rize, 24.08.2005; Akdeniz Körfez, 23–25.08.2005; Müdafaa-i Hukuk Dergisi, sayı 85, Eylül 2005

[4] Mustafa Canbey, “Bu hibenin amacı ne?”, Milli Gazete, 27.11.2005

[5] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nde Engelliler”, Akdeniz Gerçek, 25–26.08.2005; Yeni Adana, 24.08.2005; Zümrüt Rize, 27.08.2005; Müdafaa-i Hukuk, sayı 86, Ekim 2005

http://64.233.169.104/search?q=cache:E4IDRXSY8yMJ:jitem.wordpress.com/2007/06/14/abden-para-alan-belediyeler-ve-proj
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor

5 - AB’DEN PARA ALAN BELEDİYELER ve PROJELER (DEVAM)

İstanbul Kadıköy Belediyesi

Belediye Başkanı: Av.Selami Öztürk

Projenin Adı: Kadıköy’de Yeni Umutlar.

— Uygulama: Projenin genel amacının; Kadıköy ilçesi sınırları içinde eğitim olanağı bulamamış vasıfsız kadın ve gençlerin istihdam olanaklarını artırmak, dolayısıyla sosyal uyumlarını ve yaşam standartlarını yükseltebilmelerini desteklemek olduğu bildirilmiştir. Bu bağlamda; 300 kişiye Tezgâhtarlık, 101 kişiye Hastabakıcılık, 207 kişiye Girişimcilik ve 200 kişiye de Ev Hizmetleri eğitimi verilmiştir. Bu kurslara katılanlara, eğitim boyunca günde 8 Avro cep harçlığı ödenmiştir. Kursları başarıyla bitiren toplam 808 kişiye 02.12.2005 tarihinde törenle sertifikaları dağıtılmıştır. Projenin eğitim danışmanlığını, Marmara Üniversitesi’nden Prof.Dr. Necla Pur yapmıştır.

— Tarih: 01.03.2005

AB’den Aldığı Para: 175.726,05 Avro

Yorum

Türkiye’nin en zengin kenti, İstanbul’dur.

Kadıköy de İstanbul’un en zengin ilçelerinden biridir.

İşte böyle bir ilçenin belediyesi, toplam 808 kişinin iş eğitimi için Avrupa Birliği’ne el açıyor, 175 bin Avro için AB’nin himayesine giriyordu! Bu konuda görüşünü öğrenmek için İstanbul Kadıköy belediye Başkanı Av.Selami Öztürk’ü birçok kez telefonla aradım. Başkana ulaşamadım. ‘Yeni Umutlar Projesi’nde görevli olanlarla konuşmam önerildi.

09.01.2006 günü, Kadıköy Belediyesi, ‘Yeni Umutlar Projesi’ Koordinatörü Dilsaz Kacatürk’le konuştum. Sordum:

“AB niçin size karşılıksız para verdi? Kadıköy gibi zengin bir belediyenin AB’den hibe alması
hiç yakışıyor mu?”

Dilsaz Kocatürk’ün yanıtı, ibret vericidir:

“Parayı verenin kimliği önemli değildir! Ben, o parayı iyi kullanmaya bakarım!”

Türk devletinin ‘baba’ olmaktan çıkmasıyla, yerine baba olarak gelen AB’nin dayattığı ahlak ölçüsü işte budur: Parayı verenin kim olduğu önemli değildir! Önemli olan, para elde etmektir. Bu paranın hangi amaçla verilmiş olduğu da önemli değildir!

İşte bugün geldiğimiz yer, burasıdır!


Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor


Kaynak:Yılmaz Dikbaş

[1] “AB’ye giden yol”, Hürriyet, 17 Aralık 1999

[2] Yılmaz Dikbaş, “Türk Çocuklarının Eğitim ve Öğrenimi Avrupa Birliği’ne teslim Edildi”, Akdeniz Manşet, 18–21 Ekim 2005

[3] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nin Evsizleri”, Zümrüt Rize, 24.08.2005; Akdeniz Körfez, 23–25.08.2005; Müdafaa-i Hukuk Dergisi, sayı 85, Eylül 2005

[4] Mustafa Canbey, “Bu hibenin amacı ne?”, Milli Gazete, 27.11.2005

[5] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nde Engelliler”, Akdeniz Gerçek, 25–26.08.2005; Yeni Adana, 24.08.2005; Zümrüt Rize, 27.08.2005; Müdafaa-i Hukuk, sayı 86, Ekim 2005

http://64.233.169.104/search?q=cache:E4IDRXSY8yMJ:jitem.wordpress.com/2007/06/14/abden-para-alan-belediyeler-ve-proj
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor

5 - AB’DEN PARA ALAN BELEDİYELER ve PROJELER (DEVAM)

Aydın Söke Belediyesi

- Belediye Başkanı: Nejdet Özekmekçi

Projenin Adı: Koruma Amaçlı İnşaat Sektörüne Restorasyon Eğitimi İle Kalifiye Eleman Kazandırma.

— Tarih: 01.12.2004
AB’den Aldığı Para: 166.400,63 Avro

—Açıklama: Projenin amacı, Söke’nin Kemalpaşa Mahallesi’nde bulunan eski Rum evlerinin onarılmasıdır. Söke Belediyesi’nin tespitlerine göre bu evler 1831, 1887 ve 1897 yıllarında yapılmış ve günümüze kadar ayakta kalma mücadelesi vermiştir.

— Projenin Uygulama Süreci: Kemalpaşa Mahallesi’ndeki eski Rum evlerinin onarımı için gerekli nitelikli eleman yetiştirme amacıyla, önce bir sınav açılmıştır. Bu sınava katılan 53 inşaat teknikeri, demirci ustası, marangoz ve inşaat işçisinden 35’i kursa katılma hakkını kazanmıştır. 35 kişiye 8 ay süren kurslarda eğitim verilmiştir. Eğitimi, Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eti Levi Akyüz ve Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü Öğretim Görevlisi Ayşe Çetin vermişlerdir. Bu eğitmenlere ayda 340 Avro ücret ödenmiştir. Kurslara katılmayı hak eden 35 kişiye de günde 8 Avro haçlık verilmiştir. Kursları başarıyla bitirenler, eski Rum evlerini onarabilecek niteliklere kavuşmuşlardır. Söke Belediyesi, bir Rum evini kamulaştırmış ve bu ev kursiyerler tarafından onarılmıştır. 21.01.2006 günü, Söke Efes Sineması salonunda yapılan bir sempozyumla, projenin tamamlandığı duyurulmuştur. Sempozyuma; Prof.Dr. Eti Levi Akyüz, Ayşe Çetin, Oktay Ekinci, Erhan İşözen ve Hanzade Özbaş konuşmacı olarak katılmışlar, Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi de, “Yeni Fırsatlar Hibe Planı” çerçevesinde AB’den aldıkları hibeyle projeyi başarıyla bitirmiş olduklarını ilan etmiştir.

Yorum

Söke Belediyesi’nin İnternetteki sitelerinde şöyle bir söylem yer almaktadır:

“Geçmişin mirasçısı değil, geleceğin mimarı olacağız!”

Söke Belediyesi, geçmişten bugüne kalan mirası reddetmektedir! Söke’nin Kemalpaşa Mahallesindeki eski Rum evleri de bizlere miras kalmış değildir, demektedir! Bu Rum evleri bizim değil, Rumlarındır, şimdi geçmişteki Rumların günümüzdeki mirasçıları gelip bu evleri sahiplensin, diyerek davetiye çıkarmaktadır!

Kendi malını kendi eliyle teslime hazır olanlar, AB için kolay lokma olmuşlardır.

Söke Belediyesi’nin reddi-mirasta bulunması üzerine, Avrupa Birliği de, al şu Avro’ları, onarımını tamamladıktan sonra da eski Rum evlerini bize teslim et, demiştir!

Söke Belediyesi, 35 Türk vatandaşının cebine, AB’nin günde 8 Avro harçlık koymasından hiç utanmamış, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin öğretim üyeleri de, ayda 340 Avro karşılığ AB’ye hizmet etmekten hiç sıkılmamışlardır!
Söke Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi, bir avuç Avro’ya, yüz elli yıl önce Rumların oturmuş olduğu evleri AB’ye teslim ederken, projeyi başarıyla bitirmiş olduklarını ilân etmeyi, ulusal onurla bağdaştırabilmiştir!


Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor


Kaynak:Yılmaz Dikbaş

[1] “AB’ye giden yol”, Hürriyet, 17 Aralık 1999

[2] Yılmaz Dikbaş, “Türk Çocuklarının Eğitim ve Öğrenimi Avrupa Birliği’ne teslim Edildi”, Akdeniz Manşet, 18–21 Ekim 2005

[3] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nin Evsizleri”, Zümrüt Rize, 24.08.2005; Akdeniz Körfez, 23–25.08.2005; Müdafaa-i Hukuk Dergisi, sayı 85, Eylül 2005

[4] Mustafa Canbey, “Bu hibenin amacı ne?”, Milli Gazete, 27.11.2005

[5] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nde Engelliler”, Akdeniz Gerçek, 25–26.08.2005; Yeni Adana, 24.08.2005; Zümrüt Rize, 27.08.2005; Müdafaa-i Hukuk, sayı 86, Ekim 2005

http://64.233.169.104/search?q=cache:E4IDRXSY8yMJ:jitem.wordpress.com/2007/06/14/abden-para-alan-belediyeler-ve-proj
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor

5 - AB’DEN PARA ALAN BELEDİYELER ve PROJELER (DEVAM)

Manisa Salihli Belediyesi

Başkan: Mustafa Uğur Okay

Projenin Adı: Jeotermal Isıtmalı Seracılık Meslek Eğitimi.

— Proje Koordinatörü: Yrd. Doç. Dr. Osman Tatar

—Tarih: 28.02.2005
AB’den Aldığı Para: 169.545,10 Avro

— Projenin Uygulama Süreci: Salihli ilçesinde Kurşunlu Kaplıcaları, pilot bölge olarak seçilmiştir. Burada uygulanacak seracılıkta çalışacak kişilere meslek eğitimi verileceği duyurulmuş, toplam 341 kişi başvuruda bulunmuştur. Bunlardan, 7’si engelli, 4’ü eski hükümlü olmak üzere 160 kişi seçilmiştir. Seçilenlere 40 iş günü süreli kurslar verilmiş ve her kursiyere günde 5 Avro harçlık ödenmiştir. Kursiyerler, şu uzmanlar tarafından eğitilmiştir: Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Bekir Fikri Aksoy, Ziraat Yüksek Mühendisi Doç.Dr. Eşref Girgit, Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Mihriban Coşkun, Peyzaj Mimarı Elif Torosdağ, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Levent Çetiner, Peyzaj Mimarı Müveyla Sayman ve Sera Uygulama Uzmanı İlyas Çallı. Eğitim sonunda, 18 Aralık 2005 tarihinde, Salihli Belediyesi Kurşunlu Kaplıcaları’ndaki seranın açılışı yapılmıştır. Açılış törenine Manisa Vali Yardımcısı Necmi Kurt, Salihli Kaymakamı İsmail Hakkı Develi, Salihli Belediye Başkanı Mustafa Uğur Okay, İzmir İl Çevre ve Orman Müdürü Osman Tatar, Sart Belediye Başkanı Ali Güngör, Adala Belediye Başkanı Süleyman Oğuz, Durasıllı Belediye Başkanı Mehmet Uygun, bürokratlar, idareciler ve AB yetkilileri katılmıştır. Törende konuşan Osman Tatar şunları söylemiştir: “Biz öyle bir model oluşturduk ki, bu eser ortaya çıktı. Bu projede çevre ve Orman Bakanlığı’nın da katkıları oldu. Neden bu projeyi seçtiğimizi sorarsanız her şeyden önce jeotermalin vanası, musluğu ülkemizdedir. Projeyle jeotermalin önemini ortaya çıkardık. Jeotermalin yerli bir kaynak olduğunu, bu milli servete sahip çıkılmasını bu projeyle resmileştirdik. Bizim kabul gören yüzde 90’nı AB kaynaklarından karşılanacak olan 190 bin Euro’luk Jeotermal Isıtmalı Seracılık Meslek Eğitim Projesi Türkiye’de ilk olup, bu projeyle de 168 işsiz iş sahibi olacak, Salihli’de istihdam artacak ve ekonomiye katkı sağlayacak. Bu kursiyerler yetiştikten sonra sera ustaları olacak ve Salihli sera ustaları üreten merkez haline gelecek. Salihli’de 240 bin dekarlık sulanabilir alan var. Bunların sadece yüzde 1’ini sera yapmak istersek 2 bin 400 adet sera eder. Oysa Salihli’de 24 adet sera işletmesi var. Niye bu yerli imkânı değerlendirmeyelim. Bu proje bir zihniyetin son bulma sürecidir.”

Sera yapımında herkesin mükemmel çalıştığını belirten Salihli Kaymakamı İsmail Hakkı Develi ise, törende yaptığı konuşmada şunları söylemiştir: “Burada zihniyetin yanı sıra bakış açısının dönüşümü olmuştur. Her şey değişiyor, hayat değişiyor. Değişen dünyayı yakalamamız gerekiyor. Biz bu anlayış içerisinde gidersek Avrupa’yı 5 yılda yakalar, 6. yılda geçeriz.” Törende Manisa Vali Yardımcısı Necmi Kurt da konuştu, şunları söyledi: “Yerin altından çıkan jeotermalle Türkiye’de çok şeyler yapılabilir. Jeotermal her idarecinin içinde bir uhdedir. Bu projenin uygulanmasıyla çiftçilerimiz ürünlerini 15 gün önce de olsa erken alma şansı olacak. Bu da turfandacılık için çok önemlidir. Manisa olarak canı gönülden destekliyoruz. Belediye başkanlarımızı tebrik ediyorum. Her belediyenin örnek alması gerekir.”

Yorum

Şimdi, şu duruma bir bakınız.

Kaplıcalar bizim.

Jeotermal enerji kaynakları, bizim topraklarımızda.

Sera yapmaya uygun sulanabilir alanlar, bizim.

Jeotermal enerji kaynaklarımızı kullanabilecek yetenekte, Jeoloji Yüksek Mühendislerimiz var.

Ziraat Yüksek Mühendislerimiz, üreticilerimize seracılığı öğretebilecek düzeyde.

Peki, hangi eksiğimiz nedeniyle Manisa Salihli Belediyesi, Avrupa Birliği’ne el açmış?

170 bin Avro için mi?

Elinde çok değerli doğal kaynakları ve yetişmiş yetenekli insanları olduğu halde, bir avuç Avro için AB’ye el açanlara siz ne adını verirsiz?

Bizim mühendislerimiz, bizim topraklarımızda, bizim jeotermal enerji kaynaklarımızı kullanıma açıyorlar, 160 vatandaşımızı seracılık konusunda eğitiyorlar, ama tüm başarıları AB sahipleniyor! Çünkü Salihli Belediyesi’ne bir avuç Avro hibe etmişler!

Meslek onurunun, ulusal onurun bu kadar ucuza satıldığına Türk tarihinde ilk kez tanık olunuyor!

Kurşunlu Kaplıcaları’ndaki açılış töreninde konuşan Doç.Dr. Osman Tatar, bu projeyle bir zihniyetin son bulduğunu ilân ediyordu.

Doğru söylüyordu, meslek onuruna ve ulusal onura en yüce değeri veren zihniyetin sonuydu bu!

Yeni zihniyet, bir avuç Avro için AB himayesine girmeyi kabullenme zihniyetidir! Açıkçası bu, Mandacı zihniyetidir!

Peki, açılış töreninde, Salihi Kaymakamı İsmail Hakkı Develi’nin, ‘Biz bu anlayış içerisinde gidersek Avrupa’yı 5 yılda yakalar, 6 yılda geçeriz’ demesini nasıl karşılıyorsunuz?

Uşakların, efendilerini geçtiğine tarihte hiç rastlanmış mıdır?


Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor


Kaynak:Yılmaz Dikbaş

[1] “AB’ye giden yol”, Hürriyet, 17 Aralık 1999

[2] Yılmaz Dikbaş, “Türk Çocuklarının Eğitim ve Öğrenimi Avrupa Birliği’ne teslim Edildi”, Akdeniz Manşet, 18–21 Ekim 2005

[3] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nin Evsizleri”, Zümrüt Rize, 24.08.2005; Akdeniz Körfez, 23–25.08.2005; Müdafaa-i Hukuk Dergisi, sayı 85, Eylül 2005

[4] Mustafa Canbey, “Bu hibenin amacı ne?”, Milli Gazete, 27.11.2005

[5] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nde Engelliler”, Akdeniz Gerçek, 25–26.08.2005; Yeni Adana, 24.08.2005; Zümrüt Rize, 27.08.2005; Müdafaa-i Hukuk, sayı 86, Ekim 2005

http://64.233.169.104/search?q=cache:E4IDRXSY8yMJ:jitem.wordpress.com/2007/06/14/abden-para-alan-belediyeler-ve-proj
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor

5 - AB’DEN PARA ALAN BELEDİYELER ve PROJELER (DEVAM)

İzmir Konak Belediyesi

Belediye Başkanı: Ali Muzaffer Tunçağ

Projenin Adı: Bir Mesleki Eğitim Merkezi Kurarak, Temel Bilgisayar ve Bilgisayarla Muhasebe Eğitimi Vermek.

— Proje Yönetmeni: Mehmet Yünak

— Proje Danışmanı: Doç. Dr. Erdal Özkol (Dokuz Eylül Üniversitesi)

— Tarih: 25.02.2005

AB’den Aldığı Para: 122.422,40 Avro

— Proje Uygulama Süreci: Projenin uygulama aşamasında, 150’si Belediyenin kendi elemanı olmak üzere, toplam 395 kişi kurslarda eğitilmiştir.

Yorum
Türkiye’nin en zengin kentlerinden biri olan İzmir’in Konak Belediyesi, 395 vatandaşımıza bilgisayar eğitimi vermeyi kendi başına beceremiyor, gidiyor AB’ye el açıyor ve onlardan gelen bir avuç hibe karşılığı AB’nin himayesine giriyor!

Bir Avrupalı, yarın şöyle derse haksız mı sayılacaktır:
“Türkiye’nin en zengin yörelerinden ve sözde en uygar yerlerinden birindeki Türklere, bilgisayar kullanmasını biz öğrettik, öğrenmeleri için bir yığın para verdik!”
Bir avuç Avro için AB’nin himayesine girenler, Türk milletinin onuruna gölge düşürmüş olmuyorlar mı?



Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor


Kaynak:Yılmaz Dikbaş

[1] “AB’ye giden yol”, Hürriyet, 17 Aralık 1999

[2] Yılmaz Dikbaş, “Türk Çocuklarının Eğitim ve Öğrenimi Avrupa Birliği’ne teslim Edildi”, Akdeniz Manşet, 18–21 Ekim 2005

[3] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nin Evsizleri”, Zümrüt Rize, 24.08.2005; Akdeniz Körfez, 23–25.08.2005; Müdafaa-i Hukuk Dergisi, sayı 85, Eylül 2005

[4] Mustafa Canbey, “Bu hibenin amacı ne?”, Milli Gazete, 27.11.2005

[5] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nde Engelliler”, Akdeniz Gerçek, 25–26.08.2005; Yeni Adana, 24.08.2005; Zümrüt Rize, 27.08.2005; Müdafaa-i Hukuk, sayı 86, Ekim 2005

http://64.233.169.104/search?q=cache:E4IDRXSY8yMJ:jitem.wordpress.com/2007/06/14/abden-para-alan-belediyeler-ve-proj
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2234
Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor

5 - AB’DEN PARA ALAN BELEDİYELER ve PROJELER (DEVAM)

Diyarbakır Bismil İlçe Belediyesi

Belediye Başkanı: Şükran Aydın

Projenin Adı: Hazır Giyim İşgücü Yetiştirme Kursu.

— Tarih: 04.07.2005

AB’den Aldığı Para: 119.631,60 Avro

— Proje Uygulama Süreci: Projenin uygulanma süresi 8 ay olarak belirlenmiştir. Bu süreçte, 3 dönemde 50’şer kişilik gruplar halinde, toplam 150 kişiye eğitim verilmesi öngörülmüştür.

Yorum

Avrupa Birliği’nin, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne milyonlarca Avro yu nasıl akıtmış olduğunu yazımızın başında ayrıntılarıyla anlatmıştık.

Bismil, Diyarbakır’ın 13 ilçesinden biridir. T.C.Devleti’nin, ‘Devlet Baba’ olmaktan çıkması ve yerine ‘Baba AB’ nin geçmesinden sonra, AB özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde istediği gibi at koşturmuştur. Ve işte, Bismil’e gitmiş ve orada 150 vatandaşımız hazır giyim üretimini öğrensin diye, yaklaşık 120 bin Avro hibe etmiştir.

Eğer gelecekte, Türkler Avrupa Birliği’ne başkaldırmaya kalkışırlarsa, ya da en azından AB’yi eleştirmeye yeltenirlerse, AB yetkilileri tüm dünyaya şöyle haykıracaklardır:

İlkel Türklere, elbise dikmesini bile biz öğrettik, hem de cebimizden çuval dolusu paralar harcayarak!

Türkiye’nin haritada nerede olduğunu bilmeyen Amerikalılar ve çoğu Avrupalılar, bu sözlere inanmayacaklar mıdır?

Sivil Toplum Örgütlerinin ve Belediyelerin, AB’den hibe alarak Türkiye’nin bağrında açmış oldukları derin yara, kolayca kapanabilecek midir?


Liste bitecek, sayfalara sığacak gibi değil ki. Gavur ekmeği yiyip, gavur kılıncı sallayanlar devam ediyor


Kaynak:Yılmaz Dikbaş

[1] “AB’ye giden yol”, Hürriyet, 17 Aralık 1999

[2] Yılmaz Dikbaş, “Türk Çocuklarının Eğitim ve Öğrenimi Avrupa Birliği’ne teslim Edildi”, Akdeniz Manşet, 18–21 Ekim 2005

[3] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nin Evsizleri”, Zümrüt Rize, 24.08.2005; Akdeniz Körfez, 23–25.08.2005; Müdafaa-i Hukuk Dergisi, sayı 85, Eylül 2005

[4] Mustafa Canbey, “Bu hibenin amacı ne?”, Milli Gazete, 27.11.2005

[5] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği’nde Engelliler”, Akdeniz Gerçek, 25–26.08.2005; Yeni Adana, 24.08.2005; Zümrüt Rize, 27.08.2005; Müdafaa-i Hukuk, sayı 86, Ekim 2005

http://64.233.169.104/search?q=cache:E4IDRXSY8yMJ:jitem.wordpress.com/2007/06/14/abden-para-alan-belediyeler-ve-proj
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!