Gönderen Konu: Operalı Halkçılık  (Okunma sayısı 6624 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Deli

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 253
Operalı Halkçılık
« : 17 Ocak 2008 »
     
            OPERALI HALKÇILIK

İçinizde operaya gidip de zevk duyan var mı bilmiyorum .
   
 Ben hangisine gittimse kusmak gelmiştir içimden. Yanımdakiler sahnede bağrışıp duranları nezaketen alkışlarken , protesto yollu devamlı öksürmüşümdür. Hatta sahneye fırlayıp mikrofonu ele geçirmeyi ve o şuursuz şakşakçılara - Ulan ne anladınız ki alkışlıyorsunuz , bu iğrenç çığlıkları sizi hüzünlendirdi mi , duygulandırdı mı ki yırtıyorsunuz kendinizi " diye haykırmak istemişimdir.

        Akılcılığı rehber edinmediğim halde , ne yazık ki aklım ağır basmıştır hep... Ve kendimi inadına zorladığım halde , bir operayı sonuna kadar takip edememişimdir. Çekmiş gitmişimdir hep. Ve her çekip gidişimde de  Batı operasını Türkiye'ye sokan adama küfür etmişimdir.

 
       Bu samimi satırların Yumuşak G'nin elinde yeni bir gericilik belgesi olarak kullanılacağını biliyorum. Ama şunu da biliyorum ki , hıristiyan Batı kültürünün , Türkiye'deki en güçlü müessesi ya da kültür emperyalizminin en yetkili propaganda bataryası olan radyo operaya başlayınca benim sevgili milletim ellerinin tersiyle düğmenin üzerine vurmakta ve başka istasyon aramaktadır.
 
        Bu vuruş istasyon programlarını hazırlayanların ağzının üstüne bir vuruş demektir aynı zamanda ... Ve o arayış da Türk'ün kendisini arayışı anlamına gelir.

       Devletle millet , halkla aydın arasındaki sürtüşmenin tipik örneğidir.

      Aynı zamanda devleti de yöneten aydın ; halk neden gıcık alıyorsa onu halka zorla kabul ettirmeye çalışmış , halka karşı açılan bu sinir savaşının bütün masraflarını halktan aldığı halde halkçılık iddialarından da vazgeçmemiştir.

      Ciddiyet meselesi değil , halkın milli birliğini bölmek halkı parçalamak için uygulanan bir taktik meselesidir bu. En az 200 yıldan beri ısrar ve inatla sürdürülen Batı kültür propagandası , halkçılığı dilinden düşürmeyen Türk aydınını bugün o kadar zavallı bir seviyeye düşürmüştür ki , televizyon spikeri karşısındaki yarışmacıya , Türk müziğini mi seversiniz , batı müziğini mi ? diye sorabilmekte . Türk müziğini tercih edilirse istihza ile sırıtmaktadır.

       Türkiye'de , Türk müziğini tercih edenler ayıplanmaktadır yani ..

     Bu ayıplanış , Türk milletini aynı şeyden zevk almaz hale getirinceye kadar devam edecek , bu başarılınca da Türk milleti fiilen ikiye bölünmüş olacaktır. Çünkü bir ülkede , aynı ırktan gelmiş olsa bile inancı başka , zevki başka , kederi , sevinci , dili , müziği , şiiri , edebiyatı başka insanların yanyana yaşaması mümkün değildir. Ve öyle bir topluma da millet denmez.

      Mozart , Beethoven , Şopen  muhakkak ki Batı dünyasının yetiştirdiği büyük değerlerdir. Fakat benim için büyük olamaz bunlar... Çünkü bana hitabedemezler , beni anlayamazlar ve kendilerini de anlatamazlar bana ...

     Anlatsalardı bütün Anadolu'nun senfoni dinlemesi gerekirdi şimdi. Çünkü Türk Devleti'ni idare edenler Itrı'yi , Dede Efendiyi , Şekip Ayhan Özışık'ı , Ynus Nalkesen'i unutturmak isterken bizim için hiçbir anlam ifade etmeyen konçertolarla doldurmuşlardır radyo programlarını.

   Ödediğimiz vergilerin size karşı açılan savaşta nasıl kullanıldığın dair bir kaç rakam vermek istiyorum.

     Fakir Talebe Operasına 180 bin 865 lira harcanmış. 21 bin 223 lira 75 kuruş gelir elde edilmiş.
 
    Tosça'ya 87 bin lira harcanmış , 14 bin 286 bin lira gelir elde edilmiştir.
 
   Otello'ya 156 bin lira harcanmış , 6 bin 850 lira 75 kuruş gelir elde edilmiştir.

   Kostüm ve dekorları geçen yıllardan kalan Rigoletto'ya 33 bin harcanmış , 9 bin 108 lira gelir elde edilmiştir.

   Devlet Operası 1973 yılında sırf gazetelere ilan bedeli olarak yani Türk Kültürünü Türkiye'den kovmak için açılan savaşın yalnız bassın cephesi gideri olarak 200 bin lira ,fotograf masrafı olarak 80 bin lira ödemiş , halkçı operaya çekip Batı kültürünü  propaganda etmek için 7,5 liraya mal ettiği program dergilerini 5 liraya satarken , binlerce duvar afişinin tanesine 7,5 lira vermiştir.

     Geçen yıl 43 milyon lira olan Devlet Operası bütçesi bu şekilde çarçur edilince , Vakıflar Bankasına 7 milyon lira borç takmış , bu da yetmeyince 10 milyon lira ek ödenek almıştır.

    Ve bu sene halkçı Ecevit 77 milyon liraya çıkarmıştır . Devlet Operasında bir Türk'e karşı 7 yabancı oynamakta her yabancı soliste halkçılık eşitlik ve sosyal adalet adına günde 10- 12 bin lira yevmiye verilmektedir.

     Opera , 177 yıldan beri milyarlar harcanarak Türk Milletine benimsetilmeğe çalışılmaktadır. Ama bu çabaları , milyonluk bütçelere ve günde 10 -12 bin lira yevmiyelere rağmen 5 bin opera seyircisi vardır Türkiye'de.

      Demek ki , Ecevit'in halkçılığı da 40 milyon insanın içinde 5 bin mutlu azınlığın hoşça vakit geçirmesini sağlamak esasına dayanmaktadır.

    Mesela Azerbaycan operalarını zevkle seyreden ve çılgınca alkışlayan halkın devletin bu baskılarına rağmen yabancı operalara gitmeyişi , Türk milliyetçiliğinin mutlaka başaracağını müjdelemektedir. Ve halk operaya karşı gösterdiği tepkiyi , sahte halkçılara karşı da gösterebilirse Türk Milliyetçiliği hareketi , zaferine daha çabuk ulaşacaktır. Türk Milleti Othello yerine Arşın Mal Alan'ı seyredecek o zaman...


                                                              ( Necdet Sevinç - 30 Aralık 1974 - Tutanak Adlı Kitabından )
     Bugün dahi halkçı olduğunu iddia edip , Atatürk'ün adını bolca kullanıp ama televizyonunda anlaşılmayan bir inatla opera şarkılarını günün belli saatlerinde , Türk'e izletmeye çalışanlara ....
NE AMERİKA , NE RUSYA , NE ÇİN ,
HERŞEY MİLLİYETÇİ TÜRKİYE İÇİN ...

Çevrimdışı Borokhul Noyan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 224
Ynt: Operalı Halkçılık
« Yanıtla #1 : 17 Ocak 2008 »
 İzleyipte sevdiğim bir tek opera, Alman Yazar Schiller'in Eski Türkleri ve Bir Türk Hükümdarı'nın savaşlarını, yaşadığı aşkı anlatan "Turandot" adlı romanıdır.

 Birde BAŞBUĞ ATATÜRK'ün hazırlattığı Özsoy Operası var.

 Gerisi hiçbir işe yaramaz.

 

ilteris9

  • Ziyaretçi
Ynt: Operalı Halkçılık
« Yanıtla #2 : 19 Ocak 2008 »
Opera beni de sarmıyor.

ilteris6

  • Ziyaretçi
Ynt: Operalı Halkçılık
« Yanıtla #3 : 19 Ocak 2008 »
Opera,Türk milletinin ruhuna uygun bir şey değildir.Bize hitap etmeyen gereksiz bir gösteridir.Böyle saçmalıkların yerine milli bilinci kuvvetlendirecek gösteriler yapılmalıdır.Bunlar destanlarımızı,geleneklerimizi anlatan tiyatrolar,canlandırmalar olabilir.

Çevrimdışı feyman

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 37
Ynt: Operalı Halkçılık
« Yanıtla #4 : 10 Mart 2008 »
opera konusunda bazı noktalara katıldığım gibi bazılarına katılmam mümkün değil
Ülkemizde opera ve balenin gelişip büyümesini en başta isteyenlerden birisi BAŞBUĞ ATATÜRK tür.Hatta özel emirle bestelettiği ÖZSOY operası bir kaç ay evveline kadar Ankara devlet operasında oynamıştır ve sözlerine dikkat edildiğinde Türklüğü Türkçülüğü  öven sözler bulabilirsiniz.Türk operaları baleleri Milli egemenlik destanlarımızı anlatan oratoryolar Kurtuluş filminin müzikleri halit ziya uşaklıgilin aşk ı memnu operası üzeyir hacıbeyov un arşın mal alan opereti Ferhat ile şirin ,deli dumrul  çalıkuşu  çanakkale destanı gibi bale eserleride Türk  orkestraları tarafından seslendirilmiş,Türk dansçılar tarafından sahnelenmiştir
Kişisel görüşünüzdür seversiniz sevmezsiniz bende bu işin içinden biri olarak bazı operalarda inanılmaz sıkıldığımı ve keyif almadan çaldığımı bilirim.Ama ATAMIZIN dediği gibi muassır medeniyetler seviyesine yükselmek sadece eğitimle bilimle vs olmuyor.Kültür ve sanat da bir toplumun çağdaşlaşmasındaki en büyük etkenlerdir
Biz olayı sadece madiyata endeksler bu operalar devlete yük mantığıyla hareket edersek  yobaz akp zihniyetinden ne farkımız kalır?

Bakın Türki cumhuriyetlere hepsinde opera binaları konser salonları en rağabet gören yerlerdir çok başarılı sanatçılar yetiştirmiştir o topraklar ama özünüde kaybetmemiştir
Naçizane fikirlerimi yazdım bir kusurum olduysa affola
TANRI TÜRK IRKINI KORUSUN VE YÜCELTSİN!!!
TÜRK IRKI ASİL IRK,TÜRK KANI ASİL KANDIR!!

ilteris7

  • Ziyaretçi
Ynt: Operalı Halkçılık
« Yanıtla #5 : 10 Mart 2008 »
 Opera, Müzik, Tiyatro ve diğer sanat alanlarında Azerbaycan Türkleri'nin bizden çok daha ileride olduklarını düşünüyorum.



Çevrimdışı feyman

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 37
Ynt: Operalı Halkçılık
« Yanıtla #6 : 10 Mart 2008 »
kesinlikle haklısın
Bilkent senfoni orkestrası ülkenin belkide en başarılı senfoni orkestrasıdır ve orkestra kadrosununneredeyse % 70 i Azeri Türküdür
TÜRK IRKI ASİL IRK,TÜRK KANI ASİL KANDIR!!

ilteris12

  • Ziyaretçi
Ynt: Operalı Halkçılık
« Yanıtla #7 : 10 Mart 2008 »
Orta Asya cumhuriyetlerinde Opera e Balenin yaygın oluşu, tamamı ile Rus emperyalizminin bir becerisidir. Başbuğumuzun bu konuya olan ilgisini sanırım anlıyacak seviyedeyiz.

Çevrimdışı feyman

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 37
Ynt: Operalı Halkçılık
« Yanıtla #8 : 10 Mart 2008 »
evet rus emperyalizminin etkisi büyük
ama bizimde bu  sanatlara sırt dönmemiz doğrumu sizce?
TÜRK IRKI ASİL IRK,TÜRK KANI ASİL KANDIR!!

ilteris12

  • Ziyaretçi
Ynt: Operalı Halkçılık
« Yanıtla #9 : 10 Mart 2008 »
evet rus emperyalizminin etkisi büyük
ama bizimde bu  sanatlara sırt dönmemiz doğrumu sizce?
Sırt dönmek gerekmez elbette ancak kendi kültürünün yerine geçirmeye çalışmak hata olur.
Opera ve bale için gereken altyapıyı hazırlarken, Orta oyunlarımızı ve ya karagöz ve hacıvati'da unutmamak gerekir. Modern çalgılar eşliğinde, bin kişilik bir orkestra ve ünlü sinema sanatçılarınında rol aldığı Orta oyunları sergilenirse eğer on bin kişilik salonlarda, Opera ve Balede bu kültürel zenginliğimize renk katan unsurlar olarak bulunabilir. Aksi halde kendi kültürüne minik tiyatro salonları ancak batı kültürüne devasa alanlar ve bütçe ayırmak, işi amacından saptırır.