Türkçü Turancı Otağ

TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI => TÜRKÇÜLÜK => Konuyu başlatan: Aybala-Kün - 07 Mart 2013

Başlık: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Aybala-Kün - 07 Mart 2013
Ben İslam ve Türkçülük hakkında bir soru sormak istiyorum. Büyük ihtimalle içimizde Müslüman olanlar vardır. Ama Kur'an ve İslam bazı yerlerde Türkçülükle çakışıyor, bunları sizinle paylaşmak istedim:

"Ey insanlar, sizi, bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizle tanışmanız için milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah indinde en üstününüz, takvada en ileri olanınızdır."-Hucurat 13

"Rabbiniz bir olduğu gibi, babalarınız, dininiz ve Peygamberiniz de birdir. Arabın Aceme, [Arap olmayana] Acemin Araba üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir." -Hadis-i Şerif

"Irkçılık yapan, ırkçılık için savaşan ve ırkçılık uğrunda ölen, bizden değildir."-Ebu Davud

Benim biraz aklımı karıştırdı açıkçası. Bu konu hakkında sizler ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınız için şimdiden Teşekkürler.

Tanrı Türk'ü Korusun.
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Savaşcı - 07 Mart 2013
Koyduğun fotoğrafın senin olduğunu düşünmüyorum.

Gerçek resmini koyarsan benimde aklım karışmaz ve seni ciddiye alırım.

Aklımı daha fazla karıştırıp bayramlık ağzımı açtırma.

Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: o.öcal - 07 Mart 2013
Aslında otağ paylaşımlarını, Başta Başbuğ Atatürk'ün ve diğer Türkçülerin İslam dini ve diğer dinlerle ilgili görüşlerini biraz okusanız böyle bir soruya gerek kalmazdı. Yine de hem ilk mesajınızı hem de bu mesajınızı ciddiye alarak yanıtımızı kısaca verelim. Türkçülükle herhangi bir dinin alakası yok. Herkes kendi inancının uygulayıcısıdır. Eğer ayet ve hadislere göre Türkçülük yapacaksak Hz Muhammed: 'Kişi kavmini sevmekle suçlanamaz' diye söylemiştir. Türkçülük Türk kavmini sevmektir. Ben de Müslümanım, bu benim Türkçü olmama engel değildir.

Şunu da ekliyeyim: Türkçülük dinsizlik değildir. Türk dünyaya geldiğinden beri bir dine inanmıştır. Gök Tanrı, Budizm, Hristiyanlık, Müslümanlık dinleri gibi.
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Aybala-Kün - 08 Mart 2013
Koyduğun fotoğrafın senin olduğunu düşünmüyorum.

Gerçek resmini koyarsan benimde aklım karışmaz ve seni ciddiye alırım.

Aklımı daha fazla karıştırıp bayramlık ağzımı açtırma.

Sizi kızdırdıysam üzgünüm ama fotoğrafımla ilgili sorun ne anlamadım. O fotoğraf benim fotoğrafım, 15 yaşındayım ve Türkçülükle ilgili sorularım vardı, size sormak istedim. Bir hatam olduysa özür dilerim. Yine de cevaplar için çok teşekkür ederim.
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 08 Mart 2013
Türkçülüğü ne zaman inançla açıklamaya kalkışsak ve bu çabamızda ne denli özenli davranırsak davranalım sonuçta yinede sakıncalı bir durumla karşılaşmakta, yaptığımız açıklamaları yeni açıklamalarla temize çıkartmak zorunda kalmaktayız.
Bu sıkıntı sadece bizim için geçerli ve bize mahsus değildir.

Tanrı yaradılışın özüne insanı yerleştirmiş ve insanın yüceltilmesi esasına dayalı bir düzen kurmuştur.
Tanrı'nın bu düzenlemesi ta başından beri laik bir yapı içermektedir. Lakin Tanrı adına bir takım işleri yaptığını ileri sürenler din adı verilen inançlar bütününü Tanrı'ya rağmen laik yapıdan uzaklaştırarak bir takım dayatmalarla dogmatik hale getirmişlerdir.

İslam'ın kutsal kitabı Kur'an ve diğer kutsal kitaplar insanların; akıllarını çalıştırmalarını, düşünmelerini, kıyaslamalarını, ibret almalarını yani Tanrı'nın kişioğullarına verdiği; akıl, fikir, irade, zekâ, mantık, his, duygu, düşünce vb gibi değerleri işleterek, çalıştırarak, kullanarak insanlaşmasını yani yücelmesini istemektedir.
Yaratıcı kişioğlunun kendi donatılarıyla bir şeyler yapmasını dilemekte ve istemektedir. Yaratılışta normal olan budur. Lakin bu normal akışa yapılan müdahaleler bir süre sonra Tanrı adına dayatmalar yapanların ortaya koyduğu çarpıklıklarla değerlendirme seçeneklerini değiştirdiğinden çarpıtılmış modeller bir süre sonra toplum tarafından Tanrı istemi gibi algılanmaya başlamaktadır.

Sistemin çarpıtılması ve bu çarpıklığın toplum tarafından din gibi kabul görmesi ve orijinal sanılması temellerin değişmesi demektir ki bu çarpıklık Tanrı'nın, istemlerini gerçekleştirmede insanların izleyecekleri yol ve yöntem olan laikliğin ortadan kaldırılması demektir.
 
Şayet laiklik işlemiyorsa orada; din, vicdan, düşünce, fikir ve kişisel diğer özgürlüklerden bahsetmek olanaksızdır.

Bu gün gerek Hristiyan dünyada ve gerekse İslam ülkelerinde Tanrı’nın yaratılışın işleyişinde esas aldığı laiklik ya merkezinden kaydırılarak başka uygulamaların adı olmuş ya da kısmen veya tamamen ortadan kaldırılmıştır. İste asıl sorun buradan kaynaklanmaktadır.

İslamiyet dinde zorlamayı yasaklamış, aklı ve iradeyi özgür bırakmıştır.  İslam’ın bu uygulaması laikliğin ta kendisidir.
Ama gerek diğer inançlarda ve gerekse de İslam topluluklarında laiklik ya bütünüyle din karşıtlığı ya da din adına dayatma şeklinde yobazlaştırılmıştır.

Şayet laik bir düşünce, bakış açısı ve kabuller yoksa din adına yapılacak bütün açıklamalar gerçeği yansıtmaktan uzak kalacaktır.
İşte biz bu sakıncaları ta başından beri görüp, mahsurlarını yaşayarak deneyim sahibi olmuş kişiler olarak Türkçülüğü dinle izahtan olabildiğince uzak tutmaya çalışmaktayız. 
Bizim bu davranışımız çoğu kez dine karşı olduğumuz şeklinde algılanmış ve Türkçülere bu yanlış algıdan kaynaklanan büyük haksızlıklar yapılmış ve hala da yapılmaktadır. Tıpkı sizin yukarıdaki sorunuzla kurduğunuz tuzakta olduğu gibi…
Eğer laiklik bütünüyle devre dışı bırakılacak olursa orada bir dinden ve dindarlıktan bahsetmek mümkün olmayacaktır.

Bunu açıklamaktan hayâ etmekte, Tanrı’nın istediği laik duruş ve düşünüşe uygun düşmediğini bilmemize rağmen, bizim de kişisel inançlarımızın olduğunu ve birilerinin sandığının aksine Türk Milletinin kahır ekseriyetinin inançlarıyla aynı inançlara sahip olduğumuzu, bir zorunluluk olarak, bir kez daha söylemiş olalım.

Bizim karşı olduğumuz din ve dindarlık değil, dinin siyasallaştırılması, kişilerin din üzerinden hükümranlıklar tesis etmeleri, dinin nüfuz ve maddi kazanım aracı yapılması ve daha da önemlisi Türklüğe karşı etnik azınlıklarca öldürücü bir silaha döndürülmesinedir.

Aklın yer alamadığı, kişi iradesinin tatil edildiği yapıya din diyebilmek olanaksızdır. Kişisel aklın ve iradenin olmadığı bir sistem ancak bilim kurgu filmlerinde uzayda kurulan kolonilerin robotlarına mahsus olabilecekken ne yazık ki insanlar din adına duydukları veya gördükleri şeyleri herhangi bir araştırma ve filtrelemeye tabi tutmaksızın sorgusuzca alarak din baronlarının uzay kolonilerinde ancak robotlara uygulatılabilecek yapıyı insanlara uygulamasına fırsat vermektedirler.

Türk Milliyetçiliği, yani Türkçülük saldırgan, yok edici ve başka milletleri gereksiz gören bir anlayışa sahip değildir.

Türkçülüğün yegâne amacı Türk Milletini maddi, manevi ve duygusal olarak güçlü kılmak ve Türklüğün yaşamsal öneme sahip değerlerini her türlü saldırıya karşı –ki bu saldırıların en şiddetli ve yoğunu din üzerinden, din istismarcılarınca yapılmaktadır- korumak ve kollamaktır.

TTK.
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Egenin Efesi - 08 Mart 2013
Ben İslam ve Türkçülük hakkında bir soru sormak istiyorum. Büyük ihtimalle içimizde Müslüman olanlar vardır. Ama Kur'an ve İslam bazı yerlerde Türkçülükle çakışıyor, bunları sizinle paylaşmak istedim:

"Ey insanlar, sizi, bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizle tanışmanız için milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah indinde en üstününüz, takvada en ileri olanınızdır."-Hucurat 13

"Rabbiniz bir olduğu gibi, babalarınız, dininiz ve Peygamberiniz de birdir. Arabın Aceme, [Arap olmayana] Acemin Araba üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir." -Hadis-i Şerif

"Irkçılık yapan, ırkçılık için savaşan ve ırkçılık uğrunda ölen, bizden değildir."-Ebu Davud

Benim biraz aklımı karıştırdı açıkçası. Bu konu hakkında sizler ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınız için şimdiden Teşekkürler.

Tanrı Türk'ü Korusun.
Kusura bakmayın Aybala-Kün kardeş ama yukarıda alıntı yaptığım bilgileri sayet başka bir yerden kopyalayarak buraya taşımadıysanız onbeş yaşında bir gencin çok kolayca ulaşarak bir araya getireceği aynı türden ve aynı amaçlı bilgiler değildir. İşe bu noktadan bakınca bende Savaşcı andanın endişe ve şüphelerini duymaktayım. Dilerim yanılıyorumdur.
Gökbörü'nün izinde Tanrı Türk'ü korusun!
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Fatih - 08 Mart 2013
Ne zaman din konusu açılsa ortalık toz duman oluyor. Dini konularda din adamları bile kendi aralarında ortak bir karara varamıyorken bizim uzmanlığımız dışındaki işlerle uğraşmamız ve bu doğrultuda ayrıntılara girmemiz ne denli doğru bir davranış olur?
Laiklik elbette ki dinden hiç bahsetmemek demek değildir lakin şahsen ben Aybala-Kün'ün sorularına yanıt verecek dini bilgilere sahip değilim. O soruların yanıtlarını dini alanda uzman olan kişiler ancak verebilir.
Aybala-Kün art niyetsiz olarak bu soruları sormuş olabilir ama yine de otağımızda yazan kişilerin din konularında daha önceden yaşadıkları gereksiz çekişmelere yeniden düşmeleri olasılığı göz önünde bulundurulursa konunun  kilitlenmesinin daha uygun düşeceği görüşündeyim.
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir.
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Savaşcı - 08 Mart 2013
Koyduğun fotoğrafın senin olduğunu düşünmüyorum.

Gerçek resmini koyarsan benimde aklım karışmaz ve seni ciddiye alırım.

Aklımı daha fazla karıştırıp bayramlık ağzımı açtırma.

Sizi kızdırdıysam üzgünüm ama fotoğrafımla ilgili sorun ne anlamadım. O fotoğraf benim fotoğrafım, 15 yaşındayım ve Türkçülükle ilgili sorularım vardı, size sormak istedim. Bir hatam olduysa özür dilerim. Yine de cevaplar için çok teşekkür ederim.

Konu aslında fotoğraf değil.
Yazdıklarınızda art niyet hissettiğim için böyle yazdım. Soru sorulmasına karşı değilim. Soru sormak zaten güzeldir. Sorgulamak ilerlemenin yoludur. 

Hiç kimsenin dinine karışma niyetinde değilim. Şahsen kendi halimde müslümanım.  Din Allah- Tanrı yaratıcı ile kul arasındadır ve bizlerin ona karışmaya hakkımız yoktur. 

İsteyen istediği dini istediği gibi yaşayabilir ancak bizler dinlerin Türk milletinin aleyhinde kullanılmasına karşıyız. Yani Türk milliyetçiliğine karşı kullanılmasına karşıyım. Türklüğümüzü özgürce yaşamak istiyoruz...   Dinlerin Türklüğümüzü özgürce ve her bakımdan yaşamanıza engel olarak karşımıza koyanlara karşıyız.


Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Aybala-Kün - 08 Mart 2013
Öncelikle hiçbir art niyetim olmadığını belirtmek istiyorum. Bunu sormamın sebebini de açıklayayım: Ben Türkçülüğü mantıklı buluyorum, babam ise ne zaman bu konu hakkında ona sorular sorsam bana bu tür karşıt fikirlerle geliyor. Babam da eskiden Türkçüydü, neden vazgeçti anlamıyorum. Ve bu binsanlar belirli bir olgunluğa erişmiş insanlar ve hala Türkçüler, eminim bununla ilgili bir açıklamaları vardır diye size sormak istedim çünkü dediğim gibi babam buvkonuda destek çıkmıyor. Art niyetim yoktu, bu konular hakkında soru sorabileceğim bilgili insanlara ihtiyacım vardı. Şüphelerinizi anlıyorum, 15 yaşında birinin bu işlerle ilgilenmesi olağan mı bilmiyorum. Ama bilmenizi isterim ki yalan söylemiyorum, niyetim bilgi almak. Bu arada bu hadislerin varlığından babam bahsetti. Ben internetten kopyaladım. Kendisi İslamcı değil ama Türkçü de değil, bunlara bir açıklama bularak belki tekrar Türkçü olabilmesini sağlayacağımı düşündüm. Kinliğim hakkında şüphelerinizi nasıl giderebilirim bilmiyorum ama tam ismimi vermem yeterli olacaksa verebilirim, Adana'da yaşıyorum, ismim İ. Aybala Coşkun. Verilen iyi kötü bütün cevaplar için teşekkür ederim. Esenlikler. Tanrı Türk'ü korusun.
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: türkkaan - 08 Mart 2013
Değerli kandaşım din vicdan meselesidir. Türklerin resmi dini gibi bir şeyden bahsedemeyeceğimiz gibi Türkçülükte de dini konular açmanın pek doğru olmadığı kanaatindeyim. Din konusunda bir Türk' ün Tanrı inancı olması yeterli ve gerekli diye düşünüyorum. Tabi dinlere inanmak kişinin hür inancına kalmış. Ben de yalnız Göktanrı' ya inanan biriyim.
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: KÜR ŞAD 2023 - 08 Mart 2013
İslam Türk'ün milli dinidir. Irkçılığa islami pencereden bakış şu şekilde olabilir. Kimse yaratılış olarak üstün değildir. Yani bir Türk ile bir Çeçen yaklaşık olarak aynı işi yapar, aynı ağırlığı kaldırır, benzer dozlarda yer içer. Ortalama bir insanlık becerisine sahiptir. Ancak soy ve kültür nesneleri işin içine karışırsa üstünlükler belirmeye başlar. Bunlar tarihi gerçeklerdir. Türk en eski 2 ırktan biridir ve tarih Türklüğü eleyememiştir. Grekler, Romalılar, hatta Farslar bile yok olmuştur ancak Türklük yok olmamıştır. Üstünlük takvadadır denilen nesne bu konulara işaret eder. Soy ve kültür ahlakı belirler, islam da yüksek bir ahlakı emrettiği için Türk ırkı Allah tarafından seçilmiş ve İslama sancaktarlık yapıp Türklüğü yüceltmiştir.
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: türkkaan - 08 Mart 2013
Bence yanlış düşünüyorsunuz.  Türklerin milli dini Tengriciliktir bu ayrı bir konu. Ama siz böyle konuşarak müslüman olmayan Türkleri silip atmış oluyorsunuz. Din vicdan meselesidir. Ben sadece Tanrı' ya inanır, başka bir şeye inanmam. Şimdi ben Türklükten çıkmış mı oldum?
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: o.öcal - 08 Mart 2013
İslam dininin milletleri yüceltme gibi bir işlevi olsa Arapların, krtlerin, bedevilerin, somalili gibi zencilerin de yücelmesi lazımdı. Türkler İslamiyetten önce de yüce bir millet idi. Aslında Türkler İslamı yüceltmiş, bunu yaparken de dilinden, töresinden, hayat anlayışından, adetinden kısacası kültüründen ve benliğinden ödün vermiştir.
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: türkkaan - 08 Mart 2013
İslam dininin milletleri yüceltme gibi bir işlevi olsa Arapların, krtlerin, bedevilerin, somalili gibi zencilerin de yücelmesi lazımdı. Türkler İslamiyetten önce de yüce bir millet idi. Aslında Türkler İslamı yüceltmiş, bunu yaparken de dilinden, töresinden, hayat anlayışından, adetinden kısacası kültüründen ve benliğinden ödün vermiştir.

kandaşım aynen katılıyorum sana.
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Kanpusat - 09 Mart 2013
Aybala,

Milliyetçilik aile sevgisi gibidir.
Nasıl ki bir insan kendi ailesinin mutluluğunu ve menfaatini her şeyin üstünde tutar, biz Türkçüler de, 
Türk milletinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutuyoruz ve Türk düşmanlarına karşı Türk milletini müdafa ediyoruz.
Şimdi bunun nesi kötü nesi dine aykırı? Sen düşün Aybala.
Örnek vermek gerekirse; kırolar ortalığı yakıp yıkarken, masum sivilleri katlederken, askerlik yapan yavrularımızı
haince pusulara düşürüp şehit ederken biz Türkçülük günahtır deyip Türk milletini müdafa etmekten vaz mı geçelim.


Şimdi üstünlük meselesine gelelim. Türk ırkının üstünlüğü Türkçülük ülküleminde sadece bir ayrıntıdır.
Türkler, savaş ve devlet kurmada, Japonlar teknolojide, İngilizler bilimde, Ruslar da edebiyatta üstündür.
Üstünlük göreceli bir kavramdır. Tabii kırolar gibi hiç bir üstünlüğü ve başarısı olmayan topluluklar da vardır.

Böyle şeylere takılı kalmana gerek yok.

Ayrıca İslam dininde yazan her şeyin yüzde yüz doğru olduğuna da inanma.
İslam dünyadaki yüzlerce dinden sadece biri. Ve diğer bütün dinler gibi doğruluğu şüphelidir.
Ayrıca biz Türkçüler insanları dinlerine göre değil soylarına göre ayırırız.
Bir insanın ideolojisi ve dini değişebilir ama soyu değişmez.


Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Kanpusat - 09 Mart 2013
Kür Şad, insanları neden yanlış bilgilendiriyorsun  kandaş?

Elin ilkel arabının dinini bizim milli dinimiz yaptın. Türklerin tek bir milli dini vardır o da; GÖK TANRI dinidir!

Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Kanpusat - 09 Mart 2013
Atsız Ata'nın din hakkındaki görüşleri.

Tanrı insan idraki dışındadır. Kur'an, Muhammed'in talimatıdır. Bunun birçok delilleri vardır. Bir tanesi birçok yerinde aya, güneşe, fecre, atların köpüren ağızlarına yemin ve and verilmesidir. Yemini kim eder? İnsan eder ve kendisinden daha üstün bir varlığın adına eder, Tanrı yemin eder mi? Tanrı'dan daha üstün bir varlık olmadığına göre kendi yarattığı aya, güneşe neden yemin etsin? Görülüyor ki bu yeminler Muhammed'in gönlünden ve beyninden doğmadır ve hatta Araplar arasında İslamiyetten önceki zamanların usul ve adabınca edilmektedir. (Yobazlık Bir Fikir Müstehasesidir - ÖTÜKEN, 1970, Sayı: 11 )
.
Kur'an "âlemlerin sahibi olan Tanrı'ya hamdederim" diye başlamaktadır. Belli ki bu söz de Muhammed'indir. Çünkü Tanrı, kendi kendisine hamdetmez. Müfessirler her ne kadar Tanrı "böyle diyin" demek istemiştir yolunda tevillere geçmişlerse de Kur'anın sonundaki küçük sürelerde olduğu gibi, sürenin başına bir "söyle, de ki" hitabını eklemeyi Tanrı düşünmez miydi? (A.g.m)
.
Fakat ey Türk Gençliği, sana soruyorum: Sen Arap Muhammedin mezarını artık bıraktıktan sonra senin Kâbe’n Çanakkale, Sakarya ve Dumlupınar değil midir? (Çanakkale Savaşı - ATSIZ MECMUA, 1932, Sayı: 17) .
.
Din Arab’ın, hukuk sizin, harp Türklüğündür. (Davetiye - 1940)
.
Kumar, içki ve her türlü fuhşiyatla yozlaşmış, karılarını değiştiren ve kız çocuklarını gömecek kadar vahşet gösteren bir toplumda Muhammed'in başka türlü davranmasına imkân yoktu. Onlara korkunç cehennem azapları gösterecek ve dünyada doğrulukla yaşayanlara da öte âlemde köşkler, Kevserler yiyecekler, güzel huri kızları vaad edecekti. (Yobazlık Bir Fikir Müstehasesidir - ÖTÜKEN, 1970, Sayı: 11 )
.
(Yobazlar) Soy soy insanların bir tek Âdem’le Havva dan türediklerine, Âdem’in 1050 yıl yaşadığına, Havva'nın her yıl biri erkek biri kız olmak üzere ikiz evlat doğurduğuna ve bu kardeşleri birbiriyle evlendirdiklerine inanırlar. Bir Sümer masalından çıkan tufan ve Nuh'un gemisi onlarca tarihi bir hakikattir. Hangi Teknik Üniversitesinden mezun olduğu belli olmayan Nuh'un yaptığı o pazarcı kayığına her cins hayvandan birer çiftin girip sığması ve 40 tufan gününde birbirine yemeden uslu uslu oturması da gerçektir vesaire... Şimdi bu kafadaki adamla bir fikir tartışması yapmaktaki trajediyi düşünün. (A.g.m)
.
İslamiyet ırk ve renk tanımazmış. Komünizm de tanımıyor. Amerikan anayasası da tanımıyor ama gerçekte bu fark daima vardır. İslamiyet’in ırk ve renk tanımadığı çağlar bir daha dönmemek üzere geride kalmıştır. Birinci Cihan Savaşında, İslam kardeşlerimiz Araplar'ın İngiliz'lerle birleşerek Türk ordularını nasıl arkadan vurduklarını unutmadık. Bu Arap ihanetinin başında Peygamber soyundan gelen şerifler bulunuyordu ki bunlardan birinin hatıraları Hayat Tarih Mecmuasında tefrika edilmektedir. (A.g.m) .
.
İslamiyet Türkler sayesinde yaşadı ve yükseldi. İslamiyet Türkleri değil, Türkler İslamiyeti yüceltti. Biz İslam olmadan önce de büyüktük. Keramet İslamiyet’te olsaydı her Müslüman millet yükselirdi. Hele tarafımızdan birkaç kere tekrarlandığı gibi İslamiyetten önce büyük devlet olan İran İslam olduktan sonra bugünkü durumuna düşmezdi. (A.g.m)
.
Bilimdeki türlü ilerlemeler geliştikçe kâinatın din kitaplarında yazıldığı gibi altı günde yaratılmadığı, bu oluşumun milyarlarca yüzyılda meydana geldiği, hele insanların 6000 yıl önce yaratılan muhayyel bir Âdem’le hayali bir Havva'dan türemedikleri ispat olunmakta ve ilim artık, kısa ömürlü de olsa canlı hücre yaratacak seviyeye ulaşmış bulunmaktadır.(A.g.m) .
.
İslam düşüncesinde sömürgecilik vardır. Ülkeler fethetmek, bu ülkeyi haraca bağlamak sömürmekten başka bir şey olmadığı gibi bütün beşeriyet de tek ümmet değildir.(A.g.m)
.
Tanrı, ne din kitaplarının anlattığı gibi insan şeklinde, ne de göklerin bir yerindeki tahtının üzerindedir. Onun nasıl olduğunu, ne olduğunu bilmeye imkân yoktur. Olsaydı din bilginleri asırlar boyunca birbirine girmezdi.(A.g.m)
.
Peygamberin, çevresindeki ahlak bozukluğunu görerek çareler aradığını, tedbir düşünmek için dağlara çekilip insanlardan uzakta yaşadığını ve ta eski Mısır'dan gelerek Yahudiler'e geçen "tek Tanrı" fikrini akıl ve duygusuyla kabul ederek Arap putçuluğuna karşı çıktığını görüp anlamak için yobaz olmaya, bir takım masallara inanmaya, eski Sümer'den ve Mısır'dan gelip Yahudiler aracılığı ile öteki milletlere geçen inançları ilahi hakikat diye kabul etmeye lüzum yoktur. (A.g.m)
.
Yahudi krallarını peygamber diye Türk milletine telkin ederek milli mefahiri unutturmak suretiyle İsrailiyyatı hayat ve ahlak sistemi diye öne sürmek milli bir cinayettir.(A.g.m)
.
Muhammed'in de peygamber olmadan önce Kureyş putlarına kurban kestiği ve Halife Ömer'in amcazadesi Zeyd'in kendisini bundan menettiği hakkında İbni- İshak'ın siyer parçalarında bir kayıt bulunduğu gibi (bak: İslam Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, cilt I. s. 126) Peygamber olduktan sonraki "Garanik" meselesi de bütün İslam âleminde meşhurdur ve tevil olarak "Şeytan, peygamberin içine girerek onun adına öyle konuştu" demek gibi çocukça bir tevile başvurulmuştur. Peki, şeytan bu karganmışlığı yaparken "âlim" (= her şeyi bilen), basir (= her şeyi gören) ve habir (= her şeyden haberi olan) Tanrı ne yapıyordu? Görülüyor ki saçma sapan tevillerle beşeri zaafları örtbas etmeye imkân yoktur.(A.g.m)
.
Yedinci yüzyılda ortaya çıkan Müslümanlık, sosyoloji bakımından Araplar'ın millet haline geçme savaşıdır.(İslam Birliği Kuruntusu Ötüken, 17 Nisan 1964, Sayı: 4)
.
İslam Birliği ve kardeşliği kuruntudur. Dinin baş unsur, olduğu çağlarda bile gerçekleşmemişti. Bundan sonra, araya bu kadar ihanet ve düşmanlık girdikten sonra asla gerçekleşmeyecektir. Gerçekleşecek olan birlik İslam birliği değil, Adalar Denizinden Altayların ötesine kadar Türk birliği olacaktır. (A.g.m)
.
İçki fena ise üzümü neden yarattın? Üzümden içki yapılacağını neden Levh-i Mahfuza yazdın? Son peygamberin arkadaşları namaz kılarken âyetleri yanlış okumasaydı içki yasaklanacak mıydı? Çöldeki Bedevi ile bir kurmay subayın içmesi aynı mıdır? Biri sarhoş olunca her türlü herzeyi söyleyebilir. Öteki sarhoşluğun son merhalesinde bile temkinli ve iradelidir. Küçük bir kızı sevmek günahsa, son peygamber, Ayşe'yi neden sevdi de aldı? (Atsız'ın kendini betimlediği Selim Pusat karakteri, mahkemede peygamber tanıklardan Muhammed ile dalga geçer ve küçük çocukla (Aişe) evlendiği imasında bulunur - Ruh Adam).
.
Ben, yabancı kaynaklı hiçbir fikri benimsemeye tenezzül etmeyecek kadar millî şuur ve gurura malik bir Türküm. Siyasî, içtimaî mezhebim Türkçülüktür. (En Sinsi Tehlike)
.
Şimdi soralım: Atatürk Türkiye'si, Atatürk milliyetçiliği diye her gün leylek gibi laklak eden çeneler jübilesini yapmak için koskoca Türk tarihinde bula bula sapık düşünceli, hasta ruhlu Yunus Emre’yi mi buldular? (Milletleri Ruhlandırmak - ÖTÜKEN, 1971, Sayı: 10)
.
Mesela Cenabı Mevlana'nın, Şemsi Tebrizi ile şu bir türlü izah olunmayan halvet âlemlerinin ilmi ve tasavvufi manasını, bununla beşeriyetin nasıl irşad olunduğunu, Şemsi Tebrizi Hazretlerinin nasıl ve neden kaybolduğunu, şimdi göğün kaçıncı katında ikamet buyurduğunu anlatıp bizi aydınlatsalar meslek-i kavim-i tasavvufa çok büyük bir hizmette bulunmuş olurlar. Bundan başka Cenabı Mevlana'nın Şemsi Tebrizi Hazretlerine, tıpkı sevilen bir kadına hitap eder tarzda şiirler yazmasının hikmetini ve küçük oğlanı mezesiyle birlikte çağırmanın ne demek olduğunu anlatsalar... (Dindar ve Mutaassıp Hacı Bayanın Türklüğe Hakaretleri - ÖTÜKEN, 1969, Sayı: 64)
.
İslam beynelmilelciliği davası güdenler de hep milliyetçi olduklarını söylerler. Türkçülük bu türlü eksik ve yanlış milliyetçiliklerin hepsini reddeder. (Türkçülük ve Siyaset - Ötüken, 26 Temmuz 1972)
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: o.öcal - 09 Mart 2013
Arkadaşlar yanlış yazarsam düzeltin lütfen. Milli sözcüğünün anlamı: Milletle ilgili, millete özgü, ulusal.

Bizim milli değerlerimiz bize ait olduğu kesin bilinen değerler demektir. Dil gibi, bayrak gibi...Fakat Türkiye Türklerinin bir milli değeri başka bir Türk toplumunun milli değeri olmayabilir. İstiklal Marşımız gibi. Bayrağımız gibi. Diğer Türk topluluklarının kendilerine özgü bayrakları milli marşları vardır. Birbirimizin milli değerlerine saygılı oluruz o kadar. Bizim milli kahramanlarımız başka bir Türk toplumunun milli kahramanı olmayabilir ama saygı duyulur.

Milli değerler tarih ve zamana bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Bayrağımızda olduğu gibi. Göktürk bayrağından zamana gelişine bakalım. Yeni bir milli değer edinebiliriz. İstiklal Marşımızda olduğu gibi. Kısmen değişime uğrayan değerlerimiz olabilir, dilimiz gibi. Tamamen ortadan kalkan milli değerlerimiz olabilir. Milli kıyafetlerimiz gibi.

Eğer dini milli değer olarak kabul edeceksek bu açılardan da bakmalıyız.

Kişiye göre Türkçülük olmaz. Bu bizi dağıtmadan başka bir işe yaramaz. Kim neye inanıyorsa inansın. Din konusunu fazla kurcalanmamalıdır.

Burası bana özel: Herhangi bir dini inancı milli değerlerimiz arasına koyar isek hayat tarzımızı da ona göre ayarlarız ve o dinin şeriatını gerçekleştiririz. İslam şeriatı, Hıristiyanlık şeriatı, Budizm şeriatı, Gök Tanrı dini şeriatı gibi. Oysa bizim arzumuz laiklikten yanadır.
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: KÜR ŞAD 2023 - 09 Mart 2013
Birinci mesele Türklerin yüceliği ile ilgili meseledir. Şüphesiz Türk Türklük ve Türkçülük bizim için dünya üzerindeki en yüce nesnelerdir. Bu bizler için tartışılmaz bir gerçek olup, bu yüceliği belirleyen tek şey soydur. Bu bakımdan Türklük, ALP ER TUNGA çağında da ABDULKERİM SATUK BUĞRA HAN çağında da yücedir ve daima yüce kalacaktır. Türklük Allah katında da yüce olduğu için, İslam dini Türklük sayesinde korunup yükselmiş, peygamberin hadisi Türklük sayesinde yere düşürülmeden gerçek kılınmıştır. Türklerin müslümanlığı kabul etmesi ilahi bir senaryodan başka bir şey değildir. Bu bakımdan Türklüğün milyarlarca müslümana liderlik etmesi yüce olan Türk'ü daha da yüceltmiştir. Söylemek istediğim şey buydu. Tabi bu bir inanç meselesi olduğu için burada tartışmak bizi bir sonuca ulaştırmaz. Ben de herkes gibi görüşlerimi ifade ettim. Bu yüzden ayrışmamalıyız.
Gelelim milli din meselesine. Orada da ATSIZ ATA ortak paydasında buluşalım diye bu örneği seçmiş idim. Beni, insanlara yanlış bilgi vermekle itham edenler bence Türkçü kaynakları daha doğru okumalılar.

Milleti yapan unsurlardan biri de din olduğuna göre, Türklerin dini üzerinde de durmaya mecburuz. Hiç şüphe yok ki, Türklerin dini müslümanlıktır. Eski dinimiz olan şamanlıktan da bazı unsurlar alarak bir Türk müslümanlığı haline gelen bu din, on yüzyıldan beri bizim milli dinimiz olmuştur. Bununla beraber Türk olmak, için mutlaka müslüman olmaya lüzum yoktur. Çünkü bu günkü Türkler arasında birkaç yüzbin şaman, birkaçyüzbin hıristiyan ve hatta birkaç bin Musevi Türk (Karayımlar)de vardır. Din ayrılığı yüzünden bunları Türklükten çıkarmaya hakkımız yoktur. Zaten, hıristiyan Türkler olan Gagavuzların Türkiye’de yerleşenleri, çoğunlukla müslüman olmuşlardır. Onlar bunu, Türklüğün vazgeçilmez bir şartı saydıkları için yapmışlardır.

Öyle görünüyorki bir Türk birliği gerçekleştiği takdirde bütün bu şaman ve hıristiyan Türkler müslüman olacaklardır. Onun için onları şimdiden zorlamaya bir mecburiyet yoktur.
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ - TÜRKÇÜLÜĞÜN ÖNEMLİ MESELELERİ
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Kanpusat - 09 Mart 2013
Kür Şad ! Hala ısrarla müslümanlığın Türklerin dini milli olduğunu söylüyorsun !

Müslümanlık kimin milli dinidir biliyor musun?

Müslümanlık, Türklerin güçsüz olduğu bir dönemde Türk yurtlarını basarak kendi dinlerini kılıç zoru ile dayatan iptidai bedevilerin
milli dinidir, bizim değil!

Bu otağın bir yöneticisi olsaydım seni insanları yanlış bilgilendirdiğin ve ümmet çapulcusu olduğun için yasaklardım!

Aramızda ne fark var biliyor musun?

Sen arap turizmine yaranmak için hacca gidersin, biz ANITKABİR'E!

Sen bütün müslümanları kardeş görürsün, biz sadece bütün TÜRKLERİ!

Sen din adı altında arap milliyetçiliğine hizmet edersin , biz SADECE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE!

Sen filistin'e  çeçnistan'a ağıt yakarsın biz, DOĞU TÜRKİSTAN'A !

Sana hayatında arap kardeşlerinle başarılar dilerim!
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Antepli Bozkurt - 09 Mart 2013


Kişiye göre Türkçülük olmaz. Bu bizi dağıtmadan başka bir işe yaramaz. Kim neye inanıyorsa inansın. Din konusunu fazla kurcalanmamalıdır.




Osman Hocama katılıyorum! din konusu fazla kurcalanmamalıdır! bu gibi tartışmalar bize fayda değil, zarar verimiştir her zaman.

Önceki sayfada Üçoklu Börü Kam Ağabeyimizin Düşüncelerini tekrar gözden geçirmekde fayda var.

Konuyu kilitliyorum yöneticilerimiz isterlerse açabilirler
Başlık: Ynt: Türkçülük ve İslam
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 10 Mart 2013
Türkçülüğü ne zaman inançla açıklamaya kalkışsak ve bu çabamızda ne denli özenli davranırsak davranalım sonuçta yinede sakıncalı bir durumla karşılaşmakta, yaptığımız açıklamaları yeni açıklamalarla temize çıkartmak zorunda kalmaktayız.
Bu sıkıntı sadece bizim için geçerli ve bize mahsus değildir.

Demişiz ve ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha kanıtlanmıştır.

Ne zaman din konusu açılsa ortalık toz duman oluyor. Dini konularda din adamları bile kendi aralarında ortak bir karara varamıyorken bizim uzmanlığımız dışındaki işlerle uğraşmamız ve bu doğrultuda ayrıntılara girmemiz ne denli doğru bir davranış olur?

Demiş ve ne kadar haklı olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.

Aybala-Kün art niyetsiz olarak bu soruları sormuş olabilir ama yine de otağımızda yazan kişilerin din konularında daha önceden yaşadıkları gereksiz çekişmelere yeniden düşmeleri olasılığı göz önünde bulundurulursa konunun  kilitlenmesinin daha uygun düşeceği görüşündeyim.

Aklın yolunun bir olduğunu ve denenmiş şeylerin tekrar tekrar denenmesine gerek olmadığını Fatih Hocamız sağolsun, geçmişe dayalı deneyim ve geleceği dair öngörüleriyle  çok güzel bir şekilde ortaya koymuştur.

Konuyu kilitliyorum yöneticilerimiz isterlerse açabilirler

Antep'in Bozkurt'u yöneticimiz tartışmanın giderek daha da tatsız boyutlara varacağını ve Türkçülerin gereksiz yere birbirlerini kırıp, dökeceğini, deneyimlerine dayalı olarak, görüp konuyu kilitlemiş ve ellerine sağlık pek de güzel etmiş.

Değerli Türkçüler,
Bu otağda yanıtı verilemeyecek hiç bir soru yoktur.
En çetrefilli konular olan; kader, ruh, Tanrı'nın varlığı, yaratılış, sufi yaşam biçimi, kelam, siyer, fıkıh, tefsir, vahdet-i vücut, vahdet-i şuhut, sûdur, tevhit, mümkünat, alem-i melekut, alem-i misal, tenezzülat.. vb her sorunun yanıtı verebilir ve dini sorunlar çözebiliriz. Lakin bunun yeri burası değildir.

Yukarıdaki iletimde de ifade ettiğim gibi biz dine uzak ve kayıtsız kişiler değiliz.
Din; Tanrı ile kişioğlu arasındaki vicdani bir olgudur. Her insanın anlama, kavrama, idrak ve algı yetisi birbirinden farklıdır. Bunda yadsınacak bir durum da yoktur. Zira Tanrı insanları tek tip yaratmamış, insanları farklı farklı, kişisel özellik dediğimiz, özelliklerle donatmıştır. Bu itibarla dini anlama, kavrama, yaşama ve hayata uygulama biçimi kişiden kişiye değişmektedir. Bu da demek olmaktadır ki aynı din ve hatta inanç öbeği (mezhep) içerisinde ki kişiler arasında bile dini ve inançları; anlama, algılama, kavrama ve hayata uygulama biçimleri birbirinden farklılıklar göstermektedir. Hatta bunun aynı inanç öbeği içindeki daha küçük inanç grupları (cemaat, tarikat) için de geçerli olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Sürekli olarak yinelediğimiz gibi bu otağ dini tartışmaların yapılacağı bir yer değildir. Burası Türkçü bir yerdir ve laik yaklaşımlar ve anlayışlarla Türklüğün ve insanlığın vazgeçilmez kabulleri olan dini konularda, belli ölçüde, ele alınabilir.
Lakin Türkçülerin bir çoğu bile laikliği yeterince özümseyemedikleri ve zaman zaman söylemlerini dine karşıymış gibi kullandıkları ve bu nedenlerle işlerin içinden çıkılmaz sorunlar yumağı haline geldiğini, belki bu son örneği yüz bilmem kaçıncı tekrarlarından olan deneyimlerimizden bildiğimiz için, dini konuların tartışılmasına sıcak bakmamaktayız.

Başta Aybala-Kün kızımız olmak üzere konuya katılan ve katkı yapan bütün kandaşlarımız sağolsunlar.

Sağlık ve esenlik dileklerimle...

TTK.