Gönderen Konu: 5 Ocak ve Ocak ayı  (Okunma sayısı 4061 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı 4_hilal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
5 Ocak ve Ocak ayı
« : 05 Ocak 2014 »
5 Ocak Adana'nın dusman isgalinden kurtulus gunudur.

3 Ocak Mersin, 4 Ocak Tarsus, 6 Ocak Ceyhan, 7 Ocak Osmaniye, 8 Ocak Erzin, 9 Ocak Dortyol.....

Ataturk'un Erzurum ve Sivas'tan sonra yaptigi bugunlerde pek bilinmeyen ve anilmayan Pozanti Kongresi Milli Mucadele tarihimizin donum noktasi ve Akdeniz Bolgesi'nin Turklerin elinde kalmasinin temel sebeplerinden biri olmustur.
Burada ismini anamayacagimiz kadar mudafa cemiyetleri kurulmustur. Mudafa'i Hukuk diye genel adla anilan bu en ufak yerlesim yerlerinden baslamak kaydiyla kurulan milis kuvvetler, Pozanti Kongresinden sonar Kuvayi Milliye bunyesinde toplanmistir.

Cukurova'nin heryerinde destanlar yazilmistir. Fransizlar toplamda Cukurova'ya buna Antep ve Maras dahil edilirse 150 binden fazla Ermeni getirmistir. Ermeni Lejyonu adi altinda bunlar tam tekmil techizatli bir ordu vaziyetinde idi, bu 150 binin bir bolumu ise Fransizlar tarafindan kurulmak istenen "Ermeni" devletinin alt yapisini olusturacakti.

Mersin'de ilk cikarma yapildiktan sonra hizli bir sekilde Ermeniler katliamlara basladilar.
Tarsus'ta 20 kadar koy neredeyse tamamen yakildi yikildi, Mersin'in Mezitli bolgesi tamamen yakildi yikildi.
Fransizlar da Ermenilerin bu kadar kin dolu hunharca katliamlar yapacagini beklemiyor ve bu isgali surdurmenin zor olacagini daha ilk gunlerden anliyordu. Yorenin Turk halki durumu cabucak kavramis ve Silifke'den Mut'a, Erdemli'den Tarsus'a her yerlesim yerinde teskilatlanmaya baslamisti.

Adana'ya karadan girilip isgal edildi, Adana'da yazilan destanlari bu sayfa almayacaktir.
Benim hem anne koyum hem baba koyumunde icinde bulundugu milis kuvvetleri Kösrelili Hacı Ali Efendi Müfrezesinde idi, onlarinda aziz hatiralari onunde saygiyla egiliyorum. (Mercin Suyu Muharebeleri)
Sadece kadin gaziler ve sehitler dahi sayfalar dolusudur. Tayyar Rahimeler, Asiye Hatunlar, Kara Fatma'lar, Gulekli Haticeler ve daha niceleri can almis can vermislerdir.

Ermenilerin ayakustu Cukurova'da kurduk diye ilan ettikleri devlet sayisi onlarcadir, Kilikya Cumhuriyeti, Mezopotamya Cumhuriyeti (Ceyhan ve Seyhan nehrinden dolayi bu isim dahi yeni bir Ermeni devleti olarak ilan edilmistir.)
Turkmenler/Yorukler'den, Ceyhan ve Dortyol arasi boyunca yasayan Nogay-Tatar-Karakalpaklara kadar her Turk canla basla mucadele etmistir.

Sehitlerin ruhlari sad olsun, Gazilerin de hepsi vefat etti bugun hayatta olan galiba kimse yok, hepsinin ruhlari sad olsun.

Tum Cukurova'nin, Antep'in, Maras'in Kurtulus gunleri kutlu olsun.


 
TTK

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2148
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: 5 Ocak ve Ocak ayı
« Yanıtla #1 : 05 Ocak 2014 »
5 Ocak Adana'nın dusman isgalinden kurtulus gunudur.

3 Ocak Mersin, 4 Ocak Tarsus, 6 Ocak Ceyhan, 7 Ocak Osmaniye, 8 Ocak Erzin, 9 Ocak Dortyol.....

Burada ismini anamayacagimiz kadar mudafa cemiyetleri kurulmustur. Mudafa'i Hukuk diye genel adla anilan bu en ufak yerlesim yerlerinden baslamak kaydiyla kurulan milis kuvvetler, Pozanti Kongresinden sonra Kuvayi Milliye bunyesinde toplanmistir.

Turkmenler/Yorukler'den, Ceyhan ve Dortyol arasi boyunca yasayan Nogay-Tatar-Karakalpaklara kadar her Turk canla basla mucadele etmistir.

Sehitlerin ruhlari sad olsun, Gazilerin de hepsi vefat etti bugun hayatta olan galiba kimse yok, hepsinin ruhlari sad olsun.

Tum Cukurova'nin, Antep'in, Maras'in Kurtulus gunleri kutlu olsun.
Bu eşsiz paylaşımınızdan dolayı-ki bizzat aile hatıralarını da içermektedir- değerli Türkçü 4_hilal kandaşımız sağolsun!
Nedense çok söz edilmez ama Gazi Başbuğumuz Sivas ve Erzurum'dan sonra 5 Ağustos 1920 tarihinde Pozantı Kongresini yapmışlardır.
Tüm şehit ve gazilerin hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum…
Ruhları şad, durakları uçmak olsun
3,4,5,6,7,8,9 Ocak Kurtuluş Gününüz kutlu olsun.

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla...
Çağrıbey

Çevrimdışı 4_hilal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
Ynt: 5 Ocak ve Ocak ayı
« Yanıtla #2 : 06 Ocak 2014 »
Sayın Çağrıbey kandaşım, iletimde Turkce karakterler olmayisinin kusuruna bakmayin lutfen oncelikle gurbetciyim klavyem yabanci.
Guzel sozlerinize tesekkur ederim.

Heyecandan ilk iletimde yaptigim bir hatayi duzeltmem gerekir, Asiye Hatun ile Kara Fatma'yi ayri ayri yazmisim, lakin Asiye Hatun'un lakabi esmerliginden dolayi ve gozu de kara oldugu icin, Kara Fatma'dir. Erzurumlu Kara Fatma ile karistirilmamalidir, o baska bir kadin kahramanimizdir.
Bu konuda bir espiri nuans vardir Adanalilarin bircogu bilir, rahmetli Muruvvet Kekilli "tarihteki Kara Fatma olayim" diye seslendirdigi bir eserde Osmaniyeli (Cebeli-bereket sancagi) Kara Fatma'yi yani Asiye Hatun'u(Cerit Oymaginin Yoruk kizi) kastetmistir, lakin o eserin sozlerini yazan ise Erzurumlu kadin kahramanimiz olan Kara Fatma'yi kastetmistir, bu belki de paylasilmayan bir bilgi oldugu icin konu ile ilgilenenler icin guzel bir dipnottur.

Anladigim kadari ile sizinle hemseriyiz ki, aile hatiralari diye belirtmissiniz.

Babamin babasi bu mucadelelere katilamamis, cunku o Yemen cephesinde ingilizlere esir dusen 130 bin askerimiz arasinda Hindistan'da Cumhuriyet kurulduktan sonra sag geri gelebilenlerden.

Burada bir alinti yapayim;Genelkurmay (ATASE), Kızılay ve Kızılhaç arşivlerine göre, İngiltere'yle savaştığımız Irak, Sina, Filistin, Çanakkale, Suriye ve Yemen cephelerinde esir düşen Mehmetçik sayısı 134.000, Rusya'yla sadece Kafkas Cephesi'nde yapılan savaşlarda esir düşenlerin sayısı ise yaklaşık 65.000'dir ve bu sayıya 60.000 civarındaki sivil esir dâhil değildir. Buna, Avrupa ülkelerinde ve sıcak savaşın yaşandığı bölgelerde esir edilen 100.000 civarındaki sivil de dâhil edildiğinde esir toplamı 360.000'e ulaşmaktadır. Dünyanın dört bir yanına savrulan bu canlar, düştükleri esaret ateşinde 1926 sonlarına kadar kavrulacak, ayakta kalıp eve dönebilen esir sayısı 135.000 civarında olacaktır! İngilizlere esir düşenlerin yaklaşık 20–22 bini, Ruslara esir düşenlerin ise 40–45 bini ya ölmüş veya kayıptır! Savaşta esir düşen toplam 205.000 askerin yanı sıra 450.000 Mehmed de cephede aldığı yara ve hastalıklarla boğuşarak vefat etmiştir. "Kayıp" olarak geçen 60.000 Mehmed ise muhtemelen şehit olmuş; ama kayda geçmemiştir. Bu rakamlar toplam mevcut içinde % 27'lik bir oran demektir ki, bu kayıp, savaşan ülkelerin hiçbirinde yoktur.
Mehmedler için esaret zordu; ama bir yandan direndiler, bir yandan da hayatta olduklarını duyurmaya çalıştılar. Binlerce mektup yollandı bu tel örgülerin arkasından. Fakat bunların bir kısmı sahiplerine hiç ulaşamadı ve hâlâ Kızılay arşivlerinde bekliyor.
Kızılay arşivlerinde, sadece Hin­dis­tan-Myanmar'dan ayda onbinlerce mektubun geldiği görülür.
İngilizler, ellerindeki esirlerin tahliyesini sürekli erteliyor; bazı asker ve subayların yerlerini değiştiriyordu. Bunda Yunan hükümetinin ısrarlı talebinin de payı vardı. Zîrâ, salıverilen Mehmedlerin İstiklâl Harbi'ne iştirak etme ihtimali hepsini tedirgin ediyordu (Nitekim korktukları başlarına gelecekti). İngiltere nihayet 1921 sonlarında kampları boşaltmaya başladı. Eve dönüşün Rusya ayağı 1926'ya sarksa da 1921'den itibaren, önce küçük gruplar halinde; ardından toplu dönüşler başladı. Dönüşün en yoğun yaşandığı 1921 sonu itibariyle 65.000 esirden 20.000'i geri dönebilmişti.
Evet, kimisi döndü hanesine, viraneye dönmüş buldu. Kimisi çaldı kapıyı, ocağını sönmüş buldu
.


Bu alintida mutlaka sizlerin ailesinden yakin veya uzak akrabalarin oldugunu dusunuyorum, benim babamin babasi Hindistan'da esir kalanlardan ve Cumhuriyet kurulmustu geri dondugunde. Evet alintida ifade edildigi gibi ocagi sonmustu, 7-8 sene suren esaret ile ondan haber alinamayinca, mektuplar dahi ulasmayinca onu kayip oldu, sehit oldu sanmislar, hanimini dahi baskasiyla evlendirmislerdi.
Dedem Ceyhan'a koye geri geldiginde karsilastigi durum haniminin baskasiyla evil olduguydu. Sonra yeniden evlenmis ve yeni evlatlari olmus hem de 7 tane evladi olmus, bunlardan birinin evladi yani torunu benim.
Babamin babasi katilamamis belki ama, annem tarafindan tespit edilebilen bir hatirayi paylasayim bugunku gencler pek arastirmiyor, ilgilenmiyorlar cogu zaman bu konularla.

Annemin babasinin babasi yorede onemsenen birisi degilmis, ayagi da aksakmis cunku.
Bir abisi meshurmus sınıkçı ismail effendi, iste kardesi buyuk dedemin ismi Osman, aksadigi icin lakabi Topal Osman (Karadenizli kahraman ile karistirilmasin, benim buyukdedem kahraman degil siradan bir Turk askeri),
seferberlik veya o gunku adiyla nasil ilan edilmisse Dumlupinar'a Baskomutanlik meydan muharebesine kadar uzanan o son buyuk kurtulus savasina katilmak icin, Ceyhan'dan topal ayagiyla Adana'da toplanacak olan merkeze varabilmek icin, yaya olarak 40-50 kilometreyi yuruyor, o yetmez gibi ben topal bir aksakim beni ya almazlar diye aksakligini elinden geldigince gizliyor. :)
Artik Afyon'dan sonra nerede sehit oldu tam hangi muharebe bilemiyoruz lakin geri gelemedi. Ruhlari sad olsun.

Hani birileri zannediyor belki, yahu bu fransiz isgalinde neden kadinlara bile ihtiyac duyulmus, neden 60'lik kocalar bile katilmis,
neden ikinci Mercin Muharebesinde kadinlar mevziye dizilip ellerine olmayan tufenkler verilmis, ne tufengi tahta latalar verilmis uzaktan fransiz ve ermeniler tufenk zannetsin, Turklerin askeri cok zannetsin diye.
Yani Ataturk'un buyuklugunu, bu milletin buyuklugunu iyi anlamamiz, laf olsun diye degil, kanimizda olan cevheri asliyi bilmemiz,
gercekten kahraman bir milletin mensubu oldugumuzu, Turklugun asil ve yuce bir soy oldugunu bilmeyenlere de hatirlatmamiz gerekir.

6 Ocak Ceyhan'imin Kurtulusu kutlu olsun, Tanrim birdaha o durumlara dusurmesin ne bizi, ne bizden sonraki nesilleri.
Sehitlerin ruhlari sad olsun, makamlari Tanri Daglar'da ata ruhlarin yani olsun.
 
TTK