Türkçü Turancı Otağ

TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI => TÜRK - TURAN DÜNYASI => Konuyu başlatan: Temir Yalıg - 31 Ağustos 2007

Başlık: BAHTİYAR VAHAPZADE
Gönderen: Temir Yalıg - 31 Ağustos 2007
(http://www.vahabzade.net/img/ozu.jpg)

Mahmud oğlu Bahtiyar Vahabzade, 16 Ağustos 1925 tarihinde Şeki'de doğdu. 9 yaşında ailesiyle beraber Bakü'ye taşındı. İlk ve orta öğrenimini bu şehirde tamamladı. 1942 yılında girdiği Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Bölümü'nden 1947 yılında mezun oldu ve aynı bölümde öğretim üyesi olarak ders vermeye başladı. 1964 yılında tamamladığı S.Vurğunun hayat ve yaradıcılığı isimli monografisi ile filoloji doktoru ünvanını aldı.

1980 yılında Azerbaycan İlimler Akademisi üyeliğine seçilen Vahabzade, 1990 yılında emekli olana kadar üniversite de ders vermiştir.

Vahabzade, 1960'larda başlayan özgürlük hareketlerinin öncülerindendir. Bu konuda kaleme aldığı 1959 tarihli Gülistan isimli şiirinde, ikiye bölünen (İran ve Rusya) Azeri halkının yaşadığı felaketleri anlatmıştır. Adı geçen eserinde dolayı 1962 yılında milliyetçi damgası vurulan şair 2 yıllığına üniversitede ki görevinden de uzaklaştırılmıştır. Bu olumsuzluklara ve Sovyet rejiminin baskılarına rağmen özgürlük mücadelesinden hiç yılmamıştır. Azeri halkının sıkıntılarını konu ettiği pek çok eserini yurt dışına kaçırarak yayınlanmasını sağlamıştır.

Eserlerinde Azeri Türkçesi'ni en temiz şekilde kullanmaya özen gösteren ve halkının duygularına tercüman olan Vahabzade Azerbaycan'da Halk Şairi adıyla anılır. 1995 yılında Azeri özgürlük mücadelesindeki hizmetlerinden dolayı İstiklal nişanı ile ödüllendirilmiştir. Ülkesinin özgürlük simgelerinden biridir. Vahabzade 1980-2000 yılları arasında 5 defa milletvekili seçilmiştir ve hâlâ da görevine devam etmektedir.

Eserleri

Bahtiyar Vahabzade, 40'ı aşkın şiir kitabı, 11 ilmi eser, 2 monografi, çeşitli piyesler ve yüzlerce makale yayınlamıştır. Eserlerinde genellikle özgürlük, yurt sevgisi, din gibi temaları işlemiştir.

Başlıca eserleri

    * Yücelikte Tenhalık (1978)
    * Menim Dostlarım (1949)
    * Bahar (1950)
    * Dostlug Nağmesi (1952)
    * Çınar (1956)
    * Ceyran (1957)
    * İnsan ve Zaman (1964)
    * Tan Yeri (1973)
    * Şehitler (1990)
    * Sandıktan Sesler (2002)

Türkiye'de Basılan Eserleri

    * Ömürden Sayfalar (Ötügen, 2000)
    * Vatan, millet, ana dili (Atatürk Kültür Başkanlığı yayınları, 2000)
    * Soru işareti (Kaynak yayınları, 2002 )

Diğer Dillere Çeviriler

    * Türkçe 15 kitap
    * Rusca 14 kitap
    * İran'da Azerice 5 kitap
    * Ermenice 3 kitap
    * Özbekce 2 kitap
    * Almanca 2 kitap
    * İngilizce 2 kitap
    * Türkmence 1 kitap
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE
Gönderen: Temir Yalıg - 31 Ağustos 2007
AZƏ RBAYCAN-TÜRKİYƏ

(Cavanşir Quliyev musiqi bə stə lə mişdir)

Bir ananın iki oğlu,
Bir amalın iki qolu.
O da ulu, bu da ulu
Azə rbaycan-Türkiyə .

Dinimiz bir, dilimiz bir,
Ayımız bir, ilimiz bir,
Eşqimiz bir, yolumuz bir
Azə rbaycan-Türkiyə .

Bir millə tik, iki dövlə t
Eyni arzu, eyni niyyə t.
Hə r ikisi cümhuriyyə t
Azə rbaycan-Türkiyə .

Birdir bizim hə r halımız—
Sevincimiz-mə lalımız.
Bayraqlarda hilalımız
Azə rbaycan-Türkiyə .

Ana yurdda-yuva qurdum,
Ata yurda könül verdim.
Ana yurdum, ata yurdum
Azə rbaycan-Türkiyə .

20 м а р т ,1996.
 

Bahtiyar Vahapzade


-----------------------------------------


Bayrak
Torpağım üstünə kölgə lə r salan
Mə nim varlığımın cilası-bayraq.
Zə fə rdə n doğulmuş
Göytürkdə n qalan
Qurdbaşlı bayrağın balası bayraq.

Üçrə ngli bayrağın kölgə sində mə n
Qaraca torpağı və tə n görmüşə m.
Zə fə r güllə rini dövri-qə dimdə n
Bayraq işığında bitə n görmüşə m.
Bayraq mə nliyimdir, bayraq kimliyim,
Bayraq-öz yurduma öz hakimliyim.

Harda ə cdadımın ayaq izi var,
Bu zə fə r bayrağım orda dikə lsin.
Keçdiyi yerlə rdə dağlar, yamaclar
Onun hüzuruna salama gə lsin.
Tarixdə n qə dimdir, zamandan qoca
Mə nim bayrağıma sancılan hilal.
Alə mə nur saçdı tarix boyunca
Mə bə dlə r başma tac olan hilal.

Daim ucalasan! Savas günündə
Ə sgə r silahıyla sə ni tə n görüm.
Yalnız zə fə r çalmış şə hid önündə
Sə ni alqış üçün ə yilə n görüm.

Aprel,1998
 

Bahtiyar Vahapzade

-----------------------------------


Annem Öldü Mü?    
     
Annem Öldü Mü?
Ne hız ellerini üzdün dünyadan
Balanı tek koyup nereye gittin?
Nasıl yok oluyormuş bir anda insan
Sanki bu dünyada hiç yok imişsin..

Güneş gurup etti... oda karardı...
Bir anda yok oldun sen hayal gibi.
Şimdi düşünürüm senden ne kaldı..
Gönlünde hatıran kara hal gibi...

Beni boya başa yetirdin anne
Bize borçlu bildik her zaman seni
Sen beni dünyaya getirdin anne
Bense yola saldım dünyadan seni...

Sen bana beşikte ninni çalmışsın
Bugün ninni çalsam sana ben de mi?
Senin şirin şirin ninnilerini
Sana gaytarayım cenazende mi?

'Uykun şirin olsun' diyerdin bana
'Uykun şirin olsun' deyim mi sana
Gerek ben basına dönüm dolanım,
Beni hayat için hep uyutanım,

Söyle ölümçün
Nasıl uyutayım seni ben bugün?

Bu nasıl dünyadır anlayamam ben,
Cilvesi cürbecür, rengi cürbecür
Dün öz nefesiyle seni işiden
Bugün buza dönüp, tasa dönüptür

Bu nasıl dünyadır...
İnsanoğlunun
Hayali göktedir kendi yerdedir...
Sağken omuzunda hayatın yükü
Ölende ceseti çiyinlerdedir...
Bu nice dünyadır bu nice dünya
Ölüm hakikat hayatı rüya
Derdimin gamımın ortagı sendin
Niye yüz çevirdin ya niye benden? ...
'Derdin bana gelsin' hani diyerdin
Niye dert ekledin derdime ya sen

Annem, kimse seni darıltmamıstır,
Ben seni
Ben seni darıltan kadar.
Şimdi kime açsam derdimi bir bir
Kim benim derdime yanar sen kadar?
Evin her yerinde görülür yerin
Gözüm ahtarcıdır anne ey anne
'Ninem' 'hani' diyor küçük azerin
Ne cevap verem ana ey ana
Bilmem bilmem bilmem bu ölüm nedir
Hayat var iken
Nefesin ey anam hala evdedir
Kendin yer altinda taşa dönmüşsün

Bugün yedin oldu...
Annem yedi gün,
Bizimle beraber ağlar odalar
Sana
Yalniz sana
Sana demek için
Gönlümde ne kadar bilsen sözüm var...

Annem ısmarlandın anne topraga
Bu ölüm sineme çekti dağ benim
Sen benim arkamda benzerdin dağa
Sanki de arkamdan uçtu dağ benim...

Ömrü başa vurdun altmış yaşında
Altmışın üstünde durup yaşında
Artık senin için durudgu zaman
Benim çün dolaşır
Gün olur akşam...
Vakit geçer sen benden uzaklaşirsin
Ben sana günbegün yakınlaşırım...

Bahtiyar Vahapzade
Başlık: BAHTİYAR VAHAPZADE'NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN

20. yüzyıl Azerbaycan Türk Edebiyatı’nın yaşayan en önemli temsilcilerinden biri olan Bahtiyar Vahapzâde’nin şiirlerinin önemli bir kısmının konusunu insan teşkil eder. Bu insan, öncelikle şairin yaşadığı dönemin sosyal ve siyasal şartlarının biçimlendirdiği insandır. Vahapzade, şiirlerinde hem bu insanı hicveder hem de bu insan tipinin yerine şiirleri aracılığı ile tadil ettiği insanı yerleştirir. O’nun şiirlerinde bu iki insan bir aradadır.

İnsan tabiat karşısında bir varlık, bir duruş sergilemek ve bunu ispat etmek kaygısı ile sanatı yaratırken aynı zamanda onun vazgeçilmez malzemesi de olmuştur.
Heidegger’in, “varlığın sözle kurulmasıdır” şeklinde tanımladığı şiirin, hammaddesi de insandır.
Şair ya da sanatkâr insanı hayatın içinden alıp, şiir katına taşırken onu kendi kültürünün belirlediği ideal insana yaklaştırır. Şüphesiz bunda kendi tasarrufu, imgelemi de önemlidir.
Farklı şairlerce çeşitli biçimlerde şiirin semalarında dolaştırılan insan, Bahtiyar Vahapzade’nin şiirlerinin de önemli bir bölümünün konusunu oluşturur.

Dr. Nesrin FEYZİOĞLU *

*Atatürk Üniversitesi
Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi
Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Vahapzade’nin şiir dünyasında yaşayan insan pek rahat değildir. O, çift yönlü bir gerilimin kıskacındadır. Bu insan, şairin kendi dünyası ile içinden çıktığı dış dünya –ki bu parçalanmış, kuşatılmış Azerbaycan’dır.-arasında sıkışmış bir insandır. Şiirlerindeki insan öncelikle kendisidir ve kendisini ifade ederken hareket noktası babasıdır.

“Menim atam
Öz gelbinde defn etmişdi
öz özünü
İçeriden alışardı
Öz ahıyla derdiyle
Dağıdardı tütsüsünü
Ne derdini bildirerdi bir kimseye
ne gemini
Saçlarında ağardardı sitemini
Her acıya gatlaşardı
O, aşardı
Aşılmayan sırtı, dagı
Onun üçün dehşetli bir ezabdı
Ezabından danışmağı…”1

şiiri ile anlattığı ve kişilik özelliklerinden çok etkilendiğini belirttiği babasını bir başka şiiri ile de şu şekilde ifade eder:

“Bulut kimi hey boşalıp
doldu kişi
Deyme düşer oldu kişi
Görürdük ki gâh açılır
gâh tutulur
O hamıdan sevgi umur
gaygı umur
Men de onun özü kimi
Hesis idim öz sevgimi bildirmeye
Utanırdım sıhılırdım
Üreğimi bildirmeyi
Öz özüme ar bilirdim”2


1 B. Vahapzâde, Nagıl-Heyat, Yazıcı, Bakü 1991, s. 97
2 B. Vahapzade, Nağıl –Heyat, s. 98-100
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Şair benzediğini, hatta onun gibi davrandığını söylediği babası için:
“…Atam sözünü bir başa demez, mene anam vasıtasile çattdırardı. E’tiraz edebilmesem de O’nun muhakemelerine içimden gülür, düşünürdüm: Bu kişi adını da yazabilmir. Menimse dünya kadar savadım olmasına bahmayarag bu mene yol gösterir…
şeklinde düşünürken yaptığı yanlışlığın farkına varır.”Elbette bu düşünce menim nâdanlığım idi. Çünkü 5-10 kitap ohumagla özümü ondan ahıllı bilirdim. Unudurdum ki men kitaplardan ohuduğumu bilirsem, O ise heyatdan ohuduğunu bilir.”3 Bu özelliklere sahip olan babası, komşu çocuğu Enver’in intiharı, ikinci annesinin kızı Firengiz’in bıçaklanması, çocukluğunda elini yakması, hatta çok korktuğu gök gürültüsü…4 onun şiirlerine ve şiirlerinde yer verdiği insana yön veren unsurlardır. Diğer taraftan yaşadığı ve ilk şiirlerini vermeye başladığı dönem, Azerbaycan’ın tarihî, sosyal ve siyasal açıdan bir kaos dönemidir. İçindeki düşünceler ve dışındaki sistemin çatışması şair ve insanı için bir ikilik getirecektir. Bu konudaki imge ve sezilerini “İkilik” isimli şiirinde şöyle ifade eder:

“Gözünle gördüğün men ayrı mendir
Esl men gözüne görünmeyendir
Özüm de bezmişem öz ses kûyumden
Düzünü ahtarsam göründüğümden ucayam
Bir fikrin dönmez kuluyam
Menim gâh sağımda gâh solumda
Bir göze görünmez men var men oyam”5

Şiirde özellikle:
Özüm de bezmişem öz ses kûyumdan, düzünü ahtarsam göründüğümden ucayam” sözleri, içinde bulunduğu şartlar gereği söz konusu olan bir ikilik ve şairin bundan duyduğu kaygıya işaret etmektedir.
Şair, bu durumu bir başka şiirinde,

“Eğer boylanmırsa sözüm özümden
Başga men eyleşip menim yerimde
Bir nâdan sözüne susuramsa men
Demek gizlenmişem men öz sebrimde”6
şeklinde ifade ederek, davası uğruna asıl beninin saklamak zorunda olduğu, görünmeyen beni olduğunu bildirmek ister.

3 B. Vahapzâde, Şenbe Gecesine Giden Yol, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1991, s. 242/Nagıl- Heyat, s. 97-98
4Hüsniye Zal Mayadağlı, Bahtiyar Vahapzade Hayatı ve Eserleri, Türkiye Diyanet Vakfı yay. Ankara 1998, s. 12, 15 /Şenbe Gecesine Giden Yol, s. 233-237, 250/ Payız Düşünceleri, Yazıcı, Bakü 1981, s. 162
5 B. Vahapzâde, Özümle Söhbet, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1985, s. 57
6 B. Vahapzâde, age. s. 57
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Şenbe Gecesine Giden Yol’da yer verdiği:
“İnsan gökte ay gibidir
Görünmeyen tarafı var”
şeklindeki söyleyişinde de ikiliğin başka bir yansıması olan ve insanın görünmeyen tarafı olarak kabul ettiği kusurlarına işaret eder. Bu şiirinden önce Yûnus Emre’den aldığı ve büyük fikir olarak kabul ettiği “Bir ben vardır bende benden içerü” mısraının benzerini söylemeye çalışır fakat Yûnus’u pek anlayamadığı açıktır. Çünkü Yûnus’un kastettiği fenâfillah mertebesidir. Vahapzade, insandaki ikiliği farklı boyutlarda başka şiirlerinde ve İkinci Ses isimli piyesinde de işler.7 “ Yaşar Garayev ve Şamil Salmanov, İnsan psikolojisine mahsus çeşitlilik ve zıtlıklara, ahlâk ve idrak problemini birlikte ve karşılıklı alakada izlemeye bu vasıtayla ikinci âlemi dahilî âlemi tahlil etmeye kuvvetli meyl, şâirin bütünlükle yaratıcılığı için seciyyevîdir.” şeklindeki tespitleriyle Vahapzâde’nin İkinci Ses isimli piyesinden yola çıkarak şairin şiirde de felsefî karakterler kullandığını söylerler.8

7 B. Vahapzâde, Piyesler, Bakü 1980/B. Vahapzâde, İkinci Ses, (Aktaran, Yavuz Bülent Bakiler), Kültür Bak. Yay. Ankara 1991
8 Yaşar Garayev, Ş. Salmanov, Poeziyanın Kamilliği, Yazıcı, Bakü 1985, s. 117
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Vahapzâde’nin şiirlerindeki insan için tehlikeli şeylerden biri korkudur. Vahapzade’yi korkutan korkunun bizzat kendisidir. Şâire göre korku insanı özü olmaktan uzaklaştırır, vicdanları susturur, adâleti ve hakikati engeller, zulmü destekler, zulm eden güçlünün başını sıvazlar, fikri öldürür, ruhu ve dili bağlar.9 Vahapzâde, korkuyu iblise benzetir. Vahapzade’nin yaşayarak anlattığı korku, onun ifadesiyle “milletin kalbine kasten basılmıştır10 ve toplumsal bir korkudur.
Şair bu korkuyu bir şiirinde şu şekilde dile getirir:

“Men gorhuram, sen gorhursan
O da gorhur bu da gorhur.
Biz gorhuruz
Teze fikir beynimizde gelen kimi
Tez gorhurug.
Başkasından gorhduğumuz bes deyilmiş
Özümüzden biz gorhurug!
Gorhu gorhu!
Bir gurd olub yeyir bizi içimizden,
Ne gözleyir veten bizden?
İrade yoh
Kişilik yoh.
Biz gorhurug,
Biz susurug.”11

9 B. Vahapzâde, Ahı Dünya Fırlanır, Yazıcı, Bakü, 1987, s. 93
10 B. Vahapzâde, Payız Düşünceleri, s. 34
11 B. Vahapzâde, Nagıl- Heyat, s. 12
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Rus korkusu ve ondan kaynaklanan, karşıdakine karşı duyulan korkuyu, “İki Gorhu Poeması’nda da işler".12 Söz konusu korku, beraberinde yabancılaşmayı getirmiş, korkunun hüküm sürdüğü bu coğrafyada insanın hareket alanı oldukça daralmıştır. Bu şartlarda sanatkârın da doğru düşünüp söylemesi güç hatta imkânsızdır.

“Fikir ölür
Can sustalır
Ruh boğulur
Gorhu bizim dilimizde kilit olur
Beynimizde gıfıl olur
Derd budur ki bu derdi de
Biz ganırıg, biz bilirik
Gorha gorha
Özümüz de özümüzçün
Biz gorhuya çevrilirik”13

Şiirinde tasvir ettiği korku, fikri öldüren, canları susturan, ruhu boğan bir korkudur. “Eğilmeyen başları eğen gizli kuvvet”, “düzlüğü eğriliğe, hakikati yalana, cüreti yaltaklığa, güzeli kötüye değiştiren ve böylece insandan insanlığı iğrendiren”14 bu korku, Lenin’den alıntılar yaparak yazmasına sebep oluşturmuştur.15
Vahapzade dönemin zorunlu sonucu olarak ortaya çıkan bu insan tipini çeşitli sıfatlarla tanımlayarak, şiirleri aracılığı ile onlara dokunur. Bunlar:
Cıva gibi soğuk görünce inen, sıcak görünce yükselenler, namusunu, gayretini bir tek ılık bakış kazanmak için satanlar, sonra bu alışverişin gölgesinde rahat rahat yatanlar, düz matlabı eğrisi ile yorumlayanlar, öz adını inkâr edip ünvana kara yazanlar, görünüşüyle gülüş, eliyle zehir eken, şeker sözlü bin bir yüzlü habisler, kara niyetiyle sözlerinin ak rengine bezek vuranlar, süsleyenler, iblisler, eğilerek yükselen alçaklar, yaltaklar, rüşveti benine akide edinenler, öz ana dilini özge dil sayanlar, özüne üvey özgeye yamak olanlardır.
Şair vatanın bunları asla bağışlamayacağını söyler.

12 B. Vahapzâde, age. s. 167
13 B. Vahapzâde, Nagıl-Heyat, s. 12
14 B. Vahapzade, Ahı Dünya Fırlanır, s. 93
15 B. Vahapzâde, Nağıl-Heyat, s. 183-184
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Vahapzade’nin şiirlerindeki dönem insanının bir problemi de kimlik sorunudur. Kimliğini yitirip, özge harareti ile yaşayan insanın bedeni özünün, özü özgenindir. Konuşurken çıkardığı ses özünün, manası, maksadı, sözü özgenindir.
Vahapzade “vatanda yaşadığı halde onun manevî özelliklerine kayıtsız kalan, adını taşıdığı halde halkın dilini tarihini, medeniyetini bilmeyen ve bu uğurda ölmeye hazır olmayan bu insan için: “Vetenden kenarda yaşayanlara:

Muhacir demişik…lap doğru, lap düz!
Vetenin içinde yaşayıb, ancag
Özge me’bedinebaş goyanlara
Özünü vetene yad sayanlara,
Ne ad verek biz?”16
“Me’nevî muhacir vetene değil,
Güvener hemişe ancag özüne
Veten çöreyini teper gözüne
Özge havasıyla yaşayar müdam”17

şiirlerinde söylediği gibi “manevî muhacir” tabirini kullanır.

Bir başka şiirinde:

“Bilmirsense dili sen vetenin özüne
istemeden ağ oldun.
Sen özüne bir ögey, özgeye yamag oldun.
Bu halınla
Sünbeye
ne tohmag
ne de gardaş
tüfenge çahmag.
Sen çıhmag istesen de özgenin efsunundan
Ne ondansan, ne bundan!”18

Öz kökünden kopmayı işler.
Vahapzâde’nin “İki Muhacir19 isimli şiiri bu konuyu işler. O, öze yabancılaşmayı, “özün faciası” olarak karşılar. Özüne yabancılaşan, “öz ömrünün hırsızıdır. Özüne yabancılaşan insan, aşağılık kompleksi ile fikir çeşmesini kurutur. Bu insan, Vahapzâde’nin çağının insanı, kendi vatandaşıdır. Bu insan tipi için aşağıdaki şiirinde de görüleceği gibi C. Aytmatov’dan aldığı “mankurt” terimini kullanır.

“Sabahki havanı dünenden biler,
Yazda horuzlanıb, gışda ekilen,
Kiçikler önünde böyük görünen
Böyükler önünde serçeye dönen
Ucalar yanında boyunu danan
Eslini, kökünü, soyunu danan
Teze növ insana öz gezebinden
Mangurt” legebini verene ehsen”20

16 B. Vahapzâde, Ahı Dünya Fırlanır, s. 37
17 B. Vahapzâde, age. s. 38
18 B. Vahapzâde, Payız Düşünceleri, Yazıcı, Bakü 1981 s. 97-98
19 B. Vahapzâde, Şenbe Gecesine Giden Yol, s. 232-233
20 B. Vahapzâde, Ahı Dünya Fırlanır, s. 133
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Şairin en büyük korkusu, bu insan tipinin çoğalmasıdır. Bunlar:

"Ölen avratlarının altın dişlerini çıkarır, anne, baba yada kardeşi hapse düştüğünde inkâr eder, ana babasını evden atar, ahlâksızdır, başkalarının önünde kuyruk sallar, şerefsizdir, vatansızdır, haram yer, haristir…21

Cemiyet, duyguları, inanları yaptığı gibi bozar da. Ferdi teşkil eden örgensel ve ruhsal öğeler, cemiyetin kargaşası, insicamsızlığı durumunda değişir. Vahapzâde bu konuyu şu şekilde ifade eder: “Her milletin kendine mehsus millî psihologyası var…Eyni ehlag normasını halglara eyni derecede tetbig etmek olmaz…22 Millî psikoloji ve ahlâk normlarının Vahapzade’nin şiirlerinde bir çizgide buluşamadıkları görülür. Bunlar sosyal ahlâkla alakalıdır. Sosyal ahlâkı da insanlara cemiyet ve dünya kavrayışı dikte eder.
Ben’in öteki ile karşılıklı her türlü gidiş gelişi, bununla ilgili bütün fikirler, duygular, edimler, uysallıklar (comformism) toplumsal olgulardır. Bunlar cemiyet hayatının ayarlayıcı, düzenleyici kuvvetleridir.23 Toplumlardaki sosyal kargaşa pek çok fikir, doktrin, duygu ve edim mecmuasını doğurur. Bozulmaya yüz tutmuş bir insan portresi ve bununla ilgili kaygılarını sunan Vahapzade, cemiyet yapısının bozduğu bu insanı, şiirleri ve tiyatro eserleri aracılığı ile eski şeklinin yerini tutabilecek şekilde tadil etmeye çalışır.

21 Bkz. 21. dipnot
22 Vahapzâde, Şenbe gecesine Giden Yol, s. 241
23 Fr. Paulhan, Ahlâkın Ahlâksızlığı, (Çev.M. Naci Ecer,) Remzi Kitabevi, İstanbul 1946, s. 47
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Yaşadığı ve eserlerinin büyük bölümünü verdiği dönem, milliyet ve vatan kavramlarının zaafa uğratıldığı bir dönemdir. Bu sebeple önerdiği insanı şekillendirmek üzere en eksiltilmiş parçadan başlar işe. Vatanperverlik, vatandaşlık. Bu insan öncelikle parçalanmış Azerbaycan’ın millî tekevvününün hazırlayıcısı olacaktır. İnsanın hâkim hasleti vatanperverliğidir. O, insanın en yakını ile dahi açıkça konuşamadığı, takip edildiği bir ülkede yaşamaktadır. Pek çok günahsız insan vatanından sürülmüş ve değerleri alçaltılmıştır. Bu sebeple akidesi vatan, Tanrı, Hak olarak tarif ettiği azatlık ve halk sevgisidir. Sanatkâr dahi sanatkârlığından önce vatandaştır. Dahileri dahilik seviyesine yükselten de bu histir. İnsan vatanını sevmekle cemiyet karşısındaki borcunu bulur ve çeşitli yollarla öder. İnsanî duyguların en mukaddesi en yücesi vatan sevgisidir. Şâir en büyük gaye olarak nitelendirdiği vatanla ilgili duygularını bir şiirinde şöyle dile getirir:

“Sonsuz heyecanla danışır bugün
Anri Janna-d-Arkın igidliğinden
O deyir!Dünyada her insan üçün
En büyük amaldır halg, bir de veten
O deyir! Vetenin şerefi, şanı
Şerefi şanıdır her vetendaşın
Bu büyük amalla yaşamayanı,
Düşmen bil olsa da doğma gardaşın…”24

24 B. Vahapzâde, İnsan ve Zaman, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1964, s. 108-181
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Teklif ettiği insanın sahip olması gereken bir başka özellik, bir meslek ve âmâl fikrine bilincine sahip olmaktır. İnsan bir gaye uğruna çalışmalı, manen büyümeli, yükselmelidir. Bu noktada insan yaşamak âmâlini ve gayesini bulur. Vahapzade için gayesiz yaşamak ölümden korkuludur. Onun insan için belirlediği gaye, başkalarının saadeti adına vatanın, halkın ve umum insanlığın adına çalışmaktır. Bir meslek icra etmek, sağlıklı toplumun temel dinamiklerindendir. Felsefe bu olguyu meslek ahlâkı, ödev ahlâkı olarak karşılar.Bu ahlâk binlerce özel ahlâktan biridir ve toplumsal sapmalar için bir çıkış, bir kurtuluş noktasıdır. Maksatsız hayatı, bir gemiye benzeten şair bunu bir şiirinde şöyle dile getirir:

“Gaye kimi için hayat yolu
Kimi için tapmacadır
Bu dünyayı derk eden için
Hayattan da yücedir”

Maksatsız yaşayan insanın boş yere yaşadığını" söyleyen şâir, yüreğin bir arzu için çırpınması gerekyiğini söyler.
 Maksatsız hayat yelkensiz gemidir onun için.

“Yaşamak yanmagdır, yanasın gerek
He’yatın me’nası yalnız ondadır
Şam eğer yanmırsa yaşamır demek
Onun da heyatı yanmagındadır.”25

Gaye ismini taşıyan bir başka şiirinde kendi gayesini anlatır.

Gaye
İrademin ağasıyam
Egidemin kölesiyem
Egidemin yolunda da ölesiyem
Neçin nece yaşamağı o ögredib,
Heyatımı me’na ile nakışladı.
Meni mene tanıttırıb,
Meni böyük bir vetene bağışladı.
Gaye ki var, Kimi üçün-heyat yolu, Kimi üçün-tapmacadır.
Bu dünyanı derkedençün
Heyattan da ucadır.
Başım üste dalgalanan
O bayrağın kölgesinde
Ölüm bele hoşdur mene.
Ömrüm günüm gurban ola
Ölümü de heyat geder
Mene güzel gösterene.26

25 B. Vahapzâde, Derin Gatlara Işıg, Yazıcı, Bakü 1986, s. 262
26 B. Vahapzâde, Açılan Seherlere Selam, Yazıcı, Bakü 1979, s. 5
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Vahapzade, gayenin yanına akideyi ekler.
Hayatı manalı kılan insanı insan yapan akidesidir ve bu akidenin kaynağı da vatan, millet, bayrak gibi mukaddeslerdir diyen şâir kendi meslek amaline Azerbaycan’ın mukaddes toprağı adını verir. O, meslek ve amal fikirlerini insanların fıtratını, cevherini ölçmek için mihenk taşı ve ölçü olarak kabul eder.
Ortaklaşa ruhun en etkili silahlarından biri ödev, meslek ahlâkı ve sorumluluktur.
Çünkü bu, bencil bene yüklenen en önemli değerdir.

Vahapzade, şiirlerinde insana kendisi aracılığı ile düşünmesini, ahlâklı olmasını, iç hesaplaşmayı gerçekleştirmesini söyler. Felsefeye yakınlığı, şiirlerinde yer yer felsefî tahliller yapmasına zemin hazırlamıştır. Özellikle insanı ve zamanı konu alan şiirlerinde felsefî bir derinlik dikkatleri çeker. Filozofu bir terim olarak alırsak-varlık üzerine orijinal ve sistemli görüşleri olan kişi- O, bir filozof değildir daha çok bir ahlâkçı gibi durur.
Şiirlerinde teklif ettiği insan, kendi kültürü ile şekillenmiş bir değerler dizgesinin de taşıyıcısıdır.27 Şâir felsefî derinliği olan şiirlerini, "Gelimli Gidimli Dünya Son Ucu Ölümlü Dünya" kitabında toplayıp yayınlamıştır.28

27 Bkz. 23. dipnot
28 B. Vahapzâde, Sadelikte Böyüklük, Yazıcı, Bakü 1978, s.335-336
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Vahapzade, özünü derk ettikten sonra dahilî çekişmeler içinde olgunlaşır. Onun deyimi ile özüne nezaret onda erken yaşlarda başlamıştır. Bunu şiirindeki insana da tavsiye eder. Çünkü iç çekişme insanın kendisini tanımasını sağlar. Şair insanı kendisine başkalarının gözü ile bakınca daha güzel göreceğini, hata ve kusurlarını fark ederek onlarla mücadele edeceğini, özünü görmekle kendi olacağını söyler.
“Görseydim öz özümü
Onda men men olurdum” diyen şair, İtiraf şiiri ile piyeslerinde bu konuyu işler.
Bozulmuş insan için arındırıcı olarak başvurduğu kavramlardan biri de sevgi, aşk, muhabbettir. O, aşkın kendisine aşıktır. Onun için aşkın iki farklı cinsin hissettikleri şeklinde ki tanımı, insanın en büyük hissini sınırlandırmak, basite indirgemektir.Aşk insanın en mukaddes hissidir. İnsan muhabbetle yaşar. Hayatın manasının kavrayabilmek için sevgi şarttır. Sevgi taşıyan insan sürünerek yaşamakla asıl yaşamayı birbirinden ayırır. Gerçek yaşamı sorgular. Bulunan cevap ise:
Bir güzellik uğruna mübarezedir.

Fuzûlî tesiriyle işlediği bu temi:

“İndi men anlayıram eşg imiş her ne varsa
Beli kimin gelbini eşk ateşi yaharsa
Dünyayı derk eyleyer eşk bir amal imiş
Senin mene verdiğin elm ü geyl ü gal imiş.29

Şeb-i Hicrân poemasında Leyla’nın ağzından anlatır. Aşkı insan varlığının mahiyeti, hilkatin mayası sayar. İnsanın en âli keyfiyeti olan muhabbet, insanın en güzel sıfatlarını açığa çıkarır, insanı temizler, yüceltir. Muhabbetsizlik ölümle eşdeğerdir. Sevginin güzellik aşkından doğduğunu söyleyen şâir, Güzellik aşkının, hayat aşkının dünyayı güzelleştireceğini söyler.30

29 B. Vahapzâde, Şeb-i Hicran, Azerbaycan Uşag ve Gençler Edeb. Neşriyatı, Bakü 1971, s. 101-102
30 B. Vahapzâde, Bir Ürekte Dört Fesil, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1966, s. 131
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Vahapzade'ye göre:
"Sosyal ve bireysel ahlâkın deformasyona uğradığı bir zeminde en etkili, en ciddî arındırıcılardan biri de din ve inanç olgusudur."
Malum sosyal ve siyasal şartlar içinde yetişen Vahapzade’nin, yine aynı şartlar içinde bulunan insana ilk şiirlerinde bunu sunamadığı görülür.
Şiirlerinde dini bazen vatan yerine kullanır. Vatanı en büyük din olarak kabul eder. Bu anlamda kendisi de şiirlerindeki insan da bir çıkmaz içindedir. Dini bir yerde insanların uyutulduğu bir ninni ve laylaya benzetir. İnsan kutsayarak insanın çabalarının en büyük güç olduğunu söyler.

Bu düşüncesini aşağıdaki şiirinde şöyle dile getirir:

Allah deye deye min il, milyon il,
Dikildi insanın gözü göylere.
Evvelce heyalı gezdi semayı,
Hele gitmese de özü göylere.
Yazdı zekâsının tentenesini
İnsan ayağının izi göylere
Deme Allah'ımız zehmetimizmiş,
Ucalttı topragdan bizi göylere.31

31 Bahtiyar Vahapzâde, İnsan ve Zaman, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1964, s. 19
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
O, ve insanındaki inanç boşluğu, devrinin zorunlu bir sonucudur. Komünist sistemin tanımladığı, belirlediği din, ona ve insanına bir süre bu belirleme ile yansır. İlk şiirlerinde sıklıkla kullandığı Allah lafzı, genellikle bir ünlem veya bir deyim parçasıdır. Ya da:

Ben öz azatlığıma Tanrı dedim
                                                         hagg dedim
Bir hükme bir fermana men başımı eğmedim
32

Şeklinde ifade ettiği vatan, azatlıg, sevgili… gibi bir değer bildiren üst kavramları, Tanrı kavramına eş kullandığı görülür. Ancak son dönem şiirlerinde din ve Allah kavramlarını inanç çizgisinde kullandığı da görülmektedir.33 Fakat kendisinin de ifade ettiği gibi “islâmî duyguları bilgiden değil, ruhundan kanından süzülen şeylerdir.”34 Şiirlerinin yanı sıra milleti temsil eden biri olarak da çabalar, uyarır, yönlendirir. Milletti içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için çareler arar. Bölünen Türklüğü, kardeşliği birleştirmeye çalışır. Bu hallere düşmenin sebebi olarak gösterdiği “benlik gütmeyi” Ben ben demeyi bırakarak ‘biz’e ulaşmayı telkin eder.

Menimizi bizleşdirek
Elbeyaha savaşdadır
Bir bedende ağıl, ürek!
Dedim bu zidd güdbeleri
Birleşdiren bir el gerek
Vuruşdurdug biz “men”leri,
Calag etdig heyre seri
Bu barışmaz düşmenleri
Biz ne geder özleşdirek?
Gâh ona dön gâh buna dön!
Bes deyimli özsüzlüyün?
Bu belâdan hilas içün
Özümüzü özleşdirek
Pusur bizi şer megamda
“Men” “men” dedik her megamda
Heç olmasa dar megamda
“Menimizi” bizleşdirek35

Bu şiiri bireyden aşıp, bütün milleti kuşatmaktadır.Tv. ve gazeteleri aracılığı ile de halka ulaşan şair, bir anlamda şiirlerinin özeti sayılan vatandaşlık kavramını sürekli diri tutarak, insanı, milleti bu düşünce etrafında inşa etmeye çalışır.

32 Vahapzâde, Ahı Dünya Fırlanır, Yazıcı, Bakü 1987, s. 14
33 Vahapzâde, Seçilmiş Eserler, cilt 2, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1974,  s. 13,  Şenbe
Gecesine Giden Yol, s. 224, Nagıl-Heyat s. 59 102, 105, 200, 215-216, 220  Aylı Geceler,
Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1958, s. 115
34 Hüsniye Zal Mayadağlı, age. s. 312
35 B. Vahapzâde, Vetendaş, Gençlik, Bakü 1994, s.155
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
KAYNAKÇA :

Garayev, Ş. Salmanov,”Poeziyanın Kamilliyi”,Yazıcı, Bakü 1985

Mayadağlı, Hüsniye Zal, Bahtiyar Vahapzâde Hayatı ve Eserleri, Türkiye Diyanet Vakfı Yay. Ankara 1998

Fr. Paulhan, Ahlâkın Ahlâksızlığı, (çev. M. Naci Ecer), İstanbul 1946

Vahapzade Bahtiyar, Açılan Seherlere Selam, Yazıcı, Bakü 1979
_______________,Ahı Dünya Fırlanır, Yazıcı, Bakü 1987
_______________,Aylı Geceler, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1958
_______________,Bir Ürekte Dört Fesil, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1966

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 30 Erzurum 2006 123
________________,Derin Gatlara Işıg, Yazıcı, Bakü 1986
________________,E’tiraf Şeb-i Hicran, Azerbaycan Uşag ve Gençler Edeb. Neşriyatı, Bakü 1991
________________,İkinci Ses, (Aktaran Yavuz Bülent Bakiler), Kültür Bak. Yay.Ankara 1991
________________,İnsan ve Zaman, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1964
________________,Nagıl-Heyat, Yazıcı, Bakü 1991
________________, Özümle Söhbet, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1985
________________, Piyesler, Bakü 1980
________________, Sadelikte Böyüklük, Yazıcı, bakü 1978
________________, Seçilmiş Eserler, C.II, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1974
________________, Şenbe Gecesine Giden Yol, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü 1991
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE'NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Çağrıbey - 18 Ocak 2012
Türk Milli Kültürüne yaptığı katkılar ve meydana getirdiği "BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN" adlı bu değerli çalışmasından ötürü Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Sayın  Dr. Nesrin FEYZİOĞLU Hanımefendiye teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz.
Sağolsun, varolsun!

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 20 Ocak 2012
Eğilmeyen başları eğen gizli kuvvet” diye tanımladığı korkuyu Azerbaycan Türklüğünün en ölümcül hastalığı olarak gören Bahtiyar Vahapzade korkakları:

Cıva gibi soğuk görünce inen, sıcak görünce yükselenler, namusunu, gayretini bir tek ılık bakış kazanmak için satanlar, sonra bu alışverişin gölgesinde rahat rahat yatanlar, düz matlabı eğrisi ile yorumlayanlar, öz adını inkâr edip unvana kara yazanlar, görünüşüyle gülüş, eliyle zehir eken, şeker sözlü bin bir yüzlü habisler, kara niyetiyle sözlerinin ak rengine bezek vuranlar, süsleyenler, iblisler, eğilerek yükselen alçaklar, yaltaklar, rüşveti benine akide edinenler, öz ana dilini özge dil sayanlar, özüne üvey özgeye yamak olanlardır.

Diye tarif etmektedir.

Milletin korkusundan çok korkan ve bu korkuyu onulmaz bir illet olarak gören Vahapzade:

Men gorhuram, sen gorhursan
O da gorhur bu da gorhur.
Biz gorhuruz
Teze fikir beynimizde gelen kimi
Tez gorhurug.
Başkasından gorhduğumuz bes deyilmiş
Özümüzden biz gorhurug!
Gorhu gorhu!
Bir gurd olub yeyir bizi içimizden,
Ne gözleyir veten bizden?
İrade yoh
Kişilik yoh.
Biz gorhurug,
Biz susurug


Dizeleriyle hürriyet ve bağımsızlığın önündeki en büyük engelin korku olduğunu dile getirmektedir.

Vatanı en büyük din olarak kabul eden Vahapzade,

Ben öz azatlığıma Tanrı dedim
                                 hagg dedim
Bir hükme bir fermana men başımı eğmedim


Dizelerinde yaptığı benzetmeyle azatlığı en yüce ülkü olarak görmekte ve göstermektedir.

Türk edebiyatının, tartışmasız en büyük soluklarından birisi olan Bahtiyar Vahapzade dizeleriyle Azerbaycan Türklüğünün milli ruh ve bilincini daima diri tutmuş, azatlık ateşini körükleyen bir soluk olmuştur.

Hür ve bağımsız Azerbaycan Türklüğünün en büyük ruh ve mana mimarı ünvanına hakkıyla layık olan ve 13 Şubat 2009 günü uçmağa uğurladığımız Türklüğün bu korkusuz, gür ve bilge sesini rahmet, minnet ve şükranla yad ederiz.
Ruhu şad, durağı Tanrıdağları ve Türk Uçmağı olsun...

Bu vesileyle Türklüğün korkusuz, gür ve özgür sesi Bahtiyar VAHAPZADE'yi ilmi ve akademik bir çalışmayla bizlerin istifadesine sunan Türkoloğ, Sayın Dr. Nesrin FEYZİOĞLU Hanımefendiye de en kalbi şükranlarımızı sunarız.
Tanrı kalemine güç, yüreğine kut versin!

TTK

Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Almıla - 20 Ocak 2012
Bahtiyar Vahapzade korkakları:

“Cıva gibi soğuk görünce inen, sıcak görünce yükselenler, namusunu, gayretini bir tek ılık bakış kazanmak için satanlar, sonra bu alışverişin gölgesinde rahat rahat yatanlar, düz matlabı eğrisi ile yorumlayanlar, öz adını inkâr edip unvana kara yazanlar, görünüşüyle gülüş, eliyle zehir eken, şeker sözlü bin bir yüzlü habisler, kara niyetiyle sözlerinin ak rengine bezek vuranlar, süsleyenler, iblisler, eğilerek yükselen alçaklar, yaltaklar, rüşveti benine akide edinenler, öz ana dilini özge dil sayanlar, özüne üvey özgeye yamak olanlardır.”

Diye tarif etmektedir.


Ulu Bilge Bahtiyar Vahapzade'nin bu tespitleri günümüz Türkiye manzarasının tarifi değil mi?
Şu sözlerin vurgusuna ve anlamlarının tokat gibi çarpışına bakın!

Öz adını inkâr edip, unvana kara yazanlar...
Şeker sözlü, binbir yüzlü habisler...
Kara niyetlerine ak bezekler vuranlar...
Eğilerek yükselen alçaklar...


Ne kadar tanıdık insan tarifleri değil mi?
Cennet mekân Bahtiyar Vahapzade, "eğilerek yükselen alçaklar" diyerek  2000 li yılların Türkiye’sinin insanlarını tarif etmiş sanki?
Ruh şad olsun.
TTKvY
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE’NİN ŞİİRLERİNDE İNSAN
Gönderen: Almıla - 20 Ocak 2012
Türkiye ile Azerbaycan için söylenen "bir millet, iki devlet" sözünün sahibi olan Bahtiyar Vahapzade'nin çok sevdiğim bir şiiri. (Gerçi bütün şiirlerini çok severim)

AZƏRBAYCAN-TÜRKİYƏ

Bir ananın iki oğlu,
Bir amalın iki qolu.
O da ulu, bu da ulu
Azərbaycan-Türkiyə.

Dinimiz bir, dilimiz bir,
Ayımız bir, ilimiz bir,
Eşqimiz bir, yolumuz bir
Azərbaycan-Türkiyə.

Bir millətik, iki dövlət
Eyni arzu, eyni niyyət.
Hər ikisi cümhuriyyət
Azərbaycan-Türkiyə.

Birdir bizim hər halımız—
Sevincimiz-məlalımız.
Bayraqlarda hilalımız
Azərbaycan-Türkiyə.

Ana yurdda-yuva qurdum,
Ata yurda könül verdim.
Ana yurdum, ata yurdum
Azərbaycan-Türkiyə.

20 Mart 1996.
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE
Gönderen: TÜRK-KAN - 13 Şubat 2015
Can Azerbaycanımızın İstiklal Şairi, Merhum Elçibeyimizin en yakın dava arkadaşı, bilgeliğini ve kan damlayan kalemini TÜRKLÜĞE adayan, Şair Bahtiyar Vahapzade'yi rahmet ve saygıyla anıyoruz.

GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİ 

Bahtiyar Vahapzade (16 Ağustos 1925, Şaki – 13 Şubat 2009, Bakü)

Mahmud oğlu Bahtiyar Vahabzade, 16 Ağustos 1925 tarihinde Şeki'de doğdu. 9 yaşında ailesiyle beraber Bakü'ye taşındı. İlk ve orta öğrenimini bu şehirde tamamladı. 1942 yılında girdiği Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Bölümü'nden 1947 yılında mezun oldu ve aynı bölümde öğretim üyesi olarak ders vermeye başladı. 1964 yılında tamamladığı ünlü Azeri şair Samed Vurgun'un hayatı ve yaradıcılığı isimli monografisi ile filoloji doktoru ünvanını aldı.

1980 yılında Azerbaycan İlimler Akademisi üyeliğine seçilen Vahabzade, 2001 yılında emekli olana kadar üniversite de ders vermiştir.

Vahabzade, 1960'larda başlayan özgürlük hareketlerinin öncülerindendir. Bu konuda kaleme aldığı 1959 tarihli Gülistan isimli şiirinde, ikiye bölünen (İran ve Rusya) Azerbaycan halkının yaşadığı felaketleri anlatmıştır. Adı geçen eserinde dolayı 1962 yılında milliyetçi damgası vurulan şair 2 yıllığına üniversitede ki görevinden de uzaklaştırılmıştır. Bu olumsuzluklara ve Sovyet rejiminin baskılarına rağmen özgürlük mücadelesinden hiç yılmamıştır. Azerbaycan halkının sıkıntılarını konu ettiği pek çok eserini yurt dışına kaçırarak yayınlanmasını sağlamıştır.

Eserlerinde Azerbaycan Türkçesi'ni en temiz şekilde kullanmaya özen gösteren ve halkının duygularına tercüman olan Vahabzade Azerbaycan'da Halk Şairi adıyla anılır. 1995 yılında Azerbaycan özgürlük mücadelesindeki hizmetlerinden dolayı İstiklal nişanı ile ödüllendirilmiştir. Ülkesinin özgürlük simgelerinden biridir. Vahabzade 1980-2000 yılları arasında 5 defa milletvekili seçilmiştir. 2002 yılında kendisine Benim Garibim isimli kitabına istinaden Romanya Kültür Bakanlığı tarafından Komutan Madalyası verilmiştir. 13 Şubat 2009 tarihinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deki evinde vefat etti. [1] Bahtiyar Vahapzade'nin cenazesi, uzun yıllar ders verdiği Bakü Devlet Üniversitesinin salonunda düzenlenen törenden sonra tanınmış şair, edebiyatçı, bilim ve siyaset adamlarının mezarlarının bulunduğu Fahri Hıyaban'da toprağa verildi. [2]

Vahapzade Türkiye'de Fuzuli'ye yapılan eleştirilere bir yanıt olarak Varlık dergisinde yayınlanan Yel Kaya'dan Ne Aparır? başlıklı makalesiyle tanınmıştır. Ayrıca yazıları, şiirleri Türk Edebiyatı dergisinde birçok edebi eleştirinin konusu olmuştur. Vahapzade şiirin yanında birçok manzum hikaye ve oyuna imza atmış, çeviriler yapmıştır. Eserlerinden Yollar-Oğulları'ı Cezayir'in bağımsızlık hareketine, Mugam'ı ise bestekar Üzeyir Hacıbeyli'ye ithaf etmiştir. Lord Byron'ın "Abidon Fellini" isimli eserini Azerice'ye çevirmiştir.


“Kurtlar olur çobanların koyunu
İtten öğrenirse, kendi soyunu
“Azerilik” komunizmin oyunu
Azeri değiliz, Türk oğlu Türk’üz!”

-Bahtiyar VAHAPZADE
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE
Gönderen: Fatih - 13 Şubat 2015
Azerbaycan Türklüğünün bağımsızlığı yolunda sarfettiği büyük çabalarıyla Türk Milletinin gönlüne taht kuran büyük bilge  Bahtiyar Vahapzade'yi uçmağa varışının 6. yılında rahmet, minnet ve şükranla yad ederim.
Kutlu ruhu şad; durağı uçmak olsun!
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir.
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 13 Şubat 2015
Gözünle gördüğün men ayrı mendir
Esl men gözüne görünmeyendir
Özüm de bezmişem öz ses kûyumden
Düzünü ahtarsam göründüğümden ucayam
Bir fikrin dönmez kuluyam
Menim gâh sağımda gâh solumda
Bir göze görünmez men var men oyam

Bahtiyar Vahapzâde / Özümle Söhbet  S. 57

Yeri asla doldurulamayacak olan büyük Türkçü ve bilge Bahtiyar VAHAPZADE'yi ölümünün 6. yılında saygı ve sevgiyle anarım.
Ruhu şad, durağı Tanrıdağları ve Türk Uçmağı olsun!
TÜRK IRKI SAĞOLSUN!!!

TTK.
Başlık: Ynt: BAHTİYAR VAHAPZADE
Gönderen: Yüzbaşı Sançar - 15 Şubat 2015
Azerbaycan Türklüğünün büyük bilge evladı, Türkçülük Ülküsünün en kuvvetli damarlarından birisi olan, kızıl tiranlara baş eğmeyen ve Kuzey Azerbaycan'ın bağımsızlık mücadelesinde rahmetli Elçibey'in yanında yer alarak büyük katkılar sağlayan Bahtiyar Vahapzade'nin ruhu şad, mekanı cennet olsun.
Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun.