Türkçü Turancı Otağ

TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI => TÜRKÇÜLÜK => Konuyu başlatan: GÖK BÖRTECİNE - 05 Aralık 2007

Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: GÖK BÖRTECİNE - 05 Aralık 2007
İslamiyet'i kabul edip yaşıyor olmakla "Araplaşma"yı birbirine karıştıranlar ne yazık ki Türklük'lerini de unutuyorlar,İslamiyet'i de..Bazı otağlarda Türkçü geçinen propagandacılar da İslamlaşmak ile "Araplaşma"yı karıştıranları baz alarak,onları kanıt göstererek Türkçülük adı altında İslamiyet'e sataşıp onu lekelemeye kalkışıyorlar...

Yazık,çok yazık..Umarım ki Tanrı bizlere yardım eder ve esenliğe çıkabiliriz..Bütün andalarıma esen olsun...ULU TANRI TÜRK'Ü KOLDASIN...
Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: topuz - 05 Aralık 2007
İslamiyet'i kabul edip yaşıyor olmakla "Araplaşma"yı birbirine karıştıranlar ne yazık ki Türklük'lerini de unutuyorlar,İslamiyet'i de..
Yazık,çok yazık...


Gök Börtüçine kandaşım, kimler Türklüklerini ve islamlıklarını unutuyor? Türkçülük bir soy birliğidir. İslamcılık ise bir ümmet birliğidir. Bir Türkçü müslüman da olabilir, ateist de, Kam da...

Bu onun kişisel tercihidir. ancak İslamlaşmak demek, ümmetleşmek demektir ki, benim elin arabıyla, kırosuyla, ya da malezyalısıyla bir alakam yoktur. ben onları sırf müslümanlar diye kendime kardeş olarak görmem. çünkü adı üstünde, kardeş, yani karındaş olmak demek bir soy birliğini gösterir.

Siz müslüman mısınız, yoksa değil misiniz? Bu beni ilgilendirmiyor. her türlü seçiminizi takdirle karşılarım, ancak islamcıysanız, ki bu ümmetçi olduğunuz anlamına gelir, bu otağdaki fikirlerle yollarınız ayrılır demektir.

Şunu da unutmayın; "Türk - İslamcıyım" diyenler, aslında ümmetçidirler ki, bunlara rahatlıkla arap milliyetçisi diyebiliriz. Tıpkı bu tartışmayı açarak, içindeki arap zihniyetini açığa çıkaran, ve daha sonra da "ŞUTLANAN" ramazan - 60 adlı kişi gibi...

Tanrı Türk'ü korusun!..
Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Atçeken Beği - 05 Aralık 2007
topuz,

Bence bir Türkçü ateist olamaz.Ateist olan Türkçü ''Tanrı Türk'ü korusun!'' sloganımızı nasıl kullanacak?Bence her Türkçü,öyle ya da böyle bir şekilde Tanrı'ya inanmalıdır.

GÖK BÖRTEÇİNE'nin,İslâmlaşmaktan kastı,İslâm dininin gereklerini yerine getirmek sanırım.Kötü niyetle kullandığını sanmıyorum.Ben, ''Ulu Tanrı Türk'ü Korusun'' diyen hiç bir Türk-İslâm sentezcisi görmedim.

Esen Olsun!
Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: TiginNoyan - 05 Aralık 2007
11 Kasım 2007 toplantımızda bu konu da konuşuldu. Büyüklerimiz, sayın yöneticilerimiz bize "Ateist Türkçü olamaz" diye bir durumun söz konusu olmadığını, böyle bir kuralın bulunmadığını söylediler.
Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Çağrıbey - 05 Aralık 2007

11 Kasım 2007 toplantımızda bu konu da konuşuldu. Büyüklerimiz, sayın yöneticilerimiz bize "Ateist Türkçü olamaz" diye bir durumun söz konusu olmadığını, böyle bir kuralın bulunmadığını söylediler.


Sanırım, TiginNoyan Bey'in, bir yanlış anlaması sözkonusu.
Zira 11 Kasım 2007 de yapılan Ankara toplantısında bu konu "ateist Türkçü olabilir" şeklinde değil deist, yani Tanrı'yı kabul etmek kaydıyla, hiç bir dine bağlı olmamak, şeklinde ifade edilmişti.
Ben şahsen ateist bir kişinin Türkçü olabileceğini kabullenemem.
Nedenine gelince: Ateizm insan doğasına aykırı olup, tamamen materyalist düşünce uzantısı bir anlayıştır. Marksizmin temel anlayışı olan materyalizm, Türkçü toplumcu anlayışla bağdaşmayacağına göre ateizmin de, Türkçülük içerisinde yer bulması sözkonusu olamaz.
Kelime anlamı bakımından yola çıktığımızda bile ateizm; Tanrıyı ve dolayısıyla da bütün dinleri reddettiğinden, Türklüğün ayrılmaz kökleri, kültür ve ahlakının temeli olan Gök Tenğri İnancını da, doğal olarak, reddedeceğinden bu mantıktan bakıldığında da, ateist birisinin Türkçü olamayacağı sonucu çıkmaktadır.
Türkçü bakış açısından dinlere evet, deizme evet, ateizme hayır demek gerekir.

Ne Mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana...

Saygılarımla.

Çağrıbey

Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Temir Yalıg - 05 Aralık 2007
Değerli arkadaşlar , konuyu farklı farklı yerlere götürmüş ve bazı yanlış anlamalara sebebiyet teşkil edecek mahiyette cevaplar yazmışsınız.

Tigin Noyan kandaşım , toplantıda bu konuya pek fazla değinilmedi. Sadece kişinin dini inanışlarının kendini bağlayacağı ifade edildi. Ateistten Türkçü olmaz.Din ve Türkçülük adı altında bir çalışmayı daha sonraki bir toplantımızda ayrıntılı olarak tartışırız.

Çağrıbey kandaşım , biraz kavram karmaşasına yol açabilecek bir ileti sizinkisi.Zirâ ateistten Türkçü olamayacağı gibi sonradan sonradan icad edilen bir kavrama tâbi olan deistler de Türkçü olamazlar.Hülasa, Pierre Viret ismindeki ecnebi, 'deist ' tabirini ilk kez Instruction Chrestienne adlı eserinde kullanmıştır.Peki nedir bu deist zırvası? İşte Türk Dil Kurumu'nun tanımı :

-"Tanrı'yı yalnızca ilk sebep olarak kabul eden, Tanrı için başka herhangi bir güç ve nitelik tanımayan, vahyi reddeden görüş, neden tanrıcılık." manasına gelir.

Biz Türkler gerek tarih öncesi prehistorik çağlarda gerekse yazının icad edilmesiyle başlayan tarihi çağlarda her daim Tanrı'ya inanmış ve bir âhlaki bütünselliğe tâbi olmuş bir milletiz.Atalarımız gerek savaşlarında gerekse iç mücadelelerinde hep Tanrı'nın ismini zikretmişler ve güçlerini Tanrı'dan almışlardır.Türklerin ilk çıkış noktası olan Orta Asya'ya baktığımızda atalarımızın ekseriyetle Tek Tanrı(Gök Tanrı) inancına sahip olduklarını görmekteyiz.Kabaca bir ifadeyle Türk Dini;İçerisinde şamani unsurlar ekseriyetle bulunan,Türk gelenek,görenek,kültürleri ve Atalar Kültü'nden oluşan Tek Tanrı inancına dayalı bir inanç sistemidir.Bu ifadelerime şöyle bir itiraz gelebilir:

-Ama efendim! Örneğin Altay Türkleri'nin Milli Destanında (Altay Yaratılış Destanı) birden fazla Tanrı'nın varlığına dair izler görüyoruz.Bu destandaki motifler sizin Türk dini tanımızla çelişmiyor mu?

-El-cevab : Hayır efendim! Çelişmiyor.Oğuz Türklerinin mitolojisine peyderpey mesafeli kalan Altay Destanındaki motifler dâhi Türkler'in en eski çağlardan beri tek Bir Tanrı'ya taptıklarının göstergeleridir.Kanıtları mı? Buyrun:

*Türk Mitolojisi hususunda Türkiye'de üstad sayılabilecek yegane isimlerden biri de kuşkusuz rahmetli tarih profesörü Bahaeddin Ögel'dir.Bahaeddin Ögel'in Türk Mitolojisi kitabının birinci cildinin 437. sayfasındaki ifadeyi aynen yazıyorum;

-Altay Yaratılış Efsanesinde Yüce ve Tek Tanrı'nın Varlığına İnanılıyordu:
Bay Ülgen burada bütün varlığın ve kâinatın sahibi ve yaradıcısı olarak görülmüyor.O daha ziya,Yakut Türklerindeki bir çok yaratıcı(Yayuçı) ruhlar gibi,ikinci derecede ve yardımcı bir Tanrı'dır.Bu sebeple dünyayı yaratmadan önce,Büyük Tanrı'nın kutsal bir ilhamı,Bay-Ülgen'in bütün varlığını sarmıştı.bu sırada dünya sonsuz bir denizden başka bir şey değildi.

*Görüldüğü üzere Türklerde şamani motiflerin en çok görüldüğü Altay-Yakut Türklerinde dahi esas güç ve yaradan 'TEK TANRI'DIR.'

Kahraman ceddimiz bu emsalsiz gücünü ve kudretini Tanrı'dan almışlardır.Zirâ Hun Türkleri'nin Başbuğu Attila;"Ben ve milletim Tanrı'nın kırbacıyız.
Tanrı yoldan çıkan milletleri
cezalandırmak için bizi gönderir."
şeklinde bir ifadede bulunmuştur.Ki bu ifade de Tanrı'nın Türkler için ne denli önemli ve kutsiyet arzettiğini gösterir.

-Deizme tekrar gelelim.Evet,deizmde Tek Tanrı'ya inanılır.Ancak;deist felsefe doğaüstü olayları ,destanları ,ilâhi-geleneksel töreye bağlı hukuku,kutsal metinleri  ve ahlaki öğeleri tümden reddeder.

BİZLER TÜRKÇÜYÜZ-TURANCIYIZ.EVET BU BAĞLAMDA MUHAFAZAKARIZ VE GELENEKÇİYİZ.GÜCÜMÜZÜ TANRI'DAN,TANRI'NIN İLÂHİ GÜCÜNDEN VE GELENEK-TÖREYE BAĞLI HUKUKUMUZDAN ALIYORUZ.BU BAĞLAMDA TANRITANIMAZLIĞI(ATEİZM) VE İLAHİ GÜÇLERİ,TÖREYİ,KUTSALİYETİ REDDEDEN,TANRI'NIN DÜNYAYI TARATIP BAŞIBOŞ BIRAKTIĞINA İNANAN SAFSATACI DEİSTLERİ KABUL ETMİYORUZ.BİR TÜRKÇÜ ATEİST VE DEİST OLAMAZ.

BİR TÜRKÇÜ'NÜN DEİST OLAMAYACAĞININ İSPATI DA ŞUDUR;
-Bilindiği gibi Türk Devlet geleneği Kut inancına dayalı bir yapıya sahiptir.Bu yapıya göre Tanrı,Türkler arasındaki kuvvetli ve dirayetli olan bir kişioğluna 'Kut' yetkisini verir ve bu kişiyi ululardı.Bu kişi de buna müteakiben Tanrı'dan kut adlığı için KAGAN olurdu.

Bir Türkçü her şeyden evvel,Türk devlet geleneğine tâbi olmak,saygılı olmak durumundadır.Türklerde Tanrı inancı ve Tanrı'nın dünya işlerine ekseriyetle müdahale ettiği dini inanç sistemi bulunduğu halde bugün Deistten de Türkçü olur gibi bir ifade kullanma lüksüne kimse sahip değildir.Filhâkika, Yolbaşcımız Bilge Atsız Ata da yazılarında bu konuya birçok kez değinmiştir.Türkçüler laiktir âmenna...Ancak ve ancak Türkçüler aynı zamanda gelenekçidirler de.Din ve inanç elbette Tanrı ile insan arasındadır.Ancak Türkçülük ülküsü,milli değerler bağlamında muhafazakar gelenekçi bir hüviyettedir.Türkçülerin cemiyetine tâbi olan bir insan da bu gelenekçi yapının amentüsü olmuş olan bazı geleneksel ve ilâhi değerlere de tabi olmak zorundadır.

Esenlikler dilerim.
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN!
Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: TÜRK-KAN - 05 Aralık 2007
 Ateist bir Türkçü görmedim. Ki öyle olduğunu iddia eden bir şahıs, en basitinden Türkçülerin TANRI TÜRK'Ü KORUSUN nidası ile ters düşecektir. Böyle bir şahsın; inanmadığı TÜRK'ÜN TANRISINA, dolayısıyle TÜRK'Ü TÜRK yapan en değerli olguya, TÜRK AHLAKI İLE TÖRE'SİNE, fikir bazında da TÜRKÇÜLÜK'e bağlı ve adapte olması mümkün değildir.

   
Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: ilteris_kagan1985 - 06 Aralık 2007
öncelikle sitede yeni oldugmu söyleyeyimki yargısız infaza kurban gitmeyeyim
hiç bir Türk Milliyetçisi ve ülküçüsü Türklüğü savunan bir kişiye düşman gözüyle bakamaz .ülküçüleri yerden yere vurmuşsunuz arkadaşlar çahil, kabadayı geçinen,yüzük takan,tesbih sallayan ,hayatında kitap okumamış ve buna benzer bircok yersiz yakıştırmalar. birkaç bölüm okudum sizin ne yapmaya çalıstıgınızı ,amacınızın ne olduğunu kestiremedim, Türkün Türkten başka dostu yoktur bu tüm ülkücülerin savundugu en temel fikirlerden biridir. burada onları dışlamakla bir yere varamazsınız böyle yapmakla sayınız bir elin parmaklarını gecemez .hepimizin hedefi TURAN ama böyle biribirimizi dışlamakla nasıl gerçeklestireceğiz. birleşmemiz gerekirken gün gectikçe daha da bölünüyoruz hedefimiz bölünerekmi gercek olacak bölünerekmi bir bayrak altında toplanacağız ,düşmanları güldürmekten başka birşey yapmıyoruz Atalarımızın kemiklerini sızlatıyoruz, hepimizin hedefi aynı ama yolları farklı bu da ne yazıkki hepimizin boşa kürek çektiğinin göstergesidir.
bir arkadaş demişki ateistliği savunabiliriz bunu engelleyecek bir kural yokmuş bu arkadaş hangi kurallara göre yaşıyor bilmiyorum ama benim atam diğer milletler put denen taşa,ota çöpe taparken TEK TANRI İNANÇINI yaşıyordu, bence o arkadaşada bişeyler söyleyin hemen atın yasaklayın aranızda işi yok çünkü o da ülkücüler gibi cahil kitap falan okumuyor anlaşılan
aslında konuşulacak cok şey var ama neye nerden başlayacağız tek eksiğimiz zaten bu aramızda diyalog yok kimse kimseye tahammül edemiyor ve gördüğüm kadarıyla hemen engelleniyor ben bu OTAĞI kötülemek için yazmıyorum bu her forumda aynı .arkadaşlar bir dakika bile zaman kaybına tahammülümüz olmaması gerekirken Urumçi,Kerkük ,Turan illerinin çoğu yangının içindeyse bizim burda böyle anlamsız kavgalarla boşa harcayacak zamanımız olmamalı
TANRI TÜRKÜ KORUSUN O ZATEN YÜCE
Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: topuz - 06 Aralık 2007
Gök Börtecine kandaşa verdiğim yanıt, sanırım yeni bir tartışmayı başlattı; "Türkçü adam, ateist olabilir mi? yoksa Olamaz mı?"

İsterseniz söz konusu andaya verdiğim yanıtı tekrar gözden geçirelim:
İslamiyet'i kabul edip yaşıyor olmakla "Araplaşma"yı birbirine karıştıranlar ne yazık ki Türklük'lerini de unutuyorlar,İslamiyet'i de..
Yazık,çok yazık...


Gök Börtüçine kandaşım, kimler Türklüklerini ve islamlıklarını unutuyor? Türkçülük bir soy birliğidir. İslamcılık ise bir ümmet birliğidir. Bir Türkçü müslüman da olabilir, ateist de, Kam da...

Bu onun kişisel tercihidir. ancak İslamlaşmak demek, ümmetleşmek demektir ki, benim elin arabıyla, kırosuyla, ya da malezyalısıyla bir alakam yoktur. ben onları sırf müslümanlar diye kendime kardeş olarak görmem. çünkü adı üstünde, kardeş, yani karındaş olmak demek bir soy birliğini gösterir.

Siz müslüman mısınız, yoksa değil misiniz? Bu beni ilgilendirmiyor. her türlü seçiminizi takdirle karşılarım, ancak islamcıysanız, ki bu ümmetçi olduğunuz anlamına gelir, bu otağdaki fikirlerle yollarınız ayrılır demektir.

Şunu da unutmayın; "Türk - İslamcıyım" diyenler, aslında ümmetçidirler ki, bunlara rahatlıkla arap milliyetçisi diyebiliriz. Tıpkı bu tartışmayı açarak, içindeki arap zihniyetini açığa çıkaran, ve daha sonra da "ŞUTLANAN" ramazan - 60 adlı kişi gibi...

Tanrı Türk'ü korusun!..

Daha sonra, Türk Kan ve Temir Yalığ kandaşlarımız, ateist Türkçü olamayacağını belirtmişler. Bu değerli iki kandaşımızın fikirlerine katılmıyorum.

Şimdi; düşününüz, diyelim ki ben bir ateistim, (Hemen belirteyim, değilim. Bizi yaratan ve Türk'a dünyayı yönetmekle görevlendiren Ulu Yaratıcıya biat ederim. Öyle olmasaydı, her iletimin sonunda 'Tanrı Türk'ü korusun!..' demezdim zaten) peki benim ateist olmam, damarlarımda dolaşan asil kanı lekeler mi?

Bu soruya yanıt verilmesi gerekir.

Bir diğer mesele de, Başbuğumuzun, kesin olarak bir laiklik savunucusu olduğudur. Eğer ki başbuğumuzun yolundan ilerliyorsak, biz de laik olmak zorundayız demektir. Ki bu durumda, insanları dinlerine göre değil, ya da Tanrıya inanmalarına göre değil; fakat soylarına göre sınıflandırmamız gerekir demektir.

Son olarak, Türk Kan kandaşım;

Ateist bir Türkçü görmedim.
  

Demiş...

Açık söyleyeyim; ben de görmedim. Ancak bir gün görürsem, bu durumda, kendi soydaşımı da dışlamam.
Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: GÖK BÖRTECİNE - 06 Aralık 2007
topuz anda demiş ki;

"Gök Börtüçine kandaşım, kimler Türklüklerini ve islamlıklarını unutuyor? Türkçülük bir soy birliğidir. İslamcılık ise bir ümmet birliğidir. Bir Türkçü müslüman da olabilir, ateist de, Kam da...

Bu onun kişisel tercihidir. ancak İslamlaşmak demek, ümmetleşmek demektir ki, benim elin arabıyla, kırosuyla, ya da malezyalısıyla bir alakam yoktur. ben onları sırf müslümanlar diye kendime kardeş olarak görmem. çünkü adı üstünde, kardeş, yani karındaş olmak demek bir soy birliğini gösterir.

Siz müslüman mısınız, yoksa değil misiniz? Bu beni ilgilendirmiyor. her türlü seçiminizi takdirle karşılarım, ancak islamcıysanız, ki bu ümmetçi olduğunuz anlamına gelir, bu otağdaki fikirlerle yollarınız ayrılır demektir.  
Şunu da unutmayın; "Türk - İslamcıyım" diyenler, aslında ümmetçidirler ki, bunlara rahatlıkla arap milliyetçisi diyebiliriz. Tıpkı bu tartışmayı açarak, içindeki arap zihniyetini açığa çıkaran, ve daha sonra da "ŞUTLANAN" ramazan - 60 adlı kişi gibi...

Tanrı Türk'ü korusun!.."


Sayın andam kimlerin Türklük'lerini ve İslam dinini unuttuğunu yazdığım iletide belirtmiştim zaten..

İletimde kullandığım "İslamlaşmak" sözünü de İslam dinini kabul edip,O'nu yaşamak anlamında kullandım ben,eğer ki yanlış anlamda olduysa kusura bakmayın..

İslam dinine inanan bir TÜRK ile İslamcı olan bir TÜRK'ün birbirine karıştırılmaması gerekir,bu bağlamda da Müslüman andaların kırılabileceğini belirtmek isterim.O yüzden bu otağın fikriyle,anlayışıyla yollarımın ayrılmadığına benim inancım tamdır sayın andam.Yolları ayrılıp da kimlerin "ŞUTLANAN" olduğu da beni ilgilendiren bir konu değil,üzgünüm..

Son olarak istemi yabgu andama anlayışı ve peşin hükümlü olmamasından dolayı teşekkürlerimi sunuyor ve eklemek istiyorum :Bir TÜRK kendisinin ve ırkının yaratıcısı olan ULU TANRI'yı unutuyorsa,O'nu reddediyorsa,kabul etmiyorsa o kişi oğlu TANRI'NIN KIRBACI olmak sıfatına layık bir kişi olamaz.TÜRK ışığını TANRI'dan,gücünü kanından alır hepinize esen olsun...

ULU TANRI TÜRK'Ü KOLDASIN...


Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: topuz - 06 Aralık 2007
Gök börtecine kandaşım,

Açıklamalarınız için teşekkür ederim. Yanlış anlaşılmak sizin kusurunuz değildir. Yanlış anlamak benim kusurumdur.

Yazınızdaki son paragraf hariç, görüşlerinize tamamen katılıyor, esenlikler diliyorum.

Tanrı Türk'ü korusun!..
Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: TÜRK-KAN - 06 Aralık 2007
Şimdi; düşününüz, diyelim ki ben bir ateistim, (Hemen belirteyim, değilim. Bizi yaratan ve Türk'a dünyayı yönetmekle görevlendiren Ulu Yaratıcıya biat ederim. Öyle olmasaydı, her iletimin sonunda 'Tanrı Türk'ü korusun!..' demezdim zaten) peki benim ateist olmam, damarlarımda dolaşan asil kanı lekeler mi?

Bu soruya yanıt verilmesi gerekir.

 Sayın kandaşım,

 Bakın ama burada da benim belirttiğim, anlatmak istediğim derin çelişkiyi sizde aynen aktarmışsınız. Şimdi Ateist olduğunu iddia eden bir kişi, inanmadığı bir varlığa nasıl bağlı olabilir?.

 Şimdi kişinin sırf Türk Kanı taşması yeterli bir olguysa, pkk'sempatizanı, kürdofil ve dinci terör örgütlerini destekleyen devlet düşmanı Türk soylu insanlarda var. Bu mantık ile o ırkına ihanet eden şerefsizlere de hoşgörüyle bakmamız icap eder. 

 Kişi Başbuğ Atatürk'ün Manevi Kızı afet İnan Hanım'ın yazdığı Atatürk'ten Yazdıklarım adlı eserde YÜCE BAŞBUĞ'UMUZ;  MİLLETİ OLUŞTURAN ÖĞELER olarak şunları sayıyor:

- Siyasi Varlıkta Birlik
- Dil Birliği
- Yurt Birliği
- IRK VE MENŞE BİRLİĞİ (Bu Atatürk Irkçı değildir diyen sahtekarlara kapak olsun)
- Tarihi Karabet(Karabet=Yakınlık Manasında)
- Ahlaki Karabet

 Şimdi Ateizm gibi, TÜRK'ün geçmişinde en ufak bir izi dahi olmayan,  Ahlaki ve Tarihi Değerleri hiçe sayan, gericilik olarak vasıflandıran bir anlayış biçimini, Türkçülük ile bağdaştırmak hiçbir şekilde mümkün değildir. Türkiye'deki Ateistlik iddiasında bulunanların çoğuda aşırı solcu cenahtan gelmektedir.

Bir diğer mesele de, Başbuğumuzun, kesin olarak bir laiklik savunucusu olduğudur. Eğer ki başbuğumuzun yolundan ilerliyorsak, biz de laik olmak zorundayız demektir. Ki bu durumda, insanları dinlerine göre değil, ya da Tanrıya inanmalarına göre değil; fakat soylarına göre sınıflandırmamız gerekir demektir.

 Zaten burada hemfikiriz. Laiklik değişik dini inançlara saygı duymaktır. İnançsızlıklara(ateizm) değil. Aradaki nüansı iyi yakalamak gerekir. Başbuğ Atatürk Kurtuluş Savaşı'nı ateistim ama vatanseverim, milliyetçiyim diyen kişiler ile değil, TANRI'YA inanan TÜRK IRKI ile verdi. Bunu da unutmamakta fayda vardır.

 Son olarak önümüzde apaçık var olan sorunlar ve de insanlar hakkında fikir yürütebiliriz. Varlığı ile ortada olmayan, osa bile 1-2 tane yolunu şaşırmış numunelik için ne tartışmaya ne kafa yormaya değmez.

 TTK
Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: topuz - 06 Aralık 2007

 Son olarak önümüzde apaçık var olan sorunlar ve de insanlar hakkında fikir yürütebiliriz. Varlığı ile ortada olmayan, osa bile 1-2 tane yolunu şaşırmış numunelik için ne tartışmaya ne kafa yormaya değmez.

 TTK


İşte bu konuda sizinle aynı fikirdeyim; sanırım meleklerin cinsiyetini tartışmaya açmışım. Diğer görüşlerinizi ise, biraz daha kafamda tartacağım.

Esen kalın

Tanrı Türk'ü korusun!..
Başlık: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: AKINCI - 06 Aralık 2007
Öncelikle tüm kandaşlarıma esenlikler diliyorum. Bu uzun tartışmaya izin verirseniz bir ucundan da ben katılmak istiyorum.

Otağ Yöneticimiz Temir Yalıg Bey bir deistten Türkçü olamayacağını söylemiş. İzninizle ben buna katılmayacağım ve yine yöneticimizin kendi satırları içinden cevap vereceğim.





Çağrıbey kandaşım , biraz kavram karmaşasına yol açabilecek bir ileti sizinkisi.Zirâ ateistten Türkçü olamayacağı gibi sonradan sonradan icad edilen bir kavrama tâbi olan deistler de Türkçü olamazlar.Hülasa, Pierre Viret ismindeki ecnebi, 'deist ' tabirini ilk kez Instruction Chrestienne adlı eserinde kullanmıştır.Peki nedir bu deist zırvası?

Öncelikle bir fransız deistlik tabirini tarif etti diye bu ona ait bir yaklaşım olamaz. Yerçekimi kanunu tarif edilene kadar yokmuydu? Elbet vardı. Deistlikde vardı. Sadece bu bahsettiğiniz zat bir tarif yapıp ad koydu. Olanı isimlendirdi.

-"Tanrı'yı yalnızca ilk sebep olarak kabul eden, Tanrı için başka herhangi bir güç ve nitelik tanımayan, vahyi reddeden görüş, neden tanrıcılık." manasına gelir.

Biz Türkler gerek tarih öncesi prehistorik çağlarda gerekse yazının icad edilmesiyle başlayan tarihi çağlarda her daim Tanrı'ya inanmış ve bir âhlaki bütünselliğe tâbi olmuş bir milletiz.Atalarımız gerek savaşlarında gerekse iç mücadelelerinde hep Tanrı'nın ismini zikretmişler ve güçlerini Tanrı'dan almışlardır.Türklerin ilk çıkış noktası olan Orta Asya'ya baktığımızda atalarımızın ekseriyetle Tek Tanrı(Gök Tanrı) inancına sahip olduklarını görmekteyiz.Kabaca bir ifadeyle Türk Dini;İçerisinde şamani unsurlar ekseriyetle bulunan,Türk gelenek,görenek,kültürleri ve Atalar Kültü'nden oluşan Tek Tanrı inancına dayalı bir inanç sistemidir.

Kesinlikle doğru bir alıntı ve doğru bir tarif. Tartışma götürmez. Ama şu ana kadar Türklerin deist olduğunu söylediniz sadece. Yani Gök Tanrıcılıkta bir yaratıcı olduğunu, bunun bir inanç sistemi olduğunu anlattınız. İnanç sistemi diyerek dinden bahsetmediniz ve çok bilimsel bir yaklaşım sergilediniz. Gerçekten de Gök Tanrıcılık bir inanç sistemidir. din adamları, ritüelleri vardır. Ama din olabilmesi için en önemli parçası, yani BİR TANRI ELÇİSİ, BİR PEYGAMBERİ yoktur. Arada ruhlar vardır. Bu ruhlarla bağlantı kurmaya çalışan din adamları vardır. Ama bir elçi yoktur. Bu da Gök Tanrıcılığı direk olarak deist yapar.

-Deizme tekrar gelelim.Evet,deizmde Tek Tanrı'ya inanılır.Ancak;deist felsefe doğaüstü olayları ,destanları ,ilâhi-geleneksel töreye bağlı hukuku,kutsal metinleri  ve ahlaki öğeleri tümden reddeder.[/color]


İşte burada bir yanılgı söz konusu. Eğer Tanrı varsa zaten doğaüstüdür. Bu yüzden deizm doğaüstülüğü reddetmez. Destanlar toplumun bilinci ile ilgilidir. Tanrıdan gelen herhangi şeyler değildir. Bu nedenle deizm tarafından reddi yine söz konusu değildir. Deizm sizin de daha önce belirttiğiniz gibi sadece bir yaratıcının olduğunu ama DİNİN olmadığını söyler. Bir inanç sistemini yani sosyolojik olayları irdelemez.Tanrıyı kabul ettiği için ilahi-geleneksel toplum olaylarına değinmez. Zira bu konu ile ilgilenmez. Töreler ise toplum hukukunu oluşturur. Bunun da din ile ilgisi olmadığı için yine deizm konusu içinde yorumu yoktur. Kutsal metinleri reddetme meselesinde ise, Tanrıdan gelme bir kutsal metinden bahsediyorsanız bu konuda haklısınız. Ama bildiğiniz gibi dinsel metinler PEYGAMBERLERE verilir. Bunu kabul etmediği için böyle bir metini reddeder. Toplumun kabullerinden bahsediyorsanız ilgilenmez. Ahlaki ögeler meselesine gelince; bunun bu konu ve deizmle zaten ilgisi yoktur. Ahlak toplumsal bir olaydır. Toplumsal ahlakı da töreler, gelenekler, örfler ve yaşam şekilleri belirler.

BİZLER TÜRKÇÜYÜZ-TURANCIYIZ.EVET BU BAĞLAMDA MUHAFAZAKARIZ VE GELENEKÇİYİZ.GÜCÜMÜZÜ TANRI'DAN,TANRI'NIN İLÂHİ GÜCÜNDEN VE GELENEK-TÖREYE BAĞLI HUKUKUMUZDAN ALIYORUZ.BU BAĞLAMDA TANRITANIMAZLIĞI(ATEİZM) VE İLAHİ GÜÇLERİ,TÖREYİ,KUTSALİYETİ REDDEDEN,TANRI'NIN DÜNYAYI TARATIP BAŞIBOŞ BIRAKTIĞINA İNANAN SAFSATACI DEİSTLERİ KABUL ETMİYORUZ.BİR TÜRKÇÜ ATEİST VE DEİST OLAMAZ. [/color]

Türkçülüğümüz ve Turancılığımız konusunda sizinle aynı çizgideyiz. Gücümüzü Tanrıdan, tanrının ilahi gücünden, gelenek-töreden aldığımız konusunda da hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde aynı görüşü paylaşıyoruz. Ancak; az öncede belirttiğim gibi, deizm kutsal bir tanrıya inandığı için kutsallığı reddetmez.İlahi güçleri de reddetmez. Zaten bir yaratıcıdan bahsediyor. Yaratmak ilahi güçtür. O zaman nasıl reddedebilir. TÖRE yi ise hiçbir şekilde reddetmez. Çünkü TÖRE toplumsaldır. DİNSEL değil. Bu nedenle de safsata demeniz biraz ağır kaçmış görünüyor. Sanırım buradaki kavram kargaşanız din ile toplum olaylarını birbirine bağlamanızdan gelmekte.

Bu konuda net olarak konması gereken şeyi bir kez daha vurgulayalım.

-Deizm de yaratıcı vardır. Bu nedenle kutsallık vardır.
-Deizmde din yoktur. Bu nedenle bir elçi, peygamber olamaz. Yaratacak kadar büyük bir gücün insanlarla temas etmek için bir başka insan-elçiye ihtiyacı olamaz. Bir 
  insanın zayıflıklarının altında eğilip bükülemez ve bir mesajı varsa bunu kendi istediği şekilde verir.
-Deizm bir toplum bilim olayı değildir. Bu nedenle toplumla ilgili gelenek-görenek-töre-adet gibi kavramlarla da ilgilenmez.

BİR TÜRKÇÜ'NÜN DEİST OLAMAYACAĞININ İSPATI DA ŞUDUR;
-Bilindiği gibi Türk Devlet geleneği Kut inancına dayalı bir yapıya sahiptir.Bu yapıya göre Tanrı,Türkler arasındaki kuvvetli ve dirayetli olan bir kişioğluna 'Kut' yetkisini verir ve bu kişiyi ululardı.Bu kişi de buna müteakiben Tanrı'dan kut adlığı için KAGAN olurdu.[/color]

Burada da ciddi bir yanılgı söz konusu. Aslında tariflediğiniz şey deizmin ta kendisidir. Kut alan bir sürü KAGAN vardır. Dinde ise bir tane PEYGAMBER vardır. Tanrı insanlara sadece bu elçisi üzerinden ulaşır. Ama deizmde Tanrı istediği ile istediği gibi haberleşebilir. Bir elçiye ihtiyaç duymaz.

Bunu Türklerin Yaratılış Destanında da bulabilirsiniz. Birkaç paragraf ekleyip bakalım dilerseniz;

"Her şeyden önce su vardır. Yer , gök , ay ve güneş yoktu. İlah Kara Han ( Kayra Han ) ile insan vardı. Her ikisi de birer kara kaz seklinde , suyun üstünde uçuyorlardı. Kara Han hiç bir şey düşünmüyordu. O sırada insan rüzgârı icât edip suyu dalgalandırdı, Kara Hanin yüzüne su sıçrattı. Bunu yapınca da kendisinin ilahlardan daha güçlü olduğunu sandı, daha yüksekte uçmak istedi. Ama uçamadı ve suya düşüp dibe doğru dalmağa başladı. Neredeyse boğulacaktı; "Bana yardim et!" diye bağırıp Kara Handan yardim istedi.

Kara Han: izin verdi ve insan su yüzüne boğulmadan çıktı."


"Ulu kişi doğrulayıp Kara Han’ın huzuruna çıktı. Kara Han’ın: "nereden geliyorsun?" diye sorması üzerine Ulu kişi: "Erlikçin adamlarının gökyüzünde oturması, buna karşılık bizim iyi insanlarımızın yer yüzünde yorgun argın yasamaları ağınma gitti, bu çok kötü bir durum diyerek Erlikçin yandaşlarım yere indirmek göklerini basına yıkmak için Erlik'le savaş etmek istedim. Fakat gücüm yetmedi, o beni kaçırdı" diye üzgün ve ağlamaklı cevap verdi.

 Kara Han üzülmemesini söyledi. "Erlik'e benden başka kimsenin gücü yetmez" dedi. "Erlikçin gücü senden fazladır. Ama bir gün gelecek senin gücün Erlikçin gücünden daha üstün olacak..."Bu söz üzerine Ulu Kişi’nin yüreği "ferahladı rahat rahat uyudu.Bir gün geldi Ulu kişi o gün güçleneceğini hissetti."


"Kara Han erkeği yakalayıp onun da yüzüne tükürdü, o da bir kus olup uçtu, adına Yaldan Kuşu dediler.Bütün bunlardan sonra Kara Han, insanlara: "Ben size mal verdim, as verdim; yer yüzünde iyi, güzel, temiz ne varsa verdim, yardımcınız oldum, siz de iyilik yapınız. Ben göklerime çekileceğim, belki bir daha dönmeyeceğim." dedi. Arkasından yardımcı ruhlarına: "Gün Asan, sen, içki içip aklini yitirenleri; körpecik çocukları, kısrak yavrularını inek buzağılarını koru, onlara kötülük gelmesin. Sağlığında iyilik yapmış olanların ruhlarını yanına al, intihar edenlerinkini alma. "

Bu misalleri daha da uzatabilirim. Ama gördüğünüz gibi Kara Han (Tanrı) insanları ile direk konuşuyor. Arada bir elçi kullanmıyor. Yani deistliğin ruhuna son derece uygun metinlerden bahsediyoruz.

Bir Türkçü her şeyden evvel,Türk devlet geleneğine tâbi olmak,saygılı olmak durumundadır.Türklerde Tanrı inancı ve Tanrı'nın dünya işlerine ekseriyetle müdahale ettiği dini inanç sistemi bulunduğu halde bugün Deistten de Türkçü olur gibi bir ifade kullanma lüksüne kimse sahip değildir.Filhâkika, Yolbaşcımız Bilge Atsız Ata da yazılarında bu konuya birçok kez değinmiştir.Türkçüler laiktir âmenna...Ancak ve ancak Türkçüler aynı zamanda gelenekçidirler de.Din ve inanç elbette Tanrı ile insan arasındadır.Ancak Türkçülük ülküsü,milli değerler bağlamında muhafazakar gelenekçi bir hüviyettedir.Türkçülerin cemiyetine tâbi olan bir insan da bu gelenekçi yapının amentüsü olmuş olan bazı geleneksel ve ilâhi değerlere de tabi olmak zorundadır.
 [/color]

Türk devlet geleneğine sahip olmak dediğiniz zaman buna inanmak ve bağlanmak zorundasınız. Gelenekleri töreleri yıllar ve şartlar oluşturmuştur. Ama Gök Tanrıcılığın deistlik olduğunu ve peygamber-din içermediğini de kabullenmek zorundasınız. Gelenek-görenek-töre gibi toplumsal olaylar ile dini de birbirine karıştırmamak çok önemlidir. Bu nedenle ben şunu çok rahat söyleyebiliyorum. ATEİSTTEN Türkçü olamaz sadece Türk olur. Ama deistten Türkçü olur, çünkü Gök Tanrıcılık deist bir inanç sistemidir.

Son olarak da deizmi reddedip, Türkçülükten bahsedip sonra da "amentü" den bahsetmek biraz ağır kaçmadı mı?




Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Afsar Beyi - 06 Aralık 2007
öncelikle sitede yeni oldugmu söyleyeyimki yargısız infaza kurban gitmeyeyim
hiç bir Türk Milliyetçisi ve ülküçüsü Türklüğü savunan bir kişiye düşman gözüyle bakamaz .ülküçüleri yerden yere vurmuşsunuz arkadaşlar çahil, kabadayı geçinen,yüzük takan,tesbih sallayan ,hayatında kitap okumamış ve buna benzer bircok yersiz yakıştırmalar. birkaç bölüm okudum sizin ne yapmaya çalıstıgınızı ,amacınızın ne olduğunu kestiremedim, Türkün Türkten başka dostu yoktur bu tüm ülkücülerin savundugu en temel fikirlerden biridir. burada onları dışlamakla bir yere varamazsınız böyle yapmakla sayınız bir elin parmaklarını gecemez .hepimizin hedefi TURAN ama böyle biribirimizi dışlamakla nasıl gerçeklestireceğiz. birleşmemiz gerekirken gün gectikçe daha da bölünüyoruz hedefimiz bölünerekmi gercek olacak bölünerekmi bir bayrak altında toplanacağız ,düşmanları güldürmekten başka birşey yapmıyoruz Atalarımızın kemiklerini sızlatıyoruz, hepimizin hedefi aynı ama yolları farklı bu da ne yazıkki hepimizin boşa kürek çektiğinin göstergesidir.
bir arkadaş demişki ateistliği savunabiliriz bunu engelleyecek bir kural yokmuş bu arkadaş hangi kurallara göre yaşıyor bilmiyorum ama benim atam diğer milletler put denen taşa,ota çöpe taparken TEK TANRI İNANÇINI yaşıyordu, bence o arkadaşada bişeyler söyleyin hemen atın yasaklayın aranızda işi yok çünkü o da ülkücüler gibi cahil kitap falan okumuyor anlaşılan
aslında konuşulacak cok şey var ama neye nerden başlayacağız tek eksiğimiz zaten bu aramızda diyalog yok kimse kimseye tahammül edemiyor ve gördüğüm kadarıyla hemen engelleniyor ben bu OTAĞI kötülemek için yazmıyorum bu her forumda aynı .arkadaşlar bir dakika bile zaman kaybına tahammülümüz olmaması gerekirken Urumçi,Kerkük ,Turan illerinin çoğu yangının içindeyse bizim burda böyle anlamsız kavgalarla boşa harcayacak zamanımız olmamalı
TANRI TÜRKÜ KORUSUN O ZATEN YÜCE

Yeni olduğunuzu görülüyor. Otağı yeteri kadar okumadığınızda belli oluyor. Ama yargısız infaz suçlaması ile karşı karşıya kalmamamız için biriki şey söyleyelim...

Bazı arkadaşlarımızın ülkücü camiaya, ya da buradaki deyimiyle sentezcilere bazen çok acımasızca vurdukları doğru. Ama haklılık paylarının olup olmadığına da bakmak lazım.

Üçoklu Börü Andamızın çok sevdiğim bir deyişi vardır. "Göz kendini göremez". 

Belliki o camianın içerisinde varsınız ya da vardınız. Bu nedenle kendiniz göz olmuşsunuz ve kendinizi görememişsiniz.
Sizce buradaki Türk Soycularının kökenleri nedir? Türk solu denen güruh değil elbetteki. Bazıları direk varoluşunu burada bulsada, çoğu sizin bahsettiğiniz camiadan küsüp, "ben ne yapıyorum, burada ne işim var" deyip bu saflara geçenlerdir.

"Bu saflara" dedim dikkat ederseniz. Çünkü bu saflar ülkücü dediğiniz kişilerin safları ile aynı değildir. Ülkücü dediğiniz kişilerin safları pek çok ümmetçi ile, pek çok gayrı Türk ile aynı sırada duruyor maalesef. Afyonlanmış, adına milliyetçilik dedikleri, ama içinde dinin ve gayrı Türklerin ne aradığını sorgulamadıkları bir garip saf. Tabiki onların arasında Türk Anadan, Türk Babadan olma, içleri ve dışları düzgün Türk soylular var. Ama onlar eninde sonunda burada bulunan andalarımızın sordukları soruyu kendilerine soruyorlar ve bu saflara geçiyorlar. Bizim sözlerimiz bu insanlara değildir. Bizim sözlerimiz bu Türk Soyluları böyle bir ortama mahkum edenleredir. Burada eleştirdiğiniz ifadelerin kimler tarafından yansıtıldığına ve neden dumanın ateş olan yerden çıktığına dikkatli bakın.

Türkün Türkten başka dostu yok demişsiniz. Ben size  bu cümleyi şöyle değiştirerek tekrar söyleyeyim. Türkün, Türk olduğunu bilen Türklerden başka dostu yoktur. Türk soyundan gelip Türk olduğunu unutmuş bir sürü ingiliz mandacısı, amerikan mandacısı oldu. Ama verdikleri zararlar düşmanın verdiği zarardan çok daha yüksek oldu. İstiklal Mahkemelerinde yargılanmış nice Türk var, ama içleri Türk değil.

Bu nedenle burada Türklük bilincine sahip insanlar var ve ülkücülerle birleşelim, şunlarla birleşelim gibi bir gaye gütmüyorlar. Bu nedenle de kendilerine ülkücü diyen ama ülkülerini kaybetmiş insanlardan hoşlanmıyorlar. Onlarla bırak Turana gitmeyi, eve bile gidilemeyeceğini, çünkü onların yolunun Turan olmadığını biliyorlar. Onların Turanında ümmetçilik, kürt ve çerkez kardeşliği var.

Özetlersek; burada saf, süzülmüş ve Türklükten başka gayeleri olmayan, bu vatan için yalandan değil, gerçekten can vermeye hazır insanlar toplanmış durumda. Saflıklarını ve saflarını bozmaya da hiç niyetleri yok. Yalandan kardeşlik masallarına da karınları tok. Bu nedenle de size tavsiyem buraya gelip hemen eleştiriye geçmeden önce biraz okuyunuz eski iletileri ve konuları. Okumuyorlar eleştirilerinin de muhatabı olmaktan kurtulursunuz böylece. Burada kalıcı olabilmenizin yolu da buradan geçiyor.

Esenlikler Dilerim

Afşar Beyi
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Atsiz - 06 Aralık 2007
Her neye inanırsa inansın ya da inanmasın bana göre bu, kişinin kendi bileceği bir iştir. Benim için önemli olan karşımdaki kişinin TÜRK kanı taşıması, TÜRK soyundan gelmesi ve TÜRKLÜK için yaşayıp öl(dür)mesidir. Eğer bizler kendimize bir inanış biçimini şart koşarsak geçmiste yaşanan hatalardan (ümmetcilik) öteye gidemeyiz. Kinimiz dinimizdir ve dinimizin gereklerini yerine getiririz.

Mengü Tengri Türk Budununa Kut Versin
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Çağrıbey - 06 Aralık 2007

Her neye inanırsa inansın ya da inanmasın bana göre bu, kişinin kendi bileceği bir iştir.


Atsız Anda'nın bu tanımı çok geniş, muğlak ve ateizm gibi insan doğasına uymayan inanca bile geçit verebildiğinden şahsen ben kendisine katılmıyorum.
Çünkü insan doğasına aykırı olan Tanrı Tanımazlığı (ateizmi) reddediyor, bu anlayışın Türkçülükle uzaktan ya da yakından alakası olmadığına inanıyorum.

Madem konu deizm ve ateizme geldi öyleyse, bu kavramların genel anlamlarına bakmak gerekiyor.

DEİZM :Vahiy ya da bir kilise öğretisi aracılığıyla edinilmiş her türlü dinsel bilgiye karşı çıkan buna karşılık belirli bir dinsel bilgi bütününü herkesin doğuştan taşıdığını ya da us yoluyla elde edebileceğini savunan görüşe denir. Deizm, Tanrılık gücünün sadece yaratma işlemiyle sınırlandığını ve bir kez yaratıldıktan sonra dünyanın hiçbir işine karışmadığını diğer bir deyişle dünyayı yönetmediğini belirtir.
(Kaynak : S.Hayri BOLAY Felsefi Doktrinler Sözlüğü)

TANRI TANIMAZLIK(Ateizm) :Allah'ın varlığını yani âlemde derûnî, haricî ve üstün bir sebebi inkâr eden felsefî meslek.
Ateizm bir sistem değil, fakat pozitif birtakım prensiplerin doğrudan neticesi olarak bir inkârdır. Allah'ı, ruhu, hayatı inkâr ederken, âlemin tesadüfün bir takım kombinezonları ile meydana geldiğini kabul ve iddia eder. Tabiat olaylarının izahında hiç bir illet (neden) tanımaz. Ateizmin mücadelesi dine, dindara, yüksek inançlara karşıdır.
Ateizmin felsefî temeli ontolojik materyalizmdir. Âlemde tek ve değişmez varlığı kabul eder. Bu varlık içkin bir varlıktır. Panteizm de ateist bir anlayış sayılabilir, bu bakımdan. İlkçağ Yunan düşüncesinden itibaren pek çok ateist düşünür gelmiştir. Ateizm, Rönesans'tan bu yana gelişen tabiat ilimleriyle ziyadesiyle kuvvetlenmiş, müsbet ilmin gelişmelerinden büyük destek sağlamıştır. XVIII. asrın ansiklopedist materyalistleri, XIX. asrın materyalist ve pozitivistleri, biyolojistleri hatta Hegel gibi mutlak idealist filozoflar ateist sayılırlar. Geçen asırda bilhassa Feurbach ile daha da gelişen bu anlayış, en çok Marksizm’in işine yaramıştır. Feurbach, “insanın kendisini büyütmesi ile Tanrı olmuştur, diye o Tanrı ölmüştür.” formülü ile kiliseye karşı bir isyanı temsil eder. Kaynağı da, maddecilik ve Tabiatçılıktır. Marksist ateizm çok mütecaviz olduğu için her türlü inancın yıkılmasında militan bir rol oynar. İlmî ve teknolojik ateizm ahlâkî değerleri, bilhassa cinsî ahlakın dayandığı değerleri yıkmayı hedef alır. Günümüzde Marksizmi çeşitli maddeci anlayışlarla en çok destekleyen ateist varoluşçuluktur ki en büyük temsilcisi ve memleketimizde en çok tanınanı J. Paul Sartre ve Heidegger'dir. Bunlar Tann'nın varlığını kategorik olarak inkâr eden dogmatik ateistlerdir. Bir de Tanrının varlığı problemini çözülemez olarak gören agnostik ateistler vardır. Semantik ateizme göre aynı problem, mânâları yok etmektedir. Dil üzerine yeni polemikler açan bu ateizmi daha çok strüktüralizm temsil etmektedir. Freud ve Durkheim de ateist sayılır. Ateistlik veya en azından dine lâkaydîlik, Tanzimat'tan başlayarak ve gelişen bir tempo ile münevverimizin mümeyyiz vasfı haline gelmiş, bir moda salgını gibi yaygınlaşmıştır.
(Kaynak : S.Hayri BOLAY Felsefi Doktrinler Sözlüğü)

TANRI DÜŞMANLIĞI (Din ve Tanrı Düşmanlığı): 1789'dan sonra doğan cereyanlardan biri olup Prudhon'la başlar. Dine düşmanlığı esas alır, dine hücum edilmelidir, felsefe dinle mücadele etmelidir; der. Feurbach, Marksist ve Leninistler, Nietzsche, Sartre ve Hartmann bu fikre kısmen veya tamamen iştirak ederek dine karşı mücadele açmışlardır.
(Kaynak : S.Hayri BOLAY Felsefi Doktrinler Sözlüğü)

Verilen bu tanımlarda ateizm, felsefi anlamıyla bile, Türk'ün ve Türkçülüğün değerlerini reddettiğinden ateist biri, kan olarak Türk olsa bile, bırakın diğer inanaç sistemlerini ve dinleri, Türk'ün inançlarını da kabul etmemektedir.
Özetle ateistlik, insan doğasına aykırı, bir sapkınlıktır.

Ne Mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana...

Saygılarımla.

Çağrıbey




 
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Mete Saltuk - 06 Aralık 2007
İslamiyet'i kabul edip yaşıyor olmakla "Araplaşma"yı birbirine karıştıranlar ne yazık ki Türklük'lerini de unutuyorlar,İslamiyet'i de..Bazı otağlarda Türkçü geçinen propagandacılar da İslamlaşmak ile "Araplaşma"yı karıştıranları baz alarak,onları kanıt göstererek Türkçülük adı altında İslamiyet'e sataşıp onu lekelemeye kalkışıyorlar...

Değerli Kardeşlerim

Bu konu deistlik ve ateistlik üzerine tartışılıyor şu an. Ben gerek deistlik, gerekse ateistlik üzerine bilgi sahibi olmadığım için yorum yapmayacağım. Konunun özüne dönersek, yukarıdaki alıntının sahibi GÖK BÖRTECİNE kardeşimin yorumuna katılıyorum. Otağımızda bulunan bir çok kardeşimiz, (haklı olsalar da) farklı çizgilerde gezinen kişilere olan kızgınlıkları sonucu, dinimi, peygamberimi de olayın içine katarak, öylesine laflar ediyorlar ki; bazen otağımızın laiklik kuralını eziyor, dolayısıyla da şahsımı üzüyorlar. Sizlerden ricam bu konuda daha dikkatli olmanız şeklindedir.

Otağımızda bulunan kardeşlerimizin inandığı bir din olduğuna göre, şüphesiz ki; bu dinler arasında İslamiyette vardır ve bu dine mensup kişilere karşı da otağımızın laiklik kuralı işlemelidir. Saygılarımla
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: TiginNoyan - 07 Aralık 2007
Bilgilendirmeler için teşekkür ederiz.

bir arkadaş demişki ateistliği savunabiliriz bunu engelleyecek bir kural yokmuş bu arkadaş hangi kurallara göre yaşıyor bilmiyorum ama benim atam diğer milletler put denen taşa,ota çöpe taparken TEK TANRI İNANÇINI yaşıyordu, bence o arkadaşada bişeyler söyleyin hemen atın yasaklayın aranızda işi yok çünkü o da ülkücüler gibi cahil kitap falan okumuyor anlaşılan

Benim hakkımda böyle atıp tutma hakkını kim size verdi? Bu durumda ben de sizin atılmanızı önereceğim. Gerçi saygıdeğer andalarımın hiçbirisi burada bana yapılan saldırıyı görmemiş sanırım. Neyse.

Toplantımızda dinle ilgili bir konuşma yapılmıştı ve ben de Türkçülerin dînî serbesti içinde oldukları karârına varıldığını hatırlıyorum. Amma velâkin, sanırım Sayın Afşar Beyi büyüğümüzün dediği "deist" sözünü ben o sırada "ateist" olarak algılamışım. Sonuçta biz de insanız, belki duyma sorunu çekiyor olabiliriz, belki o anda duyamamışımdır, bunu bilip bilmeden ne atıp tutuyorsunuz?
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Temir Yalıg - 07 Aralık 2007
Gök Börtecine kandaşa verdiğim yanıt, sanırım yeni bir tartışmayı başlattı; "Türkçü adam, ateist olabilir mi? yoksa Olamaz mı?"

İsterseniz söz konusu andaya verdiğim yanıtı tekrar gözden geçirelim:
İslamiyet'i kabul edip yaşıyor olmakla "Araplaşma"yı birbirine karıştıranlar ne yazık ki Türklük'lerini de unutuyorlar,İslamiyet'i de..
Yazık,çok yazık...


Gök Börtüçine kandaşım, kimler Türklüklerini ve islamlıklarını unutuyor? Türkçülük bir soy birliğidir. İslamcılık ise bir ümmet birliğidir. Bir Türkçü müslüman da olabilir, ateist de, Kam da...

Bu onun kişisel tercihidir. ancak İslamlaşmak demek, ümmetleşmek demektir ki, benim elin arabıyla, kırosuyla, ya da malezyalısıyla bir alakam yoktur. ben onları sırf müslümanlar diye kendime kardeş olarak görmem. çünkü adı üstünde, kardeş, yani karındaş olmak demek bir soy birliğini gösterir.

Siz müslüman mısınız, yoksa değil misiniz? Bu beni ilgilendirmiyor. her türlü seçiminizi takdirle karşılarım, ancak islamcıysanız, ki bu ümmetçi olduğunuz anlamına gelir, bu otağdaki fikirlerle yollarınız ayrılır demektir.

Şunu da unutmayın; "Türk - İslamcıyım" diyenler, aslında ümmetçidirler ki, bunlara rahatlıkla arap milliyetçisi diyebiliriz. Tıpkı bu tartışmayı açarak, içindeki arap zihniyetini açığa çıkaran, ve daha sonra da "ŞUTLANAN" ramazan - 60 adlı kişi gibi...

Tanrı Türk'ü korusun!..

Daha sonra, Türk Kan ve Temir Yalığ kandaşlarımız, ateist Türkçü olamayacağını belirtmişler. Bu değerli iki kandaşımızın fikirlerine katılmıyorum.

Şimdi; düşününüz, diyelim ki ben bir ateistim, (Hemen belirteyim, değilim. Bizi yaratan ve Türk'a dünyayı yönetmekle görevlendiren Ulu Yaratıcıya biat ederim. Öyle olmasaydı, her iletimin sonunda 'Tanrı Türk'ü korusun!..' demezdim zaten) peki benim ateist olmam, damarlarımda dolaşan asil kanı lekeler mi?

Bu soruya yanıt verilmesi gerekir.

Bir diğer mesele de, Başbuğumuzun, kesin olarak bir laiklik savunucusu olduğudur. Eğer ki başbuğumuzun yolundan ilerliyorsak, biz de laik olmak zorundayız demektir. Ki bu durumda, insanları dinlerine göre değil, ya da Tanrıya inanmalarına göre değil; fakat soylarına göre sınıflandırmamız gerekir demektir.

Son olarak, Türk Kan kandaşım;

Ateist bir Türkçü görmedim.
   

Demiş...

Açık söyleyeyim; ben de görmedim. Ancak bir gün görürsem, bu durumda, kendi soydaşımı da dışlamam.

Sayın Topuz;

Sizin benim görüşüme katılıp katılmamanınız mühim değildir.Ama mühim olan bir nokta vardır ki o da Türkçülüğün bazı doğal kanunlarıdır.Türk,gücünü Tanrı'dan alır.Atalarımız Tanrı'ya inanmışlardır.Biz de inanıyoruz ve diyoruz ki ateizm gibi bir sapkınlığı savunanlar Türkçü olamazlar.Bu açık ve net.Bunun laiklikle falan da bir ilgisi yok.Laiğiz diye Tanrıtanımazları hoş görecek değiliz.Bu başlıkta yazdığım ilk iletinin bilgisel ve mantıksal açıdan gayet doyurucu olduğuna inanıyorum.Tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ederim.Türkçülüğün doğal kanunları vardır ve bu kanunlar kolay kolay bozulamaz.Selam ile..
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: TiginNoyan - 07 Aralık 2007
Bu arada, Eski Türk dîninin deizmle aynı olduğu görüşüne katılmıyorum.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Afsar Beyi - 07 Aralık 2007
Bu arada, Eski Türk dîninin deizmle aynı olduğu görüşüne katılmıyorum.

O zaman bana Gök Tanrıcılıkta bir peygamber ya da kitap gösterin ki bir din olduğunu kanıtlayın. Siz peygamberi ve kutsal metinleri olmayan bir din biliyormusunuz?
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: YABGU KAGAN - 07 Aralık 2007
İçinde şamani ögeleri barındıran ve Türk töresiyle yoğurulmuş Gök Tanrı inancının bir diğer adı da Türk Dinidir.Din kavramı çoğu kez bu işin bilginleri tarafından yapılmıştır.Kavramları bu denli çorba etmek bize hangi faydaları katacak anlayamadım doğrusu.İnanılan inancın 'din' hüviyetini kazanması için kitabı veya peygamberinin olmasına gerek yoktur.Sizin bahsettiğiniz dinler semavi dinlerdir.Bir de semavi olmayan dinler vardır.Bu semavilik de neye göredir kime göredir çözmüş değilim.Biz Türklerin de kendi milli dini vardır.Türk Tarih Profesörü olan ve Türk Kültürünü en iyi tâhlil eden rahmetli İbrahim Kafesoğlu'nun önümde şu anda Türk Milli Kültürü adlı kitabı var.Bu kitabın 308. sahifesinde başlık Gök-Tanrı Dini..Kafesoğlu din demiş.Bahaeddin Ögel din demiş.Abdülkadir İnan din demiş.Herkes kavramları kendine göre yorumluyor.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Temir Yalıg - 07 Aralık 2007
Öncelikle tüm kandaşlarıma esenlikler diliyorum. Bu uzun tartışmaya izin verirseniz bir ucundan da ben katılmak istiyorum.

Otağ Yöneticimiz Temir Yalıg Bey bir deistten Türkçü olamayacağını söylemiş. İzninizle ben buna katılmayacağım ve yine yöneticimizin kendi satırları içinden cevap vereceğim.





Çağrıbey kandaşım , biraz kavram karmaşasına yol açabilecek bir ileti sizinkisi.Zirâ ateistten Türkçü olamayacağı gibi sonradan sonradan icad edilen bir kavrama tâbi olan deistler de Türkçü olamazlar.Hülasa, Pierre Viret ismindeki ecnebi, 'deist ' tabirini ilk kez Instruction Chrestienne adlı eserinde kullanmıştır.Peki nedir bu deist zırvası?

Öncelikle bir fransız deistlik tabirini tarif etti diye bu ona ait bir yaklaşım olamaz. Yerçekimi kanunu tarif edilene kadar yokmuydu? Elbet vardı. Deistlikde vardı. Sadece bu bahsettiğiniz zat bir tarif yapıp ad koydu. Olanı isimlendirdi.

-"Tanrı'yı yalnızca ilk sebep olarak kabul eden, Tanrı için başka herhangi bir güç ve nitelik tanımayan, vahyi reddeden görüş, neden tanrıcılık." manasına gelir.

Biz Türkler gerek tarih öncesi prehistorik çağlarda gerekse yazının icad edilmesiyle başlayan tarihi çağlarda her daim Tanrı'ya inanmış ve bir âhlaki bütünselliğe tâbi olmuş bir milletiz.Atalarımız gerek savaşlarında gerekse iç mücadelelerinde hep Tanrı'nın ismini zikretmişler ve güçlerini Tanrı'dan almışlardır.Türklerin ilk çıkış noktası olan Orta Asya'ya baktığımızda atalarımızın ekseriyetle Tek Tanrı(Gök Tanrı) inancına sahip olduklarını görmekteyiz.Kabaca bir ifadeyle Türk Dini;İçerisinde şamani unsurlar ekseriyetle bulunan,Türk gelenek,görenek,kültürleri ve Atalar Kültü'nden oluşan Tek Tanrı inancına dayalı bir inanç sistemidir.

Kesinlikle doğru bir alıntı ve doğru bir tarif. Tartışma götürmez. Ama şu ana kadar Türklerin deist olduğunu söylediniz sadece. Yani Gök Tanrıcılıkta bir yaratıcı olduğunu, bunun bir inanç sistemi olduğunu anlattınız. İnanç sistemi diyerek dinden bahsetmediniz ve çok bilimsel bir yaklaşım sergilediniz. Gerçekten de Gök Tanrıcılık bir inanç sistemidir. din adamları, ritüelleri vardır. Ama din olabilmesi için en önemli parçası, yani BİR TANRI ELÇİSİ, BİR PEYGAMBERİ yoktur. Arada ruhlar vardır. Bu ruhlarla bağlantı kurmaya çalışan din adamları vardır. Ama bir elçi yoktur. Bu da Gök Tanrıcılığı direk olarak deist yapar.

-Deizme tekrar gelelim.Evet,deizmde Tek Tanrı'ya inanılır.Ancak;deist felsefe doğaüstü olayları ,destanları ,ilâhi-geleneksel töreye bağlı hukuku,kutsal metinleri  ve ahlaki öğeleri tümden reddeder.[/color]


İşte burada bir yanılgı söz konusu. Eğer Tanrı varsa zaten doğaüstüdür. Bu yüzden deizm doğaüstülüğü reddetmez. Destanlar toplumun bilinci ile ilgilidir. Tanrıdan gelen herhangi şeyler değildir. Bu nedenle deizm tarafından reddi yine söz konusu değildir. Deizm sizin de daha önce belirttiğiniz gibi sadece bir yaratıcının olduğunu ama DİNİN olmadığını söyler. Bir inanç sistemini yani sosyolojik olayları irdelemez.Tanrıyı kabul ettiği için ilahi-geleneksel toplum olaylarına değinmez. Zira bu konu ile ilgilenmez. Töreler ise toplum hukukunu oluşturur. Bunun da din ile ilgisi olmadığı için yine deizm konusu içinde yorumu yoktur. Kutsal metinleri reddetme meselesinde ise, Tanrıdan gelme bir kutsal metinden bahsediyorsanız bu konuda haklısınız. Ama bildiğiniz gibi dinsel metinler PEYGAMBERLERE verilir. Bunu kabul etmediği için böyle bir metini reddeder. Toplumun kabullerinden bahsediyorsanız ilgilenmez. Ahlaki ögeler meselesine gelince; bunun bu konu ve deizmle zaten ilgisi yoktur. Ahlak toplumsal bir olaydır. Toplumsal ahlakı da töreler, gelenekler, örfler ve yaşam şekilleri belirler.

BİZLER TÜRKÇÜYÜZ-TURANCIYIZ.EVET BU BAĞLAMDA MUHAFAZAKARIZ VE GELENEKÇİYİZ.GÜCÜMÜZÜ TANRI'DAN,TANRI'NIN İLÂHİ GÜCÜNDEN VE GELENEK-TÖREYE BAĞLI HUKUKUMUZDAN ALIYORUZ.BU BAĞLAMDA TANRITANIMAZLIĞI(ATEİZM) VE İLAHİ GÜÇLERİ,TÖREYİ,KUTSALİYETİ REDDEDEN,TANRI'NIN DÜNYAYI TARATIP BAŞIBOŞ BIRAKTIĞINA İNANAN SAFSATACI DEİSTLERİ KABUL ETMİYORUZ.BİR TÜRKÇÜ ATEİST VE DEİST OLAMAZ. [/color]

Türkçülüğümüz ve Turancılığımız konusunda sizinle aynı çizgideyiz. Gücümüzü Tanrıdan, tanrının ilahi gücünden, gelenek-töreden aldığımız konusunda da hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde aynı görüşü paylaşıyoruz. Ancak; az öncede belirttiğim gibi, deizm kutsal bir tanrıya inandığı için kutsallığı reddetmez.İlahi güçleri de reddetmez. Zaten bir yaratıcıdan bahsediyor. Yaratmak ilahi güçtür. O zaman nasıl reddedebilir. TÖRE yi ise hiçbir şekilde reddetmez. Çünkü TÖRE toplumsaldır. DİNSEL değil. Bu nedenle de safsata demeniz biraz ağır kaçmış görünüyor. Sanırım buradaki kavram kargaşanız din ile toplum olaylarını birbirine bağlamanızdan gelmekte.

Bu konuda net olarak konması gereken şeyi bir kez daha vurgulayalım.

-Deizm de yaratıcı vardır. Bu nedenle kutsallık vardır.
-Deizmde din yoktur. Bu nedenle bir elçi, peygamber olamaz. Yaratacak kadar büyük bir gücün insanlarla temas etmek için bir başka insan-elçiye ihtiyacı olamaz. Bir 
  insanın zayıflıklarının altında eğilip bükülemez ve bir mesajı varsa bunu kendi istediği şekilde verir.
-Deizm bir toplum bilim olayı değildir. Bu nedenle toplumla ilgili gelenek-görenek-töre-adet gibi kavramlarla da ilgilenmez.

BİR TÜRKÇÜ'NÜN DEİST OLAMAYACAĞININ İSPATI DA ŞUDUR;
-Bilindiği gibi Türk Devlet geleneği Kut inancına dayalı bir yapıya sahiptir.Bu yapıya göre Tanrı,Türkler arasındaki kuvvetli ve dirayetli olan bir kişioğluna 'Kut' yetkisini verir ve bu kişiyi ululardı.Bu kişi de buna müteakiben Tanrı'dan kut adlığı için KAGAN olurdu.[/color]

Burada da ciddi bir yanılgı söz konusu. Aslında tariflediğiniz şey deizmin ta kendisidir. Kut alan bir sürü KAGAN vardır. Dinde ise bir tane PEYGAMBER vardır. Tanrı insanlara sadece bu elçisi üzerinden ulaşır. Ama deizmde Tanrı istediği ile istediği gibi haberleşebilir. Bir elçiye ihtiyaç duymaz.

Bunu Türklerin Yaratılış Destanında da bulabilirsiniz. Birkaç paragraf ekleyip bakalım dilerseniz;

"Her şeyden önce su vardır. Yer , gök , ay ve güneş yoktu. İlah Kara Han ( Kayra Han ) ile insan vardı. Her ikisi de birer kara kaz seklinde , suyun üstünde uçuyorlardı. Kara Han hiç bir şey düşünmüyordu. O sırada insan rüzgârı icât edip suyu dalgalandırdı, Kara Hanin yüzüne su sıçrattı. Bunu yapınca da kendisinin ilahlardan daha güçlü olduğunu sandı, daha yüksekte uçmak istedi. Ama uçamadı ve suya düşüp dibe doğru dalmağa başladı. Neredeyse boğulacaktı; "Bana yardim et!" diye bağırıp Kara Handan yardim istedi.

Kara Han: izin verdi ve insan su yüzüne boğulmadan çıktı."


"Ulu kişi doğrulayıp Kara Han’ın huzuruna çıktı. Kara Han’ın: "nereden geliyorsun?" diye sorması üzerine Ulu kişi: "Erlikçin adamlarının gökyüzünde oturması, buna karşılık bizim iyi insanlarımızın yer yüzünde yorgun argın yasamaları ağınma gitti, bu çok kötü bir durum diyerek Erlikçin yandaşlarım yere indirmek göklerini basına yıkmak için Erlik'le savaş etmek istedim. Fakat gücüm yetmedi, o beni kaçırdı" diye üzgün ve ağlamaklı cevap verdi.

 Kara Han üzülmemesini söyledi. "Erlik'e benden başka kimsenin gücü yetmez" dedi. "Erlikçin gücü senden fazladır. Ama bir gün gelecek senin gücün Erlikçin gücünden daha üstün olacak..."Bu söz üzerine Ulu Kişi’nin yüreği "ferahladı rahat rahat uyudu.Bir gün geldi Ulu kişi o gün güçleneceğini hissetti."


"Kara Han erkeği yakalayıp onun da yüzüne tükürdü, o da bir kus olup uçtu, adına Yaldan Kuşu dediler.Bütün bunlardan sonra Kara Han, insanlara: "Ben size mal verdim, as verdim; yer yüzünde iyi, güzel, temiz ne varsa verdim, yardımcınız oldum, siz de iyilik yapınız. Ben göklerime çekileceğim, belki bir daha dönmeyeceğim." dedi. Arkasından yardımcı ruhlarına: "Gün Asan, sen, içki içip aklini yitirenleri; körpecik çocukları, kısrak yavrularını inek buzağılarını koru, onlara kötülük gelmesin. Sağlığında iyilik yapmış olanların ruhlarını yanına al, intihar edenlerinkini alma. "

Bu misalleri daha da uzatabilirim. Ama gördüğünüz gibi Kara Han (Tanrı) insanları ile direk konuşuyor. Arada bir elçi kullanmıyor. Yani deistliğin ruhuna son derece uygun metinlerden bahsediyoruz.

Bir Türkçü her şeyden evvel,Türk devlet geleneğine tâbi olmak,saygılı olmak durumundadır.Türklerde Tanrı inancı ve Tanrı'nın dünya işlerine ekseriyetle müdahale ettiği dini inanç sistemi bulunduğu halde bugün Deistten de Türkçü olur gibi bir ifade kullanma lüksüne kimse sahip değildir.Filhâkika, Yolbaşcımız Bilge Atsız Ata da yazılarında bu konuya birçok kez değinmiştir.Türkçüler laiktir âmenna...Ancak ve ancak Türkçüler aynı zamanda gelenekçidirler de.Din ve inanç elbette Tanrı ile insan arasındadır.Ancak Türkçülük ülküsü,milli değerler bağlamında muhafazakar gelenekçi bir hüviyettedir.Türkçülerin cemiyetine tâbi olan bir insan da bu gelenekçi yapının amentüsü olmuş olan bazı geleneksel ve ilâhi değerlere de tabi olmak zorundadır.
 [/color]

Türk devlet geleneğine sahip olmak dediğiniz zaman buna inanmak ve bağlanmak zorundasınız. Gelenekleri töreleri yıllar ve şartlar oluşturmuştur. Ama Gök Tanrıcılığın deistlik olduğunu ve peygamber-din içermediğini de kabullenmek zorundasınız. Gelenek-görenek-töre gibi toplumsal olaylar ile dini de birbirine karıştırmamak çok önemlidir. Bu nedenle ben şunu çok rahat söyleyebiliyorum. ATEİSTTEN Türkçü olamaz sadece Türk olur. Ama deistten Türkçü olur, çünkü Gök Tanrıcılık deist bir inanç sistemidir.

Son olarak da deizmi reddedip, Türkçülükten bahsedip sonra da "amentü" den bahsetmek biraz ağır kaçmadı mı?






Sayın Akıncı ;

Evvela deizm denen görüş,dünyada bütün insanlar için aynı kavramı ifade etmiyor.Çok objektik bir kavram değildir deizm.Bir ecnebi bunun tarifini yapmış evet.Ancak bu tanım eski Türk İnancına(Yahut Dinine) hiç mi hiç uymuyor.Gök Tanrıcılık bir inanç sistemi olduğu gibi aynı zamanda Türklerin inandığı bir dindir de.Din dediğimiz olgu insanların,toplumların inançlarıdır.Kök Türk Kitabelerinde bile Gök Tanrı inancının bir din manasına gelebileceğini çıkarmamız mümkündür.Bin yıllardan beri süregelen koskoca Gök Tanrı inancını deist yapıverdiniz.Deizmde Tanrı'nın dünya ve devlet işlerine karışmadığı savunulur.Aristotales mantığıyla bile bu mesele halledilir.Zira Türklerde bir Kut anlayışı vardır.Deizmde Tanrı devlet işlerine,hükümdarlık işlerine karışmadığına göre örneğin Kök Türk Kagan'ı Bumın'ı hangi güç Kaganlık mertebesine otutturdu.Hangi güç ona Kut verdi.Bu bile eski Türk inancının(dininin) deist olmadığının göstergesidir.Peygamberlik meselesi de göreceli bir kavramdır.Hep semavi dinlerin çerçevesinden gidersek bizim atalarımız kafir oluyor,dinsiz oluyor.Oysa bir de bu dinlerden farklı olan dinler-inançlar var.Bunlarda da peygamberlik mertebesine yakın makamlar vardır.Efsanevi Dede Korkut(Korkut Ata) nmeden bir yalavaç(peygamber) olamasın.Tabiki bu söylediğim afâki ve genelgeçer bir bilgi değil.Sadece bazı değerleri tasvir ederken kişiler değişik tanımlamalar yapabiliyorlar.Siz deizmi farklı tabir ediyorsunuz o zaman.Size göre deizmin tanımı benim yaptığım tanımla aynı değil.Aynı olmaması muhtemeldir çünkü en meşhur deistler bile farklı tanımlamalar yapmakta ve bir fikir birliği sağlayamamaktadırlar.Benim kavram kargaşası yarattığım yok.Koskoca Türk Dinine deist deyip kestirip atıyorsunuz.Bunu hangi tarihçi,hangi halk bilimci söylüyor? Bu işin bilirkişilerinn hiçbirisinden ben böyle afâki bir şey duymadım.Eğer Tanrı evrendeki btüün maddi ve manevi ögeleri yaratmışsa pekala Türk Töresine ve Türk hukukunda da birinci derecede etkili olan yegane GÜÇTÜR.

Evet deizmi reddediyorum.Türkçülükten bahsediyorum.Amentü sözüm ise sadece bir ironidir.Bu espriyi anlamanız gerekir.Konunun çok fazla uzamasına da taraftar değilim çünkü siz kavramları kendi perspektifinizden değerlendiriyorsunuz.Subjektif yaklaşımla burada sabaha kadar tartışırız.Ama bilimsel,tarihsel yaklaşımlardan gittiğimizde doğru sonuca varabiliriz.Tekrar düşünün,Koskoca Gök Tanrı Dini İnancına deist demek çok çok ağır kaçan bir ifade değil midir?

Saygılarmla.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Temir Yalıg - 07 Aralık 2007

Her neye inanırsa inansın ya da inanmasın bana göre bu, kişinin kendi bileceği bir iştir.




Madem konu deizm ve ateizme geldi öyleyse, bu kavramların genel anlamlarına bakmak gerekiyor.

DEİZM :Deizm, Tanrılık gücünün sadece yaratma işlemiyle sınırlandığını ve bir kez yaratıldıktan sonra dünyanın hiçbir işine karışmadığını diğer bir deyişle dünyayı yönetmediğini belirtir.
(Kaynak : S.Hayri BOLAY Felsefi Doktrinler Sözlüğü)



Ne Mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana...

Saygılarımla.

Çağrıbey




 

Hayri Bolay'ın Felsevi Doktrinler Sözlüğü adlı eserinden yaptığınız alıntı herşeyi apaçık ortaya koyuvermiş.Tanımda Tanrı'nın sadece dünyayı yarattığı ve daha sonra dünyanın hiçbir işine karışmadığı yazılmış.Evet deizmde genel olarak savunulan kuram budur.Ancak Türk inancına bakarsak bu tanımla uzaktan yakından örtüşmediğini görürüz.Türk Tanrısı pekala bütün dünya işlerine karışır.Yeri göğü,insanları ve tüm canlı cansız varlıkları yaradan Yüce Tanrı aynı zamanda tabiat olaylarının da var edicisidir.Şanlı ceddimiz yaptıkları savaşlardan sonra hep Tanrı'ya şükretmemişmidir? Başbuğ Attila'nın otağımızın sağ üst köşesinde bir sözü yazılı:'Ben ve milletim TANRI'nın kırbacıyız.Tanrı yoldan çıkan milletleri cezalandırmak için bizi görevlendirir.'  Deistlik böyle bir şeyi kesinlikle redderder.Daha fazla da açıklama yapma gereği duymuyorum.Türkçülüğün Babası Ziya Gökalp Ata'nın ilmi eserlerinden de Türk İnancının ne olduğuna,deizme uyup uymadığına bir göz atmanızı tavsiye ederim.Bu başlıkta yazdığım ilk iletinin de halen tam olarak okunmadığı kanaatindeyim.Saygılarımla.

TTK..
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: AKINCI - 07 Aralık 2007
Sn. Temir Yalıg

Öncelikle yanlışımız Google sitesini açıp, deizm yazıp sonra da önünüze ilk çıkan iletiyi almak ve bunu savunmaya çalışmakla başlıyor.

Deizm bir inanç sistemidir. Utanılacak, aşağılanmış bir şey değildir. Aksine deizm sizinde benim gibi kabullenemediğiniz ateizme tepki olarak, ona düşman olarak ortaya çıkmış bir inanç sistemidir.
Ama siz onu ateistlikle aynı sepete koyup, aynı aşağılamayı yaparak önemli bir inanç sistemini yok sayıyor, otağda yazan insanların da yanlış bilgilendirilmesine neden oluyorsunuz. J.B. Broussuet, “... Hıristiyanlar Deistleri daima temelde basit Ateistler olarak görmüşlerdir ve Deizm, kılık değiştirmiş Ateizmdir.” demektedir. Sizde aynı bakışı öne sürmektesiniz.

Bunlar laiklik tepkileri değil, bir dine bağlı olup o dinin perspektifinden bakma tepkileridir. Bu ifademden bir dine bağlı olmanın yanlış olduğu ifadesini çıkarmayın. Ama hangi dine bağlı olursanız olun, bir Türkçü LAİK bakışla ve İLİMSEL-BİLİMSEL bakışla etrafına bakmak zorundadır. Bu bakış ise dinsel inanç ve inançsızlıkların ötesinde en temel bakışınız olmak zorundadır.

Bu konudaki yanlışımızdan dönmek anlaşmanın ve uzlaşmanın ilk adımıdır.

Konumuza dönersek;

Deizmin dayandığı “doğal” din kavramı başlıca iç kaynaktan beslenir. İnsan aklına duyulan inanç, dogmacılığa ve hoşgörüsüzlüğe yönelen vahiy öğretisinin, reddedilmesi ve tanrının düzenli bir dünyanın akılsal mimarı biçiminde kavranması. Deizmciler Müslümanlıkta ve dünya dinlerinde görülen ibadet, inanç ve öğreti farklılıklarının temelinde evrensel olarak benimsenmiş din ve ahlak ilkelerinin, akla dayalı bir özün bulunduğunu öne sürerler. Müslümanlığı ya da diğer dinleri reddetmezler, toplumsal bir uzlaşı olduğunu söylerler.

Deizimcilere göre kendi başına doğal din, her türlü kuşku ve yozlaşmadan uzaktır. Bu yüzden akıl yoluyla doğrulanmış yalın ahlakı tartışmasız kabul ederler. Doğrular dışında Müslümanlığın ve diğer dinlerin sonradan eklediği tüm öğelere karşı çıkarlar. Buna bizde karşı çıkmıyormuyuz? Şeyhler, müritler, ermişler, evliyalar, rüyalarda konuşan peygamberler, rüyalarda konuşan Tanrı. Bunlar bizim içinde sorunlu değimli?


Eğer inanç sistemlerine din diyen diğer soydaşlarımızın bakışıyla bakarsak deistlikte bir dindir. Sadece doğmacılığı ve vahiy öğretisini reddeder. Deizmin tek yaptığı, hristiyan, Müslüman ya da hangisi olursa olsun vahye dayalı dinlerdeki  din adamlarının, kiliselerin,havraların, müftülüklerin ya da şeyhliklerin menfaat ve hükümranlıklarını sürdürebilmeleri için ortaya attıkları dışkutsal dogmalara ve “Tanrı adına” diyerek halkın inançlarına, bilim dünyasına ve devlet yönetimlerine yaptıkları müdahale ve baskılara bir karşı tepki olarak oluşan, felsefi bir düşünce ve inanç sistemi olmaktır.

İnsan için en önemli ödev, evren ve yasalarını akıl yoluyla bilmek ve anlamaktır. Ama genel geçer dinlerde bunu sadece din adamları yoluyla yapabiliyorsunuz. Bu da onlara toplumu denetlemek, yönlendirmek ve yönetmek hakkını vermektedir çoğu zaman. Başbuğun emri ile laiklik gelmeden önce şeyhülislam ve kadıların işi bu değimliydi?

Son olarak şunu da belirtmek gerekiyor. Daha önceki iletimde bir yanlış yaptığımıda fark ettim. Bu nedenle kandaşlarımdan özür dilemek gerek. Gök Tanrıcılık deist bir inanç sistemi demişim. Bu anlamını aşan bir ifadedir. İfadenin doğrusu şöyle olacaktı: Gök Tanrıcılık deist motifler içeren bir inanç sistemidir. Yanlışlığımı düzeltir tekrar özür dilerim.

Gök Tanrıcılığın deist motifler içeren son bölümünü de ekleyerek bu iletiyi sonlandıracağım izninizle. Son derece medeni ve kaliteli geçen bu tartışma nedeni ile de herkese saygılarımı iletiyorum. İşte Türkçü Otağ. Kavga ve başkalarını karalama, reyting peşinde koşma  yerine sadece bilimsel tartışmalar var.


“Bunlar söyledikten sonra Kara Han uzaklaştı. Ulu kişi Kara Han’ın öğütlerini bir bir yerine getirdi. Olta yaptı, balık avladı; tüfeği barutu icât etti, sincap o vurdu. Sonra bir gün geldi Ulu kişi kendi kendine mırıldandı: "Bugün beni rüzgâr uçuracak, alıp götürecektir!" Ulu Kişi’nin dediği gibi rüzgâr geldi, aldı Ulu kişiyi uçurdu götürdü. Ağca Dağ bunun üzerine insanlara: "Ulu Kişi’yi ilâh Kara Han yanına aldı. Onu bulamazsınız artık, beni de bir gün gelecek yanına çağıracak, nereye isterse oraya gideceğim. Siz öğrendiklerinizi unutmayın, Kara Han böyle istedi" dedi.
İnsanlar kendi hâline bırakıp o da gitti....”



Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Temir Yalıg - 07 Aralık 2007
Sn. Temir Yalıg

Öncelikle yanlışımız Google sitesini açıp, deizm yazıp sonra da önünüze ilk çıkan iletiyi almak ve bunu savunmaya çalışmakla başlıyor.

Deizm bir inanç sistemidir. Utanılacak, aşağılanmış bir şey değildir. Aksine deizm sizinde benim gibi kabullenemediğiniz ateizme tepki olarak, ona düşman olarak ortaya çıkmış bir inanç sistemidir.
Ama siz onu ateistlikle aynı sepete koyup, aynı aşağılamayı yaparak önemli bir inanç sistemini yok sayıyor, otağda yazan insanların da yanlış bilgilendirilmesine neden oluyorsunuz. J.B. Broussuet, “... Hıristiyanlar Deistleri daima temelde basit Ateistler olarak görmüşlerdir ve Deizm, kılık değiştirmiş Ateizmdir.” demektedir. Sizde aynı bakışı öne sürmektesiniz.

Bunlar laiklik tepkileri değil, bir dine bağlı olup o dinin perspektifinden bakma tepkileridir. Bu ifademden bir dine bağlı olmanın yanlış olduğu ifadesini çıkarmayın. Ama hangi dine bağlı olursanız olun, bir Türkçü LAİK bakışla ve İLİMSEL-BİLİMSEL bakışla etrafına bakmak zorundadır. Bu bakış ise dinsel inanç ve inançsızlıkların ötesinde en temel bakışınız olmak zorundadır.

Bu konudaki yanlışımızdan dönmek anlaşmanın ve uzlaşmanın ilk adımıdır.

Konumuza dönersek;

Deizmin dayandığı “doğal” din kavramı başlıca iç kaynaktan beslenir. İnsan aklına duyulan inanç, dogmacılığa ve hoşgörüsüzlüğe yönelen vahiy öğretisinin, reddedilmesi ve tanrının düzenli bir dünyanın akılsal mimarı biçiminde kavranması. Deizmciler Müslümanlıkta ve dünya dinlerinde görülen ibadet, inanç ve öğreti farklılıklarının temelinde evrensel olarak benimsenmiş din ve ahlak ilkelerinin, akla dayalı bir özün bulunduğunu öne sürerler. Müslümanlığı ya da diğer dinleri reddetmezler, toplumsal bir uzlaşı olduğunu söylerler.

Deizimcilere göre kendi başına doğal din, her türlü kuşku ve yozlaşmadan uzaktır. Bu yüzden akıl yoluyla doğrulanmış yalın ahlakı tartışmasız kabul ederler. Doğrular dışında Müslümanlığın ve diğer dinlerin sonradan eklediği tüm öğelere karşı çıkarlar. Buna bizde karşı çıkmıyormuyuz? Şeyhler, müritler, ermişler, evliyalar, rüyalarda konuşan peygamberler, rüyalarda konuşan Tanrı. Bunlar bizim içinde sorunlu değimli?


Eğer inanç sistemlerine din diyen diğer soydaşlarımızın bakışıyla bakarsak deistlikte bir dindir. Sadece doğmacılığı ve vahiy öğretisini reddeder. Deizmin tek yaptığı, hristiyan, Müslüman ya da hangisi olursa olsun vahye dayalı dinlerdeki  din adamlarının, kiliselerin,havraların, müftülüklerin ya da şeyhliklerin menfaat ve hükümranlıklarını sürdürebilmeleri için ortaya attıkları dışkutsal dogmalara ve “Tanrı adına” diyerek halkın inançlarına, bilim dünyasına ve devlet yönetimlerine yaptıkları müdahale ve baskılara bir karşı tepki olarak oluşan, felsefi bir düşünce ve inanç sistemi olmaktır.

İnsan için en önemli ödev, evren ve yasalarını akıl yoluyla bilmek ve anlamaktır. Ama genel geçer dinlerde bunu sadece din adamları yoluyla yapabiliyorsunuz. Bu da onlara toplumu denetlemek, yönlendirmek ve yönetmek hakkını vermektedir çoğu zaman. Başbuğun emri ile laiklik gelmeden önce şeyhülislam ve kadıların işi bu değimliydi?

Son olarak şunu da belirtmek gerekiyor. Daha önceki iletimde bir yanlış yaptığımıda fark ettim. Bu nedenle kandaşlarımdan özür dilemek gerek. Gök Tanrıcılık deist bir inanç sistemi demişim. Bu anlamını aşan bir ifadedir. İfadenin doğrusu şöyle olacaktı: Gök Tanrıcılık deist motifler içeren bir inanç sistemidir. Yanlışlığımı düzeltir tekrar özür dilerim.

Gök Tanrıcılığın deist motifler içeren son bölümünü de ekleyerek bu iletiyi sonlandıracağım izninizle. Son derece medeni ve kaliteli geçen bu tartışma nedeni ile de herkese saygılarımı iletiyorum. İşte Türkçü Otağ. Kavga ve başkalarını karalama, reyting peşinde koşma  yerine sadece bilimsel tartışmalar var.


“Bunlar söyledikten sonra Kara Han uzaklaştı. Ulu kişi Kara Han’ın öğütlerini bir bir yerine getirdi. Olta yaptı, balık avladı; tüfeği barutu icât etti, sincap o vurdu. Sonra bir gün geldi Ulu kişi kendi kendine mırıldandı: "Bugün beni rüzgâr uçuracak, alıp götürecektir!" Ulu Kişi’nin dediği gibi rüzgâr geldi, aldı Ulu kişiyi uçurdu götürdü. Ağca Dağ bunun üzerine insanlara: "Ulu Kişi’yi ilâh Kara Han yanına aldı. Onu bulamazsınız artık, beni de bir gün gelecek yanına çağıracak, nereye isterse oraya gideceğim. Siz öğrendiklerinizi unutmayın, Kara Han böyle istedi" dedi.
İnsanlar kendi hâline bırakıp o da gitti....”





Öncelikle google sitesini açıp önüme ilk gelen bilgiyi Otağa aktardığımı nereden biliyorsunuz?Ben edinmek istediğim bilgileri ekseriyetle kütüphanemdeki kitapları okuyarak edinirim.İnternetteki çoğu bilgi güvenilir olmadığından ötürü bu alandaki bilgilere pek güvenmem.Bu başlık açılmadan önce de deistliği pekala biliyordum.Ancak daha da bilgilenmem için kitaplarımı karıştırdım ve bilgilerimi pekiştirdim.Türk İnancını irdelerken de kat'i yargılara varmak olanak dışıdır.Bu alanda uzmanlaşmış tarihçilerimiz mevcut.Türk tarihi konusunda uzman olmuş insanların kitaplarına baktığınız zaman Türk İnancının sonradan icad edilen deizm gibi felsefi inançlarla uyuşmadığını görürsünüz.

Ben size göre otağdaki insanları yanlış yönlendiriyormuşum.Uğurlu kıdemli olsun.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: motun yabgu - 08 Aralık 2007
Deizm,asagilanacak birsey degilmis,peki yüceltilecek bir seymi? Bir kere terim Türkce bile degil,Türke ne ondan? Ateizme tepki olarak cikmasindan,bize ne? Geleneksel Türk dini,Türkün,öz inancidir,katisiksiz saf Türk dinidir Hic bir yabanci inancla kirletilemeyecek,mukayese edilemeyecek kadar kutsaldir.Bu konuda,sayin Temir yalig büyügümün görüslerine katiliyorum.Sonradan icad edilmis dinle,veya herneyse,yüce Gök Tanri inancini,mukayese etmek ayiptir ayip TTK
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: AKINCI - 08 Aralık 2007
Deizm,asagilanacak birsey degilmis,peki yüceltilecek bir seymi? Bir kere terim Türkce bile degil,Türke ne ondan? Ateizme tepki olarak cikmasindan,bize ne? Geleneksel Türk dini,Türkün,öz inancidir,katisiksiz saf Türk dinidir Hic bir yabanci inancla kirletilemeyecek,mukayese edilemeyecek kadar kutsaldir.Bu konuda,sayin Temir yalig büyügümün görüslerine katiliyorum.Sonradan icad edilmis dinle,veya herneyse,yüce Gök Tanri inancini,mukayese etmek ayiptir ayip TTK



Temel felsefe öğrenmek için Amerika'ya gitmiş.
Temele okulda sormuşlar.
Soran---Senin akvaryumun var mı?
Temel---Var.
Soran---Peki onlara yem veriyor musun?
Temel---Veriyorum.
Soran---Onları seviyor musun?
Temel---Seviyorum.
Soran---Balıkları sevdiğine göre hayvanları da seviyorsundur.
Temel---Evet, seviyorum.
Soran---Hayvanları seven insanları da severmiş. Sen insanları da seviyor musun?
Temel---Seviyorum.
Sorular böyle devam etmiş, Temele tamam sen felsefeyi öğrendin demişler.
Temel Karadenize geri dönmüş, yolda arkadaşıyla karşılaşmış.
Arkadaşı---Amerika’da ne yaptın.
Temel---Felsefe öğrendim.
Arkadaşı---Bana da öğretsene
Temel---Öğreteyim.
Dedikten sonra arkadaşına ilk sorusunu sormuş.
Temel---Senin akvaryumun var mı?
Arkadaşı—Yok.
Temel---O zaman sen felsefeden anlamazsın.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: motun yabgu - 09 Aralık 2007
Temelin fikrasi senin olsun,aklindan gecen ne kadar felsefeci varsa tarafimdan okunmus bulunmaktadir,simdi onlarin isimlerini yazip,sayfami kirletmeyeyim. Orhun abidelerinde,Tanrinin bütün yüce sifatlari sayilmistir.O yazitlardaki ifadelerde,Türklerin inandigi Tanri tektir,göktedir,ezeli ve ebedidir,esi ve benzeri olmayandir,hayat verendir,yaratandir öldürendir,iradesine göre hükmedendir,yardim edendir,cezalandirandir,kulun duasini kabul edendir,esirgeyen ve bagislayandir,herseyi en iyi bilendir,insanlara bilgi veren yol  gösterendir.Yine bu tarihi belgelerde,kaganlari tahta cikaran ve müstakil devlet kurmalarini saglayanda Tanridir.Türk milletinin,hayat ve istiklali ile ilgilenendir. Bilge kagani,Kül tigin kagani,tahta cikaran,´ve basarili kilanda,Bilge Tonyukuka,basarilar ihsan edende Gök Tengridir,Türkleri,zaferlere ulastiranda,iradesine boyun egmeyeni cezalandiranda odur.Yukarida, gökün,asagida yerin, ve ikisi arasindada insanoglunun, yaratildigina inanilmaktaydi. Bu inanc orhun anitlarinda yer almaktadir.Türkler,cok erken caglardan beri, Gök Tanri dinine,ve tek Tanri, bir Tengriye,inanisa yönelmistir.Bu inanislar,Türk toplumlarinda,otoritenin saglanmasinda ve disiplinin dogmasinda,önemli rol oynamistir.Türklerin,bu tek Tanri anlayisi,cinlileride etkilemistir.Cinlilerin tek Tanriyi ifade etmek icin,kullandiklari Tien kelimesini,Türklerden aldiklari belirtilmektedir.Türk kültüründe,din ile gercek hayat,her zaman icin yanyanadir,Türkler bütün yüce vasiflari atfettikleriTanriya ve, onun isteklerine uymada büyük hassasiyet göstermistir.Yildiz gözlemciligi yaygin islerdendir.Ayin safhalari ugurlu ve ugursuz olarak nitelendirilmektedir.Ay son ceyrek halde iken hic bir ise tesebbüs edilmemektedir.Ayin dolunay hali,ordunun harekete gecirilmesi icin iyi bir zamandir Türklerde ahiret inanci vardir.Insanin ölümlü olduguna,Tanrinin tayin ettigi süre dolunca,ölmek üzere dogduguna,ve sadece Tanrinin ölümsüz olduguna inanilmaktadir.Öbür dünyada ikinci bir hayatin olduguna,iyilik ve kötülüklere dair hesabin verilecegi,Mahser günü hesaplarin görülmesi icin,mahkeme kurulacagi ve,ruhlarin ebedi oldugu kabul edilmektedir. Türklerde ölüm,sert ve tabiat disi bir hal,gerceklesmesi gereken,ilahi bir,is olarak kabul edilir.Ölüm nefesin kesilmesi,ruhun bedenden,bir kus gibi,ucup gitmesi olarak bilinir.Ölülerin kefenlenerek,gömülmesi,gelenegi vardir.Ölen Atalar icin,at sigir ve davar kurban edilir.Ölü asi denilen ziyafetler yapilir.Iskeletin aldigi duruma göre,ölünün ahiret hayati hakkinda,kanaatler olusturulur.Ölüm ahiret ve cenaze törenleriyle ilgili,anlayis ve gelenekler degismeden varligini sürdürmüstür.Günümüzde bu adetler,müslüman olmus Türklerin,bir kisminda aynen,bir kisminda ise bazi degisikliklere ugrayarak yasamistir.Türklerde cennet ve cehennem inanci bulunmaktadir-.Ölüye kesilen kurbanlar,ölünün cennete giderken binecegi hayvanlar olarak,kabul edilmektedir.Cennet gökün yüksekce bir katindadir.Iyi ruhlar cennete ikamet etmekte,Tanri ile insan arasinda,sefaatcilik yapmaktadir:Bu yazi dinler tarihi kitabindan alinmistir.Simdi yüce Türk dininin,deizmle ne alakasi vardir?Sapkinliktan baska TTK
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Mete Saltuk - 09 Aralık 2007
Değerli Motun Yabgu Kardeşim;

Sizin kadar bilgim olmasa da, verdiğiniz bilgilerin ışığında 1-2 ekleme yapmak istiyorum. Atalarımızın güneye doğru yaptığı seferler sonucunda müslümanlarla komşu olmuşlardı. Sınır ticareti vesilesiyle birbirlerine yakınlaşmış ve dönemin müslümanlarının da dürüstlüğünden etkilenerek dinlerini tanımış, onların anlattıkları ile sizin yukarıda bahsetmiş olduğunuz Türk dini inanışlarının birbirine yakınlığı dolayısı ile İslamiyeti seçmişlerdir.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Atçeken Beği - 09 Aralık 2007
Değerli Motun Yabgu Kardeşim;

Sizin kadar bilgim olmasa da, verdiğiniz bilgilerin ışığında 1-2 ekleme yapmak istiyorum. Atalarımızın güneye doğru yaptığı seferler sonucunda müslümanlarla komşu olmuşlardı. Sınır ticareti vesilesiyle birbirlerine yakınlaşmış ve dönemin müslümanlarının da dürüstlüğünden etkilenerek dinlerini tanımış, onların anlattıkları ile sizin yukarıda bahsetmiş olduğunuz Türk dini inanışlarının birbirine yakınlığı dolayısı ile İslamiyeti seçmişlerdir.

Sn.Mete Saltuk ırktaşım,

Bilginizde bir yanlışlık var.Dedikleriniz,okuduğumuz yanlış tarihe göre doğrudur,ama aslında doğru değildir.Atalarımız,kendi dinimize yakın bir din diye neden dinini değiştirsin?Siz,İsevilik İslâm'a yakın diye dininizi değiştirir misiniz?Sanmıyorum.

Atalarımız, 100 yıla yakın Emevilerle çarpışmışlardır;bunun tek nedeni Emevilerin Arap ırkçısı olması ve atalarımızın İslâm'ı kabul etmek istememesindendir.Bu savaş,ta ki Emevi hanedanı yıkılıp,Abbasilerin gelmesi ve Araplar  ile Türklerin Çin'e karşı birleşme zorunluluğuna kadar devam eder.Bundan sonra,maddi ilişkiler başlar ve gelişir.Askerlikte çok güçlü olan atalarımıza İslâm ordularında rütbe verilir,bizim adımıza şehirler kurulur,müslüman olana daha çok para verilir,müslümanlar daha az vergi öder vs. Bu etkilerle,ilk önce komutanlar müslüman olur,daha sonra İslâm'ı askerlerine dikte eder.Bu iş gittikçe büyür ve bugünlere gelir. Unutmayın,bir millet,teyp çalarda kaset değiştirir gibi din değiştiremez.Yeni din,yeni hayat biçimi demektir.

Son olarak: Halâ İslâm diye Göktengri dininin geleneklerini yaşıyorsanız(kapı eşiğine oturmuyorsanız vs.),bu İslâm'ı henüz tam olarak hazmedemeyişinizdendir.

Esenlikler.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: TÜRK-KAN - 09 Aralık 2007
Değerli Motun Yabgu Kardeşim;

Sizin kadar bilgim olmasa da, verdiğiniz bilgilerin ışığında 1-2 ekleme yapmak istiyorum. Atalarımızın güneye doğru yaptığı seferler sonucunda müslümanlarla komşu olmuşlardı. Sınır ticareti vesilesiyle birbirlerine yakınlaşmış ve dönemin müslümanlarının da dürüstlüğünden etkilenerek dinlerini tanımış, onların anlattıkları ile sizin yukarıda bahsetmiş olduğunuz Türk dini inanışlarının birbirine yakınlığı dolayısı ile İslamiyeti seçmişlerdir.

 Anda,

 Şu bağlantıya bir göz gözdirirseniz faydalı olacaktır.

 http://www.hunturk.net/forum/index.php/topic,2584.0.html

 Saygılar

 TTK
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Mete Saltuk - 09 Aralık 2007
Değerli İstemi Yabgu Kardeşim;

Vermiş olduğunuz bilgilerden dolayı teşekkürler. Dediğiniz gibi bize öğretilen(gerekse okuduğum ansiklopedilerden) bilgiler doğrultusunda yazmıştım. Sizin vermiş olduğunuz bilgiler daha detaylı. Ancak(bunu bilgilerinize karşı görüş olarak algılamayın, öğrenmek isterken, kafamdaki acabalara cevap bulmak istiyorum) islamiyette zorlama yoktur. Ki bu olayların islamiyetin doğuşunun 2. asırlarında olduğu düşünülürse(yakın dönemlerdeki müslümanların daha dinine tutkun olduğunu düşünürsek) emeviler neden Biz Türk'leri islamiyete zorlasın. Yine Türk komutanları dini konularda neden askerlerine baskı yapar ve son olarak bizim maddesel olaylar için din değiştirebileceğimizi aklım almadı açıkçası.

Ben Atalarımızın dininin destanlarımızda da belirtilen ana hatları neticesi İslamiyete yakınlığı sebebiyle böyle bir yorumda bulundum. Şüphesiz ki sizin de dediğiniz gibi gerek İsevilik, gerekse Musevilik ana hatlarıyla İslamiyete yakındır. Çünkü bu 3 dinde aynı İlaha inanır. Biz Türklerin Yafes'in çocukları olduğumuzu kabul edersek, babası Nuh peygamberin de bir kitap sahibi olduğu ve Yaradan'ın emirlerini çocuklarına iletmesi sonucu Atalarımızın bu emirlerle ilgili bilgilere sahip olduğunu düşünüyorum. Ancak aradan uzun süre geçmesi üzerine
 bu bilgilerin zamanla unutulduğu veya değişime uğradığı düşüncesiyle hareket edersek(ki okuduğum metinlerde Türk'ler İslamiyeti "atalarımızın anlattıklarına ne kadar benziyor" diyerek kabul ediyor) benim okuduğum şekilde sonuçlanması da mantığa uygun görünüyor.

Son olarak beni yanlış anlayabilecekler için yukarıda ki konular ile ilgili Atalarımın inandığı dini sorgulama ya da yargılama gibi bir amacım olmadığını belirtmek istiyorum. Şüphesiz ki bu dine inanan kardeşlerim mevcut ve ben herkesin dinine saygılıyım.

Bu arada TÜRK-KAN Kardeşim yönlendirmeniz için teşekkürler. Ancak yukarıda sorduğum emeviler neden biz Türk'leri islamiyete zorlasın sorusunun cevabını bulamadım. Bilgileriniz için teşekkürler. Saygılarımla
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: TÜRK-KAN - 09 Aralık 2007
Bu arada TÜRK-KAN Kardeşim yönlendirmeniz için teşekkürler. Ancak yukarıda sorduğum emeviler neden biz Türk'leri islamiyete zorlasın sorusunun cevabını bulamadım. Bilgileriniz için teşekkürler. Saygılarımla

 İslam dinini yaymak ve tebliğ edip, Arap dışındaki diğer milletlere de İslamı kabul ettirerek kendi egemenlikleri altına almak istiyorlardı.

Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Mete Saltuk - 09 Aralık 2007
Bilgileriniz için teşekkür ediyorum. Saygılarımla
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Atçeken Beği - 09 Aralık 2007
Andam,

İslâmiyette zorlama yoktur,doğru,ama Arap ırkçılığında zorlama vardır.İslâm peygamberi,Arapların tarihteki ilk büyük devletini kurmuştur.Bundan sonrasını,dört halife dönemi,Emeviler Dönemi ve Abbasiler dönemi diye,biliriz. Şu anda çarpıtılmış olarak öğrendiğimiz tarihimizde bile küçük ipuçlarımız vardır,şöyle ki:

1.İslâm devleti,dolayısıyla ilk büyük Arap devleti kurulur.Hz.Muhammed hem peygamber,hem devlet başkanıdır.
2.Hz.Muhammed'ten sonra,Ebu Bekir halife olur ve sahte peygamberlerle uğraşır.
3.Hz.Osman devrinde,İslâm yayılma ve büyüme eğilimindedir.Kur'an çoğaltılır ve dağıtılır.
4.Hz.Ömer devrinde,İslâm devleti büyüme aşamasına gelir ve Mısır başta olmak üzere bir çok yer alınır.
5.Hz.Ali,taht kavgalarından halifeliği bırakır ve Emevi hanedanına mensub kişiler tarafından öldürtülür.
6.Emeviler devleti eline geçirir ve saltanat sistemini benimser.
7.Emeviler yayılma politakasına devam ederler.Arap yarımadasından sonra,ilk hedef tabiki Orta Asya'dır,ama bu hedefe ulaşamazlar(işte burada tarih kesintiye uğrar okullarımızda).
8.Emeviler,Arapları birinci sınıf vatandaş ve müslüman,diğer ırktan olanlar daha düşük müslüman ve vatandaş olarak kabul ederler(bu,kendi tarih kitaplarımızda öğrendiğimiz arap ırkçılığıdır.).
9.Emevi hanedanlığı yıkılır,Abbasiler gelir.
10.Türkler,kitleler halinde İslâm'a geçerler(!).

Ortada bir anlaşılmazlık yok mu sizce?''Emevi Hanedanlığı gitti ve Türkler anında kitleler halinde müslüman oldular.'' demek,tarihe yapılan en büyük ihanetlerdendir.Bu,Selçuklu ve Osmanlı hanedanlığından bugüne süren baskıların sonucudur.Türkler,direnerek,kan dökerek ve en sonunda mecburiyetten müslüman olmuşlardır.Psikolojik veriler bizi şunu söyler: kişi,en zor dinini değiştirir.Bunu birde sosyolojik olarak düşününüz.

Tarihte,Türkler dışında kitleler halinde din değiştiren yoktur.Bizde öyle değiliz,ama öyle anlatıyorlar bize.Bütün milletler de,din ilk önce halka yayılır,sonra devletçe benimsenirdi.Bizde ise,tam tersi.Devletçe benimsendi,halka dikte edildi.O zamanın koşulları içerisinde,Çin karşısında direnmemizin belkide tek yolu bu idi,ona bir şey demiyorum,ama kitleler halinde din değiştirmek mümkün değildir.Hele ki,benzeşiyor diye din değiştirmek,en saçma nedendir.Madem benzeşiyor ve örtüşüyor,o zaman Türk kendi dinini terk etmezdi.

Son olarak,Emeviler neden zorlama yapmışlardır?Buyurun:

1.Daha fazla nüfus,daha fazla vergi(müslüman olmayandan 2 kat daha fazla hemde).
2.Arap yarımadasından ilk kez çıkmış olmak ve İslâm'ı,Dünya'ya yayma isteği(Cihad).

Bunlar,iki ana nedendir.Daha fazlası eklenebilir,ama bunlar,belirttiğim gibi başlıca nedenlerdir.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: TÜRK-KAN - 09 Aralık 2007
İslâm peygamberi,Arapların tarihteki ilk devletlerini kurmuştur

 Hz.Muhammed'ten önce Seba, Himyeri, Gassani adlı Arap devletleri de kurulmuştur.

 Ancak Hz.Muhammed tarihte ilk kez bütün Arapları birleştiren bir devlet kurmuştur dersek daha doğru olur.

 Saygılar

 TTK
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Atçeken Beği - 09 Aralık 2007
Belirtmek istediğim,tarihteki ilk büyük Arap devletidir(uykusuzluktan şaşırmış olmalıyım :) ).İletimi düzeltiyorum.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: kızıltamu - 09 Aralık 2007
Nedense hem dini konular burada çok tartışılmasın diyor hemde tartışıyoruz Türkçülük laiktir öyleyse isteyen istediği din'e inanır bu islam isevilik Gök Tanrı yani önemli olan Türk olmak gerisi teferruattır.
Ben ateizmin Türkçülüğe uygun olmadığı düşüncesindeyim öyleki heryeşi var eden Tanrı bizleri Türk olarak yarattı Tanrı'yı kabul etmezsek biz nasıl var olduk bizi biz yapan unsurlar nedir gibi karmaşalı sonuçlar doğurur ama Tanrıyı kişi hangi dinde kabul ediyor bu kişinin hür iradesine bağlıdır.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: ÇEPNİ FİRUZ - 09 Aralık 2007
İslam dini , Ümmetçiliği savunur, Irkçılığı ret eder. Eğer bizler kendimize Türkçü, Soycu diyorsak; ki öyleyiz, o halde  İslam içinde hiçbir yerimiz olamaz. İki ayrı kutbun bir arada düşüncede birleşmesi asla mümkün değildir. Bazı arkadaşlara şunu söylemek istiyorum İslam ırkçılığı red ederken, Türkçü'lüğüde ret etmektedir.            çepni
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: YANLIZ KURT(2) - 09 Aralık 2007
İslam dini , Ümmetçiliği savunur, Irkçılığı ret eder. Eğer bizler kendimize Türkçü, Soycu diyorsak; ki öyleyiz, o halde  İslam içinde hiçbir yerimiz olamaz. İki ayrı kutbun bir arada düşüncede birleşmesi asla mümkün değildir. Bazı arkadaşlara şunu söylemek istiyorum İslam ırkçılığı red ederken, Türkçü'lüğüde ret etmektedir.            çepni
bir çok büyük din ırkçılığı reddeder sayın anda..
ya da şöyle diyeyim : "ırkçılığı reddedmeyen bir din göster bana?"
onun için biz de ne diyoruz
biz insanları dinlerine ya da inançlarına göre ayırmayız
ve buna göre sorgulayıp,davranmayız
bizim için önemli olan ırktır.
onu tartışırız
herkezin dini kendine
bırakın herkez dinini ,inancını nasıl yaşıyorsa yaşasın
sonuçta inanç denilen şey Allahla insan arasında olan bişeydir.
ama ırk öylemidir?
ırk bilinci, millet bilinci adı üstünde "millet" dir, topluluktur.
bir bütünü ilgilendirir.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: ÇEPNİ FİRUZ - 09 Aralık 2007
İslam dini , Ümmetçiliği savunur, Irkçılığı ret eder. Eğer bizler kendimize Türkçü, Soycu diyorsak; ki öyleyiz, o halde  İslam içinde hiçbir yerimiz olamaz. İki ayrı kutbun bir arada düşüncede birleşmesi asla mümkün değildir. Bazı arkadaşlara şunu söylemek istiyorum İslam ırkçılığı red ederken, Türkçü'lüğüde ret etmektedir.            çepni
bir çok büyük din ırkçılığı reddeder sayın anda..
ya da şöyle diyeyim : "ırkçılığı reddedmeyen bir din göster bana?"
onun için biz de ne diyoruz
biz insanları dinlerine ya da inançlarına göre ayırmayız
ve buna göre sorgulayıp,davranmayız
bizim için önemli olan ırktır.
onu tartışırız
herkezin dini kendine
bırakın herkez dinini ,inancını nasıl yaşıyorsa yaşasın
sonuçta inanç denilen şey Allahla insan arasında olan bişeydir.
ama ırk öylemidir?
ırk bilinci, millet bilinci adı üstünde "millet" dir, topluluktur.
bir bütünü ilgilendirir.
     

Anda  biz burada din tartışması yapmıyoruz!!! Muhakkak herkesin dini kendine... Ama ben Türkçü'lüğü reddeden her türlü fikrin, karşısında olmamız gerektiğini söyledim. Anlayan anlar.    çepni
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Atsiz - 09 Aralık 2007
Andalarım,
Deizm-ateizm gibi tartışmalara nereden girildi, neden girildi ve ne gereği vardı bilmiyorum. Bu tür konular bizlei- SON BAŞBUĞ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün izinde yürüyen ve ATSIZ ATA’nın fikirleri ile yolunu aydınlatan bizleri- ilgilendirmeli mi bilmiyorum? Tabii ki andalarımız kendilerini ilgilendiren konularda düşüncelerini diğer soydaslarımızla paylaşacak ve paylaşmalı, ama bu tartışmalar ve fikir alışverisi bizleri bölünmeye, kutuplaşmaya götürecek ise nasıl birlik olacağız? Nasıl diyecegiz „BÜTÜN TÜRKLER BİR ORDU“? Nasıl savunacagız vatanı düşmana karsı? Gündemi takip eden andalarımın gözünden kaçmamıstır, yine Sivas’ta Alevi-Sünni ayrımcılığı kışkırtılmakta, insanlarımız yine birbirlerine düşman edilmeye çalışılmaktadır. Amaç TÜRK birliğini baltalamaktan öte bir şey degildir.
Benim için önemli olan –daha önce de belirttiğim gibi- karşımdaki kişinin TÜRK kanı taşıması, TÜRK soyundan gelmesi ve TÜRKLÜK için yaşayıp öl(dür)mesidir, bundan ötesi beni ilgilendirmez.
Eğer amaç Türk birliği ise bu tür tartışmalara ve kutuplaşmalara ne gerek var?
Andalarıma soruyorum: Yarın cephede yan yana çarpışırken de soracakmısınız: „andam inancın nedir, kime inanaırsın, nasıl inanırsın“, diye yoksa Türk olması yetecek mi yanında çarpışan kisinin?

Esen kalın.

TÜRK’ÜN TANRISI TÜRK’Ü KORUSUN.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: kızıltamu - 09 Aralık 2007

Anda  biz burada din tartışması yapmıyoruz!!! Muhakkak herkesin dini kendine... Ama ben Türkçü'lüğü reddeden her türlü fikrin, karşısında olmamız gerektiğini söyledim. Anlayan anlar.    çepni


Peki din tartışması yapmıyorsak neden şu din bu din ırkçılığı reddeder açıklaması yapıyoruz ve hem din karşıtı islam karşıtı değiliz diyor hemde İslam ırkçılığı reddeder bende ırkçılığı reddedeni,reddederim ve bunun karşısında olmamız gerekir diyorsak dolaylı olarak islamın karşısında olalım demiş oluyorsunuz .

Herzaman savundum yine savunuyorum kişilerin dini inanışları kişilerin kendisi ile Tanrı arasındadır kim neye inanırsa inansın yalnız tek bir  Tanrı var yerleri ve gökleri yaratan odur .

Ankara toplantısında din konusuna değinmiş ve aramızda din ile ilgili konuşmama kararı almıştık bakıyorum bu karar uygulanmıyor .
Yüce Türk milletinin büyük bir çoğunluğu İslam dini mensubu iken islamı redderek yada dolaylı olarak redderek nasıl bir büyüme birliktelik olacak Milllete rağmen Milliyetçilik olurmu?

Arkadaşlar kardeşlerim bacılarım abilerim  Din konusu bizi yıpratmaktan başka bir işe yaramaz ve bizde burada din konularını ne kadar çok konuşursak bizi istemeyen kişilerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz aslında hizmet etmeye çalıştığımız davanın farkına varmadan düşmanlığını yapmış oluruz çok daha önemli konularımız var lütfen din konusu kapatılsın ve uzamasın .
Konu Tanrıya inanmak yada inanmamak olabilir ama dinler bu konuya dahil edilmemeli.
Çünkü daha önemli konuları tartışmalıyız .
 
    MİLLETE RAĞMEN MİLLİYETÇİLİK OLMAZ.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 09 Aralık 2007
Açılan başlık amacından sapıp, din tartışması haline gelmiş.
Burada yazılanlar her ne kadar kişinin kendi görüşünü ifade ediyor olsa da dışarıdan izleyenler nezdinde durum Türkçülerin veya Otağın görüş ve anlayışıymışçasına algılanıyor.
Konuyla ilgili bir iki hususa değinip, bu tartışmayı ya kapatalım ya da, açılış amacına uygun şekilde sürdürmek kaydıyla, toparlayalım.



Atalarımızın güneye doğru yaptığı seferler sonucunda müslümanlarla komşu olmuşlardı. Sınır ticareti vesilesiyle birbirlerine yakınlaşmış ve dönemin müslümanlarının da dürüstlüğünden etkilenerek dinlerini tanımış, onların anlattıkları ile sizin yukarıda bahsetmiş olduğunuz Türk dini inanışlarının birbirine yakınlığı dolayısı ile İslamiyeti seçmişlerdir.


Mete Saltuk Anda’nın ileri sürdüğü bu görüş gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü Türkler Araplarla çok kanlı savaşlar yapmış, bu savaşlarda Türklere karşı tarihin emsaline pek nadir tanık olduğu büyük katliamlar ve vahşetler uygulanmıştır. Öyle ki öldürülen her Türk’ün kafası için yüzlerce altınlık ödüller konularak Türk soykırımı için kafatası avcılarının iştahlarını kabartılarak binlerce sivil Türk’ün öldürülmesi amaçlanmış ve bu amaç büyük ölçüde de gerçekleşmiştir.
Bu insanlık dışı muameleden dolayı çoğu Türk canını kurtarmak için Müslüman olduğunu söylemek zorunda kalmıştır.




Ancak(bunu bilgilerinize karşı görüş olarak algılamayın, öğrenmek isterken, kafamdaki acabalara cevap bulmak istiyorum) islamiyette zorlama yoktur.


İslamiyet’te zorlama yoktur deyimi çok yaygın olarak kullanılmasına rağmen gerçekle alakası olmayan propaganda amaçlı bir sözdür.
İslamiyet’te nasıl zorlama yokmuş?
“Din Allah’ın olana kadar onlarla (kafirlerle) savaşın” ifadeleri bir Kur’an buyruğudur.
Bu ayetteki kafir kavramı İslam dininin dışında kalan herkesi kapsamaktadır. Özellikle Emevi hanedanlığı önderliğinde din yayma savaşları tam bir vahşet şeklinde cereyan etmiştir.
Gelelim İslamı seçmiş kişilere karşı dayatmalara.
Hanefi fıkhına göre namaz kılmayan hapsedilir, oruç tutmayan dövülür, namaz kılmamak eşlerin boşanma gerekçesidir. Bunların daha onlarcası sayılabilir.
Başbuğ Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyet sayesinde günümüzde bunlar her ne kadar uygulanamıyor olsa bile toplumda yüzlerce yılın meydana getirdiği anlayış namaz kılmayanı, oruç tutmayanı, başını kapatmayanı dışlamakta, bir nevi sosyal baskı olarak işletilmektedir.
Biz uzaydan inmedik. Bu toplumun içinde yaşıyor ve olan-biteni kendimiz de gözlemleyebiliyoruz.
Arap adet ve geleneklerinin İslam sanıldığı, yobazlığın dindarlık olarak sunulduğu, daha da elimi bu yobaz takımının milletin inançlarını Türklüğü yok etmek için vasıta yaptığını görmek için sosyoloğ olmaya gerek yok.
Maalesef Türk Milleti, kendisi için büyük bir şans olan laikliği yeterince kavrayamamış, büyük kesimi laikliği menfi propagandaların etkisiyle din düşmanlığı şeklinde algılamıştır. Oysaki laikliğin karşı olduğu din değil, din adıyla ortaya konulan yobazlık ve istismarcılıktır.



Biz Türklerin Yafes'in çocukları olduğumuzu kabul edersek, babası Nuh peygamberin de bir kitap sahibi olduğu ve Yaradan'ın emirlerini çocuklarına iletmesi sonucu Atalarımızın bu emirlerle ilgili bilgilere sahip olduğunu düşünüyorum


Türklerin Nuh peygamberin oğlu Yasef’in soyundan geldiği eski Sümer ve İbrani efsanelerin İslam’a adapte edilmiş şeklidir. Yani tamamen uydurmadır. Bu uydurmalar Türklerin soyunu Yasef’e bağlayarak 40.000 yıllık Türk Irkını temellerinden uzaklaştırma oyunundan başka bir şey değildir.



Ancak yukarıda sorduğum emeviler neden biz Türk'leri islamiyete zorlasın sorusunun cevabını bulamadım.


Emevilerin  Türkleri İslamiyet’i kabule zorlamasının nedeni gayet basit:
Türk coğrafyasına hakim olmak ve Türklerden gelecek tehlikeleri bertaraf etmek.
Aynı zamanda kurulacak din kardeşliği(!) sayesinde Türkleri uyuşturarak kendi emperyalist amaçlarını kolaylaştırmaktır ki,  nitekim öyle de olmuştur.
Ta ki Başbuğ Atatürk'ün çıkıp yeniden Türklük ruhunu dirilttiği zamana kadar...


TTK

Uyarı:
İletimin başında da belirttiğim gibi konu, din tartışması haline getirilmeden, açılan başlığa uygun olarak devam ettirilsin. Aksi takdirde başlık kilitlenecektir.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Mete Saltuk - 09 Aralık 2007
Değerli Üçoklu Börü Kardeşim;

Yazdığınız bilgiler ışığında bugüne kadar öğrendiklerimin hepsi iflas etmiş oluyor.

“Din Allah’ın olana kadar onlarla (kafirlerle) savaşın” ifadeleri bir Kur’an buyruğudur.

Vermiş olduğunuz bilgilere karşı yorumda bulunmadan yalnızca buraya bir parantez açarsak; Kur'an da geçen Kafirun suresine dair islamiyette zorlama yoktur diye yazmıştım. Ben de bu konunun fazlasıyla yön değiştirdiği için daha fazla uzatmanın gereği olmadığı düşüncesindeyim. Çünkü; bazı arkadaşlar bilerek ya da bilmeyerek öyle keskin cümleler kuruyorlar ki, ya dinimizden çıkmayı ya da Türklüğümüze sahip çıkamayacağımızı ima ediyorlar. Sormazlar mı adama son Başbuğ, Ulu Önder, üzerinde bulunan Kur'anı takı amaçlı olarak mı bulunduruyordu diye? Veya (Adı aklıma gelmeyen)camii de cuma hutbesi yerine anılarını mı anlattı? Bu suretle Gazi Paşa'da Müslüman olduğuna göre (arkadaşın yazısından hareket edersek eğer)neden kendisini Türkçü sayıyoruz.  Ben kızıltamu kardeşim gibi konunun irdelenmemesi gerektiğini, herkesin dinine saygı gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla 
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Temir Yalıg - 09 Aralık 2007
Değerli Üçoklu Börü Kardeşim;

Yazdığınız bilgiler ışığında bugüne kadar öğrendiklerimin hepsi iflas etmiş oluyor.

“Din Allah’ın olana kadar onlarla (kafirlerle) savaşın” ifadeleri bir Kur’an buyruğudur.

Vermiş olduğunuz bilgilere karşı yorumda bulunmadan yalnızca buraya bir parantez açarsak; Kur'an da geçen Kafirun suresine dair islamiyette zorlama yoktur diye yazmıştım. Ben de bu konunun fazlasıyla yön değiştirdiği için daha fazla uzatmanın gereği olmadığı düşüncesindeyim. Çünkü; bazı arkadaşlar bilerek ya da bilmeyerek öyle keskin cümleler kuruyorlar ki, ya dinimizden çıkmayı ya da Türklüğümüze sahip çıkamayacağımızı ima ediyorlar. Sormazlar mı adama son Başbuğ, Ulu Önder, üzerinde bulunan Kur'anı takı amaçlı olarak mı bulunduruyordu diye? Veya (Adı aklıma gelmeyen)camii de cuma hutbesi yerine anılarını mı anlattı? Bu suretle Gazi Paşa'da Müslüman olduğuna göre (arkadaşın yazısından hareket edersek eğer)neden kendisini Türkçü sayıyoruz.  Ben kızıltamu kardeşim gibi konunun irdelenmemesi gerektiğini, herkesin dinine saygı gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla 

Mustafa Kemal Atatürk'ün müslüman olduğunu nereden biliyorsunuz?Olsa ne farkeder olmasa ne farkeder?Üzerinde Kuran taşıdığı da uydurmadır.Camideki hutbe meselesine gelince;Türk milletinin çoğunluğu müslümandır.Bu sebeple Atatürk en çok toplanılan yer olan camide Milleti için konuşma yapmıştır.Bu konuşmayı vaaza çevirmenin,Başbuğu da imam yapmanın bir mânası yok.

Din, kişioğlu ile Tanrı arasındadır.Bu tartışmalara girmeden tartışma yapmak serbesttir.Din muhabbetinin içine de Başbuğumuzu katmayınız lütfen.
Başlık: Ynt: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 09 Aralık 2007

Ben de bu konunun fazlasıyla yön değiştirdiği için daha fazla uzatmanın gereği olmadığı düşüncesindeyim. Çünkü; bazı arkadaşlar bilerek ya da bilmeyerek öyle keskin cümleler kuruyorlar ki, ya dinimizden çıkmayı ya da Türklüğümüze sahip çıkamayacağımızı ima ediyorlar.


Mete Saltuk Andamızın tespitleri çok yerinde.
Din konuları söz konusu olduğunda, bu tür olumsuzluklarla karşılaşmamız, kaçınılmaz oluyor.
Bunun nedeni: Bir çok kişinin hâlâ din ile milliyetin farkını fark edememiş olmalarındandır.
Otağımızın dinle ilgili tartışmalara izin vermemesi; hem laik duruşumuz ve hem de buna benzer mahsurları nedeniyledir. Tutumumuzdaki haklılığımız, bu tartışmayla, bir kez daha kanıtlanmış oldu...
Biz ateizmi reddeden, Tanrıya inanan ve herkesin din ve inancını seçme ve yaşamakta özgür olduğunu kabul eden, Başbuğ Atatürk'ün belirlediği şekliyle, gerçek laik Türkçüleriz.
Uğraş alanımız din değil, soy ve kandır....

Değerli fikirleriyle katkılarını esirgemeyen soydaşlarımız sağolsunlar...

Konuyla ilgili tartışma yeterlidir. Başlığı kilitliyorum.


TTK