Türkçü Turancı Otağ

TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI => TÜRK - TURAN DÜNYASI => Konuyu başlatan: TiginNoyan - 13 Ekim 2007

Başlık: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 13 Ekim 2007
Esenlikler sevgili arkadaşlar, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi'nin 2006 Eylül sayısında çıkan "Askerî Târîh Açısından Köl Tigin" başlıklı makālemi en sonunda internete de koymuşlar. Çalışmama buradan bakabilirsiniz:

http://www.gefad.gazi.edu.tr//window/dosyapdf/2006/1/2006-1-203-226-14-h.ihsanerkoc.pdf

Yalnız makāleyi basarken haberim olmadan bâzı değişiklikler yapmışlar. Örneğin ben Kaynakça'da târihî kaynakları ve günümüz çalışmalarını ayırarak vermiştim, bunlar hepsini "Kaynaklar" diye yanlış bir biçimde birleştirmişler. Bir de derginin basılı sürümünde Çince karakterlerin hepsi gözükürken bu .pdf dosyası sürümünde karakterler gözükmüyor (ama isteyene bendeki orijinalini .doc dosyası olarak yollayabilirim).

Esen kalın :asker:
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TÜRK-KAN - 13 Ekim 2007
 Tebrikler Anda,

 Güzel bir çalışma olmuş. Word formatını da yollarsan sevinirim.

 TTK
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 13 Ekim 2007
Sağol Anda, sana şimde e-posta olarak atıyorum. Başka isteyen olursa haber versin.

TTK
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: tungatonyukuk - 13 Ekim 2007
Andam Çok güzel olmuş...

İyi kalem e almışsın...

sağol devamını bekleriz..
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 13 Ekim 2007
Sağol anda, iyi okumalar ;)

Artık doktora sırasında makāle yazıp bastırmaya devâm ederiz, şu sıralar yüksek lisans tezimle meşgulüm (o da bitip geçince belki .pdf'ye çevirtebilirsem sizlerle seve seve paylaşırım).

Bu arada, makāle basıldıktan sonra iki eksik buldum. Birincisi, Gumilyof'un Türgişler'e yapılan seferde yalnızca 20 bin askerin olduğu bilgisini Çin kaynaklarında sonradan görmem (gözümden kaçmış), ikincisi de makāleyi yazarken ne olduğunu bilemediğim "çevirerek vurdu"nun "kuşatarak saldırdı" olması imiş.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Üçoklu Börü Kam - 13 Ekim 2007
Bu bilgi dolu çalışmanızdan ötürü, sizi kutlarım.
Elinize sağlık.
Ezen bolsın.
TTK.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 13 Ekim 2007
Sağolun Sayın Yönetici.

Esen bolsın.
TTK!
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Temir Yalıg - 13 Ekim 2007
TiginNoyan anda ;

Tarihle ve bilhassa 'Türk tarihiyle' ilgili çalışmalarının devamını dilerim.

Paylaşım için teşekkürler.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 13 Ekim 2007
Sağol Temir Yalıg Anda, hep birlikte ;)
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: [Hun Türk] - 14 Ekim 2007
Anda teşekkürler, kütüphaneme kayıt ettim hemen. İznin olursa bu tür çalışmalarını ana sayfada ayrı bir başlık altında yayınlamak isteriz.

Saygılar
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: gurturk - 14 Ekim 2007
TÜRK tarihiyle ilgili tüm eğitsel  çalışmalara  teşekkürler.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 14 Ekim 2007
Sağolun andalar.

Sayın Yönetici, şeref duyarım :) Daha önce dersler için hazırladığım birkaç projeyi de düzenleyip word dosyası olarak size atabilirim, siz uygun olanı yaparsınız. Bir de burada otağa daha önceden koyduğum kısa yazılar var ama onlar genelde akademik içerikli değiller (yâni dipnot vs yok).
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Yüzbaşı Sançar - 29 Aralık 2007

   Sayın Tigin Noyan,Köl Tigin makalenizi okudum ve çok etkilendim.  Sizi tebrik ediyorum.Orhun Abideleri konusu en çok ilgimi çeken konudur.Ancak merak ettiğim bazı sorular var. Şu anda aklıma geleni size sormak ve görüşlerinizi izninizle  almak istiyorum.                                   

       Bilge Tonyukuk abidesinin, birinci taşın kuzey cephesinin,
6. satırındaki ifadeler  ilginç şöyleki:

'' Türgiş Kağanı dışarı çıkmış dedi...Çin ordusu var imiş. O sözü işitip kağanım, ben eve ineyim dedi...''   

   Ben bu ifadelerden Tonyukuk'un kağanını korkaklıkla suçladığı anlamını çıkarmaktayım! Şayet bu doğruysa akla birçok soruyuda birden getiriyor birincisi Tonyukuk buna nasıl cesaret edebiliyor? İkincisi,acaba kağanda olsa hataların söylenmesi töreye göre normalmi idi?
Saygılarımla     TTK
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 29 Aralık 2007
Sağolun Sançar Bey.

Sözünü ettiğiniz satırın hemen ardından glen satırda görürsünüz ki, Kapgan Kağan o sırada ölen eşinin yoğunu (cenâze törenini) yönetmek için Ötüken'e dönmek zorunda kalmış, Tonyukuk'u da Altaylar'da savunma hattı kurmakla görevlendirmiştir.

Bu arada, danışmanların kağanlara yanlışlarını söylemeleri de töreye uygundur. Bunun en güzel örneği, yine Tonyukuk'un Bilge Kağan'a yerleşik yaşama geçmek ve Budizme-Taoizme geçmekle ilgili verdiği söylevde görülmektedir.

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Yüzbaşı Sançar - 30 Aralık 2007

   Sayın Tigin Noyan,söylediğiniz gibi o cümlenin hemen ardından cenaze konusu geçiyor.Sağolun.

   Diğer bir sorum Bilge Tonyukuk kitabesinde "Türk Sir budun..." ifadesinde geçen "Sir" kelimesinin anlamı nedir? Diğer kitabelerde bu şekilde bir kelime yok!

  Yine Tonyukuk kitabesinde,diğerlerinden farklı olarak bazı yerlerde Kağan yerine, Kan(Han)kelimesi geçmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

   Tonyukuk adı da Türk ad geleneğine pek uygun değil gibi.Acama ny-yn sesinin karşılığı olan harf yanlışmı okundu? Yani doğrusu "Toyun"ok ok şekline olması sanki daha uygun gibi geliyor!

Saygılarımla.

   
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 30 Aralık 2007
Diğer bir sorum Bilge Tonyukuk kitabesinde "Türk Sir budun..." ifadesinde geçen "Sir" kelimesinin anlamı nedir? Diğer kitabelerde bu şekilde bir kelime yok!

Yazıtlar konusundaki en esrârengiz durumlardan birisi de budur. Bâzıları "Sir"in Gök Türk dönemi Türk kavimlerinden Xuēyántuó (Hsüeh-yen-t'o) 薛延陀 birliğini oluşturan iki boydan Xuē 薛 olduğunu düşünürler ancak Çin kaynaklarında Xuē 薛 boyunun Gök Türkler ile böyle bir birliğe girdiklerine ilişkin bir bilgi yoktur. Belki de yazıtta geçen "Sir" adının başka bir anlamı vardı. Zâten Xuē 薛 karakterinin Sir adını karşıladığı da kuşkulu, hattâ bana göre olanak dışıdır.

Yine Tonyukuk kitabesinde,diğerlerinden farklı olarak bazı yerlerde Kağan yerine, Kan(Han)kelimesi geçmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aynı durumu Kırgızlar'dan kalma Yenisey yazıtlarında da vardır. Kagan (Kağan) unvânı kimi yazıtlarda Kan (Han) olarak geçer. Bana göre Gök Türk döneminde Kağan ve Han aynı unvandı, hattâ Kan belki de Kagan'ın kısaltması olarak kullanılıyordu (örneğin Bagatur unvânı bir Kırgız yazıtında kısaltılmış olarak Batur biçiminde geçmektedir). İlginç bir örnek de, Bilge Kağan ve Köl Tigin yazıtlarında "Tüpüt Kagan" (Tibet Hükümdârı), "Tabgaç Kagan" (Çin İmparatoru), "Kırkız Kagan" (Kırgız Kağanı) olarak geçen unvanların aynısı Kırgız Yenisey yazıtlarında "Tüpüt Kan", "Tabgaç Kan", "Kırkız Kan" biçiminde yazılmıştır. Bu durumda rahatça söyleyebiliriz ki, Gök Türk döneminde Han ve Kağan aynı düzeyde idi. Aradaki fark kimi târihçilere göre Karahanlı döneminde, kimi târihçilere göre de Moğol döneminde oluşmuştur (ama meselâ Osmanlılar'da da Han ve Hâkan aynı unvan olarak kullanılmaktaydı, arada bir statü farkı bulunmamaktaydı).

Tonyukuk adı da Türk ad geleneğine pek uygun değil gibi.Acama ny-yn sesinin karşılığı olan harf yanlışmı okundu? Yani doğrusu "Toyun"ok ok şekline olması sanki daha uygun gibi geliyor!

Tonyukuk adı Çince kaynaklarda Tūnyùgǔ (T'un-yü-ku) 暾欲谷 biçiminde geçmektedir, ki bu da ses olarak "Tonyukuk"a yakındır.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Yüzbaşı Sançar - 30 Aralık 2007

   Sayın TiginNoyan Bey, "Sir" kelimesi konusunda, B. Ögel Türk Kültürünün gelişme çağları kitabında bu kelimenin, dediğiniz gibi kesin anlamının bilinmemesine rağmen tahmini olarak "Birleşik" manası verdiğini söylemektedir.Belki ilerde yapılacak araştırmalar bu kelimeyi açıklığa kavuşturur.

    "Kan" ( Han) kelimesi esasında Türkçe bir kelime olup,moğolcaya " Kağan" olarak geçtiği ileri sürülmekte.(B.Ögel) Ve şöyle devam etmekte " Türklerin imparator karşılığı olarak kullandıkları en eski unvan "kağan" değil,daha önceleri "Kan" veya Han olmalı idi.Kağan ünvanı Göktürkler'den önce Avar hükümdarlarının kullandıkları bir ünvandı..."

    Tonyukuk kelimesindeki kök kelime "tony" olduğu göz önüne alınırsa,bu ifadede daha önce bir Türk adına rastlanmaz.Ancak "Toyn" ile başlayan Türkçe kelimelere rastlamak mümkün.Mesela Orkun Kitabelerinde geçen "Toygut" gibi.Ben sadece kafama takıldığı için merak ettim.Kesin bir bilgim yok.

  Saygılarımla.
 
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 30 Aralık 2007
Sayın Sançar Bey,

"Kan" ( Han) kelimesi esasında Türkçe bir kelime olup,moğolcaya " Kağan" olarak geçtiği ileri sürülmekte.(B.Ögel) Ve şöyle devam etmekte " Türklerin imparator karşılığı olarak kullandıkları en eski unvan "kağan" değil,daha önceleri "Kan" veya Han olmalı idi.Kağan ünvanı Göktürkler'den önce Avar hükümdarlarının kullandıkları bir ünvandı..."

Pek muhtemelen Kagan (Kağan) unvânının esas kök Kan (Han) idi. Kağan, Han'dan türemiş olmalıdır. Kağan'ın bilinen ilk kullanımı Moğol Xiānbēiler'dir (Hsien-pei) 鮮卑. Sonradan Xiānbēi 鮮卑 kökenli bir hânedan tarafından yönetilen Ruánruán (Juan-juan) 蠕蠕 ve Moğol-Tibet karışımı Togonlar'da (Tǔyǔhún [T'u-yü-hun] 吐谷渾) hükümdar Mùróng Kuālǔ'den (K'ua-lü, 540-591) 慕容夸呂 îtibâren Kağan unvânı kullanılmıştır. Gök Türkler'e de Ruánruánlar'dan 蠕蠕 geçmiştir. Kağan ilk kez Moğollar tarafından kullanılmış olsa da sözcük kökü Kan Türkçe olmalıdır.

Tonyukuk kelimesindeki kök kelime "tony" olduğu göz önüne alınırsa,bu ifadede daha önce bir Türk adına rastlanmaz.Ancak "Toyn" ile başlayan Türkçe kelimelere rastlamak mümkün.Mesela Orkun Kitabelerinde geçen "Toygut" gibi.Ben sadece kafama takıldığı için merak ettim.Kesin bir bilgim yok.

Ben de konu hakkında çok bilgili olduğumu söyleyemem, bu nedenle uzman dilbilimcilere başvurulması görüşündeyim.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Yüzbaşı Sançar - 01 Ocak 2008

   Sayın TiginNoyan Bey,verediğiniz bilgiler için sağolun.Bu sorularımla sizi sıkmıyorum umarım.İzniniz olursa başka bir soruya geçmek istiyorum.

   Köl Tigin kitabesinde (doğu cephesi-18); Türgiş  topluluğundan bahsederken " Türgiş kagan Türkümüz..." diye devam eden cümlede Türgişler'in Türklüğü vurgulanırken,Oğuzlar için böyle bir kelime kullanılmaz. " Tokuz oguz budun kendi budunum erti..." ( Köl Tigin kuzey cephesi-4)

  Sizce, böyle bir ayrım yapılmasının özel bir sebebi olabilirmi?

  Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TÜRK-KAN - 01 Ocak 2008
      Köl Tigin kitabesinde (doğu cephesi-18); Türgiş  topluluğundan bahsederken " Türgiş kagan Türkümüz..." diye devam eden cümlede Türgişler'in Türklüğü vurgulanırken,Oğuzlar için böyle bir kelime kullanılmaz. " Tokuz oguz budun kendi budunum erti..." ( Köl Tigin kuzey cephesi-4)


   Büyük ihtimalle Dokuz Oğuzlar, Çinliler ile işbirliği yapıp sık sık ayaklandıkları ve Göktürk hakimiyetini kabul etmedikleri içindir.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Yüzbaşı Sançar - 01 Ocak 2008


          Sayın TÜRK-KAN BEY, sadece ayaklanmadan kaynaklanan bir ifade olmuş olsaydı,sözün devamında ayaklanma anlatımı geçmemesi gerekirdi.Şöyleki;

       Cümlenin devamında " Türgiş kagan Türkümüz budunumuz erti.Bilmedükin üçün bizinge yangıldukın üçün kaganı ölti. Buyrukı begleri yime ölti.On Ok budun emgek körti."

          Saygılarımla
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Fatih - 01 Ocak 2008
Bu verimli ve güzel çalışmasından dolayı TiginNoyan beyi kutlarım.

Ellerine sağlık.

Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 01 Ocak 2008
Teşekkür ederim Fatih Bey.

Sayın TiginNoyan Bey,verediğiniz bilgiler için sağolun.Bu sorularımla sizi sıkmıyorum umarım.

Yok estağfurullah Sayın Sançar Bey, ne demek? :)

Köl Tigin kitabesinde (doğu cephesi-18); Türgiş  topluluğundan bahsederken " Türgiş kagan Türkümüz..." diye devam eden cümlede Türgişler'in Türklüğü vurgulanırken,Oğuzlar için böyle bir kelime kullanılmaz. " Tokuz oguz budun kendi budunum erti..." ( Köl Tigin kuzey cephesi-4)

  Sizce, böyle bir ayrım yapılmasının özel bir sebebi olabilirmi?

Burada Türgişlerin ve Dokuz Oğuzların Gök Türk hâkimiyetine girmiş olmaları ve bu hâkimiyete karşı ayaklanarak "Türk" devletinden ayrılmaları anatılmaktadır. Gök Türk döneminde Türk kavimleri yalnızca Gök Türklere "Türk" derdi. Gök Türkler ise kendi hâkimiyetleri altına aldıkları kavimlere de yazıtlarda gördüğümüz gibi "Türk" demişlerdir. Gök Türkler'den sonraki Uygur döneminde Türk adı Türk kavimleri arasında genl bir anlam kazanmıştır. Çinliler de Türk adını yalnızca Gök Türk kavmi ve ona bağlı olanlar için kullanmışlardı. Ancak görüyoruz ki henüz Gök Türk döneminde bile Araplar tüm Türklere, hattâ Türk olmayan tüm bozkır halklarına ve hattâ ve hattâ onların komşularına "Türk" demeye başlamışlardır.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TÜRK-KAN - 01 Ocak 2008
 Tespitimiz doğruymuş.

 
 
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TÜRK-KAN - 01 Ocak 2008
 Konuyla ilgili başka bir makale... Umarım aradığınız başka sorular varsa cevaplarını bulursunuz. Makale Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin yayınladığı BİLİG dergisinden ALINTIDIR.

Köktürk Yazıtları’ndaki “Türük oġuz begleri bodun eşidiñ” ve “Oġuzı yeme tarkınç ol temiş” Cümlelerinde
   Geçen Oğuz Kelimesi Üzerine

Ahmet KARADOĞAN* *
Kırıkkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi / KIRIKKALE


Köktürk yazısının çözümünün üzerinden yüz yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen okuma ve anlamlandırma çalışmaları devam etmektedir. Gerek Köktürk yazısının kendine has imlâ özellikleri gerekse herhangi bir metni anlamanın genel zorluğu sebebiyle Köktürk yazıtlarındaki bazı kelime ve cümlelerin izahıyla ilgili farklı görüşler ve tartışmalar vardır. Bu metinlerin doğru biçimde okunması ve anlamlandırılması için bu tür tartışmalara ve farklı görüşlere ihtiyaç olduğu şüphesizdir.

Kanaatimizce, Köktürk yazıtlarındaki “Türük oġuz begleri bodun eşidiñ” (KT D, 22; BK D, 18) ve “Oġuzı yeme tarkınç ol temiş” (T I D, 5) cümleleri, oġuz kelimesinin  kökeni  ve  anlamı  dikkate  alınarak  yeniden  yorumlanmalı  ve anlamlandırılmalıdır.
Yukarıdaki cümlelerin ilki, araştırıcılar tarafından şöyle anlamlandırılmıştır:
   
Türk, oγuz bägläri budun, äsidiñ: (Thomsen 2002: 105)
Ecoutez, nobles et peuple des Ogouz turcs!: (Thomsen 2002: 105)1
Türk, oguz beğleri budun, eşidin!: (Orkun 1994: 38)
Türk, Oğuz Beyleri; kavmi, işidin: (Orkun 1994: 40)
Türk, Oġuz begleri budun, eşiding: (Ergin 1994: 70)
Türk, Oğuz beyleri, milleti, işitin: (Ergin 1994: 24)
Türük, Oğuz beğleri bodun, eşiding!: (T. Tekin 1998: 44)
(Ey) Türk, Oğuz beyleri (ve) halkı, işitin!: (T. Tekin 1998: 45)

Görüldüğü gibi, buradaki oġuz kelimesi araştırıcılar tarafından “Oğuz boyu” için kullanılan özel ad olarak değerlendirilmiş ve cümle bu doğrultuda an lamlandırılmıştır. Fakat, ilk bakışta dikkat çekmese de metnin önceki ve sonraki bölümlerine bakıldığında bu cümlenin tam olarak metnin bağlamına uymadığı görülmektedir. Çünkü, araştırıcıların aktarmalarına göre burada, Oğuz beylerine ve halkına hitap edilmektedir. Ancak, Köktürklere tâbi olan ya da Köktürklerle savaş hâlinde olan birçok boy ya da kavim olmasına rağmen Bilge Kağan neden sadece Oğuz2 beylerine ve halkına hitap etmektedir? Üstelik, metnin bu cümleden önceki bölümlerinde Türgiş, Kırkız, Kurıkan,Tarduş, Az, Otuz Tatar, Tokuz Oguz, On Ok gibi boy, kavim veya boy ittifaklarıyla yapılan savaşlardan ve savaşlar neticesinde bunların   hâkimiyet altına  alındığından bahsedilmektedir. Dolayısıyla, burada, bu kavimlerin hiçbirisinden bahsedilmeyip sadece  “Oğuzlar”dan bahsedilmesi, hatta Oğuzların beylerine ve halkına hitap edilmesi düşündürücüdür.

Bilge Kağanın, sürekli savaştıkları ve savaşlarda çoğunlukla başarılı olmalarına rağmen tam olarak hâkimiyet altına alamadıkları bir boyun beyine ve halkına hitap etmesi; hatta “yukarıdaki gök çökmedikçe, aşağıdaki yer delinmedikçe  devletini,  töreni  kim  bozabilecekti”  biçiminde  övmesi  normal  değildir. Bilge Kağan, sürekli mücadele hâlinde oldukları ve çoğunlukla yendikleri bir boyu bu sözlerle neden övsün? Zaten metnin ilerleyen cümlelerinde Türk halkına ya da daha geniş ifadeyle Türklere bağlı boyların halklarına, Türk kağanına itaat etmedikleri için sitem edilmekte ve bunun sonucunda başlarına gelen felâketlerden “kanlarınız ırmaklar gibi aktı, kemikleriniz dağlar gibi yığıldı” biçiminde bahsedilmektedir. Anlaşıldığına göre, burada Köktürklere bağlı ya da bir zamanlar bağlı olmuş olan bütün boylara ve kavimlere hitap edilmektedir. Zaten, Kültigin yazıtının güney yüzünün başında kimlere hitap edildiği açıkça görülmektedir: Bazı askerî ve idarî unvanlar sayıldıktan  sonra  Otuz  Tatar...Tokuz  Oguz  begleri  bodunı  biçiminde  devam edilmektedir. Muhtemelen, okunamayan yerlerde Türgiş, Kırkız, Kurıkan, Tarduş, Az, On Ok gibi boy ve kavimlerden de bahsedilmektedir. Bu kısım, metnin başı olduğuna göre, burada Köktürklere bağlı bütün kavim ve boylara hitap edilmektedir, denebilir. Bilge Kağan, metnin başında, kendilerine
bağlı bütün boy ve kavimlere seslendiğine göre daha sonra “Oğuzlar”ı diğer boylardan ayırarak onlara hitap etmiş olamaz.

Yazıtlarda Türk halkına veya beylerine hitap edilirken türük bodun (KT G 6; BK K 6) türük begler veya türük begler bodun (KT G 10; BK K 8) gibi ifadeler kullanılmakta; “Türk”e ortak olarak herhangi bir boy veya kavim adından “tek”  olarak bahsedilmemektedir. Bir başka deyişle, hiçbir boy veya kavime ayrıcalık tanınmamaktadır. Ancak, bazı durumlarda yukarıda bahsedildiği gibi kendilerine bağlı olan boylara veya kavimlere toplu olarak hitap edilebilmektedir.

Bu durumda, Türük oġuz begleri bodun eşidiñ cümlesindeki oġuz kelimesinin “Oğuz boyu” için kullanılmadığı; dolayısıyla özel ad olmadığı sonucu çıkmaktadır. Bu sebeple, buradaki oġuz kelimesini izah etmek ve cümleyi yeniden anlamlandırmak gerekmektedir. Buradaki oġuz kelimesinin açıklamasına geçmeden önce diğer cümleye de bakıp her ikisini birlikte izah etmeye çalışmak daha doğru olacaktır.
 
İkinci cümle araştırıcılar tarafından şöyle anlamlandırılmıştır:

Oguzı yeme tarkınç ol temiş; (Orkun 1994: 108)
Oğuzlara da isyan edin demiş. (Orkun 1994: 108)
Oġuzı yime tarkınç ol timiş. (Ergin 1994: 94)
Oğuzu yine sıkıntıdadır demiş. (Ergin 1994: 55)
“Oğuzı yeme tarkınç ol” temiş. (T. Tekin 1998: 86)
“Oğuz’ları da huzursuzdur” demiş. (T. Tekin 1998: 87)

Bu cümle, İlteriş Kağan zamanındaki olaylar anlatılırken geçmektedir. Çin, On Ok ve Kırgız kağanları, aralarında ittifak kurup Türklere saldırmayı düşünmektedirler. Türgiş kağanı da, Türklerin kargaşa içerisinde olduğundan bahsetmekte ve Oğuzı yeme tarkınç ol cümlesini kullanmaktadır. Araştırıcılar, buradaki oġuz kelimesini de özel ad olarak değerlendirmişler ve cümleyi o doğrultuda anlamlandırmışlardır. Bunun yanı sıra Orkun, metnin bağlamına ve cümledeki yüklem - tamlayıcı ilişkisine dikkat etmediği için cümleyi çok farklı biçimde Türkiye Türkçesine aktarmıştır.

Bu cümlede geçen oġuz kelimesindeki iyelik eki, bu kelimenin “Oğuz boyu” için  kullanılmış  olamayacağına  işaret  etmektedir.  Çünkü,  Türkçede  şahıs adlarıyla birlikte iyelik eklerinin kullanımına rastlansa da etnik adlarda iyelik eklerinin kullanımına pek rastlanmamaktadır. Zaten, Türgiş Kağanının “Oğuz boyu”nu Köktürklere mal etmesi de pek akla yatmamaktadır. Ayrıca, Türgiş
Kağanı burada gerçekten “Oğuz boyu”ndan bahsetmiş olsa bile neden Köktürklere  bağlı  diğer  boyları  anmayıp  sadece “Oğuzlar”dan  bahsetmiştir? Kanaatimizce, bu soruya mantıklı bir cevap bulmak pek mümkün değildir.

Köktürk yazıtlarında türük kelimesinin türüküm ve türükümüz gibi iyelik ekli kullanımlarına daha önce dikkat çekmiş ve bu gibi kullanımlarda türük kelimesinin özel ad değil tür adı olduğunu ortaya koymuştuk.3 Gerek metnin bağlamı,
gerekse kelimedeki iyelik eki, buradaki oġuz kelimesinin de özel ad değil tür adı olduğunu göstermektedir. Bu iki cümledeki oġuz kelimesinin anlamını izah edebilmek için öncelikle geniş anlamıyla oġuz kelimesine bakmak gerekir.

Bilindiği gibi Türkçede bir şahıs adı, bir de boy adı olarak kullanılan oğuz kelimesi vardır. Şahıs adı olan oğuz, Oğuz Kağanın adından gelmektedir.

Sinor, bu iki  “oğuz”un aynı kelimeler olduğu görüşündedir  (1949). Diğer taraftan, bu kelimelerin köken olarak bir olduğunu savunan çalışmalar olduğu gibi bunların ayrı iki kelime olduklarını savunan ve bu doğrultuda kökeni ve anlamıyla ilgili görüşler ileri süren çeşitli çalışmalar da vardır.4 Ancak,bu durum henüz tam olarak açıklığa kavuşturulabilmiş değildir.

Bu çalışmanın konusunu teşkil eden cümlelerdeki oġuz kelimesinin kökeni ve anlamı ne olabilir? Boy adı olan oġuz kelimesinin kökeniyle ilgili birçok görüşten biri de bu kelimenin “boy, boy teşkilatı” anlamındaki Türkçe ok kelimesinden türemiş olduğudur. Dilaçar (1964: 87), Ligeti, Kononov ve Gumilyov gibi araştırıcılar bu kelimenin ok kelimesi ile -uz çokluk ekinden oluştuğunu ve “kabileler” anlamına geldiğini söylemektedirler (Bayat 2004).

Kanaatimizce, ok-u-z (isim kökü + yardımcı ses + çokluk eki) izahı, gerçekte yukarıda geçen iki cümledeki oġuz kelimesinin kökenini açıklamak için dikkate alınabilir. Fakat, bu cümlelerdeki oġuz ile özel ad olan oġuz kelimelerinin aynı olup olmadığı konusunda kesin bir şey söylemek şu an için mümkün değildir.

Ancak, ad bilimine göre özel adların kaynağının tür adları olduğu da belirtilmelidir. Bu sebeple, oġuz kelimesinin özel ad olarak kullanımından önce, bir süre tür adı olarak kullanılmış olması gerekir. Önce tür adı olarak ortaya çıkan oġuz kelimesi daha sonra özel ad olarak kullanılmaya başlamış olabilir.

Bu çalışmanın konusunu teşkil eden cümlelerdeki oġuz kelimesinin On Ok boylar birliği adında da geçen ok kelimesinden -z çokluk ekiyle türetilmiş olma ihtimali mantıklı görünmektedir. Çünkü, Eski Türk yazıtlarında On Ok adının yanı sıra Üç Oġuz, Altı Oġuz, Sekiz Oġuz, Tokuz Oġuz gibi etnik adlar da geçmekte ve bu adlar ittifak kurmuş boylar için kullanılmaktadır. Bir başka
ifadeyle, On Ok adının kuruluş mantığı ile Orhun yazıtlarında sıkça geçen Tokuz Oġuz adının kuruluş mantığı arasında bir fark yoktur; sadece birisinde ok kelimesi yalın hâlde, diğerinde çokluk ekiyle birlikte kullanılmıştır. Bir araya gelen boylar, kurdukları ittifak için oġuz kelimesini kullanabildiklerine göre, bu kelimenin “boylar, boylar birliği” anlamında tür adı olarak da kullanı-
mının olması gerekir. Aksi takdirde, bir araya gelen boylar için oġuz kelimesinin kullanılması açıklanamaz. Çünkü, bu kelime Üç Oġuz, Altı Oġuz, Sekiz Oġuz, Tokuz Oġuz gibi birbirinden farklı ittifaklar için geçici olarak kullanılmıştır.
 
Bu kelimenin ok “boy, boy teşkilatı” ve -z çokluk ekinden türeyip “boylar” anlamına geldiği kabul edilirse bahsi geçen cümleleri metnin bağlamına göre izah etmek daha kolay olur. Yukarıda da belirtildiği gibi Türük oġuz begleri bodun eşidiñ cümlesi, Bilge Kağanın kendilerine bağlı olan ya da bir zamanlar bağlı olmuş olan boylara hitap ettiği yerde geçmektedir. Bu durumda bu cümle Türkiye Türkçesine şu biçimlerde aktarılabilir:

Türk boylarının beyleri ve halkı, dinleyin:
Türklere bağlı (= tâbi) boyların beyleri ve halkı, dinleyin:
 
İkinci cümlede (Oġuzı yeme tarkınç ol temiş) geçen oġuz kelimesi de aynı şekilde “boylar” anlamında bir tür adı olarak düşünüldüğünde hem cümle daha anlamlı olmakta hem de metnin bağlamına uygun düşmektedir. Ayrıca yukarıda
belirtildiği gibi oġuz kelimesindeki iyelik ekini yapı ve anlam bakımından izah etmek daha kolay olmaktadır. Bu cümle Türkiye Türkçesine şöyle aktarılabilir:

(Kendisine bağlı) boyları da huzursuzdur, demiş.

Bütün bunlardan sonra, Türkçede biri tür adı, biri boy adı, biri de şahıs adı olan üç tane oġuz kelimesinin olduğu söylenebilir. Ancak, bu üç kelimenin aynı mı yoksa farklı mı olduğu meselesi ayrı bir tartışma konusudur.

Bu üç kelime arasındaki köken ilişkisinin izahının, sadece dil verilerine dayanılarak yapılması mümkün değildir. Çünkü, öncelikle Selçuklu ve Osmanlı devletlerini kuran Oğuzlar ile Tokuz Oguz boy ittifakının soy ilişkisi olup ol
madığı meselesi tarihî olarak aydınlatılmalıdır. Ancak, bu meseleyi aydınlatmak da çok kolay görünmemektedir. Çünkü, Oğuzlar ve Oğuzca üzerine  yapılmış çalışmalarda farklı görüşler vardır. Meselâ, Banguoğlu ve Korkmaz  gibi araştırıcılar Tokuz Oguzlar ile Oğuzların “aynı” olduklarını kabul etmişlerdir (Banguoğlu 1988; Korkmaz 1975). Diğer taraftan, Sümer5 ve Ercilasun
Tokuz Oguzların Selçuklu ve Osmanlı’yı kuran Oğuzlarla aynı olmadıklarını söylemektedirler (Sümer 1999: 2, 45, 46; Ercilasun 2004: 222).
 
Kanaatimizce, Tokuz Oguzlar ile Oğuzların farklı oldukları görüşü daha mantıklıdır. Diğer ihtimal kabul edilirse şu sorulara cevap vermek gerekecektir:

“Tokuz Oguz”, bir boy adı değil, federasyon adıdır. Oğuzlar ise soy birliğine sahip bir boy olarak bilinmektedir. Bu durumda Tokuz Oguzlar ile Oğuzlar arasındaki birlik nasıl izah edilebilir?

Tokuz Oguz federasyonu içinde ayrıca Oguz adında bir boy yoktur.6 Öyleyse, önce Tokuz Oguz diye bilinen boylar federasyonu daha sonra ileri bir safhaya geçerek tek “boy” mu olmuştur?

Kanaatimizce, bu sorulara mantıklı cevaplar bulmak pek mümkün değildir. Bu sebeple Tokuz Oguzların bir boylar federasyonu, Oğuzların ise bunlardan ayrı bir boy olduğunu kabul etmek daha doğru olacaktır. Bu kabul doğrultusunda, Türkçedeki oguz kelimelerinin birbirleriyle ilişkisi hakkında şu tahminlerde bulunulabilir: Eğer, boy adı olan oġuz, Tokuz Oġuz gibi kullanımlara dayanıyorsa, bu durumda tür adı olan oġuz ile boy adı olan oġuz köken itibariyle ortaklaşır. Diğer taraftan, etnik adların şahıs adlarından kaynaklanabildiği dikkate alınırsa boy adı olan oġuz, şahıs adı olan oġuz ile de ilgili olabilir. Ancak, tür adı olan oġuz ile şahıs olan oġuz’un kökenlerinin ortak olması  mümkün  görünmemektedir;  çünkü,  “boylar,  boylar  ittifakı”  anlamındaki bir kelimenin şahıs adı olması uzak bir ihtimaldir.

Açıklamalar:
1 Bu cümle V. Köken tarafından “Türk, Oğuz beyleri ve halkı, dinleyin!” biçiminde
   Türkçeye çevrilmiştir; bk. Thomsen 2002: 105.
2 Köktürk yazıtlarında sıkça kullanılan Oguz veya Tokuz Oguz kelimelerinin hangi
   boy için kullanıldığı meselesi tartışmalıdır. Ancak, bu yazıtları Türkiye Türkçesine
   aktaranların genel kanaati “Köktürkçe Oguz = Türkiye Türkçesi Oğuz” olduğu için
şimdilik bu meseleyi görmezden gelmek daha doğru olacaktır.
3 Türük kelimesinin tür adı olarak kullanımıyla ilgili ayrıntılı bilgi ve örnekler için bk.
   Karadoğan 2002.
4 Bu çalışmalar hakkında kısa bilgi için bk. Bayat 2004.
5 Sümer, görüşünü desteklemek için oldukça inandırıcı bazı deliller ileri sürmektedir.
   1999: 45-46.
6 Tokuz Oguz ittifakı içindeki boylar için bk. Gömeç 1992: 213.
Kaynakça
BAYAT, F. (2004), Uz ~ Ğuz ~ Oğuz Kavim Adının Etimolojisi, Karadeniz Araştır-
   maları 3: 71-77.
BANGUOĞLU, T. (1988), Oğuzlar ve Oğuzeli Üzerine, TDAY-Belleten 1959: 1-26.
DİLAÇAR, A. (1964), Türk Diline Genel Bir Bakış, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları 227.
ERCİLASUN, A. B. (2004), Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Ankara:
Akçağ Yayınları 603.
ERGİN, M. (1994), Orhun Abideleri, İstanbul: Boğaziçi Yayınları.
GÖMEÇ, S. (1992), Kök Türkçe Yazılı Metinlerin Türk Tarihi ve Kültürü Açısından
   Değerlendirilmesi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabi-
   lim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi.
KORKMAZ, Z. (1975), Eski Türkçedeki Oğuzca Belirtiler, I. Türk Dili Bilimsel Kurulta-
   yına Sunulan Bildiriler, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları 413: 433-446.
KARADOĞAN,  A.  (2002),  Köktürk  Yazıtları’nda  Türk  Adının  Türlü  Kullanılışları
   Üzerine, Türk Dili 604: 293-297.
ORKUN, H. N. (1994), Eski Türk Yazıtları, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları 529. SİNOR, D. (1949), Oğuz Kağan Destanı Üzerinde Bazı Mülâhazalar, (çev.: A. Ateş),
   Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi IV, sayı 1-2: 1-14.
SÜMER, F. (1999), Oğuzlar (Türkmenler). Tarihleri-Boy Teşkilatı-Destanları, İstan-
   bul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları.
TEKİN, T.  (1998), Orhon Yazıtları. Kül Tigin, Bilge Kağan, Tunyukuk, İstanbul:
   Simurg Yayınları.
THOMSEN, V. (2002), Orhon Yazıtları Araştırmaları, (çev.: V. Köken), Ankara: Türk
   Dil Kurumu Yayınları 815.


Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 01 Ocak 2008
Paylaşım için sağolun.

Oguz sözcüğü yazıtlarda bâzı yerlerde Dokuz Oğuzlar için kullanılırken bâzı yerlerde yalnızca "boylar" anlamında kullanılmıştır; örneğin, Karluklar ve Gök Türk kavminin boyları için de Oguz terimi geçmektedir.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 01 Ocak 2008
Daha doğrusu şöyle açıklayım:

Yazıtlarda Dokuz Oğuzlar ile yapılan savaşların anlatıldığı bölümlerde Dokuz Oğuzlar için bâzen "Tokuz Oguz", bâzen "Oguz" adı kullanılmıştır. Burada geçen "Oguz" Dokuz Oğuzlar anlamındadır.

Yazıtlarda bâzı yerlerde Karluklar için Üç Oguz tâbiri kullanılmıştır. Karluklar üç boydan oluşuyorlardı.

Yazıtlarda geçen "Türük Oguz" ifâdesi ise Dokuz Oğuzlar ya da Seyhun Oğuzları ile ilgili olmayıp, Gök Türk bodununun (kavmini) on (bâzen on iki) boyunu ifâde etmektedir.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Yüzbaşı Sançar - 01 Ocak 2008

   Sayın TÜRK-KAN BEY'in yayınladığı makale Orhun kitabelerinde geçen "Oğuz","Dokuz Oğuz" konularında doyurucu açıklamalar getirmiş.Sağolsun. Anlaşıldığına göre konular üzerinde tam bir görüş birliği yok.Ben bu görüşlerden,Dokuz -Oğuzlar'ın,Seyhun Oğuzlar'ından ayrı olduğu görüşüne katılıyorum.Dokuz -Oğuzlar,daha sonra Uygur federasyonunda yer almışlardır.Uygur devletinin kuruluşunda önemli rol oynayacaklardır.Ancak zannedersem,Tung Baga Tarkan'ın Uygur hükümdarı Bögü Kağan'ı öldürüp yerine geçmsi ile Dokuz Oğuzlar'da bu kıyımdan büyük darbe almışlardı.Seyhun Oğuzlar'ı (24 boy),On Oklar'ın içinden çıkan(Türgişler'in yıkılması ile) ortaya çıkan bir topluluk olduğu görüşü daha uyun gibi."Türük Oğuz" hitabı konusundaki TiginNoyan Bey'in görüşüne kaılıyorum.

   Ancak,yinede Oğuzlar konusunun bir yönünü almış. Orhun kitabelerinde,Oğuzlar üzerine yapılan seferlerin sayısında da bir sorun var! Şöyle ki;
   
   Köl Tigin kitabesinde Oğuzlar üzerine yapılan sefer sayısı dört olarak verilirken,Bilge Kağan kitabesinde sayı beş olarak veriliyor? Evet kitabenin birinde dört,diğerinde beş yazıyor.Bu farklılığın sebebi ne olabilir?

     Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 02 Ocak 2008
Çünkü birisine Köl Tigin katılmamıştı. Doğal olarak onun yazıtına da yazılmamış. Bilge Kağan'ın katıldığı beşinci sefer yalnızca onun yazıtında anlatılıyor.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: delamet - 03 Ocak 2008
Sn. TiginNoyan,
Linkler ölmüş baksana bir.
Sağolun Sançar Bey.

Sözünü ettiğiniz satırın hemen ardından glen satırda görürsünüz ki, Kapgan Kağan o sırada ölen eşinin yoğunu (cenâze törenini) yönetmek için Ötüken'e dönmek zorunda kalmış, Tonyukuk'u da Altaylar'da savunma hattı kurmakla görevlendirmiştir.

Bu arada, danışmanların kağanlara yanlışlarını söylemeleri de töreye uygundur. Bunun en güzel örneği, yine Tonyukuk'un Bilge Kağan'a yerleşik yaşama geçmek ve Budizme-Taoizme geçmekle ilgili verdiği söylevde görülmektedir.

Saygılarımla.


Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 03 Ocak 2008
Uyarınız için sağolun Sayın Delamet Bey. Derginin sayfasında değişiklik yapmışlar; şimdi yeni köprüyü koydum.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Yüzbaşı Sançar - 08 Ocak 2008

      Sayın TiginNoyan Bey, Orhun Kitabeleri'ndeki cenaze törenleri konusunda görüşlerinizi almak istiyorum.Şöyle ki;
     Kitabelerde sadece Köl Tigin'in ceneze töreni geçmiyor.Bumin Kağan'nın da ceneze töreni anlatılıyor.Ancak iki tören arasında katılım yönünden farklılık var. Bilhassa Bumin Kağan'ın ceneze törenine katılım daha geniş kapsamlı görünüyor. Köl Tigin'nin cenaze törenine Bizans adının (Purum) geçmemesi akla şu soruları getiriyor:

     1. Birinci Göktürk devletinin gücü,etkisi İkinci Göktürk devletin'den daha mı fazla idi?
     2. Bumin Kağan,Göktürk devletinin hükümdarı olmasından dolayı mı bu katılım daha büyük olmuştu.?
 
      Saygılarımla
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: HanTengri - 08 Ocak 2008
    Kıymetli TiginNoyan bey
    Akademeik çalışmalarınızın başarıyla devam etmesini dilerim. Böylesine değerli ve Türk tarihine ışık tutacak eserlerin sahipleriyle aynı otağda fikir alış-verişinde bulunmak ayrıca onur verici. Bahsettiğiniz gibi pdf. Formatında Çince yazılar okunamıyor. Elektronik mektup adresime orijinal metinleri yollarsanız sevinirm. Arşiv niteliğinde saklamayı düşünüyorum.


   Ayrıca sorularıyla konun detaylarını incelememize yardımcı olduğu için sayın Sançar beye de teşekkür etmek gerekir.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: TiginNoyan - 11 Ocak 2008
Sayın TiginNoyan Bey, Orhun Kitabeleri'ndeki cenaze törenleri konusunda görüşlerinizi almak istiyorum.Şöyle ki;
     Kitabelerde sadece Köl Tigin'in ceneze töreni geçmiyor.Bumin Kağan'nın da ceneze töreni anlatılıyor.Ancak iki tören arasında katılım yönünden farklılık var. Bilhassa Bumin Kağan'ın ceneze törenine katılım daha geniş kapsamlı görünüyor. Köl Tigin'nin cenaze törenine Bizans adının (Purum) geçmemesi akla şu soruları getiriyor:

     1. Birinci Göktürk devletinin gücü,etkisi İkinci Göktürk devletin'den daha mı fazla idi?
     2. Bumin Kağan,Göktürk devletinin hükümdarı olmasından dolayı mı bu katılım daha büyük olmuştu.?
 
      Saygılarımla

Sayın Sançar Bey,

Yazıtlarda geçen ilk Yog (Cenâze Töreni) anlatımı Bumın Kağan'a âitmiş gibi anlatılıyor, ancak Mùgān (Mu-kan) Kağan'a 木干可汗 da âit olabilir. Sonuçta bu yazıtlar I. Gök Türk Kağanlığı'nın o dönemlerinden yaklaşık 150 yıl sonra yazılmıştı. Belki de Bumın İl Kağan'ı ve Mùgān Kağan'ı birleştirmişlerdir.

Birinci sorunuzun yanıtı evettir.

İkinci sorunuzun yanıtı da evet olabilir, ancak belki de, yukarıda dediğim gibi, o Yog Bumın'ın değil, Mùgān Kağan'ın idi.

Alıntı yapılan: HanTengri
Kıymetli TiginNoyan bey
    Akademeik çalışmalarınızın başarıyla devam etmesini dilerim. Böylesine değerli ve Türk tarihine ışık tutacak eserlerin sahipleriyle aynı otağda fikir alış-verişinde bulunmak ayrıca onur verici. Bahsettiğiniz gibi pdf. Formatında Çince yazılar okunamıyor. Elektronik mektup adresime orijinal metinleri yollarsanız sevinirm. Arşiv niteliğinde saklamayı düşünüyorum.

Sağolun Sayın HanTengri Bey. E-posta adresinizi bana özelden yollayabilir misiniz?

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Yüzbaşı Sançar - 30 Ocak 2008

 Sayın TiginNoyan Bey, "Bengü Taş"lardaki merak ettiğim bir noktayı daha size sormak istiyorum.Çin için, kitabede hakaret ve aşağılayıcı ifadelere rastlıyoruz.Şöyle ki;

“ Tabgaç budun sabı süçig agısı yımşak ermiş” ( Çin milletinin sözü tatlı,ipek kumaşı yumuşak imiş.)

“ Süçig sabın yımşak agın arıp ırak budunug ança yagutır ermiş” (Tatlı sözle,yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış)
“ Yaguru kondukda kisre anyıg bilig anda öyür ermiş” ( Yaklaştırıp,konduktan sonra,kötü şeyleri o zaman düşünürmüş.)

“ Edgü bilge kişig edgü alp kişig yorıtmaz ermiş” ( İyi bilgili insanı,iyi cesur insanı yürütmezmiş.)

“ Bir kişi yangılsar oguşı budunı bişükinge tegi kıdmaz ermiş” ( Bir insan yanılsa,kabilesi,milleti,akrabasına kadar barındırmazmış.)
“ Süçig sabınga yımşak agısınka arturup öküş Türk budun öltüg” ( Tatlı sözüne,yumşak ipek kumaşına aldanıp çok çok Türk milleti öldün)                                                      Kül Tigin Abidesi/ Güney cephesi

“Begleri budunı tüzsüz üçün Tabgaç budun tebliğin kürlüg üçün armakçısın üçün inili eçili  kingşürtükin üçün begli budunlıg  yongşurtukın üçün Türk budun illedük ilin ıçgınu ıdmış”
( Beyleri,milleti ile ahenksiz olduğu için,Çin milleti hilekar ve sahtekar olduğu için,aldatıcı olduğu için küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için,bey ve milleti karşılıklı çekiştirttiği için,Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış.)

“ Bunça işig küçüg birtükgerü sakınmatı Türk budun ölüreyin urugsıratayın tir ermiş.Yokadu barır ermiş”
( Bunca işi gücü verdiğini düşünmeden,Türk milletini öldüreyim,kökünü kurutayım der imiş.Yok olmaya gidiyormuş.)
                                                                                             Kül Tigin Abidesi/Doğu cephesi
 
 Bu ifadelere rağmen Çin herhengi bir tepki göstermişmidir?      Herhangi bir kayıt varmı bu konuda?

                                                                      Saygılarımla          TTK
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: ilteris9 - 31 Ocak 2008
Sayın Sançar Bey,

Çinlilerin Türkçe yazılan bölümlerde ne yazdığını bildiklerini sanmıyorum. Ayriyetten, Çin kaynaklarında da Türkleri hâkir gören pek çok ifâde vardır. Yâni bunlar karşılıklı idi.
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Böri - 07 Kasım 2011
HAN/KAN - KAGAN/KAĞAN/HAKAN:

Kore Devletlerinden Koguryo Devleti'nin hükümdarları "kahan", Kore yarımadasında hüküm süren diğer bir (Kore asıllı) devlet olan Silla hükümdarları da "kakkan" ünvanını taşıyorlardı!

Ayrıca Silla Devleti'nde kamlar (şamanlar) için "kam" sözcüğü kullanılıyordu!

Harita: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/1/16/History_of_Korea-576.png (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3VwbG9hZC53aWtpbWVkaWEub3JnL3dpa2lwZWRpYS9lbi8xLzE2L0hpc3Rvcnlfb2ZfS29yZWEtNTc2LnBuZw==)

_____________________________________

not: Koguryo = Kogurya = Kao-li(Çincesi) = Gav-li(Çince okunuşu) = Koryo = Goryeo

Kore'ye adını veren devlettir! (M.Ö.37-M.S.668)

______________________________________

Silla = Shilla /Şilla = Shinra = Saro-guk (M.Ö.57-M.S.935)
Başlık: Ynt: Makâlem: Askerî Târîh Açısından Köl Tigin
Gönderen: Böri - 08 Kasım 2011
RUS KAĞANLIĞI: Rus Devleti Slavlar tarafından değil, İsveç'ten gelmiş Germen asıllı Varyaglar tarafından kurulmuştur. Bu devlet kuruluş aşamasında, Hazar Devleti'nden etkilenmiştir. Rus hükümdarı da "kağan" ünvanını taşıyordu!

Wikipedia'da da kurdukları devlet "Rus' Khaganate" (Rus Kağanlığı) biçiminde yer alıyor:

http://en.wikipedia.org/wiki/Rus%27_Khaganate (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL2VuLndpa2lwZWRpYS5vcmcvd2lraS9SdXMlMjdfS2hhZ2FuYXRl)

Rusya'ya adını veren İsveç'in Roslagen bölgesi:

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/a/a8/Roslagen.PNG (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3VwbG9hZC53aWtpbWVkaWEub3JnL3dpa2lwZWRpYS9jb21tb25zL2EvYTgvUm9zbGFnZW4uUE5H)

Rus = "kürekçiler, kürek çekenler"

İsveç asıllı Viking-Varyaglar "Rus" = "kürekçiler" olarak adlandırılıyordu.

Rus Devleti, zamanla Hristiyan-Ortodoks inancını kabul etti ve Slavlaştı. Varyaglar eriyip gittiler. Ancak "Rus" adı yaşıyor!

_____________________________________

Varyag demişken, Çin'e satılan Rus uçak gemisinin adı da "Varyag" idi:

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/0/0d/USNWC_Varyag02.jpg (https://www.hunturk.net/forum/sistem.php?islem=yonlendir&url=aHR0cDovL3VwbG9hZC53aWtpbWVkaWEub3JnL3dpa2lwZWRpYS9jb21tb25zLzAvMGQvVVNOV0NfVmFyeWFnMDIuanBn)

Çinliler gemiyi "Askeri amaçla kullanmayacağız." diyerek satın almışlardı, ancak tekrar savaş gemisine çevirdiler!

("Türk" basını, o dönemde "Varyag turistik gemi-disko olacak" gibi şeyler yazmıştı! / Biz de inanmıştık!   :wink:)