Türkçü Turancı Otağ
TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI => TÜRK - TURAN DÜNYASI => Konuyu başlatan: motun yabgu - 29 Şubat 2008
-
NILI: Yahudi ihanetinin dogurdugu istihbarat örgütü
İhanet bu toprakların yabancı olmadığı bir terim. Bu milletin ekmeğini yiyip, sırtından geçinenlerin,
gün gelip aynı sırtı bıçakladığı, bu coğrafya tarihinin ezberinde olan bir durum.
Anadolu'nun kapılarını "Allah Allah" sesleriyle açan bu büyük millet, kendisine ihanet edenleri asla unutmayacak,
ve zamanı geldiğinde maskelerini yırtıp, saraylarını yıkıp "CEHENNEM VADİSİ"ne mesai yaptıracak güçtedir!
Günümüzde belki onları tanıyamıyoruz, hatta bir siyasetçimizin deyişiyle "Önlerinde düğme ilikliyoruz!"
hatta saraylarını biz inşaa ediyoruz-ettiriyoruz!... Bugün belki NILI yok ama ihanet eden çok! Hemde sağ gösterip, sol vurarak.
Çok dayak yedi bu millet kucak açtıklarından. Ama gün gelir, elbet bizimde düşer kafamıza bir "posta güvercini!"
... Ve biz uyanırız bu uzun uykudan!
NİLİ: Yahudi İhanetinin Doğurduğu İstihbarat Örgütü
Yahudiler dünyanın dört bir yanında eziyet gördüklerinde, soykırımlara maruz
kaldıklarında ve sürüldüklerinde daima Türklüğün cihan devleti Osmanlı’ya
sığındılar. 1492’de İspanya’dan sürüldüklerinde Osmanlı’nın merhametli kollarını
açık buldular. 1880’lerde Ruslar yahudileri pogromlarda kırdıklarında İstanbul’a
kaçtılar. Batı ülkelerinde insanca muamelenin bile çok görüldüğü yahudiler,
Osmanlı’da sarayın bazı önemli kademelerine kadar kontrollü olarak
yükseltildiler.
Bir devlet istediklerinde Osmanlı onları dışlamadı ve Makedonya’da bir devlet
edinebileceklerini söyledi. Ama onlar Filistin’de ısrar ettiler. Oysa
Filistin’in demografik yapısı, daha fazla yahudiyi kaldırabilecek durumda
değildi. Ancak onlar, kaçak yollardan Filistin’e yerleştiler, Amerikan ve
İngiliz vatandaşlıkları alarak Osmanlı’nın hukuk sisteminin dışına çıktılar,
rüşvet ve bol para akıtarak Filistin topraklarını el altından satın aldılar.
Yahudilerin küçük bir kısmı, Osmanlı Devleti’yle anlaşarak Filistin
topraklarının kendilerine verilmesini sağlamaya çalıştı. Ama büyük kısmı,
Filistin’i ele geçirebilmek için Osmanlı’nın yıkılması gerektiğine inanıyordu.
Bu amaçla, Filistin’i kendilerine vaat eden emperyalist devletlerle
işbirlikçilik yaptılar. Özellikle, Filistin’de kurdukları casus teşkilatlarıyla
Osmanlı’nın en gizli istihbari bilgilerini İngilizlere sundular.
Osmanlı’yla savaşın sadece bir cephede değil, bütün cephelerde verilmesi
gerektiğine inanan yahudilerden Jabotinsky’nin kurduğu Katır Tugayı,
Çanakkale’de verdiğimiz yüz binlerce şehidimizin vücutlarını parçalayan
silahlar, bombalar ve kurşunlar ile askeri lojistik ihtiyaçları cephe arkasında
düşman kuvvetlerine taşımıştı. Yahudiler, Türkün merhametinin, himayesinin ve
insancıllığının karşılığını ihanetle ve ihanete teşvik etmekle ödediler.
Bir İngiliz vatandaşı olan Lawrence, Arapların Osmanlı’ya ihanet etmelerini
sağladı. Onun yaptığı Osmanlı’ya ihanet değil, bir İngiliz casusu olarak
Osmanlı’yı yıkmak için, tebaayı ihanete teşvik etmekti. Ama NİLİ casusları,
Osmanlı vatandaşlarıydı. Romanya’dan, Rusya’dan, Polonya’dan kovulmuş ve
sürülmüşlerdi; oralarda yaşama şansları kalmadığı için Osmanlı’nın acıyarak
vatandaşlık hakkı verdiği kimselerdi. İşte, Türklüğün, en zor zamanlarında
acıyarak yardım ettiği bu insanların ihanetleri çok acıdır.
NİLİ Örgütü’nü kuran Aaronson Ailesi, Romanya’daki yahudi soykırımından kaçmış
ve 1882 yılında Osmanlı’ya sığınmıştı. Aaronsonlar, daha sonra gizli yollardan
Filistin’e geçtiler ve bir Araptan yüksek fiyatla satın alarak “Zihron Ya’akov”
adını verdikleri topraklara yerleştiler. Bu arada sadık vatandaşlar gibi
davranarak Osmanlı’nın merhametinden de istifade ettiler. Canlarını Osmanlı
askerleri koruyordu ve ne zaman Araplar veya bedeviler tarafından bir saldırıya
uğrasalar Osmanlı zaptiyesine başvuruyorlardı.
Filistin’de Osmanlı’nın koruması altında bir botanik mühendisi olarak çalışan
Aharon Aaronson, İsrail devletinin kurulması için Osmanlı’nın yıkılması
gerektiğine inananlardandı. Amerikan ve İngiliz makamlarıyla ilişkiye geçmiş ve
Filistin’i işgal etmeleri için onlara yardımcı olabileceklerini söylemişti. Aynı
dönemde, sonradan siyonist hareketin önderi olacak Haim Weizmann ise, İngiltere
ordusu için patlayıcılar üretiyordu. Aharon Aaronson, Weizmann sayesinde üst
düzey İngiliz yöneticilerine ulaştı ve onları meşhur Balfour Deklerasyonu’nu
yayınlamaya ikna etti. Bu deklerasyon otuz yıl sonra İsrail devletinin
kurulmasının yolunu açmıştır.
Aaronsonlar ve Feinbergler, NİLİ öncesinde, Gideonim adında bir haberalma örgütü
kurmuşlardı. 1914’ten sonra, Gideonim’in uzantısı niteliğinde faaliyete başlayan
NİLİ, Aharon Aaronson’un adamlarından Avshalom Feinberg ve kız kardeşi Sarah
Aaronson tarafından, 400 kişilik bir istihbarat örgütü olarak Filistin içinde
kuruldu. Bu tarihten sonra Aharon Aaronson ise, İngilizlerin Mısır’daki
karargâhında istihbarat subayı olarak görev aldı.
Daha sonra İsrail Cumhurbaşkanı olan Haim Herzog, Aaronson Ailesi’nin hikayesini
anlatırken, “Osmanlı topraklarında gezen Sarah Aaronson’un sözde Ermeni
soykırımına şahit olduğunu ve Türklerin bir gün kendilerini de böyle
katledeceklerine emin olduğu için ihanet şebekesi NİLİ’yi kurmaya karar
verdiğini” kaydeder. Atasözümüzde de söylendiği gibi, “Bozacının şahidi
şıracıdır”. Damarlarındaki Türk düşmanlığı o seviyeye gelmiştir ki, tarihi
gerçeklerin yalan olduğunu ispat ettiği sözde Ermeni Soykırımı iftirasını dahi,
kendi emelleri için propaganda malzemesi yapmaya utanmamışlardır.
1915 yılının Mart ayından Ekim ayına kadar Filistin’i bir çekirge baskını
vurmuştu. Hasat yapılamıyordu. Osmanlı Devleti, çekirgelerle mücadele için
botanik mühendisi Aharon Aaronson’un bilgisine başvurdu. O da, bunun
karşılığında casusluk suçlamasıyla tutuklanmış olan Avshalom Feinberg’in serbest
bırakılmasını ve laboratuarında çalışanların bütün Filistin’de serbest seyahat
hakkına sahip olmasını istedi. Elde ettiği ayrıcalıklar vasıtasıyla topladığı
bilgiler İngilizler’in Filistin’i işgalinde kullanıldı. Aharon’un Filistin’in
Hayfa şehri yakınlarında bulunan Atlit Köyü’nde kurduğu botanik laboratuarı
göstermelik olarak Amerikalılara satıldı ve böylece illegal çalışmalar için
Amerikan koruması da sağlanmış oldu. Bu laboratuar NİLİ’nin karargâhı olarak
kullanılıyordu.
NİLİ casuslarının hiçbiri dindar yahudi değildi. Onlar bağımsız bir İsrail
hayali için her türlü günahı işlemeye hazır insanlardı. Sarah Aaronson’un
istihbarat örgütü, Türk Ordusu’ndaki bazı karaktersiz askerlerden ve gizli
dönmelerden bilgi sızdırmak için çalışan büyük bir fahişe ağına sahipti. Kendisi
de üst düzey askerlerle birlikte oluyor ve onlardan bilgi sızdırıyordu. Dördüncü
Ordu Kumandanı Cemal Paşa’ya kadar yaklaşan bu kadın, sözde İstanbullu bir
yahudi ile evliydi. Hatta bu göstermelik evlilik bahanesiyle İstanbul’da bir
buçuk yıl kalmış, casusluk faaliyetleri için ihtiyaç duyduğu Türkçe’yi öğrenmiş
ve üst düzey yönetim erkânının zaaflarını araştırmıştı.
NİLİ casusları dindar olmamakla birlikte, ihanet örgütünün ismi Eski Ahit’ten
alınmıştı. NİLİ’nin adı, Eski Ahit’teki “İsrail’in Kurtarıcısı Yalan Söylemez”
anlamına gelen bir ayetin baş harflerinden oluşuyordu. Fakat NİLİ casusları, bu
ayetin aksine, hayatlarını yalan üzerine kurmuşlardı. Sarah Aaronson, Cemal
Paşa’nın karargâhına kadar girip çıkarken sadık bir Osmanlı vatandaşı rolü
oynuyordu. Avshalom Feinberg, kendisini Arap ve Müslümanların bir dostu gibi
gösteriyordu. O kadar ki, saf Araplar ona “Şeyh Selim” lakabını takmışlardı. Bir
diğer NİLİ casusu Naaman Belkind, Türk Ordusu’nda bir müddet teknisyen olarak
çalışmıştı ve bazı subaylarla ahbap olabilecek kadar samimi olmuştu.
Osmanlı Devleti için Çanakkale neyi ifade ediyorsa, Gazze de onu ifade ediyordu;
bundan dolayı ordumuz var gücüyle direniyordu. İngiliz Ordusu, Osmanlı’nın
Gazze’de kurduğu savunma hattını geçmeyi iki defa denemiş ve ikisinde de
başarısız olmuştu. Aharon Aaronson, “botanik araştırmalar” kılıfı altında
Filistin’in su kuyularının haritasını çıkarmıştı. Eğer Aaronson’un sağladığı su
kuyuları haritası olmasaydı, İngiliz Generali Allenby, Gazze cephesini
atlayarak, çölden direk Birüssebi’ye geçmeyi asla göze alamazdı. Allenby, savaşı
bu kritik bilgiler sayesinde kazandığını çok iyi biliyordu. Bu sebeple savaş
sonrasında yaptığı konuşmasında, NİLİ ve Aaronson Ailesi’nin katkılarını
unutmayacak ve onlar olmasaydı bu kadar cesur bir savaşın verilemeyeceğini
anlatacaktı.
Monegan adında küçük bir istihbarat gemisi İskenderiye ile Atlit sahilleri
arasında mekik dokuyor; NİLİ’nin topladığı bilgiler İngilizlere verilirken,
İngilizlerin ve diaspora yahudilerinin gönderdiği altınlar NİLİ ajanları
aracılığıyla Filistin’deki yahudilere dağıtılıyordu. Alman denizaltıları devreye
girince, İngilizler posta güvercini kullanmaya karar verdiler. Ancak,
güvercinlerle kurulan haberleşme sistemi, kısa zamanda hainlerin yer aldığı bu
casus şebekesini ele verdi.
Osmanlı’ya ihanet eden yahudilerin ve yahudilerin elinde uçkur kuklası olan
hainlerin sonları hiç iyi olmadı. 1917 Eylülü’nde NİLİ’nin casusluk
faaliyetlerinin farkına varan Osmanlı Ordu İstihbaratı, bu ihanet şebekesini
deşifre etti. Yakalanan Sarah Aaronson sorgulamasında hiçbir bilgi vermedi ve
sonunda intihar ederek ihanetinin bedelini ödedi. Yosef Lishansky ve Naaman
Belkind 16 Aralık 1917 günü idam edildiler. Aharon Aaronson 1919 yılında bir
uçak kazasında hayatını kaybetti. Avshalom Feinberg ise, o hep aldatıp durduğu
bedeviler tarafından çölde layık olduğu şekilde öldürüldü. Osmanlı Devleti
yıkıldıktan sonra da, geride kalan sadık Türk Evlatları, Arap dünyasının dört
bir yanında iz sürerek bu hainlerin birçoğunu avladılar.
Tarih hainlerden intikamını alsa da, ihanetler üzerine kurulmuş İsrail devleti,
kurucu hainlerini hiçbir zaman unutmadı. İsrailli araştırmacılar tarafından,
NİLİ casuslarının mezarları birer birer bulundu ve kutsandı. İsrail Gazze’ye
1967 yılında girerken, hedefinde çölde öldüğü bilinen Avshalom Feinberg’in
mezarını bulmak da vardı; buldular ve mezarını Kudüs’teki Askeri Hertzl
Mezarlığı’na askeri törenle aktardılar. Bugün NİLİ ismi, İsrail’de kız
çocuklarına halen verilen kutsal bir isme dönüşmüştür. Gideonim ise, MOSSAD’ın
altında bir yapı olarak faaliyetlerine devam etti. Gideonim, Aaronsonlara
yakışır şekilde, Arapların da içine sızdı. Kendilerini Müslüman Arap olarak
tanıtan yahudi erkekleri, Arap kızlarıyla evlendiler, çoluk çocuk sahibi oldular
ve Filistin’in sırlarını İsrail’e sızdırmaya devam ettiler. İhanet, adeta
genetik olarak, nesilden nesile aktarılarak bugüne kadar devam etti
-
Bir devlet istediklerinde Osmanlı onları dışlamadı ve Makedonya’da bir devlet
edinebileceklerini söyledi.
Osmanlı öyle şey der mi? Makedonya Osmanlılara aitti o zaman.
Ne zaman söylemişler?
___________________________________
Mason-İttihatçıların aralarında Yahudiler var mıydı? :wink: Onlar Makedonya'da bir Yahudi Devleti kurmak için mi "Macedonia Risorta Locası'nı" açtılar?
Yahudileri Osmanlı mı kabul ediyorsunuz?
-
Osmanlı öyle şey der mi? Makedonya Osmanlılara aitti o zaman.
Ne zaman söylemişler?
___________________________________
Mason-İttihatçıların aralarında Yahudiler var mıydı? ;) Onlar Makedonya'da bir Yahudi Devleti kurmak için mi "Macedonia Risorta Locası'nı" açtılar?
Yahudileri Osmanlı mı kabul ediyorsunuz?
Dönme ve Mason olan Cavit Bey 1875'de Selanik'te doğmuştur. 1907'de yine Selanik'te İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girerek siyasete atılmış, hızla yükselerek, İttihat ve Terakkinin değişmez Maliye Nazırı olmuştur. Cavit Bey, Cemiyeti'nin iktisadî teorisyeni, Liberalizm'in Osmanlı'daki ilk ve önemli temsilcisi, Sosyalizm'in de amansız düşmanıdır. Komite ruhlu bir Cemiyet'in en makul ve mantıklı düşünenlerden biridir. Cemiyetin içinde gizliden gizliye süren, asker-sivil kutuplaşmasında (Enver ve Talat Paşalar), Talat Paşa'nın yanında yer almıştır. 31 Mart olayından sonra iktidarı bizzat kullanmak için harekete geçen Cemiyet'in kabineye soktuğu ittihatçılardan biridir.
Siyasette herkese nasip olmayacak kadar, kısa sürede ikbale kavuşan Cavit Bey, 1926'da İzmir Suikastı sebebiyle tutuklanarak, Ankara İstiklal Mahkemesinin hiçbir delile dayanmayan siyasi kararıyla, 26 Ağustosta idam edilmiş ve siyasî bir mazlum olarak hayata veda etmiştir.
Mazlum filan degil serefsizin teki Oldugu gibi ekledim Yahudi oldugu icin serefsiz .
-
Türkiye'de hep "Cavit Bey, 1926'da İzmir Suikastı sebebiyle tutuklanarak, Ankara İstiklal Mahkemesinin hiçbir delile dayanmayan siyasi kararıyla, 26 Ağustosta idam edilmiş..." vb. denilir.
Hiçbir delile dayanmayan siyasi kararıyla (!?) / Atatürk neyin ne olduğunu, onların ne mal olduğunu bilmiyor muydu? Elbette biliyordu.
Osmanlı'yı çökerten Yahudiler, Atatürk'ü 1926'da öldürterek genç Türkiye Cumhuriyeti'ne darbe vurmak istemişlerdir!
-
Osmanlı'yı çökerten Yahudiler, Atatürk'ü 1926'da öldürterek genç Türkiye Cumhuriyeti'ne darbe vurmak istemişlerdir!
Ben bunun yalan bir propaganda Yahudileri yüceltmek icin uydurulmus efsane oldugunu düsünüyorum .
-
Neresi yalan? Abdülaziz'i kim öldürdü? 1905 yılında Abdülhamid'e kim suikast düzenledi? (Ermeni Taşnaklar ve Belçikalı Joris dense de perde arkasında Avrupalı Yahudiler vardır!) Abdülhamid'i kim devirdi?
_____________________________________
Ben niye Yahudileri yücelteyim? Yahudileri sevmem ki! Benim yaptığım durum tespiti.
______________________________________
"ABD, Irak'ı 2003 yılında işgal etti." desem ABD'yi mi yüceltmiş olurum? ABD'yi hiç sevmem ki! Fakat gerçek diye bir şey vardır... ABD 2003 yılında Irak'ı işgal etmiştir.
-
Tam tersine Yahudileri önemsiz gösterme çabası bir Yahudi propagandasıdır!
-
Ben bunun yalan bir propaganda Yahudileri yüceltmek icin uydurulmus efsane oldugunu düsünüyorum
Efsane olduğuna inanıyorsanız, NILI'nin fonksiyonu neydi?
Neden NILI ile ilgili bir başlık açtınız? Bu tutarsızlık değil mi?
-
"Eğer bir yalan, uzun bir süre yeterince tekrarlanırsa, sonunda o yalan bir gerçekmiş gibi algılanır."
Dr.Joseph Goebbels - Nazi Propaganda Bakanı
Propaganda; Bir öğretiyi, düşünceyi, inancı, siyasi görüşü başkalarına tanıtma, benimsetme ve yayma amacıyla, her tür iletişim aracı kullanılarak sözle ve yazıyla yapılan eylemlerin tümüdür.
Rakibi yıpratıp, etkisiz kılmak için yapılan iftira atma, suçlama, zan altında bırakma, kafa karıştırma gibi yöntemler de propaganda olup, şüphesiz ki psikolojik savaşlarda önemli bir yere sahiptir.
Propagandanın, sürekli olarak yalan söyleme sanatı olduğunu çok iyi bilen propagandacılar, yalan uydururken de şeytanca bir yol izlemektedirler.
Tamamı yalana dayalı bir propaganda asla yapmamaktadırlar.
Söylenen büyük yalanların arasına bazı küçük doğrular da serpiştirilmektedir. Böylece, dinleyiciler ve izleyicileri çok daha kolay kandırıp aldatılmaktadır.
Karşı tarafı savunmada bırakmak veya aleyhteki hakikati körleterek zihinleri bulandırmak maksadıyla ani olarak yapılan propagandaya da “Baskın propaganda” adı verilmekte olup, bu yolla meydana gelen durumdan kısa bir zamanda faydalanılır.
Kelimenin daha dar ve sık kullanılan anlamıyla propaganda politik bir amacı veya iktidarın çıkarlarını destekleyen bilerek çarpıtılmış veya saptırılmış bilgiye denir.
Propagandacılar bir grubun istekleri yönünde halkın bir konu veya olayla ilgili görüşlerini değiştirmeyi amaçlarlar. Bu manada propaganda, aynı amacın insanlara istenen bilgilerin verilmesi yerine, istenmeyen bilgilerin kısıtlanmasını amaçlayan sansürün tersidir.
Propagandayı diğer metotlardan ayıran; propagandacının halkın fikrini ikna etme ve anlatma yerine kandırma ve kafa karıştırmayla değiştirme isteğidir.
Alıntı yaptığım yazılar otağımızda başka bir konu başlığında yer almakta olup yazının tamamına:
BURADAN (https://www.hunturk.net/forum/index.php?topic=2579.msg16553#msg16553)
ulaşabilirsiniz.
Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey
-
Tam tersine Yahudileri önemsiz gösterme çabası bir Yahudi propagandasıdır!
Efsane olduğuna inanıyorsanız, NILI'nin fonksiyonu neydi?
Neden NILI ile ilgili bir başlık açtınız? Bu tutarsızlık değil mi?
Konuyu ocak 2008 de acmisim . Icerigi Osmanliya ihanet eden yahudiler . Bunun Atatürkün yahudiler tarafindan katledildigi masaliyla ne alakasi var ? Tutarsizlik bunun neresinde ? Tamamen farkli konular .
Eski GKB baskani Yasar Büyükanitin soyagacini arastirirken atalarinin Nili örgütüne dayandigi iddidalari dolasiyordu Tesadüfen bu yaziya denk geldim Faydali olur düsüncesiyle ekledim .
-
Bunun Atatürkün yahudiler tarafindan katledildigi masaliyla ne alakasi var ?
Neden masal olsun?
Atatürk’ün doktorları: Mason Büyük Üstadı Mim Kemal Öke, Yahudi Samuel Abravaya Marmaralı, Fransız Noel Fiessinger, Nihad Reşad Belger, Neşet Ömer İrdelp, Akil Muhtar Özden, Mehmet Kamil Berk, Süreyya Hidayet Sertel, Mustafa Hayrullah Diker, Dişçisi Yahudi Sami Günzberg’tir.
Bu doktorlar da Yahudi-Mason takımından değil mi?
-
Cümleyi çeviriyorsunuz zaten!
Cümle şöyleydi:
Osmanlı'yı çökerten Yahudiler, Atatürk'ü 1926'da öldürterek genç Türkiye Cumhuriyeti'ne darbe vurmak istemişlerdir!
Bunun üzerine şöyle dediniz:
Ben bunun yalan bir propaganda Yahudileri yüceltmek icin uydurulmus efsane oldugunu düsünüyorum .
Cümlenin Atatürk'ün 1938 yılındaki ölümüyle bir ilgisi yok ki!
____________________________________________
YALAN PROPAGANDA diyorsunuz...
Hangisi yalan?
-
Atatürk'ün Ölümündeki Sır Perdesi
Atatürk acaba Masonlarca mı öldürüldü?
Atatürk bilindiği gibi İttihat ve Terakki partisinde bulunuyordu. Bu dönemler içerisinde dönmeler ve masonlarla sık sık karşılaşmıştır. Atatürk'e Anadolu'da ki bazı kimseler ciddi bir tavırla ''mason'' ünavını koyuyorlardı. Atatürk masonlukla ilgili hiç konuşmazdı. Atatürk 1935'lerde telgraf üstüne telgraflar alıyordu. Masonlar Atatürk'e hoşgörülerini sunuyorlardı. Atatürk daha sonra bu masonların taksimat ve ahvaline ilişkin bilgileri halk partisine vererek kapanmasına dalalet etmesini istiyordu. Atatürk 2 şeyi sevmezdi bu konuda... Biri masonlar, diğeri dönmelerdi... Çünkü masonluk Yahudi tarikatından başka şey değildi. Memleketimizde de olmamalı , ne gerek var? sözleri ülkede yankı buluyordu! Ve Atatürk'te sevmiyor ve saymıyordu! Daha sonraki günlerde meclise gelen Recep Peker ''Arkadaşlar masonluk kalmamıştır, localar kapatılmıştır'' diyerek sözü noktalıyor ve salon alkışa boğuluyordu. Artık Atatürk'ün, milletin ve Atatürk'ün yakın arkadaşlarının istekleri de yerine başarıyla gelmiş oluyordu. Anadolu ajansı 10 Ekim 1935'te gazetelerin merkezlerine '' Masonların mallarının, mülklerini her şeylerinin sosyal kurumlara gönderildiğini de beyan etti'' Ama gelin görün ki İnönü'nün emriyle 1948 yılında masonlar tekrar devreye giriyorlar...
Bu olay yurtdışında da yankı buldu. İstiklal Savaşı gazetesinde yayınlandı. Ardından yunan gazetelerine de sıçradı. Bu olayı öğrenen yurtdışında ki masonlar Atatürkü ortadan kaldırmak amacıyla girişimlere başladılar. 33 dereceli farmason Bulgar yahudi kıdemli komünist mübeşşiri varnalı Avram Benaroyas yazısında '' Mefkuremizi (Masonluğuma anlamında) imha edici darbe vuranların akıbeti , feci şartlar altında ölümdür... ... Nihayet bir gün Kremlin kati kararını verdi. Onun ölümü esrarengiz olacak ve kendine göre esrar arz edecekti. '' İşte Atatürk'e saldırı başlamış oldu.
Doktorlar Atatürk'ün ani ölümünü asla kabul etmezler çünkü ülkede büyük bir tehlike yaratır ve suikast sonucu gittiği anlaşılır diyerekten İsmini açıklamak istemediği doktor Atatürk'e ilk vurucu darbeyi sinir organlarına yaptı. Ve maalesef başarılı olundu. Atatürk'ün sinir organları felce uğradı. Ve Atatürk'te zaman zaman burun kanamaları, baş dönmeleri, istifralar, karşısındakini tanımama gibi sorunlar baş gösterdi.
Evet, Atatürk Masonları sevmezdi. Ve zararlı oldukları için kapattırdı. Ardından masonlar Atatürk'ü yok etmek için girişimlere başladılar. Bu masonlar içinde Türk 2. Mason lideri Mustafa Hakkı Nalçaçı da vardı.
Şimdi elimizdekilere bir bakalım... Masonlar öldürdü meselesi : Masonların öldürdüğü kesin değildir. Çünkü masonlar öldürseydi, Atatürk hiçbir hastalıktan ölmemiş olacaktı. Bilindiği gibi Atatürke 4-5 adet hastalık teşhisi koyuldu. Ve bu belirtiler Atatürk'te oluştu. Yani Eğer masonlar öldürseydi. Atatürk bu hastalıkları sağ geçirmiş olacaktı. Oysaki Atatürk onlarca hastalık atlattı. Ama yenildi...Atatürk masonlarca öldürüldü iddaası net olmamakla birlikte, doktorlarcada açık ve delilli bir şekilde söylenmektedir.
Bölüm 4
Atatürk'ün İşte Asıl Ölüm Nedeni?
Elimizdeki her şeyi bir kenara koyuyoruz ve işte asıl nedenini topladığım farklı metinlerle size ispat ediyorum...
Atatürk'ün ölüm nedeni Alkole bağlı Siroz değildir. Siroz'dan ölseydi Karaciğeri şişmiş olmazdı. Farklı çeşit bir sirozdan ölseydi de böyle farklı teşhisler koyulmazdı. Sıtmadan öldü diyebiliriz.
"Atatürk'ümüz milletini kurtarmak ve çağdaş uygarlığa götürmek için cepheden cepheye koşarken iki defa yakalandığı sıtma hastalığından ve tedavisi için kullanılan ilaçların bir komplikasyonu olan Banti Sendromu’ndan ölmüştür. Yoksa bazı doktorlar tarafından uydurulan alkolik sirozdan ölmemiştir."
"Alkol içmeye bağlı siroz olması riski en az 10 - 15 yıl günde rakı biriminde 3 bardak ve her gün içilmesi koşuluyla olabilir. Oysa Atatürk bu sıklıkla ve sürede içmiyordu. Ülkemizde çok daha fazla alkol tüketilmekle birlikte alkole bağlı siroz hemen hemen sıfıra yakındır."
Atatürk’e konulan alkole bağlı karaciğer sirozu teşhisinin, o dönem elde bakteriyolojik veriler olmadan konulduğunu, sirozda sıtmanın da etkili olduğunu söyledi. (Milliyet)
Bir deniz tabip albayın bu konuda yaptığı doktora tezi vardır. Orada Atatürk’e yanlış tedavi uygulandığı anlatılmaktadır. Atatürk sanıldığı gibi siroz hastası değildi. Atatürk’e sıtma tedavisi yapılmış, aşırı “kinin” yüklenmiş ve karaciğeri bu yüzden iflas etmiş, siroza dönüşmüştü. Tedaviyi yapan doktor mason locası üstadı azamlarından doktor Mim Kemal’dir.
Durumu iyice fenalaştıktan sonra Celâl Bayar’ın ısrarı ile dışarıdan bir doktor getirilir. Yanlış tedavi yapıldığını, karaciğerinin bu yüzden iflas ettiğini rapor eden bu yabancı doktordur.
İstirahat için 2 ay kadar kaldığı Savarona’da nemli sıcaktan durumu daha da kötüleşmiş, son günlerinde Dolmabahçe Sarayı’na götürülmüştü.
Peki, nasıl oldu da sirozdan öldüğü açıklandı ve bütün yazılı kaynaklara da böyle girdi?
Büyük Millet Meclisinde ölüm raporu gündeme getirildi. Mason locaları 1935’de kapatılmasına rağmen Mecliste hala mason milletvekilleri vardı. “Efendim, gençlerimize terbiye olur, onun alkol ve sigaradan öldüğünü duyuralım…” denir ve kabul edilir. Arkasından Yeşilay icad edilir, tarih kitaplarına da böyle girer…
Bölüm 5
Sansasyon yaratan uydurmalar...
*
Ölümü çok içki içmesindenmiş (!)
*
Ölürken iman etme teşebbüsü de pek işe yaramamış, ebediyen cehennemlik olmuş (!)
*
Ölüm saati olan 09.05 tamamen uydurmaymış (!)
*
Öldükten sonra, Hristiyanlık dini gereği elbiseler giydirilerek tabuta konmuş (!)
*
Ölürken cenaze namazı kılınmasını istememiş (!) ve cenaze namazı kılınmamış (!)
*
Katafalkın önünden geçen bazı vatandaşların belgesellerde, fotoğraflarda görülen ağlamaları, üzüntüden değil, zorla getirilmeleri sırasında Jandarmanın vurduğu dipçik acısındanmış (!)
*
Gömülürken toprak bile kabul etmemiş (!)
Gerçekler
- Atatürk'ün Ölümü Alkolden Değildir!
- Saat 09.05'te Vefat Etmiştir!
- Cenaze Namazı Kılınmıştır!
- Kefen İle Tabuta Konmuştur!
__________________
-
Cümleyi çeviriyorsunuz zaten!
Cümle şöyleydi:
Bunun üzerine şöyle dediniz:
Cümlenin Atatürk'ün 1938 yılındaki ölümüyle bir ilgisi yok ki!
____________________________________________
YALAN PROPAGANDA diyorsunuz...
Hangisi yalan?
Nasil ilgisi yok ? Osmanliyi cökerten yahudiler Atatürkü öldürerek genc Türkiye cumhuriyetinden intikam aldi demissin .
Simdi bu yazdigin ifadenin Atatürkün ölmüyle bir ilgisi yokmu ? Hayretki ne hayret ?
Ben ne demisim ? Atatürkün yahudiler tarafindan katledildiginin propaganda oldugunu yazmisim. Kesinligi ispat olmayan iddialar havada kalir . Atatürkü yahudilerin öldürdügünü kabul etmek yahudileri yüceltir Türkleri atalarina sahip cikamadiklari icin alcaltir Varmi bunun baska izahi .Biz gerektigindende fazla yahudi düsmaniyiz sen hic merak etme . Otag yahudi reklam ajansini nerdeyse gecti .
-
İlgisi yok!
1926 İzmir Suikastı başka, 1938 yılında Atatürk'ün ölümü başka konular!
YALAN PROPAGANDA diye atladınız... Hangisine yalan dediğinizi kendiniz de şaşırdınız!
________________________________________
NILI yazısını nereden yapıştırdınız?
Yazı bilgi kırıntıları içeriyorsa da, oldukça TUTARSIZ!
Sizin yorumlarınız da oldukça TUTARSIZ!
Beni "Yahudi Propagandası" yapmakla suçlamak istiyorsunuz ama Yahudi Propagandası yapan sizsiniz!
-
Atatürkü yahudilerin öldürdügünü kabul etmek yahudileri yüceltir Türkleri atalarina sahip cikamadiklari icin alcaltir Varmi bunun baska izahi
Atatürk öldüğünde nüfus 17 milyondu. Türk milleti, doktorların ŞEREFSİZ olduğunu nereden bilsin? (Türk milletinin Atatürk'e sahip çıkıp-çıkamamasıyla ne ilgisi var?)
ŞEREFSİZ Sami Günzberg, istihbaratçı mı değil mi?
________________________________________
Bu olayı kimlerin örtbas etmek istediği bellidir!
-
Tamamen demagoji yapıyorsunuz! (Yazıyı baştan itibaren okuyanların takdirine bırakıyorum...)
Yahudileri savunmadığınız ne malum?
-
Yahidilerin ihtiyactan fazla anilmasina karsi ciktigim icin yahudi propagandacisi oluyorum ! Siz her iletinizde Atatürkü yahudiler öldürdü dediginiz halde yahudi reklam ajansi olmuyorsunuz ! Ne kadar tutarli ! Otaga geldigim günden beri sanki baska tartisilacak hicbir konu yokmus gibi yatip kalkip yahudileri tartisiyoruz . Nili yazisini nereden yapistirmisim ? Sordugun soruya bak ? Dört sene önce ekledigim yazi !!
Begenemedinmi ? Yahudileri ifsa ettigi icinmi begenemedin ? Onlarin nasil üstün insanlar oldugunu dünyaya nasil hükmettiklerini anlatan bir yazi ekleseydim hosuna gidermiydi ? Kusura bakma düsünemedim (!) Osmanliya nasil ihanet ettiklerini anlatan yaziyi ekledigim icin hata yaptigimi kabul ediyorum (!)
Ben bilim adami degilim Siradan bir Türk irkcisiyim O yüzden yorumlarimdan fazla birsey bekleme .
Sana bir köprü vereyim belki isine yarar WWW yahudi reklam ajansi com .
-
Komik bile değil!
Yazının kendisi de tutarsız zaten!
Osmanlı, hiç Makedonya'yı Yahudilere verir mi?
Sizin yazı öyle diyor:
Bir devlet istediklerinde Osmanlı onları dışlamadı ve Makedonya’da bir devlet
edinebileceklerini söyledi.
_____________________________________
Begenemedinmi ? Yahudileri ifsa ettigi icinmi begenemedin ?
Bu da saçma bir iddia!
NILI'yi doğru düzgün anlatan bir yazı olsa beğenirdim.
________________________________________
Otaga geldigim günden beri sanki baska tartisilacak hicbir konu yokmus gibi yatip kalkip yahudileri tartisiyoruz
Çünkü PKK'nın, Ermeni hareketlerinin ve ABD'nin arkasında da Yahudiler var!
BU DA MI YALAN?
Yahudiler, Çingeneler gibi bir azınlık değildir!
-
"İfrat"ta "tefrit"te normalin dışındadır.
Bir şeyi küçümsemek, görmemek, görmezden gelmek, önemsememek, dikkate almamak ne kadar büyük hataysa aynı şekilde bir şeyi fazlaca büyütmek, olduğundan başka göstermek, sürekli ön planda tutmak, her şeyi ona göre şekillendirmek de o denli hatalı bir davranış ve yaklaşımdır.
Galiba biz bazı şeyleri olduğu gibi görme ve göstermeyi, zaman zaman, ihmal ediyoruz.
İfratın da tefritin de sakıncalı bir yaklaşım tarzı olduğunu, konu üzerinde tartışma yapan ve değerli katkılar sunan ırkdaşlarımıza hatırlatmak isterim.
Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey
-
Geçtiğimiz günlerde Türkiye nüfusu 74 milyon oldu diye bir haber vardı...
Türkiye nüfusu içinde de "ölümüne Yahudilere hizmet eden insanlar" yaşıyor... 74 milyon içinde bunlar azınlık olabilir. Ama böyle insanlar var. BU DA MI YALAN? (Arada kaynayıp gidiyor olabilirler...)
Nüfusun büyük bir bölümünün işi-gücü, çoluğu-çocuğu var... Hastası olan var. Milletin derdi başından aşkın. Abdülaziz'in nasıl öldürüldüğünü mü araştıracak? 1905 yılındaki II.Abdülhamid'e yönelik suikasti mi araştıracak? NILI örgütünü mü araştıracak? Atatürk hastalanarak mı öldü, öldürüldü mü, bunu mu araştıracak?
Millet bu konularla zaten (istese bile!) ilgilenemiyor!
Ancak bu olaylar olmamış mı? Yahudiler, Osmanlı'yı çökertmeye çalışmamış mı?
Asıl bu olayları "yok saymak", Yahudilere hizmet eder! Bu olaylar bilinsin istemiyorlar ki!
________________________________________
Benim Yahudi konusunu sürekli gündeme getirmem, bu konunun gazete ve televizyonlarda yer almamasından kaynaklanıyor! (Gazete ve televizyonların sahipleri kim?) Yahudi reklamı ile ne ilgisi var?
-
Yahudilik-Masonluk konusu önemli mi, değil mi, fazla yer verilmeli mi? tartışması şöyle anlamsızdır:
Atatürk konuya önem vermiş ki Masonluğu 1935 yılında yasaklamış!
____________________________________
Günümüzde Türk milletinin yüzde kaçı konuyu biliyor? "Mason" sözcüğünü hayatında hiç duymamışların oranı yüzde kaç? Milletimiz bu konuda bilinçli mi?
Masonlar 1948 yılından beri Türkiye'de at oynatıyor mu? TÜSİAD onlara mı bağlı?
Bütün bu gerçekler ortadayken "Konuya fazla yer vermeyelim" demek ne kadar doğru?
O zaman çıkın Masonluğu yasaklayın! TÜSİAD'ı kapatın!
(Ben bunlar gerçekleşse bile "konunun" gündemde tutulması gerektiğini savunurum... Çünkü Türkiye'de kapatmakla iş bitmiyor!)
-
Tamamen demagoji yapıyorsunuz! (Yazıyı baştan itibaren okuyanların takdirine bırakıyorum...)
Yahudileri savunmadığınız ne malum?
Oldumu simdi ? Böyle bir iftira atmayi sana yakistiramadim . Ben niye yahudileri savunayim ? Hun Türk Otagi degilde baska bir platformda böyle bir ithamla suclansaydim tepkim cok sert olurdu . O kadar tartismamiza ragmen sana reklamci dedim ama yahudileri savunuyorsun demedim .
-
Tartışmayı siz başlattınız:
Ben bunun yalan bir propaganda Yahudileri yüceltmek icin uydurulmus efsane oldugunu düsünüyorum
demediniz mi?
Ben Yahudileri neden yücelteyim?
-
Tartışmayı siz başlattınız:
demediniz mi?
Ben Yahudileri neden yücelteyim?
O cümleyi dogrudan sahsina yöneltmedimki . Bu efsaneyi sen uydurdun Bunun kaynagi sensin demedimki . Uydurulmus bir efsane propaganda oldugunu düsündügümü yazdim . Bunu herhalde siyonistler piyasaya sürmüstür Senle ne alakasi var ? Sen yahudileri yüceltiyorsun diye bir ifadem oldumu ? Sen ima ettigim kanisina vardin Yanildin !
-
Çok sayıda "Yalan Propaganda" dediniz... Üstüme alınırım elbette!
________________________________________
Uydurulmus bir efsane propaganda
dediğiniz şey ya GERÇEĞİN TA KENDİSİYSE?
Türkiye'deki bütün Yahudi-Mason takımı bu gerçeği biliyorsa? Sadece Türkler bilmiyorsa?
-
Çok sayıda "Yalan Propaganda" dediniz... Üstüme alınırım elbette!
________________________________________
dediğiniz şey ya GERÇEĞİN TA KENDİSİYSE?
Türkiye'deki bütün Yahudi-Mason takımı bu gerçeği biliyorsa? Sadece Türkler bilmiyorsa?
Gercegin kendisi olsa ne olurki ? Yahudi düsmanligina katkimi yapar ? Her müslüman Türk inanci emrettigi icin Tanri tarafindan lanetlenmis yahudinin düsmani olmak zorunda degilmi ? Atatürkün siyonistler tarafindan katledilmesini kabul edip kitlelere yaymak yahudilere olaganüstülük imtiyaz kazandirmaktan baska neye yarar ? Ben bu propagandaya alet olmaya karsiyim Anlatmak istedigim bundan ibaret .
-
Gercegin kendisi olsa ne olurki ?
________________________________________
Ne olurki mi???
-
________________________________________
Ne olurki mi???
Evet ne olur veya ne yapabiliriz ? Yahudileri sinirdisi edip israili istilami ederiz ? Basbakanin boynunda asili duran yahudi üstün hizmet madalyasini iademi ederiz ? Malatyadaki füze kalkani anlasmasini iptalmi ederiz ?
-
1991 Körfez Savaşı'nda bütün "Türk" gazeteleri ABD'nin tarafını tutuyordu...
Çünkü aslında Yahudi olan "Türk" basını, Bütün Ortadoğu'nun ABD-İsrail egemenliğinde olmasını istiyordu.
O savaş yüzünden Kuzey Irak'taki Kürtler azdı! PKK büyüdü!
Basın, 2003 Savaşında da aynı tutumu takındı...
____________________________________
Gazeteler Türk asıllı olsaydı ve Türkiye'nin çıkarlarını destekliyor olsalardı ABD'ye bu kadar alkış tutmazlardı!
Bütün bu gerçekler ortadayken, olan biteni görmezden gelmek şaşırtıcıdır!
Bana "Yahudi reklamı yapıyorsun" diyene kadar, gazeteleri eleştir önce!
_______________________________________
Evet ne olur veya ne yapabiliriz ?
Yapanlar yapacaklarını yapıyor zaten... TÜRKİYE SAHİPSİZ DEĞİL! Sen hiç merak etme!
-
"Atatürk hastalanarak ölse ne olur, öldürülse ne olur?" diyen birisiniz.
Gercegin kendisi olsa ne olurki ?
demek bu demek!
HİÇBİR DEDİĞİNİZİ CİDDİYE ALMIYORUM!
Tartışma burada bitmiştir!
Zaten Odatv'yi kaynak gösteren birisiniz...
-
"Atatürk hastalanarak ölse ne olur, öldürülse ne olur?" diyen birisiniz.
demek bu demek!
HİÇBİR DEDİĞİNİZİ CİDDİYE ALMIYORUM!
Tartışma burada bitmiştir!
Zaten Odatv'yi kaynak gösteren birisiniz...
Bende seni ciddiye almiyorum Cünkü sen tipik AKP lisin . Mustafa Akyolu sevmezmissin ! Külahima anlat onu sen . Kaynagin iyisi kötüsü olmaz Kaynak kaynaktir . Yenicag yazarlari Aydinliki kaynak gösteriyor . Zamani Yeni Safaki kaynak gösterseydim itiraz edermiydin ? Basbakanin boynundaki yahudi üstün hizmet madalyasini hatirlatmam hesabina gelmedi Bam telinemi bastim . Haydi sen anca gidersin Durmak yok ihanete devam .
-
4 yıl önce yazılmış olan bir yazıdan bu kadar büyük tartışma çıkması hoş olmamış.
İki tarafta konuyu kişiselleştirmiş yahudi denen pislikler yüzünden Türkçüler birbirlerini kırmamalı.
Çağrıbey Andamın yazdığını tekrar paylaşıyorum. Bence iki tarafta dikkatlice okumasında fayda var.
"İfrat"ta "tefrit"te normalin dışındadır.
Bir şeyi küçümsemek, görmemek, görmezden gelmek, önemsememek, dikkate almamak ne kadar büyük hataysa aynı şekilde bir şeyi fazlaca büyütmek, olduğundan başka göstermek, sürekli ön planda tutmak, her şeyi ona göre şekillendirmek de o denli hatalı bir davranış ve yaklaşımdır.
Galiba biz bazı şeyleri olduğu gibi görme ve göstermeyi, zaman zaman, ihmal ediyoruz.
İfratın da tefritin de sakıncalı bir yaklaşım tarzı olduğunu, konu üzerinde tartışma yapan ve değerli katkılar sunan ırkdaşlarımıza hatırlatmak isterim.
Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey
-
Bende seni ciddiye almiyorum Cünkü sen tipik AKP lisin . Mustafa Akyolu sevmezmissin ! Külahima anlat onu sen . Kaynagin iyisi kötüsü olmaz Kaynak kaynaktir . Yenicag yazarlari Aydinliki kaynak gösteriyor . Zamani Yeni Safaki kaynak gösterseydim itiraz edermiydin ? Basbakanin boynundaki yahudi üstün hizmet madalyasini hatirlatmam hesabina gelmedi Bam telinemi bastim . Haydi sen anca gidersin Durmak yok ihanete devam .
AKPli falan değilim! Mustafa Akyol'u sevmem! Onlar Atatürk Düşmanıdır!
Yenicag yazarlari Aydinliki kaynak gösteriyor .
Hızlı milliyetçi geçinenlerin de "karanlık" bağlantıları vardır! (Aralarında ittifak var!) CIA güdümlü milliyetçilik ve CIA güdümlü solculuk kolkola!
Yeni Şafak gibi gazeteler de ABD güdümlü!
Erdoğan'ı Abramowitz başbakan yaptırdı dedik ya!
______________________________________
Atatürk ölmüş mü, öldürülmüş mü buna bile önem vermeyen birisin... Atatürk'ü umursamıyorsun da ondan!
Ayrıca "Yahudi reklamı" diyeceğine, yazılarının şu şu kısımları yanlış, şuraları abartı, şu kısımları Yahudileri övüyor vb. demen lazımdı... Yazının neresi yanlış onu söyle önce!
Bu konu Türkiye'de 1950'lerde, 60'larda, 70'lerde, 80'lerde, 90'larda tartışılabildi mi? Günümüzde bile televizyonlarda konuşulabiliyor mu?
-
______________________________________
Atatürk ölmüş mü, öldürülmüş mü buna bile önem vermeyen birisin... Atatürk'ü umursamıyorsun da ondan!
Dün tartisma burada bitmistir dediginde bayagi bir sevinmistim! Nihayet ciddi konulara yogunlasabilecegimizin hayalini kurmusken bugün yine yaptin yapacagini . Önem vermem diye iddia ettigin konu hakkinda iki CD alip seyretmistim Bundan 15 sene önce.
Umursamadigimi ileri sürdügün büyük kurtariciyi sadece sevmekle yetinmem TAPARIM .
Sahsi tartismalardan basit polemiklerden uzak durmamizin zamani gelmedimi ? Yazik degilmi degerli zamanimiza ?
Neden MIT´in pkakaya verdigi destege acilan konu hakkinda yorum yapmiyorsun ? Varsa yoksa Atatürkü Yahudiler katletti konusunu isitip isitip gündeme getiriyorsun ?
-
Atatürk'ü seviyorsanız, buna memnun olurum...
______________________________________
Gercegin kendisi olsa ne olurki ?
diyeceğinize, konuyu daha geniş araştırın...
-
Atatürk'ü seviyorsanız, buna memnun olurum...
Bu otağda Atatürk'ün sevilip-sevilmemesi gibi bir tartışma bile yer alamaz.
Lütfen kimse kimseyi Gazi Başbuğumuz Atatürk üzerinden zan ve töhmet altında bırakarak, goncudurmasın! Böyle bir şey otağımızda izin verilmeyecek bir kaç, hatta en başta gelen, hassasiyetimizden birisidir.
Ayrıca iki değerli Türkçünün, kişiselleşerek anlamsızlaşan bir tartışmayla, birbirlerini incitecek noktaya geldiğini gözlemlemekten de hoşnut değiliz.
TTK.
-
Ben tartışmayı sona erdiriyorum. Noktayı koyuyorum.
___________________________________
Tartışmanın kişileştirilmesi bence de anlamsız!
Ancak "fikir tartışmalarının" zararı değil, faydası vardır.
-
Ancak "fikir tartışmalarının" zararı değil, faydası vardır.
Buna, tartışmaya evet, polemiğe hayır diyelim mi Böri bey?
Esenlikle..
TTK.
-
NILI:
Aaron Aaronsohn (1876-1919)
Sarah Aaronsohn (1890-1917)
Alexander Aaronsohn (1888-1948)
Rebecca Aaronsohn ( -1967'den sonra)
Avshalom Feinberg (1889-1917)
Yosef Lishansky (1890-1917)
-
En baştaki yazıda:
Ama NİLİ casusları,
Osmanlı vatandaşlarıydı. Romanya’dan, Rusya’dan, Polonya’dan kovulmuş ve
sürülmüşlerdi; oralarda yaşama şansları kalmadığı için Osmanlı’nın acıyarak
vatandaşlık hakkı verdiği kimselerdi. İşte, Türklüğün, en zor zamanlarında
acıyarak yardım ettiği bu insanların ihanetleri çok acıdır.
NİLİ Örgütü’nü kuran Aaronson Ailesi, Romanya’daki yahudi soykırımından kaçmış
ve 1882 yılında Osmanlı’ya sığınmıştı. Aaronsonlar, daha sonra gizli yollardan
Filistin’e geçtiler
deniliyor...
Romanya'daki "Yahudi Soykırımı" deniliyor...
Oysa Romanya'yı kuranlar büyük devletlerdi! Rusya, Osmanlı Devleti ile savaşmıştır. Fransa İmparatoru III.Napoleon (devrilmeden önce), Romanya bağımsızlık hareketini desteklemiştir. III.Napoleon da Masondu! (Demek istediğim, iktidarını Fransa'daki Yahudi-Mason takımına ve yine bir Mason olan Napoleon Bonaparte'ın yeğeni olmasına borçluydu!)
Romanya'daki "Yahudi Soykırımı" iddiaları da bir Yahudi propagandasıdır!
Filistin'de bir Yahudi devleti kurmak amacıyla Romanyalı Yahudiler, Osmanlı topraklarına yerleşmişlerdir.
Yazı, bu olayı da çarpıtarak anlatıyor!
-
Romanya'daki "Yahudi Soykırımı" iddiaları:
Yazı Yahudileri "mazlum" gösteriyor...
"Ne yapsınlar, Filistin'e yerleşmekten başka bir çareleri kalmamıştı" havasını yayıyor!
-
Google'da
Nili spy New York Times
yazınca, bu konu ile ilgili New York Times'ın yazısı çıkıyor...
_____________________________________
İsrailliler ve New Yorklu Yahudiler bu konuyu unutmamış!
Türkiye'de ise 1917 denilince "Çok eskilerde kaldı... Geçmiş, gitmiş! Olan olmuş, ölen ölmüş!" biçiminde bir hava vardır!
Türkiye'deki tarih konusundaki bu bilinçsizliği kimler yarattı?
-
Esenler Sayin Yabgu,
yazdiklariniz ve sectiginiz rhetorik ile kelimelerinizi büyük bir ilgi ile okudum. Ben burada yeniyim ve ilgimi ceken yazilari okuyorum. Sizinde yazdiklariniz cok ilginc ve size katiliyorum.
....... Ben bunun yalan bir propaganda Yahudileri yüceltmek icin uydurulmus efsane oldugunu düsünüyorum . ..
Bende öyle düsünüyorum. Sonucda kim kaybetmeye mahkum olan kendini kurnaz ilan edip savasi kazanmak istiyen bir yalan ile galibiyet ilan eder, bunun adida propaganda yazdiginiz gib.
Esenler
-
Esenlikler sayin Sarantuya hos geldiniz Kutlu paylasimlar . T.T.K.
-
Sayin Motun Yabgu,
esenler.
Bir sorum vardi, yanitlarsaniz cok memnun kalirim. Ben bir yeni konu acmistim baslik Türkün kan grubu diye yaziyi gördüm ama sonra kayboldu ve bana hic bir yazi gelmedi. Acaba dogru bulunmayip silindimi? Yoksa yanlisliklami silindi? Ben silmedim silmesinide bilmiyorum :) ama beni aydinlatirsaniz memnun olurum.
Bence bu konu cok güzel bir konu ve tartisilacak ve düsündüreck bir konuydu.
Rica etsem neden yok oldugunu bana yazarmisiniz.
Cok tesekkürler
-
Esenlikler sayin Sarantuya. Otagimizin kurallari geregi ,dogrulugu kesin olmayan bilgiler yayinlanmamaktadir. Farkina varildiginda alakasiz iletiler ,yöneticilerimiz tarafindan geri bildirim yapilmadan silinir.
Gercek bilgilere bu köprüden ulasabilirsiniz. Saygilar.
https://www.hunturk.net/forum/index.php?topic=4979.msg34062%3Btopicseen#msg34062
-
Tesekkürler verdiginiz yanit icin Sayin Yabgu.
Esenler