Türkçü Turancı Otağ
TÜRKLÜK ve TÜRK DÜNYASI OTAĞI => TÜRK KÜLTÜR ve MEDENİYETİ => Konuyu başlatan: Atsız Gök-Börü - 06 Haziran 2011
-
MELANET
Ankara'da bir sabah , şitada bir zemheri ,
Gögün yüzü ağlayıp kar kaplamış her yeri.
Kederle gözüm açıp seher vakti uyandım ,
Sağ bacağım aksaktı , kanepeye dayandım
Kalktım...Lanet bir sabah işte böyle başladı.
Doğmaktaki neydi bu kör sabahın muradı ?
Sevdiğimi üzgün üzgün ufka bakarken gördüm ,
Ufukla benden uzak ele akarken gördüm.
Yadına düşmüş artık ayrılığın melali ,
Yıkılmış içinde o, istikbâlin hayali.
Gözlerine baktıkça sevgimle çoşan yarim ,
Kalmamış ak yüzünde bana dair tek bir im.
Zelil olmuşum zelil, gönül aşiyanında...
Topallayarak gidip oturdum yanında,
Farkedince derin bir uykudan kalktı sanki ,
Bana karşı ayazdan da soğuktu o anki...
Elemli yüzü küçük pencereli haneden
Bir farkı yoktu inan , şu dökük viraneden.
"Geç kalmadan gideyim, burada kal sen" dedi ,
"Bacağın sızlıyordur otur istersen"dedi.
"Hayır" dedim bakarak, başka şey söylemeden
Tutunarak doğruldup kalktım o kanepeden.
Omzuma girdi usul usul koyulduk yola ,
Gardan gitti ruhumla beraber İstanbul'a....
O gidişin ömrümce cehennemi ağrımdır
O gittiğin yer benim , türabta mezarımdır.
Gayrısı ruhsuz kalan bir cismaniyetim ben ,
Sensiz maneviyatsız kocaman bir etim ben.
-Eyvah!.. yakıp kavurdu gönlümü iştiyakı,
Bir atinin yıkılışı ve bir Türk'ün helakı...
Yad ederek kahrolup yanarken melanete;
Bir ben daha bürünüp çıktı kemiğe ete !
Öteki ben, azabın hududunu söyledi,
Davudi bir sesle bana hitaben şöyle dedi ;
"Bir gece öncesinin korkunç macerasından ,
Ayağına kadar kan sızmış bıçak y'rasından.
Sanma ki bir bıçakla, ızdırap peşi durur !
İnsan sevdiğine el kaldırıp nasıl vurur !
Ama bil ki yakanı bırakmaz işlediğin melanet ,
Tanrı'dan sana sunuldu ömrünce bu lanet ;
Kavuşamadan aşkıyla öleceksin, ey Yavuz!...
Bir damla su umarsın yarana ekilir tuz!
Sıkma kendini başka güzel severim diye ,
Cehennemden sana , bu hasretlik hediye.
Umma bir büşra söz!.. seni , O niye çeksin ?
Hasretle şu'lelerde yanıp gebereceksin !"
"Gebereceksin" sözü aks bulurken ukbadan ,
Yavaş yavaş kayboldu o suretim ortadan.
Kaldı da lanetimle cismim yine baş başa ,
Varıp vurasım geldi kendimi dağa taşa.
Nasıl yaşarım işlediğim gün'hı bilerek ,
Yaşamak bana fazladır gayrı ölmem gerek !
Bacağım aksamaz ,şimdi gönlümde cüruhum ,
O kahrolası günde , gömülü kaldı ruhum.
Sadığım yemine, ömrümü sa'dete yumdum,
O günün karanlığına, şu ruhumu gömdüm !
Perişan nefes alıp anıyorsa geçmişi,
Kim der ki, yaşıyordur hâla o mahkum kişi !
Şu halde ben yürüyen lanetli bir ölüyüm ,
O melanetli güne ruhumla gömülüyüm.
*****
An çınlıyor kulağımda çok eski bir feryat ,
Sa'det onun ki kadar uzaktır bana...Heyhat !
Gönülde soldu lâlezarım ,öpmeye ne gül'zâr kaldı,
"Eyvah!...ne yer ne yâr kaldı , gönlüm dolu âh-u zâr kaldı".*
* "Eyvah!...ne yer ne yâr kaldı , gönlüm dolu âh-u zâr kaldı" Abdülhak Hamid'in Makber'inin , ilk beyitidir. Bu son beyitte , şiiri 14 lü ölçüde tutmayıp , Makber'in bu seslenişine göre belirledim..
Ahmet Yavuz Yetim
-
Şahsen şiir yazma özürlü bir kişi olarak, Yavuz olsun, Onur olsun, Emre olsun genç yaşlarına karşın ortaya koydukları eserlerin olgunluğuna bakarak şaşırmamak elde değil. Elinize ve gönlünüze sağlık Yavuz Beğ.
-
Sağolasın Murat ağabeyim. İş varısa bizde değil, gene Türkçülüğün verdiği bir ruhun mahsulüdür bu.
-
Yavuz andamın yüreğine,kalemine sağlık bende şiir yazma özürlüsü olarak tebrik ederim.
-
Yavuz'um bu coşkun gönül selinden bizleri mahrum bırakma... Yüreğine, melanette olsa o yürekte taşıdığına selam olsun...
-
Andam yüreğine sağlık.
Şiir denilen şu duygu yüklü sözcükleri, mısraları nazım hikmet denilen köpeğe ve onun yolundan giden itlere mi bırakacağız?
Yüreğine, diline, koluna, dağarcığına sağlık.
-
Cebe Noyan ve Alper andam , sağolun.
Onur ağabeyim , melanet hepimizin ömrüne musallat olmuş. İnsan sevdiklerine , ailesine , eşine , kardeşine , dostuna yeri geldiğinde ne kadar kötü davranabiliyor. Yaptıklarımızı kaybettikten sonra kahrolarak anlıyoruz. " Zamanı geriye alsalar bir daha aynısı yapar mıydım ?" dememek gerek. O yüzden vaktinde güzel davranmalı.
En yakınımızda ki Türkler , anamız , babamız , eşimiz , evdeşimiz , arkadaşımızdır. Türkçülüğümüz , Türk'e olan sevgimiz önce onlara karşı başlar.
Velhasıl bu şiir bir sevgiliye yapılmış kötülük gibi görünse de , bir sevgiliye yazılmadı.
-
Velhasıl bu şiir bir sevgiliye yapılmış kötülük gibi görünse de , bir sevgiliye yazılmadı.
Sevgiliye yapılmış kötülük olmayabilir buna muhalif değilim... Lâkin bir sevgiliye yazılmadı derken, Ankara'ya gelişimde gözlerime bir daha ve dikkatlice bak Yavuz... Hadi aşk meşki geçelim de, şükür ilkokuldan bu yana bizim de elimiz kalem tutuyor...
-
Onur ağabey , sözüm katidir. Bir sevgiliye yazılmadı. Yakınlarıma karşı işlenmiş bütün ömrü günahım için yazıldı. Bu yakınlarım içinde elbette gönül verdiğim insanda var. Ama anada sevgili , babada sevgilidir , kardeşte sevgilidir. O yüzden bir, sevgiliye yazılmadı.