Türkçü Turancı Otağ

GENEL KONULAR OTAĞI => GÜNCEL => Konuyu başlatan: Börü Budun Eri - 13 Temmuz 2012

Başlık: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Börü Budun Eri - 13 Temmuz 2012
1917 Bolşevik devriminin dört büyüklerinden biri olan Sultan Galiyev (diğerleri Lenin-Stalin-Troçki) Kazanlı bir Tatar Türk’ü ve Müslüman kökenli bir marksisttir.

Galiyev 13 Temmuz 1882 yılında bugünkü özerk Başkırdistan sınırları içinde Kırımsakal kasabasına bağlı Elimbetova köyünde dünyaya geldi. İlk eğitimini öğretmen olan babasından aldıktan sonra Kazan’daki Tatar Pedagoji Enstitüsü’ne girdi. Sultan Galiyev bu okulu bitirdikten sonra bir süre öğretmenlik yaptı ve daha sonra Ufa Belediye Kütüphanesi’nde çalışmaya başladı. Buradan ayrılan Galiyev çeşitli gazetelerde çalıştıktan sonra 1915′te öğretmenlik mesleğine geri döndü. Bu sırada Bakü’de bulunan Galiyev, Azerbaycan Ulusal Hareketine katıldı.1917 Devrimi esnasında Bakü’de bulunan Galiyev, Müslüman Kongresi Yürütme Komitesi Sekreterliği için çağrılmış olduğu Moskova’ya gitti ve kongrenin bitiminden sonra Kazan’a geçti. Böylece aktif olarak siyasi hayatı başlamış oldu. Sultan Galiyev Kazan’da Müslüman Sosyalist Komitesi’ne katıldı (Muskom). Bu komitenin lideri Molla Nur Vahitov’du ve ileriki günlerde Galiyev’e rehberlik edecekti. Sultan Galiyev, 1917 yılında Rus Komünist Partisi’ne de girdi. Komünist Parti hiyerarşisi içinde en yüksek dereceli Müslüman haline geldi.
1918 yılında Molla Nur Vahitov’un Çek lejyonerleri tarafından öldürülmesi önünün açılmasına sebep olmuştu. Fakat Vahitov’un öldürülmesi S.Galiyev’in mücadelede yalnız kalmasına da sebep oldu. S.Galiyev Komünist Parti içerisinde daha ziyade Müslümanlarla ilgili görevleri üstlenmiştir. Bunlar Merkezi Müslüman Komiserliği üyesi, Müslüman Askeri Kollegiyumu başkanı, Narkomats’ın resmi yayın organı Jizn Natsionalnostey’in editörlüğü idi. Dolayısıyla Komünist Parti içinde sağlam bir yere sahipti ve devrimde en önlerde yer almıştı. 1923′te ilk defa tutuklandığında devrime yaptığı bu hizmetler nedeniyle serbest bırakıldı. Rus Bolşeviklerin iç savaştan başarılı bir şekilde çıkmasından sonra Rus liderler arasında özellikle Lenin’in hastalanmasından sonra egemenlik mücadelesi başladı. Stalin bu mücadeleyi kazanan kişi oldu. Stalin bu mücadele sırasında Sultan Galiyev’i de kendisine rakip olarak görüyordu. İşte bu durum Galiyev’in karşı-devrimci, burjuva milliyetçisi suçlamalarına maruz kalmasına ve 1940′lı yıllarda kurşuna dizilerek öldürülmesine neden oldu. Ölüm tarihi net olarak bilinmemektedir.
FİKİRLERİ :
Türk Dünyasının ve Avrasya tarihinin en büyük düşün ve eylem adamlarından biri de hiç kuşu yok ki Mirseyit Sultan Galiyev, Marksist kurama ve SSCB deneyimine yönelttiği eleştiriler zemininde yepyeni bir ideolojinin mimarı olarak dünya çapında sarsıcı etkileri olan gerçek bir milli olarak Türktü, ekonomik olarak sosyalist bir önderdi.
Sultan Galiyev, Marksist materyalizme alternatif olarak kendisinin enerjetik materyalizm adını verdiği Türkçü bir düşün ortaya koymuştur. Bu düşün materyalist diyalektik tez hususundaki Avrupa egemenliğini yok etmeyi hedeflemektedir. Sultan Galiyev’e göre batıdaki diyalektik anlayış henüz bir kavram olarak ortaya konulmadan çok daha önceden beri doğu halklarında mevcut idi. Bundan dolayıdır ki materyalist düşünce Avrupa bilimine özgü bir unsur değildir.
Kuşkusuz sosyalist dünya devrimi için birincil adım sosyolojik ve historik tecrübeyle yanlışlığı kanıtlanmış olan kimi tezlerin ve bu tezler üzerine bina edilmiş sözlerde sosyalist/komünist devinimlerin tarihin çöplüğüne gönderilmesidir. Sultan Galiyev ve Sultan Galiyevci düşünce bunu başarmıştır. Avrupa merkezci sosyalist devinimlerin yenilgisi aslında gerçek sosyalist mücadelenin zaferidir. Sultan Galiyevcilik üzerine kurulan gerçek sosyalist mücadele Ortodoks Marksizmin yenilgisini kendi zaferinin müjdecisi olarak kabul etmektedir. Çünkü Ortodoks Marksizmin proleteryası batıda iktidara gelseydi bile mazlum ulusların kaderinin değişikliği noktasında hiçbir olumlu sonuç doğurmayacağı gibi belki de sözde sosyalizmin yol açtığı yanılsama ile mazlum ulusların sosyalist mücadele istencinide daha doğmadan öldürecekti. Batı proloteryası zaten dünya burjuvazisinin bir uzvu değil midir ? Bu uzvun diğer uzuvları ortadan kaldırması mümkün değildi. Çünkü kendi varlığı da onların varlığına bağlıydı. Dünya burjuvazisinin proleter kanadı olan batı proleteryasının proleter kimliği göreli bir kimlik olup asli özelliği olan sömürgeye ortak olma vasfına giydirilmiş saydam bir kıyafetten başka nedir ki?
Çağdaş insanlığı oluşturan halklar, sayı, toplumsal ve hukuksal açılardan eşit olmayan iki kampa bölünmüş durumdadır. Bu kamplardan birinde insanlığın yalnızca yüzde 20 ile yüzde 30unu oluşturan ve tüm yerküreyi, altında ve üstündeki var olan her türlü ölü ve canlı zenginlikleri ile birlikte ele geçirmiş olan halklar bulunmaktadır. Diğerinde ise, insanlığın beşte dördünü oluşturan ve birinci kampa mensup bulunan halkların, diğer bir değişle efendi halkların ekonomik, siyasal ve kültürel tahakkümü ve köleliği altında inleyen halklar yer almaktadır… diyen Sultan Galiyev gerçek çelişkinin fotoğrafını çekerken aynı zamanda gerçek sosyalizmin yükselmesi gereken sosyal zemini de keşfetmiş olmaktadır. Bu sosyal zeminin mazlum ve mağdur tarafını oluşturan ulusların arasında Türk halklarının konumunun gerçek sosyalist mücadelenin en yaşamsal noktasını oluşturması dünya devrimine giden yolun Türkçü savaşımdan geçtiğini nesnel bir gerçeklik olarak gözler önüne sermektedir.
Türk halkları olmadan dünya devrimini gerçekleştirmek mümkün değildir. Çünkü Türk halkları gerek coğrafi açıdan, gerekse batı ile temasta cephe konumunda bulunmaları bakımından ve hatta sahip oldukları doğal zenginlikler nedeniyle batı kapitalizmin beslenme yollarının üzerinde bulunmaktadır. Batının, Doğuyu sömürmek için kullandığı damarlar Türk topraklarından geçmektedir. Bu damarların kesilmesi için Türkçülük yapmak şarttır.
ULUSAL KİMLİK
Türkler (Anadolu Türkleri) batı emperyalizmine karşı Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde ilk kurtuluş savaşını vermiş ve bunu utkuya taşımış bir halktır. Bu yönüyle de Türkler doğunun öncüsü bir halktır. Binaenaleyh antiemperyalist savaşın baş öğretmeni Türklerdir. Bu tarihsel nesnel gerçeklik de Türkçülüğün mazlum milletler sosyalizmi için kaçınılmazlığını ilan etmektedir.
Türkçülükle dünya devrimi arasındaki yaşamsal bağın düşünsel yansıması olarak kabul edilmesi gerekli bir diğer noktada Türk halklarının ulusal kimlik ve bilinçten sıyrılarak/soyutlanarak sosyalist devrimci bir mücadeleye kanalize edilemeyeceği konusudur. En basit ifadeyle söylemek gerekirse Türk halklarına;  Bırak ulusal kimliğini, sadece proloter vasfınla devrimci savaşımda öne geç! denilemez. Ama Türklere hiç denilemez.
Çünkü Türkler tarihteki rollerinin farkındadırlar. Ve Türkler günümüz dünyasında da kendileri olmadan mazlum halkların batı esaretinden kurtulma imkanlarının olmadığını da görmektedirler. Bu tezlerimiz kimilerine bencil bir ulusal övünç gibi gelebilir. Oysa bu yaklaşım hem doğru değildir hem de Türklük karşıtlığı zeminine düşerek batı emperyalizmine dolaylı olarak omuz vermekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. Türklersiz bir antiemperyalist savaş mümkün değildir demek, aynı zamanda mazlum doğulu halklar olmadan Türklerin anti  emperyalist savaştaki öncü ve önder kimliğimin anlamsızlığını da içermektedir. Çünkü doğulu mazlum halkların desteği olmadan tek başlarına Türk halklarının batı emperyalizmiyle başa çıkabilmeleri imkansız olmasa bile çok zordur. Zoru başararak ulaşılacak bir zafer de kalıcı olmama riskiyle karşı karşıyadır.
Bu bağlamda kabul etmek istemeyenlerin yüzüne çarpalım ki, Sultan Galiyevin Türkçülüğü ve Turancılığı pragmatist bir Türkçülük ve Turancılık değildir. Yani Sultan Galiyev, Türkleri enternasyonal sosyalist savaşa kanalize etmek ve böylece onların militarist, ekonomik, stratejik ve hatta historik konumlarından yararlanmak için konjektürel yada içtenlikten yoksun ve tümüyle faydacı bir sözde Türkçülüğün öznesi yahut kuramcısı değildir.
Değildir çünkü; Türkleri/Türk halklarını birleştirme uğraşısı sadece insan yığınlarını bir noktaya doğru yönlendirme ve onların oluşturacağı sinerjiyi enternasyonalist savaşta kullanma kolaycılığıyla hareket etmemiştir. O, Türkleri yığınsal olarak bir araya getirme uğraşısının ötesinde kültürel bir birlik içinde çalışmıştır. Bütün Türk halklarının birbirleri içinde erimeleri/asimile olmaları ve böylece tek bir ULUSAL TÜRK KİMLİĞİ oluşturmaları gerektiğini savunmuştur.
Gaspıralıdan aldığı; dilde, işte ve fikirde birlik ideali, Sultan Galiyevin kültürel Türkçülüğünün omurgasını oluşturmaktadır.
Sultan Galiyev Türkçüdür; Sosyalizme yönelişini Milletine duyduğu büyük sevgiye bağlayacak kadar Türkçüdür.
Onun gibi yüzyıllardır Rus egemenliği ve sömürüsü altında yaşayan bir halkın evladının Türkçü olmaması mümkün müdür? Rus sömürüsüne karşı Türk/Tatar ulusçuluğuna ve Rus egemenliğine karşı da mensubu bulunduğu halkın onlarla eşit hale gelebilmesi için sosyalizme yönelmesi göstermektedir ki içinde bulunduğu özgün koşullar onun dünya tarihinin en büyük düşün ve eylem adamlarından biri olarak doğmasındaki doğal koşullardır. Yani Sultan Galiyevin ulusçuluğu ve sosyalistliği tümüyle zorunlu/doğal bir sonuçtur.

Alıntıdır.


Esenlikle.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: TÜRK-KAN - 13 Temmuz 2012
https://www.hunturk.net/forum/sultan-galiyev-4581.html
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Selim Pusat - 13 Temmuz 2012
Galiyev binlerce Türk'ün ölümün esebep olmuş, Mustafa Suphi'yi yetiştiren, öyle mecburiyetten değil inandığı için sosyalist olmuş kanca Türk olsa bile bir boka yaramayan bir adamdır.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: daglargibi - 13 Temmuz 2012
Orta asya daki Türk topluluklarini sosyalizm altinda birlestirerek birlesik bir Türkistan kurmak isteyen bunuda bolsevik ideali ile pekistirmek isteyen bir gafil.Fakat Galiyev in birlesik Türkistan devleti  fikri asla bagimsiz hür bir devlet degil sovyetlere bagli özerk bir yönetim sekli idi.  Galiyev Türk topluluklarinin Turan ideali gbi birlesmesini bunu yaparkende sovyetler e bagli kalmasini sosyalist bir ideal ile yönetilmesini istiyodu. Bolsevik devriminin lenin stalin ve trocki ile beraber  dört büüyklerinden biri olam  Galiyev Stalin in 1936 da baslattigi büyük temizlik projesine 1940 da kurban gitmis fikri acidan zavalli bir gafil dir.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Börü Budun Eri - 13 Temmuz 2012
Sn.dağlargibi,
Birşey bilmediğin saçma yorumundan belli.O yüzden seni hiç kaale almayacağım.

Selim Pusat kandaşım,
Sultan Galiyev'i daha derinden araştırın derim.Hayatına bakarsanız SSCB kurulmadan önceki koyduğu şartlar bizim için çok da aykırı değil.O kaçışı olmayan bir yolu lehine çevirmeye çalıştı ama başarılı olamadı benim görüşümce.Sonuç olarak herşeye rağmen Milliyetçi bir kişiydi.Günümüzde kapitalist Turan Birliği'ni savunacak kadar küstahlaşanlara bakın,bunların yanında Galiyev çok masumdur.Komünist değilim.Kesinlikle ama bir şeyi belirtmek isterim ki komünizm uluslara kaderlerini tayin etme fırsatını tanır.Fakat liberalizm kültürü,soyu ve ahlakı katiyen reddeder.Buna göre de seçtiği yolu tartışma gereği duymuyorum kendi adıma.Zamanın şartlarına göre Komünist Turan Birliği daha cazip gelmiş olabilir.Milliyetçi düşünen her kişiye kapitalist ve sentezci olmadığı sürece saygı duyarım.Benim bakış açım sadece bu.Önder olarak aldığım düşünülmesin.

Esenlikle.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: TÜRK-KAN - 13 Temmuz 2012
 İlyas Kandaşım,

 Tüm saygımla görüşlerine maalesef katılmıyorum.

Sonuç olarak herşeye rağmen Milliyetçi bir kişiydi.

 Galiyev, yargılandığı mahkemede kendisini savunurken kesilikle Pantürkist olmadığını, Komünist Devrime sadık olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla bir kişiyi kendi sözleriyle değerlendirmek daha doğru olur. Galiyev, Türkçü, Türk Milliyetçisi falan değildir. Kendi tanımlaması, söylemleri ve eylemleriyle komünisttir.

Kesinlikle ama bir şeyi belirtmek isterim ki komünizm uluslara kaderlerini tayin etme fırsatını tanır.

 Şablonlarında öyledir. Ama iş uygulamaya gelince; "Yoldaşlar" hep yan çizmişlerdir. Komünizmin hakim olduğu yerlerde öldürülen milyonlarca insan(Ki önemli bir kısmı Türk Evlatlarıdır. Ukraynalı, Baltık ve Kafkas halkları da, Komünizmin bu sözde vaadinden paylarına düşeni misliyle almışlardır) bunun kanıtıdır.

Fakat liberalizm kültürü,soyu ve ahlakı katiyen reddeder.Buna göre de seçtiği yolu tartışma gereği duymuyorum kendi adıma.Zamanın şartlarına göre Komünist Turan Birliği daha cazip gelmiş olabilir.

 Liberalizmde Toplumdan ziyade Birey ön plandadır. Ancak Toplum tamamen yok farzedilmez. Sadece bireyin kendi çıkarları daha öncelikli olarak önemlidir. Asıl Ahlak, Kültür ve Milliyeti reddeden Komünizm'dir. Komünizme göre bütün bunlar Burjuvazi ve Oligarşi'nin Proleterya'yı(İşçi Sınıfı) egemenlik altında tutmak için uydurduğu yalanlardır.

 
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: TÜRK-KAN - 13 Temmuz 2012
 Avrasyacılık üzerine bir yazı hazırlıyorum. Bu epey ayrıntılı bir çalışma olacak. Şu an kaynakları derleme çabası içerisindeyim. Bu çalışmada; Rus Emperyalizmi ile Şovenizmi'nin Türk Milliyetçiliği ve Türkçülüğü özünden saptırma gayretlerinin, çalışmalarının ürünü olan Galiyevcilik, Ulusalcılık, Ulusal Sol, Milliyetçi Komünizm gibi safsatalara da en ince noktalarına kadar inerek cevap vereceğim.

 
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Börü Budun Eri - 14 Temmuz 2012


 Liberalizmde Toplumdan ziyade Birey ön plandadır. Ancak Toplum tamamen yok farzedilmez. Sadece bireyin kendi çıkarları daha öncelikli olarak önemlidir. Asıl Ahlak, Kültür ve Milliyeti reddeden Komünizm'dir. Komünizme göre bütün bunlar Burjuvazi ve Oligarşi'nin Proleterya'yı(İşçi Sınıfı) egemenlik altında tutmak için uydurduğu yalanlardır.

 

Elbette komünizmin ahlak,kültür ve miliyet konularında görüşleri bellidir.Fakat liberalizm kesinlikle uygulamada da özünde de bunları reddeder.Paranın hakimiyetinden başka hiçbirşeyi kabul etmez ve devlet şirkettir bir nevi.Kapitalizm'in yıllardır bizi ne hale getirdiği zaten gözler önünde.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Kurtkaya - 14 Temmuz 2012
Galiyev denilen kızıl artığı gerek burada ve gerekse diğer Türkçü otağlarda çokça ele alındı ve bu beş para etmez adamın ne mal olduğu açık seçik ortaya konuldu. Yani baştan tartışmaya değmez görüşündeyim.
Tanrı Yüce Türk'ünü Korusun.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Tien San - 14 Temmuz 2012
 Sahsi tartisma icerikli iletileri sildim arkadaslar bilginize . T.T.K.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: -Türk- - 14 Temmuz 2012
Türkçü biri asla ve asla Türk lafının önüne arkasına herhangi bir ek getirmez. Galiyev'in niyeti Türklük olsaydı ruslara o kadar destek vermezdi ve Türklüğü ön plana çıkarırdı. 
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Türkistan Ordusu - 15 Temmuz 2012
1917'deki Anarşist ayaklanmadan sonra, beyaz ve kızıl ordular çatışırken; Lenin ve Stalin adlı kitle katliamcısı caniler Türklere resmen "olta" attılar, vaatlerde bulundular. Beyaz ordu tasfiye edildikten sonra, Türkler çarlık dönemini resmen mumla aradılar.
Galiyev denen hainde, burada bir piyon olarak kullanılan, Türkistan'daki mahalli bir komünistti.
Gebertilmesi iyi oldu.

Komünist devrimi; Slav ve Hristiyan unsurdan intikam almak isteyen Yahudi unsur gerçekleştirdi Rusya'da.
Feci bir intikamda aldılar; milyonları açlıktan öldürdü Yahudi Bolşevikler.
Stalin bunu geç anladı; anlayıncada Troçki, Zinoviyev, Kamenev gibi devrimin yahudi önderlerini öldürdü.
Galiyev denen itte, işte orada tasfiye edilenlerden.

Daha sonra, Yahudiler Stalinist rusya'yı asıl düşmanları Almanya'ya karşı kullandılar. Savaştan sonra Sscb görevini zaten tamamlamıştı.
Stalin'de geberdi zaten daha sonra.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Tien San - 15 Temmuz 2013
Magcan Cumabay 1893’te Kazakistan’da doğmuş bir Türk milliyetçisidir. Dünyaya geldiği çağda, ülkesi Rus işgali altında idi. Onun çocukluk yıllarında Rusya’da I. Bolşevik İhtilâli gerçekleşmiş; gençlik zamanında da 1917 Komünist Devrimi olmuştu. Cumabay, işte bu ortamda kendisini yetiştiren, birkaç yabancı dili mükemmel bilen, bir şair, bir fikir adamı, her şeyden öte bir Türk milliyetçisiydi. Türklerin Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Tatar vs. isimleri altında kabile milliyetçiliğiyle değil, birlik içinde, büyük Turan ülküsüyle selâmete çıkacağına inananlardandı.
Rusya’da, I. Bolşevik İhtilâli’nden sonra Kazak Türklerinin bağımsızlığını sağlamak amacıyla bir “Alaş Hareketi” başlatılmıştı (bütün Kazak Türkleri kendilerinin Alaş adlı bir atadan türediklerini sanırlar). Magcan da, Alaş üyelerinden birisiydi. Ancak Rus Çarlığı’nda meşrutî yönetimin feshi ve arkasından çıkan I. Dünya Savaşı bu hürriyet faaliyetlerine set çektiyse de, Türk-Kazak milliyetçileri özellikle 1916 Türkistan Ayaklanması’nda aktif rol oynadılar. İstiklâl ortamının sağladığı ferahlıktan da yararlanan Alaş Orda Partisi, 1917 Ağustosu’nda Kazakistan hükûmetini kurdu. Ama, komünistler iktidara geldikten sonra tam bağımsızlık yanlısı bütün Türkçüler birer birer ortadan kaldırıldı. Bununla beraber, onların da aralarında anlaşmazlıklar doğdu. Turar Rıskulov ve Sultan Galiyev gibiler Sovyet-Rusya’ya hâlâ güvenirlerken, bir kısım Türkçüler de hürriyetin hiçbir ülkenin yardımı olmadan kazanılacağına inanıyorlardı.

Öğrenim hayatı sırasında Kazan’a giden ve buradaki Türk milliyetçileriyle de tanışma imkânı yakalayan Cumabay, Alaş Hareketi içinde de yer aldı. Türkistanlı ve İdil-Urallı aydınların yazı yazdığı pek çok gazete ile dergide şiirler kaleme alan Magcan Cumabay, 1925’e kadar Sovyet-Rus hükûmetiyle mücadelesini sürdürdü. O elbette ki, uzaktaki kardeşleri Türkiye Türklerinin İstiklâl Savaşı’nı da yakından takip ediyordu. Sovyet-Rus İmparatorluğu’ndan kalkıp, Türk Kurtuluş Savaşı’na katılamamıştı fakat, en iyi yaptığı işle, yani şiirle bu mübarek davaya destek vermek amacıyla “Alıstaki Bavrıma” (Uzaktaki Kardeşime) adlı, o müthiş ve anlamlı mısraları yazdı.

Zaten çoktan beridir KGB tarafından izlenen Magcan’ın bu teşebbüsü komünist cânileri daha da kızdırdı. Bundan başka yine bütün Türk dünyasınca bilinen “Türkistan” şiiri de onun sarsılmaz ve tartışılmaz Türkçülüğünün bir dışa vurumuydu. Bu yüzden zindanlara atıldı, sürgünlere gönderildi. Ama bu yiğit Türk milliyetçisi omuzlarındaki ağır baskıya rağmen, hiçbir vakit haklı davasından geri durmadı. Dolayısıyla o ve onun gibilerin hayatı birtakım sahte kahramanlarca örnek alınmalıdır. 45 yaşlarındayken, Stalinin emriyle 1938’de kurşuna dizildi.




UZAKTAKİ KARDEŞİME

Uzakta ağır azap çeken kardeşim!
Solmuş lâleler gibi kuruyan kardeşim
Etrafını sarmış düşman ortasında
Göl gibi gözyaşı döken kardeşim!

Önünü ağır kaygı örtmüş kardeşim!
Ömrünce yaddan cefa görmüş kardeşim!
Hor bakan, yüreği taş, kötü düşman
Diri diri derini soymuş kardeşim!

Ey pirim! Değil miydi Altın Altay
Anamız bizim? Bizlerse birer tay,
Bağrında yürümedik mi serâzat
Yüzümüz değil miydi ışık saçan ay?

Alaca altın aşık atışmadık mı?
Tepişip bir döşekte yatışmadık mı?
Anamız olan Altay’ın ak sütünden
Beraber emip, beraber tadışmadık mı?

Akmadı mı bizim için dupduru bulak,
Şarıldayıp şarıl şarıl dağdan inerek,
Hazırdı uçan kuş, kopan yel gibi
Dilesek bir bir atlar, tıpkı burak!

Altay’ın altın günü nazlanarak
Gelende, sen pars gibi bir er olarak,
Akdeniz, Karadeniz ötelerine
Kardeşim, gittin beni bırakarak!

Ben kaldım yavru balaban, kanat açamam,
Uçsam diye davransam bir türlü uçamam,
Yön bulduran, yol gösteren can kalmadı;
Yavuz düşman koyar mı şimdi beni vurmadan?

Kurşunlar genç yüreğime saplandı,
Günahsız taze kanım su gibi aktı,
Kansız kalıp, kuruyup bayıldım,
Karanlık hapse sıkıca kapattı.

Görmüyorum gece gezdiğimiz ovayı,
Gündüz güneşi, gece gümüş nurlu ayı,
Nazlı nazlı ipek kundaklara sarmalayıp
Bizi büyüten altın anam Altay’ı!

Ey pirim! Ayrıldık mı ulu bütünden?
Dağılıp yılmayan yağan oklardan
Türk’ün pars gibi yüreği varken
Korkak kul mu olduk düşmandan sinen.

Kudretli olmak isteyen Türk’ün canı
Gerçekten hasta mı, bitti mi hali?
Yürekteki ateş söndü mü, kurudu mu?
Damarında kaynayan atalar kanı?

Kardeşim! Sen o yanda, ben bu yanda
Kaygıdan kan yutuyoruz, bizim adımıza
Lâyık mı kul olup durmak? gel gidelim
Altay’a atadan miras Altın tahta.

Mağcan Cumabay
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: YALNIZKURTKARAGÜLLE - 15 Temmuz 2013
Bir karışıklık oldu galiba !!!!!!!!!!!

Kazak Türklerinin Türkçü Turancı Şairi Mağcan Cumabaylı Bu bağlantıda (https://www.hunturk.net/forum/index.php?topic=2429.msg33617#msg33617) Tien San anda. :twisted:

TTK.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Fatih - 16 Temmuz 2013
Bir karışıklık oldu galiba !!!!!!!!!!!

Kazak Türklerinin Türkçü Turancı Şairi Mağcan Cumabaylı Bu bağlantıda (https://www.hunturk.net/forum/index.php?topic=2429.msg33617#msg33617) Tien San anda. :twisted:

TTK.

Bir karışıklık olduğunu sanmıyor, bilakis bu başlık altına, kızıl Galiyev'i Türkçü sanıp olur-olmaz yerde referans gösteren kafası karışık kişilere gerçek Türkçüleri göstermek ve hatırlatmak için özellikle yazılmış olduğu kanısındayım Sayın Ayhan Başkanım.
Temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp Galiyev adlı rus işbirlikçisi komünistin Türkçülüğünden dem vurulması artık kabak tadı verdi ve Türkçü düşünüş, yaşayış ve duruşu gölgelemek, itibarsızlaştırmak ve Türkçülüğü kızıl boyaya boyayarak olduğundan (orijinalinden)  farklı algılanmasını sağlamak amacıyla kasıtlı olarak yapıldığı inancındayım. Ya da iyimser bakış açısıyla bazı arkadaşlarımız Galiyev üzerinden yapılan bilgi çarpıtmalarının etkisinde kalıp Galiyev'i Türkçü sanarak O'nunla ilgili yazılar yazmak ve mücadelesinden bahsetmekle matah bir iş yaptıklarını sanmaktalar ki bu tutum bizi rahatsız etmektedir.
Tien San kandaşımızı yıllardır bilir, tanırız. Mağcan Cumabaylı'yı bilerek, isteyerek ve ikide bir Galiyev'i Türkçü olarak dayatmaya çalışanlara karşı çarpıcı bir yanıt olması ve dikkatleri gerçek Türkçü sahsiyetlere çekmek amacıyla bu başlığa eklediğini sanıyorum. Tien San kandaşımızın yaptığına sosyal psikolojide şiddetli uyarma adı verilmektedir.
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: YALNIZKURTKARAGÜLLE - 16 Temmuz 2013
Bir karışıklık olduğunu sanmıyor, bilakis bu başlık altına, kızıl Galiyev'i Türkçü sanıp olur-olmaz yerde referans gösteren kafası karışık kişilere gerçek Türkçüleri göstermek ve hatırlatmak için özellikle yazılmış olduğu kanısındayım Sayın Ayhan Başkanım.

......................

 Mağcan Cumabaylı'yı bilerek, isteyerek ve ikide bir Galiyev'i Türkçü olarak dayatmaya çalışanlara karşı çarpıcı bir yanıt olması ve dikkatleri gerçek Türkçü sahsiyetlere çekmek amacıyla bu başlığa eklediğini sanıyorum. Tien San kandaşımızın yaptığına sosyal psikolöojide şiddetli uyarma adı verilmektedir.
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir.

Konu hakkında bilgim var.
Türkiye Komünist Partisi (TKP)'ni ilk örgütleyen Turancı(!) komünist Sultan Galiyev'dir. TKP'nin ilk başkanı; karıştığı bir suikastla ortadan kaldırılan, Mustafa Suphi'dir. Mustafa Suphi'yi ilk keşfeden de Sultan Galiyev'dir. Onu esirler arasında bularak eğitimini sağlamış, bir komünist olarak yetişmesine katkıda bulunmuştur.

Galiyev hayatının hiç bir döneminde Türkçülük ile uzaktan yakından alakası olmamış bir şahıstır.
Zeki Velidi Togan'ın şu sözleri kendisini çok güzel ifade etmektedir:
"Biz zorunluluk gereği sosyalist görünürken, Galiyev inanmış bir ateist sosyalist'di."
Kaldı ki, kurmayı düşündüğü Federatif Turan Sovyet Sosyatlist Devleti'nin en büyük gayesi, bir zorla veya içerden Sovyetler Birliği dağılırsa ( ki dağılacağına inanıyordu) kurulan bu Turan Sosyalist Devletinin desteğiyle Sovyetler Birliği'nin yeniden diriltilmesiydi. Üstüne üstlük komünizm lehine sayısız Türk'ün idamına sebebiyet veren de gene Sultan Galiyev'dir.

Hülasa, bu şahsın özel hayatı da irdelendiği vakit, Türk yaşam tarzıyla hiç bir yakınlığı olmayan, asimile olmuş ve ruhunu kaybetmiş birisi olduğu görülecektir.

TTK.

Başkanımın belirttiği şekilde son darbeyi vuran sözler ile birlikte; bu tür soysuzlara değil,  Magcan Cumabay gibi yiğit Türk evlatlarına önem verilmesi gerekliliğini vurgulasaydı daha manidar olurdu diye düşünüyorum.

Ayrıca;
diğer bu başlık altındaki SULTAN GALİYEV (https://www.hunturk.net/forum/index.php?topic=4581.msg43481#msg43481) konusu ile bu konunun birleştirilmesinin uygun olacağı kanaatindeyim.

Sağlık ve esenlik dileklerimle.

TTK.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Tien San - 16 Temmuz 2013
Öncelikle degerli Fatih andamin ne amacla Magcan Cumabayi ekledigimi carpici bir ifade ile anlatmasina minnetle tesekkür ederim : Sayin Ayhan baskan , Facke book taki tartismadan haberin oldugunu saniyorum : Ismail Ipek agabeyimin müdahalesinden sonra Galiyev konusu kaldirildi ; cok gecmeden , ayni konu baska bir baslik altinda acildi ve Galiyevin ad günü hararetli ve övgü dolu sözlerle kutlandi zati alinizde , kutlayanlarla birlikte kutladi degilmi ? O halde bu iletiyi Fatih andamdan ziyade ne amacla ekledigimi , sizin anlamaniz gerekmezmiydi ?
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: YALNIZKURTKARAGÜLLE - 16 Temmuz 2013
Sayın Tien San Galiyev budalası ile ilgili görüş ve fikirlerim gerek otağda gerekse şahsi facebook sayfamda belirttiğim şekilde açık ve sabittir. Yaptığım facebooktaki beğeni kutlama maksatlı değil, kişinin duygu ve düşüncelerini izah etmedeki tarzınadır. Ayrıca İstanbul teşkilatlanmamız ile ilgili bu tip varyasyonlar yapmamız ve İstanbul'un yapısı gereği inisiyatif kullanmamız şahsımın tasarrufundadır. Ki konumum gereği Genel Başkanımdan başkası uyguladığım yol ve yöntem ile neyi anlayıp, neyi anlamadığımın gerekliliğini sorgulayamaz.

Sizin kişisel sayfanızda işlediğiniz konular ve yorumlar ile ilgili Fatih Beğ'in bahsettiği  şiddetli uyarma bu güne kadar tarafımdan yapılmamışsa; sizinde aynı hassasiyeti göstermeniz gerekir.

Konu ile ilgili alınganlık göstermeniz anlamsız. Konu ile ilgili kişisel bir sorun olarak algıladığınız an derdinizi özel ileti ile ifade etmenizin ilişki ve iletişim sağlığı açısından uygun olacağı kanısındayım.

Esenlikle.

TTK.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Tien San - 16 Temmuz 2013
Sayin baskanim görevinize müdahale etmek gibi bir anlam cikarmaniza üzüldüm , böyle birsey söz konusu degil : Acilan ikinci Galiyev konusunda begeni tusuna basmanizi kutlamak olarak algiladim . Kisisel sayfamda paylastigim konular icin sahsimi uyarmanizdan rahatsiz olmam: Alinganlik göstermem gibi bir durum gercek degil , Gök Tanriya sükür derdimde yok baskanim : Size saglik basarilar ve esenlikler diliyorum : TTK .
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Kurtkaya - 19 Temmuz 2013
Maocu komünist Doğu Perinçek ve TGB'nin milliyetçi sayıldığı bir dönemde kızıl sultan galiyevin milliyetçiliğinden ve turancılığından dem vuruluyor olması sıradan işlerdendir. Türkçü ve Turancı olmak için sadece Türk olmak yetmediğini, Türk gibi yaşamanın ve Türklük için ölümüne çalışmanın gerekliliğini anlatmaktan dillerde tüy bitti lakin gel görki facebook ve tiviter ergenleri sırf enteresan gözükmek ve kızıl eskileri de Türklüğü,Türkçülüğü ve Turancılığı sulandırıp, bulandırmak için galiyevden, deniz gezmişten, cheden ve doğu perinçekten dem vurmaktan vazgeçmediler. Sosyal medya ergenlerinin enteresan gözükme çabalarını anlayabiliyorum ama diğerleri bu işi Türklüğe ve Türkçülüğe karşı truva atı mantığı ve haçlı düşmalığıyla yapmaktadır.
motun yabgu kandaşımı anlıyor, destekliyor, duruşunu alkışlıyor ve çilesine ortak oluyorum.
Tanrı Yüce Türk'ünü Korusun.
Başlık: Ynt: Sultan Galiyev (1882 – 1940 ) kimdir?
Gönderen: Yüzbaşı Sançar - 21 Temmuz 2013
Kızıl Galiyev'i öne çıkartma çabalarının altında gizli Atatürk karşıtlığının yattığına çok kere tanık oldum.
Bazı kansızlar açıkça yapamadıkları Atatürk düşmanlığını gereksiz kişileri gündemde tutarak, yani gündemi gerksiz şeylerle doldurmak suretiyle Atatürk'ü olabildiğince az gündeme getirmek ve önemsizleştirmek şeklinde yapmaktadırlar.
Atatürk'e karşı yapılan önemsizleştirme çabalarında Türkçü-Turancı şehit Enver Paşa'nın bile kullanıldığına çoğu kez tanık olmuşluğumuz vardır. Yani bir takım kanzsızlar Enver Paşa'yı, Enver Paşa'ya olan sevgi ve hayranlıkları nedeniyle öne çıkartıyormuş gibi yaparak gerçekte Ulu Başbuğumuz Atatürk'ü geri plana atma, yaptıklarını önesizleştirme ve başarısına hiç alakası olmayan başka kişileri ortak etme kahpeliği şeklinde işletmektedirler.
Görüldüğü gibi Atatürk düşmanlığının daha nice çeşitleri ve yöntemleri varmış?
Enver Paşa'yı hakettiği şekilde yüceltmek bütün Türkçüler için vicdani olduğu kadar kan ve namus görevidir. Lakin bazıları bu işi yukarda anlattığım niyetlerle yapmaktadır. Bunun da bilinmesi ve aklıda tutulması gerektiğini kandaşlarıma hatırlatmak isterim.
Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun.