Türkçü Turancı Otağ
GENEL KONULAR OTAĞI => GÜNCEL => Konuyu başlatan: Yavuz Han - 17 Ocak 2013
-
(http://www.habername.com/images/news/80996.jpg)
Mekânı korlu tamu olsun :asker:
-
Darısı diğerlerinin başına..
Ne diyelim? Allah zahmet eylesin!
Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir
-
(https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash4/304161_393374430752394_416472823_n.jpg)
:kahkaha01: :kahkaha01: :kahkaha01:
TTK.
-
Eeeeeeeee...
Iıııııııııııııııııııııı.........
Kulak tırmalayan eee'li ıı'lı gevelemeleri bundan sonra duymayacak olmak bile başlı başına bir güzellik.
Kızıl Tamu dört gözle odun bekliyordu, bu gün gönderdik...
Hani hayatları boyunca her türlü alçaklık ve şerefsizlik yapan kişiler artık yaşlanıp elleri ayakları tutmaz halde acizleşerek ondan bundan yardım dilenirler de onların vaktiyle yaptıklarını bilenler "canın cehenneme" derler ya, birand denilen apofil alçak için de denilecek en anlamlı söz bu olacaktır.
CANI CEHENNEME....
(https://www.hunturk.net/forum/rsm/106-cehennem-1358457962.png)
Tanrı Yüce Türk'ünü Korusun.
-
Bir kişiye ceza verilmek istense Birandı izletmek kafi olurdu.
Ne uyuz deyyustu, geberik köpoğlu.
Ömrü hainlik ve hainlerle işbirliği içinde geçti.
Türk Milletinin hem ekmeğini yeyip hemde nankörlük eden bu alçağın Tanrı'nın en ağır azaplarına uğrayacağından eminim.
-
Bu senenin ilk ayi yüce milletimize kut getirdi . Kizil Tamu hainlere kapilarini sonuna kadar acti . Cok mutlu cok sevincliyiz . Ulu Gök Tanriya sükranlarimizi sunuyor devamini bekliyoruz . Acaba "viskici nazli" alkol komasindanmi hastaneye düstü ? Bir daha uyanmamasi dileklerimizle kara haberini sabirsizlikla bekliyoruz . T.T.K.
-
Pariste gebertilen üç sürtük,okeye dördüncü arıyormuş.Tanrıda madem öyle diyip,pamuğu tıkayıp,birandı göndermiş.
-
Pariste gebertilen üç sürtük,okeye dördüncü arıyormuş.Tanrıda madem öyle diyip,pamuğu tıkayıp,birandı göndermiş.
Dünden beri birandın gidişine bir bağlantı arıyor ama bulamıyordum. Kızılca cehennemde okey masasına sakine cansız şıfrıntısına eş olacak oyuncu olmaya gitmiş meğer. Sağolasın TARDU KAĞAN
-
Gözümüz aydin andalar . Toktamis Ates isimli Fetosun kitabina önsöz yazacak kadar Fetos sevdalisi bir hainimizi daha kaybettik mutluyuz . Yetmez ama evet devamini bekliyoruz . T.T.K.
-
TOKTAMIŞ ATEŞ'İN ARDINDAN..................................
(https://www.hunturk.net/forum/rsm/4769-184599101513491766748261951231473n-1358590845.jpg)
Toktamış Ateş’in ölümüne Utku Erişik yorumu…İLKKURŞUN GAZETESİ.....19 Ocak 2013
Yazarımız Utku Erişik feysbuk sayfasında Toktamış Ateş’in ölümü üzerine şunları yazdı:
“Bir zamanlar onun yeni çıkan kitabını okumamak eksiklikti, ayıplardık birbirimizi, o günkü köşe yazısını okumamış olanın Atatürkçülüğünden şüphe ederdik. Meğer o kişinin kendinden şüphe etmemiz gerekiyormuş, sonradan anladık. Bizi yarıyolda bıraktı… Bizim için son kitabı da, “dönekliğin tarihi” oldu böylece. Atatürk’e yürekten bağlı, Atatürk için canını ortaya koymuş nice insanı yüreğinin tam ortasından vururken hiç utanıp sıkılmadı.
Abdurrahman Dilipak gibi Atatürk düşmanlarıyla F tipi bir hoşgörü(!) çatısı altında dans etmeye başladığı gün, bizim için zaten ölmüştü; bundan da zerre rahatsız olmadı. Biz nice yiğit yazardan Kemalizm’i öğrenirken adamlığı da öğrendik; o bize üç kuruş uğruna davayı satmanın iğrençliğini öğretti. Bir gün cenazesi Uğur Mumcu gibi kaldırılabilecekken, o “Fethullah Hocaefendi”sinin kıldıracağı cenaze namazını tercih etti. Kendi çok(!) bilirdi, bildiği de yanıldığına yetmedi. En baştan beri Atatürk düşmanı olduğunu hiç gizlemeyip bu yolda açık açık mücadele edenlere duyduğum saygıyı hiçbir zaman o ve onun gibi döneklere duymadım. Bugün Pensilvanya’da 300 CIA ajanının koruduğu çiftlik evine bir ateş düştü. Bize de, “Tanrı kimsenin sonunu Toktamış Ateş’e benzetmesin!” demek düştü…”
TTK
-
Tesekkürler Karagülle agabey fotograf cuk oturdu .
-
Gözümüz aydin andalar . Toktamis Ates isimli Fetosun kitabina önsöz yazacak kadar Fetos sevdalisi bir hainimizi daha kaybettik mutluyuz . Yetmez ama evet devamini bekliyoruz . T.T.K.
Şu Tanrı'nın işine akıl, sır ermiyor. Takdirine kurban olduğum Yaradan mut vermeye başlayınca verdikçe veriyor, verdikçe veriyor.
Sayısına bereket...
Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla.
Çağrıbey
-
Gözümüz aydin andalar . Toktamis Ates isimli Fetosun kitabina önsöz yazacak kadar Fetos sevdalisi bir hainimizi daha kaybettik mutluyuz . Yetmez ama evet devamini bekliyoruz . T.T.K.
Şu Tanrı'nın işine akıl, sır ermiyor. Takdirine kurban olduğum Yaradan mut vermeye başlayınca verdikçe veriyor, verdikçe veriyor.
Sayısına bereket...
Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla.
Çağrıbey
Değerli andalarım denilecek en güzel sözleri demişler.
Sayılarına bereket. Bu keferelerin gitmesiyle cehennemin ateşi epeyce harlanmıştır.
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!
-
M. Ali Birand iyi adamdı, kötü adamdı diye anlamsız tartışmalar yapmaya gerek görmüyorum. Birand'ın Türk'ün ve Türklüğün yanında olmadığı bilinen bir gerçek. Yalnız ölümü öyle bir güne ve zamana denk geldiki kürt soysuzlarının Paris'te gebertilen üç şıfrıntı için Diyarbakır'da yaptıkları şovları Birand'ın ölümüyle gölgelenerek birinci gündem konusu olamadı. Oysaki kürt sürüsü bu üç fahişenin leşlerini gömme işini Habur gösterisinden daha şatafatlı bir şekilde icra ederek propagandanın daniskasını yapacaklardı.
Dirisi Türklük için pek bir işe yaramadı ama Birand'ın ölüsü bu açıdan Türklüğün işine yaradı.
Bütün bunları Kök Tenğri'nin işleri olarak görmek gerektiğine inanıyorum.
O Kök Tenğri öyle işler yapar ki bir de bakarsınız kızılca soysuz Türk'e hizmet etmekte...
Ben Birand'ın ölümünü Kök Tenğri'nin, kişioğlunun anlamakta/anlamlandırmakta güçlük çektiği, işlerinden olarak görmekteyim.
TTK.
-
Başkanımızın müsadesiyle 2008 yılından alıntı, bir köprüyü paylaşmak istiyorum.
https://www.hunturk.net/forum/index.php?topic=3567.0
M.Ali BIRAND: PKK hain değil !?
-
Başkanımızın müsadesiyle 2008 yılından alıntı, bir köprüyü paylaşmak istiyorum.
https://www.hunturk.net/forum/index.php?topic=3567.0
M.Ali BIRAND: PKK hain değil !?
Andam gebermeye varan Mehmet Ali Birand´in " pkk hain degil " cümlesini terör örgütünü aklamak veya teröristleri " Özgürlük savascilari " anlaminda destek amaciyla kullandigini biliyoruz . Cümleyi bir baska acidan degerlendirdigimizde cümlenin özünde haklilik payida yok degil . Öyleki örgüte hain demek hakkina sahip olabilmemiz icin ayni soydan gelmemiz gerekmezmi ? Biz nasil Ruslari Ermenileri Yunanlari düsman irklar sinifinda degerlendiriyor isek kürtler icinde farkli düsünmemeliyiz. Nasilki Ermeniyi hain kategorisinde görmüyorsak kürtleride Ermeniler gibi düsman olarak degerlendirmeliyiz. Emin olun biz kürtlere hain derken onlar bize gülüyorlar . Hain kendi irkina ihanet eden insanlara denilir . Bilmem yaniliyormuyum ? T.T.K.
-
Bizleri savunacak aydın var mı hiç?
-
Ya ne diyeyim, iyi olmuş da gebermiş Mehmet Ali Birand.
Biz Türkçü bilinci sağlam yerleştirmedikçe biri gider öbürü gelir.
-
Bir insan ırkçı değilse binlerce Mehmetçiğimizi, masum Türk öğretmenleri, mühendisleri, doktorları katlettiren bit teröristi bile meclise sokar. Bu ülke ya Türkçü Turancı temel üzerinde yükselir ya da yıkılır.
(http://www.habererk.com/files/news/thumb/e024f3d178.jpg)
-
Sayın Irktaşlarım,
Bakar mısınız, resmen PKK'nın sözcüsü gibi tutum sergilemiş Hürriyet gazetesindeki yazısında.
Fakat hain de olsa hakkını vermek gerek. Şu yazısında kürtlerin PKK'yı gizlediğini, desteklediğini, evinde beslediğini anlatmış:
PKK' nın bölgedeki en büyük avantajı, toplumun bir kesiminden tam destek almasıdır. Gerektiğinde evlerde saklanabiliyor, yedirilip içiriliyor, gerektiğinde evin genci rolu oynayabiliyor. Ayrıca unutmayalım ki, kimin gerilla, kimin normal vatandaş olduğunu anlamak da imkansız. Ancak bir saldırı anında veya silahlarını gösterdiklerinde anlaşılıyor ki, o da çok geç oluyor.
Her neyse! Biz PKK'yı başarılı gösteren, ordumuzu da çaresiz göstermeye çalıştığı yazısını göstereyim sizlere:
TSK, PKK'yi neden durduramıyor/Hürriyet
PKK yaklaşık 2 aydır bölgede, hepimizi hayretler içinde bırakan bir gerilla savaşı sürdürüyor. Şimdiye kadar görülmemiş bir saldırı yoğunluğu yaşıyoruz. TSK da binlerce askerini ve büyük ateş gücünü aynı bölgeye yığdı, ancak çatışmaları bir türlü bitiremiyor. Şimdi herkes aynı soruyu soruyor: PKK mı başarılı yoksa TSK bu işi beceremiyor mu?
Neredeyse 2 ay olacak, PKK' nın saldırıları bir türlü bitmiyor. Daha doğrusu bitirilemiyor. Bölgeye onbinlerce asker yığılmış, muazzam bir ateş gücü kullanılıyor, ancak gün geçmiyor ki PKK bir yeri daha vurmasın. Üstelik Türk güvenlik güçlerinin istihbaratı son derece güçlü. MİT örgüte sızabiliyor. Washington' dan istihbarat desteği sürüyor. Bütün bunlara rağmen, her gün yeni bir saldırı ile karşılaşıyoruz.
Peki neden?
Onca asker, onca ateş gücü, hala birkaç bin kişiyi geçmeyen, TSK ile karşılaştırılamayacak küçük bir ateş gücüne sahip olan PKK püskürtülemiyor?
Beceriksizliğimizden mi?
Yoksa PKK'nın çok başarılı olmasından mı?
Benim gibi birçok yazar-çizer son günlerde bu konuyu irdeliyor. Hem onları okudum, hem de bölgeyi iyi bilen ve son çatışmaları yakından izleyen uzmanlarla konuştum. Nedenini öğrendim. Çıkardığım sonuç kuşkularımı giderdi, aynı zamanda da son derece derin soruları ortaya koydu:
GERİLLA HALKTAN DESTEK GÖRÜYOR
1. PKK' nın bölgedeki en büyük avantajı, toplumun bir kesiminden tam destek almasıdır. Gerektiğinde evlerde saklanabiliyor, yedirilip içiriliyor, gerektiğinde evin genci rolu oynayabiliyor. Ayrıca unutmayalım ki, kimin gerilla, kimin normal vatandaş olduğunu anlamak da imkansız. Ancak bir saldırı anında veya silahlarını gösterdiklerinde anlaşılıyor ki, o da çok geç oluyor.
COĞRAFYAYI DAHA İYİ BİLİYOR
2. PKK' nın en önemli ikinci avantajı, coğrafyayı özellikle de dağları avucunun içi gibi bilmesinden kaynaklanıyor. Ulaşılmaz dağlarda kendine saklanma ve yaşama yerleri hazırlıyor. Hayatı hep oralarda geçiyor. Yaz-kış dağ yollarının hakimi oluyor. Gerillanın sürekli dolaştığı yollar ve yaşadığı mağaraların, güvenlik kuvvetleri tarafından aynı şekilde bilinmesine imkan yok. Ele geçirilen sığınaklar, ancak içeriden alınan istihbarat veya yakalananların itiraflarıyla bulunabiliyor.
ÖLÜMÜ GÖZE ALIYOR
3. Eskiye oranla diğer fark, gerillanın artık bir saldırıdan sonra kaçmaması. Aksine, ölümüne gitmesi, hayatını riske atmasıdır. Bunu yapabilmesinin tek nedeni de, gerillanın hayatla ve ailesiyle tüm iplerini koparıp dağa çıkmış, kaybedeceği bir şeyi kalmamış bir insan olmasıdır. Şu ana kadarki saldırıları incelediğinizde, ne kadar ölümü göze alarak savaştığı açıkça görüyorsunuz. Ne kadar profesyonel olursa olsun, aynı durum güvenlik kuvvetleri için geçerli değil. Oradaki gencin kaybedeceği evi, ailesi ve hayatı var. Onlar da kahramanca mücadele ediyorlar, ancak işin sonunda vatan değerli, ancak hayatta kalmak çok daha değerli sayılıyor. Bu da çok insani bir durum.
SAKLANDIĞINDA BULUNAMIYOR
4. PKK artık eskisi gibi büyük gruplar halinde saldırmıyor. Küçük gruplar halinde dolaşıyor ve geceleri hareket etmeyi tercih ediyor. Bu şekilde havadan ve yerden takibi zorlaşıyor. Saklanacak çok yeri olduğundan dolayı da, kolaylıkla gözden kayboluveriyor. Havadan veya yerden bombardıman ile dağ taş vuruluyor, ancak onca büyük alandaki küçücük bir mağaraya sığınmış birkaç kişilik gruplar bulunamıyor. Aynı şekilde, Kandil' deki merkezi karargah, örgüte komuta-kontrol açısından önemli bir avantaj sağlıyor ve tüm hesaplamalara rağmen TSK bir türlü oraya ulaşamıyor.
KAYIPLARIN HESABINI SORAN YOK
5. PKK' nın diğer büyük avantajı gerillayı çok kolaylıkla ölüme gönderebilmesi. Ne kamuoyu baskısı var, ne de sorup soruşturan. Dağa, "Kahraman olmak için çıkan" genç adam, severek ölüme koşuyor. Arkasına bakmıyor. Ölülerin nedeni soruşturulmuyor. Büyük dava için hayatını veren kahraman olarak gömülüyor.
MAYIN YERLEŞTİRME, ETKİYİ ARTTIRIYOR
6. Dikkat edecek olursanız, kayıpların büyük bölümü mayın patlamasından dolayı gerçekleşiyor. O coğrafyada tüm yolların kontrol altında tutulması imkansız. Hele geceleri yapılan mayınlama çalışmalarının engellenmesi daha da imkansız. Uzaktan mayın patlatma, saldırılardan daha fazla ölüme neden olduğu için ısrarla sürdürülüyor.
KATILIMLAR SÜRÜYOR
7. Örgütün diğer büyük bir avantajı, ne kadar kayıp verirse versin, dağa çıkanların sayısında hiçbir azalmanın görülmemesi, aksine giderek çoğalması. Ne güvenlik güçleri ne de devlet bu konuda bir şey yapabiliyor. Tam anlamıyla acz içinde seyrediyor. Örgüt de taze katılımlarla sürekli kan kazanıyor. Üstelik sadece Türkiye' den değil, Irak-İran ve Suriye Kürtlerinden katılımlar da arttığı için, giderek uluslararası bir güç konumuna giriyor.
SONUÇ: BU KOŞULLARLA PKK BİTİRİLEMEZ...
Dünyanın en güçlü ordularının dahi, kendi halkından belirli destek görebilen bir gerillaya karşı tam zafer sağlaması imkansızdır.
Bu açıdan bakıldığında, TSK' nın başarısız olduğu söylenemez.
Eksikleri hataları olabilir, ancak Türk güvenlik kuvvetleri ellerindeki imkanı sonuna kadar kullanmakta ve PKK' nın daha da etkili olmasını engelliyebilmektedir. Ancak iş bu kadarla bitmiyor. Zira PKK tüm çabalara rağmen tümüyle silinemiyor.
Peki, hiç silinemeyecek mi?
Bu iç ve dış manzara karşısında benim çıkarabildiğim -öngörebildiğim sonuçlar şunlar:İÇ DESTEK SÜRDÜKÇE...
1. Kürt toplumunun bir kesiminden dahi olsa gelen bu destek sürdükçe PKK' nın sırtını yere getirebilmek son derece güç olacaktır. Saldırıları sürecektir. Masum insanlar hayatlarını kaybedeceklerdir. Yerel halkın desteğinin artışı oranında o da bazı kesimlerde hakimiyetini arttıracak, bazılarında gerileyecektir.
DIŞ KOŞULLAR BÖYLE KALDIKÇA...
2. Dış konjonktür örgütün lehine gelişmektedir. Olay artık Türkiye' nin de dışına taşmış ve genel bir Kürdistan davasına dönüşmüştür. Dolayısiyle çözüm daha da güçleşmektedir. PKK, Orta Doğu' daki büyük kavgada rol sahibi olmakta, dolayısiyle Büyük Oyun' un bir parçası durumuna girmektedir. Uluslararası oyunculuğa soyunmaktadır. Bunu başarır veya başaramaz, ancak müşterileri veya destekçilerinin sayısı giderek artmaktadır.
KÜRT SİYASETİNİN SESİ KISILDIKÇA, PKK BİTİRİLEMEZ...
3. Ne yazık ki Türkiye kendi Kürt sorununu çözmekte o kadar geç kalmış, öylesine fırsatlar kaçırılmıştır ki, bundan sonra çok büyük fedakarlıklar gerekmektedir. Hele Erdoğan iktidarı beklenen adımları atamadıktan sonra, ileride bu fedakarlıkları da göze alabilecek herhangi bir siyasi iktidar düşünemiyorum. Ankara' daki siyasetçilerimiz, Kürt toplumunu kazanacak adımlar atmadıkça, Kürt siyasetinin önünü açacak daha fazla demokrasi ve özgürlük getirmedikçe, PKK' nın etkinliği artacaktır. Örgütün sadece silah gücüyle bitirileceğine inanmıyorum.
YARIN: PKK İSTEDİĞİNİ ELDE EDEBİLDİ Mİ?
-
ÖLÜMÜ GÖZE ALIYOR
3. Eskiye oranla diğer fark, gerillanın artık bir saldırıdan sonra kaçmaması. Aksine, ölümüne gitmesi, hayatını riske atmasıdır. Bunu yapabilmesinin tek nedeni de, gerillanın hayatla ve ailesiyle tüm iplerini koparıp dağa çıkmış, kaybedeceği bir şeyi kalmamış bir insan olmasıdır. Şu ana kadarki saldırıları incelediğinizde, ne kadar ölümü göze alarak savaştığı açıkça görüyorsunuz. Ne kadar profesyonel olursa olsun, aynı durum güvenlik kuvvetleri için geçerli değil. Oradaki gencin kaybedeceği evi, ailesi ve hayatı var. Onlar da kahramanca mücadele ediyorlar, ancak işin sonunda vatan değerli, ancak hayatta kalmak çok daha değerli sayılıyor. Bu da çok insani bir durum.
KATILIMLAR SÜRÜYOR
7. Örgütün diğer büyük bir avantajı, ne kadar kayıp verirse versin, dağa çıkanların sayısında hiçbir azalmanın görülmemesi, aksine giderek çoğalması. Ne güvenlik güçleri ne de devlet bu konuda bir şey yapabiliyor. Tam anlamıyla acz içinde seyrediyor. Örgüt de taze katılımlarla sürekli kan kazanıyor. Üstelik sadece Türkiye' den değil, Irak-İran ve Suriye Kürtlerinden katılımlar da arttığı için, giderek uluslararası bir güç konumuna giriyor.
Ey vatan haini Mehmet Ali Birand,
PKK ölümü göze alabiliyor da biz Türkler göze alamıyor muyuz sanıyorsun? Biz Türkler de hayatımızı, zevklerimizi, hayallerimi bir kenara bırakıp da vatan uğruna ölümü göze alabiliriz, en büyük sertliği de kendimize gösteririz.
Biz Türkçüler için TÜRK IRKININ GELECEĞİ, ÇIKARLARI, KADERİ, TARİHİ, KÜLTÜRÜ, DİLİ, MİLLÎ BİRLİĞİ ALTINI ÇİZEREK SÖYLÜYORUM HER ŞEYDEN ÖNEMLİ.
Biz Türkçüler yıllardır "kürtler, PKK'yı ayakta tutuyor" diyoruz, bunu sen yeni keşfetmiş değilsin hain Mehmet Ali Birand!
ASALA, Türkiye'de niye tutunamadı?
Çünkü ölen teröristlerin yerini dolduracak yeni katılan Ermeni yok, çünkü Türkiye'de ermeni sayısı az.
Bu saatten sonra "Kürtler iyi, PKK kötü" masalları sökmez burada! Bak Birand bile kendi ağzıyla söylüyor. PKK'yı ayakta tutan kürtlerdir. PKK ile kürtler arasında hiçbir fark yoktur.
UYAN TÜRK MİLLETİ UYAN!
-
23 Mayıs 2008'de kurnazca lâfı kıvırarak kürtlere moral vermeye çalışmış, yine PKK'yı başarılı, ordumuzu başarısız göstermiş.
Ey soysuz Mehmet Ali Birand,
Kürtler ne kadar da PKK'ya katılsa, ne kadar da şehit versek, asla mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz ta ki son Türk düşmanını temizleyene kadar. Gereksiz kahramanlık öyküleri uydurmuyoruz, askerlerimiz gerçekten de kahramanca savaşıyor. Vatan uğruna can verenler boş yere ölmez. İşte bir PKK sözcüsü yazı daha:
Dağa çıkışları durduramadıkça...
Hemen hergün TV ve gazetelerimizde Silahlı Kuvvetlerimizin PKK’ya karşı mücadelede kazandığı başarılar, uzun uzun anlatılıyor. Ancak asıl önemli olanın, dağdakileri indirmekten fazla, dağa çıkışları engellemek olduğunu unutuyoruz. O zaman da, kamuoyunda hayal kırıklığı yaratıyoruz.
Bugün sizlere belki hoşunuza gitmeyecek bazı gerçeklerden söz edeceğim. Kızmadan önce lütfen biran için, haklı mıyım haksız mıyım düşünün, ondan sonra tepki gösterin.
Türk Silahlı Kuvvetleri, aylardan beri PKK’ya karşı sürekli operasyonlar düzenliyor. Öncelerinde Kuzey Irak sınırı ve Kandil’e yönelik bombardımanlar, ardından da orta çaplı kara harekatları gerçekleştirildi. Şu sıralarda da, sınırın hem Türkiye, hem de Kuzey Irak tarafında bu mücadele sürüyor.
Amacı, dağlardaki teröristi aşağı indirmek ve Türkiye’ye geçişlerini engellemek.
Hemen hergün TV’lerinizde, medyanızda bu mücadelenin haberlerini izliyorsunuz.
Hayatını tehlikeye atarak bizi korumaya çalışan askerlerimizle övünüyoruz. Övünmekte de çok haklıyız. Ancak bazen öylesine abartıyoruz ki, kamuoyunun güvenini sarsacak başlıklar atıyoruz.
Son birkaç aydaki yayınlara bakın yeter.
Öyle sloganlar ve öyle haberlerle ortaya çıkıyoruz ki, işin ciddiyeti bozuluyor.
Her hafta mutlaka bir “PKK dağıldı” ve “panik” havasından söz ediyoruz. Kaçan liderler, öldürülen komuta kademesi ve abartılı ölü rakamları. Bunları alt alta koyduğunuzda, birde bakıyorsunuz, PKK’nın neredeyse tüm mevcudu öldürülmüş. Oysa, adamlar hala etrafta dolaşabiliyor, askerimizi şehit edebiliyor.
Medya’nın bu yaklaşımı, TSK’ya moral vermek adına sergileniyor. Oysa, tam aksine kamuoyundaki güvenin azalmasına neden oluyoruz.
Bunca abartı, bunca dev slogan toplumu yoruyor. TSK’ya da moral vermiyor. Gereksiz bir erozyona yol açıyoruz.
Özetlemek gerekirse, kamuyounu haberdar eden makamlar da, bizler de daha dikkatli hareket etmek zorundayız.
Yukarda yazdıklarım, PKK terörüyle ilgili madalyonun bir yanı. Bunun bir de öbür yanı var.
BARİ DAĞA ÇIKIŞI DURDURALIM...
Eminim hatırlayacaksınız, bir süre önce Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ, asıl soruna parmak basmıştı.
Dağ’a çıkışı durduramazsak, PKK’yı yok edemeyeceğimize dikkat çekmişti. Bunu gerçekleştirmek için dağ yollarına mayın döşemekten söz etmemişti.
Asker teröristle son derece başarılı bir mücadele yürütüyor. Terörizme mücadele ise sadece askerin görevi değil.
Siyasetçiler artık işin kolayına kaçarak PKK’yı askere havale etmekten vazgeçmeli. Ekonomik sosyal kültürel alanlarda yeni adımlar atmalı.. Askerin dağlardaki başarısını kalıcı kılacak paketleri devreye sokmalı. PKK’ya katılımı engelleyecek cazip seçenekler yaratmalı..
Gerçekten de, herşeyini bırakıp dağa çıkan genci ikna edemediğimiz sürece, PKK yaşamaya devam edecektir.
Her şeyden önce, bir durup düşünelim.
Gencecik adam niye gidiyor?
Bölgenin koşullarını bilenler, bu soruya çok kolaylıkla “neden gitmesinler?” diye yanıt verebilirler.
İş yok...
Gelecek yok... Fakirlik diz boyu...
Bir de itilip katılma var...
Bütün bu koşullar, gençlerin gözünde dağa çıkmayı cazip hale getiriyor.
İstediğimiz kadar asker yığalım... İstediğimiz kadar operasyon yapalım... Hatta isterseniz Kuzey Irak’ı istila edelim.
Dağa çıkışı ve PKK’ya katılımın cazibesini yok edemediğimiz sürece hiçbir işe yaramaz.
Medya’da büyük başlıklar atalım.
PKK’nın dağılmak üzere olduğunu, panik içinde kaçıştıklarını yazalım, çizelim nafile...
Sadece kendimizi aldatmış oluruz.
Ankara’dakiler, askeriyle siyasetçisiyle başbaşa verip, çözüm için başka yöntemler düşünüp uygulamaya koyamadıkları sürece, sonuç alamayacağız.
Bu konuda bütün suçu siyasetçiye de yüklemememiz gerekiyor. Zira, zaman zaman öyle dönemlerden geçiliyor ki, siyasetçinin attığı bazı adımlara her kesimden tepki geliyor.
Zira herkesin kendine göre bir çözümü var.
Bir türlü ortak politika oluşturamıyoruz. Herkesin kendi reçetesi var ve diğerinin reçetesine itiraz ediyor.
O zamanda PKK, şu sıralarda olduğu gibi darbe yiyor, morali bozuluyor, psikolojik çöküntü yaşıyor, ancak bir süre sonra toparlanıyor. Kayıplarının yerine yenilerinin geldiğini görünce morali düzeliyor.
Medya da bütün bu gerçekleri görüyor, biliyor, ancak hamaset ile üstünü örtmeye çalışıyor.
Ancak, bilmemizde yarar var.
Sadece kendi kendimizi aldatıyoruz.
Boş yere insanlarımız ölüyor.
Gereksiz kahramanlık öyküleriyle hiçbir yere varamayacağımızı artık görmemiz gerekiyor.
-
Bir de PKK'nın gönlünü almaya çalışacağız "aman n'olur, kulun kölen olim sakın dağa çıkma, ne istersen yapacağım" diye. :kahkaha01: :kahkaha01:
-
FETHULLAH GÜLEN HAZRETLERİ SOL FRRAKSİYONU TOKTAMIŞ ATEŞ'İN ÖLÜMÜNE ÇOK ÜZÜLMÜŞ VE GAZETELERDE TAM SAYFA TAZİYE MESAJI YAYINLAMIŞ.
(https://www.hunturk.net/forum/rsm/4769-193083339013800574461967540845n-1358692513.jpg)
:testere :uzi:
TTK.