Siyonizme endeksli masonik çıkarlar bütün ideolojilerin üstündedir.

ABD, AB, Rusya, Çin, İran, Arap ülkeleri, Türkiye ve diğer ülkeler arasındaki uluslararası ilişkiler, her ne olursa olsun, mason biraderlerin kurumsal ilişkileri her zaman en üst düzeyde olmuştur.

İnanç ve ideolojik olarak birbiriyle zıt yapılanmaların içerisinde yer alan masonlar, kurumsal masonik ilişkiler söz konusu olduğunda, bütün zıtlıklar ortadan kalkıp, siyonizmin çıkarlarının korunması için masonik biraderler kardeşliği ekseninde birleşirler.

Siyonizm, yani Yahudilik, yani bu gün, dünyanın gözleri önünde, Filistin'de, fütursuzca, soykırım yapan İsrail gücünü buradan almaktadır.

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey

23 Ağustos 1921

Cephede, Türklüğün kaderi olan ve 22 gün 22 gece süren, tarihin en uzun ve kanlı meydan savaşı, Sakarya Meydan Muharebesi, başladı.

Dal boylu yiğitler yitirdik, bölük bölük, her yaştan...

Yokluk ve yoksulluk, diz boyu.

Atlarımız bile, açlıktan ölüyordu...

Aynı günlerde, İstanbul'da, Yıldız Sarayında, 65 yaşındaki padişah Vahdettin, 18 yaşındaki 5. Eşi, Nimet Nevzad'a, binbir gece masallarını aratmayacak, düğün yapıyordu.

Bir yanda; vatan için, Türklüğün mukadderatı için, İslâmın izzeti için, ölümle nikah kıyanlar, diğer yanda; nefsi için,  zevk-ü sefâsı için, torunu yaşındaki kıza nikah kıyanlar.

TAKDİRİ; TARİHE ve TÜRKLÜĞÜN DERİN VİCDANINA, BIRAKIYORUZ.

Başta; Gâzi Başbuğ Atatürk olmak üzere, bütün Milli Mücadele kahramanlarına ve âziz şehitlerimize; rahmet, minnet ve saygılar olsun!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

TAKDİRİ; TARİHE ve TÜRKLÜĞÜN DERİN VİCDANINA, BIRAKIYORUZ.

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

BAĞLANTI: SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ (23 AĞUSTOS-13 EYLÜL 1921)

23 Ağustos 1921

Cephede, Türklüğün kaderi olan ve 22 gün 22 gece süren, tarihin en uzun ve kanlı meydan savaşı, Sakarya Meydan Muharebesi, başladı.

Dal boylu yiğitler yitirdik, bölük bölük, her yaştan...

Yokluk ve yoksulluk, diz boyu.

Atlarımız bile, açlıktan ölüyordu...

Aynı günlerde, İstanbul'da, Yıldız Sarayında, 65 yaşındaki padişah Vahdettin, 18 yaşındaki 5. Eşi, Nimet Nevzad'a, binbir gece masallarını aratmayacak, düğün yapıyordu.

Bir yanda; vatan için, Türklüğün mukadderatı için, İslâmın izzeti için, ölümle nikah kıyanlar, diğer yanda; nefsi için,  zevk-ü sefâsı için, torunu yaşındaki kıza nikah kıyanlar.

TAKDİRİ; TARİHE ve TÜRKLÜĞÜN DERİN VİCDANINA, BIRAKIYORUZ.

Başta; Gâzi Başbuğ Atatürk olmak üzere, bütün Milli Mücadele kahramanlarına ve âziz şehitlerimize; rahmet, minnet ve saygılar olsun!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Kardeşlik edebiyatı ve Yeni Osmanlıcılık söylemleriyle, Türk milletini kandıranlara, tarihten, ibretlik bir kesit.

Biz Kudüs'te kirada oturuyoruz.
Halep'ten bu tarafa geçmeyen şey yalnız Türk kağıdı değil, ne Türkçe ne Türk geçiyor.
Floransa ne kadar bizden değilse, Kudüs de o kadar bizim değildi.
Sokaklarda turistler gibi dolaşıyoruz.
Suriye, Filistin ve Hicaz'da Türk müsünüz? sorusunun, birçok defalar, cevabı Estağfurullah! idi.
Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisiydi.
Cemal Paşa, Beyrut'ta ve Halep'te oturduğu zaman, bir işgal ordusunun kumandanı gibi bir şeydi.

Osmanlı imparatorluğu Trakya'dan Erzurum'a doğru, koca gövdesini yan yatırmış, memelerini sömürge ve milliyetlerin ağzına teslim etmiş, artık, sütü kanı ile karışık emilen, bir sağmal idi.

Falih Rıfkı Atay, Zeytindağ sayfa 39-40

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla.
Çağrıbey

Son zamanlarda sosyal medya denen çöplükte dönen Atatürk-Atsız Beğ düşmanlığı/ayrılığı oyununun bir versiyonunu buraya taşımışsınız.
Burada pek rağbet edilmez, bilin isterim.
Size, çok uzun uzadıya, yanıt vermeyeceğim. Zira sizin kafanızdakilere bir çok şeyi anlatmak, öğretmek pek olası değil.
Sadece laiklikle ilgili kaynağın Fransızlar değil, Selçuklu Hakanı Tuğrul Beğ olduğunu, batılı düşünce tarihçilerinin de bunu bildiği ve bir çok eserde yazdıklarını söyleyip konuyu kapatacağım.
Acizane bir öğüdüm de, Türkçü bir otağda, şeriatçılık yapmayın. Bu tavırlara alkış tutan dünya kadar sosyal medya mecrası var.
Gerçi siz şeriatı kanun olarak tanımlıyorsunuz ama gerçekte hiçte öyle olmadığı, tecrübelerle sabittir.

Ne Mutlu Türk doğup Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla...
Çağrıbey.