Gönderen Konu: ABD ARŞİVLERİ AÇIKLANDI. İKİ YÜZLÜ "MÜTTEFİKİMİZ" ABD ve İHANET BELGELERİ.  (Okunma sayısı 2667 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı YALNIZ_KURT

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 14



ABD Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs krizini de içeren 1973-76 dönemine ait Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan arşivlerini kamuoyunun bilgisine açtı. Toplam 873 sayfadan oluşan arşivlerde, en belirgin konu olarak Kıbrıs krizi yer alırken, yayımlanan belgeler, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'in Türk, Yunan, Kıbrıs ve İngiliz liderleriyle ve ABD başkanlarıyla görüşmelerinin metinlerini, Kissinger'in bakanlığının ve diğer Amerikan kurumlarının üst düzey yetkilileriyle toplantılarının tutanaklarını, Ankara, Atina ve Lefkoşa'daki büyükelçiliklerle yapılan yazışmaları ve bazı değerlendirme raporlarını kapsıyor.

Bazı belgeler gizlendi
Belgelerin büyük çoğunluğu kamuoyunun bilgisine sunulurken, bazı belgelerde bazı cümle ve paragrafların, hala devam eden hassasiyetten dolayı gizlilik derecelerinin kaldırılmadığı ve sansürlendiği görüldü. Arşivlerde yer alan en ilginç belgelerden biri olan, ABD istihbaratı tarafından hazırlanarak dönemin Merkezi Haberalma Dairesi (CİA) başkanı William Colby'ye sunulan "Ocak 1975" tarihli raporda, Kıbrıs krizi, ABD istihbarat kuruluşlarının performansı açısından değerlendirildi. Raporda, Kıbrıs'ta Yunan cuntası tarafından desteklenen darbenin hazırlıklarının yapıldığı 3-15 Temmuz 1974 tarihleri arasında Amerikan istihbaratının, bu darbenin geleceğini göremediği, dolayısıyla da Kıbrıs'ta o dönem Devlet Başkanı olan Başpiskopos Makarios'un devrilmesinin önlenemediği ve Washington'ın bu duruma tamamen hazırlıksız yakalandığı yazıldı.

ABD harekâtı biliyordu
Raporda, hazırlıkları 15-20 Temmuz arasında yapılan Türkiye'nin 1'inci Barış Harekatı'nin ise ABD istihbaratı tarafından "günü bile belirlenerek" Dışişleri Bakanlığı'a iletildiği, ancak bu bilginin kendisine ulaşmadığını ileri süren Dışişleri Bakanlığının önlem almaması yüzünden Türkiye'nin müdahalesinin engellenemediği kaydedildi. Değerlendirme raporunda, 20-25 Temmuz arasında ise Atina'nın, Kıbrıs'a mukabele olarak Türkiye'ye Trakya üzerinden saldırmayı düşündüğü, ancak. ABD istihbaratının, bu gelişmeyi ayrıntılarıyla önceden belirlediği anlatıldı. Bu bölümde, ABD'nin ne önlem aldığına ilişkin hane ise "gizliliği hala kaldırılmadığı için" sansürlendi. Raporda, Türkiye'nin 1-15 Ağustos arasında sürdürdüğü 2'nci Barış Harekatı'nın hazırlıklarının ise ABD istihbaratı tarafından tespit edilemediği, dolayısıyla bunun da önlenemediği ifade edildi.

Türk müdahalesi önlenmeli
Arşivlerdeki belgelerde, Kıbrıs krizi döneminde tarihlerine göre şu ilginç gelişmeler ve açıklamalar yer aldı:
17 Temmuz 1974: ABD'nin Ankara Büyükelçisi William Macomber, bakanlığına gönderdiği telgrafta, adadaki Türklerin durumunun bariz şekilde kötüleştiğini ve Ankara'nın birkaç gün içinde müdahale edebileceğini yazdı.
18 Temmuz 1974: ABD Dışişleri Bakanlığınca yapılan değerlendirmede, birinci önceliğin, olası bir Türk müdahalesini ve Kıbrıs'ta iç savaşı engellemek olduğu vurgulandı.
20 Temmuz 1974: Türkiye'nin 1'inci Barış Harekatı'nı başlatmasının hemen ardından Savunma Bakanı James Schlesinger, telefonda görüştüği Kissinger'a, "Türkler, artık adanın bir bölümünü ele geçirmeden durmaz" dedi. Kissinger ise yanıt olarak, "Hayır. Türkler, Sampson olmadan statükoya dönmeyi kabul edeceklerini söylüyor. Eğer Türkler adanın bir parçasını isterse 'çifte enosis'için çalışmalıyız" diye konuştu.
21 Temmuz 1974: Nixon, Kissinger'a, "Rumlar galiba pek savaşmıyor" dedi. Kissinger da "Türkler iyi savaşır, güçlüdür" diye konuştu. ABD Dışişleri Bakanı, Yunanistan'ın savaşa girmemesi durumunda, sorunun fazla büyümeyeceğini, savaş çıkması durumunda ise ABD'nin iki ülkeye de silah vermeyi durdurması gerektiğini ve böylece iki ülkenin uzun süre çarpışamayacağını savundu.
15 Ağustos 1974: Türkiye'nin 2'nci Barış Harekatı başladı.
15 Ağustos 1974: Kissinger, kurmaylarına, "Türklerden uzaklaşmamamız gerek. Türkler, bir sonraki Orta Doğu savaşında sorun çıkarabilir" dedi.
Kıbrıs krizinin sonrasındaki dönemlere ait ilgili belgelerde de şu bilgiler yer aldı:

Türkiye kilit önem taşıyor
7 Ocak 1975: ABD'nin Ankara Büyükelçisi William Macomber, Başkan Ford'un başkanlık ettiği bir toplantıda, ABD Kongresinin Türkiye'ye silah ambargosu ilan edilmesine yönelik adımlarından dolayı Türklerin çok kızgın olduğunu iletti. Kissinger, "Bunun (ambargonun) bedelini yıllarca ödeyeceğiz" diye konuştu.
1 Şubat 1975: Kissinger, silah ambargosu yanlısı ve Türkiye karşıtı Kongre üyelerine hitaben, "Bu adım, bir dış politika felaketi olur" dedi. Ancak Rum asıllı Kongre üyesi John Sarbanes, ambargonun 5 Şubat'ta uygulamaya girmesinde kararlı olduklarını anlattı.
5 Şubat 1975: Başkan Ford, Kongre kararı uyarınca ambargoyu uygulamaya koydu, ancak dile getirdiği muhalefet şerhinde, Türkiye'nin ABD'nin güvenliği için kilit önem taşıdığını ve bu adımın Orta Doğu'da durumu olumsuz etkileyeceğini belirterek, Kongre'den kararı yeniden gözden geçirmesini istedi.



"Kanlı Noel" kurbanları anıldı
KKTC'DE Mücadele ve Şehitler Haftası kapsamında tarihe "Kanlı Noel" olarak geçen, Rumların 24 Aralık 1963'te Lefkoşe'nin Kumsal semtine yaptığı baskında şehit düşen 11 kişi, Barbarlık Müzesi'nin bahçesinde bulunan Kumsal Baskını Şehitleri Anıtı'nda düzenlenen törenle anıldı. Törenden sonra, Rumların banyo kuvetinde öldürdüğü, Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ve çocuklarına ait eşyaların ve katliam fotoğraflarının  sergilendiği müze gezildi.



Haşhaş krizi de belgelerde
Türk ile Amerika arasında krize neden olan haşhaş ekimi konusu da belgelerde yer aldı. Belgelere göre, Bülent Ecevit hükümetinin göreve gelmesinin ardından ABD'nin Ankara Büyükelçisi Macomber, bakanlığına gönderdiği telgrafta, Türkiye'nin haşhaş ekimini yeniden
serbest bırakacağı konusunda uyarıda bulundu. Ecevit de 2 Temmuz 1974'te haşhaş ekiminin, yeniden başlayacağını ABD tarafına bildirdi. Bu durumdan rahatsız olan ABD yönetimi, Kıbrıs krizinden dolayı tepkisini ölçülü tutarak, Türkiye'ye yaptırım uygulayacağı tehdidinde bulundu.

İşte "dost" ve "müttefikimiz" muhteşem ABD. İşte gerçekler. Ne Wilson Prensiplerini unutacağız ne de Süleymaniyedeki çuvalları. Nefretimiz seninle ABD. Kinimiz Dinimizdir!

TTK




“Hep kabul ettiğimiz esaslardan birisi ve belki birincisi olan hudut meselesi tayin ve tespit edilirken, hudud-u millîmiz, İskenderun’un cenubundan (güneyinden) geçer, şarka doğru uzanarak Musul’u, Süleymaniye’yi, Kerkük’ü ihtiva eder.
İşte hudud-u millîmiz budur dedik!”


Mustafa Kemal ATATÜRK