Gönderen Konu: KİTAP: ÖZBEK TÜRKÇESİYLE “BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ”  (Okunma sayısı 3480 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Cebe Noyan

  • Her Şey Türk İçin, Türk'e Göre!
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 319
  • Türk Irkı Sağ Olsun!



Tahir Kahhar tercümesi, 2001, “Ko’kbo’rilarning O’limi” (Bozkurtların Ölümü), “Ofset Print” yayınevi, 320 sahife, Taşkent.

Büyük Türk edebiyatçısı Hüseyin Nihal Atsız 12 Ocak 1905’te İstanbul’da doğmuş; 11 Aralık 1975’te geçirdiği kalp krizi sonucunda İstanbul’da vefat etmiştir. Bize 15 ciltlik bir eser miras bıraktı.
Atsız Bey, Eski Türk tarihinin dönüm noktalarından olan önemli bir dönemi anlatmak amacıyla, 1946 yılında “Bozkurtların Ölümü” adlı en bilinen romanını yazdı. Yazar, bu romanı yazmağa başladığında kafasında tasarladığı eseri arkadaşlarına şöyle anlatır: “Bir roman ki hayatın bizzat kendisini aksettirecek. İçinde hem romantizme, hem de realizme yer olmakla beraber bizzat hayatın akışından ayrılmayacağım ve buna olduğu kadar sadık kalacağım. Bir roman ki size 1300 yıl öncesini yaşatacak ve birbiri ardınca sahneye çıkan kahramanlar günümüze kadar gelecek.”
Tahir Kahhar bu eseri aktarma amacını aşağıdaki cümlelerle ifade eder: “Romanlarımızdaki tarihi konu son bin yıl ile sınırlıdır. Oysa okuyucumuzun, bin yıl önce yaşamış Karahanlılar, Dokuz Oğuzlar, Türk Kağanlığı, Avarlar, Kanglılar, Hunlar, Göktürkler, Çu Kağanlığı gibi Eski Türk boylarının M. Ö. XII. ve M.S. X. yy.daki yaşayışlarını anlatan, tarihi romanlara ihtiyacı vardır. Bunu dikkate alarak eseri tercüme ettik. Bu roman sade ve şairane bir dil ile yazılmış sürükleyici bir eserdir. Vatanın ve milletin bağımsızlığı için fedakârca savaşmak gerektiğini vurgulayan vatan ve millet sevgisini güzel bir biçimde işleyen bu roman Özbek okuyucusunun manevi duygularını daha da yüceltecektir.”
Özbek edebiyatçısı, tercüman Tahir Kahhar kitabın önsözünde eseri kısaca şöyle anlatıyor: “Bu romanda ikiye ayrılan Türk hakanlığından Doğu hakanlığının kurulduğu coğrafya, yaşayış tarzı, doğu ülkelerinde yönetimin çöküşü, bozkırdaki yaşam mücadeleleri, kıtlık zamanlarında çektikleri sıkıntılar, Çin’e düzenledikleri seferler, Çin Seddi üzerinde yaptıkları savaşlar, Çuluk Kağan’ın zehirlenip öldürülmesi ve kardeşinin ustalıkla tahta çıkışı, Çin kaynaklarında Helu, Kelu adıyla anılan savaşçı Kara Kağan’ın savaşı kaybederek ulusu ile birlikte esir alınıp Çin’e götürülmesi, esaret acıları ve hor görülmeleri; Kür Şad, Yüzbaşı Işbara Alp, Onbaşı Yamtar, Onbaşı Pars, Tunga Tegin ve daha nice kahramanlar… “
“Güzel Almıla’nın aşkı ve cesareti, Çinli Prenses İçing Katun ve Çinli ajanların karanlık oyunları, yoksulluk, açlık, Türk milletinin yaşam için mücadelesi ve sonunda, Kür Şad başkanlığında kırk kahramanın esaretten kurtulmak için mücadele etmesi, kahramanca şehit olması kaleme alınmıştır. Eserde temel olarak 621-639 yıllarında yaşanan olaylar anlatılıyor.” Nihal Atsız’ın aynı eseri “Kökcaldardın Ölümü” adıyla Kırgızistan’da da yayınlanmıştır. Kazakça tercümesinin de yapıldığını biliyoruz, ancak basılıp basılmadığını bilmiyoruz. Atsız’ın Türk Dünyasında tanınması son derece önemlidir. Çünkü onun ömrü Türk Tarihi ve Türk Dünyası mücadelesiyle geçmiştir.


ÖZBEK TÜRKÇESİYLE ATSIZ’IN İKİNCİ ESERİ, “BOZKURTLARIN DİRİLİŞİ”

Tahir Kahhar tercümesi, 2006, “Ko’kbo’rilarning Tirilişi” (Bozkurtların Dirilişi), 38+49 sahife, Taşkent.

Özbek okurları Nihal Atsız’ın “Bozkurtların Ölümü” romanından sonra “Bozkurtların Dirilişi” eseriyle de tanışmış bulunmaktadır. Atsız’ın bu tanınmış romanı yine Tahir Kahhar’ın aktarmasıyla, bu sefer, Jahon Adabiyoti (Cihan Edebiyatı) dergisinin 2006 yılı Kasım ve Aralık sayılarında tefrika edilmiştir. Bu tefrikada kısaca Nihal Atsız’dan söz edilmiş ve Kasım sayısında 38 sayfa ve 12 bölüm; Aralık sayısında ise 49 sayfa ve 18 bölüm halinde Özbek okurlarına ulaştırılmıştır. Jahon Adabiyoti dergisi Tahir Kahhar’ın başkanlığını yaptığı “Özbekistan Yazarlar Birliği”nin süreli yayınıdır.
Kahhar eserden bahsetmeden önce okurlarına “Ko’kbo’ri” yani “Bozkurt” kelimesinin Türk milleti için önemini açıklıyor: “Türk hakanlığı döneminde Türkler kendilerine Göktürk derlerdi. Gök kelimesi Gök kadar kutsal, Gök gibi geniş ve büyük anlamını taşımaktadır: Bozkurtlar, bahsettiğimiz Göktürkler içinde en önemli boyun adıdır; Özbekçede keçi yavrusuna bazı bölgelerimizde “Kopkari” derler. İşte bizdeki “Kopkari” kelimesi “Bozkurt” kelimesinin değişik versiyonudur.”
Göktürk ve Bozkurt kelimelerinin bu şekilde, Tahir Kahhar’ın şahsi mantığına ve zekâsına dayanan izahı, şüphesiz, tartışılabilir. Gerçekten de bu tip yaklaşımlar, Sovyetlerin tarih dersi müfredatındaki Umumi Türk tarihi bilgilerini hatırlatmaktadır. Ne var ki bu tip tartışmalı izahlar, yapılan işin önemini azaltmamaktadır.
Aradan 50 yıl geçtikten sonra yaşanan olaylar, ilk romanda anlatılan Kürşad’ların mücadelesinin meyvesi, o mücadeleden ruh alan esir Bozkurtların ayaklanması, Kutluk Han’ın başkanlığında Çin’i yenerek, kendi topraklarına geri dönmeleri. Hakanlığın yeniden kurularak Türk milletinin tamamen yok olmaktan kurtarılması anlatılıyor.
Tercümanı Hakkında:
Tahir Kahhar 1953 yılında Özbekistan’ın Namangan bölgesi, Torakurgan ilçesinde dünyaya gelmiştir. İlk eserleri 15 yaşındayken “Uchkun” gazetesinde yayınlanmaya başladı. İlk kitabı ise 1980 yılında “Ok O’rik” (Beyaz Kayısı) adıyla yayımlanmıştır. Bugüne kadar toplam 10 kitabı yayımlanmıştır.
Yazar “Tog’ning parvozi” (Dağ Pervazı) adlı eserinde, atalarımızın tarihini, yaşayışını, Turanı anlatmış; atalarımızın kurdukları devletleri ve yaşadıkları coğrafyayı anlatmıştır. Bu eseri okuyarak sadece kendimizi geliştirmekle kalmayız atalarımızla bir kere daha gurur duyarız. Bununla birlikte tarihimizi daha iyi öğrenmek için hevesiniz artacaktır.
Özbekistan’ın en büyük şairlerinden biri, en iyi hikâye yazarı ve tercüman Tahir Kahhar Atsız’ın eserlerinin yanında Türk şairi Ziya Gökalp’in “Ergenekon” destanını ve bir kaç şiirini; Fars edebiyatçılarından Hofiz Şirazi ve Abdurahmon Jomiy gazellerini, Arap edebiyatı’nın klasikleri Abu Tammon, Al-Maariy, A. S. Nugakin, Tyutchev’in şiirlerini ve daha nice Doğu ve Batı edebiyatçılarının eserlerini Özbekçeye tercüme etmiştir. Kolombiyalı ünlü edebiyatçı G. G. Markesning “Oşkora qotillik qissasi” (Katilin Âşikare Hikayesi) eserinin de tercümanıdır. Tahir Kahhar bu hizmetlerinden dolayı Ahmet Yesevi ödülü kendisine verilmiştir. Kendisi Özbekistan Cumhuriyetinin medeniyet hadimidir.
Kıymetli çevirileriyle Nihal Atsız’ı ve Türk tarihini Özbek okurları ile buluşturduğu için Tahir Kahhar’ı en içten dileklerimizle tebrik ediyoruz. Türk Dünyası iletişiminde, Atsız ve Türk Dünyasından diğer büyük yazarların karşılıklı tanıtılmasında bu tür çalışmaların büyük önemi vardır. Dünya Türklüğü en çok edebiyatla birbirini tanıyabilir. Bu sebeple Atsız’ın romanının Özbekistan’da yayınlamasını sevinçle karşılıyoruz.

Saida BURHANİDİNOVA
Ümmetinizin bittiği yerde, Türk'ün Kudreti başlar.


"Niye kaçıyoruz? Çok diye niye korkuyoruz? Azız diye niye kendimizi hor görelim? 'Hücum edelim' dedim. Hücum ettik...Savaştık. Bizdeni iki ucu,
yarısı kadar fazla idi. Tanrı lûtfettiği için, çok diye korkmadık, savaştık. Tarduş şadına kadar kovalayıp dağıttık."
(Bilge Tonyukuk - 2. Taş, Batı Yüzü - 3-4-5-6)

Çevrimdışı KIZILKURT

  • İhtilal Sevdalısı
  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 84
Ne güzel Atsız Atanın Kitapları diğer Türk Yurdlarında...
YARATILMASAYDI TÜRK İNAN...
AĞLARDI
FAKİRLİĞİNE ŞU CİHAN...