(1)Komünizm, (2)Küresel Kapitalizm ve (3)Dinsel İdeolojiler
Açmış olduğum konu başlıkları ile ilgili sanal acunda yada kitapçılarda elbetteki binlerce yazı ve bir o kadarda kitap yazılmıştır.
Amacım; Komünizm, Küresel Kapitalizm ve Dinsel İdeolojilerin ne derece batık, bitik ve Milleti felâkete sürükleyen yollar olduğunu dilim döndüğünce anlatmaktır. Bu yazıdaki ana hedef kitlem ise, öz be öz Türk olduğu halde hâla bu kokuşmuş, pis fikirlerin peşinden gidenlerin zihinlerinde bir sıçrama meydana getirmektir. Belki Otağımıza bu akıldışı pis fikirleri savunan karşıt fikirliler gelip bunları okursa, o küçücük tavuk yumurtası kadar beyinlerine bir zihin açıklığı ve titreme gelir diye hiç üşenmeden, bıkmadan yazıyorum. Şimdi bu fikirleri 3 ana bölüme ayıralım.
(1)Dinsel İdeolojiler
Dünya tarihinin bilinebilen en karanlık günleri’nden günümüze kadar başta 3 büyük din olmak üzere bunlardan hariç toplamda net olarak, Dünya üzerinde 4.300 din ve mezhep bulunmaktadır. Bunların her biri kendince, İnsanlığın huzuru ve mutluluğu için çeşitli emirler, yasaklar ve öğütler vermişlersede İnsanlık tarihi boyunca savaşlar ve kan dökücülük asla son bulmamış, aksine dönem dönem artışa geçmiştir. Şimdi 3 büyük dini inceleyelim. MUSEVİLİK: Yahudilere(İsrailoğullarına) yönelik olan bu din, Yahudilerin taşkınlık yapmasını ve azmasını önleyememiştir.Geçmişte ve günümüzde olan olaylar bunun net olarak ispatıdır.Üzerinde uzun uzun durulmasına gerek bile yoktur. Çok cûzi kültürü olan bir kişi bile sanırım Yahudilerin yaptıklarını bilir. HIRİSTİYANLIK : Bu din ilk ortaya çıkışında, özellikle vahşi Roma imparatorluğu ve onun zulmünü frenleyip tüm Dünya insanlığına reçete olarak sunulduysada bir süre sonra Hıristiyanlık adına bu günkü medeni denilen Avrupanın göbeğinde Cadı kazanları kurulmuş, yaşlı kadınlar ve insanlar Cadı ve büyücü diye diri diri yakılmış, giyotin sehpalarında kelleler gitmiş, Papazlar Cennet’ten arsalar alıp, satmış, ayrıca Hıristiyanlık dini, Katolik ve Protestanlık olarak bölünüp 100yıl boyunca kanlı mezhep savaşlarına sahne olmuştur.Kendi kendilerine yaptıkları zulüm yetmiyormuş gibi, “Haçlı Seferleri” adı altında Ortadoğu ve Anadolu’ya çapulcu sürüleriyle saldırmışlardır. Zaten Ortaçağdan sonra meydana gelen 1. Ve 2.Dünya savaşı, aynı dinden oldukları halde birbirleriyle kıyasıya savaşan Millet’lere sahne olmuştur. Galiba bu anlattıklarımızda Hıristiyanlığın ne derece etkili olabildiğini ortaya koymuştur. Hıristiyanlık, Avrupalıları ne Medenileştirmiş, nede kendi aralarında olan savaşları ve ayrılıkları önleyebilmiştir. İSLÂMİYET: Tüm tarafsızlığımızla inceler ve irdelersek , diğer 2 dine göre daha mantıklı, insaf ve izân ölçülerine uysa bile, maalesef acı bir gerçektir ki, bunu kabul edelim, etmeyelim İslamiyetin de milletler arasındaki ayrılık ve anlaşmazlıklara karşı yeterli olmadığı görülmüştür. Bunun en başta delil ve ispatı ise Peygamberin vefatından sonra Arapların kendi aralarında dahi anlaşamamaları, Halifelik kurumunun kanlı iç çekişmelere sahne olmasına ve İslam Dünyasının, Sünni - Şii olarak bölünmesine sebep olmuştur. Ve en acıklısıda Arapların, TALKAN savaşı ile TÜRKLER e saldırdıkları o ünlü savaştır ki Dünyada o tarihlere kadar böylesine zalimlik görülmüş değildir.
Günümüzde ise ne Ülkemizde nede Dünya üzerinde etnikler arasındaki anlaşmazlık ve ayrılıklar Din yolu ile çözülebilmiş değildir. Araplar günümüze kadar kendi aralarında dahi birlik gösterememiş, kendi vatanlarını, kutsal saydıkları toprakları peşkeş çekmiş, yakın tarihimizde(1.Dünya savaşı sıralarında) Yemen çöllerinde Türk askerini arkadan vurmuş, akıllara zarar hainliklere imza atmışlardır. Dahada yakın tarihlere gelecek olursak, dhkp, dev-sol, pkk gibi komünist, Türk düşmanı yapılanmalara Filistinliler kucak açmış, üs vermiş. Suriye açıkca destek ve üs vermiştir. Hadi Araplarıda bir kenara bırakalım, kendi ülkemizdeki kürtler için din hiç bir anlam ifade etmemektedir. Durum böyleyken hala Ümmetçiliğin birleştirici olduğunu savunmak ya zekâ geriliğinin bir sonucudur, yada bilinçli olarak Türkiye Cumhuriyeti rejimine ve Ulus Devlet anlayışını yıkmak için oluşturulmuş bedbaht düşüncelerin bir sonucudur.Şimdi bu kadar yazıp, çizmemize rağmen dışarıdan bu yazıyı okuyan bazı küçük beyinliler ateist olduğumu ileri sürecek kadar hezeyana ve meraka sahip olacaklardır.Merakları gidermek için bu konudaki şahsi kanaatim şudur; Bilimsel olarak Evrende hiç bir şey tesadüf sonucu elbette olamaz, oluşamaz diye düşünüyorum. Tabiat boşluktan ve tesadüflerden ibaret değildir.Mutlaka bir sistem ve bir yaratıcının var olduğuna inanmakla beraber, bizim söylemek istediğimiz ; Geçmişte ve günümüzde yaşananlar şunu gösteriyorki dinin siyasileştirilmesi, ideoloji ve yönetim biçimi haline getirilmek istenmesi sorunları çözmediği gibi sorunları daha kronik hale getirmiştir.
(2)Sosyalizm ve Komünizm Hakkında
Komünizm babası sayılan Karl Marks’ın, günümüzde Dünyada gerçekleşmesi muhtemel siyasal ve toplumsal olaylardaki öngürülerin %90 ı yanlış çıkmıştır. Şöyleki ; Sosyalizm kısaca ( yani toplumculuk ) iktidar ve üretim araçlarının ortak bir şekilde halk tarafından, halkın yararına kontrol edilen ve yönetilen bir sistemin ismidir. Karl Marks’ a göre Sosyalizm’den sonrada asıl ulaşılması gereken nokta Komünizmdir.Karl Marks a göre , İnsanlık Kapitalizme eninde sonunda kaçınılmaz olarak topyekün isyan edecek, özellikle işçiler dahada fakirleşecek , isyanlar çıkacak bunun sonucunda Sosyalist sistemler kurulacak ve en sonunda Komünizm gelecektir.Halbuki bunun tam tersi dahada fakirleşecek dediği işçilerden bazıları fakirleşmemiş, 2.Dünya savaşından sonra Avrupada inanılmaz bir sanayileşme ve kalkınma dönemine girilmiştir.Ayrıca bahsetmiş olduğu devrimler ve isyanlar gerçekleşmemiştir. Karl Marks ve adı sanı bilinmeyen bir çok Komünist ideologun Dünya için öngörüleri yanlış ve hatalı çıkmıştır. Kısacası Komünizm, insanın var oluş ve yaradılışına tamamen aykırı, tek tip insan oluşturmaya çalışılan Dünyanın en tehlikeli, en sapık ideolojisidir. Bu ideolojinin zalimliğinden en fazla Türkler zarar görmüştür. Sovyetler ve Çin bu ideolojiyi yaymak için binlerce Türk’ü ve diğer bazı Milletleri katletmiş, bir o kadarınıda tehcir etmiştir.Günümüzde şu anda komünist Çin, Doğu Türkistan Uygur bölgesinde bu zalim politikaları uygulamaktadır. Ve ne ilginçtirki sürekli insanlık için mücadele ettiğini ve özgürlükleri dilinden düşürmeyen Türkiyedeki bazı kömünistler internet sitelerinde şu günlerde Doğu Türkistanda meydana gelen olaylara ya hiç değinmemekte, yada neredeyse Çin’lilieri haklı çıkarmaktadır. Komünizm hemen hemen tüm Dünyada etkinliğini kaybetmesine rağmen hala Türkiyede bazı ufak tefek dinazorumsu kişi ve gruplar tarafından hararetle savunulmaktadır. Özellikle 1980 öncesi ve sonrası kürtler tarafından bu ideoloji sahiplenilmiş, bu onlara iyi bir kılıf olmuştu. Başbuğ Atatürk’ün , “Komünizm her görüldüğü yerde ezilmelidir” söz pek meşhurdur. Komünist (aşırı sol ideolojiyi) savunan ve gösteri yapan kişilerin tiplerine bakarsanız, ne kadar karanlık suratlı, tipsiz, ipini sapını koparmış soysuz pislikler olduklarını daha ilk bakışta anlarsınız. Durum böyleyken eğer hala bu soysuz, çapsız düşünceleri savunan Türk gençleri varsa, kafalarını kumdan çıkartmalarını, bu beyhude ve çirkin yoldan vazgeçip kendilerine dönmeleri ni dilerim.
(3)Kapitalizm
Kısaca serbest piyasa ekonomisi de diyebiliriz.Bu sistemde Komünizm’in tam tersi sermayenin ve üretim araçlarının sadece özel mülkiyette olması, Devlet’in hemen hemen neredeyse ticari yaşamın hiç bir yönüyle ilgili olmaması gibi özellikleriyle tanınan acımasız ve vahşi bir sistemdir. Bu sistemde güçsüzlere asla yer yoktur, olamazda. Düşünceme göre Kendini “Anti-Komünist” sayan bir TÜRKÇÜ, aynı zamanda bir “Anti-Kapitalisttir”. Çünkü TÜRKÇÜ kişi TOPLUMCU, yani genelde sadece kendi öz Milleti için çalışıp, çabalayan, öz veride bulunan, savaş veren kimsedir. Yüce Türk Milletinin çıkarları kendi şahsi menfaat ve çıkarlarının her zaman önünde yer alır.
Kapitalizm’in, Sosyalizm ve Komünizm gibi sistemli bir ideologyası olmasa bile Kapitalizmin ulaşmak istediği en büyük amaç, sermayenin sadece belirli kişilerde olması, yani paranın sadece belirli Ülkelerde , belirli ailelerde dönmesi amacında olan bir sistemdir.Bu sistemde güçsüzlere ve az aklı olanlara yer yoktur. Hatta yaşama hakkıda yoktur.Bu sistemde sadece köleler ve efendiler vardır. Kölelikte ve efendilikte ise Milliyet ve Din’e bakılmaz.Kişinin sadece sermaye gücü ve aklı önemlidir. Sistemin ulaşmak istediği son nokta ise bu sistemi Küresel hale getirmek, tüm Dünyaya yaymaktır. Sisteme göre İnsanlık ayıklanmalıdır. Bunun için Dünyanın çeşitli bölgelerinde kimi zaman çeşitli hastalıklar, savaşlar, huzursuzluklar çıkartılarak bu bahsettiğimiz amaçlara ulaşılmaya çalışılır. Esasında “İLLUMİNATİ” dediğimiz ve Dünyanın her Ülkesinde hücreleri olan şu meşhur Küresel Örgütün siyasi ideolojisi aslında KAPİTALİZM dir. Amaç Dünyayı tek merkezden yönetmek ve sömürmektir.
SONUÇ
Kapitalizm, Komünizm ve Dinler. Bunların 3’üde birbirinden zehirlidir. Hepsinin ortak yanı BEYNELMİLELCİ(KÜRESELCİ) olmalarıdır. Üçüde Millet, Soy, Devlet tanımaz.3’ üde ULUS-DEVLET düşmanıdır. Yeri geldimi şaşırtıcı bir şekilde bu 3 oluşum birlikte ortak hareket eder. (Ülkemizde Din yobazları ile Komünistler bazı yerlerde ortak hareket etmiştir.) Bu nedenle bir TÜRKÇÜ’nün fikriyat olarak en büyük düşmanları bu üçlüdür. Bu 3 ideolojininde ortak amaçları; Dünyada sınırların tamamen kalkması, buna hazırlık olarak A.B, Şhangay birliği gibi birlikler kurarak en sonunda Dünyayı tek elden yönetmek olsada bu saçma düşünceler, planlar asla tutmayacaktır. Daha kendi içinde anlaşamayan Milletler hiç bir zaman biraraya gelemeyecektir.
PEKİ ÇARE NEDİR
Bu köhne Dünya’nın yönetimi ancak Türkler’de olursa huzur bulunur. Aşağıda Bilge Kağan yazıtlarının doğu kısmına 8. Asırda yazılmış bazı yazılar var. Böyle bir anlatım, böyle bir yorum emin olun Dünyada hiç Milletinin tarihinde yok. Helede 8.asırda. Türkler’in en eski ataları’ndan sayılan BUMİN KAĞAN ve İSTEMİ KAĞAN , Dünya hakimiyetinin kendilerine Tanrı tarafından verildiğine inanırlar. Bunun için çeşitli yazıtlar yazmışlar.Bunlardan birazını yazdım.
“İnsan oğlunun üzerine ecdadım Bumın Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin ilini, töresini tutu vermiş, düzene soku vermiş. Dört taraf hep düşman imiş. Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti hep almış, hep tâbi kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye dik çöktürmüş. Doğuda Kadırkan ormanına kadar, batıda Demir Kapıya kadar kondurmuş. İkisi arasında pek teşkilâtsız Gök Türkü düzene sokarak öylece oturuyormuş. Bilgili kağan imiş, cesur kağan imiş. Buyruku bilgili imiş tabiî, Cesur imiş tabiî. Beyleri de milleti de doğru imiş. Onun için ili öylece tutmuş tabiî. İl tutup töreyi düzenlemiş. Kendisi öylece vefat etmiş.”
Yeryüzünde hiç bir milletin atasının böyle yazıtları yada iddiası olmamıştır. Şu köhne yeryüzü Türk'ün yönetmesiyle şenlenecek, işte Ulu başbuğ Atatürk'ün dediği gibi "Güneş ne demek, Ufuk ne demek o zaman görülecek"...