Gönderen Konu: ŞEHİDİMDEN MEKTUP VAR.......  (Okunma sayısı 3921 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı alpaslank

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4
ŞEHİDİMDEN MEKTUP VAR.......
« : 26 Mart 2006 »
Merhaba anne,


Bugün 26 Mart evet,sizden fiziksel anlamda ayrılalı dur bakayım  93 -2006 13 yıl olmuş.Şimdi gibi hatırladığım 13 yıl önce AŞTİ de beni tıpkı bir damat gibi uğurladığın ata (peygamber) ocağına uğurladığın an halin gözümün önünde.Bana son kez sarılırken ki bu hakikaten son oldu.?hadi yavrum Barışım,vatan sana emanet ? derken gözlerinden dökülen,o evlat hasretini unutmak mümkün mü anne.


 Biliyor musun anne 13 yıl önce o kanı bozukların yurdum dağlarında,işte burası bize ait şerefsizce ?T.C? de kim oluyor diye bayrağımızı, namusumuzu,göklerden indirme cüretini göstermeye kalkıyorlardı fütursuzca salyalarını akıtarak.Öğretmenimi ki bu yurdum insanı, cehaleti yenmek medeniyeti öğretmek için koşar adım gitmişti o vatan toprağına ve kalleşçe katlediyorlardı bu vatan evlatlarını.Henüz ben daha 25 günlük askerken duyuyordum bu köpeklerin yaptıklarını Eğirdir de içim içimi yiyiyordu ?bekleyin ulan,az kaldı Barış geliyor oraya ?diye haykırıyordum.


 Dağıtım olacağımız haberleri yayıldığında içim içime sığmıyordu.Bir yandan  da işimi şansa bırakmak istemiyordum içten içe.Daha fazla dayanamadım,bir gün bölük komutanımızın karşısına çıktım.Ya oraya çıkmazsa dağıtımımın diye uykularımı kaybetmiştim.Şükrü yüzbaşımızın karşısındaydım.Durumumu arz ettikden sonra yüzbaşımızın gözyaşlrına hakim olamadığını gördüm içim titriyordu.Tüm bölüğün idolu olan Şükrü yüzbaşı ağlıyordu.Bana dönerek;?evladım bir kez daha iman ettim ki,bu millet asla ama asla yok edilemeycekdir.Hele hele 3-5 piçasla bunu başaramayacaktır dedi vakurluca. Tam çıkacakken dur evladım dedi Yavuz albayımızın huzuruna çıkacağız bu işi ancak o haleder dedi.15 dakika sonra  Yavuz albayın huzurundaydık.Yüzbaşım selam vererek durumu arz etti.Oturun çocukalr dedi babacan ses tonuyla,çay söyledi.Evet yavrum dedi banamadem bu kadar çok istiyorsun seni oraya yollayacağım dedi. Sonra bana evinizin numarasını ver bakalım kaç zamandır annenle görüşmedin sen dedi 1 aydan fazla oldu komutanım dedim verdim numarayı aradı anneme;?anacığım ben Barış komutanı  Yavuz albay nasılsın dedi. Endişelenme ana  Barış yanımda bir şey olmadı Barışa çakı gibi maşallah diyordu ama belli ki annem huzursuz olmuştu. Tamam tamam anacığım veriyorum Barışı hadi konuş da için rahat etsin dedi? Telefonu bana verdi evet annemin sesi titriyordu halen kalbinin sesini duyuyordum.Tamam anne endişlenme iyiyi ellerinden öpüyorum dedim telefonu albayıma verdim. Bak gördün mü barış çakı gibi cive gibi maşallah,ayrıca böyle bir evladı vatana kazandırdığın için tüm Türk milleti adına önünde saygıyla eğiliyorum anacığım ellerinden öpüyorum dedi.


Albayım ağlıyordu,koca komutan karşımızda hüngür hüngür ağlıyordu.Evet yavrum seni Hakkari dağ komando karahgahına  Osman Paşamızın yanına gönderiyorum dedi.Birazdan ona ulaşmaya çalışıp bir yiğit geliyor oraya komutanım diyeceğim dedi.

 Hakkari ye gittikden 5-6 gün sonra Osman paşanın bizim bölüğü denetlemeye geleceği söylenip hazırlıklar yapılıyordu.Evet albayımın bahsettiği Osman Paşa geliyordu sanki bir tanıdığım geliyormuşcasına  heyecenlandım.2-3 gün sonra helikopterle piste indi,Osman Paşa,haşmetli kartal bakışları siyah gözlükleriyle bir insandan çok ulu 100 yıllık bir çınarı andırıyordu adeta.Gelip karahgahı selamladıktan sonra bir süre komutanlarla konuştu daha sonra bize dönerek;Barış Öztürk 3 adım öne dedi.. O an sandım ki yüreğim yerinden fırlayacak,hemen karşısına çıkarak selam verdim.Gel yavrum dedi.Askerlere dönerek;şu vatan evladına iyice bakın analar neler doğuyor,bu asker günlerce komutanlarına yalvararak buraya gönüllü geldi biliyor musunuz yukardaki o şerefsizleri inlerinden indirmek için dedi.Yanındaki subaydan aldığı madalyayı boynuma taktı anlımdan öperek.



Öğle yemeği bizimle yiyen Paşa,saat 3 gibi geldiği helikopterle giti.Akşam olmuş eğitimden sonra dinlenme ve herkes kovuşlarına yatmaya gitmişti ki 23 sıralarında gelen bir haberel tüm bölük hazır kıtaydık.Şerefsizler bir karakolumuzu ablukaya almışalr ve bizden yardım bekleniyordu.15 dakika sonra olay mahalline intikal etmiş idik.Tanrım sanki bir cehenneme düşmüştük kalleşçe bir köye koşullamış nerden geldiği belli olamayan yayalım ateşine tutmuşlardı karakolu aşağı yukarı 1,5 saat bu cehennem tüm vahşetiyle devam etti.Bir kaç yerden ateş geliyordu belli ki diğerleri gebermişti.Derken nerden geldiğini fark etmediğim bir kurşunun sol yanıma saplandığını hissettim bir anda anacığım.Sadece bir şeyim yok komutanım dediğimi hatırlıyorum.Sonrası şanlı Türk bayrağımızın üzerime örtülmesi,damadının şehidinin,Ankara şehitler mezarlığına defni ve mezar taşına yazılı şu not;

Barış Öztürk 1972 ??.


 Baharı bekleyen kır çiçekleri gibi bende seni kavuşuncaya kadar bekleyeceğim yavrum,Barışım?.


                       ANNEN

Bozoklu Bozkurt

  • Ziyaretçi
ŞEHİDİMDEN MEKTUP VAR.......
« Yanıtla #1 : 08 Nisan 2006 »
Bu milletin yüceliğini ve o yüceliği (gözyaşlarını içine akıtarak ta olsa) tevazu zırhı ile nasıl sakladığının bir mektupta şekillenmiş halini okuduk.
''Yüksel Türküm senin için yükseklğin hudud yoktur.'' diyen bir Başbuğun milletiyiz biz...Hadi o zaman bu atalet, bu rehavet, bu herc-ü merc neden...Yüksekliğin hududunu aşındırmak için fazla beklemedik mi?
 ''Milli Şehid Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beğ Mitingi'' umarım bizi nekahet sancımızdan uyandırır.

Asil Türk Milletinin Asil Delikanlısı!

Tanrı Türkü Korusun.