Gönderen Konu: Sınır dışındaki tek Türk toprağı CABER KALESİ  (Okunma sayısı 5597 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı YALNIZKURTKARAGÜLLE

  • GÖKBÖRÜ SİNOP
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1345
  • Mekanı Uçmağda!
Caber Kalesi, Türkiye'nin Türkiye sınırları dışında sahip olduğu tek kara parçasıdır. Suriye'nin kuzeyinde ve Fırat nehrinin sol kıyısında kalan bu kalede 1921 yılından beri Türk bayrağı dalgalanmaktadır.
Bugünkü Rakka şehrinin 50 km. batısında ve Halep'in 110 km. güneydoğusunda bulunan Caber Kalesi, Yavuz Sultan Selim devrinde Osmanlı topraklarına katılmıştır.Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in dedesi Süleyman Bin Kaya Alp'ın mezarı da buradadır..Türkler için büyük manevi değer taşıyan Caber Kalesi, 20 Ekim 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Fransız Hükümeti arasında imzalanan Ankara Anlaşmasının 9. maddesi gereğince, Türkiye'nin malı sayılmış ve Türkiye'ye orada muhafızlar bulundurma ve Türk bayrağını çekme hakkı tanınmıştır.
.Caber Kalesi, Türkiye Cumhuriyeti 20. Zırhlı Tugayı 3.Hudut Alay Komutanlığı 2. Hudut Taburuna bağlı bir manga asker tarafından korunmaktadır.



İslamiyet'ten önceki devirde ve İslamiyet'in başlangıcı sırasında "Davsara" olarak bilinen yer Müslüman coğrafya âlimleri tarafından "Davsen" olarak adlandırılmıştır.



Hicri 5. asırda Benî Kuşeyrli Ca'ber tarafından zaptedildiği için, bu isimle şöhret bulmuştur.



Bu kale, 1087'de Sultan Celâleddîn Melikşah tarafından zapt edilmiş ve Halep'teki Ukaylilerin sonuncusu Sâlim'e verilmiştir.



1146'da Musul Emîri Atabeg Zengi tarafından kuşatılmış ise de, ölümü üzerine zapt edilememiş, ancak daha sonra bu kale, Ukayliler tarafından Atabeg Zengi'nin oğlu Nûreddîn Zengi'ye teslim edilmiştir.



1206'da Harzemşâhların istilâsına, 1260'ta da Hülagü'nün yağmasına ve tahribâtına maruz kalmıştır.



Memluklüler zamanında Haleb'e bağlanan kale, Kılavun'un hükümdarlığının son zamanlarında tamir edilmiş sonra da Döğer adlı Türkmen Boyunun eline geçmiştir.



Bugünkü Rakka şehrinin 50 km. batısında ve Halep'in 110 km. güneydoğusunda bulunan Caber Kalesi, Yavuz Sultan Selim devrinde Osmanlı topraklarına katılmıştır.



Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in dedesi Süleyman Bin Kaya Alp'ın mezarı da buradadır.



Süleyman Bin Kaya Alp, Malazgirt Zaferi'nden sonra 1071'de Ahlat, Erzurum ve Erzincan bölgesinde 7 sene kalıp bu bölgeden güneye inmeye karar vermiştir.



Fırat kıyılarından ilerleyip Elbistan ve Halep üzerinden Caber Kalesi önlerine geldiklerinde, 05 Haziran 1086 tarihinde yollarına devam etmek için Fırat nehrinin karşısına geçerken Süleyman Bin Kaya Alp atından düşmüş ve savaş zırhlarının ağırlığı nedeniyle yüzemeyerek boğulup ölmüştür.



Süleyman Bin Kaya Alp'ın naaşı, sudan çıkarılarak Caber Kalesinin önüne defnedilmiştir.



Osmanlı Devleti zamanında Rakka kazasına bağlı bir nahiye olan Caber Kalesi, 1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin yenilmesi üzerine, 1918 yılı sonlarına doğru İngiliz Kuvvetleri tarafından işgal edilmiş, daha sonra, Birleşmiş Milletler Cemiyeti kararı ile Fransız mandası altına giren Suriye Devleti sınırları içerisinde kalmıştır.



Türkler için büyük manevi değer taşıyan Caber Kalesi, 20 Ekim 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Fransız Hükümeti arasında imzalanan Ankara Anlaşmasının 9. maddesi gereğince, Osmanlı Devletinin kurucusu Sultan Osman'ın büyük babası Süleyman Bin Kaya Alp'ın Caber kalesindeki, Türk Mezarı adı altında tanınan kabri, müştemilatı ile beraber, Türkiye'nin malı sayılmış ve Türkiye'ye orada muhafızlar bulundurma ve Türk bayrağını çekme hakkı tanınmıştır.



Anıtkabir de Atatürk'ün bu çok önem verdiği kaleden alınan toprak bulunduğu söylenmektedir. Atatürk özellikle Suriye ve çevre bölgede bulunan Türk toplumuna ve eserlerine çok büyük önem vermiştir ve haklarını korumuştur (Bir çok kaynak bildirir ancak genellikde Musul, Kerkük ve Kudüs bölgesi tarih uzmanları tarafından vurgulanır)



Türbenin muhafazasını sağlamakla görevli olan Jandarma İhtiram kıtasının ikameti için 30 Mayıs 1938 tarihinde modern bir karakol yaptırılmış, eski türbenin tamiri imkansız hale geldiğinden tarihi önem ve özelliğine uygun olarak, 1939 yılında da karakolun yanında yeni bir türbe inşa ettirilerek Süleyman Bin Kaya Alp'ın mezarı buraya nakledilmiştir.



Türkiye ile Suriye heyetleri arasında 1956 yılında Halep’te yapılan üst seviyede bir toplantıda düzenlenen tutanağın 13 ve 14 ncü maddelerinde türbe için gönderilecek ihtiram kıtasının her ayın 7'sinde değiştirilmesi kabul edilmiştir. Günümüzde her ayın 7 ve 20 sinde karakolun ikmali sağlanmakta ve personel değişimi yapılmaktadır.



Caber Kalesi, Türkiye Cumhuriyeti 20. Zırhlı Tugayı 3.Hudut Alay Komutanlığı 2. Hudut Taburuna bağlı bir manga asker tarafından korunmaktadır.



Suriye Hükûmeti, Fırat Nehri üzerinde 1966 tarihinde başlattığı Tabka barajının 1973 yılı içerisinde her türlü inşaatını bitireceğini ve barajın su toplamaya başlamasıyla Caber Kalesinin tamamen baraj suları altında kalacağını ileri sürerek, Türk hükûmetinden türbenin yerini değiştirilmesi veya türbenin Türkiye’ye naklini talep etmiştir.



Yeni ortaya çıkan durum üzerine Türkiye ve Suriye hükûmetleri arasında yapılan görüşmeler sonucunda imzalanan antlaşmaya göre; Türbe, müştemilatı ile birlikte Karakozak köyü yakınındaki yeni yerine nakledilmiştir.



8797 m2 lik bir alan üzerinde yer alan Caber Kalesini, bu defa yeni inşa edilmekte Teşin Barajının suları tehdit etmektedir.







HANİ NOE OSMANLICIKCILARIN HARİTASI İÇİNDE YER ALAN YER HAKKINDA BİRAZ BİLGİ OLSUN DEDİM DE... :evil: :evil: :evil:

10 EYLÜL 2022'DE UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!


Dört yanım soru, Tanrı'm
Hepsi en zoru Tanrı'm
Soruların zorundan
Soyumu koru Tanrı'm

Sen Tanrı değil misin, adını yargılatma
Sana Tanrı deyince, dinimi sorgulatma
Ya adam et bunları, ya beraber yaşatma
Kanı bozuk olanlar "Türk'üm" diyemesinler
Ve Türk'ün dik başını yere eğemesinler.

Çevrimdışı Türkistan Ordusu

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 339
Geçen Trt Türk izlerken, bu kalenin tanıtımı yapıldı.
Kutalmış oğlu Süleyman şah'ın mezarı bulunuyormuş; onun için Suriye içinde, Türkiye'ye ait bir toprak olarak sayılıyor.
Süleyman şah'ın, Kayı boyu lideriydi denildi.

Alparslan, 1071'den sonra, Anadolu'yu ele geçirme görevini ona vermişti. Oda başarıyla gerçekleştirdi.
Sonra gözünü Suriye'deki Selçuklu kuzenlerine ait topraklara dikti Süleyman, ama savaşların birinde hayatını kaybetti.
Küçük yaşta yetim kalan Kılıç Arslan, bir süre tutsak kaldıysada, 16 yaşında gibi, Anadolu Selçuklu devletinin başına geçti.

Türk tarihinin ilk donanmasını kuran çaka bey'in kızıyla evlenmiş Kılıç Arslan, daha sonrada kayınpederini kendisine rakip olmasın diye temizlemiş. :)

Başkent iznik o aralar (1090'lar).
Kılıç Arslan, Niksarlı Danişmet beyle, Malatya için savaşmaya gittiğinde... Malatya kalesi önünündeyken... Haçlılar ve Bizanslıların iznik'i kuşattıkları haberi gelir..
Savaşacakken, bu iki kahraman Türk beyi, sulh yaparlar ve ordularını birleştirerek kuşatma altındaki şehirin imdadına yetişmek için 1000 km'yi aşmak için yola koyulurlar...
iznik önüne geldiklerinde, manzara korkunçtur... Kuşatma yarılamayacak durumdadır..
Bizanslıları araya sokarak, Kılıç Arslan yeni doğum yamış karısını ve öteki Türkleri kurtarır. Başkent Konya'ya geçer.


Emin Maluf - Arapların gözünden Haçlı seferleri
Kitaptan hatırladıklarımı ekledim.
Yanlış varsa düzeltelim beyler.
İleri! İleri! Türkistan erleri!
Senin için ölürüz Türkistan illeri...

(Türkistan Lejyonu'nun anısına atfendir).