Gönderen Konu: 3000 yabancı istihbarat elemanı Türkiye‘de mi?  (Okunma sayısı 3386 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tien San

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 144
  • Hunkurt - Tien San
3000 yabancı istihbarat elemanı Türkiye‘de mi?

“Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak bu gelişmelerden büyük üzüntü, kaygı ve ıstırap duyduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz”
Bu sözleri söyleyen kim, az sonra açıklayacağız. Zaten önemli olan kimin söylediğinden ziyade hangi sebeple söylendiği değil mi?
İşte o sebep:
 “Terör, terörizmin finansmanı konuları başta olmak üzere Türkiye’de istihbarat faaliyetlerinde ‘yabancı uzmanların’çalıştırıldığı bilinmektedir.
2005-2006 yıllarından itibaren ‘illegal’olarak faaliyet gösteren bu uzmanlar, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı Kanunuyla 2010 yılından itibaren ‘yasal himaye’altına alınmışlardır.
Bu kişilerin ağırlıklı olarak ’İstihbarat ve yargı’ birimlerinde çalıştıkları bilinmektedir. Sayılarının 3000’i aştığına dair bilgiler söz konusudur. Bu konuları tahkike yönelik olarak, Genel Kurul’da yönelttiğimiz sorulara Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, ‘Ben de bilmiyorum...”diye cevap vermiştir.”
Evet sayın okuyucular..
Türkiye‘de önce  “illegal”  olarak görev yapan ve sonra  “yasal himaye” altına alınan yabancı istihbarat elemanları cirit atıyor, sayılarının 3000‘e vardığı iddiaları ortalıkta dolaşıyor ve bir milletvekili işin aslını sorduğunda Kamu Düzeninden Sorumlu Bakan Beşir Atalay,  “Ben de bilmiyorum...” cevabını veriyor... Soruyu soran CHP Konya Milletvekili Atilla Kart. Söyler misiniz Allah aşkına,  “Ben de bilmiyorum...”  demek, aslında  “Her söylediğiniz doğru”  demek değil mi? Bir kişi eski İçişleri Bakanı olur, üstelik halen kamu düzeninden Sorumlu Bakan ve Başbakan Yardımcılığı görevini yürütürse, Türk istihbaratının yabancılar tarafından istila edilip edilmediğini nasıl bilmez? Böyle bir şey olmasaydı AKP‘nin tavrını biliyorsunuz, Atilla Kart ve onun üzerinden CHP‘yi yerden yere vurur,  “Yazıklar olsun, Türk istihbaratında yabancıların cirit attığını iddia edebilecek kadar gözü dönmüş kimselersiniz” mealinde saldırıya geçerlerdi.
Aklımıza hemen Barış Gönüllüleri geldi. Onlar da Türkiye‘yi 60‘lı yıllarda mekân tutmuş, ülkemizin etnik haritasını çıkartarak  “kaşınabilecek noktaları”  tespit edip işte bugünlerin mayasını tutturmuşlardı. Dikkat ediyor musunuz, ABD‘sinden Avrupa‘sına bütün dünya PKK’yı terör örgütü olarak kabul ediyor amma PKK her geçen gün güçleniyor? Niye? Niye olacak, sen istihbaratını PKK kurucularına teslim edersen, başka bir netice nasıl bekleyebilirsin ki?
Durun daha bitmedi...
İşin bir de  “yargı boyutu” varmış..
Atilla Kart diyor ki:
 “2006-2007 yıllarından buyana Türkiye‘de önce illegal, daha sonra ise legal yol ve yöntemlerle çalışan-çalıştırılan bu kişilerin Türkiye gündemini belirleyen kritik soruşturmalar yoluyla yargı ve siyasete müdahale ettikleri görülmektedir. Bu çerçevede, Türkiye‘de görev yaptıkları bilinen Susanne Hayden ve Larry Taman’ın özel konumlarını bir kez daha sorgulamak ve gündeme getirmek gereği doğmuştur”
Biz de tam bu noktada ABD‘nin eski Adana Başkonsolosu W.Scoot Walter Reid‘ı  hatırladık. Adam Diyarbakır merkez olmak üzere Doğu ve Güneydoğu’yu mesken tutmuştu. Zamanın BDP‘si olan partinin Batman İl Başkanı Mehdi Öztürk,  “Bu adam bize geliyor, bırakın şu Türklerle birlikte yaşama sevdanızı, aykırılıklarınızı öne çıkarın” diye akıl veriyor itirafında bulunmamış mıydı?
ABD aynı ABD, CIA aynı CIA, o gün ABD Adana Başkonsolosu‘nun yaptığını demek ki bugün 3 bin ajan yapıyor, hem de Türkiye Cumhuriyeti‘nin himayesi altında.
Atilla Kart‘a kulak vermeye devam edelim:
 “Bu kişilerden Susanne Hayden‘ın; emniyetçiler, savcılarla toplantılar yaptığı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü‘nde bir dizi çalışmalar yaptığı; 25-26 Ocak 2007 tarihinde İstanbul Hakimevi‘nde CMK 250. Madde çerçevesinde görev yapan Özel Yetkili Savcılarla bir araya geldiği; 12-14 Kasım 2008 tarihlerinde Ankara’da yapılan ‘Savcılar İçin Siber Bilinçlendirme Semineri‘ne iştirak ettiğine dair basına yansıyan somut bilgiler söz konusudur.
Adı geçen, artık emniyet ve yargı camiasıyla o kadar özel ve yakın ilişkiler içerisindedir ki; Mayıs 2007 tarihinde Sait Halim Paşa Yalısı‘nda yapılan düğünde, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile birlikte tanıklık yapabilmiştir.”
 Nasipse devam edeceğiz!
EN GÜZEL YÜZ BIZE CIRKIN BIZ SEVERIZ TÜRK YÜZÜ
EN IYI ÖZ BIZE FENA BIZ ISTERIZ TÜRK ÖZÜ.
MILLETCE HEP ALKISLARIZ ANILDIKCA TÜRK SÖZÜ.
            TANRI TÜRK´Ü KORUSUN.

Çevrimdışı Tien San

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 144
  • Hunkurt - Tien San
Zamanın BDP‘si olan partinin Batman İl Başkanı Mehdi Öztürk,  “Bu adam bize geliyor, bırakın şu Türklerle birlikte yaşama sevdanızı, aykırılıklarınızı öne çıkarın” diye akıl veriyor itirafında bulunmamış mıydı?


                        Yukaridaki cümlelerin sahibi ABD Adana eski konsolosu . W. Scoot Walter Reid isimli sahis.  Simdi artik eskisi gibi gizliden calismiyorlar . Devlet korumasi altinda var gücleri ile AKP isbirliginde Türkiyenin kuyusunu kaziyorlar . Böyle devam ederseler 2023 e kalmaz tereyagli helvamizi yerler . Osmanli döneminde bir lawrensle bas edemedik ,imparatorluk dagildi . Simdi yerli Lawrensleri saymazsak ,üc bin yabanci Lawrensle nasil bas edecegiz ? Üstelik bu Lawrenslerle araplar degil,yerli hainler isbirligi yapiyor .
EN GÜZEL YÜZ BIZE CIRKIN BIZ SEVERIZ TÜRK YÜZÜ
EN IYI ÖZ BIZE FENA BIZ ISTERIZ TÜRK ÖZÜ.
MILLETCE HEP ALKISLARIZ ANILDIKCA TÜRK SÖZÜ.
            TANRI TÜRK´Ü KORUSUN.

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
Erdoğan cevap verebilecek mi? CHP Konya Milletvekili Atilla Kart 2006-2007’den beri Türkiye’de önce “illegal” sonra “legal-illegal” yöntemlerle çalışan 3 bin yabancı istihbarat elemanı hakkında meclis kürsüsünde Kamu Düzeni Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’dan bilgi soruyor, Atalay da, “Ben de bilmiyorum” cevabı veriyor, yani; “Yok böyle bir şey” diyemiyor.
Dünkü yazımızda bu konulara değinmiştik.
Bugün kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Legal-illegal çalıştıkları zımnen kabul edilen yabancı istihbarat elemanları o kadar cüretkârlar ki Türkiye’de bazı nikâh şahitliklerinde bile bulunuyorlar. ABD Adalet Dairesi Yurtdışı Savcılık ve Eğitim Kurumu(OPDAT)’na bağlı olarak 2006 yılında ABD Ankara Büyükelçiliğinde görevlendirme yapıldığı bu birimin internet sitesinde açıklanıyor. ABD’ce görevlendirilen bu “eleman” Türk savcı ve Türk kolluk kuvvetleri ile şu konularda çalışıyor:
- Siber suçlar.
- Kara para aklamaları.
- Ceza davalarında duruşma öncesi meselenin aydınlatılması.
OPDAT yine kendi sitesinde Dışişleri Bakanlığı ile yakın ilişkiler içerisinde çalıştığı notunu düşüyor. Bu süreçte Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı Yasası ile Tanık Koruma Mevzuatı’nda değişiklikler yapılıyor ve Atilla Kart’ın iddialarına göre bu süreçten sonra Jandarma, MİT ve Emniyet yasadışı izleme yapmaya başlıyor.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart bütün bu gelişmelerle ilgi-alaka kurduğu için olsa gerek şunları merak ediyor:
- Başbakanlık Örtülü Ödeneğinde 2006 yılından itibaren gerçekleşen olağanüstü artışların sebebini...
- Erdoğan’ın 5 Kasım 2007 tarihinde ABD Başkanı Bush ile yaptığı görüşmenin kayıtlarını...
- Bu süreçte Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in, 2-3 Aralık 2010 tarihinde 24 saatliğine ABD’ye giderek ABD’li meslektaşlarıyla yaptığı 1 saatlik görüşmenin nedenini...
- Adalet Bakanı ile birlikte Bakanlık Müsteşarı Ahmet Kahraman ile 8 yargıcın da ABD’ye gidip gitmediğini...
- Adalet Bakanlığı bünyesinde ya da iştirakiyle ABD’li üst düzey yetkili hukukçularla 2005 yılından bu yana yapılan toplantı sayısını...
- Bu toplantıya, 831 yargıç ve savcının katılıp katılmadığını...
- Bu toplantılara katılan yargıç ve savcıların halen hangi mahkemelerde görev aldığını...
- Türkiye’nin toplumsal barışını etkileyen ve geçmişle yüzleşmesini sağlayacak bu soruşturma ve yargılamaların Amerikalı hukuk danışmanlarının inisiyatiflerine bırakılması Türkiye’nin egemenliği ile bağdaşır mı?
Evet, Atilla Kart bunların cevaplarını merak ediyor ve 26.04.2012 tarihinde TBMM Başkanlığına verdiği dilekçede, “yazılı cevap vermesi” talebi ile Başbakan Erdoğan’a soruyor..
Kart,“İstihbarat ve yargısı bu hale gelen bir ülkenin bağımsızlığından söz edilebilir mi” diye dert yanıyor ve Erdoğan’ın bu sorulara cevap verememesinden de ciddi endişe duyuyor..
Bakalım Erdoğan cevap verebilecek mi?..

 
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.