Gönderen Konu: SİNOP ÖĞRETMENEVİ  (Okunma sayısı 7752 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı YALNIZKURTKARAGÜLLE

  • GÖKBÖRÜ SİNOP
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1345
  • Mekanı Uçmağda!
SİNOP ÖĞRETMENEVİ
« : 18 Şubat 2013 »
Bugün Sinop'a gelen bdp'li vekillerin mahsur kaldığı yer ve önemi;

SİNOP ÖĞRETMENEVİ HAKKINDA GENEL BİLGİ
      Öğretmen evleri ve lokalleri, öğretmenlerin Bakanlık ve Merkez taşra teşkilatı personelinin sosyal ve moral ihtiyaçlarının giderilmesini, mesleki ve kültürel gelişmelerini, aileleri ve çevreleri ile olumlu ilişkiler içinde bulunmalarını sağlamak amacıyla açılması valiliklere bırakılmış olan birer kurumdur.

      Bu amaçları gerçekleştirmek düşüncesiyle başlatılan çalışmalar neticesinde Sinop merkezi, Kefevi Mahallesi Okullar Caddesi üzerinde bulunan tapunun 10 pafta, 228 ada 3 parseline kayıtlı, sivil mimarlık örneği olarak tescil edilen; 19. yüzyılın sonlarında yapılan binanın yerleşim alanı 597(Bahçe dahil 1194 Metre kare) metre kare bina öğretmen evi olarak tescil edilmiştir.

      Bina, 1299 (M.1883) tarihinde Nardeli Veysel Paşa zamanında Mekteb-i idadi (Lise ) olarak yapımına başlanmış olup Vali Ömer Şefki Paşa zamanında yapımı tamamlanarak, H.1315(M.1899) yılında hizmete açılmıştır. Ön cephesindeki kitabede “Mekteb-i idadi 1315” yazılıdır. Açılışından sonra Ortaokul (Rüştiye ) Ortaokul –Lise (Rüştiye –idadi ) ve Necati bey köy yatılı okulu olarak kısa dönem öğretime devam etmiş, daha sonra Ortaokul –Lise olarak 1972 yılına kadar hizmetini sürdürmüştür.

      Yapı Doğu Batı konumlu, dikdörtgen planlı, zeminle birlikte iki katlı, dış duvarları kesme taştan, iç bölümleri kagir, çatı ahşap olarak yapılmıştır. Dış mimari olarak oldukça sağlam biçimde günümüze kadar gelmiştir. Atatürk'ün Harf İnkılabı'nı benimsetmek amacıyla çıktığı yurt gezisinde, bahçesinde halka ders verdiği bina bu binadır. 15 Eylül 1928 deki bu olay binaya ayrı bir önem kazandırmıştır.

      1972 yılında fazla onarım gerektiğinden bina boşaltılmıştır. Zamanın Valisi Sayın Muzaffer YÜZGEÇ tarafından Atatürk'ün doğumunun 100. yılı nedeniyle Öğretmenevi olarak tahsisine karar verilmiş olup restore ettirilmiştir. 28.747.185 TL tutarında tefriş masrafı yapıldıktan sonra 02 Nisan 1983 tarihinde zamanın Başbakanı Bülent ULUSU ile Milli Eğitim Bakanı Hasan SAĞLAM tarafından 02 Nisan 1983 tarihinde Sinop Öğretmenevi olarak hizmete açılmıştır.

      Milli Eğitim Bakanlığının 15.11.1983 tarih ve 702 (57)-Büt.Yat.Şb-7889-83/57830 sayılı yazısı ile binanın Öğretmenevi olarak kullanılmasına ve tahsisine izin verilmiştir.

********

      Arkadaşlar! Bizim ahenktar, zengin lisanımız yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak ve bu lüzumu anlamak mecburiyetindeyiz.

      Şimdi sözden ziyade iş zamanıdır. Çok işler yapılmıştır ama bugün yapmaya mecbur olduğumuz son değil lâkin çok lüzumlu bir iş daha vardır: Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir. Vatandaşa, kadına erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bunu vatanperverlik ve milliyetperverlik vazifesi biliniz. Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki, bir milletin yüzde onu okuma bilir, yüzde sekseni bilmez nevidendir. Bundan insan olanlar için utanmak lâzımdır. Bu millet utanmak için yaratılmış bir millet değildir, iftihar etmek için yaratılmış, tarihini iftiharla doldurmuş bir millettir (9 Ağustos 1928 Sarayburnu]


Atatürk’ün Sinop Yatı Mektebi’nde Verdiği Yazı Dersi(15 Eylül 1928)

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=gC9vfMvtknY" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=gC9vfMvtknY</a>

      İzmir Vapuru bugün saat 14.00 de Sinop’a geldi. Reisicumhur Hazretleri maiyetindekilerle birlikte yarım saat sonra Sinop’a çıktı. Öğrencilere “Merhaba hanımlar! Merhaba evlâtlar!” diyerek gönüllerini aldı. Kız Nümune Mektebi öğrencilerinden Ziynet Hanım tarafından “Hoş geldiniz Gazi babamız” dendi ve bir buket sunuldu. Gazi buketi aldı ve öğrencinin hatırını sordu.

      Belediye Caddesini ve o sıradaki bütün evlerin balkon ve pencerelerini kale bedenlerini dolduran halkın coşkun tezahürleri arasında Hükümet Konağı’nı şereflendirdi. Bir süre Vilâyet Makamında dinlendi. Burada bütün öğrencilerin ve halkın Yatı Mektebi’nde toplanmasın istedi.

      Gazi Hazretleri Hükümetten sonra doğruca Yatı Mektebi’ne geldi. Önce okulun alt kattaki bir sınıfında imtihana başladı. Fakat sınıfın döşeme tahtaları gıcırdamaya başlayınca çökme ihtimali düşüncesi ile dışarıya bahçeye çıkılmasını emretti. Emri üzerine okulun bahçesine siyah bir yazı tahtası konuldu. Tarihi derse bahçede devam edildi. Burada memurlarıöğrencileri kadınları hiç okuma yazma bilmeyen ihtiyarları imtihan etti ve imtihan iki saat sürdü. (1)

      Bahçe içinde yazı tahtasına doğru yarım bir daire şeklinde cephe almış olan yüzlerce halkGazi’nin anlattığı “Yeni Türk Alfabesi”ni öğreniyordu.


(Yer: Sinop Yatı Mektebi)

      Gazi ilk önce Türkçe’deki “AEIİOÖUÜ” seslerinin rollerini anlattı. Bir kıraat (okuma) parçası okudu. Arkasından herkesi okuttu ve yazdırttı.

      İlk imtihan maarif ortaokul ve ilkokullar müdürlerinden başladı. Halktan öğretmenlerden ve devlet memurlarından orada bulunanların birçokları sıra ile hep bu imtihanı geçirdiler.

      Alfabe Encümeni’nin düzenlediği yeni imlâ sistemine göre “mi-mu” soru eki “Ahmet geldi-mi?” “ Kitabı okudun-mu?” şeklinde kelime ile arasına bir (-) tire konularak yazılıyordu. Fakat başta öğretmenler olduğu halde bu tarz yazılışta bir zorluk görülüyordu. Bunu hisseden Gazi Halk Fırkası Umumi Kâtibi Saffet (Arıkan) Bey’e dönerek:


      -Maarif Vekili Beyefendi’ye bir telgraf yazınız. İmlâdaki bu bağlama işareti müşkülâtı müeddi oluyor kaldırılsın. dedi.

      Dersi dinleyenler arasından biri ön sıraya geçmiş ve tam Gazi’nin karşısında yer almıştı. Bu sırada Bektaşağa köyünden bir bayanın imtihanı bitmişti ki Gazi:

      -Sen gel bakayım.

      Diyerek ön sırada ve tam karşısında duran elli yaşlarındaki arabacı Bekir Ağa’yı yazı tahtası başına çağırdı. Gazi sordu:

      -Adın ne?
      -Bekir Paşam.
      -Ne iş yaparsın?
      -Arabacıyım Paşam.
      -Okuman yazman var mı?
      -Yok Paşam senden öğrenmeye geldim.

      Bunun üzerine Gazi yazı tahtasına “A” yazdı. Bunu birkaç kelime örneği ile Bekir Ağa’ya tekrarlattı. Bundan sonra “OÖUÜ” leri tekrarlayan Bekir Ağa bu harfleri yanlışsız yazmayı da başardı.

      Bundan sonra Gazi Bekir Ağa’ya “T” yi belletti. Bekir Ağa “AO” harflerini de öğrendiği için bu sefer yazı tahtasına “AT” ve “OT” kelimelerini yanlışsız yazdı. Gazi elli yaşına kadar cahil kalmış olan bir vatandaşa da yarım saat gibi kısa bir zaman içinde yeni Türk Alfabesinin esaslarını öğretmiş oldu.

      Bekir Ağa dersi biter bitmez öğretmenine boyun eğerek teşekkürlerini sunduktan sonra “Ey millet! Gazi babamızdan…” diye bir nutuk söylemeye başlamıştı ki Gazi ona:

      -Nutku bırak al şu kitabı içindekileri iyice öğrenmeye çalış.

      Diyerek içinde yeni Türk Alfabesiyle seçme kıraat (okuma) parçalarının bulunduğu bir küçük kitap verdi. (2)

      -Eski tarz imlâyı mutlaka hatırınızdan çıkarmak lâzımdır. Buyurdu. (3)

      Gazi Sinop’ta tam iki saat süren imtihandan memnun oldu ve herkesin yeni harfleri evinde ailesi efradına hülâsa bilenlerin bilmeyenlere öğretmesi tavsiyesinde bulundu. (4)

      Reisicumhur Hazretleri ders bittikten sonra okul bahçesinde saklanmakta olan ve Rusların Sinop deniz baskınına (3 Kasım 1853) ait acıklı hatırayı tespit eden mermer kitabe ile ilgilendi. Şakir Bey kendisine kitabeyi okudu ve gerekli tarihi bilgiyi de verdi. Gazi çok memnun oldu ve yanından ayrılmamasını emir buyurdu. (5)

      Reisicumhur Hazretleri Cumhuriyet Halk Fırkası merkezini de ziyaret ederek yeni harfler ve Türk Alfabesi üzerinde görüştü. Yaya olarak baştan başa şehri dolaştı. Kahvehane ve dükkanlara uğradı. Halkla konuştu. Tabela ve levhaların yeni harflerle yazılmış bulunmasından memnun oldu.

(1) Cumhuriyet: 1565 s.1; Vakit: 17 Eylül 1928 3842 s.1; Milliyet: 17 Eylül 1928 Sayı. 833 s.15; Hakimiyeti Milliye: 17 Eylül 1928 Sayı: 2583 s.1; Ülkütaşır M. Şakir: “Atatürk İlk Alfabe Dersini Sinop’ta Vermişti” Yücel Dergisi: Cilt: XIX Sayı: 109 Kasım 1945 s.86-87
(2) Ülkütaşır: Türk Kültürü Dergisi: s.101-102
(3) Cumhuriyet: 1565 s.1
(4) Vakit: 3842 s.5
(5) Ülkütaşır: Atatürk ve Harf Devrimi 1981 s.109

Kaynak: Başöğretmen Atatürk 1919-1928 Ahmet Bekir Palazoğlu Ankara 1991 Cilt.1s.312-313

TTK.
10 EYLÜL 2022'DE UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!


Dört yanım soru, Tanrı'm
Hepsi en zoru Tanrı'm
Soruların zorundan
Soyumu koru Tanrı'm

Sen Tanrı değil misin, adını yargılatma
Sana Tanrı deyince, dinimi sorgulatma
Ya adam et bunları, ya beraber yaşatma
Kanı bozuk olanlar "Türk'üm" diyemesinler
Ve Türk'ün dik başını yere eğemesinler.

Çevrimdışı o.öcal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 556
  • TANRI DAĞINDA, UÇMAĞA VARDI...
Ynt: SİNOP ÖĞRETMENEVİ
« Yanıtla #1 : 18 Şubat 2013 »
1928 yılında ki ders de bugün ki ders de güzeldi. Sağ olasın başkanım.

UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!

Çevrimdışı YALNIZKURTKARAGÜLLE

  • GÖKBÖRÜ SİNOP
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1345
  • Mekanı Uçmağda!
Ynt: SİNOP ÖĞRETMENEVİ
« Yanıtla #2 : 18 Şubat 2013 »
Sağ olun, var olun. Sinop'un bugünkü tavrı ve kararlılığı beni çok duygulandırdı. Geleceğe daha bir şevkle bakıyorum.

TTK.
10 EYLÜL 2022'DE UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!


Dört yanım soru, Tanrı'm
Hepsi en zoru Tanrı'm
Soruların zorundan
Soyumu koru Tanrı'm

Sen Tanrı değil misin, adını yargılatma
Sana Tanrı deyince, dinimi sorgulatma
Ya adam et bunları, ya beraber yaşatma
Kanı bozuk olanlar "Türk'üm" diyemesinler
Ve Türk'ün dik başını yere eğemesinler.

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2315
  • Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Ynt: SİNOP ÖĞRETMENEVİ
« Yanıtla #3 : 18 Şubat 2013 »
1928 yılında ki ders de bugün ki ders de güzeldi. Sağ olasın başkanım.

Belli ki Sinoplular öğütlerini ocaktan, Türklüğün en büyük oğlu Gazi Başbuğ'dan, hakkıyla almışlar.

TTK.
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!