Gönderen Konu: Ya susturulacak, ya da kan kusturulacak!  (Okunma sayısı 2726 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı YALNIZKURTKARAGÜLLE

  • GÖKBÖRÜ SİNOP
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1345
  • Mekanı Uçmağda!
HABERİNİZ.COM HASAN SAMİ BOLAK YAZISIDIR.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından ilk kez hazırlanan intihar istatistiklerine göre 2012 yılında 3 bin 225 intihar vak’ası gerçekleşmiş..  Sivillerin  yanında Türk Ordusu’nda da  özellikle  astsubaylar arasında son yıllarda hayatlarına kıyanların sayısı şaşırtacak kadar çoğaldı.. Polis camiasında da öyle..  Uyuşturucu kullananlar, banka kartlarını ödeyemeyenler, işsizlikten bezmiş insanla arasında intiharlar  geometrik artışlar gösterir oldu..

     *  *  *
Son yıllarda Türkiye’yi sarsan önemli diğer olaylardan biri de fuhuşun ve boşanmaların artmasıdır..  Fuhuş ve boşanmalardan hangisi hangisinin tetikleyicisidir,  tartışılır ama neticede fuhuş da, boşanmalar da “anormal” ölçüde artış kaydetmekte..

  İstatistikler doğru ise  -sıkı durun-  boşanmaların, bir dereceye kadar zinanın nüfusa oranla en yüksek olduğu iki şehir, Kayseri ve Konya’dır.

  Zinayı suç olmaktan çıkartan Tayyib Erdoğan ve arkadaşlarının kulakları çınlasın!
 
  İntihar ve fuhşun çok yaygın olduğu bir ülkede; bir Başbakan’ın,  Türklüğü ve Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını söylemesi sessiz kabul görüyorsa;  buna karşı  söylenecek  çok şey de  yok demektir!

*  *  *
Temas etmek istediğim bir diğer önemli konu da; “İslâmi görüş” adı altında yaygınlaşması sürdürülen ve oy kaygısı ile teşvik dahi edilen “nurculuk” ve  “Nur Evleri” dir. “Nur Evleri”nin adındaki “Nur” kelimesi sizleri yanıltmasın:  Aksine karanlık bir hedef, karanlık bir çalışma metodu ve karanlık bir  “milliyet karşıtlığıdır söz konusu olan!

  O karanlık “nur evleri”nde ,  buluğa ermemiş kızlar ve erkekler;  tam bir “beyin yıkama” operasyonundan geçirilerek,  Pensilvanya’daki “CIA esiri(!)”nin emri, talimatı, tedrisatı doğrultusunda, alenen Türkiye Cumhuriyeti felsefesine aykırı (düşman demeye dilim varmıyor!) bir zihniyetle donatılmak üzere eğitiliyor; kendileri veya ailelerinin isteği değil; “ağabey” ve “ablalar”ın seçtikleri kişilerle evlendirilmeye zorlanıyor veya ikna ediliyorlar..

Toplum; kapalı, Türk-İslam  hayat felsefesinden uzak,  “vatan-ı rûy-i zemin, milleti nev-i beşer”  bir “gürüh”(sürü) olarak dizayn edilip, Türk Milleti’nin başına koca bir belâ olarak dikilsin,  isteniyor!
 
  *  *  *
Peygamber(!)liği kendinden menkul Kürt Sait; Hazret-i Muhammed’i geride bıraktıracak ölçüde propaganda malzemesi olarak kullanılıyor ve bu arada; Türk Milleti’nin istikbalini, cumhuriyetini, devletini korumak ve kollamakla görevli Türk Ordusu’nun genelkurmay başkanı ve generalleri, şu veya bu kurgularla kafeslerde tutularak; Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğine alenen kuyu kazılıyor!

  *  *  *
  Sık sık Obama ile görüşüp; Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanlığı görevini hakkıyla yerine getirmeye çalışan Tayyip Erdoğan bile, şu son zamanlarda, derenin geçildiği  sırada at değiştirilmez, kuralına aykırı olarak; kendisini oraya getirenler tarafından götürülmek isteniyor ve bu korku ile bu Başbakan’a, “Şunu yap, bunu yapma!” denebiliyorsa, bilmediğimiz, bilemediğimiz bir şeyler mi var, diye endişeye kapılıyoruz..
Erdoğan’ın; yerine getirmeye çalıştığı , “Kürt açılımı” gibi vahim bir istekten daha da önemli ne olmalı ki; o “önemli” isteği yerine getirebilecek biri aranmalı veya hazırlanmalı?
  Aranan kişinin, İngiltere Kraliçesi’ne “sadakat yemini” yeterli midir sizce?

   *  *  *
  Şırnak’ta PKK  kendi polis ordusunu kurdu ve  özel elbise ve teçhizatlı bu “gücü” meydanda teşhir edip, caddelerde de yürüttü..

  Sonradan da olsa olaydan, Vali Beyin “lütfen” haberi olmuş ve soruşturma açtırmış.  Ne de iyi etmiş.. Sevsinler senin gibisini, desem mi acep?

  Ama Devletin Valisi, “dediğim dedik, çaldığım düdük! “ diyen kellelerin olduğu bir ülkede,  kendi başına ne yapabilir ki?

  Bu, güya” Devlet politikası” ve sayın Vali de,  o politikanın bir parçası, “emir kulu”  nihayet!

    *  *  *
Sizleri bilmem ama kanaatim o ki;  şu son “Taksim Gezi Olayı; içtekilerin, “efendi”  korkularından dolayı kabul ettikleri ama iş şirazeden çıkınca engel de olamadıkları, bu arada tekmil dış güçlerin uzun zamandan beri hazırlamış ve zamanı geldiği için de yürürlüğe koymuş oldukları bir komplodur.  Ne var ki,  “eşeğini dövemeyen semerini döver” misalinde olduğu gibi; bizdekilerle-dışardakiler zaman zaman birbirlerine omuz vererek, zaman zaman da omuz vurarak bu olayı sürdürüyorlar.. Bu arada, dinli-dinsiz, donlu-donsuz; namuslu veya fahişe, solcu-sağcı… “Erdoğan’a gıcık” büyük bir kesim de bu vesile ile içini boşaltıp, ohh beee! diyor..
 
  Soğuk laf ama Türkiye bu gidişle, yakın gelecekte büyük olaylara gebe görünüyor.. 
 
Korkarım; kanlar su ile değil, kan ile yıkanacak!
 
  Ya susturulacak, ya da kan kusturulacak!



Bence de öyle olacak, çünkü; dünya tarihinde görülmemiş, yaşanmamış olayların arefesindeyiz.
TTK.
10 EYLÜL 2022'DE UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!


Dört yanım soru, Tanrı'm
Hepsi en zoru Tanrı'm
Soruların zorundan
Soyumu koru Tanrı'm

Sen Tanrı değil misin, adını yargılatma
Sana Tanrı deyince, dinimi sorgulatma
Ya adam et bunları, ya beraber yaşatma
Kanı bozuk olanlar "Türk'üm" diyemesinler
Ve Türk'ün dik başını yere eğemesinler.

Çevrimdışı giray-han

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 116
Ynt: Ya susturulacak, ya da kan kusturulacak!
« Yanıtla #1 : 27 Haziran 2013 »
Kimsenin o yazının başlarında olan olayları umursadığı yok. Şahsen ben ülkedeki insanların ne istediklerini, neyi beğenip neyi tasvip etmediklerini daha çözebilmiş değilim. Bir toplumda fazla fikir ayrılığı iyi değildir. Ama fazla fikir ayrılığı olan bir toplum şu son olaylardaki gibi bir şekilde bir araya geliyorsa, ben altında bir bit yeniği ararım. Sadece bir siyasi parti ya da başkanına duyulan bir öfke insanları bu kadar bir araya getiremez. Getirseydi zaten bu adam 50% oy alıp başa gelemezdi.
TTK.