Korkut Eken çok kızgın, çok üzgün
Her gün birkaç Mehmetçiğin, uğruna şehit düştüğü vatan toprağı
tarafından kucaklanıp bağra basıldığı şu günlerde, "Efsane Yarbay"
Sayın Korkut Eken'e bir "Nasılsınız?" deme ihtiyacı hissettim ve
sordum:
"- Komutanım neler oluyor?"
"-Hiç iyi şeyler olmuyor Hasan Bey, çok üzgünüm, çok kızgınım.
Hatırlarsanız cezaevinde gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde bu günlerin
hızla yaklaşmakta olduğunu devamlı söyler, iktidarın icraatlarına
bakıp bakıp, 'Ne yapmak istiyor bunlar!' diye dişimizi sıkar dururduk.
İşte gelinen nokta bu. Başı kodese tıkılan, kolu kanadı kırıldığı ve
halkla irtibatı koparıldığı için bırakınız icraat yapmayı, burnunu
delikten çıkarmaya cesaret edemez duruma gelmiş PKK, geri döndü.
,
Güvenlik güçlerimizi katlediyor, öğrenci servislerine saldırıyor,
İstanbul'dan Şemdinli'ye kadar eylem koyuyor. Vatandaş tedirgin,
devletin itibarı ve güvenirliliği yara almış durumda. Öfkeliyim ve çok
üzgünüm."
"- Bugünlerin geleceği hangi icraatlardan belliydi ki.."
"- İktidar PKK ve sempatizanlarına sevgi ve merhametle yaklaşırken
PKK'ya diz çökertmiş, terörün belini kırarak vatanın bölünmesini
engellemiş olanlara kaş çattı, soğuk baktı. Terörist affedilecek,
topluma kazandırılacak insan olarak görülürken terörle mücadele
edenler hesap sorulacak, toplumun dışına, mesela cezaevlerine
konulacak kişiler olarak görülmeye başlandı ve bu icraatlara da
yansıdı.
Eve Dönüş dendi af çıkartıldı, cezaevinden çıkanlar dağa,
sokağa taştı. Terörle mücadelede tecrübe kazanmış Özel Timler sanki
kötü bir şey yapmışlar gibi gözden çıkartıldı, karakollara dağıtıldı.
Şimdi tutmuşlar Bakanlar Kurulu'nda Özel Timlerin yeniden hayata
geçirmenin yollarını aramaya başlamışlar. Hayırlı olsun.
Biz daha bu kuvvetlerin dağıtılmaya başlandığında, bu tarihi bir hatadır, bu terörden bunca acı çekmiş bir devletin yapacağı iş değildir dememiş miydik?
Üzülerek, acıyla ifade ediyorum ki, Türkiye, son yıllardaki yanlış icraat ve hatalı zihniyetler yüzünden PKK ile mücadelede 15-20 yıl geriye gitmiş, onca emek zayi edilmiştir. Yazık değil mi bu
millete, yazık değil mi gencecik insanları tabutlarla baba ocağına göndermeye? Yazık değil mi vatanın yeniden bölünme endişesiyle burun buruna gelmesine?"
Komutanın ağzından çıkan her söz sanki bir şehit babasının ağzından
çıkmışçasına insanın yüreğinde bir yerleri acıtıyordu.
"- Peki" diyorum, "Terörün geri dönmesinde bölgenin olumsuz
şartlarının da bir rolü var mı?"
"- Bu tür iddialar ya cehalettendir, ya ihanetten. Hasan Bey o zaman işsiz ve aç kalan herkesin yol kesmesi, banka soyması, asker öldürmesi, sağa sola mayın döşemesi icap eder.
Söyler misin bunlar dağa çıkarken işimiz aşımız yok diye mi çıktılar, yoksa fırsat buldukça devletin iş ve aş için açtığı müesseseleri mi yakıp yıktılar?
Hastaneyi, okulu, fabrikayı yakan, öğretmeni, doktoru katleden bunlar değil mi? Bölge halkının işyerlerini kundaklayan bunlar değil mi?
AB'nin baskısı ile cezaevinden çıkartılan Zana ve arkadaşları hükümetten elektrik, yol, okul, fabrika mı istediler yoksa PKK'yla masaya oturulup siyasi çözüm üretilmesini mi? Hayır Hasan Bey, hayır.
Bunların, yani terör ağalarının, bölge halkının çocuklarını dağa gönderenlerin derdi asla ekmek değil, bunların derdi ekmekse bile, bu fitne ekmek, bölücülük ekmek.
Terörün rantını yiyen bir ayağı Ankara, bir ayağı Barzani'nin huzurunda duran bu güruh, Kürt çocuğunun eline ekmek değil tüfek veriyor, tüfek. Tüfek veriyor ki bölge cehenneme çevrilsin, yani yatırım yapılmasın.
Böylece onlara sürekli istismar edebilecekleri, yani saltanatlarını, terör ağalığı üzerinden kazandıkları 'önderlik' ve 'kariyer'lerini sürdürebilecekleri bir ortam bulunsun. Kürt çocuğunun eline tüfek verip Türkleri ve Kürtleri katlettiren bu insanların tuzağına düşülmemeli, devlet devlet olduğunu idrak etmeli, cümlesine haddi bildirilmeli..
Çünkü bu had bildirilmeden bölgede ekmek değil kurşun yenir, su değil gözyaşı içilir. Kimse yanan mahalleye işyeri açmaz, işyeri açılmasını isteyenler de mahalleyi yakmaz, yatırım yapanı kurşunlamaz.."
Türkiye'ye, "PKK ile mücadele için Irak'ın kuzeyine değil, İsrail'i Hizbullah saldırılarından korumak için Lübnan'ın güneyine git" akıllarının verildiği şu günlerde, Efsane Yarbay Korkut Eken'le, her
gün birkaç şehide mal olan PKK terörünün yeniden hortlamasını konuştuk.
Hasan Demir
SON DAKİKA (7 Eylül 2006..11.36)
Nöbet değişiminde pusu: 1 şehit
Siirt'in Eruh İlçesi'ndeki vatani görevine bir hafta önce başlayan 20 yaşındaki er Ali Balıkçı, nöbet değişimi sırasında teröristlerin açtığı ateş sonucu şehit oldu.
Tek oğullarının ölüm haberiyle şok geçirip sakinleştirici iğnelerle uyutulan anne ve baba adına açıklama yapan şehidin halası Necla Dağlı, yeğeninin şehit olmasına tepkisini, “Başbakan askerliğin yatma yeri olmadığını, yatılmadığını görsün. Bakın oğlumuz şehit oldu” dedi. Şehidin eniştesi Halil Bayraktar ise, “Vatan sağolsun' diyoruz. Oğlumuzun alın yazısı böyleymiş” dedi.
ZEYBEKLER BİR ŞEHİT DAHA VERDİ..RUHU ŞAD OLSUN..
TANRI TÜRKÜ KORUSUN