İzmir’de, Ertuğrul Gür tarafından 10 yıldır organize edilen, aydın ve ilerici iş ve siyaset insanlarının katılımıyla gerçekleşen “Karşıyaka Toplantıları”nın bu ayki konuğu Dokuz Eylül Üniversitesi RektörüProf. Dr. Emin Alıcı’ydı. Alıcı, “Değişen Dünya Koşullarında Türkiye’nin Konumu” üzerine bir konuşma yaptı. İşte Alıcı’nın toplantıda söylediği, ama sonradan ‘söylemedim’ dediği ‘incilerden’ satırbaşları...
* Fatih Sultan Mehmet çok iyi yetişmiştir, felsefe, tarih, yabancı diller bilir. Ne yazık ki ülkenin akıl ve bilimle değil de din yoluyla yönetilmesi tercihini yaparak, hem Osmanlı’nın kaderini, hem de dünyanın tarihini değiştirmiştir.
* Osmanlı’nın kovduğu akıl ve bilim Avrupa’da gelişti. 1450’li yıllarda matbaa bulundu ve hızla Avrupa’da yayıldı. Biz, bulunduktan 230 hatta 250 yıl sonra matbaayı kullanabildik.
* Yasaklar nedeniyle Müslüman halk matbaayı kullanamıyor. Fakat bu sürede Anadolu’da matbaayı kullanan birileri var. Çünkü Padişah diyor ki matbaa Müslümanlar için haram, ama Müslüman olmayanlar için helal. Kim kullanabilir? Museviler kullanabilir, başka Müslüman olmayan kim varsa hepsi, kullanabilir.
* Keşke o zaman Anadolu Müslüman olmasaydı. Ve arkadaşlar Anadolu’da Müslüman olmayanlar insanlarda okuma yazma süratle çoğalıyor ama Müslüman olan Anadolu halkı okuma yazmada nasibini alamıyor. Cumhuriyet kurulduğu zaman Anadolu’daki okuma yazma bilen kadın sayısı bin değil, biliyor musunuz arkadaşlar?
* Atatürk’ün ölümünden sonra Amerika ve İngiltere gibi ülkelerin etkisiyle yapılan hatalar sonucu 12 Eylül’e gelindi. Amerika’nın öz evlatlarından birisi başbakanımız oldu ve o günden sonra borçlanma katlanarak devam etti. 1982’ye kadar Türkiye’nin dış borç miktarı 13 milyar dolardı. 1982’den günümüze olan borçlanma miktarımız 370 milyar dolar ve bunun üçte biri son 4 yılda gerçekleşti.
* Amerika en son 3 Kasım’da kökten dinci bir grubu başa getirerek yine istediği iktidarı sağladı. 4 Kasım’da Genelkurmay başkanı Amerika’ya çağrılır, neler yapacağı söylenir ve artık Türkiye, Türkiye olmuştur.
* Türkiye son iktidarla uzatmaları oynuyor, hak kavramı kalktı, ulufe kavramı geldi. Demokratik işbirliği içinde ortak karar verilmelidir. Bugün karar verirsek 20 senede kurtulabiliriz. Dünyada ne kadar vatan haini varsa sanki ülkemizde toplanmış.
* Cumhurbaşkanının yerine “doğru düzgün bir adam” gelmezse kötü olacak. Adamın beyninin açık olması gerekir, hanımının başı açık-kapalı olmuş önemli değil. Genel seçimleri ölüm pahasına almak zorundasınız. Bunu başaramazsanız torunlarınızdan utanacaksınız, başınızı öne eğeceksiniz. Aklın ve bilimin yolu kazanmalıdır seçimi.
Rektör ‘normal bir insan söylemez’ dedi ama...
Yazı İşlerinin toplantı masasında, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Emin Alıcı’nın ”Matbaanın bulunduğu yıllarda keşke Anadolu Müslüman olmasaydı “ sözü şok etkisi yaptı. Her ne kadar Halıcı’nın ’Karşıyaka Toplantıları’ndaki konuşması çok tartışılacak başka ifadeler içeriyorsa da ”Keşke Anadolu Müslüman olmasaydı“ sözü, masadakileri ”bir hata yapmayalım“ endişesine sevkedecek kadar dikkat çekiciydi.
Yazı İşleri Koordinatörü Atilla Güner, ANKA Ajansı’nın yönetimine ulaştı ve Prof.Dr. Emin Alıcı’nın konuşmasının ”ses kaydı“ bulunduğunu ve haber metninde maddi bir hata olmadığını öğrendi. Bu kez Yazı İşleri Müdürü Barlas Yurtsever, Alıcı’ya ulaşarak ”Keşke Anadolu Müslüman olmasaydı“ sözünün kendisine ait olup olmadığını sordu. Rektörün yanıtı şuydu: ”Bu söz kesinlikle bana ait değil. Normal bir insan, aklı başında bir insan bu sözü söylemez. Söyleseydim, önce toplantıdakiler bana tepki gösterirdi.”
Alıcı, “Ajans, konuşmanızı kayda almış, bu cümleyi kullandığınızı söylüyor ve haberinde ısrar ediyor” hatırlatmasına ise şu karşılığı verdi: “Hani kuru iftira derler ya, iftiranın çifte kavrulmuş kurusu. Oradaki muhabir not alıyordu, ses kaydı almadı.”
AMA SES KAYDI VAR
Çaresiz, tekrar ANKA yönetimine döndük. Atilla Güner, bu kez ses kaydının bize dinletilmesini ve ayrıca elektronik posta yoluyla ulaştırılmasını istedi. Bu talebimize karşılık ANKA muhabiri Atilla Güner’i arayarak, Alıcı’nın konuşmasında tartışılan sözlerin ses kaydını dinletti. Halıcı’nın bu sözleri söylediği anlaşılınca Yazıişleri, “Olmadı Rektör Bey” başlığıyla bu haberi sunmaya karar verdi.
PAPA ETKİSİ GÖSTERİR
Rektör daha sonra Barlas Yurtsever’i birkaç kez arayarak, bu sözü kendisinin değil, bir başkasının söylediğini ileri sürdü. Ancak, toplantıyı düzenleyen Ertuğrul Gür ve toplantıya katılan Dr.Hülya Güven bu kişinin kim olduğunu hatırlayamadı. Halıcı’nın son değerlendirmesi şöyle oldu: ”Ben Hıristiyanım ve bu sözler Papa’nın Müslümanlar’a sarfettiği sözler kadar etkili olur ve sonuçları da benim için çok kötü olur.”
Vatan Gazetesi