Bozkurt42'nin bahsetiiği "Yakın Hedef", Üç Oklu Börü ağabeğimiz ise "Uzak Hedef" den bahsetmiş ki asıl amaç Uzak Hedef olan İsrail'in geleceğini sorunsuz bir şekilde garanti altına almak, İran'nın Şii eksenli yayılmacı politikasının önüne geçip birer uydu devletleri haline gelen Arap devletlerinin kontrolünü sağlamlaştırmak.
Tesadüfi olduğunu düşünmüyorsunuzdur sanırım, haritası cetvelle çizilmiş ülkelerin sözde demokrasi adına bazılarında bahar varken diğerleri hâlâ kışı yaşamakta.
Buradaki kilit devlet tabii ki Lüban. Hali hazırda anayasası bile karma karışık olan zengin ve fakirlerin uç noktalarda yaşadığı, mülteci kamplarında sözde kan kardeşleri Filistinlileri insan yerine koymayan, Beyrut'un güneyi olmak üzere ülkenin yarısını Hizbullah'ın kontrol ettiği dolasıyla İran'ın ciddi etkisi olduğu, doğusu olan Suriye ile ciddi ekonomik ilişkileri (Şii=Hizbullah=Esad=İran=== v.bbb) olan,
ciddi Hristiyan Arap nüfusunun bulunduğu hava fişek atsan problem çıkacak bir nokta.
Yani bulunmaz Hint kumaşı. Bir nokta da düzen sağlarsanız istediklerinize kolayca ulaşamayabilirsiniz. Bunun en güzel örnekleri Afrika kabile devletleridir. Keşmirdir. Irak'tır, Suriye'dir..... . . . . .
Sözde müslüman coğrafyası bu örneklerle doludur. Ağabeğimiz dediği gibi kader değil kurgu...
Burda bizim çıkarımız ne ise o olması gerekir. Deniz Kuvvetleri şuan %70-%80 yerli imkânlarla hareket etmekte. Tersi olsa yaşama imkanımız var mıdır Doğu Akdeniz'de, Ege'de...
Lübnan'da çıkarımız ne ise orda olmalıyız. Bakın Fransa, işi gücü yok bizi takip ediyor. Fransa derin devleti önüne fino köpeği Macron'u katmış bizim ciddi ciddi önümüze geçmeye çalışıyor. Allah'tan Macron'un uluslararası vizyonu sıfır.