Gönderen Konu: JAPONYA�NIN ORTA ASYA HAMLESİ  (Okunma sayısı 3547 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Kaskay_Babek

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 40
JAPONYA�NIN ORTA ASYA HAMLESİ
« : 07 Temmuz 2007 »
Japon Başbakan Junichiro Koizumi 4 günlük Orta Asya ziyaretine 28 Ağustos tarihinde Kazakistan�dan başlamıştır. Koizumi�nin Kazakistan�dan sonra ikinci durağı Özbekistan olmuştur. Orta Asya�nın enerji kaynakları Çin ve Rusya�dan sonra enerji kaynağı fakiri Japonya�nın da iştahını kabartmıştır.

 

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip olan Japonya enerji güvenliği konusunu masaya yatırmıştır. İthal ettiği petrolün % 87�sini Ortadoğu�dan sağlayan Japonya için Orta Asya enerji kaynakları büyük öneme sahiptir. Ancak bugün Orta Asya�da büyük oranda Çin ve Rus hakimiyeti izlenmektedir. Çin, özellikle Kazakistan petrolüyle yakından ilgilenirken Rusya, Türkmenistan ve Özbekistan�ın doğal gaz ihracatından büyük karlar elde etmektedir. ABD de bölgedeki etkinliğini yeniden kazanmaya çalışırken Japonya�nın Orta Asya�da bırakabileceği etki merak konusudur.

 

Daha önce belirtildiği üzere Koizumi�nin ilk durağı Kazakistan olmuştur. Kazakistan özellikle petrol rezervleriyle Orta Asya�da öne çıkmaktadır. Söz konusu petrole en çok ilgiyi gösteren ülke olarak Çin dikkat çekmektedir. Kazakistan mayıs ayından itibaren Çin�e petrol boru hattı vasıtasıyla petrol ihraç etmektedir. Çin� e yaptığı yıllık petrol ihracı şu an 10 milyon ton olan Kazakistan�ın bu rakamı 2010 tarihinde ikiye katlaması beklenmektedir. Kazakistan�da faaliyet gösteren petrol şirketi Petrolkazakh�ı da Çinli firmalar satın almıştır. Başka bir deyişle Çin Kazak petrolü üzerinde başrole sahip bir aktör olarak sivrilmektedir. Çin Şangay İşbirliği Örgütü vasıtasıyla da bölgedeki ekonomik iş birliğini güçlendirmektedir. ŞİÖ, ekonomik iş birliği dışında siyasi ve askeri alanlarda da çalışmaktadır. Geçtiğimiz günlerde ŞİÖ bünyesinde Çin ve Kazakistan bir askeri tatbikat düzenlemiştirler. Japonya�nın öncülük ettiği Orta Asya artı Japonya görüşmeleri Şangay İşbirliği Örgütü�nün yanında güçsüz bir oluşum olarak göze çarpmaktadır. Kısacası Çin-Kazakistan ilişkileri hem ekonomik hem de siyasi olarak çok iyi bir dönemdedir.

 

Japonya�nın böyle bir durum söz konusuyken Kazakistan�da oluşturabileceği etki alanı tartışma konusudur. Çin�in Kazakistan�daki etkisini bir yana bıraktığımız takdirde bile coğrafi zorluklar nedeniyle Japonya�nın Kazakistan�dan petrol ihraç etmesi masraflı olacaktır. Ancak Japonya�nın Kazakistan konusunda hem Çin�e hem de Rusya�ya karşı bir avantajı bulunmaktadır. Japonya, ABD ve Fransa�dan sonra dünyadaki üçüncü büyük nükleer enerji üreticisidir[1]. Japonya tükettiği enerjinin %30�unu nükleer enerjiden sağlamaktadır. Kazakistan ise dünyadaki ikinci büyük uranyum rezervine sahiptir. Dünyada belirlenmiş uranyum rezervlerinin % 17�si Kazakistan�da bulunmaktadır[2]. Bazı kaynaklara göre ise Kazakistan uranyum rezervlerine göre dünyada ilk sıradadır. Rezervler bu kadar büyük olmasına rağmen şu an atıl durumdadır. Nükleer enerji konusunda Çin, Japonya kadar gelişmiş değildir. Çin hala enerjisinin büyük bir bölümünü petrol ve kömürden elde etmektedir. Çin nükleer enerjinin önemini anlamıştır ve Çin�de 8 adet yeni nükleer santral yapımı sürmektedir. Ancak Çin diğer önemli uranyum zengini olan Avustralya�yla uranyum anlaşması yapmıştır. Başka bir deyişle Çin uranyum ihtiyacını Avustralya�dan karşılayacaktır. Bu durumda Kazakistan�ın atıl uranyum kaynakları Japonya için önemli bir fırsattır. Koizumi Nursultan Nazarbayev�le uranyum konusunda çeşitli anlaşmalar imzalamıştır. Japonya, Çin�in petrol yarışındaki yerini uranyum vasıtasıyla dengelemek isteyecektir.

 

Koizumi�nin ikinci durağı ise Özbekistan olmuştur. Bilindiği üzere Özbekistan zengin doğal gaz yataklarına sahiptir. Japonya�nın amacı Afganistan üzerinde Hint Okyanusu�na inecek bir boru hattı vasıtasıyla Özbekistan�dan doğal gaz ithal etmektir. Aynı rota üzerindeki bir petrol boru hattı vasıtasıyla Kazakistan�dan petrol de alınabilir. Ancak ABD�nin de desteklediği bu projeler şu an için sadece proje boyutunda kalmaktadır. Boru hattının izleyeceği güzergahın siyasi istikrar açısından sorunlu bir bölge olması projenin hayata geçmesini zorlaştırmaktadır. Bunun yanı sıra Özbekistan�ın uluslararası arenadaki yeri Japonya�nın Özbekistan�da etkili olmasını engelleyebilir. Bilindiği üzere 2005 Mayıs ayında Andican�da gerçekleşen ayaklanmaları Özbek polisi kanlı bir şekilde bastırmış ve bu olay Özbekistan�ın batılı ülkelerle arasını açmıştı. Ardından Özbekistan; Çin ve Rusya�ya yakınlaşmış, ülkedeki ABD askeri üssü kapatılmıştı. Bugün Özbekistan hem Rusya hem de Çin�le iç güvenlik konusunda çok iyi ilişkilere sahiptir ve bölgenin bu iki büyük gücü Kerimov rejimini kendi iç güvenliklerini de ön planda tutarak desteklemektedir. ABD müttefiki Japonya�nın Kerimov hükümetiyle nasıl bir ilişki kuracağı tartışma konusudur. Koizumi Kerimov�la gerçekleştirdiği görüşmede insan hakları konusunu masaya yatırmış ve batının kaygılarını dile getirmiştir.  Ancak sırtını Rusya ve Çin�e dayayan Kerimov�un bu tavsiyelere ne kadar ilgi göstereceği merak konusudur.

 

Özetlemek gerekirse Koizumi�nin Kazakistan ve Özbekistan�a gerçekleştirdiği ziyaretler Japonya�nın enerji güvenliğini sağlamak için uygulamaya koyduğu politika içerisinde attığı somut adımlardır. Kazakistan petrolü konusunda Japonya�nın Çin�le yarışması zor gözükmektedir. Çin�in Kazakistan�daki petrol yatırımı büyük boyutlardadır ve Çin petrol sevkiyatı konusunda Japonya�ya karşı coğrafi avantaja sahiptir. Ancak Kazakistan�ın kullanılmayan uranyum rezervleri Japonya için büyük bir nimettir. Söz konusu uranyum kaynakları üzerinde Japonya şu anki en büyük ithalatçı adayıdır. Japonya�nın Özbekistan�dan doğal gaz ihracı ise siyasi nedenlere takılabilir. Batıyla arası iyi olmayan ve bugün itibarıyla ŞİÖ�nün sadık bir üyesi olan Özbekistan, batı müttefiki Japonya�yla doğal gaz ticareti konusunda sorunlar yaşayabilir. Afganistan�dan Hint Okyanusu�na açılacak boru hattı projesi de şu an için projeden öteye gidememektedir.

 

Japonya�nın Orta Asya�da etkinlik sağlayabilmesi çok kolay değildir. Bunun en büyük nedeni bölgedeki Çin ve Rusya hakimiyetidir. Ancak Japonya, nükleer enerjisi üretimini de hesaba katarsak, uranyum ticareti sayesinde bölgeye girebilir. Japonya bölgeye enerji kaynaklarının ticareti çerçevesinde bakarsa başarılı olacaktır. Ancak stratejik emeller de işin içine girerse Japonya�nın işi zordur. Emekli bir Japon büyükelçisi Japonya�nın durumunu özetlemektedir: �Kazakistan ve Özbekistan, Çin ve Rusya için stratejik öneme sahip ülkelerdir; ancak Japonya�nın bölgede sesinin olabilmesi önemlidir.�[3] Japonya�nın bölgede sesi olabilir; ancak bu sesi ne kadar yükseltebileceği belirsizdir.

Oğuzhan Mutluer  31.08.2006

ALINTI

Bu hamlelerle ilgilenen başka bir inglizce sanal sitesi var. Orda o görüşmelerin asıl protokolleri bula bilirsiniz! Onları iyice gözünüzün önünden geçirin! Ben tamamıyla okudum ve kısacasi bunu söylemeliyim ortak bir pazar ve orta asya(türkistan)nın devletleri yakinlaştirma(misal sanayi alanda bir birleştirme) hedefleri var.
http://www.mofa.go.jp/region/europe/dialogue/press0408.html
Bir ayağı okyanusta, Öbür ayağı Hazar'da olan dev,
Mete Han'ın ta kendisiydi. Çin duvarında yankılanan ses
Onun askerinin sesiydi:
Üze tengri temür çıda, oklar birle bir bulut,
Başbuğumuz Tanrıkut'tur Tanrıkut'tur Tanrıkut !