Gönderen Konu: ülküdaşlarım kafama takıldı.  (Okunma sayısı 5037 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Turanii

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 21
ülküdaşlarım kafama takıldı.
« : 08 Temmuz 2007 »
Moğollar'ın Türk olup olmadığı hakkında çok söylenti var. ben Türk olmadıklarını sadece yerleşik yaşam tarzı süren Uygurlar'dan etkilendiklerini biliyorum. bana yardımcı olursanız sevinirim...
Tanrı Türk'ü korusun. Bedenim ve ruhum tammen Türk'tür. beni Türk olarak yaradan Tanrı'ya şükür olsun...

BASKURT

  • Ziyaretçi
Ynt: ülküdaşlarım kafama takıldı.
« Yanıtla #1 : 08 Temmuz 2007 »
Moğullar Türk'tür;
Tarihte çok fazla görülmüştür Türk'ün Türk ile savaştığı ve yıktığı

Moğol devleti yıkıldıktan sonra ortaya 3 tane Türk boyu ortaya çıkmıştır.

Bu da Türk olduklarını ispatlıyor zaten...


Çevrimdışı Turanii

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 21
Ynt: ülküdaşlarım kafama takıldı.
« Yanıtla #2 : 08 Temmuz 2007 »
kandaşım yemin ederim inanılmazsın Tanrı seni ve tüm Türk kandaşlarımı korusun... bu kadar hızlı cevap alabileceğimi bilmiyordum. sağol
Tanrı Türk'ü korusun. Bedenim ve ruhum tammen Türk'tür. beni Türk olarak yaradan Tanrı'ya şükür olsun...

alper_bozkurd

  • Ziyaretçi
Ynt: ülküdaşlarım kafama takıldı.
« Yanıtla #3 : 18 Temmuz 2007 »
Irkdaşım moğollarla akrabayız. Şöyleki Altay zümresi içinde Türk, Moğol ve mançular vardır. Çengiz Hanın soyu da Yüce Tanrı tarafından kut ile yaratılmış Börte-çino (boz kurt) idi; eşi ise Güzel Maral (Alageyik)” tir. Sanırım sana bazı şeyleri hatırlatmıştır. Moğol tarihi tıpkı Türk tarihine benzer.Tarihçi Reşideddin tarafından toplanmış olan Oğuz Destanı’nda da bu görüş tekrarlanır. Reşideddin’deki Oğuz Destanı’na göre Oğuz’un amca oğulları Oğuz evlâdından ve Türkistan’dan ayrılır, doğuya gider ve orada Moğol olurlar. Diğer bir deyişle, hem Moğolların Gizli Tarihi’nde hem Reşideddin’de Türk ve Moğolların tarihlerinin birbirinden keskin hatlarla ayrılamayacağı vurgulanmış olur. Gerçekten de tarihin daha önceki devirlerine boy ve toplulukları bugünkü “milliyet” anlayışımız çerçevesinde birbirinden ayırmak zordur. Bu erken devirlerde daha Moğol adı bile yoktur. Moğol adı bir siyasi birliğin adı olarak, 12. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Atsız Atamız bir makalesinde bu konuya şöyle bir yaklaşımda bulunmuştur;"Nitekim, Çingiz Han Moğollaşmış bir Türk’tü. Aksak Temür ise, Türkleşmiş bir Moğoldu".


Çevrimdışı Kayserili_Türkmen

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 19
Ynt: ülküdaşlarım kafama takıldı.
« Yanıtla #4 : 20 Temmuz 2007 »
Kandaşlarım ben de bişey merak ettim: Avşarlar hangi Türk boyundan geliyor?
ABDULLAH GÜL, KAYSERİLİ DEĞİLDİR.SİİRT GÖÇMENİ VE ARAP KÖKENLİDİR...

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2181
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Ynt: ülküdaşlarım kafama takıldı.
« Yanıtla #5 : 20 Temmuz 2007 »
 Avşar boyu (daha ziyade İran coğrafyasında, Afşar şeklinde de yazılır) Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuz  Türklerinin 24 boyundan biridir. Bu boyların Bozoklar kolundan (sağ kolundan) Oğuz Kağan'ın oğlu Yıldız Han'ın soyundan geldikleri kabul edilir. Avşar, Yıldız Han'ın bir oğludur.

 Türklerin tarihi coğrafyası içinde pek çok yer bu ismi taşımaktadır. Ayrıca yaygın bir soyadı olarak günümüze kadar gelmiştir. Günümüzde yerleşik olmalarına rağmen, bir kısmı, adetlerini halen devam ettirmektedirler. Bugün Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine bağlı bir kısım köyler ile, aynı ilçenin Pazarören beldesi ve bu belde çevresindeki köylerinden pek çoğu, Kayseri ilçesi ve Tomarza’nın Toklar beldesi çevresindeki köylerin yarıdan fazlası, Avşarlara aittir. Ayrıca Adana’ya bağlı Mağara ilçesi köylerinden Ayvad ve Ağdaşalanı köyleri de, Avşarlar tarafından iskân edildiği gibi, Çukurova’da mevcut bazı Avşar köylerinden başka, Kastamonu, Bolu, Muğla, Denizli, Isparta ve Antalya yörelerinde pek çok Avşar köy adına rastlanır.

 Malazgirt Savaşı'ndan sonra, Anadolu’ya Türkmenlerle beraber göç eden Avşarlar, Anadolu Selçuklu Devleti’nin uç bölgelerine yerleştirilmişlerdi. Genel olarak, Anadolu’da yerleşim yerleri arasında Avşar adı, Kayılardan sonra ikinci sırada gelmektedir. Bu yer adları, Avşarların, Anadolu coğrafyasının fetih ve iskanında Kayılar ve Kınıklar gibi birinci derecede rol oynadıklarını göstermektedir.

Avşarlar Türk tarihinin farklı aşamalarında kendilerinden söz ettirmişlerdir. Bu aşamalar aşağıdaki maddelerde toplanabilir.

    * Büyük Selçuklu Devleti'nin bölünerek zayıflamasından sonra, 12. yüzyılın ilk yarısında bir süre bağımsız, bir süre de Irak Selçuklularına bağlı şekilde sürdürdükleri beylik.

 Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluşundan önce, diğer Oğuz boyları ile beraber Avşarlar da Kıpçak Çölünde yaşarlardı. 1135-1136 yıllarında, reisleri Arslanoğlu Yakup Bey kumandasında güneye inerek Huzistan’a yerleştiler. Yakup Bey’den sonra Avşarların başına Küşdoğanoğlu Aydoğdu geçti. Şumla lakabıyla anılan bu bey, Büyük Selçuklu Devleti’nin zayıflamasından faydalanarak, Huzistan’da Selçuklu hakimiyetine son verdi ise de, 1159’da Irak Selçuklu Devleti sultanı Melikşah gelerek tekrar Huzistan’a hakim oldu. Bu devrede, Şumla da Melikşah’ın hizmetine girdi. 1194 yılında, Abbasi halifesi En-Nasır li-Dinillah, veziri İbn-ül-Kassab kumandasında Huzistan bölgesine bir ordu gönderdi. İbn-ül-Kassab, Huzistan’ın başşehri Tuster’i ve birçok kaleleri zaptettikten sonra, Şumla’nın ailesini ve çocuklarını toplayıp Bağdat’a götürdü. Böylece Huzistan’daki, Avşar Şumla ve oğullarının hakimiyeti sona erip, ülke, halifenin topraklarına katıldı.

    * Çeşitli kaynaklar, Karamanoğulları Beyliğini kuran ailenin, Avşar boyuna mensup olduğu belirtmektedir.

    * Germiyanoğulları Beyliği Avşar boyundandır.

    * İran tarihi ve dolaylı şekilde de Osmanlı tarihi üzerinde önemli rol oynayan Avşarlar ise Anadolu’ya 13. yüzyılda göç edenlerdir.

 Bu ikinci göç hareketi sırasında Anadolu’ya gelen Avşarların bir bölümü, daha sonra Akkoyunlu Devleti'nin kuzeybatı İran’ı ele geçirmesi üzerine, Mansur Bey önderliğinde İran’a giderek Huzistan’a yerleşmiştir. Anadolu’da kalanlar ise; daha çok Malatya ve Doğu Anadolu’da bulunuyorlardı.

Kalanlardan büyük bir bölümü, Osmanlı Devleti ile Anadolu Türklüğü arasında büyük bir mücadeleye ve Türklerin Anadolu'dan kısmi bir tersine göç hareketine sahne olan ve 16. yüzyılın başlarında yine İran’a göçerek Urmiye’den Herat’a kadar olan geniş bir bölgede yerleşmişlerdir. Safevi hükümdarı I. Şah İsmail bu Avşarları özellikle Horasan sınırını korumakla görevlendirmiştir. Daha sonra, 1736'da Nadir Şah bu Avşar boyları ile Afşarlar hanedanını kurmuştur.

 İran Afşarları; Mansur Bey Afşarları, İmanlu Afşarları, Alplu Afşarları, Usalu Afşarları, Eberlu Afşarları olmak üzere, başlıca beş büyük obaya ayrılmaktaydı.

 Safeviler'in zayıfladığı bir dönemde, Afşarların lideri Nadir; Afşar, Celayir ve diğer Türkmenleri etrafında toplamış ve Şah II. Tahmasp’ın hizmetine girmiştir. İran topraklarından Afganları çıkarınca, nüfuzu artmış, II. Tahmasp’ı tahttan indirerek yerine III. Abbas’ı şah yapmiştır. Kendisini de saltanat vekilliğine getirmiştir. 1736’da da kendi şahlığını ilan etmiştir. 1737’de Hindistan seferine çıkarak Delhi’ye kadar ilerlemiştir. Bir suikasttan sonra, idareyi sertleştiren Nadir Şah, Afşar ve Kaçar Beyleri tarafından öldürülmüştür. Horasan’ı yöneten torunu Şahruh’un ölümünden sonra, İran'da Avşar egemenliği sona ermiştir.

 İran Afşarları, günümüzde, Urmiye gölünün kuzey batısında Hemedan, Kirmanşah, Nişabur, Kerman’ın güneyinde dağınık halde yaşamaktadırlar.

 Avşarlar, nihayet, 18. yüzyıl ve 19. yüzyılda ve özellikle Anadolu'nun güney bölgelerinde Osmanlı Devleti'nin iskan politikasına karşı Dadaloğlu tarafından ölümsüzleştirilmiş direnişleri ile de kendilerinden söz ettirmişlerdir.

 Kaşgarlı Mahmut, 24 Oğuz boyu içinde Avşarı da sayarken "işlerini çabuk yapan" anlamına geldiğini belirtir. Reşideddin'e göre Avşar, "ava hevesli" anlamına gelmektedir. Ayrıca "Avşar" kelimesi kuş ile avlanan anlamında kullanılmıştır.

 Avşarlar, Orta Asyada iken, Dede Korkut destanlarında Oğuzeli diye geçen Sir-Derya bölgesinde yaşamışlardı. Büyük göç ile birlikte Huzistan, Horasan yoluyla, bir grup da Irak, Suriye yoluyla Anadolu'ya gelmişler, bu arada İran, Irak Suriye, Afganistan ve Azerbaycan'a da yayılmışlardır. Avşarlar, Oğuz'un öteki torunları Kınıklar ve Kayılar gibi devlet kurmuş, büyük hükümdarlar ve sülaleler yetiştirmişlerdir. Karamanoğulları, Akkoyunlular, Aksungurlular, Özeroğulları, Küçük Ali Oğulları ve Kozanoğulları gibi, Avşarlardan kurulu, ya da onların güçlü desteği ile yaşamış sülaleler de bulunmaktadır.

İslamiyet'in kabulü ile birlikte özellikle Gazneli Mahmut zamanında Oğuzlar'a Türkmen denmeye başlanmıştır. Türkmen, müslüman olan göçebe Oğuzlar'ın ikinci adıdır.

 Anadolu Avşarları'nı iki gruba ayırmak mümkündür. Birinci grup, Selçuklular zamanından itibaren Anadolu'nun çeşitli illerine dağılmış, çok eskiden yerleşik hayata geçmiş olan gruptur. Germiyanoğlulları, Karamanoğulları gibi.

 İkinci grup ise, 1865 yılına kadar, güney Anadolu'da göçebe hayat sürmekte iken, bu tarihten sonra yerleşik hayata geçen Avşarlardır.

Alıntı: http://tr.wikipedia.org/wiki/Av%C5%9Far_boyu

23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı Kayserili_Türkmen

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 19
Ynt: ülküdaşlarım kafama takıldı.
« Yanıtla #6 : 20 Temmuz 2007 »
Sağol kandaşım verdiğin bilgiler için.Ben ana tarafından avşarım da o yüzden sordum.
ABDULLAH GÜL, KAYSERİLİ DEĞİLDİR.SİİRT GÖÇMENİ VE ARAP KÖKENLİDİR...