Gönderen Konu: Nihâl Atsız'ın İslam hakkındaki düşünceleri  (Okunma sayısı 58098 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2315
  • Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!

Dini duyguları hassas olan toplumumuzda, müslüman mahallesinde salyangoz satıcısı yaftası yememek için bundan sonra din konusunda pozitif ya da negatif herhangi bir paylaşımda bulunmama kararı aldım.


Bu başlık altında yazılanları okudum. Hatta bazı kandaşlarımızın ifadeleri ve eklediği alıntılar beni rahatsız da etti. Neyse ki aklın yolu birdir denir ya işte kullandığımız aklımız bizi de ortak doğruda buluşturmuş ve can sıkıcı bir sonuca varmaktan kurtarmıştır.
Bizler Tanrı kısmet etti Türkçülüğü, bir kaç özverili Türk evladıyla bir araya gelerek kurduğumuz, Gökbörü Türkçüler Derneği sayesinde sırf sanal bir hareket olmaktan, bir nebzecik de olsa, kurtardık.
Bu sözlerimizi nefsimize pay çıkarmak ve benlik yapmak için yazmıyorum. Ki zaten bizi tanıyanlar böyle bir şey yapmayacağımızı da bilirler.
Bir millet için devletsizlik ne ise; belirsizlik, geçmişteki kırk küsur yıllık başsızlık yani örgütsüzlük ve kurumsal bir kimlikten yoksun olmak da Türkçülük için o demektir.
Gökbörü Türkçüler Derneği Türkçülüğün bu pür melal haline ve perişanlığına bir nebzecik de olsa ilaç olmuş bir yapılanmadır. Bu yapılanma bize; geçmişte sanal olarak var olan ve kalemiyle bir günde üç Kür Şad isyanı yapıp bir kez de Turan'ı kuran nice kişilerin gerçek hayatta birer hiç olduklarını ve hatta iş gerçeğe dökülünce bunların ortalıkta bile görülmedikleri gerçeğini göstermiştir. Ve işin daha da acısı mı diyelim gülüncü mü diyelim sanalda sırf birisi, Türkçülüğün adap ve erkânını bilmemekten dolayı, arapça selam verdi diye o kişiyi yerden yere vuran kişilerin gündelik yaşamlarında arapça selam vermeyi ve almayı bilinçaltı alışkanlık dediğimiz alışkanlık yapıp akıcı olarak kullandığını ve hatta sanalda sergilediği dine mesafeli duruşunun tam aksine dine ait sözler ve davranışlarında her haliyle yansıdığına bile tanık olduk. Aynı şekilde milleti dövüşe, kavgaya ve sokaklara davet eden zevatın yüzde doksandokuzunu ortalıkta hiç görmediğimiz gibi gördüğümüz yüzde birlik kesiminde tavşan yürekli birer ödlekler olduklarını yani bir kelebeği bile yakalamaktan aciz zavallılar olduklarını hayretler içinde gözlemledik.
Bunları niye yazdım? Elbette ki Türkçüleri karalamak, küçük düşürmek kastında değilim. Demem odur ki sanal ile gerçek dünya; yerle-gök, siyahla-beyaz, varla-yok kadar birbirinden farklı ve kendi gerçekleriyle asla diğeriyle uyum sağlaması olanaksız dünyalardır.
Sanaldan milletin dinine imanına atıp tutan birisi gerçek hayatta sanalda söylediklerinin onda birisini uluorta sarf etsin bu milletin zilzurna sarhoşundan bile bir kamyon dayak yer.
Biz bunu sanaldan gerçek yapılanmaya geçiş sürecinde az çok yaşadık.
O nedenle sırf kişisel egoları tatmin etmek için milletin dinine imanına sövüp sayarak Türk Milliyetçiliğini milletin nezdinde öcü gibi göstermenin ve milletin Türkçülerden nefret etmesine sebebiyet vermenin gereği yoktur. Şu an millete karşı en çok zorlandığımız ve anlatmakta ve kabul ettirmekte güçlük çektiğimiz konu da Türkçülerin dine bakışıdır.
Millet geçmişte neidiğü belli olmayan kişilerin dine imana karşı sövüp sayarak yerleştirdiği olumsuz intibalardan ötürü bizim her şeyimizi olumlasa bile iş inanca gelince birden bire aramızda soğuk rüzgârlar esmeye başlıyor.
Bu gerçekler ışığında bizler Türk çocuklarının Türkçü kuruluşlara önyargısızca gelebilmesi için geçmişe dönük olumsuzlukları temizlemek, gerçek laikliği içtenlikle yaşayarak Türk çocuklarının ümmetçi, sentezci ve hatta cemaatçilerin ellerine düşmelerinin önünü almak istiyoruz.
Bu davranış biçimi Türkçü mücadelenin özü ve gerçeği olurken aynı zamanda da psikososyal bir metot ve stratejidir.
Yani aklın yolu bunu emretmektedir.
Yazımızın başında aklın yolu birdir demiştik.
Rasyonel bir hareket olan Türkçülüğün aklı devre dışı bırakması söz konusu olamaz.

TTK.
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı daglargibi

  • Yasakli
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 250
Atsiz Ata Islam'a degil, Islam adina Türklüge yapilan saldirlara karsi idi. Islam adina Kürt Said'in pesinden gidilmesine Islam adina Türklügün silinmesine karsi idi. O dönem Islam adina Türklüge saldiran Necip Fazil'larin Kürt Said'lerin torunlari bugün iktidardalar ve hedeflerine adim adim ilerliyorlar. Yobazlarin iddia ettikleri gibi Atsiz Islam düsmani olsaydi bu Siir'i yazmazdi:

Genç Fatih'in ordusu yine tekbir alınca
Söndürürüz kafirin Meryem Ana mumunu.
Haritadan sileriz Tuna'ya at salınca
Ulah'ını, Sırb'ını, Bulgar'ını, Rum'unu.

Atsiz Ata'nin Islam'i yasayip yasamadigi kendisi ile yaradani baglar, fakat Atsiz Islam'i Türk'e faydasi oldugu müdetce savunmus Türklügün önüne gecen Islam'i ise elinin tersi ile itip Türklük yolunda yürümüstür, Mhp olayinda da bu böyledir. Mhp'deki sentezciler 1969 Adana kongresi ile partiye girmediler daha önce de partidelerdi fakat 1969'da MHP'de Toplumcu Türkcü düsüncenin yerini sentezci düsünce alinca Atsiz Ata isyan bayragini kaldirmistir. Atsiz Ata'nin Islam'in Türk'ün dini olarak kalmasinda bir itirazi olmadigi gibi Türklüge saldiran bir Islam'i da asla kabullenmemistir, bir Türkcünün de yapmasi gereken budur.

Çevrimdışı Delikurt38

  • Tanri Türkü ve Türk Yurtlarini Korusun
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 127
Ynt: Nihâl Atsız'ın İslam hakkındaki düşünceleri
« Yanıtla #12 : 05 Haziran 2013 »
Atsiz Ata Islam'a degil, Islam adina Türklüge yapilan saldirlara karsi idi. Islam adina Kürt Said'in pesinden gidilmesine Islam adina Türklügün silinmesine karsi idi. O dönem Islam adina Türklüge saldiran Necip Fazil'larin Kürt Said'lerin torunlari bugün iktidardalar ve hedeflerine adim adim ilerliyorlar. Yobazlarin iddia ettikleri gibi Atsiz Islam düsmani olsaydi bu Siir'i yazmazdi:

Genç Fatih'in ordusu yine tekbir alınca
Söndürürüz kafirin Meryem Ana mumunu.
Haritadan sileriz Tuna'ya at salınca
Ulah'ını, Sırb'ını, Bulgar'ını, Rum'unu.

Atsiz Ata'nin Islam'i yasayip yasamadigi kendisi ile yaradani baglar, fakat Atsiz Islam'i Türk'e faydasi oldugu müdetce savunmus Türklügün önüne gecen Islam'i ise elinin tersi ile itip Türklük yolunda yürümüstür, Mhp olayinda da bu böyledir. Mhp'deki sentezciler 1969 Adana kongresi ile partiye girmediler daha önce de partidelerdi fakat 1969'da MHP'de Toplumcu Türkcü düsüncenin yerini sentezci düsünce alinca Atsiz Ata isyan bayragini kaldirmistir. Atsiz Ata'nin Islam'in Türk'ün dini olarak kalmasinda bir itirazi olmadigi gibi Türklüge saldiran bir Islam'i da asla kabullenmemistir, bir Türkcünün de yapmasi gereken budur.
Aynen katiliyorum. Dini Inanclari yargilamamaliyiz Dinin suistimal edilerek Türkcülügmüze saldirilmasini yargilamaliyiz. Nitekim Atatürkte dini inanclari degil din suistimalcisi Ümmetcileri yargilamis onlarla mücadele etmistir.Din Insanlarin Tanri ile arasinda manevi vicdani bir bag olarak algilanmali ve kalmali.diye düsünüyorum.Son Basbug Atatürk Laikligi niye getirmistir Herkez dini inanclarini özgürce yasabilsin diye buna karsi Din Tücarri Ümmetcilerle mücadele etmistir Türklügmüzeyaptiklari saldirilardan dolayi Atsiz Ataminda ayni sekilde makalelerinde Ümmetcileri elestirdigi kanisindayim.
Ülkü; ilk önce, insanların gönüllerinde, gönüllerin derinliklerinde doğar ve kendini önce destanlarda gösterir. Sonra şuura geçer, büyük kılavuzlar tarafından açıklanır. Daha sonra da büyük kahramanlar, onu gerçekleştirmek için büyük hamleler yapar. Bu hamleler sırasında da ülkülü millet, kahramanların ardından gönül isteği ile koşar. Bütün bu uğraşmalar arasında da millet yürür, önce manen sonra maddetten ilerler, olgunlaşır, erginleşir.

H. Nihal Atsız

Çevrimdışı Aksungur

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 39
  • Türk Milliyetçisi
Ynt: Nihâl Atsız'ın İslam hakkındaki düşünceleri
« Yanıtla #13 : 26 Haziran 2013 »
İnsanların düşünceleri, inançlarını sorgulamak bizler gibi yüce bir soyun emanetçilerine yakışmaz. İslam'a, Hristiyanlığa inanan insanları sorgulamak bize düşmez. Atsız Ata'da düşüncelerini bu yolla belirtmiş ancak bu demek değil ki, inanan insanlara istediğimiz hakareti etme lüksüne sahibiz. Neyse soydaşlarım, dikkat edelim, bu tarz düşünen insanların ağzına sakız olabilecek nitelikte söylemlerden uzak duralım.

Tanrı Türk'ü korusun ve Yüceltsin.
Sonsuza dek sönmeyecek ateşimiz, Tanrı dağında savaştıkça kardeşlerimiz.

Çevrimdışı giray-han

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 116
Ynt: Nihâl Atsız'ın İslam hakkındaki düşünceleri
« Yanıtla #14 : 26 Haziran 2013 »

Bu bahsettikleriniz kızdıkları, kafalarına uymayan ya da kendilerine göre tarif ettikleri Türkçülüğü benimsemeyen kişilere "senin ananı seccadenin üstünde kıbleye doğru secde ederken domaltıp, bilmem neyimin suyunu, başörtüsüne fışkırtıyım" diye yazanlar mıydı?
Biz o satırlardan o günde çok utanıyorduk, bu gün de utanmaktayız.
Eğer bu bahsettiklerin o kişilerse aman kalsın, lazım değil.
Kim neye inanır bilmem ama bize yaşadığı toplumun değerlerine hakaret etmeyen ve ağzı bozuk olmayan, ahlaklı kişiler lazım.
Kirli ağızdan temiz söz çıkmaz.
Ben ne Gök Bilge Atsız'dan, ne Yüce Atatürk'den, ne Ziya Gökalp Beyden ve ne de diğer Türkçü önder ve bilgelerin hiç birisinden toplumun ahlakına aykırı ve millete hakaret eden tek bir söz duymadım.
Yıllardır Huntürk otağında okuyucu ve yazıcı olarak bulunmaktayım ve burada yolbaşçılarımızın yaşayış, düşünüş ve ifade ediş biçimlerindeki seviyeye aykırı hiç bir şeye tanık olmadım. Zaten yıllardır benim ve daha bir çok kişinin burada oluşunun nedeni de budur.

Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun.



Sançar kandaşım, bir zamanlar Atsızcılar olarak tabir edilen ve bu isim adı altında internet yayını yapan grubun marjinal bir tarzı olduğu doğrudur. Ama her şeye rağmen hataları ve eksikleri ile Türkçülük adına mücadele etmiş ve bir çok Türkçü yetiştirmiş bir oluşumdur. Toplum değerlerine hakaret etmek elbette Türkçü bir kişiye yakışmaz. Fakat toplumun gözündeki ''ümmetçilik'' perdesini indirmek ve hayatın ''din''den ibaret olmadığını göstermeye çalışmak bile sizi ister istemez marjinal kategorisine sokuyor.

Dini meselelerin tartışılması bize yarardan çok zarar vereceği aşikardır. Malum dini duyguları hassas bir toplumda yaşıyoruz.



Pekala, Atsız Atamızı, dine ve özellikle İslam dinine özel bir husumet beslemediği halde öyleymiş gibi göstermek niye? Ben Atsız Ata'nın dine bakış açısını düşünürken her daim yüce Çingiz Han'ı düşünürüm. Çünkü görüşleri birebir aynıdır. Çingiz Han da vaktinde Moğolistan'da faaliyet gösteren bir sürü dini incelemiş, ve o dinleri yayan kimselerden aldığı bilgilerle şu sonuca ulaşmıştır ki, tüm dinler insana en temel ahlak kurallarını emreder. Kendisi o yüzden ne belli bir dini yaymaya çalışmış, ne de belli bir dini bitirmekle uğraşmıştır.
Atsız Ata da öyledir. Atsız'ı toplum gözünde küçük düşürmek için uğraşan bir takım kendini bilmez cahil takımı, onun makalelerinden cımbızla laf alıp, aynı şekilde Kuran'dan cımbızla laf çekerek İslam'ı alçaltmaya çalışanlar gibi olduğunun farkında değildir. H. Nihal Atsız, kendisi İslam'a inansın ya da inanmasın, İslam'ın Türk toplumunda bulduğu yeri çok iyi bilmekteydi, ve vaktinin bazı "çağdaş" uygulamaları olan ve İnönü devrinin Halk partisince gerçekleştirilen din düşmanı politikalara karşı çıktı. Eğer ki Atsız dediğiniz gibi İslam düşmanı olsaydı, elbette ki bu politikaları övücü nitelikte yazılar yazardı. Atsız ne dine, ne İslam'a karşıydı. Atsız salt ve salt dini bağnazlığa, dini topluma, bireye, ve ülke yönetimine zorla empoze etmeye karşı, cehaleti sevmeyen, ırkı dinden önce gören biriydi.
Amma velakin ben bir müslüman olarak Atsız'ın yazılarını okurken incinmedim, gücenmedim, ve Atsız'ın biz müslüman Türk halkına düşman olduğunu sezmedim. Atsız bazıları gibi "azınlıklara oynayan" biri değil, salt çoğunluk olan Türk toplumunu toptan gözeten bir fikriyata sahipti. Biz ise bir avuç Türkçü olarak, sizin mantığınızla "İslam zaten Türk dini değil, o yüzden İslam'dan nefret edelim, İslam'ı yaşayan, ya da İslam'a bağlılık duyanları da arapçı olmakla suçlayalım" deseydik, Halk partisi gibi kendimiz çalıp kendimiz oynar, Türkçülüğü zaten topluma yaymakla uğraşmazdık. Nitekim Halk partililer öyle yapıyor. Kendileri çalıp kendileri oynuyor, solcu fikriyattan aldıkları din düşmanlığını çağdaşlık diye önümüze sunuyorlar.

Biz de nereden alındığı bilinmeyen bu mantığı Türkçülüğün içinde istemiyoruz. İnsanlar istediği dine inanmakta özgürdür. Gökbilge bundan bir sürü makalesinde üstüne basa basa bahsetmiştir. Acaba biz mi yanlış okuyup yanlış anladık? Atsız'ı bilmeden nice Türkçülük yapan insanlar var ki, bunlar yeri geldiğinde Atsız'ın görüşlerine ters bir şekilde, Osmanlı'ya karşı aşırı bir nefret besliyor, Padişahlarına küfür ediyor, ve Türk tarihinden sildikleri o 600 seneyi, bize kötü gösteriyorlar, aynı sözde milliyetçi, özde kızıl İnönücüler gibi.
Bizi bunlarla karıştırıyorsanız, hele hele Atsız'ı bu insanlarla karıştırıyorsanız, bizi yanlış tanımışsınız.

Türkçülük seküler bir ideolojidir.İçinde dini anlamda bir maneviyat barındırmaz. Ama Türkçülüğü bu tür tartışmaların içine çeken, ve buna Gökbilge Atsız'ı da dahil eden insanlar çok yanlış yapıyorlar.

Alıntı
İçinde bulunduğumuz coğrafi ve stratejik konum nedeniyle sürekli iç ve dış tehditlere maruz bir ülkeyiz. Dışarıdan tehditlere karşı mücadele etmek kolaydır. Fakat içeride çıkan bir takım kaoslarla, buhranlarla ve tehdit unsurlarıyla mücadele etmek ise çok zordur. Bunun nedeni ise, masum olanla olmayanı birbirinden ayırmaktaki güçlüktür. Dış mihrakların da teşvik ve yardımlarıyla Laik Cumhuriyet'imizi yıkıp yerine şeriat hükümlerine dayalı bir devlet düzeni kurmak isteyenlere karşı mücadele etmek her Türk evladının başlıca vazifesidir. Bu noktada rehberimiz ATATÜRK İLKE ve İNKILÂPLARI olmalıdır.
Bu söylediklerinizden iç ve dış tehditler olayına katılıyorum. Amma velakin ondan sonrasına katılmıyorum. Atsız Ata'nın bu konuda makaleleri vardır. Biri de şu makaledir:
http://www.nihal-atsiz.com/yazi/irtica-artik-bir-kuvvet-degildir-h-nihal-atsiz.html

Bu makaleyi okursak işimiz gücümüzün irtica denilen, ve Halk partisi tarafından bazı milli değer ve şuurdan yoksun, kozmopolitan yaşam stilinin esiri olmuş bir takım orta sınıfın önüne sırf oy alma kaygısı ile konmuş olan hayali bir tehditle savaşmak olmadığını anlayacaksınız.
Laiklik anayasada olduğu ve değişmez bir madde olduğu için bunun kaldırılması ancak ve ancak İran'daki gibi bir ihtilal ile olabilir. Ve ben öyle bir ihtilalin gerçekleşeceğinden şüpheliyim. Toplumun en büyük katmanlarını yarın ne yeyip ne içeceğini düşünen fakir insanlarla, yarın paydos saatine kadar nasıl vakit harcayacağını düşünen orta sınıf oluşturdukça, şeriatı getirmek artık ülke yobazları için bir hayalden ibarettir. Nasıl bu ülkeye komünizm gelemezse, şeriat da gelemez.
Ülkenin kuruluş felsefesi Türkçülük olduğundan dolayı, bu ülkede başa gelebilecek tek sağlam ideoloji, ve gelmesi gereken ideoloji, Türkçülüktür. O yüzden şeriat olayına bu kadar kafayı takmanın, orada burada irtica var diye dolanmanın biz Türkçülerin bir kere zekasına yakışmayan bir hareket olduğunu düşünüyorum.
Türkçülük, her daim olduğu gibi, dinsel bir hareket değildir. İnsanlara ne belli bir dini empoze eder, ne de belli bir dine karşı fiştekler. Şimdi bu konunun başında bulunan yazı Atsız'ı İslam ya da din konseptine düşman gibi göstermektedir. Ama ben de size 10 dakikada tam tersini gösteren bir yazı hazırlarım. Yine makalelerin içinden cımbızla sözcükler seçer, önünüze koyarım, Atsız bu sefer de dinci dersiniz. Ama Atsız, Türkçülüğün fikrinin vücut bulmuş hali olarak, Türkçülük gibi dine nötr bakabilen bir insandır. Lütfen onu özünden başka bir şekilde lanse etmeyelim.


Çevrimdışı Budunçar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 9
Ynt: Nihâl Atsız'ın İslam hakkındaki düşünceleri
« Yanıtla #15 : 05 Eylül 2015 »
Atsız'ın din hakkındaki fikirlerini daha önce okumuştum, Reha Oğuz Türkkan da katıldığı bir televizyon programında Atsız'ın herhangi bir dine inanmadığını, Müslüman da olmadığını ancak ateist-tanrıtanımaz olarak da adlandırılamayacağını söylemişti. Din konusunda, Müslüman bir ailede yetişen ve Tanrı inancı olan bir birey olarak ben de Atsız'la aynı fikirleri paylaşıyorum. Mantığıma oturtup 6. yüzyılın bedevi toplumu için kuralları bir Türk olarak kabullenemiyorum ancak bazen görüyorum ki iş hakaret noktasına kadar varıyor. Kişiler Müslümanlığa veya başka dinlere de inanmayabilir. Bu kişinin kendi özgürlüğüdür ancak bir Türk birliği kurulacaksa Türkler'in arasında dini kutuplaşma olmamalı, isteyen istediğine inanma ve inanmama hakkına sahip olmakla birlikte karşı tarafın inancına saygısızlık etmemeli, yorum yaparken de haddini bilmelidir. Geçmişte çok farklı dinlere mensup Türkleri tek bir çatı altında tutan devlet anlayışına sahip yüce insanların torunları olarak bize yakışmaz hoşgörüsüzlük ve inançlara saygısızlık.

Çevrimdışı alkanaga

  • Yasakli
  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 68
Ynt: Nihâl Atsız'ın İslam hakkındaki düşünceleri
« Yanıtla #16 : 16 Eylül 2015 »
Din,  dinlediğinde ileri gelir. Türkler göç ettikleri yörelerdeki insanlarla iletişim kurmuş kültür, töre ve inançlarına saygılı davranmış ve DİNlemiştir. Türkün yüksek hoşgörüsü, tevazusu ile bu durum mümkün olmuştur. Biz hiç bir zaman araplar gibi put peşinde koşmadık, karşımızdaki insanları ikinci sınıf görmedik. Arap milliyetçiliği ve kültürünü bize enjekte eden zihniyet ümmetçilik adı altında öbür tarafta cennetler vaat edilerek saf insanımıza sunulmuştur. Bizim en büyük ibadetimiz insanlığa hizmettir. Acunda var olan tüm tinlere saygı vardır, doğaya saygı, ataya, kadına, çovcuğa saygı vardır Türk ün inancında. Var olan her zerre kutsaldır ve bunu var eden tengri tektir, eşi ve benzeri yoktur. Yaratıcıdır; bilinen ve bilinmeyen her şeyi O yaratmıştır. Canlılara yaşam verir. Ölüm onun iradesine bağlıdır. Varlıklara yaşam verdiği gibi, dilediğinde de onu geri alır.
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN

Çevrimdışı [Hun Türk]

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2406
  • TTK
Ynt: Nihâl Atsız'ın İslam hakkındaki düşünceleri
« Yanıtla #17 : 16 Eylül 2015 »
Bu tür konuları aşalı yıllar oldu. Isıtmanın anlamı yok. Sonra gerginlesiyoruz !!
Bana göre ticanilik, nurculuk, yobazlık, komünizm ve partizanlık gibi hastalıkların sebepleri, milli ülküden yoksunluktur.
Hüseyin Nihâl Atsız


TÜRK IRKI SAĞOLSUN !