Maalesef bu ve benzeri durumlar, Eğe ve Akdeniz de ki, hemen bütün turistik yerlerde, sıklıkla yaşanıyor.
Özellikle bar, gece kulübü ve benzeri eğlence yerlerine gelen bu coni hayvanları, köpekler gibi alkol tüketip, yapmadıkları rezaleti bırakmıyorlar.
Çok miktarda aldıkları alkolün tesiriyle kontrolden çıkan bu coni hayvanları gerek eğlence yerlerinde ve gerekse çarşı, pazar ve sokaklarda daha da hayvanlaşıp, kadın ve kızlara sözlü ve fiili, tacizlerde bile bulunabiliyorlar.
Özellikle bu hayvanların içkili eğlence yerlerinde çıkarttıkları rezalete işletme sahipleri ses çıkartamıyor, yerli turistlerden veya yerel halktan karşı gelenlerede, kavga çıkmaması için, araya girmek zorunda kalıyorlar. Zira, herhangi bir işletmede bu hayvanlarla kavga, dövüş ve hatta tartışma çıkması bile o işletmenin, üç ila on beş gün mühürlenerek, "ticaretten ve sanattan men cezası"na uğramasına sebep oluyor.
Maalesef, çok acı ama, gerçek böyle.
Gerek yerel yönetimlerin tutum ve davranışları ve gerekse uluslararası antlaşmaların sağladığı başıbozukluk, bu hayvan conilere, neredeyse, her türlü kepazeliği yapmaya çanak tutuyor. Bu hayvanlara adeta, özel bir dokunulmazlık statüsü tanınmış gibi.
Düşünebiliyor musunuz? bir ABD gemisi liman şehrine geldiğinde, çevre illerden hayat kadınlarının çağrılarak bu hayvanlara hizmet(!) verilmesi, gayr-i resmi görünümle resmi kişilerce organize edilmektedir. Böylesine utanç verici şeyler, maalesef, alçak coninin üç-beş dolarını alabilmek için, Türk turizmini ve ekonomisini geliştirmek(!) adına, yapılmaktadır.
Bu utanç verici ve onur kırıcı manzara, hakim olan mandacı ve mankurt anlayıştaki, ahlak yoksunu kapitalizmin, doğal sonuçlarıdır.
Devlet ve devleti yöneten felsefe, milli ve hatta Türkçü olmadıkça ülkemiz ve insanımız, bu utancı yaşamaya, devam edecektir.
Anlaşılacağı gibi balık, baştan kokmuştur.
TTK.