Gönderen Konu: Medyada Nurcu-Nakşi çekişmesi ve tirajlar...  (Okunma sayısı 3349 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İL TEGİN

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 171
 Kandaşlarım,

 http://www.hunturk.net/forum/fetullah-maalesef-beraat-etti-3816.msg26026.html#msg26026 bağlantısında bu konuya hafifte olsa bir temas etmiştik. Aşağıda Gazeteport'ta yazılmış olan makale ilgimi çekti. İçerisinde bu konuyla ilgili ilginç ve doğru tespitlerde bulunuyor. Bir okumakta fayda var.

 

Medyada Nurcu-Nakşi çekişmesi ve tirajlar...

24.06.2008

Gazeteler arasındaki tiraj-sahiplik-sermaye kaynakları gündemi sürekli meşgul ediyor, Zaman'dan sonra Taraf gazetesinde de "değirmenin suyunun nereden geldiği" sorgulanmaya başladı. Büyük bir dosya konusu haline gelmiş bu ideolojik medya yapılanmasının gözler önüne serilmesi kaçınılmaz oldu. Son olarak Mehmet Y.Yılmaz ve Serdar Akinan 'ın köşelerine konu olan "ideolojik medya" gerçeğinin biraz daha derinlerine inelim ve hafızalarımızı tazeleyelim.

ZAMAN Gerçeği, Bölüm 1

Zaman gazetesinin edebiyat öğretmenliği ve kültür muhabirliğinden ışık hızı ile genel yayın yönetmenliğine, siparişle, getirilmiş olan Ekrem Dumanlı ve bağlı kalemşörleri onca cephede mücadele edip heryere cevap yetiştirmeye çalıştığını uzaktan izliyorum.

Kendi yönettiği gazetesindeki "Yorum" köşesinden yazdığı derin(!) analizler'den sonra hiçbir net görüşüne rastlayamadığım, sanırım sadece temsil ettiği cemaatin ve ideojinin bir de mevcut iktidarın ilgili kanadının tarafı olarak (okeye dörtlü aranır gibi) katıldığı tv-tartışma programlarının vazgeçilmez populer ismi oldu son yıllarda..

Unutmadan, bu popularitesi iktidarın yurtdışı gezilerinde de son hız devam ediyor. Ekrem Hoca son olarak Doğan gurubunu abone dağıtım çalışmalarına atfen bir yazı yazmıştı sözüm ona Zaman gazetesinin yıllardır tartışılan abone dağıtımlarını meşru kılacak. Gelin biraz Zaman gazetesinin serüvenini hatırlayalım.

Türkiye'de cemaatlere yönelik abonelik sisteminin mucidi Zaman gazetesi değil, 1980'li yılların başında Nakşibendi cemaatinin medya bacağını oluşturan ve aynı zamanda cemaatin lideri konumundaki Hüseyin Hilmi Işığın damadı olan Enver Ören 'in sahipliğindeki Türkiye gazetesidir.

ÖZALLI ALTIN DÖNEM

Gazetenin Nakşibendi eğilimli Özal iktidarı tarafından desteklenerek altın çağını yaşadığı ve milyon adetlerdeki tirajlara ulaştığını görüyoruz.

Yine Enver Ören sahipliğindeki İhlas okullarında burslu okuyan öğrencilerin sabahları çok erken saatlerde kalkarak gazete dağıtımlarını yaptığı bu gazete başka bir Enver Ören kuruluşu olan İhlas Ev Aletleri tarafından ithal edilen promosyonları ile (Rayma Bilezik vs.) yüksek tirajları ile bir döneme damgasını vurmuştu.

Bu kurum ve iştirakleri ise Özal devrinin kapanması ile bitkisel hayata girmiş ve hatta Bankacılık krizi döneminde tüm iştiraklerine TMSF tarafından el koyulacak duruma gelmişti.

Ne varki AKP hükümetinin Nakşibendi bağlantıları ve özellikle Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan' ın bu tarikatla yakın ilişkisi İhlas Holding ve Enver Ören'i ipten kurtaracak hatta TGRT'yi bu derin ilişkiler yumağı ile Murdoch'a rahmetli Ahmet Ertegün üzerinden satacak duruma getirmişti. Ahmet Ertegün, tarikatlar bağlantısı, Nakşilik, Enver Ören konusunu uzmanı Soner Yalçın 'a bırakıyorum. (Medyanın damatlar ve öz evlatlar tarafından yönetilmesi konusu da ülkemize çok da yabancı değil anlaşılacağı üzere.)

TÜRKİYE ABONELİKTE ÖNCÜ

Türkiye gazetesinin bu başarısının arkasında elbette cemaat, bağlı okulları, şirketleri, destekçileri, finansörleri vardı.Neredeyse her il, ilçe ve kasabada örgütlü İhlas temsilcilikleri gazeteleri toplu olarak dağıtım şirketinden teslim alıyor sonrasında öğrenciler ya temsilciler vasıtası ile abonelerine dağıtıyordu.

Bu aboneler bağış, destek, alışveriş, ihlas ev aletlerinin yan promosyonları, İhlas Pazarlama şirketinin kampanyaları üzerinden ya da gerçekten gazete üzerinden verilen kuponlu kampanyalara katılım şeklinde oluyordu.

Ne yalan söyleyeyim Zaman'dan farklı olarak çok akıllı kampanyalar ile gerçekten çok yüksek tiraj patlamaları yaptıkları da oluyor. Bugün ise Türkiye gazetesi onca pırıltılı dönemden sonra İhlas Pazarlama ile promosyon olarak verilen gazete aboneliklerinden ibaret, basın ilan kurumundan pay alma niyetiyle yüzbin adedin üstünde kalmak için çoğunluğu sözde abonelik ile yaşatılmaya çalışılan bir gazete. O gazeteler de gerçekten basılıyor mu emin bile değilim, Yaysat'a sormak lazım.

İHLAS OKULU YERİNE IŞIK OKULLARI

Anlattıklarım çok tanıdık geliyor değil mi? Aslında Zaman'ı anlatmam gerekiyor ama onların hikayesinin de asıl çıkış noktası burası. Küresel stratejilerin ülkemizle ilgili kitlesel örgütlenmelerinde Nakşiliğin yerini Fethullah-Nurculuk hareketinin almasıyla benzer yapılanma medyada da gerçekleşiyor ve Türkiye gazetesinin yerini Zaman, dağıtımı yapan öğrenilerin yetiştiği okullarda ise İhlas okullarının yerini Işık okul ve evleri alıyor.

Bugün Zaman gazetesinin sözde abonelik yapılanmasını, adreslere dağıtım yapısını inceleyin karşınızda bu gerçeği bulursunuz. (Fethullah Hoca örgütlenmesini öğrenmek isteyen idari mekanizmalar bundan iyi bilgi bulamaz) Fethullah ve Nurcuların bugünkü kadar güçlü ve organize olmadıkları 1990'lı yıllarda  Dinç Bilgin 'e ait dağıtım şirketi BBD'nin kısmi ortağı olan Zaman gazetesi yine neredeyse ülkenin tamamında örgütlü Fazilet Yayıncılık (o dönemki ismi) temsilcilikleri vasıtası ile gazeteleri teslim alır,  İhlas yapılanmasından biraz daha farklı olarak bölgesel finansörler tarafından ödemeleri yapılırdı.

Bu finansörler kontrollerindeki bölgelerdeki destekleyicilerinden bağış adıyla para toplar karşılığında ise istenilen adreslere gazete gönderirlerdi.

'PARAN YOKSA CANIN SAĞOLSUN'

Gazete gönderilen sözde abonelerden de para tahsilatı yapılmaya çalışılır ancak zorlanılması durumunda "canın sağolsun" denilerek bölge finansörleri tarafından bulunan açık kapatılırdı.

Finansörlerin dağıtım şirketine ödeme yapmalarında zorlanılması durumunda ise Zaman gazetesi yayıncısı dağıtım şirketi ile temsilcinin borcunu üstlenir, dağıtım şirketinden gelmesi gereken ödemeyi kapatır ve borç buhar olurdu, burası çok önemli; Borcun yayıncı şirket tarafından üstlenilmesi kendi bastığı  gazetenin parasını kendi ödemesi anlamına geliyor çünkü. Parayı sistemle barıştırmanın başka bir yolu..

Zaman gazetesinin bugünkü durumu ise eğitimli ve seçilmiş ABD'de eğitim alarak kendine yatırım yapılmış  dünya görmüş vizyon (!) sahibi yöneticileri  sebebi ile daha derli toplu gözüküyor.

Peki tirajlarındaki meşruiyet çözülmüş mü?

Ne yazık ki hayır...

Önlerinde iki engel var...

BİAK VE ABC ENGELİ

Biri Reklamverenler, Reklam Ajansları ve Medya kuruluşları tarafından kurulan; BİAK (Basın İzleme Araştırma Kurumu) diğeri de şu anda Zaman gazetesinin davası sonucu Rekabet Kurumu tarafından çalışmaları askıya alınmış olan yine Reklamverenler, Reklam Ajansları, Medya Kuruluşları ve Dağıtım şirketleri tarafından kurulu ABC Türkiye (Audit Bureau Of Circulation, Tiraj Denetim Kurumu)

Bu iki kurumdan özellikle ABC, Zaman'ın belalısı.

Aslında Zaman'ın da kurucu üyesi olduğu ABC, tümü bağımsız ve kararları Reklamcılar ve Reklamverenler derneği mutabakatı olmaksızın verilemeyen bir platform. Gazete satışlarının manipüle edilmesini önlemek amacıyla çok ciddi bir denetim şartnamesi oluşturulan ve bu denetimin uluslarası kabul gören bir denetim şirketi tarafından yapılmasını şart koşan altında Zaman gazetesinin de imzası olan bu denetim standartlarını uygulanması aşamasında Zaman gazetesinin sözde aboneliklerinin tespiti yapılamamış..

Nasıl mı? Bir gazetenin tirajdan sayılabilmesi için çok basit bir kural var; Bu gazetenin öncelikle basılması, satışı ya da dağıtımı yapılacak okura tarafından satın alınması ve parasının tahsil edilmesi.

Aboneler için manipülasyonu engellemek amacı ile ilave olarak, bir kişinin birden fazla aboneliğinin olmaması, bir adreste birden fazla abonelik olmaması (istisnalar var) adreslerin ve kişileri gerçek olması vb. gibi.

Bu denetimler sonucunda ise Zaman gazetesinin sözde aboneliklerinin adreslerinin(yüzbinlerce) eksik olması, tahsilat makbuzlarının bulunmaması, aynı adreste onlarca gazete abonesinin bulunması, yine okullarda (Fethullah Hoca okulları, yurtları ve dershaneleri) onlarca mükerrer abonelik bulunması, abone olmayan insanlara gazete gönderilmesi vb. ciddi anomalilerin bulunması sebebi ile durum ABC tarafından Zaman gazetesine bildirilmiş, sözkonusu durumun düzeltilmesi, abonelik sisteminin denetlenebilir hale gelmesi durumunda tekrar başvurmaları karara bağlanmış ve en çok satan gazete olması sebebiyle hak ettikleri ABC yönetim kurulu üyeliği düşürülmüş.

Bu durumda Zaman ne yapmış?

Karara saygılı oldukları ve derhal kendi abonelik sistemlerini düzeltme yoluna gidecekleri ve tekrar başvuracakları bildirilmiş ancak bunun tam tersi olarak ABC rekabet kurumuna şikayet edilerek olay yargıya intikal edecek duruma gelmiş.

Bugün ise ABC Türkiye yönetimi, Rekabet Kurumunun aldığı karara itiraz ederek yürütmeyi durdurma kararı almış ve ABC Türkiye'nin yoluna devam etmesi konusunda çalışmalarını bu kez yargı karşısında hak etme yoluna gitmiş...

Zaman bununla kalmamış BPA adı verilen; ve denetim standartları sipariş üzerine oluşturan tek taraflı bir denetim yoluna gitmiştir..Evet Zaman gazetesi bu adetlerde baskıyı yapıyor ve dağıtıyor..Buna kimsenin itirazı yok ama gazetenin parasını kim ödüyor, gerçekten talep edene mi gidiyor, aynı adreslere onlarca dağıtım mı yapılıyor vs. soruların cevabı yok.

DEĞİRMENİN SUYU...

Peki değirmenin suyu nereden geliyor?

Zaman gazetesinin kurucu ve patronu olarak Ali Akbulut görünüyor. Son dönemde son derece modern, batılı (görüntü olarak) binalarda son teknoloji matbaalara milyonlarca dolarlık yatırım yapan gazeteyi kimler yönetiyor bilen yok... Sadece vitrinde o kanal senin bu kanal benim görünen eğitimli bir vitrin figürü var.

Sayın Dumanlı şişirilmiş abone verilerini savunurken gelişmiş ülkeleri referans veriyor ama unuttuğu birşey var dünyanın hiçbiryerinde satışının %99'u abone olan bir ülke yok..Bu oran en fazla %40-60 düzeyinde olabilir, gazetecilik okuduğu ABD'de bile...

Düşünün ki bir gazete 850.000 adet satıyor ama bayilerde satılan adet 15-20 bin! Gülerler..Hatta bu konudaki zaafiyetlerini bildikleri için gazete bayilerinde satılan miktarı artırmak için Işık okullarında okuyan öğrencilerin cebine para koyup gazete satın alma yoluna bile gitmişlerdi..Sonra başa çıkamadılar kolay yol varken, abonelik, vazgeçtiler.

Bir diğer engel de BİAK demiştim. Türkiyede satılan gazetelerin bir de okunurluk katsayıları var. Hani kahvede, komşuda, vapurda otobüste paylaşılan gazeteler var ya bunun çarpanı gazetenin okur katsayısını ve erişimini oluşturuyor. Türkiyenin en çok, gerçek, satan gazetesi Posta bunu Biak verileri de doğruluyor.

Hürriyet ikinci Sabahta üçüncü...

Peki sözde en çok gazete, Zaman, kaçıncı? Birinci değil.. İkinci de üçüncü de..

Bu kadar gazeteyi bedava piyasaya verseniz Resmi Gazetenin de okunurluğu çıkar gerçi..Yerse..

Bence Zaman'ın bu sevdasından vazgeçmesinde yarar var, o satışı meşrulaştırmak o kadar kolay değil.

Onun yerine SND denilen organizasyona biraz konsantre olunsa yılda çok rahat 5-10 ödül kazanılan gelişmiş ülkelerin parlatma mekanizmalarından aldıkları tasarım ödülleri ile reklamvereni uyutmaya devam etsinler.

Ya da biraz zoru seçip bayideki satışlarını artırmayı denesinler..Doğan'ın kuracağı abone sistemine ahkam kesmek kolay ama onlar zoru başarıyor yoksa kurarlar bi tarikat, alırlar arkalarına faizsiz takunyalı sermayeyi sonra sat milyonlarca gazeteyi..

Şimdilik bu kadar..

(Dosyamız devam edecek, Yeni Şafak, Bugün, Star, Sabah grubu-Çalık, bağlı Tv'ler, Remzi Gür, Taraf, Alkım-Ahmet Altan, TRT, İhlas, Nakşi-Nurculuk çekişmesi, Erdoğan-Gül rekabetinin medyadaki yansıması tümüyle bu dosyada olacak.)


http://www.gazeteport.com.tr/EKONOMI/NEWS/GP_235444

Çevrimdışı Tuğçe Özsoy

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 86
  • TÜRK IRKI SAĞOLSUN!!!
Ynt: Medyada Nurcu-Nakşi çekişmesi ve tirajlar...
« Yanıtla #1 : 26 Haziran 2008 »
İL TEGİN kandaşım güzel bir makele ve sende bizimle paylaşmışsın teşekkür ederim.Ayrıca konu hakkında; bu zaman adındaki paçavralarını millete dağırmak için herşeyi yapıyorlar.O ışık evimidir nedir oralara gözlerimle gördüm bir eve onlarca zaman paçavrası geldiğini.Adamlar bir de yönetem bulmuşlar reklam için, bazı apartmanalrın,iş yerlerin falan ön duvarlarına büyük-küçük boyutlarda kutular yerleştiriyorlar.Dikkat çekecek şekilde..Önemli yerlere..Bilmiyorum diğer illerimizde nasıllar ama Boluda bildiğim kadarıyla hadlerini aşmış bir şekilde örgütleniyorlar.Tanrım Türk Milletine yardımcı olsun..

Esen kalmanız dileğiyle..

TTK !!!
"cihat" değil "KIZILELMA" !!!
"ab" değil "TURAN" !!!

Çevrimdışı NTürk

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 158
Ynt: Medyada Nurcu-Nakşi çekişmesi ve tirajlar...
« Yanıtla #2 : 26 Haziran 2008 »
Bizim apartamana bırakıyorlar.Parasız pulsuz...Hatta çoğu zaman kapı kapalı olduğu için apartman kapısının koluna sıkıştırıyorlar.Birde dindar kesimin ilgisini çekmek için oyunları var;neymiş zamanın tersten okunuşu namazmış.Adamlarda çok sağlam bir örgütlenme var.Hatta dediğiniz gibi hadlerini aşmış durumdalar.Ama onlarında suyu kaynıyor...

TTK
HARAY HARAY MEN TÜRKEM!!!

Çevrimdışı GÖKTÜRK PUSAT

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 5
Ynt: Medyada Nurcu-Nakşi çekişmesi ve tirajlar...
« Yanıtla #3 : 27 Haziran 2008 »
bu nar dinine mensup narcılarla nakşi dinine mensup nakşiler memleketi parçalamak için ellerindeki bütün imkanları kullanıyorlar

amerikan koloni partisinide arkalarına alıp vatandaşların verdikleri vergilerle bu yeni dincilere halkın paralarını peşkeş çekiyorlar

bunlar işi iyice abarttılar ki yok mekkeye göndereceğiz yok umreye göndereceğiz yok hacca gönderceğiz yok uzaya göndereceğiz yok zaman makinesi yaptık sizi asrı saadete gödereceğiz vay yavrum vay

bizim zavallı halkta bu melunların  lafına uyuyor elde avuçta ne varsa veriyor ondan sonra ayzada kalmış at ...... gibi dımdızlak kalıyor

ulan din bezirganları yüzde kırk kar payı(aman ha kar payı faiz sayılmaz!!)alırken gevrek gevrek gülüyodunuz simdi ne oldu kandırdılar mı

bir de bunlar bu tip gazeteler abone sistemi ile dağıtım yapar onun için bu kadar tiraj yapıyorlar çünkü ellerinde ne kadar kuruluş varsa orda çalışan orda kalan insanlar bu gazetelere abone olmak zorundadır aksi halde hemen kendilerinden uzaklaştırılır.
Muhtaç Olduğun Kudret, Damarlarındaki Asil Kanda Mevcuttur !