Sağlıkçı eylemine Kürkçü darbesi

[Tonyukuk]

     

       Mersin’de iki dünden beri çok başarılı bir iş bırakma eylemi gerçekleştiren sağlık emekçilerine Ertuğrul Kürkçü darbesi. Dün yüzde 90 iş bırakma eylemini kalabalık bir yürüyüş ile de taçlandıran sağlık emekçileri, bu gün de Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi yanındaki parkta toplandılar. İlk etapta sayısı bine yaklaşan sağlıkçılar, birlikte Türküler söyleyip halay çektiler. Bir çok DKÖ temsilcisi de bu eyleme destek için oradaydı.Sağlıkçılar gelen misafirleriyle tek tek ilgilendiler çay ikram ettiler. Özellikle 13 Mart eylemi için besteledikleri marşları ve Türküleri hep bir ağızdan söylerken, üzerinde güçlü ses cihazları olan bir otobüs yüksek sesle müzik çalarak, sağlık emekçilerinin yanına geldi. Otobüsün arkasında yürüyen yaklaşık 700 kişi durmadan sloganlar atıyordu. Otobüsün üstündeki bir kişi “şimdi adayımız size seslenecek” diyerek mikrofonu Ertuğrul Kürkçü’ye uzattı. İşte ne olduysa o zaman oldu,sağlık emekçilerinin bulunduğu alana sanki bomba atılmış gibi halaylar durdu, müzik sustu, sağlık emekçilerinin yüzde sekseni alanı terk etti. Kalanlar da ne yapacaklarını bilememenin şaşkınlığı içindeydi. Bu arada gurubun içinden ayrılan bazı çocuklar, sağlık emekçilerinin arasına girerek ‘biji serok apo ‘ diye bağırdılar. Tam o sırada şoku atlatan Mersin Tabipler Odası şube başkanı Doç. Dr Tayyar Şaşmaz mikrofona koşarak “Ne yapıyorsunuz kardeşim, yaptığınızı beğendiniz mi, iki günden beri başarılı bir eylem yaptık, bunu gölgelemeye hakkınız var mı, sizi davet ettik mi, parti marti istemiyoruz” diyerek ayrılan sağlık çalışanlarını durdurmaya çalıştıysa da, onlar çoktan alanı terk etmişlerdi. Bir hemşire yüksek sesle “AKP’ nin yapamadığını bunlar  yaptılar” dedi

 Yusuf Çelik

Güncel Mersin İnternet Gazetesi




            Hayvan ruhlu biri köpeğini döve döve öldürür, 300-500 dolarlık köpeklerle hop doğru meydanlara, HES karşıtları, ağacımı kesme, çiçeğime dokunma, böceğimi ezme derneği üyeleri yine meydanlara, aynı şekilde kutsal olan emeğinin değerinin verilmesini dile getiren yurttaşlarımız da haklı olarak alanlara iniyor. Ama elini vicdanına koy be kardeşim, üç tane piç dölü aranıza girdi diye iki gündür sürdürdüğünüz eyleme son vererek meydanı bunlara terk edip gittiyseniz merak etmeyin yakında size o ekmeği de bir şekilde haram ederler. Vatan, üzerinde yaşayan bireylerin iradesi ve kararlılığıyla tutulur öylece yurt olur. Siz köpeğinizle, ağacınızla, çiçek böceğinizle rahat ve özgür yaşayın, işinize aşınıza zarar gelmesin diye evinizin evi vatanı korurken şehit olan askerlerimiz ve güvenlik güçlerimizin hangi biri için böyle sokaklara döküldünüz. Eli kolu bağlanarak hainle, katille aynı torbaya konulan kahramanlarımız için en son ne zaman üzüldünüz. Küresel sömürgecilerin insafına terk edilmiş bir yurtta hüküm senin elinde değilse kalan diğer her şeyin değeri nedir?       

[Yüzbaşı Sançar]

Ertuğrul Kürkçü adlı ispiyoncu ve kaypak marksist artığından ancak Türk Milletine ve devletine karşı muzur işler beklenir ki zaten, marksist artığı ve eskisi Kürkçü de, mayasına münasip olanını, bölücü kürt kimliğiyle yapmıştır.
Burada yanlış olan asıl şey; haklı bir gösterinin, üçbuçuk soysuzun sıradan bir provaksiyonuyla dağılmış olmasıdır.
Madem kaç günden beri, azim ve kararlılıkla, o meydanda hak arayışı için bir araya gelmişler; hazır kitle bilinci oluşmuşken bu üçbuçuk soysuza da hadlerini bildirerek birlikteliklerini daha bir anlamlı hale getirselermiş ya!
Zaten işin hassas tarafı da bu noktada ortaya çıkıyor.
Bizim insanımız hak arayışını bile belli konfor standartalarıyla yapıyor. Yani rahata ve risksizliğe fazlasıyla alıştılar.
İte bulaşmaktansa çalıyı dolaşmak evladır anlayışı itleri cesaretlendirmektedir.
Oysaki günümüz şartlarında Türk insanına yakışan; it kendisine bulaştığında, müstehak olduğu muameleyi yaparak, o iti, çalıyı dolaşmaya mecbur bırakmak olacaktır.
Bütün bu gelişmeler, kürt taşkınlığına karşı, toplumsal yılgınlığın göstergesidir ki bu yılgınlık kürt azgınlığını daha da artırmaktadır.
Bir toplum için bananecilik, bana dokunmayan yılan bin yaşasın gibi nelazımcı anlayışlar ölümcül birer hastalıktır.
Kasabın bıçağını yalayan koyunun, kesilmekten kurtulamayacağını unutmamak lazımdır.

[TÜRK-KAN]

 Aşırı sol grupların tamamına yakını, terör örgütünün ve AKP'sinin yardakçılarıdır. Haberde adı geçen şahıs, geçtiğimiz yıllarda adı sürekli değişen ve şu anda da maalesef Millet Meclisi'mizi kirleten ama katil, it sürüsü olma vasfı asla değişmeyen terörist partisinden aday olmuştu. Hala da onların ayakçılığı vazifesini layıkı ile ifa etmektedir.

 Solcu denen ayaktakımı güruhu(Komünist, Sosyalist, Maoist, Troçkist vb. bilumum fraksiyonları), sazı ellerine alınca hemen başlarlar; Barış, Demokrasi, Eşitlik, Kardeşlik naraları atmaya... Lakin bunlar da AKP'si gibiler...Laflar süslü püslü, orak çekiçli terminolojiler hava da uçuşuyor. İş icraata gelince Türk Milleti'nin değil, Türk düşmanı terörist katillerin yanında oluyorlar.

 Haberdeki eylemcileri de "tebrik ediyorum". İki üç tane terörist yardakçısını susturmaktan acizsiniz. Gelmiş "Hakkımızı arıyoruz", "Kendimizi ezdirmeyeceğiz" vs. süslü sloganlarla işi kotarmaya çalışıyorsunuz ! Hak sadece Devlete karşı aranmaz. Sizin protesto hakkınızı kendi hesaplarına gaspetmeye kalkan, binlerce insanımızın(ki içinde bir sürü Sağlık Görevlisi Şehitlerimizde var) Katillerine, meydanı terkederek ne hakkınızı alabilirsiniz, Ne de size ait olan diğer değerleri ve haklarınızı koruyabilirsiniz !