Gönderen Konu: BALIK HAFIZASI  (Okunma sayısı 4387 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı YALNIZKURTKARAGÜLLE

  • GÖKBÖRÜ SİNOP
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1345
  • Mekanı Uçmağda!
BALIK HAFIZASI
« : 18 Temmuz 2011 »
Masal bu ya bir gün bir padişahlıkta bir akvaryum açılmış. Dünyanın her denizinden rengârenk balıklar getirilmiş. İçinde yağmur ormanı yapılmış Kosta Rika’ dan getirilen bitkilerle. Açılışa da padişahı buyur etmişler. Padişah da padişahmış hani. Halk padişahı, padişah halkını severmiş. Sevmedikleri anasını alıp gidermiş…
Biz dönelim akvaryumumuza. Anlı şanlı bir açılış olmuş. Öyle böyle hizmet değil! Dünyanın en büyük akvaryumu! Koskoca padişah da gelmiş kurdeleyi kesmeye, daha ne olsun! Padişah memleketi bir adım daha ileri götürmenin mutluluğu ve halkına olan sevgisiyle buyurmuş. “Üç gün bedava ola, bilmem kaç gün indirimli ola!” Aman da çok severmiş halkını. Gerçi ülkede her şey güllük gülistanlıkmış, para gani, hizmet sınırsızmış. Cop icat olmamış henüz. Yediği önünde yemediği arkasındaymış halkın. Hele gençsen mutluluk sınırsızmış. İşte bütün bunların ışığında sarayın önünde “padişahım çok yaşa” sesleri yankılanalı çok olmamış.
Yani pek gerek yokmuş bedava günlerine ama eşe dosta kıyak çekilecek değil ya! Tabi ki halkına çekmiş kıyağı padişah. Halkı balık görsün, yağmur ormanlarında ıslansın istemiş…
Halk pek sevinmiş bu işe. Piknik tüplerini de alıp gitmişler akvaryuma. Neden piknik tüpü demeyin. Balık ızgara değil konu. Öyle bir adet varmış ülkede. Günlerden Pazarsa, hava güzelse alınırmış piknik tüpü… Girmişler akvaryuma. Vatoz balıklarının kafalarına pet şişelerle vurup şakalaşmışlar. Fotoğraf makinelerin flaşları zarar verirmişmiş balıklara ama olsunmuş. Halkın en doğal hakkıymış facebookta profil resmi yapmak balıklarla! Yağmur ormanlarında Kostarika’ dan gelen bitkileri evde yetiştirip bütün ülkeyi yağmur ormanı yapmak istemişler. Öyle bir adet de varmış ülkede. Orman falan pek önemsenmezmiş ama herkes her bulduğu bitkiden koparıp kök versin diye suya koyarmış. İşte yağmur ormanlarının başına gelenler aslında yeşillik sevmektenmiş.
İlk gün yetmiş kadar balık sessizce ayrılmış dünyadan. Ne hissettiler bilinmez. Ölü balıklar konuşamaz. Kalan balıklar da sus pus.
“Ne biçim masal! Balık konuşur mu” demeyin. Halk konuşuyor ya! Kıssadan hisse yok bu masalda. Kıssası da hissesi de içinde. Tek bildiğim o halk ve o padişah ilelebet mutlu yaşamışlar. Halk o padişahı seçmekten, padişah o halk tarafından seçilmekten hep memnun olmuş. Kimse ne bitkilere ne de balıklara hiç bir şey sormamış…
Gün gelmiş bu masalı herkes unutmuş... Balıklar dışında…
Anşa Ceyno GÜR   

(Alıntıdır)
10 EYLÜL 2022'DE UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!


Dört yanım soru, Tanrı'm
Hepsi en zoru Tanrı'm
Soruların zorundan
Soyumu koru Tanrı'm

Sen Tanrı değil misin, adını yargılatma
Sana Tanrı deyince, dinimi sorgulatma
Ya adam et bunları, ya beraber yaşatma
Kanı bozuk olanlar "Türk'üm" diyemesinler
Ve Türk'ün dik başını yere eğemesinler.

Çevrimdışı TARDU KAĞAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 541
Ynt: BALIK HAFIZASI
« Yanıtla #1 : 21 Temmuz 2011 »
Balık hafızası sanıldığı gibi 3 sn falan değildir.Balıklara ilişkin yapılan bu yorum,iğneye takılı yeme 3 sn içinde saldırı yapmasından kaynaklanırki;bu da balıkların açlık güdüsünün bir sonucudur.Balıklar sahibini bile tanıyabilir.Seslerinden ve yüz hatlarından kolayca anlarlar.Siz evinizin içinde tv seyrederken,onlar hem yüzer,hemde sizi ve odanın içinde olup bitenleri izlerler.Evdeki gergin ortam bile onları etkiler.müziğin bir çok türüne karşı tepki verebilirler.Bunlar bizzat kendi tecrübelerimle sabittir.Gelelim hikayedeki balıklara...Onlar malesef günümüz Türkiye sinde halkın önüne konan birkaç görsel aldatmacadan,film hilesi ve küresel emperyalist ayak oyunlarından sadece küçük bir tiyatro sahnesi.E haliylede başına kuş pisleyince şans oyunu oynayan bir toplumun böyle argümanları susuz tuzsuz yemeside bundandır.