2.11.2013 Tarihli Hürriyet GAZETESİNDE yer alan haber:
AKP’nin iktidardan düşmesinden sonra polisin 15 Nisan 2011 tarihinde yaptığı baskınlarla ortaya çıkartılan, kısa ismiyle FTÖ olarak bilinen Fethullah terör örgütü davası Silivri’de nihayet başladı.
Davada 15 tutuksuz, 480 tutuklu, toplam 495 kişi yargılanıyor.
Kimlik tespitinden sonra 3.567 sayfalık iddianamenin okunmasına geçildi.
Mahkemeye sunulan bir kamyon dolusu ek klasörün nasıl inceleneceği merak ediliyor.
İddianamenin okunmasının birkaç ay sürmesi bekleniyor.
Sanıklar arasında Cengiz Çandar, Mehmet Altan, Ahmet Altan, Hasan Cemal, Engin Ardıç, Emre Aköz, Mahmut Övür, İsmet Berkan, Ruşen Çakır, Yiğit Bulut, Ergun Babahan, Şamil Tayyar, Fehmi Koru, Mustafa Karaalioğlu, Şahin Alpay, MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE, Hadi Uluengin, Ethem Sancak, Ergün Özbudun, Lale Mansur, Oral Çalışlar gibi çok önemli (!) gazeteciler, akademisyenler, gazete patronları, bilim adamları ve sanatçılar bulunduğu için bu davaya asrın davası deniyor.
İddianamede, FTÖ’nün, polis, yargı, MİT, Ordu, Milli Eğitim gibi Kurumların içine sızarak, medyayı ele geçirerek cumhuriyetimizi yıkmayı ve yerine ABD’nin de desteğiyle ılımlı bir islam devleti kurmayı amaçladığı, kendilerine boyun eğmeyen yazar ve her türlü aydınları baskıyla satın aldıkları, ya da iftiralarla hapislerde süründürüp susturdukları iddia ediliyor.
Adının gizlenmesini isteyen, tutuklu sanıklardan ünlü bir iş adamının kızı, babasının örgüt üyesi olmadığını, baskı nedeniyle örgütün gazete ve televizyon kanallarına reklam vermek zorunda kaldığını iddia etti..
Bilindiği gibi çok sayıda iş adamı, çeşitli kanallarla örgüte para yardımı yapmakla suçlanıyor.
İddianamede sanıkların bir bölümünün doğrudan örgütün içinde yer aldıkları, bir kısmının örgütün düzenlediği Abant toplantılarına katıldıkları, ABD’de bulunan “Ben Numara” ile, ya da örgütün diğer ileri gelenleriyle söyleşi yaptıkları, bazılarının ise örgütle doğrudan hiçbir teması olmamakla birlikte, köşe yazılarıyla örgüte stratejik destek verdikleri iddia ediliyor.
Sanıklardan Şamil Tayyar’ın Avukatı, müvekkilinin yasadışı dinlendiğini, özel hayatıyla ilgili, hatta karısıyla yatak odasında yaptığı konuşmaların safra iktidar yanlısı yandaş medyada çarşaf çarşaf yer aldığını, hatta kemalist bir yazarın daha iddianame hazırlanmadan FTÖ davasıyla ilgili kitap yazdıklarını iddia etti.
Polis tarafından derdest edilip götürülürken, “Ben CIA” ajanı değilim, bu dava Nato’dan geri döner” diye bağırdığı bilinen Cengiz Çandar'ın Avukatı, bugün düzenlediği basın toplantısında, “FTÖ davasıyla ADALET katledilmiştir, müvekkilim demokrasiyi savunduğu için yargılanmaktadır, müvekkilimin ne FTÖ ile, ne de CIA ile ilişkisi yoktur” dedi.
Ahmet Altan mahkeme salonuna girerken, “Uluslar arası şirketlere sesleniyorum.
Bu dava küreselleşme karşıtı Kemalist bir darbedir.
Ben ve kardeşim küresel şirketlere hep sahip çıktık, onlar da bana ve kardeşime sahip çıksınlar” diye seslendi.
Kalabalığı gözleriyle tarayan Ahmet Altan’ın, Soros’un şöförünü kalabalığın arasında görünce hüzünlendiği görüldü.
“Küresel güçlere güvenim sonsuz” dedi.
Dava ile ilgili görüşüne başvurduğumuz Mustafa Balbay, gülümseyerek, “Sanıklar üzülmesinler, suçsuz olanlar eninde sonunda beraat eder, üç dört yıl içinde özgürlüklerine kavuşurlar” dedi.
Hasan Cemal’in savunmasını kendisinin yapacağını öğrenen Ruşen Çakır’ın, “Hasan Cemal savunmasını kendisi yaparsa ömrüm davanın sonunu görmeye yetmez” dediği iddia ediliyor.
Metin Akpınar
Kaynak:
MilliHaberAjansi.yahoogroupes.fr