2004 yılında hariciyemin iç cebine deri eldivenlerimi koyup harici şapkayıda üstüne asıp dolaba kaldırmıştım onu bir daha giymeyecektim .Ama yan cebine Harb okulu marşını ve istiklal marşımızı yazıp koymayı da ihmal etmedim .Çünki çalacaklardı onları , sileceklerdi uyutulmuş beyinlerden ve biz uyandıracaktık ya kış uykusundaki Kurdu .Gerçi kurtlar kış uykusuna yatmaz dı ama feleğin işi işte biliyordukki uyuyacaklar .Ama biz asla .
Vakit dağların bakır rengiydi .Palaskamı botumu da koymuştum o nehrin kenarına
Ama onları bir daha hiç giymemek üzere değil .Başına üveyik kuşunu diktim dedimki palaskamın botumun önünde nöbet tut 2012 yılında elimde Davutun sapanı diğer elimde Musanın asası sırtımda Attila nın kılıcı ile gelip alacağım onları şimdilik sana emanetler .
Üveyik tebessüm etdi buyruk senindir Türk oğlu tamam dedi .
Uğraşta seyir değişmişti .Mevsim de değişmişti zaten .Çünki bu ülkede rüzgar artık Hazar kıyılarından Ötüken bozkırlarından değil buram buram bedevi kokan arap kokan burunların direğini kıran bir iğrençlikle çöllerden esiyordu
Bizde hal değiştirip doğduğumuz yere döndük .
Ak sakallı bir dedem vardı orda .Ne güzel zamanlardı .Akşam oldunan giderdim yanına doksan yaşında bir ihtiyardı .Bir sohbetimiz vardıki akıllara durgunluk verir .Çayı demlerdik o kapının yanına otururdu .Mutfakta bizimlen gece onikisin'e kadar otururdu .Sanki o doksanlık bir ihtiyar değildi biz Kürşatlarla aşık atardı o koca Türk .Biz o ölünce anladık ki sır sahiblerinden imiş.
Çok sohbetimiz geçti çok şeyler söyledide hepsini burda yazmak sırra ihanet etmek olur.
Ama sır kabilinden olmayanlara dem vurabiliriz elbetde .
Bir keresinde demiştikki ;
Ya dede be bunlar diyorki kuran arabça indi çünki ötelerde arabça konuşluyormuş biz arabca bilmiyoz ne diyeceğiz münker ile nekir denen kabir meleklerine dedik.
Güldü ihtiyar sakalını okşayarak şöyle dedi ''Atam dediki bana ölmeden önce Derviş Ali oğlum bu dergahın kapısından Türk olmayanı alasınız yemin olsunki cehennemi boylarsınız .Sonra şöyle demiş ;Gökler Türkçe konuşur gittim gördüm bize ihtiyarlardan bildirilen de bu .Boyut üstünde ölülerimiz eski atalarımız meclis kurmuş gözünden perdesi kalkan görür imiş.Dede yağmur gibi yağan sorularımıza muatap olunca her zaman yaptığı gibi eee çok şeyler varda oğlum ben bilmiyom dedelerimiz bilirdi kitaplar vardı ama kayb oldular .Ben çok bilmiyom ihtiyarlardan ne duydusam o dedi hey gidi koca macır hey .
Sıkıştımı daha çok sormayalım diye hep bunu yapardı .Sonra sırdır oğul benden alma ilen olmaz kendin varacan derdi.
Bu dede değme Kemalistden Kemalistti.
Değme imam dan daha imamdı .Ama ötelerde Türkçe konuşulur diyecek kadar da Türkçüydü .
Ne kitap okumuş ne internet de talebelik yapmıştı.
Ahi olduğunu sonra öğrendiğim bu Türk ihtiyarı Tanrı diye başlardı her kelamına Tanrısız iş olmaz derdi.Tanrı bu Türkü aleme nizam koysun diye yaratdı .Biz Türküz bunun için çalışmaz yaşamazsak Tanrı bizi yarın öldükmü kovalar önünden derdi .Sonra ne hikayeleri vardı onun perdelerimizi bu öykülerle birer birer yırttı.
Bize salık verdiğ sözlerden bazıları ise şunlar idi İyiye iyi demeyin kötüye kötüye demeyin acele etmeyin .
Ne arıyorsunuz ne ararsınız içinizde var derdi.Tıpkı Atanın hitabına benziyor değilmi Damarlarındaki asil kanda mevcutturla eş anlamlı .
Doğru zaman doğru iş doğru yerde derdi.
Bazen de söylediğine dikkat et sonra onu giyersin ,
ve alamayacağın kaleyi kuşatma sakın derdi.
Duy geç gör geç bil geç hayrete düşme hayret çukuruna düşen orda kalır.
Kaan olacaksan Kaana sancak tutacaksan kılıç tokuşturacaksan akıllı olman elzem derdi.
Hakikatları masal tadında anlatırdı sohbeti bittimide saatine bakar sonra şöyle derdi .Allah sizin yardımcınız olsun ben çok üzülüyom sizlere çok cefa çekeceksiniz. Allahım derdi gözleri dolarak sen bu yiğit oğulları koru sen Türkün soyunu koru çok düşman gelecek sizi kıyacak bu milleti telef edecek .Atatürkü dinlemedi bunlar unutdular düşmanı diye ağlardı .
Son sohbetinde otur dizimin dibine dedi bana .Oğul ben daha durmam bu acunda kocamışlık zor öteler çağırır gibi oluyor artık .
Belki bir daha sohbet edemeyiz diyeceklerim var sana .Bunları yazasın dedi .
Bunların yarısı kılıçdan geçecek yarısı ateş ilen yanacak
Siz sekizinci kata çıkacaksınız .her biriniz için bir yahudi bir hristiyan bir müslüman ölecek
Allah size müslümanlarıda azılı düşman kılacak çünki onlar münafık gavur ortağı .
Hem çünki siz kara bayraklılar olacaksınız o sebepten sizi ne gavur sevecek ne arap ne müslüman siz yanlızsınız .
Siz en fenalığı müslümanım diyen den göreceksiniz.
Çok kalmaz acun çalkalanır eskiler bize bildirdi bunları
Bende size bildireyimde artık bakın ne yaparsınız .
İnsanlar din denen şeyi yanlış biliyo bu yüzden çoğu gavurun ekmeğine yağ sürecek .
Sözü uzatmadı ihtiyar dediki ;
İş size kaldı evlat atalarınız onurlandırın tanrının gözü sizde sakın ha yoldan ayrılmayın ihanet etmeyin sakın Türklüğe !
Bu yazıyıda Türklüğün düşmanları bölümüne niçin koydum hemen deyivereyim dedenin son sözlerinde azılı düşmanlarımızı bir daha okuyun .Bu savaşlardan çürük Türkler sağ çıkamıyacak bayram temizliği bu içim dışım yıkanacak AUUUUUU !!!
böyle kısa bir anektod gibi bişey işte paylaşayım dedim malum o dede artık yok ve iş bize kaldı ya ...