SABAHATTİN ÖNKİBAR/ İşte belge Çölaşan!
Haberler - Sabahattin Önkibar
25 Aralık 2012
Emin Çölaşan’ın yeni işi F Tipi cemaat ya da ışık evlerinin avukatlığını yapmak mıdır anlamış değiliz!
Biz, Sözcü gazetesinin sahibi olan Burak Akbay’ın Fehmi Koru’nun açık ve net tanıklığı ile ışık evlerinin müridi olduğu iddialarını soruştururken o gövdesini patronuna siper ediyor.
Sadece siper etmiyor, bir de hadisenin üstüne gittiğimiz için doğru olmayan şeylerle belden aşağı hücumlarda bulunuyor.
Neymiş efendim benim bu konunun üstüne gitmem Sözcü’de yazamamdan imiş!
Cumartesi günü yazdım, biz ne Çölaşan’ı ne Uğur Dündar’ı, ne Necati Doğru’yu ne de Saygı Öztürk’ü şahsen hedef almadık, tersine AKP’ye yaptıkları muhalefet bağlamında onları alkışladığımızın altını çizdik.
Bizim gazeteci olarak araştırmamız Sözcü‘nün ardındaki karanlık iradedir!
Sözcü’ye gel!
Çölaşan bu olayın üstüne giden bendenize çamurlar saçarak dur diyor ve olay aydınlanmasının telaşında!
Burak Akbay ve Sözcü ile ilgili belge ve bilgileri sunmadan önce bir hususa açıklık getirelim.
Emin Çölaşan Sözcü’ye yazmaya başladıktan sonra bir gün aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- “Sabahattin, Ufuk Söylemez’in bürosunda yemek yedik. Beni Sözcü için ikna etti. Sen de gel AKP’yi duman edelim.”
- “Emin Bey, Sözcü’nün magazin havası var. Yeniçağ malum fikir ve misyon gazetesi. Ben burada yazmaya devam edeceğim.”
Aradan zaman geçti ve Yeniçağ’da yazıma sansür konunca ayrıldım ve Çölaşan’ı aradım:
- “Emin Bey, Yeniçağ ile F Tipi’ni eleştiren bir yazıma sansür konması sebebi ile yollarımız ayrıldı. Bir süre evvel beni Sözcü’ye çağırmıştın, bu davet geçerli ise gelirim.”
Çölaşan: “Tabi geçerli ben hemen İstanbul’u arıyorum.”
Ertesi gün Çölaşan tekrar arar:
- “Yav Selahattin, Genel Yayın Müdürü Metin ile konuştum, o da eni çok istiyor, Sabahattin Bey’in en iyi okuyucusu benim diyor ama patron bu ara kimseyi almıyoruz demiş!”
Evet, bütün kutsallarım üstüne yemin ederim ki hadise aynen budur.
Çölaşan’ın savunduğu Burak Akbay
Hal bu iken, Çölaşan’ın kendisinin davetini yok sayıp olayı başka türlü sunması ayıp ötesidir.
Velev ki ben gazeteciyim ve Sözcü’de çalışmak isteyebilirim. Bugün yazdıklarım nasıl o konu ile irtibatlandırılır.
Bakın, ben taraftar olmadığım ve doğrularım olduğu için kim yaparsa yapsın yanlış gördüklerimi eleştiriyorum. Yeri geldi mi Cumhuriyet’i, yeri geldi mi Yeniçağ’ı, yeri geldi mi Akit’i topa tutuyorum. Tayyip’i, Kılıçdaroğlu’nu, Bahçeli’yi hiç kimsenin cesaret edemediği şekilde sorguluyorum. Ne yani Çölaşan’ın mantığına göre benim bunlara karşı özel hesabım ya da kinim mi var?
Gelelim Sözcü ile ilgili kuşkulara:
Birincisi kimdir bu Burak Akbay!
Babası emekli bir muhabir. Koskoca bir gazeteyi kurmak ve döndürmek için nereden buldu onca trilyonu?
Fehmi Koru gibi kamuoyunun bu konuda önemseyeceği bir tanığa göre Burak Akbay ışık evlerinde yetişmiş bir mürit ve Sözcü’nün perde gerisinde tıpkı Taraf gazetesin’de olduğu gibi muhalefeti kontrol etmek isteyen F Tipi cemaat var!
Bunlar nasıl sorgulanmaz?
Ne yani, bir gazeteci olarak ben bu iddiayı araştırmayayım mı?
Ayrıca ayinesi işse kişinin tablo ortada!
Önceki gn hariç ki o da bizim sayemizde oldu. Sözcü gazetesi kurulalı beri bir kez olsun F tipi örgüte, ABD’ye, AB’ye, İsrail’e, Soros’a, Tayyip’e yaptığı gibi manşetlerden muhalefet etti mi?
Dahası, mesela önceki gün Hatay’da yapılan mitingleri ve 106 merkezde yapılan Milli Anayasa Forumlarını bir kez olsun haber yaptı mı?
Devam edelim, Ufuk Söylemez’in ABD’yi, Soros’u ve Türkiye’deki uzantılarını yazdığı için yazıları sonlandırılmadı mı?
Keza Vural Savaş nerede,niçin kapıya konuldu, hangi yazıları sansürlendi?
Bu tablo Çölaşan’ın bana telefonda söylediği gibi, “Fehmi Koru benim için homoseksüel dese inanacak mısın Sabahattin?” türünden şeyler değil, en azından ciddi bir araştırmayı hak etmiyor mu?