Gönderen Konu: Sadettin Tantan’dan sarsıcı Değerlendirme:  (Okunma sayısı 2399 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
PKK 2 milyar doları yurt içinde ve dışında bazı kişi ve kuruluşlara fonladı!..

Dün, suç örgütleri ve terörle mücadelenin efsane ismi, eski İçişleri Bakanı ve Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan’la uzun uzun sohbet etme imkanını buldum. Tantan, Fransa’da öldürülen 3 PKK’lı üzerinden günlerdir yaşanan tartışmaları ibretle izlediğini söyleyerek başladığı konuşmasında, Türkiye’yi sarsacak iddialar dile getirdi. PKK’nın yurt içi ve dışında bazı kişi ve kuruluşlara 2 milyar dolarlık fonlama yaptığını öne sürdü.

Tantan, son günlerdeki tartışmaların ve AKP’nin İmralı açılımının, bir bakıma PKK’nın mali anlamda 50 milyar dolarlık güce nasıl ulaştığını da gözler önüne serdiğini belirtti. “PKK bu güce nasıl ulaştı?” sorusuna da maddeler halinde cevap verdi.

İşte o maddeler:
2000’li yılları hatırlayın. Aynı zamanda organize suç örgütü olan PKK, o günlerde dağılmanın eşiğindeydi. Mali yönden sıfırlanmasına az kalmıştı.
AKP’nin 2002‘de iktidara gelişinden sonra terör örgütünün adım adım güçlendiği gözlendi. PKK, 50 milyar dolarlık güce ulaşırken, 2002’den bu yana iktidarda olan güç ve parlamento, bunu seyretti! Hatta seyirci kalarak, bu toparlanma ve güçlenme sürecine yol verdi!

AKP iktidarı ve onun güdümündeki Meclis, terörle mücadelenin birinci koşulu olan örgütün finans kaynaklarına el koyma operasyonunu yapamadı. PKK’nın mal varlıkları tespit edilemedi.
Bugünse Fransa’daki cinayetlerden sonra özellikle Türk medyasında sanki “fonlanmış” gibi hareket eden bazı yazar ve çizerler sahne alıyorlar! Bu iddiayı durduk yere ortaya atmıyorum. Çünkü PKK’nın 2 milyar dolara yakın bir parayı, yurt içi ve yurt dışında medyada ‘alt yapı’ oluşturmak için dağıttığı, dosyalara girmiş durumda. Yani bunların belgeleri var!
Tantan, “Bu çok önemli, hatta sarsıcı bir iddia. Madem kayıtlara girmiş durumda, o halde kimlerin fonlandığını söyleyebilir misiniz?” sorusuna da şu cevabı veriyor:
“Bugünlerde televizyon, gazete ve internet ortamına bakın, bunlar kendilerini açıkça ifade ediyorlar. Yurt dışında da gazeteci-siyasetçi kuruluşlar bazında inceleyin, orada da göreceksiniz. İsim vermeye gerek yok! Ayrıca bazı akademik olan veya olmayan düşünce kuruluşlarının da fonlandığını düşünebilirsiniz!”

Tantan tüm ısrarlarıma karşın, şimdilik isim vermeyeceğini söyledi. Gelişmeleri maddeler halinde yorumlamayı sürdürdü:
Şimdi gelelim, sizin de (Uğur Dündar’ın yazısı) geçen hafta köşenizde anlattığınız PKK’nın finans kaynaklarına… Herkes PKK’nın AKP iktidarı döneminde, yani son 10 yıl içinde büyütüldüğü ve bunun etkisiyle masaya oturulduğu gerçeği üzerinde hemfikir.
Peki, 50 milyar dolarlık mali güce sahip PKK’yla mücadele eden kurumların bütçesi acaba ne kadar? Hemen 2013 bütçelerine bakalım: MİT’e 1 milyar lira, Jandarma’ya 6 milyar lira, Emniyet’e 15 milyar lira ayrılmış. Toplam bütçe: 22 milyar lira! Bu düşündürücü tablo acı gerçeği yeterince gözler önüne sermiyor mu? Başka söze gerek var mı?
Son günlerdeki gelişmeleri analiz ederken, ABD’li tarihçi Trapley’in “Obama, Erdoğan’ı kandırıyor!” şeklinde basına yansıyan sözlerini de göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum.
Bu iddia, AKP iktidarının ABD‘ye şu soruyu sormasını zorunlu kılıyor: “Önümüzdeki dönemde İran, Kafkasya ve Hazar’da PKK’yı kullanmayı mı düşünüyorsun? Suriye’deki kargaşada PKK’nın rolü var mı? El Kaide’nin varlığını ve rolünü duyuyoruz. Peki PKK’nın rolü ne?”
PKK’yı bazı istihbarat güçlerinin Türkiye’ye karşı kullandıkları biliniyor. Sizin PKK’yı bu ülkelere karşı kullanma projeniz var mı?
AKP iktidarının sözcüleri sık sık “İmralı”nın muhatabı hükümet değil. Görüşmeleri hükümet yapmıyor. Onun muhatabı “istihbarat teşkilatı!” diyor. O zaman ben de soruyorum. “Acaba vesayet bu kurumlara mı geçti?”
Milli İstihbarat Teşkilatı, yasaların kendisine vermediği “operasyonel yetkiyi” kimden alıyor? Yoksa Türkiye’de yasaların üstünde bir güç var da bizim mi haberimiz yok!
Suriye’ye karşı agresif politika izleyen Türkiye, Kandil‘deki terör karargahına el koyma konusunda neden aynı agresif politikayı izleyemiyor?
Son gelişmeler üzerine kamuoyunda şöyle bir algı oluşuyor: “Uluslararası alana taşınmış PKK üzerinden Türkiye’nin iç hukuk sisteminde taviz üzerine taviz veriliyor ve zaten sarsılmış durumda olan hukuk sistemi, giderek kendisini yok ediyor!”

Sadettin Tantan’ın çarpıcı analiz ve açıklamaları, özellikle “fonlama”larla ilgili iddiaları, kamuoyunda uzun süre tartışılacağa benziyor.

http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/haber70078-Sadettin_Tantandan_sarsici_iddia_PKK_2_milyar_dolari_yurt_icinde_ve_disinda_bazi_kisi_ve_kuruluslara_fonladi.html

Çevrimdışı Egenin Efesi

  • Gökbörü'nün izinde Tanrı Türk'ü korusun!
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 178
Ynt: Sadettin Tantan’dan sarsıcı Değerlendirme:
« Yanıtla #1 : 19 Ocak 2013 »
Sadettin Tantan bence bilinmeyen ve yeni bir şey söylememiş. Sadettin Tantan'ın dediklerine eskiler "malumun beyanı" (bilinenin dillendirilmesi) derlerdi.
pkk adlı örgüt sıradan bir etnik hak arayıcısı örgüt olmaktan çok uzaktır. pkk belki ilk kuruluşunda kürt etnik haklarını dillendirmekteydi ama özellikle apo ve diğer üst düzey yöneticiler ta işin başından beri uluslararası güçlere karşı kendilerini Türkiyeye zarar verecek potansiyelde göstermek gayreti içindeydiler. Yani pkk başından beri emperyalist güçlere taşeron olacak şekilde yapılanmıştır.
Dün Efe'ydik, Zeybek'tik; bu gün: GÖKBÖRÜ'dür Adımız!