Akademisyen kılıfıyla Ermenistan için casusluk faaliyetlerinde bulunan,Rizenin ;Çayeli ,Hemşin ,Çamlıhemşin ilçesinin Köy ve yaylalarında ve Artvinin Hopa ilçesiyle Kemal paşa beldesinde Hemşin kökenli İnsanlar arasında araştırma adı altında etnik kışkırtma yapmaktadır.
Lusine Sahakyan, Erivan Üniversitesi’nin Halk Bilimi profesörlerindendir. 2010’dan 2012’ye kadar her yaz Hemşin’e gelen Lusine, burada elini kolunu sallayarak Hemşince dualar, Hemşince müzikler üzerinde çalışmış; bir Allah’ın kulu da tutup “Sen ne ayaksın?” diye sormamış… Oysa Bir Türk’ün “ Erivan’da Türkler” başlıklı bir çalışma için Erivan’a gidip elini kolumu sallayarak araştırma yapabileceğimi düşünmüyorum. Diyelim ki gitti, orada yakılarak öldürülmem içten bile değildir. Diyelim ki öldürüldü, Türkiye’de birtakım soytarı hümanistler çıkıp “Senin de ne işin vardı orada pis faşist!” diye yine Ermenilere toz konduramayacağını iyi biliyorum. Bunu tahmin etmek için medyum olmaya gerek yok… Ben de daima bir provokatör olarak anılırdım.Acaba diyorum, Lusine Sahakyan, Türkiye’deki yerleşimlerin Ermenice adlarını veya mevcut adların köken araştırmalarıyla Ermeniceye bağlanması çabasını bir kenara bırakıp Türkiye’deki kripto Ermenileri araştırsa nasıl olur? Kriptolar için değil ama Türkiye ve Ermenistan için en iyisini yapmış olacaktır.
Türkiye’de özellikle sözde barış süreciyle birlikte bu çok kültürlülük veya çok kimlikli yapı büyük önem kazanmıştır. AKP hükümetinin tek hatası PDY değildir. Hükümet, azınlık politikalarında da, gerek AB gerekse ABD ilişkileri uğrunda büyük hatalar yapmıştır. Bugün yaşanan darbe girişimi de ülkedeki terör de tamamen bu hataların neticesidir. Yazık ki Türkiye’de birçok insan beynini çalışmaya kapatmış, ülkenin geldiği tehlikeli noktayı görememektedir.Lusine Sahakyan gibiler de hala sürmekte olan bu hatalar sayesinde Türkiye’de rahatlıkla geziyor, “Hemşin Yer İsimleri” diye kitap çıkartabiliyor. Evrim Kepenek, Lusine Sahakyan ile söyleşi yapmış ve onu yere göğe sığdıramamış. “Devrimci Karadeniz” Bianet.org ve bazı internet siteslerinde söyleşiye yer vermiş. Şöyle övüyor Kepenek, Sahakyan’ı: “… Sahakyan gözlemlerini de, ‘Geçmiş ve Günümüzde Önemli Bir Kavşak: Hemşin’ ismiyle belgesele aktardı. Belgesel, 2 Aralık 2012’de Hollywood’da PREMIERE at arpa İnternational Film Festivalinde ‘Hakikati görmek ve onu söyleyebilme cesareti olduğu’ referansı ile Armin T. Wegner ismiyle İnsanseverlik baş ödülünü kazandı. Sahakyan’la Hemşin üzerine yapmış olduğu araştırmalar üzerine konuştuk.” Diyor.
Söyleşide Evrim Kepenek “İlk gözlemleriniz neler?” diye soruyor. O da şöyle cevap veriyor: “Söz konusu ilçelerdeki Hemşinlilerin bir bölümü, çevrelerinde konuşma dili olarak Ermenicenin Hamşen lehçesinin korunuyor olmasından etkilenerek Ermeni kökenli oldukları gerçeğini kabulleniyor. Bu kabullenişin kaynağında, Hopa ve Borçka ilçelerinde Hemşinliler arasında ateist ve Marksist fikirlerin yaygın olması, Türk İslam etkisine karşı yerel kültürü savunma işlevi de gördüğünü düşünüyorum.”Lusine Sahakyan’ın bilhassa son cümleleri bir itiraftır. Kendisi bir ajan olarak gözlem yapmış ve Ermenistan lehine tespitlerde bulunmuştur. Bizim kerizler ise hala kendileri açısından bunun tehlikeli bir itiraf olduğunun farkına varamamış durumdadır. Onlar için bu durum kültürel bir etkileşim, medeni bir yaklaşım, bilimsel bir çabadır… Gerizekalı olan da buna inanır.Evrim Kepenek “Peki, kendilerini Türk veya sadece Hemşinli olarak tanımlayanlar yok mu?” diye soruyor. Sahakyan şu çarpıcı ifadelerle cevap veriyor: “Kendilerini Türk olarak kabul eden, kökenleri hakkında kendi aralarında konuşmaktan kaçınan ve en makul ihtimalle kendisini Homşetsi (Hemşinli) diye adlandıranlar mevcut.”Bundan sonra Lusine Sahakyan, Karadeniz’i nasıl gezdiğini, yer adlarının (kendine göre) nasıl Türkçeleştirildiğini, dualara ve ezgilere varıncaya kadar nasıl kayıtlar yaptığını anlatıyor. Manastırlara zarar veren altın arayıcılarından dem vuruyor. Son cümle hariç, diğer yazdıklarım, onun bas bas “Ben yeni bir Lawrence’ım, yeni bir Noel’im!” diye bağırdığı cümlelerdir.Ancak Türklük bilinci kapalı olan insanlar, hala hümanist nutuklarla bu tarz ajanları yüceltmektedir. Bugün bunca şehit vermemize neden olan barış sürecinde, Batılıların ödül vermeye doyamadığı Vamık Volkan’ın ABD ile Türkiye arasında nasıl “elçi” görevini gördüğünü hatırlayın. Lusine Sahakyan gibiler de Vamık Volkan gibilerin yabancı versiyonudur. “Serbest Vezin” başlıklı köşesinde “Lusine Sahakyan’ın Savunmak” başlıklı bir yazı yazarak bu ajanın sonuna kadar yanında olduğunu beyan eden Adnan Genç; “Arap-Arami Birliği” internet sitesi Beyt-Nahreyn’de “Yer Adlarının Türkleştirilmesi” başlıklı bir yazı yayımlayan Attila Tuygan gibiler de bu çok kültürlü emperyalist oyunun birer parçasıdır.Bu oyuna dahil olmuş, olan ve olacak kim varsa, tehlikeli bir oyun oynamaktadır ve ne Kurtuluş Savaşı sonrası azınlık oyunlarına karşı neler yapıldığını hatırlamakta ve ne de işbirlikçi Ali Kemal’e neler olduğunu göz önünde bulundurmaktadır. Hatta bu oyunun bir parçası olarak “Yunanistan’dan filanca Yunan Karadeniz’deki akrabalarını aramaya geldi!” gibi sözde iyi niyetli haberleri bizzat kendileri yapmakta oldukları halde, günün birinde torunlarının da Türkiye’ye getirilerek akrabalarını arama yalanlarıyla kandırılıp madara edileceği ihtimalini düşünmemektedir.
Türkiyenin gerizekalı ve sözde Türk hümanistler de bu tarz olaylara güya Amerikan düşmanlığı altında atlıyor. Gerçekte ise tamamı ise ABD ve Batı emperyalizminin Türkiye’deki azınlık oyunlarında bilinçli veya bilinçsiz piyonluk yapmaktadır.